Teknoloji Haberleri
L
Gönderiler
Hakkında
0 L
12 yıl
|
Araç:96 model Laguna 2.0 motor,140 hp Evet arkadaşlar 2,69 dan 20 liraya 8 litre lpg aldım. 60 km kasmadan şehiriçi dolaştıktan sonra bitti. Sizce aracımın tüketim değeri nasıl? |
L
12 yıl
|
1.3 Multijet Doblomuz satılıktır. Yeni araç alacağımız için satıyoruz. Fiyatı oldukça makul düzeydedir. En son 20 bin tl. İlgilenenlere duyurulur .. http://www.sahibinden.com/ilan/vasita-minivan-van-panelvan-fiat-fiyat-dustu-firsat-ilk-sahibinden-1.3mjet-doblo-134980520/detay |
L
12 yıl
|
Arkadaşlar bu araca bu parayı vermek sizce mantıklımıdır? Araç yakın bi iş arkadaşımın. Aldığından beri gözüm üstünde,şehir içinde 7litre yakıyor araç muhteşem bi performansı var.. Linkini veriyorum; http://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-alfa-romeo-2009-alfa-romeo-gt-q2-170-bg-kirmizi-128041202/detay |
L
12 yıl
|
Arkadaşlar ilandaki araç 28/03/2013 tarihinde önden hasar almıştır. Arkadaşımın aracıydı,kaza yaptı ve araç perte çıktı. Fakat çakal galericiler iş başında olduğundan toplanıp boyanıp satılmaya çalışılıyor. 80bin kmde yazılmış ama aslında araç 128 binde kaza yaptı. Dikkat ederseniz direksiyon göbeğindeki airbag bölümü değişmiş. Büyük ihtimalle çıkma araçtan takılmış. http://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-renault-galeri-volkan,dan-1,5-dci-fluence-6,ileri-exprssion-123595546/detay/ |
L
12 yıl
|
Dün akşam saat 7 sularında Eminönünde üniversitenin önünde babamı bekliyordum,bilenler bilir,beklemek yasak.Fakat işimiz kısa sürecek diye otoparka bırakmayalım dedik. Memur "bey" in teki geldi ve aracınız çekin burda beklemek yasak. Dedim memur bey şimdi çıkıcam,aracım çalışır vaziyetteydi bu arada. Arkadan diğer memur geldi ve arabayı süzmeye başladı.Plakalara takıldı birden,efenim; 'Bu aracı bağlamamız lazım,bu şekilde trafiğe çıkamaz'.dedi Bende dedim orjinalleri bagajda,çok eskidiği için yaptırmak zorunda kaldım isterseniz takayım şimdi? 'Olmaz ehliyet ruhsatı alayım aracı bağlıyacaz' dedi. 174 TL ceza kesecekti en son,gözünün önünde söküp fırlattım plakaları,zar zor anlaştık. App plaka yaptıracaklara tavsiyem. Şans işi. Uyuz tiplere denk gelirseniz ecza çantanızda tentürdiyot yok diye ceza bile yazarlar. Gitti güzelim plakalar 
|
L
12 yıl
|
Arkadaşlar elimde sıfır kutusunda açılmamış Samsung N102S-siyah renk netbook var ilgilenenler PM atabilir. Teşekkürler |
L
12 yıl
|
Laz bi marangoz abimiz uzun uğraşlar sonucu ahşaptan bi land rover çakması araç yapmış. 45.saniyedeki diyaloğa dikkat edin  http://www.sabah.com.tr/webtv/yasam/yuzde-yuz-karadenizli-laz-rover |
L
12 yıl
|
BOZCAADA YOLCULUĞU VE VOLVO V40 TESTİ Geçtiğimiz hafta Volvo’nun yeni üretimi V40 serisi için #osensin kampanyası dahilinde arabayı test etmek için Bozcaada’ya gidecektik. Arabayı henüz görmeden beğenmiştim. Sonuçta bu bir arabaydı ve her halükarda belediye otobüslerinden iyiydi. Yola çıkış Hollywood filmlerini aratmayacak bir tempodaydı. Altı üstü Bozcaada’ya gidecektik ama hazırlıklar bir rehine kurtarma operasyonunu aratmıyordu. Yol haritaları, kameraların kurulması, takip aracı, kahve termosu, yol gözlüğü, araç kiti… Kampanyayı yürüten Havas Engage İstanbul hiçbir ayrıntıyı atlamamıştı. Takip aracıyla her daim irtibat halinde olmamızı sağlayan bir telsiz bile verdiler. İşte o an kuşkulanıp “Yasa dışı bir şeyin içinde değiliz, öyle değil mi?” diye sordum gözlerimi kısarak. V40’ı ilk gördüğümde tepkim “Belediye otobüsüne göre oldukça küçük” oldu. Yıllardır belediye otobüsünde seyahat edince insan bütün kıyaslamaları ona göre yapıyor. Şoför mahalline oturduğumda alışkanlıktan olsa gerek yaşlı bir teyzenin gelip yer isteyeceği tedirginliğini yaşadığımı itiraf etmeliyim. Çok şükür böyle bir şey yaşanmadı. < Resime gitmek için tıklayın > Dolmabahçe’den Bozcaada’ya doğru hareket ettik. İlk olarak hız kadranını fotoğrafladım. Bunu 127 km hızla giderken yapmak çok kolay değil. Kimseye tavsiye etmiyorum. Yanımdan belediye otobüsleri geçiyordu. Orada tıkış tıkış seyahat edenleri görünce ağladım. Ama onlar gülüyordu. “İki gün sonra tekrardan aramıza döneceksin” bakışlarıyla beni süzdüler. Yaptıkları hoş değildi. Yolda V40’ın Adaptive Cruise Control sistemini test ettim. Öndeki araca göre hızı ayarlayan bir sistem bu. Yokuş yukarı ya da aşağı fark etmiyor, öndeki araçla aranızda sizin belirlediğiniz mesafeyi koruyacak şekilde ilerliyor araba. Gaza ya da frene kendi basıyor. Büyük kolaylık şeklinde değerlendirilebilir ama şoför karizması dediğimiz olgu yara alıyor. “Yaa cruise control olduktan sonra ben de sürerim” şeklinde insanı yaralayan ifadelere maruz kalıyorsunuz. Bir de dalgınlıkla şeridinizi aşarsanız direksiyon titriyor ve sizi gerisin geri şeridinize döndürüyor. Bunu da 2013 yılına geldiğimiz bugünlerde bir insan hakları ihlali ve kişi iradesine saygısızlık olarak değerlendirdim. Trafiğin emniyeti açısından doğru olabilir fakat özgür irade yerlerde. 1789 Fransız İhtilalinin kazanımlarını birer birer kaybettiğimiz hissine kapıldığımı söylemeliyim. Elbette bu özelliği kapatabildiğinizi veya sinyal verdiğiniz zaman devre dışı kaldığını belirtmek lazım. Sorunsuz bir şekilde yola devam ediyorduk. Çanakkele’ye doğru çeşitli ilçelerin ve kasabaların içinden geçtik. Burada etraftaki tabelalara bakınca bir gerçeği fark ettim. İstanbul’dan uzaklaştıkça dükkan isimlerinde bir özensizlik, bir vurdumduymazlık göze çarpıyor. Mıstık Büfe, Ejder Pansiyon, Çoğumlu Solaryum bunlardan sadece birkaçı. Özellikle Ejder Pansiyon’da durup hangi kafayla böyle bir ismi seçtiklerini ve neden hala batmadıklarını sorasım geldi. Fakat yolumuz uzundu. < Resime gitmek için tıklayın > Gelibolu’da arabalı vapura binip karşıya geçtik. Oradan Bozcaada’ya bizi götürecek vapura binmek üzere Geyikli’ye doğru yola çıktık. Yol üzerinde mola yerimiz Manzara Restaurant’tı. Adından da anlaşılacağı gibi muhteşem bir manzarası vardı. Ama inanır mısınız bir kere bile dönüp bakmadım, çünkü yemek daha önemliydi. Manzara her yerde vardı. Yolda, kırmızı ışıklarda, benzincilerde, vapurda hep ilgi odağıydık. Ünlü biri olduğum için ilgiden sıkılmamayı öğrenmeliydim. Fakat sorular genelde “kaç beygir, fiyatı ne kadar” minvalinde olunca hayal kırıklığına uğradım. Daha yeni piyasaya çıkmış bir arabanın benden çok ilgi görmesi üzücüydü. Arabayı süren ben olduğum için bana da hayranlıkla bakıyorlardı. “Ayağımızı yerden kesiyo işte” türünde cevaplarla tevazumu ve efendiliğimi gösterince bana bir kez daha hayran kaldılar. BOZCAADA Bozcaada’ya vardığımızda akşam olmuştu. Hemen otele yerleşip bizi bekleyen yemek masasına kavuşmak için Cabali Balıkçısına gittik. Harika bir ortamda, adaya özgü yemeklerle birlikte leziz bir balık ziyafeti çektik. Yemek yerken balıkların nasıl olup da bin yıllardır aynı ucuz numarayı yiyip oltaya geldiklerini sorguladım. Bu konuda kendilerini birazcık olsun geliştirseler şu an masada kızarmış halde olmazlardı. < Resime gitmek için tıklayın > Ertesi gün güzel bir kahvaltının ardından kısa bir Bozcaada turuyla adadaki üzüm bağlarını, plajları ve yel değirmenlerini görme şansımız oldu. Üzüm bağları neyse de o yel değirmenleri bana çok işe yarıyormuş gibi gelmedi. Sanki “Biz de ülke ekonomisine katkıda bulunuyoruz, boş durmuyoruz” dercesine yapılmışlardı. Çok üzerlerine gitmedim. Sonunda kısa süre kaldığımız ve bir daha gelme isteği uyandıran bu adadan gitme vaktimiz geldi. Eşyalarımı toplarken otelin duvarlarına son kez baktım. Zorla duygusallaşmaya çalıştım ama beceremedim. Dönüş yolu gidişe nazaran biraz daha ağır tempoda geçti. Saatlerce araba kullanmış olmaktan mütevellit kendimi tır şoförlerinde görülen birtakım tuhaf hareketleri yaparken buldum. Arabadan inip bacakları ayırarak hafif kambur yürümek, “ileride çevirme var” selektörleri yapmak, arabesk dinlemek bunlardan birkaçıydı. Takip aracında bize eşlik eden Volvo yetkilisi Serdar’dan telsiz vasıtasıyla V40’ın bir özelliğini daha öğrendim. Dünyada ilk defa kaputta hava yastığı teknolojisi de V40’ta kullanılmış. Allah göstermesin bir yayaya çarpma durumunda kaputtaki hava yastığı devreye girip yayanın kazayı en az zararla atlatmasını sağlıyormuş. Serdar’a “İşe şimdi gönül rahatlığıyla birkaç yayaya çarpabilirim, tamam” dedim. “Bunu yapmamak daha uygun olur, tamam” dedi. “Bu bir test sürüşü ve bunu denemek için can atıyorum, tamam” diye üsteledim. İç çekti ve “Lütfen sağa çeker misin, tamam” dedi. Sağa çektim, bana kendince haklı sebeplerle bunu test etmememizin herkesin hayrına olacağı konusunda kafa şişiren bir nutuk attı. Gönülsüzce kabul ettim. < Resime gitmek için tıklayın > Gerek kaputta hava yastığı teknolojisi gerekse araçtaki sensörlerin iki kollu ve iki bacaklı bir silüet algıladığında devreye giren alarm ve otomatik fren sistemi yıllar boyu severek yaptığımız bir geleneğin tarihe karışması anlamına geliyordu: Arkadaşın üzerine araba sürmek. Bir geleneğin daha yok oluşunu gözyaşları içinde fark ettim. Sonuç olarak: - Rampayı 6. Viteste 165 km hızla çıkma keyfini yaşadım. - Havas Engage İstanbul en ufak ayrıntıya kadar bizimle ilgilendi. Son baktığımda Yusuf bana çorap örüyordu. - Takip aracındaki Volvo yetkilisi Serdar aracın bütün özelliklerini tek tek anlattı. Şu an bir satış görevlisi kadar bilgi sahibiyim. İş tekliflerine açığım. - Belediye otobüslerine bir daha binmek istemiyorum. - V40’ın iki günde test edilemeyeğini öğrendim. En az 5 yıl kullanmak gerekiyor. - İstanbul’a yaklaştığımızda arabayı biraz daha kullanmak için Kars üzerinden gitmeyi teklif ettim. Bunun biraz zaman alacağı ve daha kestirmeden gidersek vaktinde yetişeceğimiz söylendi. - V40’tan ayrılırken son kez dönüp baktım. “Bir daha benim gibi şoför bulamayacaksın, biliyorsun değil mi?” dedim. Sarıldık. |
L
13 yıl
| Arkadaşlar bu 3 serisinin hangi motoru sizce daha iyi ? Bütçeye uygun olarak 3.18d ler kafama yatıyor fakat o fiyata yüksek km li 3.20d ler var. 3.18 ler de 2000 motor fakat 143 beygir. |
DH Mobil uygulaması ile devam edin.
Mobil tarayıcınız ile mümkün olanların yanı sıra, birçok yeni ve faydalı özelliğe erişin.
Gizle ve güncelleme çıkana kadar tekrar gösterme.
Orjinalinde desenli camlar kullanılmış. Bu farlara mercek uygulayamayacağım için makyajlı kasanın farlarından bulmam gerekti.
< Resime gitmek için tıklayın >
Çıkma olarak 2 adet far buldum. Elime ulaştığında çizikli ve solmuştu.Biraz zımpara ve Meg' Plastx yardımıyla sıfır gibi olmasa da güzel bi sonuç elde ettik. Ardından farı ısıtıcı yardımıyla açtık.
< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >
Far tasını merceğin çapına göre kestim ve asıl işe başlamış oldum. Dremel falan olmadığı için matkapla delerek başladım. Bayağı sert bi malzemeden yapılmış fakat hassas noktalarını ellerseniz çatlatma ihtimali var. Bosch merceklerin çapı çok büyük olduğundan üstten de kesmek durumunda kaldım. Elimde birkaç tane mercek çerçevesi vardı deneme için farları yaktım.,Fakat çerçeve kullanmamaya karar verdim hem sığmıyordu hemde hoşuma gitmedi. Montaj yaptıktan sonra merceklerin etrafı kötü görünüyordu bende tası mat siyah spreyle boyadım.
< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >
Tezcanlılıktan olsa gerek ayaküstü xenonları bağlayıp nası durduğunu merak etmiştik hemen bağladık tabii
< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >
İşte sonuç:) Şunu farkettim mercek olmadan önce yol hariç her yeri aydınlatıyormuş bu farlar. Böyle bi işlem bana yapıştırıcılar,mercekler vs.malzemeler dahil 150 liraya mal oldu. Malzemelerin en kalitelisini kullandığım için doğal olarak maliyet de arttı,fakat değdi sanıyorum.
< Resime gitmek için tıklayın >