2015 model 1.6 Advance CVT aracım var. 0 km olarak aldık. Daha önce hiç Toyota'm olmamıştı ancak orta yaş üstüne hitap eden sorunsuz, rahat kullanımı olan bir markadır diye bilirdim. Aracın 132Hp motorundan, CVT şanzımanından, kullanım rahatlığından vs. çok memnunum ancak aracı aldığımdan beri sürüş konforundan bir türlü tatmin olamadım. Süspansiyonları sert mi yumuşak mı tam anlayamadım. Yüksek süratlerde konforlu hissi veriyor ancak yavaş ilerlerken çukurlarda rahatsız ediyor. Lastiklerden birinin patlamasıyla lastik basınçlarının 38'de olduğunu anladım. Fabrika çıkışı 38 hava basılıyormuş. Ayrıca kapı içindeki etikette de >160kmh hız için 38 gösteriyor. Lastik tamiri sonrası bütün lastiklerin havasını 33'e indirdik. Belirgin bir derecede konforda artış oldu. Ancak hala rahatsız edici düzeyde vuruyor çukur ve kasislerde. Daha yeni 10000km bakımını yaptırdık, anormal bir durum söz konusu değil. Şirket aracı olarak 2015 Focus kullanıyorum. Kesinlikle Auris'ten daha konforlu, yoldaki çukur ve tümsekleri daha iyi sönümlüyor. Ciddi miktarda para verip aldığımız Toyota'dan daha iyi işler çıkarmasını beklerdim. Auris sahipleri veya kullanmış olanların bu konudaki yorumlarını merak ediyorum. Acaba ben mi çok abartıyorum? |
Arkadaşlar Merhaba, Şu anda 2007 model 207 HDI Trendy kullanıyorum. Otomatik ve biraz da daha iyi bir araç alma niyetimden dolayı epeyce bir süredir aracı değiştirme niyetindeyim ancak bir türlü karar veremiyorum. 30000TL ile başladım en son 50000TL'ye kadar çıktım. Sıfır olsun deyince ancak B sınıfı araçlar oluyor. Şu anda zaten B sınıfına biniyorum ve diğerlerinin çoğunu da test ettim. Mevcut aracımın 2 katı para verip aynı konforda devam etmek istemiyorum. Yılda en fazla 7-8000Km kullanacağım için benzinli olması sorun değil. Benim sorum 2006-2010 arası dizel otomatik Passat alınır mı? Maalesef bu araçların çoğu 200000Km'ye dayanmış durumda. Alsam bir 5 sene de ben binebilir miyim? Zaten en fazla 5 senede 40000Km yaparım. Yoksa aldığıma pişman mı olurum? Şanzımanı 6 ileri DSG yağlı tip olduğu için arıza yapma konusunda pek tedirgin değilim. Sizin yorumunuz nedir? |
Arkadaşlar Merhaba, C segmentinde benzinli araca binerken, ekonomi yapmak adına dizel B sınıfı araca geçtim. Aslında yakıt tüketimi yönünden amacıma ulaştım ancak artık kullanımımda şirket aracı da olduğundan kendi aracımı fazla kullanmıyorum. Artık 3 sene oldu ve değişiklik istiyorum. Kasko fiyatı da 3000TL'den aşağı çıkmıyor. -Eşim de kullanacak olduğundan otomatik olması ilk şartımız. -Sedan veya 5 kapı HB olabilir. -Yıllık en fazla 7000Km kullanacağımdan, benzinli olacak, LPG'li olmamalı. Daha sonra gerekirse ben taktırayım. -A sınıfı araç olmamalı, bir kaç farklı markanınkini test ettim hiç güven vermedi. B,C,D sınıfı olabilir. -Yarı otomatik de olabilir tam otomatik de ancak sorunlu bir şanzıman olmamalı. -Marka konusunda biraz tutucuyum, uç markaları tercih etmiyorum, piyasadan çekilmiş, çekilecek veya piyasaya tam olarak girememiş markaları tercih etmiyorum. -En fazla 1.6 lt. motor olmalı(Yakıt ve vergi açısından). -Bütçe maksimum 40.000TL. 1,2lt gibi küçük motor olsun az yaksın, vergisi az olsun diyorum, sonra uzun yola çıkınca konforlu araç olsun diyorum. Sonra zaten az kullanıyorum bayağı konforlu olsun D sınıfı olsun diyorum. D sınıfı olursa bakımı pahalı olur diyorum. En iyisi C segment olsun orta halli olsun diyorum. Tam C segment araçları incelerken bi yandan da yeni model olsun diye B sınıfına kayıyorum. Tam karar verecekken 1,6 FSI Passat fiyatları çok uygun, çok da konforlu araç, alayım keyfime bakayım diyorum. bu araca iyice ikna olamadan araştırma yaparken FSI motor alınır mı diyerek en başa dönüyorum. Bu garip karmaşa içinde dönüp duruyorum. Bir türlü alacağım araca karar veremedim. Yardımınızı rica ediyorum, sizlerin önerisi nedir? |
Arkadaşlar aşağıdaki mesajımı güncelliyorum. Sıfır km olması durumunda bütçeyi artırabilirim. Başlıktaki araçlar en uygun fiyatlı olanlar. Astra Classic III- Easytronic Cruze Sport Plus - AT Megane III Icon - CVT Üçünün de şanzımanı farklı teknoloji. Bu üç aracı aşağıdaki kriterlere göre karşılaştırabilir misiniz? -Yol tutuş -Konfor -Sağlamlık, malzeme kalitesi -Yakıt tüketimi -Sorunsuzluk -Bakım maliyeti "" "" Arkadaşlar Merhaba, Öncelikle Bütçe 35.000 TL civarı Daha önce 307 XT 1.6lt 110HP manuel vites aracım vardı. Benzinli olarak kullanıyordum. Benzin fiyatının 5 TL/lt ' ye yaklaşmasıyla aracımı satıp dizel bir araç aldım. Şu anda 207 Trendy 1.4 HDI kulanıyorum. Yakıt anlamında aradığımı buldum fakat, bunun dışında başka hiç bir konuda tatmin olmadım. Büyük oranda pişman oldum gibi. 307'yi kullanırken de zaman zaman araçtan şikayetçi olurdum fakat B sınıfı bir araç kullanınca hakikaten C sınıfı araçların bariz bir şekilde daha iyi olduğunu gördüm. Yakın zamanda aracımı değiştirmeyi düşünüyorum. Bu konuda sizlerinde yorumlarını almak istiyorum. Olmazsa olmazlar; Otomatik Vites C sınfı Öncelikler; 1-Sorunsuz Otomatik şanzıman 2-Servis/bakım/yedek parça maliyetinin uygunluğu 3-Yol tutuşu 4-Konfor 5-Yakıt tüketimi 6-İkinci el durumu Peugeot'dan farklı bir marka istiyorum. B sınıfı istemiyorum. Civic, Cruz, Focus düşündüğüm modeller arasında. Sebebiyle birlikte öneride bulunursanız sevinirim. "" "" |
4 aydır Ankara'da yaşıyorum. Böyle rezil bir trafik görmedim hiçbir yerde. Mesele kalabalık olması değil. İnsanların davranışları ve belediyenin yollara verdiği önem. Şahinciler (ve E36 BMWciler) Hiçbir yerde bu kadar çok ŞAHİN görmedim. Adam sanki köyde gidiyor. Saçmasapan egzostlarla gürültü kirliliği yaptıkları gibi iğrenç modifiyelerle de görüntü kirliliği yapıyorlar. Aracı arkadan itiş diye altında M3 olduğunu zannedenler var. Trafiğin içinde arkasını attırarak giden tipler var. Ne yaptığı da belli değil, aracı da toparlayamıyor, trafiğin içinde spin atan beyinsizler var. Biraz daha fazla parası olan aynı zihniyettekiler E36'ya biniyor. Trafikte bu tipleri görünce uzak durmaya çalışıyorum. Kırmızı Işık Ankara'daki şoförlerin %50'si, ŞAHİN'cilerin %90'ı kırmızı ışıkta durmuyor. Kırmızı ışıkta durmayan vatandaşlara rahmet okuyorum her gördüğümde. Ankara öyle bir hale gelmiş ki POLİS dahi durmuyor kırmızı ışıkta. Lanet olsun böyle zihniyete. Kırmızı ışıkta durdum diye arkadan selektör yapan mahlukatlar var. Öyle ki bazı kavşaklarda yayalar isyan ediyor kendilerine yeşil yandığı halde geçemedikleri için. Sağdan geçmek Bir tanecik aracı dahi geçebilmek için tek şeritli yolda sağımdan geçip önüme girmeye çalışan tipler en nefret ettiğim tipler. Sağda bir boşluk gördü mü vatandaş hiç affetmiyor. Yolun devamında şerit yok, düzeni bozmayım demiyor. Bir sağa geçiyor bir sola geçiyor. Trafiğin düzenli akmamasının en büyük sebebi budur bence. 2 şeritli yol geliyor, kırmızı ışıkta bu 2 şeritli yolda 3 hatta bazen 4 araç yanyana duruyor. Yahu yolun devamı yine 2 şeritli. Araya giren, sağdan girmeye çalışanlar düzeni bozarak saçmasapan bir trafik oluşmasına sebep oluyor. Bu tiplere özellikle yol vermiyorum. Aracı kıymetli olan önüme giremiyor ama Şahincilere ben yol vermek zorunda kalıyorum çünkü adam durmuyor, "istediğim yerden giderim kardeşim" havasında. Ben durmasam sürte sürte girecek önüme. Hız sınırı Şehir içi hız sınırı 70 km/h. Bazı yerlerde radar var. Vatandaş radarın olduğu yerde 40 km/h hıza düşüyor, sonra topukluyor. 3-4 şeritli İstanbul yolunda en sağ şeritten 70 km/h hızla gidiyorum, ticari bir minibüs arkamdan selektör yapıyor. Lanet olsun böyle zihniyete. Şerit takibi Vatandaşların çoğunda şerit kavramı yok. Geçiyor adam en sola 40'la ilerliyor. Birader madem yavaş gideceksin sağdan git. İllaki selektör yapacaksın da çekilecek. Selektöre aldırmayan tipler de var. Adam soldan ağır ağır gitmeye devam ediyor. Soldan gidenler en azından şeridinden gidebiliyor. Şeritleri ayıran çizgilerin tam üstünden giderek iki şeridi kaplayanlar var. Adam ne sağa çekiliyor ne sola. Özellikle taksiciler bunu yapıyor. Adam tek bir aracı dahi geçebilmek için sağ şeride geçiyor, az ilerde sola dönmek için önüme kırıyor. Trafik ışıklarına yaklaşırken mantıken hangi tarafa döneceksen oraya yanaşman gerekir. Ama yok sağ boşsa sağa gidiyor vatandaş, sol boşsa sola. Sonrada düz gidecek adamın önüne kırıp dönmeye çalışıyor. Dolmuşçular Kamera olmayan yerlerde kırmızı ışıkta duran dolmuşçu görmedim. Adam durmuyor, kırmızı da durmadığı gibi yol hakkı olan adama da yol vermiyor. Onlar yolların kralıdır. Sürekli selektör yapar arkadan, seni geçer hemen önünde bir yolcu görür önüne kırar ve durur. Onun ilerlemesini beklerken kırmızı ışık yanar. Ama dolmuşçuya değil sana yanmıştır kırmızı. Hiç oralı bile olmaz yoluna devam eder dolmuşçu abim. Rögar kapakları Ankara kesinlikle rögar kapağı özürlü bir memleket. Ya asfalt üzerine asfalt attıkları için oluyor ya da kapaklar zamanla çöküyor. Hiç mi yol seviyesinde kapak olmaz. Kaçamıyorum da. Birinden kaçsam ötekine giriyorum. Şeridin tam lastiklerin geçeceği yerde, çukur şeklinde rögar kapağı var.Yer seviyesinden düşük veya yüksek seviyede çok fazla kapak var. Açılıp kapatılamayan çukurlar İnşaat sebebiyle, altyapı sebebiyle vs. asfalt kesiliyor boydan boya, oluşan çukurdan araçlar 2-3 hafta geçiyor, araçların anası ağlıyor, sonra açılan yarık kapatılıyor. Asfalt seviyesine uygun kapatılamamışsa vay o güzergahı kullananların haline. Trafikte saygı Kimsenin kimseye saygısı yok. Herkes kendi kuralını oluşturmuş. Kimse kimseye yardımcı olmuyor, olmak istemiyor. Kalabalık trafikte şerit değiştirmem gerektiği zaman sanki suç işliyormuşum gibi, inadına hızlanıyor vatandaş yol vermemek için. Korna çalıyor, selektör yapıyor. Tamam da kardeşim trafik yavaş ilerliyor. Bir süre sonra diğer şeride geçmem lazım dönebilmem için. Trafik kalabalık, şerit değiştirmem lazım. Neden kimse yardımcı olmak istemiyor. Tamamını okuyanlara sabrından ötürü teşekkür ediyorum. 4 ayda şehiriçi araç kullanmaktan nefret edecek seviyeye yanaştım. İçimi dökmek istedim. Saygılar. |
S350 Long aracın 350 yazan kısmını söküp 500 yazmak nasıl bir mantığın ürünüdür? 1,6 lt üzeri araca binmenin bile artık lüks sayıldığı bir memlekette S350 sahibi vatandaş kendini ezik hissedip S500 yazıyor. S500 görünümlü S350 diye de vurguluyor. 3,16'ların yazısını sökenleri bir nebze anlarım ama bu Mercedes'ciye bir anlam veremedim. Galerinin pazarlama stratejisi mi acaba acaba ![]() ![]() http://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-mercedes-benz-siyah-long-s-350-78954465/detay?source=promotion_spva |
Kapıların kapanma sesindeki tokluk, kalite hissini artırdığı gibi oturma pozisyonunun verdiği his de sürüş keyfini artırır. Kimisi yüksekten bakmayı sever, kimisi aracın içine gömülmeyi... Kendi aracım 307 ve sevmediğim özelliklerinden birisi oturma pozisyonu. Koltuk en alt seviyede bile yüksek kalıyor bana göre. Pedalları da öyle bir yerleştirmişler ki karşıya doğru pedala basmıyorsunuz, aşağı doğru çapraz bir şekilde basıyorsunuz. Ayrıca kabine doğru fazla içeri yerleştirildiği için pedallara göre rahat bir oturma pozisyonu ayarladığımda orta konsol kumanda düğmelerine uzak kalıyorum. Bana göre, yere yakın oturma pozisyonu ve karşıya doğru basılan pedallar çok daha fazla spor sürüş hissi veriyor. B5.5 Passat, W212 E220 bindiğim araçlardan iki örnek, oturma pozisyonu olarak tam olarak tarif etmek isdediğim gibi. Siz kendi araçlarınız hakkında bu konuda ne düşünüyorsunuz?? |
Yaklaşık 1 senedir 2003 model Peugeot 307 1.6 XT Manuel Benzinli kullanıyorum. Şehir içi 10lt civarı yakıyor. Çabuk hızlanan bir araç ancak, 5. vites 100 km/h hızla giderken devir 3.000 de oluyor. Şehirler arası yollarda daha da hızlanınca devrin artmasıyla haliyle gürültü ve yakıt tüketimi de artıyor. Kısacası ne şehir içinde ne de şehirler arasında hiç ekonomik olamıyor. Tamam donanım sağlam ama aklım benzine ödediğim paraya takılı kalınca keyif meyif kalmıyor maalesef. Bu sebepten B sınıfı dizel araç almak istiyorum ve sıkıntı burada çıkıyor. Donanımda, C,D sınıfında falan gözüm yok artık. Cebimden az para çıksın yeter. Sıkıntı şu ki üste para koyamam ve 307 mi sattıktan sonra elimdeki parayla alabileceğim dizeller de çok düşük km lerde olmuyor veya bulmak zor. Kendi aracım ve bazı dizelleri karşılaştıran ufak bir tablo hazırladım. < Resime gitmek için tıklayın > Burda yıllık yakıt kısmı 20.000 km yol yapıldığı varsayılarak elde edilen sonuç. Ayrıca 15.000 Km için de toplam var. Listeden de görüldüğü gibi; Yılda 15.000 Km yol yapılsa 307 ve Fiesta arasında 2.100 TL 20.000 Km yol yapılsa 307 ve Fiesta arasında 2.700 TL maliyet farkı oluşuyor. Asıl sorum şu; 120.000 - 130.000 Km civarı Dizel Fiesta veya G.Punto almak çok mu büyük risktir. Kesinlikle alınmaz mı? Dizel araç ne gibi büyük masraflar açar? Senede tahmin ettiğimden 1.000 TL daha fazla masraf açsa dahi epey kara geçmiş oluyorum. Evet arkadaşlar, yüksek km dizel ne kadar masraf açabilir, masraf çıkarma ihtimali olan parçalar, sistemler hangileridir? Benzin dizel arasında elde ettiğim kardan bunu çok rahat karşılayıp kara geçebileceğimi düşünüyorum. Sizin düşünceleriniz neler bu konuda? |
Çankırı'dan Ankara'ya oradan da Düzce'ye. İstikamet bu şekilde. Kış lastiklerim ve bagajda da zincirimle yola çıkmak cesaret işi midir? Babam, yolda buzlanma varsa kış lastiği de(çivili değil normal kar lastiği) fayda etmez kalırsın gidemezsin diyor. Yolculuk gündüz yapılacak. Sizce yola çıkmak çok mu tehlikeli kışın yolculuk yapılmaz mı? Evet arkadaşlar, kar lastiklerimle ve bagajda zincirimle yola çıktım Cuma sabah 6.45 te. Tavsiyeleriniz üzerine yanıma battaniye ve bir miktar da yiyecek içecek aldım. Hava -12 derece idi. Önce Ankara ve oradan da otoyoldan Düzceye ulaştım 11.30 gibi. Düzce'de hava 8 dereceye ulaştı. Yollar tamamen açıktı ve hiçbiryerinde kar, buz yoktu. Sadece Gerede civarında çok hafif kar yağışı vardı. Silecek suyum antifirizli olmasına rağmen donduğu için sık sık durup ön cama su dökmek suretiyle önümü açmak durumunda kaldım. Düzce'den Bursa'ya geçtim. Şu an Bursa'dayım. Yine karda yolculuk yapamadım, bakalım dönüş nasıl olacak ![]() |
Eşim kullansın diye otomatik HB araç aldık. Ben de şirket aracı kullanıyorum. Ancak keyfime göre binebileceğim beklentilerimi karşılayan bir araç almak istiyorum.
Konforlu olsun(D segment veya üstü), yolda süzülsün ama virajlarda da keyifli olsun, sürüş dinamikleri iyi olsun, 4 kapılı sedan olsun, mümkünse otomatik vites olsun. Motoru güçlü olsun, benzinli olsun. Sürüş pozisyonu sandalyede oturur gibi değil de yere yakın olsun, mümkünse sabit tabanlı gaz pedalı olsun. Kullanırken "ben gerçekten iyi bir araca biniyorum" dedirtsin.
Bu özelliklere sahip, temizi bulunursa masraf çıkarmayacak, baş ağrıtmayacak bir keyif aracı almak istiyorum. Sürekli kullanmayacağım için yakıtı çok önemli değil. Hafta sonu ve uzun yola giderken kullanmayı planlıyorum.
60.000TL bütçe ile hangi araç alınabilir?