Arkadaşlar merhaba. Çalıştığım yerlerin çok ağır kış şartları altında kalmaması sebebiyle yıllarca kış lastiği alma olayını salladım. Gün geldi evden çıkmadım, toplu taşıma kullandım. Lastik almadım. Bu kış sezonu kış lastiği taktırma meselesini kafaya koydum. CrossClimate gibi ortaya karışık lastikleri de pek kanıksayamadım. Bu sebeple kış hazırlığını detaylı bir araştırma yaparak kısa bir zamanda sonlandırmak istiyorum. Aklıma takılan ufak tefek birkaç husus var. Tecrübeli arkadaşların bilgilerini paylaşması dileğiyle sormaya başlıyorum. 1-Kış lastiğinde keyif haricinde farklı bir ebat seçimi yapmak gerekliliği söz konusu olur mu? Yazlık lastiklerin ebatları ne ise aynısından taktırmak yeterli olacak mıdır? İnternette gezinirken lastiğin sürtünmesi, su/çamur içerisindeki dairesel hareketi gibi şeyleri göz önünde bulundurup çap/yanak değişimini tavsiye edenler olduğunu gördüm. Özellikle yağmurlu havalarda su dolu çukurları görmediğimiz için yanağı yükseltmeyi tavsiye edenler olmuş. Ben fabrika çıkışının, dizayn değerlerinin her zaman esas olduğunu düşünen birisi olarak bu soruyu yöneltmek istedim. 2-Belki ilk soru ile biraz bağlantılı olduğu yerler var ama daha detaylı anlamak gerektiğini düşündüğüm bir husus var. Bütçeyi göz önünde bulundurmazsak eğer lastik+jant takımı şeklinde kış hazırlığı yapmanın bir faydası/zararı olur mu? Sadece kışlık lastik almak ile lastik+jant almanın depolama avantaj-dezavantajları var mıdır? 3-Bu kış lastiği meselesini 2. El lastiklerle halledip geçmek ne kadar mantıklıdır? Kış lastiği tak-çıkar yaptıkça hamur özelliği kaybolur, performansı düşer gibilerinden çeşitli yerlerde yorumlar mevcut. 4-Gözüme bilindik bir markanın kış lastiklerini kestirdim. 4 lastik aşağı yukarı 3000’e patlıyor. Kış lastiğinde marka faktörüne verilen bedel performans olarak geri dönüş verir mi? Yoksa adını duymadığım bir markanın 4 lastiğini alıp geçmeli miyiz? 5-lastiklerimizi lastik otellerine emanet etmek ya da etmemek ve lastiği evde saklamak hususunda fikir ve görüşleriniz nelerdir? Evde saklamak istersek lastiği kundaklayıp, pamuklara sarıp, beraber mi yatmamız lazım? 2-3 günde bir çevirmek mi lazım? Yan mı yatırmak lazım, dik mi tutmak lazım? Bu konu iki koldan incelenebilir belki. Jant ile birlikte lastiği barındırmak ve sadece lastiği barındırmakta farklar mevcut mudur? 6-Run-Flat meselesini de biraz kurcalamakta fayda olabilir. Kışlık run-flat lastiğin performansı normaline göre aynı mıdır? — - Şimdilik aklıma gelenler bunlar. Gerek gördükçe editlerim. İyi forumlar. Teşekkürler. |
Değerli arkadaşlar herkese iyi akşamlar diliyorum. Birkaç aydır Apple TV (3. Nesil) ile ilgili bir problemimi çözmek için uğraşmaktayım. Problemin özeti "explicit" parçaları Apple TV üzerinden dinleyemiyor olmam. Bu problemin ne zaman başladığı hakkında kesin bir fikrim yok. Yazılım güncellemelerini otomatik yapıyorum. Bu sebeple şu şu güncellemeden sonra albümlerimdeki explicit parçalar kayıp diye kesin bir kanıya varabilmiş değilim. Elimdeki veriler şu: -Apple TV son sürüme güncellenmiş durumda. -Tek bir Apple ID ile müzik satın alımı yapıyorum. -Bu problemi çözmek için yazılım güncellemesi hem cihaz üzerinden hem de iTunes üzerinden yaptım. Toplamda 2 defa sistemi formatladım. -Apple TV'ye iPad mini üzerinden "remote" uygulaması ile kumanda ediyorum. Apple TV kumandası ile de kumanda ettiğim zamanlarda aynı şekilde explicit parçalara ulaşmam mümkün değil. Remote uygulamasında görünen albümlerde de explicit parçalar eksik. -Apple TV ayarlarında mevcut her başlığa en az 2-3 defa girerek değişik bir seçenek aradım, restriction ayarlarını kurcaladım, kapattım, açtım, açıp/kapattım, ülke ayarlarına kadar değiştirip denedim. Maalesef fayda etmedi. Listesinde 8 şarkı bulunması gereken albümde 6 şarkı var. Explicit olanlar yok. Silik yazı şeklinde olsa canım yanmayacak, koca albüm kuş kadar kalmış. Lady Gaga'nın 16 şarkılık bir albümünde sadece 5 şarkı görünüyor. -Tüm cihazlarımda aynı ID'yi kullandığım için iPhone, iPad ve MacBook üzerindeki tüm iCloud ve iTunes ayarlarını kurcaladım. Restrictions ayarlarını birkaç defa açıp kapattım. Fayda etmedi. -Aynı albümü tekrar satın almayı denersem ne olacak diye iTunes Store'a gidip albüm satın almayı denedim. Zaten satın aldın, git dinle uyarısı aldım. -Apple online yardımı denedim. Uluslararası chat yaptım. Genius sağolsun, işin içinden çıkamayınca dükkanda örneğini verdiğim bir parçayı görmediğini söyledi. Böyle bir olasılığa karşı 3 defa kontrol ettiğim için ben ilgili albüm ve parçaları hem Amerikan hem Türk pazarında görüyorum dedim. Biraz daha kıvrandıktan sonra Türkiye'de mevcut telefon yardımı almamın daha uygun olacağını söyledi. Bu işi beceremeyeceklerini anlayınca teşekkür ederek sohbeti sonlandırdım. -Türkiye destek birimini aradım. Bilgisayara usb ile Apple TV'yi bağlayıp cihazı formatlamamı söylediler. Formatladım ama işe yaramadı. -Akasya ya da Zorlu'ya henüz gitmedim. Gitmek de istemiyorum. 7 senedir kullandığım bir sistemin mal gibi çökmesi saçma, bu problemi uzaktan çözülmesi benim için daha önemli, ayaklarına kadar gidersem ve bu problemi orada çözemezlerse kesin kavga ederim. -Global forumları okudum. Birkaç kişi benzer bir sorunla karşılaşmış fakat restriction ayarlarını bir defa açıp kapayarak bu problemlerini çözerek rahat etmişler. Aklıma gelenleri yazdım. Explicit müziklerimi Apple TV üzerinden dinleyemiyorum. Diğer iCihaz'larımın kütüphanelerinde bulunan albümler tam. Herhangi bir sıkıntı yok onlarda. Ama yoğun olarak müzik dinleme işini televizyona bağlı ses sistemimden gerçekleştirdiğim için Apple TV tam kapasite ile çalışmalı. Bir el atın da şu sıkıntıdan kurtarın beni. İyi forumlar. Edit: typo |
Üzerine sık sık yazılıp çizildiğini biliyorum. Kiralık araç vs. daha ekonomik olsaydı kimse kendi şahıslarına özel araçlar satın da almazdı. Ama artık birşeylerin ters gittiğini iyiden iyiye hissediyorum. Özel bir otomobile sahip olmak benim için eskiye nazaran ağır gelmeye başladı. Son 5 senede: Sene başına ortalama 1 defa radar cezasına çarptırılmışım. 2016'da gelecek zamlarla aşağı yukarı 400 lira bu yapar. Senede ortalama 14 bin km yol yapmışım. Takriben yıllık 5000 lira akaryakıt masrafı çıkarır bu da. İstanbul'da yaşamıyor olmama rağmen, ziyaretlerim esnasında yılda ortalama 200 lira ogs/hgs bedeli ödemişim. Tuvturk'e 3 defa gittim, muayeneye aykırı, engel sebepleri de arada halletmem gerekti, yılda ortalama 200 lira buna yazıyorum. Boyası badanası, pastası cilası derken yılda ortalama 300 kağıt da makyaj için harcamışım. Yıkatma, kuaför vs olmasa da olur. Kasko için yılda ortalama 800 lira ödemişim. Trafik sigortası 100 küsür lira çıkıyor ama yeni uygulama ile 2016'da yenilerken öpecekler muhtemelen. Buna her ihtimale karşı 150 lira yazıyorum. Yılda ortalama 1,4 bakım görmüş araç. Bakım harici onarımları da işin içine katıp, 500x1,4=700 lira yıllık bakım masrafı yazıyorum. 2 set lastik değiştirdim. 1500 liraya yakın bir masraf. Yılda ortalama 300 liraya yakın lastik masrafı yapıyor bu. 5 sene önce yatırdığım 40 bin lirayı yok sayıyorum çünkü Altına yatırsam şimdi 100 bin lira yapardı herhalde. Dediğim gibi bu parayı yok sayıyorum, dönemin altın kurunu araştırıp gerçek bir değer ortaya koymaya gerek görmedim. Çalıştığım memlekette Park masrafından olabildiği kadar kaçıyorum ama İstanbul'da kaçış yok. Buna da yıllık 100 lira gibi size komik gelebilecek bir miktar diyorum. Yukarıdan aşağı toplayıp Sonuca bakalım: Eğer toplu taşıma kullanmaya katlanabilirsek bu iş için kullanabileceğimiz meblağ yılda takriben: 400+5000+200+200+300+800+150+700+300+100= 8150 lira yani yaklaşık olarak ayda 680 lira. Araç kiralama işine girişeceksek de akaryakıt ve park masraflarını şahsen yapacağımız için 5100 lirayı eksi hanesine yazıyorum. Yani yılda 3050 lirayı araç kiralamaya ayırabilirim. Ayda takriben 250 lirayı araç kiralamaya ayırmak oluyor bu. Hibrit bir şekilde yaşam sürdürmeye niyet edersek. Biraz toplu taşıma biraz araç kiralama yapalım. Düz mantıkla toplayıp 2'ye bölücem aylık masrafı. Bu da (680+250)/2=465 lira eder. Gözden kaçan ufak tefek şeyleri de hesabı yuvarlamak için kullanıyorum ve aylık ulaşım giderim 500 liradır diyerek şu sonuca varıyorum. Ben şu an altımdaki arabayı satıp, bu satıştan elime geçecek parayı bana ayda 500 lira getirecek bir şekilde değerlendirebilirsem, sanıyorum ulaşım sorununu bedavaya getirebiliyorum. İstanbul'da Kundaklanan araçları da haberlerde görünce arabamı satıp, bir ev peşinatı yapmaya karar vermek yolunda ağır adımlarla ilerliyorum sanırım. Arabamı satmayı engelleyecek mantıklı katkılarınızı bekliyorum. İyi forumlar. |
Arkadaşlar herkese selamlar ve saygılar. Otomobil fiyatları gerek sıfır gerekse 2. elde almış başını gitmiş. Ben de elimdeki 2007 model Civic ile kalakaldım. Bunu satıp aşağı yukarı 30k kredi çekip, 70bin bandında ikinci el genç, güzel, kaslı, havalı birşeyler almak istiyorum. Mercedes (C250 hoşuma gitti) için benzinli seçenekler yakıt ekonomisi göz önünde bulundurulursa pek cazip değil. Dizelleri alıncabilecek kadar kolay değil. BMW olayına çok yabancıyım. E bilmem kaçın E bilmem neye göre ne farkı var anlayamıyorum. Fiyatları ne kadar cazipse araç o kadar da hırpalanmış oluyor gördüğüm kadarıyla. Volvo s60 birden içimi kıpır kıpır etti ama onun da 2 litresi yok r design versiyonu derken yine çekeceğim kredinin sınırlarını aştım gittim. Ama insignia 2 litre dizel otomatik olan araçların fiyatlarının makul(!) seviyede olduğunu gördüm. malum bizim ülkede birşey makul fiyatlarda kalamaz... bu 2 litre otomatik dizel insigniaların nesi var da nispeten uygun sayılabilecek ikinci el fiyatlarına sahip? beni aydınlatırsanız sevinirim. iyi forumlar. |
İyi forumlar. Mac'im için SuperDrive alacaktım. Bugün yarın derken 199 liradan 279 liraya fırladı fiyatı. Sinir oldum beklediğim için. Şimdi de elektronik üzerinde uygulanması beklenen vergi artışından bu cihaz da etkilenir diye düşünüyorum. Kıçı kırık bir DVD Rom drive için de 300 liraya yakın para gömmek istemiyorum. Belki duyan gören hisseden birileri vardır apple Donanım geliştirmelerini, bluray drive çıkarır mı apple yakın zamanda? Diğer ürünleri önermeyin, elektronik konusunda telefonundan printerine kadar her türlü cihazdaki Arızadan uğraşmaktan sıkıldım artık. Marka emniyeti için paraya kıyıyorum. |
Arkadaşlar merhaba. Öncelikle gümrük mevzuatı dahil birçok belgeyi hızlı bir şekilde süzmeye çalıştım. Kayıt kuyudata ne kadar baksak da bu işi uygulamalı olarak yapanlardan bilgi almakta fayda var diye düşünüyorum. Geçtiğimiz hafta aklımı karıştıran bir grup oldu. Gürcistan'dan otomobil almak şöyle kolay, böyle avantajlı diye ballandıra ballandıra anlattılar. Bu konuya hakim bir arkadaşın basamak basamak bu meseleyi bize anlatmasını rica ediyorum. Bana anlatılanlara göre 1/3 fiyatına istediğiniz arabaya mtv derdi tasası olmadan binebiliyorsunuz. Sigortası nasıl diye soruyorum, TR'de yapılıyor diyorlar. Kasko diyorum, Yapılıyor diyorlar. Ruhsat plâka kimin diyorum, senin tabiki diyorlar. Gürcü bir vatandaşın vekaletinden bahsediyorlar, neyin vekaleti diye soruyorum, tatmin edici bir cevap alamıyorum. Şimdi adım adım bu işi anlatabilen birisi çıkarsa harika olur. İyi forumlar. |
Arkadaşlar iyi geceler. Saatlerdir uğraşıyorum. Girmediğim menü, yapmadığım yedekleme kalmadı ama iCloud üzerinde Contacts kısmında sadece 3 kişinin bilgilerine ulaşabiliyorum. Bunlardan birisi ben, birisi Apple, birisi de arkadaşım. Rehberdeki onca Kişi'yi neden yok saydığına dair en ufak bir fikrim yok, neden o arkadaşımı herkesten ayrı tuttuğuna dair bir fikrim de yok. Telefonu bayramda kardeşime hediye edicem, birkaç hafta sonra yeni cihaza bu yedekleri yükleyebiliyor olmam lazım. Telefonun iCloud menüsünde kişiler seçili. Yedek hem elle, hem de zamanı gelince otomatik Yapılıyor zaten. Rehbere yeni bir numara, isim vs girdiğim zaman wi-fi ya da 3G işlem de yapıyor cihaz. (Buradan numarayı buluta yüklediği çıkarımını yapıyorum) Ama gel gelelim koca bulutta 3 numara var! Zaten bir ara oturup iTunes, iPhoto, iCloud ve i ile Başlayan ne varsa çalışma prensibini tepeden tırnağa inceliycem. Numaraları taşıyacam derken fotoğrafları da sildim. iPhoto içe aktar, duştan çıkar derken verdi bana ayarı. Neyse konuyu saptırmayayım, numaraları buluta nasıl atıyorsunuz ? www.icloud.com adresinde tüm kişi bilgileri var mı sizin ? İyi forumlar. |
Arkadaşlar mobil sürümü açtığımda konu başlıklarını görebiliyorum fakat başlığa tıkladıktan sonra internal 500 falan filan diye bir hata alıyorum. Mini sürüm için de aynı şey geçerli. Şimdi sadece masaüstü sürümden ulaşabiliyorum foruma. Saatlerdir bu şekilde. Telefonumda bir sapkınlık mı var? Site mi saçmalıyor. Bana hızlı bir bilgi verir misiniz ? İyi forumlar. |
Arkadaşlar merhaba. Bisiklet almaya karar verdim ve Forumdan çok hızlı şekilde bilgi edinmeye çalıştım. Çok kısıtlı vaktim olmasına rağmen bisiklet teknolojisinin benim bıraktığım yerden (en son bmx,kontra pedal kullanmıştım) çok öteye gittiğini gördüm. Boy ve tonajımın etkilerini de göz önünde bulundurulması gerektiğini, kadro boyunun önemini, alüminyum/toplam ağırlığın konfora etkisini, rulman tipinin önemini az çok anlayabildim. Yarın iş çıkışı bisikletçiye gidip almayı planlıyorum. Cuma günü gidip sorduğum yerlerde salcano, bianchi, carraro, kron, sedona markalarına el sürebildim. Trek marka satan bir yeri buldum ama sadece internetten sipariş getirdiği için katalog gördüm. En ilgili satıcı (Kocaeli) kron marka satan yerdi. Ama aynı yerde sedona'nın 2 modeli kalmıştı. Fiyatı sebebiyle satmayı bırakmışlar. Firefly diye bir model vardı. Bence güzeldi, fiyatı da uygundu (1300₺) ama kadrosu 17 olduğu için uzak durdum. Şimdi özetle: Bana bisiklet alıcaz. Ben bu bisikleti evden işe, işten eve, haftasonu da keyfe keder binerek spor yapmak için istiyorum. Dağa bayıra çok nadir girerim diye düşünüyorum. Boyum 190, kilom 115. Para sıkıntım yok ama trek vs pahalı sanki. Ben 1500-1600 lira vermeyi göze aldım. Bu çerçevede yarın Yalova'ya gidip bi tane sedona 340 ya da firefly alayım diyorum. Mantık hatası yaptığım bir yer var mı? Tavsiyeye hala açığım. Iyi forumlar. Edit: velespitte bir miktar indirim olduğunu tespit ettim. Keskin bir dönüşle "trek 7.2" model bisiklete doğru yönelmeye başladım. |
Korona virüsü sebebiyle haftalarca eve uğrayıp arabamı park halinden çıkaramadım. Tekrar aracımı çalıştırıp gezmem yine haftalarca mümkün olmayabilir öyle ki kışlık lastikler takılı halen. 92 günün ardından dün gece sadece 15 dakikalık bir fırsat yaratabildim ve aracımı bulunduğu açık otoparkta bir miktar gezdirdim.
Maalesef aracım bir sağa bir sola sallana sallana gidiyordu.
Tekerleklerin gözle görünür bir deformasyonu bulunmuyor fakat bariz bir şekilde tekerleklerin balansı bozuk.
Bu bozukluk 15 dakika sonrasında aracın ilk hareketindeki hissettirdiği sertlikte değildi fakat yine de hissedilebilir bir durumdaydı.
Benim tahminim lastikler 3 ay boyunca 1,5 tonun altında ezile ezile içerisinde bulunan metal aksamı bu şekle alıştırdı.
Benim soruların şunlar:
Bu şekil bozukluğu zamanla düzelir mi?
Hızla düzelmesi için ne yapabilirim?
Yoksa lastikler tamamen çöp mü oldu?
Teşekkürler.
Not: Lastikler 18 inç Pirelli sotto zero.