• Kampanya 1 Mart 2018 – 31 Mayıs 2018 tarihleri arasında geçerlidir.
  
• Kampanyaya sadece Senin Bankan banka kartı ile yapılan alışverişler dahildir. Senin Bankan kredi kartları ile yapılan işlemler kampanyaya dahil edilmeyecektir.
  
• Kampanya kapsamında bir müşteri, tutar fark etmeksizin Kitapyurdu.com üzerinden yapacağı 50 TL ve üzeri alışverişlerde indirim tutarı 30 TL’yi geçmeyecek şekilde %60 indirim kazanacaktır.
  
• Bir müşteri, kampanya dönemi boyunca her ay en fazla 30 TL indirim kazanabilir.
  
• İndirimler, alışveriş yapıldıktan bir gün sonra müşteri kartlarına + bakiye olarak yansıtılacaktır.
  
• Kampanya, BKM Express üzerinden yapılan ödemelerde geçerli değildir.
  
• "Senin Bankan" ve "kitapyurdu.com", kampanya ile ilgili tüm hakları saklı tutar.

Teknoloji tarihine en başarılı elektronik cihazlardan biri olarak altın harflerle ismini yazdıran iPhone, başarı çıtasını her sene arttırmaya devam ediyor.Apple'ın bugün yaptığı resmi açıklamaya göre, şimdiye kadar satışa sunulan her iPhone’un tarihi rekor kırma geleneği, ailenin en yeni ve başarılı üyeleri 6 / 6 Plus ile de sürüyor.

12 Eylül itibariyle dünyanın 10 ülkesinde ön siparişe sunulan iPhone 6 ve 6 Plus, daha satışa sunulmadan selefi iPhone 5s’in rekorunu egale etmeyi başardı. Cupertinolu teknoloji devi Apple tarafından yapılan resmi açıklamaya göre ön siparişte iPhone 6 ve 6 Plus, 24 saat içinde 4 milyonluk satış sayısına ulaştı. Hatırlanacağı gibi iPhone 5s, aynı süre zarfında 2 milyonluk satış sayısına ulaşmıştı.

Konuyla ilgili yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Tim Cook, "iPhone 6 ve 6 Plus, her yönüyle mükemmeller. Kullanıcılarımızın bu ikiliyi bizim kadar sevmiş olmaları bizleri çok heyecanlandırıyor. Ön siparişte gösterilen yoğun ilgi, bizim için yeni bir rekor. Açıkçası yaptığımız en iyi iPhone'lar olan iPhone 6 ve 6 Plus'ı müşterilerimizle buluşturmayı iple çekiyoruz." dedi

Apple’ın bu açıklaması, iPhone 6 ve 6 Plus’a teknoloji severlerin büyük ilgisini bir kez daha ortaya koydu. Yeni iPhone’lara iOS kullanıcılarının her yıl büyük ilgi göstermesi bir tarafa; bu yıl tanıtılan iPhone 6 ve 6 Plus’ın, iOS’in sunduğu gelişmiş performansı büyük ekranla buluşturacak olmasından ötürü özellikle birçok Android’li phablet kullanıcının dikkatini çektiği ve çekmeyi sürdüreceği düşünülürken; sektörün önemli isimleri, Apple’ın yıl sonuna kadar 80 milyondan fazla iPhone satarak erişilmesi güç bir rekorun altına imza atacağını düşünüyor.

Apple’ın yeni telefonları iPhone 6 ve 6 Plus, 26 Eylül itibariyle ülkemizde satışa sunulacak.

Dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden olan Apple, teknoloji dünyasının merakla beklediği yeni iPhone’ları geçtiğimiz salı günü düzenlediği etkinlikle kamuoyuna tanıttı. Ülkemize 26 Eylül’den itibaren satışa sunulacak olan yeni iPhone’lar, kullanıcılara daha büyük ekranda çok daha keskin, siyahın çok daha siyah olduğu, geniş bakış açısı sunarak zenginleştirdiği gelişmiş iOS deneyimini, sadece 7 mm’lik kasasında sunmayı başarıyor. 

Tasarım gurusu Ive’ın yetenekli parmaklarıyla ortaya çıkan 7mm’lik ince tasarımı ve sahip olduğu yepyeni özellikler, iPhone 6 ve 6 Plus’ı etkinliğin yıldızı yapıyor şüphesiz. Ancak ilgileri hakeden iPhone’un yanında, etkinlikte tanıtılan bir yenilik var ki, teknoloji dünyasının son 15 senesine damgasını vuran Apple’ın bir kez daha yenilikçi kimliğini ortaya koyuyor. 2001 yılında iPod ve 2003 yılındaki iTunes ürünleri ile teknolojiden uzak bir sektörü, müzik dünyasını baştan aşağı değiştiren Cupertinolu teknoloji devi, bu sefer ise tüm dünya düzeninin merkezini oluşturan finans sektörünü gözünü kestirdi. Ne ile mi? Elbette Apple Pay ile…

Finans sektörünün beklediği devrim

Nakit para ile başlayan, çek ile farklı bir boyut kazanan ödeme araçları şüphesiz en büyük değişimi kredi kartları ile yaşadı. Gelişen anlık iletişim teknolojileri sayesinde günde milyarlarca insanın, milyar dolarlık işlem hacmi yaratmasını sağlayan bu kredi kartları, artık Apple Pay ile on yıllardır değişmeyen kullanım tarzında uzaklaşıp cebimize, iPhone’a ve bileğimize, Apple Watch’a kadar giriyor.

Finans sektörünün kredi kartları ile ödeme esnasında oluşan operasyon yükünü azaltma, daha hızlı ve sağlıklı işlem yapabilme konusunda yaptığı çalışmaların geçmişi 1990’lara kadar uzanmakla birlikte; çalışmalar ticari olarak meyvesini ise 2008 yılından itibaren vermeye başlıyor. 

Avrupa’dan başlayarak hızla yayılan temassız ödeme sistemi, uyumlu POS (ödeme noktası) terminaline ilgili kartın yaklaştırılmasıyla çalışıyor. RFID üzerinden kurulan iletişim, offline ya da online olduğu farketmeksizin, POS’dan saniyeler için yanıt buluyor ve ödeme işleminin tamamlanmasını sağlıyor. Ancak bu süreçte müşterinin kimliğiyle ilgili herhangi bir doğrulama yapılmıyor. Uygulamanın güvenlik noktasındaki bu açığına karşı MasterCard, Visa ve Amex gibi dev ödeme lisansörleri, çözümü temassız işlemlere düşük işlem limiti koyarak bulabildiler. 

Bu alanda devrimsel bir çözüme ihtiyaç da tam bu noktada ortaya çıkıyor. Finans sektörü, kendi içinde temassız işlemlerdeki güvenlik eksikliğini giderme konusunda yıllardır ilerleme katedemeyince; iş yine yazılım ve donanım entegrasyonunu en iyi yapan firmaların başında gelen Apple’a düştü. 

Apple Pay: Cüzdansız cüzdanınız. NFC’li.

Apple Pay, NFC teknolojisini temel alıyor. (Bazı okuyucularımızın “NFC yıllardır var. Android’li birçok telefonda kullanılıyor. Apple’ın devrimi ancak bu kadar olur.” dediklerini duyar gibiyiz). Ancak Apple Pay’i farklı kılan çok kritik bir özellik bulunuyor: güvenlik teknolojileri. Apple Pay, alıştığımız NFC’li ödeme sistemlerine, getirdiği biyometrik kimlik tespiti ve kredi kartı güvenliği esnasında yaratılan dinamik süreçler ile farklılaşıyor.

Apple, devrimsel ödeme sistemi için ayrı bir uygulama hazırlamaktansa, sistemi Passbook’a entegre etmeyi tercih etmiş. Bu karar aslında Apple’ın düzen ve sadeliğe verdiği önemin, önemli bir göstergesi. Kullanıcılar kredi kartlarını Passbook’a üç farklı yöntemle ekleyebiliyorlar:

1) iTunes hesaplarındaki kartı güvenlik numarasını girerek doğrulayıp aktarabilme

2) iSight kamerayı kullanarak kredi kartının fotoğrafını çekerek

3) Kredi kartı bilgilerini elle girerek

Apple Pay, güvenlik konusundaki yeteneklerini bu üç metottan biri ile iPhone ya da Watch’a kredi kartının (ya da nakit kartın) eklenmesinden itibaren konuşturmaya başlıyor. İlk olarak devreye “Cihaz Hesap Numarası” isimli, Apple tarafından geliştirilen adresleme bilgisi atama sistemi giriyor. İlgili adresleme yapıldıktan sonra, bilgiler şifreleniyor ve doğruca depolanmak üzere “Secure Element”e gidiyor. 

Secure Element, iPhone ve Watch’da yer alan, sadece Apple Pay bilgilerinin güvenli şekilde saklanılmasını sağlayan bir yonga. Bu yongaya hiçbir şekilde, ne Apple’ın ne de 3.parti kişilerin (örneğin bankaların ya da POS sahiplerinin) ulaşması mümkün değil. İşin daha da güzeli, bu yongayı güvenli kılan özelliği sadece bu değil.

Ödeme işlemi yapılacağı an (yani iPhone ya da Watch, temassız özellikli POS’a yaklaştırıldığında), kullanıcılar, iPhone’da Touch ID üzerinden, Watch’da ise arkadaki sensörlerin deri üzerinden yaptığı doğrulama ile, kimliklerini doğruluyor. Bu doğrulama aşaması başarıyla tamamlandıktan sonra Secure Element’den kredi kartı bilgileri, Cihaz Hesap Numarası adreslemesiyle tespit ediliyor ve bilgiler POS’a doğru yola çıkıyor. Ancak bu kredi kartı bilgileri POS’a dinamik güvenlik kodu ile gidiyor. Yani kredi kartlarımızın arkasında bulunan statik güvenlik kodu, Apple Pay’de yerini dinamik güvenlik koduna bırakıyor. Bu sayede, kredi kartının gerçek hiçbir bilgisi (numarasından statik güvenlik koduna kadar) POS ile paylaşılmıyor.

Güvenlik defteri kapanmadı

Apple Pay, Secure Element ve biyometrik doğrulamayı bir araya getirerek yüksek güvenlik sağlasa da, güvenlik noktasında sundukları bunlarla sınırlı değil. Örneğin bir harcama yaptınız. Yaptığınız harcamın hiçbir detayı Apple tarafından depolanmıyor. Sadece Passbook’da yaptığınız en yakın tarihli bazı harcamalara göz atabiliyorsunuz o kadar. Bu Apple Pay’deki yardımcı güvenlik önlemlerinden ilki. İkinci ise Passbook’un arayüzünde. Ödemeyi yaparken telefonunuz ekranında çıkan kredi kartında üzerinde sadece numaranın bir bölümü gösteriliyor, hiçbir şekilde isminiz ya da güvenlik kodunuz yer almıyor. Bu da işlemi yaparken çevrenizdekilerin bir şekilde kartınızın bilgilerini görmelerinin önüne geçiyor.

Devrime öncülük eden kadro: Amex, MasterCard, Bank of America, Wells Fargo ve dahası

Apple Pay, ekim ayından itibaren öncelikle ABD’de finans ve perakende sektörünün lokomitif isimlerinin verdiği destekle kullanılmaya başlanacak. Kredi kartı alanının en büyük üç ödeme lisansörü Visa, MasterCard ve Amex, sayıları milyonları aşan tüm kartları ile (kredi kartı ve nakit kart) Apple Pay’e destek veriyor. Finansörler tarafında ise sadece ABD’nin değil, finans sektörünün en önemli bankalarından American Express, Bank of America, citi, Wells Fargo, Chase ve Capital One, müşterilerine, kartlarıyla Apple Pay üzerinden alışveriş yapabilme imkanı sunacak. 

Perakende tarafında ise müşteriler, BabiesRUs, Disney Store, Nike ve Staples’ın, yeme-içme sektöründe ise Subway, Starbucks, Whole Foods ve McDonalds’ın başını çektiğini 220000’den fazla mağaza / şubede ödemelerini, Apple Pay ile şimdiye kadar hiç olmadığı kadar güvenli şekilde yapabilecekler.

Apple Pay, şimdilik yalnızda ABD’de kullanılabilecek. Ancak Apple yetkililerinin açıklamalarına göre 2015 yılında Apple Pay, dünyanın birçok ülkesinde “en güvenli ödeme sistemi” olarak kullanıma açılacak. Ülkemizde birçok satış noktasında temassız özellikli POS cihazları bulunduğunu ve Apple Pay’e hali hazırda Visa, MasterCard ve Amex’in tam destek verdiğini düşününce, Apple Pay’i yakın zamanda ülkemizde kullanmaya başlamak işten bile değil.

“Çok uzun yazı olmuş, okuyamam bunu; biri özetlese keşke” diyen okuyucularımız için birkaç cümle ile özetleyecek olursak; Apple, Apple Pay ile yıllardır kullanılan ancak güvenlik konusundaki eksiklerinden ötürü tam destek bulamamış NFC teknolojisine, Secure Element ve Touch ID / deri üzerinen kimlik doğrulama gibi geliştirilen ileri boyutlu güvenli önlemleri ile yeniden hayat verirken; finans sektörünün yıllardır ihtiyaç duyduğu ileri güvenlikli temassız ödeme sistemini müşterilerin beğenisine sunuyor.

Apple’ın her sene özel ürün lansmanları düzenlediği eylül ayına bir aydan kısa bir süre kala, merakla beklenen iPhone 6’nın ne zaman tanıtılacağı ve satışa sunulacağıyla ilgili Apple'a yakınlığıyla bilinen ve bugüne kadar aktardıkları tutarlı bilgiler ile tanınan üç önemli basın kuruluşundan yeni bilgiler geldi. 

Bunlardan ilki olan Re/code’un konuyla bağlantılı kaynağından edindiği bilgiye göre iPhone 6, 9 Eylül salı günü düzenlenecek özel bir lansman ile kamuoyuna tanıtılacak. 4.7 ve 5.5 inçlik iki farklı varyasyonla karşımıza çıkacağı düşünülen iPhone 6’nın tüketicilerle buluşması için dillendirilen tarih ise 19 Eylül cuma günü.

Re/code’un bu konudaki paylaşımlarından kısa bir süre sonra ABD’nin köklü ve Apple’a yakınlığıyla bilinen iki basın kuruluşu The Wall Street Journal ve Bloomberg de, Re/code’un ortaya attığı 9 Eylül tarihini doğruladı.

2007’den bu yana en farklı iPhone olması beklenen iPhone 6’nın iPod Touch benzeri, 7mm’den daha ince tasarımı, özellikle GPU alanındaki iyileştirmelerle öne çıkacak A8 işlemcisi, daha gelişmiş kamerası ve iOS 8 ile 4.7 ve 5.5 inçlik ekran seçenekleriyle öne çıkması bekleniyor.

Eğer 8.nesil iPhone almak gibi bir planınız var ve söylentilerin doğru çıkması halinde tercihinizi 5.5 inçlik modelden yana kullanmayı düşünüyorsanız, sizin için üzücü bir haberimiz var. 

Uzakdoğu’nun önemli yayın organlarından Digitimes’ın Apple’ın tedarik zinciri içerisindeki kaynaklarından edindiği son bilgilere göre Apple, iPhone 6’nın satışlarında kanibalizasyon etkisi yaratmamak için 4.7 inçlik model ile 5.5 inçlik modeli farklı tarihlerde satışa sunacak. Apple’ın öncelikle 4.7 inçlik modeli satışa sunacağını belirten kaynaklar, birkaç ay sonra ise 5.5 inçlik modelin satışına başlanacağı ve bu sayede 5.5 inçlik iPhone’un, 4.7 inçlik iPhone’un pazar payını azaltmasının önüne geçileceğini belirtiyorlar.

Bu iddia ile paralel olarak bugüne kadar, aralarında Apple’a yakınlığıyla bilinen analistlerden Ming Kuo Chi’nin de bulunduğu birçok kaynak, Apple’ın 5.5 inçlik modelin üretiminde bazı sorunlarla karşılaştığını ve bu sorunların giderilip, telefonun satışa sunulmasının ancak 2015’de olabileceğini iddia etmişti. Ancak Bloomberg ise, bu iddiaların aksine, son yayınladığı haberinde Apple’ın 4.7 ve 5.5 inçlik modeli aynı anda satışa sunacağını ve telefonların her ikisinin de üretimine başlandığını ifade etmişti.

Farklı ekran boyutlarında, iki model olarak satışa sunulacağına kesin gözüyle bakılan iPhone 6’nın, masaüstü bilgisayar sınıfında daha hızlı A8 işlemcisi, 7 mm’den daha ince tasarımı, gelişmiş kamerası ve iOS 8’in sürpriz bir özelliği ile dikkatleri üzerine toplaması bekleniyor.

Apple’ın son yıllarda yaptığı hamlelerle spor, teknoloji ve moda ikonu olması beklenen ilk akıllı saat çözümü iWatch için firma aralarında bazı saat üreticilerine iş birliğine gitmiş olabilir.

VentureBeat’in Apple’ın iWatch planıyla ilgili bilgi sahibi olan kaynağının aktardığı bilgilere göre Apple, teknoloji dünyasındaki bir ya da iki farklı iWatch beklentisinin askine, karşımıza çok daha fazla model ile çıkacak. Apple, bu ürün yelpazesi ile çok farklı tarzlarda ve fiyat noktalarında teknoloji severlere iWatch sahibi olma fırsatı sunarak, akıllı saati ile şu ana kadar pazarda yakalanmamış başarıya ulaşmayı hedefliyor.

Örneğin gençler için daha sportif, klasik saat tutkunlarına ise çok daha geleneksel çizgilerle şekillenmiş iWatch'a sahip olabilme imkanı sunacak bu hamle için Apple’ın aralarında Swatch’un da bulunduğu bazı saat üreticileriyle iş birliğine gitmiş olabileceği, iddianın dikkat çeken noktalarından biri. Kaynaklar, üreticiler hakkında net bilgi vermemekle birlikte, Swatch ve Timex’in Apple ile iş birliğine gitmiş olabileceğine dikkat çekiyor.

Aktarılan bilgiler iWatch için oldukça olası gözükse bile Apple’ın ürünlerinde iş birliğine pek gitmeyi sevmediği ve daha çok iç kaynaklarını kullanmayı tercih ettiği bilindiği için, doğruluğu konusuna temkinli yaklaşmakta fayda var.

Apple’ın merakla beklenen akıllı saat çözümü iWatch’ın eylül ayının ortasındaki iPhone etkinliğinde ve ya ekim ayındaki Mac-iPad etkinliğinde tanıtılarak, ABD’nin tatil dönemi öncesinde satışa sunulması bekleniyor.

Apple, çift katmanlı güvenlik sağlaması açısından özellikle bankaların sıkça tercih ettiği iki aşamalı doğrulama sistemini ülkemizde kullanıma açtı.

Geçtiğimiz yıldan bu yana başta ABD olmak üzere bazı ülkelerde kullanılmaya başlanan iki aşamalı doğrulama sistemi ile Apple kullanıcıları; hesaplarını yönetmek için Apple ID sayfasına girerken, yeni bir aygıttan iTunes, App Store ya da iBooks Store alışverişleri yapmak ya da Apple ID ile destek alırken, aygıtlarından kimliklerini doğrulayabilecekler. Doğrulama işlemi, Apple ID’nin şifresi girildikten sonra cihazlardan birine gönderilen 4 haneli doğrulama kod ile gerçekleştiriyor. 

Apple hesaplarının olabildiğince güvenli tutma imkanı sunan iki aşamalı doğrulama, ayrıca kullanıcılara güvenlik sorusu oluşturma ve bu soruları hatırlama yükünden kurtarırken, sistemi aktifleştirirken verilen Kurtarma Anahtarı ile şifrelerini sıfırlama imkanı sunuyor 

Eğer siz de iki aşamalı doğrulama sistemini aktifleştirmek isterseniz, yapmanız gereken tek şey Apple Kimliğim sitesinindeki, “Apple Kimliğinizi Yönetin” sayfasında yer alan “Parola ve Güvenlik” bölümünü ziyaret edip, İki Aşamalı Doğrulama öğesiyle ilgili yönergeleri izlemek. Aklınıza takılan soru mu var? O zaman Apple’ın iki aşamalı doğrulama sistemiyle ilgili hazırladığı Sıkça Sorulan Sorular sayfasından detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

Apple, Adobe’in Flash için bu hafta başında güvenlik güncellemesi yayınlamasından sonra, önceki sürüm Flash eklentilerinin kullanımına sınırlama getirdi.

Apple güvenlik ekibinin açıklamasına göre, güvenlik açıklarından ötürü Flash Player 14.0.0.145’den (ya da daha eski OS X sürümlerinde 13.0.0.231’den) daha önceki Flash Player’ların Mac’lerde kullanılması engellendi. 

Apple, bu engelleme ile Mac kullanıcılarını, Flash Player’ın yayınlanan son sürümün kullanmasına yöneltirken; bu engelleme sadece Safari için geçerli. Bunun dışında kalan 3.parti tarayıcılarda, Flash Player’ın daha önceki sürümleri kullanılabiliyor. Kullanıcıların bu noktada, ilgili tarayıcıyı kullanarak manuel olarak Flash Player’ın son sürümünü indirmeleri gerekiyor.

Bu hafta başında Flash Player’ı güvenlik açıklarını kapatan yeni sürümle ile güncelleyen Adobe, önceki sürümde ortaya çıkan açığın, bilgisayarlara kötü amaçlı kişilerin ulaşmasına neden olduğunu ve kullanıcıların mutlaka Flash Player’ı son sürüme güncellemeleri tavsiyesinde bulunmuştu.

2000’l i yılların son bölümündeki akıllı telefon devrimine öncülük eden ve milyondan fazla uygulamaya ev sahipliği yapan App Store, 6 yaşını doldurdu. 

App Store, ülkemize resmi olarak gelen ilk iPhone ünvanına da sahip olan iPhone 3G’nin satışa sunulmasıyla paralel olarak 10 Temmuz 2008’de açılmıştı. Kullanıcılarla ilk buluşmasını 500 adetlik kataloğuyla yapan App Store, iPhone 3G’nin 1.nesil iPhone’un ABD’de elde ettiği başarıyı dünya geneline yaymasıyla birlikte, akıllı telefon dünyasında yaşanan devrime Apple lehine öncülük etmişti. O zamanki adıyla iPhone OS 2.0 ile hayatımıza giren App Store, iPhone 3G ve 1.nesil iPhone ile başlayan serüvenine bugün onlarca iCihaza verdiği destekle sürdürürken, iOS kullanıcılarına milyondan fazla uygulamaya erişme imkanı sunuyor.

AppShopper’ın verilerine göre 10 Temmuz 2008 yılından bugüne kadar App Store’da yayınlanması için 1.7 milyon adet uygulamaya onay verildi. Bunlardan yaklaşık 500,000 tanesi şu anda aktif değilken; geriye kalan yaklaşık 1.2 milyon uygulamaya kullanıcılar gerek iCihazları, gerekse Mac ya da PC’leri üzerinden erişebiliyor. Bu uygulamaların yaklaşık 1 milyon tanesi iPhone için özelleşmiş arayüze sahipken; iPad için özel arayüze sahip olan uygulamaların sayısı 600,000’e ulaşmış durumda.

Geniş kataloğu ile uzun süre rakip platformların uygulama mağazalarına üstünlük kuran App Store’un önemli bir farklılığı da şüphesiz benimsenen “katı” kurallar.  Steve Jobs’ın birçok çekinceden dolayı ilk zamanlar pek olumlu bakmadığı App Store’da bir uygulamanın yayınlanabilmesi için yoğun bir inceleme sürecinden başarıyla çıkması gerekiyor. Kapalı ekosistem olmasından ötürü benimsenen bu yoğun kontrol yapısı kullanıcıların, daha sonradan başlarını ağrıtmayacak, çok daha başarılı, güvenli ve risk oranı çok daha düşük uygulamalara ulaşabilmesini sağlıyor. 

İlk günden bu yana birçok iyileştirme ile gelişen App Store, iOS 8 ile birlikte, kataloğun daha rahat taranmasını sağlayacak “Keşfet” özelliği, iyileştirilmiş arama motoru, uygulama paketleri ve kullanıcıları uygulamaların beta testlerine davet etme gibi özelliklerine kavuşacak. Daha gelişmiş App Store’lu iOS 8, Apple’ın yeni iPhone’ları ile birlikte eylül-ekim döneminde son kullanıcıyla buluşacak.