_

Teğmen
20 Haziran 2008
Tarihinde Katıldı
Takip Ettikleri
0 üye
Görüntülenme (?)
23 (Bu ay: 0)
Gönderiler Hakkında
_
17 yıl
Anti Virüs Programı
Arkadaşlar Son günlerde Bilgisayarımla boğuşuyorum Bana Sağlam Antivirüs Programı lazım önerileriniz nelerdir bir de uploadlarsanız sevinirim şimdi den saygılar
_
17 yıl
İmam Şamil(Dünyanın en büyük gerilla komutanı)
İmam Şamil 1797 yılında Dağıstan’ın Gimri köyünde dünyaya geldi. Babası bölgenin yerli halklarından Avar Türklerine mensup Dengau Muhammed’dir. 15 yaşında iken at binerek kılıç kuşandı. 20 yaşına geldiğinde iki metreyi aşan boyu ile atlama, ateş etme, güreş, koşu, kılıç gibi spor dallarında üstün yetenek sahibi olmuştu.

Öğrenimine bilgin Said Harekani’nin yanında başladı. Daha sonra kayınpederi olan Nakşibendi Şeyhi Cemaleddin Gazi Kumuki’nin öğrencisi oldu. Kendinden önce İmamet makamında bulunan Gazi Muhammed ve Hamzat Beg’in müşavirliğini yaptı. Son derece sade ve kanaatkar bir hayatı vardı.

İmam Şamil, muhtelif zamanlarda beş defa evlenmiş ve bu izdivaçların bazıları dini ve siyasi sebeplerle olmuştu. Şamil’in Fatimat, Cevheret, Zahidet, Emine ve Şovanat ismindeki zevcelerinden Ahmed Cemaleddin, Muhammed Gazi, Muhammed Said, Muhammed Şefi, Cemaleddin ve Muhammed Kamil isimli altı oğlu ile Fatimat, Nafisat, Necabat, Bahu-Mesedu ve Safiyat isimli beş kızı oldu.

Şamil, İmam yani devlet başkanı seçildikten sonra ilk iş olarak iç işlerini ele aldı. Ruslara karşı daha etkili savaşmak için lüzumlu idari ve askeri teşkilatları yeni esaslara göre tanzim etti. Bir taraftan askeri tedbirler alıp düşmana karşı savunma savaşları verirken, diğer taraftan da muntazam adli ve idari sivil bir devlet mekanizması geliştirmiş, medreselerde eğitime önem verdirmiş, fikir ve sanat alanında da büyük adımlar atılmasını sağlamıştır. Döneminde tophaneler, baruthaneler, silahhaneler yapılmış, muntazam birlikler halinde askeri teşkilat kurulmuştur.

Güçlü hitabeti, kararlı tutumu ve askeri dehasıyla büyük başarılar kazanmış, ünü kısa zamanda yayılarak, otoritesi Dağıstan civarında yaşayan geniş topluluklar tarafından kabul edilmiştir.

İmam Şamil, idare sistemini yeniden düzenlerken, ülkeyi naiplik ve vilayetlere ayırarak bunların başına hem askeri hem de sivil yetkilerle donatılmış naipleri getirdi. Üç veya dört naiplik bir vilayet idi. Vilayetlerin başındaki naibin rütbesi daha yüksekti.

Ayrıca, her biri birer savaş kahramanı olan bu yüksek rütbeli naiplerden Ahverdil Muhammed, Kabet Muhammed, Şuayıb Molla, Taşof Hacı, Danyal Sultan, Nur Muhammed, Hitinav Musa, Sadullah, Duba Hacı, Hacı Murat ve Şamil’in büyük oğlu Muhammed Gazi, gazavat’ın adı anılması gereken başlıca kahramanları oldular.

Şamil imam seçildiği 1834 yılından 1859 yılına kadar Rusya’nın büyüklüğü ve kudretine rağmen yılmadan mücadeleyi sürdürdü. Kendinden önceki iki imamın döneminde de fiilen 10 yıl savaşlara iştirak ettiğinden durup dinlenmeden cihad ettiği süre tam 35 yılı bulmuştur. Bu süre zarfında Rus kuvvetlerine büyük zayiatlar vermiş ancak kısıtlı sayıdaki asker sayısı da günden güne erimiştir. 1839’da Ahulgo Tepesinde 3.000 mürid ile General Grabbe komutasındaki 10.000’i aşkın üstün donanımlı Rus ordusunun kuşatmasına 80 gün süreyle direnişi harp tarihine geçmiştir. Şamil bu savaşta eşi Cevheret’i, oğlu Said’i ve kızkardeşi Mesedo’yu kaybetmiş, 8 yaşındaki oğlu Cemaleddin’i Ruslara rehin vermek zorunda kalmıştır.

Bu dehşet verici savaşlarda sadece insan kaybı olmadı. Ruslar, ancak aylar süren savaşlar sonunda işgal edebildikleri bölgelerde, ağaçları, ormanları yakıp, bir tek canlı yaratık bırakmadan ilerlerdiler.

Savaşlara iştirak eden Rus komutanlarından Milyutin, 80 gün devam eden Ahulgo savaşı hakkında hatıratında şu satırlara yer verir; "Artık muharebenin sevk ve idaresi kumandanların elinden büsbütün çıkmıştı. Hiddetlerinden köpürmüş, adeta çıldırmış bir hale gelen dağlılar, ulu orta askerlerimizin üzerine saldırıyor, süngü ucunda can verinceye kadar dövüşüyorlardı. Kadınlar bile kendilerini kudurmuş gibi müdafaa ettiler ve silahsız oldukları halde sıra sıra süngülerimizin üzerine atıldılar. Lakin muvaffakiyet için her türlü fedakarlığı göze almış olan Rus kumandanlığı inatla taarruzlara devam etti. Teslim olmayı katiyyen reddeden dağlılar, hiçbir ümitleri kalmadığı halde kahramanca dövüştüler. Kadınlar, çocuklar ellerindeki kamalarla Ruslara hücum ediyor, süngülerin önünde göz kırpmadan can veriyorlardı. Bazıları ise kendilerini ve çocuklarını korkunç uçurumlara atıyorlardı. Yaralılar bile inanılmaz şekilde dövüşüyordu."

Dost ülkelerden hiçbir yardım göremeyen İmam Şamil’in, nihayet elindeki bütün kuvvet kaynakları tükenir ve 1859’un 6 Eylül’ünde Gunip’te Prens Baryatinsky komutasındaki 70.000 kişilik Rus ordusuna, yanında birkaç yüz kişi kalıncaya kadar direndikten sonra teslim olur.

İmam Şamil, aile efradı ve 40 kadar adamı Petersburg’a Çar’ın sarayına götürülür. Rus Çarı II.Aleksandr tarafından sarayın kapısında hayrete düşülecek derecede nazik karşılanır. Çar, babası 1.Nikola’ya ve ihtişamlı ordularına tam otuzbeş yıl Kafkasya’yı zindan eden, zamanının bu en büyük kahramanını karşısında görür görmez, yüzünden ve sakalından hayranlıkla öpmekten kendini alıkoyamaz.

İmam Şamil bir ay kadar sarayda misafir edildikten sonra, saygın tutsak olarak esaret yıllarını geçireceği Kaluga’ya gönderilir.

Ancak Şamil ve ailesine esaret çok ağır gelir. İki yıl içinde Şamil’in simsiyah saçları beyazlar. Büyük kızı Nafisat ile gelini Muhammed Gazi’nin karısı Kerimet üzüntüden vereme yakalanarak ölürler.

Aradan ancak on yıl geçtikten sonra Çar, onun Hac’ca gitmesine izin verir. Ancak bir tedbir olarak oğlu Muhammed Şefi’yi alıkoyar ve Hacc’ı ifa ettikten sonra derhal Rusya’ya dönmesini şart koşar.

Şamil, 1870 yılında maiyetindeki adamları ile birlikte Rusya’dan ayrılarak önce İstanbul’a uğrar. Sultan Abdülaziz tarafından karşılanarak sarayda ağırlanır. Şamil’in İstanbul’a uğradığı haberi duyulduğunda şehirde yer yerinden oynamış, halk bu büyük kahramanı görebilmek için saray kapılarına akın etmişti.

Şamil, aşkına düştüğü son menzile bir an evvel varmak için Sultan’ın kendisine tahsis ettiği gemi ile yola koyulur. Cidde limanında Mekke Emiri, şehrin ileri gelenleri ve mahşeri bir kalabalık tarafından törenlerle karşılanarak Mekke’de Şürefa dairesinde misafir edilir.

Hac sırasında orada bulunduğunu duyan, dünyanın dört bir yanından gelmiş yaklaşık yüzbin müslümanın onu görmek için yarattığı izdiham sonucu, hükümet makamları İmam Şamil’i Kabe’nin üstüne çıkarmak suretiyle bu hayran kalabalığın arzusunu tatmin edebildi.

Şamil, hac farizasını yerine getirdikten sonra Medine’ye geçer. Medine günlerinde son derece takatten düşer, çektiği büyük ızdırap artık tahammül edilmez bir hal alır ve hastalanarak yatağa düşer.

Bütün hayatını ülkesinin milli bağımsızlığına adayan, askeri dehasını bütün dünyaya ve bizzat ebedi düşmanı Rus yüksek makamlarına dahi kabul ettiren, adını dünya tarihine "gelmiş geçmiş en büyük gerilla lideri" olarak yazdıran İmam Şamil 4 Şubat 1871’de 74 yaşında iken hayata gözlerini yumar.

Tamamen Çalıntıdır.

< Resime gitmek için tıklayın >
_
17 yıl
Bilgisayarım Yavaşladı
Arkadaşlar Bilgisayarım Son Bir Haftada Çok Kötü Yavaşladı Neden Olabilir acaba
Anti Virüs Programı-Devre Dışı
Format atsam düzelirmi
_
17 yıl
Köpek Alacağım
Arkadaşlar 1 Sene Sonra Köpek Alacağım Bahçeli bir evde oturuyorum ne almamı önerirsiniz
Ben Boxer Almayı düşünüyorum bence çok sıcakkanlı sadık köpekler siz ne önerirsiniz evi koruyacak komutlarıma uyacak paylaşımlar ve yorumlar için teşekkürler


< Resime gitmek için tıklayın >
_
17 yıl
Kota Yiyen Şeyler?
Arkadaşlar Hamachi ve Bilgisayarda İndirmeden Tam Film İzlemek Kota Yer mi
_
17 yıl
Dambıl Kullanmak
Arkadaşlar Ben 14.5 yaşındayım 1.60 ım daha uzarmıyım?
Bİrde şuan dambıl kullanırsam boyum uzaması durur mu?
_
17 yıl
Mekik Boy Uzamasını Durdurur\u0027mu
Arkadaşlar Mekik Boy Uzamasını Durdurur'mu
_
17 yıl
Bir babanın Oğluna Nasihati
Bir baba evlenmek üzere olan oğluna tavsiyelerde bulunuyormuş.
"Son tavsiyemi mutfakta anlatmak istiyorum" demiş.
Mutfağı ve yemek yapmayı bilmeyen delikanlı
"Olur" demiş çekine çekine.
Baba, ocağa aynı büyüklükte üç kap koymuş, hepsini suyla doldurup üçünün de altını yakmış.
"Şimdi, istediğim her şeyden iki tane vereceksin bana" demiş oğluna.
Sırasıyla havuç, yumurta ve kavrulmamış kahve çekirdeği istemiş...
Oğlu hepsinden ikişer tane vermiş babasına.
Adam iki havucu birinci kaba, iki yumurtayı ikinci kaba ve iki
kavrulmamış kahve çekirdeğini üçüncü kaba koymuş.
Her üçünü de yirmi dakika süreyle kaynatmış.
Daha sonra kapları indirip yemek masasına buyur etmiş oğlunu.
Yemek masasında üç tabak duruyormuş.
Kaplarda kaynayan havuçları, yumurtaları ve kahve
çekirdeklerini büyük bir özenle tabaklara yerleştirmiş.
Sonra oğluna dönüp sormuş: "Ne görüyorsun?"
Oğlu düşünürken açıklamaya başlamış.
"Havuçlar haşlandıkça aslını kaybedip yumuşamış.
Yumurtalar görünüşte baştaki gibi sert duruyorlar ama içleri katılaşmış. Kahve taneleri ise olduğu gibi duruyor, başta neyseler sonunda da öyleler.."
Sonra asıl tavsiyesine sıra gelmiş: "Evlilikte aşk ve şefkat birlikte
olmalıdır. Aşksız bir evlilikte her iki eş de şu gördüğün havuçlar gibi
birbirlerini tüketirler, eskitirler, pörsütürler.
Şefkatsiz bir evlilikte ise eşler birbirlerine ne kadar tahammül etseler de, şu gördüğün yumurtalar gibi içten içe katılaşırlar, birbirlerinden
uzaklaşırlar. Aşkın da şefkatin de olduğu bir evlilikte ise, şartlar ne olursa olsun, eşler tıpkı şu kahve taneleri gibi, birbirlerinin yanında kalırlar, kendi kişiliklerini yitirmezler. Kahve tanelerinin tekrar kaynatılmaya hazır olmaları gibi, onlar da birbirleriyle baş başa uzun yıllar geçirmeye isteklidirler. Oğlu aldığı bu dersten tatmin olmuşa benziyordu.
"Asıl ders bu değil!" dedi baba.
Oğlunun elinden tuttu, ocağın üzerinde bıraktığı kapların içinde kalan suları gösterdi.
"Havuçlardan ve yumurtalardan arta kalan suya bak...
İkisinde de bir tat yok "
Kahve çekirdeklerini çıkardığı kaptaki suyu yavaşça bir fincana boşalttı. Mis gibi taze kahve kokuyordu.
Fincanı oğluna uzattı.
"İçmek istersin herhalde" dedi. Oğlu kahvesini yudumlarken konuşmasını sürdürdü.
"Kahve çekirdekleri gibi birbirlerini tüketmeyen eşlerin paylaştığı yuva da işte böyle olur. Mis gibi, temiz ve huzur verici.
Başka herkesin fincanına koyup yudumlayacağı taze kahve gibi...
Çünkü onlar birbirlerini harcamayarak, birbirlerine aşkla ve şefkatle davranarak hayata kendi tatlarını, kokularını ve renklerini katmayı başarırlar."


Ben çok beğendim
_
17 yıl
Mıknatıslı Küpe
Arkadaşlar Mıknatıslı yüzük almak istiyorum Sizin bilgilerinize ihtiyacım var
Yüzük ne gibi yerlerde satılır?
En fazla bana kaça mal olur?


Yardımcı olursanız sevinirim
_
17 yıl
Google Girmiyor
Arkadaşlar bütün sitelere girebiliyorum ama google giremiyorum nedenki?
DH Mobil uygulaması ile devam edin. Mobil tarayıcınız ile mümkün olanların yanı sıra, birçok yeni ve faydalı özelliğe erişin. Gizle ve güncelleme çıkana kadar tekrar gösterme.