K

Teğmen
19 Temmuz 2005
Tarihinde Katıldı
Takip Ettikleri
0 üye
Görüntülenme (?)
43 (Bu ay: 0)
Gönderiler Hakkında
K
10 yıl
Para kastırmak isteyenlere önerim: BİSHOP
Arkadaşlar uzun süredir oynuyorum Bishopla. Bir üstü olan FV yide aldım ama Bishopdan vazgeçmedim. Yenilsen bile 7-8 K kredi verebiliyor.
Adamlar 2. skillerinde. 2 adet mark of exellence aldım, 3. ye yaklaşıyorum.



Özellikle şehir savaşlarında karşı takımı dağıtıyor. Kaya arkası, bina kenarı felan dinlemiyor. Çok mükemmel bir görüş açısı var. Bishoptan saklanmak gerçekten çok zor. Çok çabuk odaklıyor, 10.8 sn yükleme süresi var.
7. seviye T29, BP gibi ağır tanklara bile 400 hasar verebiliyor. 4-5-6. seviye hafif ve orta tanklara ise tek atabiliyor.

Örneği aşağıda. 8 kill ve 6 adet madalya.
Mutlaka garajınızda bir adet bulunsun...

https://mini.donanimhaber.com/images/upfiles/75015/da53890a-fc12-4634-bdc7-ecdd4f61c468.png

https://mini.donanimhaber.com/images/upfiles/75015/25308510-34a3-4ae3-b734-b654b2677b80.png

https://mini.donanimhaber.com/images/upfiles/75015/e670a7b6-fc3a-4f35-a5c4-44d032eac2ec.png
K
10 yıl
VW nin ilk sahtekarlığı değil, son da olmayacak...
''Volkswagen’in ABD'de dizel araçlarındaki emisyon değerlerini manipüle ettiği iddiası sonucu patlak veren kriz tüm dünyaya yayılıyor. Volkswagen'in emisyon testlerinde usulsüzlük incelemeleri Asya'ya sıçradı. Alman hükümeti ise soruşturmaların tamamlanmasını bekliyor.

Volkswagen krizi büyüyor

Avrupa'nın en büyük otomobil üreticisi Volkswagen AG'nin ABD'deki egzoz gazı emisyon testlerinde usulsüzlük yaptığını kabul etmesinin ardından skandal Güney Kore'ye yayıldı. ''


Bundan yıllar önce VW'nin ADAC sahtekarlığını burada yazmıştım. Bilen bilmeyen birçok forum sakini üzerime seğirtmişti. Özellikle de marka fanatiği arkadaşlar.
Konu özetle şu idi; esasen ana ortakları İsrail yahudisi olan sözde Alman firması VW, kendi araçlarını diğer araçlarla mukayese için bir seri testler (ESP, ABS, savrulma testleri v.s) yaptırmıştı. Testleri yine yahudilere ait ADAC yapmıştı. Testlerde apaçık BİAS (hile) vardı. Bunu otomotiv uzmanları söyledi ben değil. Daha sonra konu kapatıldı. Şimdi baktımda açtığım o konu kaldırılmış, üzerinden çok zaman geçti.

Yine aynı VW'nin ülkemizde en çok satan otomotiv firması olduğu halde neden ülkemizde bir çivi dahi çakmadığını, yatırımda bulunmadığını da sorgulamıştım. Normalde başka bir ülkede bu kadar çok satan bir şirkete yatırım şartı getirilir, istihdam oluşturması istenir. Yani öyle 'hep bana, hep bana'' olmaz. Ülkemiz adına zamanın ekonomi bakanı ve hatta sayın Başbakan bunu zamanında dile getirdi, firmadan yatırım yapması istendi. VW başlarda eveledi, geveledi. Sonra baskılar karşısında Caddy nin ülkemizde üretileceğini açıkladı. Birkaç ay sonra ''One minute'' çıkışı oldu ve VW çarketti. Türkiye'ye yatırım yapmayacaklarını, üretim tesisi açmayacaklarını ve önümüzdeki 15 yıl boyunca bu konuyu gündemlerine getirmeyeceklerini belirtti. Gitti Polonya'ya fabrikasını kurdu, başınada bir yahudi CEO atadı. Bunları da zamanında yazdım fakat en ufak zeka kırıntısı bulunmayan bazı tepkilele karşılaştım. ''Yatırım yaparken sana mı soracak?, bu işler öyle senin bildiğin gibi değil, karlı olmayacaksa niye fabrika açsın, VW ülkemizde üretilirse kalitesi düşer kimse almaz, ne var bunda, sanki bütün otomotiv firmaları yatırım mı yapıyor? mesela Ferrari'nin fabrikası mı var?, marka düşmanlığı yapma, nerden biliyorsun bunları, VW'nin yöneticileri arkadaşın heralde, ben böyle birşey duymadım, aman ne önemli birşey v.s'' gibi...

Baştan belirteyim ırkçı değilim, herhangi bir dini inanca karşı husumetim asla yok, olamazda. Sermayenin dini ve milliyeti olmaz. Mesele zaten ürünü üretenin ırkı veya dini , imanı değil. Mesele VW'nin yatırım konusunda ülkeme olan ÖNYARGISI. Evet asıl ırkçı olan VW'nin ayrımcı politiası. Heryıl İsrail'e milyonlarca dolar vergiyi Alman hükümetinin gözünün önünde veren VW elbette ülkeme yatırım yapmakta ayak sürüyecek. Ben marka düşmanı veya fanatiği değilim fakat VW'nin tepesindeki çifte pasaportlu yöneticileri ve İsrail asıllı sahipleri bazı konularda oldukça bağnaz.

Bu zihniyetteki bir firmadan her türlü hile beklenir, emisyonu da düşük gösterir, yalan da söyler, hile de yapar, ülkenin en çok satan firması olmasına rağmen pişkinlik yapıp yatırıma da yanaşmaz...
K
14 yıl
TERİOS 4x4 \u0026 KIŞ DENEYİMİ
Arkadaşlar öncelikle söylemeliyim ki profesyonel anlamda off-road tecrübem yok. Terios benim ilk 4x4 aracım. Zaman zaman yaylaya ve balık avı için araziye gittiğim için terios'u aldım. Araç otm. vites, sürekli 4 çeker ve bir tuşla diff. lock aktif hale geliyor. Aracı asla sert ve zorlu arazide denemedim ve denememde. Benim asıl merak ettiğim terios'un karda buzda şehir içi ve dışı performansı idi. You-tube de birçok kış videosu var ama yine de kendim denemeyi tercih ederim.
Hafif arazide zaten gidemeyeceği yer yok gibi, çamura saplanmazsa, lastiklerden biri yeri tutabiliyorsa her yerden keçi gibi tırmanabiliyor. Bunları tecrübe ettim fakat asıl merakım kar lastiği olmadan karlı, buzlu, kaygan rampalarda ne yapacağını görmekti. Kar lastiği almak istedim fakat bu kışlık erteledim.
Malum bu yıl memlekete epey kar da yağınca 2 yıldır kullanmakta olduğum otm. TERİOS GOLD aracımı karda buzda epey kullanma fırsatım oldu. Geçtiğimiz bahar yaylada derin ve kaygan çamurlu dik rampalarda (ki ben çıkamaz diye düşünmüştüm) yüzümü kara çıkarmayan inatçı keçi karda buzda da bizi hiç yolda bırakmadı.
Aaraçla bu kış birkaç kez yaylaya gittik (av için, birşey vuramadık o başka :) ). Aracın üzerinde standart dunlop (mevsimlik) lastikler vardı.
10-15 cm karda yaklaşık %15-20 eğimli rampalardan bazen diff. lock çalıştırarak rahatça çıktık. Buzlanma olan rampalarda çıkarken çok sıkıntı yaşamadım, hatta rampanın ortasında aracı durdurup yeniden kaydırmadan kaldırdım, aynı şeyi kar lastiği olan aracı ile arkadaşım denedi (zincir yok) ve aracı geriye kaydırdı. Yokuş aşağı inişlerde ise buzlu yolda nedense (lastikle ilgili olabilir diye düşünüyorum) araç kayma yaptı. Fren yapınca ve hızlı gidince kayma arttığı için kaygan rampaları ağır devirde (L) indik.
Şehir içinde terios 4x4 olmasının hakkını verdi. Sokak aralarında, tuzlama yapılmamış kaygan yollarda millet yokuşun başında debelenirken terios sanki asfaltta gider gibi patinaja düşmeden rahatça çıkıp gitti.
Sonuçta milet kar yağmasın diye dua edip, arabam kayacak, kaza yapacağım, bugün otobüse bineyim v.s diye düşünürken benim içim rahattı. Bu yazdıklarım tamamen benim şahsi tecrübelerim dediğim gibi off-road deneyimim yok, karda buzda v.s ileri araç sürme eğitimi de almadım. Ben yüksek ve diff. locklu bir 4x4'ün kışın çok faydasını gördüm. Bazı noktalarda hatalı tespitlerim varsa daha tecrübeli arkadaşlar düzeltsin.
K
14 yıl
Sayın Bakan\u0027dan önemli uyarı; \u0027\u0027TÜRKİYE\u0027DE PAZARIN VARSA FABRİKA DA OLSUN\u0027\u0027
Arkadaşlar birçok açıdan önemli bulduğum bir haberi ve çok isabetli bir tespiti sizinle paylaşmak istedim. Amacım asla siyaset yapmak veya belli bir markayı karalamak değildir şimdiden bilinmesini isterim. Zira konu siyaset-üstü önem ve anlam taşımakta.
Haber şu şekilde: ''Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, "yerli otomotiv" çalışmalarından endişe duyan yabancı yatırımcılara seslendi. Türkiye'deki otomobil firmalarının üretimlerini ve marka çeşitliliğini artırmaları gerektiğini söyleyen Ergün, Türkiye'de pazarı olan; ancak üretimi yurtdışında olan firmaları Türkiye'ye çağırdı... ''Artık Türkiye'nin otomotiv sektöründe A'dan Z'ye her aşamasında söz sahibi olabilecek imkan ve kabiliyeti vardır. Zaten bundan dolayıda Türkiye önümüzdeki süreci tasarımından pazarlamasına kadar bir marka ve model inşa etmekle taçlandırmış olacaktır. Sadece otomobilde 1 milyonu yakalamak üzere olan bir pazara sahibiz. Güçlü bir yan sanayimiz var ve gelir düzeyinin sürekli yükseldiği bir ekonomiye sahibiz. Bütün bunlar otomotiv sektöründeki gelişmeleri Türkiye'de ciddi manada tahrik etmektedir. Otomotiv sektöründeki bütün yatırımcılara, Türkiye'deki üretimlerini ve markalarını artırmalarını ve çeşitlendirmelerini öneriyoruz. Türkiye'de üretim yapmayan ama Türkiye pazarında önemli bir payı olan markalara da bunu söylüyorum. Gelin Türkiye'de otomotiv sektöründe yatırımlarınızı artırın ve çeşitlendirin.''

TÜRKİYE'DE PAZARIN VARSA FABRİKA DA OLSUN

Türkiye'deki tüketicilerin taleplerine Türkiye'de üretilen otomobillerin marka ve model olarak yetmediğini ifade eden Bakan Ergün, Türkiye'de pazarı bulunan ancak üretimi yurtdışında olan otomobil firmalarına çağrıda bulundu. Ergün şöyle konuştu:

''Geçen yıl 510 bin otomobil satışı gerçekleşti bu yıl 600 bini geçecek. Bunun sadece üçte biri Türkiye'de üretilen otomobiller olurken üçte ikisi tamamen ithal otomobillerden oluşuyor. Demek ki Türkiye'deki otomobil tüketicisinin taleplerine Türkiye'de üretilen marka ve modeller karşılamaya yetmiyor. Yeni marka ve modellerin Türkiye'de üretilmesine ihtiyaç var. Bu yüzden Ford'u, Volkswagen'i, Opel'i Türkiye'de üretim yapmaya davet ediyoruz. Ayrıca Türkiye yeni bir marka ve modeli de tasarlamaya, pazarlamaya ve rekabet ortamına o markayı da sürmeye hazır bir ülkedir. Dünya pazarında da Türkiye pazarında da herkese yer var. Herkes bu pazardan rekabet ölçülerinde elbette payını alacaktır. MAN ile Volkswagen'in ortaklığından bizim bir şey çıkartmamız lazım. Çünkü 45 yıllık Türkiye birikimiyle Volkswagen'in Türkiye'ye yatırım yapması gerektiğini en iyi MAN anlatabilir'' diye konuştu.

Kaynak :http://www.internethaber.com/ergunden-devlere-aba-altindan-sopa-371874h.htm#ixzz1Y6yXKxSE

Vakti zamanında yine bu forum sayfalarında ''DOĞUŞ OTOMOTİV'İN CEVAPLA(YA)MADIĞI SORU '' başlığı altında bir konu açmış ve ülkemizde en çok binek ve ticari araç satan firmaların başında gelen WV GROUP'UN ve bu firmanın distribütörü olan DOĞUŞ OTOMOTİV'İN (otomotivmi değil mi ayrı bir tartışma konusu zira ülkemizde otomotiv adına toplu iğne bile üretmiyor, üretilmesi içinde WV GROUP nezdinde kılını bile kıpırdatmıyor'' bazı modellerinin ülkemiz daha uygun şartlar sunduğu halde niçin başka ülkelere yatırımlarını kaydırdıklarını sorgulamış ve eleştirmiştim. İsteyen tekrar bakabilir.

http://forum.donanimhaber.com/m_45563104/mpage_1/key_/tm.htm

Yazının içeriğinde yanlış anlaşılmaktan çekinerek ve işin ırkçılık meselesi boyutuna indirgenebileceğini de düşünerek sadece genel eleştirilerde bulunmuş ve bu konudaki haklı eleştirileri ve sağlam bilgileri aktarmıştım. Birçok AB ülkesinde, ABD'de, Rusya'da, Japonya ve Çin'de bu hacimde satan otomotiv firmalarına yatırım zorunluluğu getirildiğini veya yatırıma zorlandıklarını belirtmiştim ve bu alanda çalışan bazı arkadaşlar da tecrübeleri ile bunu doğrulamışlardı.Fakat bazı arkadaşların sırf eleştiri olsun diye veya marka fanatikliği diye yorumladığım '' Doğuş veya WV sana mı soracak yatırımı, fazla kasmışsın, WV işini bilir, daha önce de böyle Yahudi sermayesine karşı kampanyalar olmuştu - senin gibi kafası çalışmayanlar bu konuyu yazmıştı, yabancıya yatırım için el açmak doğru değil'' manasında tepkiler gelmişti. Daha fazla konuyu uzatmanın anlamsız olduğunu düşünerek konuyu kendi adıma kapatmış ve bu konu ile ilgili basın kuruluşları ve ticret bakanlığımıza, bizim dışımızdaki birçok ülkenin son derece hassasiyet gösterdikleri bu konuya daha fazla önem verilmesi gerektiğini düşündüğümü haddimi bilerek ve düz bir vatandaş sıfatıyla bildirmek için mail yollamıştım. Şimdi bazı arkadaşlar çıkıp işi ''bakan bey sen söyledin diye açıklama yapmış!'' noktasına çeker mi bilmem ama doğru heryerde doğrudur, aklın yolu birdir.
Ülkem için, ülkemin güzide insanlarına daha çok istihdam için duyduğum bu hassasiyet bazıları için çok anlamsız gibi görünse de sayın bakanımızın bu doğrultuda sarfettiği sözler benim için çok büyük anlam taşıyor. Bu sözlerin bu konumdaki birisi tarafından söylenmesi ve konunun bu şekilde dile getirilmesi ülkemiz hakkında ciddi önyargılarla sahip bazı yabancı otomotiv firmalarının ülkemizi her yatırım hamlesinde pas geçmelerinin (hele de İsrail'le ilişkilerin bu kararlarında etkisi olduğu dillendirilirken) bazı sonuçları da beraberinde getireceğini düşünmekteyim.
NOT; Sayın bakan'ın sözlerinden sadece bir firmanın muhatap alındığını asla düşünmüyorum. Fakat bazı firmaları (özellikle hiç araç ve yedek parça üretimi olmamasına rağmen yüksek miktarda araç satan ---WV gibi) daha çok ilgilendiriyor diye düşünüyorum.Bu benim şahsi görüşüm, bunu kimseye maletmiyorum. Tespit genel olarak tüm otomotiv firmalarını ilgilendiriyor. Halen üretim yapan firmalar da buna dahil...
K
15 yıl
DOĞUŞ OTOMOTİV\u0027İN CEVAPLA(YA)MADIĞI SORU
Arkadaşlar bu mail'i değişik zamanlarda (en son 3 ay önce) Doğuş Otomotiv'e 5 kez yolladım ve makul bir cevap bekledim. Malum bu ülkede yaşayan ve ülkesini-milletini seven vergisini kuruşuna kadar ödeyen biri olarak memleketime yatırım yapılması ve istihdam oluşturulması beni sevindirirken, bu ülkenin imkanlarından sonuna kadar faydalanıp bu millet üzerinden yılda milyar dolarlar kazandığı halde sırf yabancı büyük patronlarının inadı ve istemezliği yüzünden ülkeme bir kuruş yatırımı çok görmeleri beni ve benim gibi düşünenleri üzüyor. Bilemiyorum ya ben çok fazla milliyetçi duygulara sahibim ya da Doğuş Otm. çok ilgisiz.
Sonuçta bu inadın sebebini konunun direk olarak muhatabı olan Doğuş Otomotiv'e sordum ama 2 yıldır bir kelime bile cevap alamadım. Sorduğum hususları aşağıda sizlerle paylaşmak istedim.

''Sayın Doğuş gurubu yetlilileri; Gerek VW, gerekse ülkemizde sattığınız diğer marka araçlarınızı şimdilik kesinlikle tercih etmiyorum ve uzunca bir süredir de almayı düşünen çevremi,arkadaşlarımı, eşimi dostumu ulaşabildiğim herkesi bu düşüncelerini bir kez daha gözden geçirmeleri hususunda uyarıyorum. Size aşağıda sunacağım hususları sıralayınca çoğu kişi bana hak veriyor. Bu tepkimin nedeni ile ilgili olarak birtakım düşüncelerimi sizlere iletmek istiyorum. Bilinçli bir tüketici olarak bu soruları sormamın hakkım olduğunu ve bir cevabı hakettiğimi düşünüyorum.
Konuyu 2 ana başlıkta özetlemek gerekirse;
1- Otomotiv olma iddianızın dayanağı nedir?
2- Distribütörlüğünü yapmakta olduğunuz VW Grubu neden hiçbir aracını ülkemizde üretmez, neden inatla ülkemize yatırım yapmaz?

Öncelikle DOĞUŞ OTOMOTİV olarak kendinizi tanıtmanıza rağmen ''otomotiv '' ünvanını veya tanımlamasını hakedecek hiçbir yönünüzün bulunmadığını düşünüyorum.Otomotiv firması olarak bu tanımın içini hiçbir şekilde doldurmadığınız herkes tarafından biliniyor.Bulunduğu ülkeye sadece otomobil ithalatı yapan, başka ülkelerde yapılan araçları getirip pazarlayan bir distribütör olduğunuz halde nasıl ve hangi mantıkla kendinizi OTOMOTİV FİRMASI olarak adlandırıyorsunuz?Ülkemizde bırakın sattığınız araçları bir topluiğne bile üretmezken hangi tarafınızla otomotiv olduğunuzu idiia ediyorsunuz?Bu mantıkla o zaman bütün araç alım satımı yapan galericileri de bir nevi otomotiv firması olarak mı tanımlamalıyız?
Sayın DOĞUŞ OTOMOTİV yetkilileri ülkemizde satılmakta olan birçok araç markasının aynı zamanda üretim tesisleri de olduğunu ve ülkemize katma değer sağladıkları, ihracat yaptıklarını ve istihdam oluşturduklarını sizler de biliyorsunuz. Renault,Fiat,Citroen,Ford,Hyundai,Honda,Toyota,Suziki,Opel,Mazda,Peugeot,Mercedes v.s yıllardır ülkemizde yatırımları olan ve araç üretimi yapan fimalarda birkaçı.Hernekadar sattıkları tüm araçları üretmeseler de (ki zaten bu mümkün değil) en azından bazı modelleri tamamen veya kısmen üreterek onbinlerce insana istihdam oluşturmaktalar.Para kazandıkları, araçlarını sattıkları bu vatana değer verdiklerinin bir işareti olarak algılanan bu tutum bilinçli tüketicilerin gözünden kaçmamakta ve araç alıken gittikçe artan milliyetçilik (olumlu anlamda, ırkçılık veya sermaye rengi anlamında değil) duyguları bu tercihi etkilemektedir.Evet sattığınız VW grubu (audi,seat,skoda vs) araçların hiçbiri kısmen de olsa ülkemizde üretilmiyor.VW grup yatırım için Türkiye'yi çok cazip olmasına rağmen asla tercih etmiyor.Türkiye'ye yatırım yapmasının daha akılcı ve daha kazançlı olduğunu bildikleri halde yatırım ve fabrika kurma tercihlerini hep başka ülkelerden yana kullanıyorlar.
Bu çarpık tercih'in nedeni ile ilgili yapılan bazı araştırmalar ve çoğu yerli-yabancı sitelerde tartışma konusu olan yorumlara göre VW gurubunun sahibi olan büyük ortaklarının müslüman nüfusun yoğunlukta olduğu Türkiye gibi ülkelere sıcak bakmaması olduğu iddia ediliyor.İddialara göre sözkonusu büyük! patronlarınız ülkemize inatla ve kasıtlı olarak yatırım yapmıyorlar.Yine aynı sermaye sahipleri, şu an TÜRKİYE ile arası sonderece bozuk olan ana vatanlarına milyonlarca dolar yardım yapıyor ve vatandaşlık görevlerini! ifa ediyorlar.Ben de bu ülkenin bir vatandaşı olarak VW gurubunun ülkemizdeki temsilcisi olan sizlere soruyorum; sizlerin pazarlamakta olduğunuz bu otomobillerin sahiplerinin TÜRKİYE CUMHURİYETİ ile ve bu üklenin halkı ile ilgili gizli bir gündemleri mi var? Her yatırım hamlesi söz konusu olduğu zaman neden VW ülkemizi pas geçmekte? Bu milletin sırtından kazanç elde eden Almanya da yerleşik patronlarınızın bizim gibi ülkelere yatırım yapabilmeleri için bazı ülkelerden (İsrail gibi) icazet almaları gerektiği doğrumu? Vakti zamanında Caddy'nin ülkemizde üretilmesi gündemde iken hangi yetkililer VW gurubunu bu düşünceden vazgeçirdi?
Sizlerin Doğuş Gurubu olarak VW üzerinde yatırım anlamında hiç mi etkiniz bulunmuyor? Arjantinden oradan burdan toplayıp getirdiğiniz araçları satıp bu milletin sırtından para kazandığınız halde neden bu yatırım ve üretim fırsatları sözkonusu olduğunda VW'ni ikna için kılınızı kıpırdatmıyorsunuz? Bu duyarsızlığınızın mantıklı bir açıklaması var mı? Yoksa ''nasıl olsa satarız burası TÜRKİYE, bunların %60'ı aptal'' diye düşünenlerdenmisiniz?
Sayın yetkililer şahsen sermayenin dini,dili,ırkı, rengi, milliyeti olmadığını düşünüyorum.Sermaye parayı nerede kazanırsa orayı tercih eder.Yine ülkesini seven basit bir vatandaş olarak ülkeme yatırım yapıp istihdam oluşturan sermayeyi alkışlar ve elimden geldiğince desteklemeye öncelik vermeye çalışırım. Fakat VW gurup sermaye rengi konusunda maalesef böyle düşünmüyor. Uzaktan bakınca kazandığı bu ülkeye nankörlük yapıyor, bu milleti istismar ediyor. Bu iddialar doğru ise belki daha da öteye geçiyor...
Sizlerden özetlemeye çalıştığım bu hususlar hakkında bilgi rica ediyorum.Genelde müşteri sorun ve şikayetlerini cevaplamadığınız ve ilgisiz olduğunuz iddiasını doğru çıkararak bana bir cevap ver(e)mezseniz tüm bunların doğru olduğunu kabul ederek ömrüm boyunca bu konuda insanımızı gerek sözlü gerek internet forumları yoluyla, gerekse şikayet siteleri aracılığıyla bilinçlendireceğim. İnsanımızın artık daha bilinçli olduğunu ,tüketicilerin çoğu şeyi artık sorguladığını dikkate almanızı öneririm. Tabii eğer umurunuzdaysa.
Saygılarımla...''

Evet arkadaşlar gönderdiğim mesaj aynen böyle ve 3 aydır tık yok...
K
17 yıl
ŞİMDİ DAHA İYİ ANLIYORUM
Bayram tatilinde ailecek SCENİC ile bi ANAKARA'YA gidelim dedik.Allah'ın izniyle sağ salim gittik ve geldik.Yaklaşık 15 yılık tecrübem var,şükür çok ciddi bir kazam yok.
Kış aylarında çoluk-çocuk hasta olmasın diye pek uzun yola çıkmayız ama biraz değişiklik olsun dedik.Eşim annem babam ve 3 cocuğumla bayram tatilinde biraz seyahat ettik.

Gidiş-dönüş yklaşık 900 km yol yaptım ve maalesef çok üzücü bir gerçeğe şahit oldum. O kadar yol boyunca neredeyse bir Allah'ın kulunun da hız limitlerinde araç kullandığına şahit olamadık.Millet adeta çıldırmış gibi araba sürüyordu.Hız limitlerinde seyredenlerse sadece kamyonlar,otobüsler ve eski model zaten hıza elverişli olmayan araçlardı.Ben genelde 90-100 arası kullanırım aracı.Otobanda bile 120 yi pek geçmem.Hem çok yakıt, hem süratli gidince insan çabuk yorulur hem de ve en önemlisi 90 km/h üzerindeki kazalar çok daha ölümcül ve yaralayıcıdır.Bunu bizzat yaşamış ve bu tür kazaların insanları nasıl sakat bıraktığını,öldürdüğünü parçalara ayırdığını mesleğim itibariyle gayet iyi bilen birisi olarak hızın felaket olduğunun farkındayım.İnsanların nasıl,niçin hangi akla hizmet bu kadar hızlı araç kullandıklarını hiçbir zaman anlayamıyorum.
Özellikle de HAFİF TİCARİ diya geçen Transporter,Caddy,Transit,Doblo,Vito,Kango gibi rüzgar direnci yüksek olan,hız arttıkça yol tutuşları emniyetsiz hale gelen yerden yüksek araçlardan inanın bi tane bile 100 km/h in altında seyredenine şahit olmadım.Bu araçları kullanan adamlarda ya bir kompleks var ya da bu araçlar için hız sınırı 140-150 km/h de benim haberim yok.Bu adamlar o hızda o buzlanmış Çorum yollarında nasıl bir cesaretle o kadar hız yaparlar,o virajlara nasıl o kadar hızlı girerler aklım almıyor.Aracında ne kadar ESP,ASR,AFU bilmem ne olurda olsun,hangi kar lastiğini takarsan tak buzlu yolda 100 km yi geçersen birinde olmasa diğer virajda kendini yolun dışında bulursun.
İşin daha da vahimi yüzlerce insan öldüğü bu yollarda bir tane radar uygulaması yoktu.

Arkadaşlar yabancı memleketlerde özellikle de İngiltere'de hız yapmak önemli bir suçtur ve bazen cineyet suçuna eşdeğer bir şekilde suçlanabilirsiniz.Bunun da ötesinde adamlar zaten hız yapmazlar şehirlerarası yollarda, bu konudaki bilinç yüksektir.Hız için özel önlemler alınmış deneme yolları vardır ve özel eğitimlerden sonra bu yollarda araç kullanılabilir.
Benim güzel memleketimde ise hafif ticari aracı alan normal yolları otoban zannedip Allah ne verdiyse basıyor, yolda bir tane bile radar yok, adam beni 180 le solluyor, makineli tükek gibi taç sıçtratıp camımı çatlatıyor,arkasından korna ve sellektörle duygularımı aktarıyorum kendisine ve bu döngü 900 km boyunca hep devam ediyor.Ve maalesef biraz ilerde bir kalabalık, adam ticari aracı ile birlikte yolun dışında, araç pert sürücü ağır yaralı, araçtan sağ çıkabilenler şokta bağrışlar,ağıtlar, kan ve gözyaşları...

Evet arkadaşlar şimdi çok daha iyi anlıyorum AŞIRI HIZ VE DİKKATSİZLİĞİN ne olduğunu ve nasıl oluştuğunu...
K
17 yıl
SCENİC 1.5 DCİ 82 HP CHİP-TUNNİNG SONUÇLARIM...
Arkadaşlar sonunda,yaklaşık 2 yıl araştırıp düşündükten sonra 2005Scenic 1.5 DCİ 82 HP aracıma 38000 km'de Chip-Tuning uygulaması yaptırdım.O kadar araştırmamın nedeni hem tuning fiyatının birhayli yüksek oluşu hemde aklımdaki bazı soruların cevaplarını bulmak için uğraşmamdı.Sorularıma tatmin edici cevaplar alınca işlemi yaptırmaya karar verdim. Malum her zaman da söyledim ve de savundum, RENAULT'UN SCENİC gibi nerdeyse 1400 kg lık bir araca 82 hp motor kullanması kabul edilemez.Clio,kango hatta modus gibi en küçük araca bile koyduğu 82 hp motor seçeneği SCENİC için (BENCE TABİKİ) tatmin edici değil.Her ne kadar tork 185 de olsa araç kalkışlarda çok hantal,ara hızlanması yetersiz.2009'a giriyoruz rakiplerin 110 hp-240 tork üreten motorlarla piyasada iken sen hala 82 de ısrar edersen benim gibi sadık RENAULT müşterilerini de 2. elde çok büyük değer yitirmesi ve motorunun güçsüz olması nedeniyle mağdur edersin.Aynı model başka marka bir eşdeğer araç ile 2. elde rekabet edemiyor.Bu konuyu FRANSA merkeze bile yazdım,müşteri olarak görüşlerimi belirttim.Neyse bu konu çok tartışılır kısa kesiyorum.

Reklama girer diye ismini yazmıyorum,fakat işlem bir laptop bilgisayar aracın soketine bağlanarak internet vasıtası ile İNGİLTERE merkezden gerçekleştirildi. (heralde kopyalamanın önüne geçmek için).Aracın ECU'su bu işlemle yeniden programlandı.

İşlemin yaklaşık 1.5 saat sürdü.İşlem esnasında digital ekranda bir çok HATA mesajları verdi.
İşlem bittiğinde aracı teslim aldım ve hemen denedim.

Aracın yüksek devirlerde yakıt mikarının biraz arttığını farkettim. Ben aracı sürekli yol bilgisayarının ANLIK YAKIT modunda kullandığım için hangi yolda,ne devirde ne kadar yaktığını artık büyük ölçüde tahmin edebiliyorum.Chip sonrası araç daha atak hale geldi, hızlanma süresi belirgin olarak düzeldi.
Aracı İzmir-Aydın otobanında sabit hızla kullandım ve sakin kullanımda yakıt miktarının uzun yolda %10-15 kadar azaldığını farkettim.Yalnız devirli kullanılırsa anlık yakıt öncesine göre birhayli artış gösterdi (Aynı yol ve aynı devirlerde karşılaştırdım)
Aracın maz hızı 168 den 182 km/h e çıktı, bu da 1350 KG lık scenic için yeterlidir heralde...
Aracın torkundan önce de memnundum,klima açık ve yüklü iken bile çekişi iyidi ama CHİP sonrası çekiş daha da arttı, yokuşlarda devirden kolay kolay düşmüyor, eğim çok değilse girdiğim vitesle tırmanabiliyorum.

Aracı ne yazıkki dinamoya sokamadım ama İzmire tekrar gidince niyetim var,

Chip sonrası 15000 de yapılması gereken yağ-yağ filtresi ve yakıt filtrasi bakımlarını 10000 de yaptırmam tavsiye edildi.
Hava filtresi ise kullanılmaya bağlı olarak 5000-7000 arasında değişse iyi olur dendi, zaten bunları CHİP öncesi biliyordum.Neredeyse 2 yıl araştırdım tuning işlemini.
Aracın yakıt tüketiminin hava filtresinin temiz olmasına çok daha duyarlı hale geldiğini farkettim, zaten benim aracın orginal hava filtresi yetkili serviste 25 ytl'ye değiştiriliyor. Sağolsun Ahmet usta ve Renault servisi böyle ara değişimler için işçilik ücreti de almıyorlar, o konuda da rahatım.
Son olarak CHİP servisindeki usta GREEN hava filtresi önerdi ama fiyatı biraz fazla geldiği için alamadım, alırda takarsam sonuçlarını yazmaya çalışırım...
K
18 yıl
HAYALİMDEKİ ARAÇ PROFİLİ...
Arkadaşlar bizim memleketin şartlarına uygun olacağını düşündüğüm bir araç profili var aklımda ve eğer uygun fiyata üretilebilirse iyi satar diye düşünüyorum;

1-Motor 1.6-DİESEL(vergi nedeniyle) 110-115 Hp, 200-250 tork civarı olmalı,
2-Tek tuşla ve hareket halindeyken istendiğinde 4x4,istendiğinde 2 çeker olabilecek (Nissan Navara gibi)
3-Fiyatı 40.000-45.000 ytl civarında olacak
4-Klasik ve pahalı 4 çekerlerden daha küçük ve hafif olacak
5-Donanım abartılı olmayacak,standart binek araç özelliklerini barındıracak, asgari güvenlik ve konfor ekipmanları bulunacak

Fiat Sedici 1.6,Daihatsu Terios1.3,Suziki Swift1.3,Honda HRV 1.6,LadaNiva 1.7 4x4 araçlar var ülkemizde fakat hepsi benzinli ve torkları bence bir 4x4 için yeterli değil.
Bir ara Renault Scenic 2000 4x4 üretti ama pek tutulmadı,fiyatı ve vergisi biraz yüksek kaçtı heralde...

Siz ne dersiniz?Çok şey mi istiyorum?
bu özelliklerde bir araç satarmı...?
K
18 yıl
MICIRA DİKKAT LÜTFEN,ARABAYI VURDUM
Arkadaşlar zaten hepiniz biliyorsunuz ama ben yine uyarayım dedim.
2 gün önce SCENİC ile çok virajlı ve yeni yapılmış bir yolda yokuş yukarı 40-50 km hızla giderken yaklaşık 120 derece bir virajda arabayı yolun kenarındaki mıcıra kaptırdım.Yol ile mıcır aynı renk olduğu için anlayamadım.Aracın arkası çok hızlı bir şekilde kaydı,direksiyon hakimiyeti tamamen kayboldu.Araç bir tur dönerek yolun sağındaki şarampole (2 metre derinliğinde) düştü ve diklemesine çukurun sonundaki kayaya çarptı.Herşey 3 sn de olup bitti.Çarpışma öncesi insan salavat bile getiremiyor,Allah kimsenin başına vermesin.Çarpmadan hemen önce bir anlığına aracın neredeyse pert olacağını düşündüm.Sadece ön hava yastıkları açıldı.Ön tampon,sağ çamurluk ve sağ far kırıldı,radyatör delindi.Bu kadar sert bir çarpmaya rağmen enerji iyi absorbe edildiği için kaputa hiçbirşey olmadı.Araç hala çalışır vaziyette idi ve motora sirayet eden bir hasar oluşmadı.Motor gücünden memnun olmadığım (82 hp) Scenic'imin sağlamlığına hayran kaldım
Allah'tan çok şükür ki araçtaki Anne,Baba,eşim,3 çocuğum ve bana birşey olmadı,kimsenin burnu dahi kanamadı.Yolda bir kamyon v.s olsaydı heralde şimdi bunları yazamıyor olabilirdim.
Kaza sonrası aradığım kasko pazar günü olmasına rağmen o dağın başına yarım saatte çekiciyi gönderdi.Çekici benim istediğim anlaşmalı yetkili servise aracı nakletti.Araçta yaklaşık 6 milyarlık hasar var.
Arkadaşlar yaklaşık 15 yıllık şoförlüğüm,belki 600.000 km yol tecrübem var,bu benim 8. aracım ve şu ana kadar hiç kazam yok ama insan bazı şeyleri yaşamadan ders alamıyor heralde.Ben o viraja makul bir hızla girdiğim ve benden önceki araç daha hızlı bir şekilde virajı aldığı halde,mıcıra dikkat etmeden kenara çok yanaştığım için kazayı yaptım.
Lütfen mıcır olan yollara dikkat edin,hızlı seyretmeyin, hem kendinizi hem de hızlı gidip taş sıçratarak başkalarını zarara uğratmayın.
Kazasız-belasız sürüşler...
K
19 yıl
***TRAFİKTE EN UYUZ OLDUĞUNUZ DURUMLAR NELER?***
Arkadaşlar malumunuz üzere siz ne kadar dikkatli bir şöförde olsanız,hiç hata yapmasanız da aynı yolu paylaştığınız kişilerin hatası sizi ciddi olarak etkileyebilir.
Bazen kişi bazı trafik kurallarını bilmeyebilir, doğrusunu öğrenince davranışını düzeltir.Bazen de bize gayet normal gelen bir davranış trafikte bazı hassas sürücüleri ziyadesiyle rahatsız ediyor olabilir.Bu TOPİC'İ açmamın nedeni acaba şu ana kadar yapageldiğimiz,bizde alışkanlık peyda etmiş olan bazı sürüş alışkanlıkları acaba başkalarını rahatsız eden davranışlardan biri olabilirmi? bunu paylaşmak istedim.
Fakat daha da acısı adam yanlış olan şeyi doğru zannediyorsa ve doğru olanı söylediğiniz halde ''doğrusu benim yaptığımdır'' diyorsa bu tipler de başlarına bie musibet gelmeden yola gelmiyor.

Beni rahatsız eden durumlar;
1-Mahalle arası,dar sokaklarda, ş.içinde hız limitleri içinde gittiğim halde arkamdaki adamın habire yol istemesi (zaten yolda vermem, acelesi varsa veya ölük-kalım meselesinde 4'lüleri yakması hariç)
2-Ş.arası yollarda bir sollamaya kalkarken arkamdaki aracın benden önce davranması (motor gücü,markası,modeli ne olursa olsun farketmez, benim aracımda RENAULT, traktör değil.Aynı şekilde ben eğer önümdeki sollamaya niyetli ise asla hem onu, hem de önündeki aracı sollamaya kalkmam,sollamasını beklerim.Bu yüzden 2 arkadaşımı kaybettim,çok sakat bir davranış)
3-Arkamdaki aracın yokuş tırmanırken,viraj dönerken veya sollama yasağı olan yerlerde önünü görmeden beni sollamaya kalkması, malum kendini olduğu kadar beni de tehlikeye atıyor)
4-Hepinizi çok rahatsız ettiğini tahmin ettiğim uzun far düşkünleri, özelliklede arkamda ise...
5-Farı ayarsız veya standart dışı far kullanarak önündekinin veya karşıdan gelen araçları gözünü alanlar
6-Taşlı-çakıllı yolda hız limitlerini umursamayıp hızla sollayarak taş sıçratan tipler (2 kere ön camım kırıldı, kaporta çizildi, klima radyatörüm delindi v.s...)
7-Çift şeritli yolda yavaş giitiği halde sağa geçmeyip sol şeridi işgal edenler,
8-Sinyal vermeden sollama,dönüş v.s yapanlar,

Şimdilik aklıma gelenler bunlar, herkese kazasız-belasız sürüşler...
DH Mobil uygulaması ile devam edin. Mobil tarayıcınız ile mümkün olanların yanı sıra, birçok yeni ve faydalı özelliğe erişin. Gizle ve güncelleme çıkana kadar tekrar gösterme.