Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek; Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek; Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek Yürü, hala ne diye oyunda oynaştasın? Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.! Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden.... Senin de destanını okuyalım ezberden... Haberin yok gibidir taşıdığın değerden... Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın... Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.! Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini... Göster: Kabaran sular nasıl yıkar bendini? Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın; Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.! Bu kitaplar Fatihtir, Selimdir, Süleymandır. Şu mihrap Sinanüddin, şu minare Sinandır. Haydi artık uyuyan destanını uyandır.! Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın Kızım, sen de Fatihler doğuracak yaştasın.! Delikanlım, işaret aldığın gün atandan Yürüyeceksin... Millet yürüyecek arkandan! Sana selam getirdim Ulubatlı Hasandan.... Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın; Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.! Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin! Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın! Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın... Yürü, hala ne diye kendinle savaştasın? Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.! (Arif Nihat Asya) |
Futbol 'Simsar'ı G.Saray'ın rakiplerine ceza verdirerek 2 maçı seyircisiz oynatmış 'Simsar' operasyonu ile ortaya çıkarılan futbol şebekesinin, birçok maçın sonucunu etkileyen kararlar aldırdığı belirlendi. PFDK'nın eski Başkan Vekili ve Başbakanlık eski Müsteşar Yardımcısı Recep Ö. önderliğindeki şebekenin, Galatasaray'ın 2 rakibine seyircisiz oynama cezası verdirerek, Sarı-Kırmızılı ekibe avantaj sağladığı tespit edildi. Recep Ö.'nün Bursa-Beşiktaş maçı sonrası seyircisiz oynama cezası alması gereken Yeşil-Beyazlı ekibi para cezası ile kurtardığı da saptandı. Ankara Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin 18 ay süren çalışma sonucu ortaya çıkardığı suç şebekesinin 'kamu kurum ve kuruluşlarında iş takibi, ihale yolsuzluğu ve rüşvet' olaylarıyla birlikte futbol maçlarına da müdahale ettiği belirlendi. Polis, 'Simsar' operasyonu soruşturmasında Recep Ö. ile Recep S.'nin, olaylı maçlar sonrasında kulüplerin aldıkları cezalarda indirim yaptıklarını tespit etti. Galatasaray Kulübü Menajeri Adnan Sezgin ile Recep Ö. arasındaki telefon trafiğine ceza indirimi iddiaları yansıdı. Recep Ö. ile Sezgin'in yaptığı görüşmede olaylı Sakarya-Beşiktaş maçını kastederek, "Bizim de bu takımla haftaya maçımız var. O maç seyircisiz oynanır değil mi?" dediği belirlendi. Bu konuşmaların ardından bir hafta sonra oynanan Galatasaray-Sakarya maçında, Sakarya'nın seyircisiz oynaması dikkatlerden kaçmadı. Galatasaray bu maçta rakibini farklı yendi. Bursa-Beşiktaş maçı sonrasında çıkan olaylar üzerine Bursaspor Kulübü Başkanı Levent Kızıl'ın da Recep Ö.'yü arayıp yardım istediği öne sürülüyor. Kızıl'ın Recep Ö.'den, "Son hafta kritik maçımız var. Bizi unutma. Bizi ağlatma. Bizi kırma." diyerek seyircisiz maç oynamama talebinde bulunduğu, dosyada yer aldı. Bir hafta sonra oynanan Bursaspor-Galatasaray maçı seyirciyle oynandı. Bursaspor'a, çıkan olaylar nedeniyle para cezası verildi. 'Simsar' operasyonuyla çökertilen şebekenin, ayrıca Telekomünikasyon Kurumu'nda, yurda kaçak sokulan cep telefonlarının sisteme kayıtlarını yaptırdığı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nda akaryakıt firmalarının lisans ve ceza işlemlerini kurum içerisindeki bağlantıları vasıtası ile çözüme kavuşturdukları belirlendi. Zanlıların ayrıca Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü'nde Su Kullanım Hakkı Anlaşmaları kapsamında yer alan hidroelektrik santral projelerine ilişkin süreçler ile ilgili, kurumda irtibatlı oldukları görevlilere çıkar temin ettikleri tespit edildi. 'Cezaları indiren' daire başkanı tutuklandı Çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarında iş takibi, ihale yolsuzluğu yaptıkları ve rüşvet aldıkları iddiasıyla gözaltına alınan 17 kişiden 9'u tutuklandı. Ankara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alındıktan sonra dün adliyeye çıkarılan zanlılardan 5'i, savcı tarafından serbest bırakıldı. Ankara Nöbetçi 5. Sulh Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkartılan zanlılardan, eski milletvekilleri Servet T. ve Süleyman B, Futbol Federasyonu Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu eski Başkanı Vekili Recep Ö, Recep Ali H, Özcan E, Orkun Ö, Ahmet K, İsmen Ç. ve Ahmet Turan K. tutuklandı. Sedat Güneç, Ankara Kaynak |
AKP'li Vekil: "Ersoy kadar cesur olsaydık, bir yanımızı kestirirdik" TBMM İdare Amiri ve AKP Adıyaman Milletvekili Hüsrev Kutlu, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’ün, "Bülent Ersoy kadar cesur olamadılar" sözüne, "Doğru söylemiş. Bülent Ersoy kadar cesur olsaydık, biz de bir yanlarımızı kestirirdik" diye cevap verdi. Hüsrev Kutlu, "Bizim kesilecek bir sakalımız var, onu da kesiyoruz. Ahmet Türk, cesaret konusunda niye Bülent Ersoy’u örnek verdi bilmiyorum. Cesaret sadece DTP'liler gibi düşünmek değil. Bu karda kışta, terörle mücadele için, birlik beraberlik için sınır dışına hareket etmek de bir cesarettir. Bülent Ersoy kadar cesur olmadığıma ben de katılıyorum. Ama ben de cesaretimi bir başkasıyla mukayese ederim. Bülent Ersoy’la etmem. Benim üç oğlum var. Üçü de yaşları gelince askere gidecekler" diye konuştu. http://www.milliyet.com.tr/2008/02/28/son/sonsiy21.asp?prm=0,4249867 |
"Ana, avrat, kız arkadaş hiçbir şey kalmadı küfür etti.Sahada bir şey yapamayacağımı biliyordu.Kendisinden tek istediğim aynılarını dışarıda da gelip bana söylemesi. Ben bir yere kadar profesyonel futbolcuyum Türk insanına bu lafları söylerseniz cevabını alırsınız." |
Irak'ın kuzeyinde PKK terör örgütüne karşı icra edilen sınır ötesi harekatın 5'inci günü boyunca devam eden yoğun kar yağışı, manevrayı kısmen kısıtlamış ve birlikler bulundukları bölgelerde bütünleme ikmali ile arazi arama ve tarama faaliyetleri icra etmişlerdir. Harekat bölgesinin bazı kritik kesimleri zinde birliklerle takviye edilmiştir. Bir birliğimize gece saatlerinde uzun menzilli silahlarla uzaktan taciz ateşi açılmıştır. Açılan taciz ateşi sonucu iki personelimiz şehit olmuş; söz konusu teröristler, üzerlerinde toplanan hafif ve ağır silah ateşleriyle susturulmuştur. Teröristlerin kayıpları hava muhalefeti nedeniyle henüz tespit edilememiştir. Sınır ötesi harekat bölgesinde belirlenen bazı hedeflerin, Hava Kuvvetleri uçakları ve karada konuşlu uzun menzilli silahlarla ateş altına alınmasına devam edilmektedir. Harekat bölgesindeki teröristlerin geri çekilmesini kolaylaştırmak maksadıyla başka bölgelerden gönderilen gruplar, çeşitli vasıtalarla takip altına alınmıştır. Önceki günlerde meydana gelen çatışmalarda yaralanan teröristlerin, Irak'ın kuzeyindeki bazı hastanelerde tedavi edildikleri yönünde bilgiler elde edilmiştir. Terör örgütü, kendi basın ve yayın organları kanalıyla yaydığı yalan haberlerle kayıplarını gizlemeye ve taraftarlarına moral vermeye çalışmaktadır. Bu kapsamda yayınlanan kırıma uğramış helikopter görüntülerinden, mevsimin kış bile olmadığı ve bu görüntülerin 18 Mayıs 1997'de meydana gelen eski bir kırıma ait olduğu kolaylıkla anlaşılmaktadır. Kamuoyuna saygı ile duyurulur. |
The lineup of the 16 teams bound for the UEFA Champions League knockout rounds is now complete following a group stage that produced 267 goals over 96 games. uefa.com has chosen its ten favourite strikes and and with star performers such as Thierry Henry, Didier Drogba and last season's top scorer, Kaká, not even making the list you know the standard must be high. In chronological order, here is our top ten. Andrea Pirlo AC Milan v SL Benfica, Matchday 1 Champions Milan began their campaign with a 2-1 victory against Benfica and one of the men pivotal to their capture of a seventh European crown in Athens made sure they started their title defence in a winning fashion. Faced with a free-kick at a seemingly impossible angle, Andrea Pirlo curled the ball brilliantly into the top corner of the net. Lionel Messi FC Barcelona v Olympique Lyonnais, Matchday 1 Barcelona offered a statement of intent in their bid to reclaim the title of kings of Europe when they swept aside Lyon in their opening Group E game. Prodigious Argentinian talent Lionel Messi scored the pick of their goals in a 3-0 win by rounding off a wonderful move involving Deco and Andrés Iniesta in typically assured fashion. Deivid Fenerbahçe SK v FC Internazionale Milano, Matchday 1 The Turkish champions will feature in the knockout rounds for the first time and this acrobatic feat of brilliance - a superb volley from an Alex cross - by the Brazilian Deivid put them on their way as they defeated Inter 1-0 in Istanbul. Mathieu Valbuena Liverpool FC v Olympique de Marseille, Matchday 2 Despite a terrible opening to their domestic season in Ligue 1, Marseille found some solace in the UEFA Champions League and took three points away from Anfield thanks to Mathieu Valbuena's glorious, curled shot that flew in off the underside of the crossbar. Clarence Seedorf AC Milan v FC Shakhtar Donetsk, Matchday 3 Dutchman Clarence Seedorf scored twice against Shakhtar in this 4-1 success. Both goals followed corners during a seven-minute second-half spell, his second a superb opportunistic volley from 25 metres that caught everyone by surprise. Tarik Sektioui FC Porto v Olympique de Marseille, Matchday 4 When Tarik Sektioui picked up the ball inside his own half there seemed little danger to the Marseille defence. That was not counting for a mazy run with which he left three defenders trailing in his wake before netting the opening goal in an eventual 2-1 win. Zlatan Ibrahimoviæ FC Internazionale Milano v PFC CSKA Moskva, Matchday 4 Sweden forward Zlatan Ibrahimoviæ found the net five times for Inter in Group G as the Italian giants underlined their credentials as contenders. His second against CSKA highlighted his confidence as he flicked the ball past his marker before lashing an unstoppable drive past Igor Akinfeev. Cristiano Ronaldo Manchester United FC v Sporting Clube de Portugal, Matchday 5 Seemingly headed for a draw that would put their position as Group F leaders under threat, Manchester United were guaranteed top spot by a spectacular last-gasp Cristiano Ronaldo free-kick against his former club, earning a place for the Portugal winger alongside Ibrahimoviæ atop the scoring charts. Maxi Pereira SL Benfica v AC Milan, Matchday 5 Benfica failed to make it the last 16 but their fans will not forget Maxi Pereira's long-range bullet against Milan in a hurry. It gave Dida no chance as it flew in off the post and was some way for the Uruguayan to open his account for the club he joined in the summer. Alex Fenerbahçe SK v PFC CSKA Moskva, Matchday 6 Fenerbahçe fell behind to an Edu own goal in their crucial final group game against CSKA Moskva, yet were back on level terms soon after thanks to this stunner from Alex. Controlling a clearance on his chest some 25 metres out, he drove the ball back into the top corner to set up a 3-1 win as Fenerbahçe advanced for the first time. Which was your favourite goal of the group stage? Have your say in the uefa.com forum by clicking here. http://www.uefa.com/magazine/news/kind=67108864/newsid=637737.html |
Cemil Çiçek: Köpeğinizi iyi bağlayın, günah bizden gitti Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ''Böylesine bir uluslararası desteğe sahip terör örgütü karşısında Türk milletinden başka bir millet, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden başka bir devlet olsaydı şimdiye kadar çoktan havlu atmıştı'' dedi. Çiçek, Kanal 7 televizyonunda katıldığı programda soruları yanıtladı. Terörle mücadeleye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Çiçek, terörün arkasındaki güçlerin bir iç çatışmayı körüklemek istediğini söyledi. Terörü protesto gösterilerini değerlendiren Çiçek, şunları söyledi: ''Eğer biz tepkimizi ortaya koyarken teröre lanet mitinglerinde hiç umulmadık sonuçlara işi götürebiliyorsak, iyi niyetle kötü niyetle, geçmişte yaşandı Maraş olaylarına bir bakın, Çorum'da yaşanan olaylara bir bakın, 6-7 Eylül olaylarına bir bakın, Sivas'ta yaşanan olaylara bir bakın birilerinin bir yanlışı sonuçta hepimizi üzen sonuçlara götürmüştür, bu yaraları kapatmakta zor olmuştur. Şimdi bazı gazete manşetlerinde görüyorum, bazı yerlerde tepki koyanlar bir kısım insanlara karşı da bir tavır içinde oluyor, bu tam terörün tuzağına düşmektir, teröre bundan daha büyük bir destek olmaz. Onun için bu ülkede yaşayan 70 milyon insan kardeşiz. Coğrafyamız, tarihimiz, kültürümüz bizi birleştirdi ve kaynaştırdı. Kaderde, kıvançta, tasada, eski anayasamızın ön sözü bir ve beraberiz. Tarihte kazandığımız zaferleri birlikte kazandık, kaybettiğimiz savaşlarda da hep birlikte üzüldük. Dolayısıyla teröre karşı bir tepki ortaya konulurken, bu çerçevenin dışına taşılmamalıdır. Bu, Türkiye için terörden daha büyük tehlikeyi doğurur.'' -''TEK BAŞINA HÜKÜMET MESELESİ DEĞİLDİR''- Terörün, sadece bir hükümet meselesi olmadığını dile getiren Çiçek, ''Bu 25 yıllık süre içerisinde kaç tane hükümet geldi. Değişik kompozisyonlarda, değişik düşüncelerde. Ben inanıyorum ki, her hükümet bu belayı defedebilmek, tesirlerini azaltmak doğrultusunda bir çabanın içinde oldu'' dedi. Şimdi kendilerinin de bununla uğraştığını, başka hükümet de olsa yine bu sorunla uğraşacaklarını anlatan Bakan Çiçek, ''Oradaki AK parti hükümeti değil, Türkiye Cumhuriyeti devletidir, meseleyi böyle anlamak lazım'' diye konuştu. Çiçek, şöyle devam etti: ''Böylesine bir uluslararası desteğe sahip terör örgütü karşısında Türk Milletinden başka bir Millet, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden başka bir devlet olsaydı şimdiye kadar çoktan havlu atmıştı. Halbuki bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu mücadeleyi veriyor. Zaman zaman belli zayiatlarda veriyor, üzüntümüz var, yüreğimiz de yanıyor. Ama bu mücadelenin tabiatında bu var ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti bugüne kadar terörle ilgili başarıyı hiçbir yerden destek almadan bu noktada tutabildi, buradan daha ileri bir noktaya götürecek. Tek bir tedbir yok. Dört tane tedbiri şu anda hükümet belli bir süreden beri uyguluyor, uygulamaya da devam edecek. Bu uzun soluklu bir iş, nitekim bir eski genelkurmay başkanı 'düşük yoğunluklu bir savaş' dedi. Düşük tabirinin içini nasıl doldurursunuz bilemem ama Türkiye, bu manada demek ki bir savaş veriyor. Keşke bu savaş önümüzdeki hafta bitse... Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve onun hükümeti olarak biz şu an dört tedbiri eş zamanlı ve koordineli olarak uyguluyoruz. Bir tanesi askeri tedbirdir, diplomatik, siyasi tedbirlerdir ve ekonomik tedbirlerdir... Ve bu politikanın uygulanışında devletin birimleri arasında, devletin organları arasında tam bir mutabakat var. Bunun altını çiziyorum, çünkü zaman zaman teröre karşı olan bir kısım söylemlerin içerisinde AK Parti iktidarıyla devlet organları arasında bir farklılık varmış gibi söylemeye çalışıyorlar. Yani iç politikanın bir parçası yapmaya çalışanlar da var.'' -''EN KOLAY ŞEY TEZKEREYİ ÇIKARMAKTIR...''- Devletin kendi imkan ve kabiliyeti içerisinde, kendi tecrübesi içerisinde uygulanabilecek tedbirleri uygulandığını kaydeden Bakan Çiçek, ''Denildi ki, 'Niye hükümet hudut ötesi operasyon için askere yetki vermiyor?'' Nisan ayından bu tarafa Türkiye bunu tartışıyor. Benimde o zaman söylediğim bir şey var. Dedim ki, 'Bizim için en kolay olan şey bu tezkereyi çıkarmaktır. Biz, bunu 10 dakikada çıkarırız. Hiçbir cumhuriyet hükümeti ve parlamentosu bunun tedbir olduğuna inandığı anda böyle bir kararı vermekte gecikmez. Biz, bu kararı verdik'' dedi. Ama bunun tek başına yeterli olup olmadığını soran Cemil Çiçek, ''Buna bakmak lazım. Şimdi biz ne yapıyoruz? Bu yetki çerçevesinde yapılması gereken bir seri iş var. Bunun hazırlıkları var, bunun uygulamaları var. Bunun gereği yapılıyor. Bunda hiç kimsenin tereddütü olmaması lazım'' diye konuştu. Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''İnsanlar bu olayı televizyonların canlı yayınlarıyla adeta bir maç nakleder gibi her şey gözler önünde cereyan etmesini istiyor. Bu tezkerenin kendi içinde bir sürü merhaleleri var, ama bunlar kapalı olmak mecburiyetinde, gizli olmak mecburiyetinde. Halbuki hükümet ne yapıyor diye soru soranlar adete bir maç gibi siz bu işi 4-3-3 mü oynayacaksınız, 4-2-4 mü oynayacaksınız, 10 numarayı kim giyecek, 9 numarada kim olacak, kalede kim oturacak... Adeta bunlar. Bu merakı da anlıyoruz, buna saygı da duyuyorum ama yaptığımız işin tabiatı bu işlerin bu kadar aleni götürülmesine imkan vermiyor. İnanırsınız, inanmazsınız. İnanmazsanız ben sizi inandırmak için elimden gelen çabayı gösteririm ama bütün çabamızı da buna harcayamayız. Demek ki evvela güvenmek lazım. Kime güveneceksiniz? Devletin güvenlik güçlerine, silahlı kuvvetlerine, polisine, jandarmasına, istihbarat teşkilatlarına güveneceksiniz. Ben güveniyorum, hükümet olarak biz güveniyoruz, benim partim güveniyor, insanlarımızın çok büyük bir kısmı güveniyor. Bir kısım da merakından bu işin alt başlıklarını öğrenmek istiyor.'' -''KÖPEĞİNİZİ DOĞRU DÜRÜST BİR YERE HAPSETMEZSENİZ''- Diplomatik ve siyasi çabanın da çok önemli olduğunu vurgulayan Çiçek,''Askeri müdahale dediğiniz zaman doğrudan doğruya insan hayatıyla bir mücadeleye giriyorsunuz bu işin sonunda kazanmak var, ama bu arada kaybedecekleriniz de var. Halbuki diplomasinin, siyasetin yapmak istediği şey kan dökülmeksizin bu soruna çözüm bulunabiliyorsa bunun gereğini yapmaktır'' dedi. Hükümet olarak tezkereyi çıkarmakla bu yetkinin verildiğini belirten Cemil Çiçek, hükümetin, bu tezkerenin ''arkasında'' olduğunu söyledi. Çiçek, şunları kaydetti: ''Bizden ne isteniyorsa bugüne kadar bundan sonra da bunu veririz, vereceğiz, tereddüt yok. Ama bu tezkerenin çıkmış olması aynı zamanda öbür tarafa muhatabımız olan bu belanın arkasında kimler varsa ya da bu belayı kimler besliyorsa onlara da bir sorumluluk yüklüyor. Biz onlara demek istiyoruz ki, 'bakın iş buraya geldi bıçak kemiğe dayandı eğer siz bu kısrağınızı kısa bağlamazsanız, bu itinizi, köpeğinizi doğru dürüst bir yere hapsetmezseniz bir daha zarar vermeyecek tarzda, bakın zaten bu bölge istikrarsız zaten bu bölgede bir kaos var bunun sorumlusu Türkiye değil, dünyayı içinden çıkılmaz bir hale getirirsiniz bizden günah gitti. Siz de bunun gereğini yapın bizi oyalamayın'. Bizim söylediğimiz şey bu. Diplomasi olarak biz konunun muhatabı olabilecek veya yanlış anlamaların muhatabı olabilecek bir çok ülkeye dedik ki; 'evet askeri seçeneği tercih etmek durumunda kalıyoruz. Vebal bizden gidiyor. Burada hedefimiz Irak halkı değil, Irak hükümeti değil, bir emperyal niyetimiz yok, bu toprağın altındaki petrolle falan bir derdimiz yok. Başkalarıyla bizi karıştırmayın, bizim derdimiz PKK terör örgütüdür. Buna ne yapacaksanız yapın, bizi iyi anlayın'... Son görüşmelerde biz bunlarla müzakere yapmadık. Biz söyleyeceğimizi söyledik.'' -''TÜRKİYE, DİNLEYİCİ TARAFTA''- Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın Orta Doğu turu çerçevesinde Bağdat'a yaptığı ziyareti de anımsatan Bakan Çiçek, Türkiye'nin taleplerini ilettiğini kaydetti. Kamuoyuna da yansıyan 6 başlıkta oluşan isteklerle ilgili olarak ne yapılacağının Bağdat yönetimine sorulduğunu anlatan Bakan Çiçek, şunları dile getirdi: ''Lojistik desteği nasıl çekeceksiniz, bu kampları nasıl kapatacaksınız bu silah kullanımını nasıl önleyeceksiniz, kan dökmeyi nasıl önleyeceksiniz, büroları neden kapatmıyorsunuz?... Bunlarda hemen yarın sabah önümüzdeki hafta uygulanabilecek bir tedbir bize getirilmemiştir, bu son görüşmelerde. Tekrar bir mekanizmanın oluşması gibi 'bir araya gelelim tedbirleri birlikte konuşalım'... Bu bizim meselemiz değil artık. Son yapılan toplantıda Türkiye dinleyici tarafta. Çünkü söyleyeceğini o manada söyledi. Ve bizim gördüğümüz, ikili ilişkilerin devamında fayda vardır bu görüşmeler yapılır, yapılacaktır ama gelen heyetin getirdiği teklif, o türlü bir mekanizmanın oluşması bizi tatmin etmez. Bu, bize sonuç getirmez.'' Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, hiçbir terör örgütünün, başta PKK olmak üzere, müstakil hareket etme kabiliyetinin olmadığını belirterek, ''Bir yerden izin almadan, bir yerden işaret almadan, bir yerde değerlendirme yapılıp da 'şu işi yapacaksın' demeden, bunlar kendiliklerinden eylem yapmazlar'' dedi. Otoriteyi zar zor tesis etmiş bir iktidarın, Kandil Dağı'nda veya Kuzey Irak'ta yuvalanmış terör örgütlerine ''buraları terk edin'' demesinin tek başına bir anlam ifade etmediğini kaydeden Çiçek, şöyle konuştu: ''Onun için 3 ayaklı birşeydir bu. Merkezi Irak hükümeti, ABD ve Türkiye... Dolayısıyla burada esas itibarıyla sorumluluk, ABD'dedir. O bunları teslim etmesi gerekiyor, işbirliği yapması gerekiyor. Şu ana kadar bu manada ABD, büyüklüğüyle mütenasip, Irak'taki mevcudiyetiyle mütenasip somut, bizi tatmin eden, Türk halkını tatmin eden bir tedbir ortaya koymamıştır. Koymadığı için de insanların aklına 50 tane şüpheyi de beraberinde getirir. Benim kanaatim şudur: terör konusunu dünya çok konuştu, biz de çok konuştuk. Laf çok ortada, vatandaşı, insanlığı tatmin edecek tedbir yok. Tedbir nedir? Suç işlemiş, kan dökmüş bir insanı ya iade edeceksiniz, yargılayacaksınız veya siz yargılayacaksınız. İkisi de yok. 'Türkiye'ye iade et', etmiyor, 'sen yargıla', yargılamıyor ya da yargılamış gibi gözükenlerin de işi ne kadar uzattığını, bir başka örgütün Avrupa'daki yargılamalarından görüyoruz şimdi...'' Terör örgütünün içinde iki tip insan bulunduğunu ifade eden Çiçek, bunlardan birincisini ''kendince kutsadığı, önemsediği idealler uğruna dağa çıkmış, beyni yıkanmış kesim'', ikincisini ise ''işin kaymağını yiyen kesim'' olarak nitelendirdi. Çiçek, işin kaymağını yiyen kesimin, yabancı ülkelerin servislerinin bir parçasıdır, bir elemanı olduğunu belirterek, ''Dolayısıyla bunlar kime uşaklık yapıyorsa, kimin kemiğini yalıyorsa, onların politikasının bir parçasıdır'' dedi. Kısa bir süre önce Avrupa'daki kara para trafiği, kaynaklarını yöneten terör örgütünün gizli kasası durumunda olan 13-14 kişinin gözaltına alındığını anlatan Çiçek, şunları kaydetti: ''Sütten ağzımız yandığı için neticeyi görmemiz lazım. Nitekim bir süre sonra bunlar serbest bırakıldı. Biz bunları istedik, 'bunlar terör örgütü mensubudur' dedik, siz de bunları terör örgütü olarak kabul ettiniz. Bunu terör örgütü olarak kabul ettin de sonuçta ne oldu? İşte bunları bize iade edin. Sonra bir başka yoldan büyük büyük laflar eden bir başka ülke üzerinden gittiler Kandil Dağı'na... Niye serbest bırakıldı bu adamlar diye bakıldığında, gayet açık, 'bak ben seni besliyorum, ben seni himaye ediyorum, git örgütte benim menfaatim hesabına o örgütü yönlendir'... Bir başkasını istiyoruz, verin bunları... Bakıyorsunuz, siz iade noktasına getirdiğinizde bir başka ülkeye gidiyor. Sonra bakıyorsunuz, aynı adamların Kandil Dağı'ndan sesi geliyor. Bu ne demektir? 'Ben seni Türkiye'ye karşı himaye ediyorum, koruyorum, ben seni besliyorum, sen gideceksin oraya benim menfaatim doğrultusunda bu terör örgütünü kullanacaksın'. Hiçbir terör örgütünün, başta PKK olmak üzere müstakil hareket kabiliyeti yoktur. Bir yerden izin almadan, bir yerden işaret almadan, bir yerde değerlendirme yapılıp da 'şu işi yapacaksın' demeden, bunlar kendiliklerinden eylem yapmazlar. Onun içindir ki, terör örgütleri ve şimdi konuştuğumuz PKK, bazı ülkelerin o bölgede veya Türkiye'ye karşı uyguladığı politikanın bir parçasıdır.'' Bu çerçevede değerlendirildiğinde bu örgütlerin, çok destek aldığını vurgulayan Çiçek, lojistik, eğitim gibi destekler aldıklarını, terör örgütü elebaşının üstünden çıkan pasaportun sahte olmadığını anımsattı. Terör örgütünün dağlarda aylarca beslenmesi, haberleşmesi, silahları ve mühimmatının sağlanması için de para gerekttiğine işaret eden Çiçek, ''Bu değirmenin suyu nereden geliyor? Bu değirmenin suyu, işte bir kısım uyuşturucu ticaretinden ve gizli servislerden aldıkları paralardan geliyor'' dedi. Çiçek, Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve onun hükümetinin sayısı belli bir grupla uğraşmadığını ifade ederek, ''Bunlara destek veren bir çok uluslararası güçle hep mücadele içindeyiz. Bunu bilmek lazım'' diye konuştu. -''BU ÖRGÜT HER TÜRLÜ DESTEĞİ ALIYOR...''- Bakan Çiçek, ''Devletin, terör örgütüne karşı tespit ettiği destek unsurları var mı?'' sorusunu yanıtlarken, ''Biz şunu biliyoruz, bu örgüt destek alıyor, her türlü desteği alıyor. Bunun ötesi, işin teferruat kısmıdır. Her türlü desteği bu örgüt alıyor. Aldığı içindir ki, zaten Türkiye, bir tek tedbirle bu işin üstesinden gelmenin kolay olmadığını ifade ediyor'' dedi. ABD ve AB üyesi ülkelerin PKK'yı ''terör örgütü'' olarak kabul ettiğini anımsatan Çiçek, bu kabulden sonra buna karşı yapılanlara ilişkin iki somut örnek verilemediğini söyledi. Çiçek, bu kadar silah ve patlayıcının nereden geldiği sorulduğunda, ''efendim çalmışlar'' yanıtının geldiğini belirterek, ''Bu kadar silah nasıl çalınır? Bir ülkeden öbürüne nasıl gidilir?'' diye sordu. Bazı ülkelerde terör örgütünün açık irtibat bürolarını bulunduğunu, bu ülkelerin kendi parlamentolarında bunların toplantı yapmasına izin verildiğini hatırlatan Çiçek, ''Ayrıca bilmesi gerekenlerin bildiği bilgileri söylemesine gerek yok. Onun için ikiyüzlülüğün daniskasının oynandığı bir alanı konuşuyoruz ve bunun da aktörleri var'' diye konuştu. Çiçek, bu konu dünya kamuoyuna iyi anlatılamazsa çarpıtılmaya açık olduğunu ifade ederek, burada hedefin Irak halkı değil, terör örgütü olduğunu dile getirdi. Konuyu doğrudan muhatap ülkelere anlattıklarını belirten Çiçek, bazılarının iddia ettiği gibi başka niyetlerin olmadığını söyledi. -EKONOMİK TEDBİRLER- Çiçek, Kuzey Irak'ın gelirlerini oradaki çetenin kullandığını, legal, illegal bütün işlerden bu aşiretin nemalandığını ve zenginleştiğini söyledi. Ekonomik tedbirler alırken, ne sınırın öteki tarafındaki masum insanların ne de bu tarafta ticaret yapanların zarar görmesini istemediklerini vurgulayan Çiçek, şöyle konuştu: ''Zaten zor bir işten bahsediyoruz. BÖyle bir tedbir alacaksınız, bu kesim dışarda kalacak, sınırın ötesindeki masum insanlar dışarda kalacak. Bizatihi bu menfaat çetesi, terörle iş yapan bu çetenin menfaatine zarar vereceksiniz. Bununla ilgili zaten biz uzun zamandan beri bir çalışmayı yaptık. Bir kısım tedbirleri yürürlüğe koyduk. Tespit ettik, yaptık, yapacağız. Bu dinamik bir süreçtir... Bu manada da 'efendim Habur'u kapatın', bir kısım söylemler var ya... 'Habur'u kapatın' deyince, bir avlu kapısın kapatmak gibi birşey anlaşılıyor. Halbuki orada çok karmaşık bir düzen var. Oradan 300-500 çeşit işlem yapılıyor. Bunda sizin de, karşı tarafın da menfaati var. Ama bazı işlemler var ki, bu doğrudan doğruya o çetenin kasasına gidiyor. Bir kısım ekonomik gayretleri de başka şekilde ikame etmeniz, başka şekilde sürdürmeniz lazım.'' -DANIŞTAY'IN KARARI... Bir soru üzerine, teröre karşı yapılan mitingleri de değerlendiren Çiçek, ''Ortada şehit cenazeleri var. Buna karşı bir infial var, bir tepkidir. Bu tepkileri haklı ve doğru buluyoruz'' dedi. Ancak, provokasyonlara karşı vatandaşları uyaran Çiçek, bunlara karşı vatandaşların dikkatli olması gerektiğini söyledi. Çiçek, yayınlarda bu olaylara karşı dikkat edilmesi için RTÜK'e bir yazı gönderildiğini anımsatarak, şöyle konuştu: ''13-15 yaşındaki gençler neyin ne anlamı olduğunu bilmeden yanlış bir şeye gidiverirse, bizim endişemiz bu. Yayınlarda dikkat edilsin diye gönderilen, ilgili birimlerin de görüşü ve isteğiyle yaptığımız işte budur. Danıştay, maalesef işin önünü sonunu hesap etmeden burada bu kararı verdi. Elbette hukuki bir karar, önemlidir ama bu tedbirin niye alındığına iyi bakmak gerekirdi, iyi bakmak lazım. Yani durup dururken, Cemil Çiçek, 'ona sansür koyalım, buna bilmem ne koyalım' diye yazmadı bunu... Bir kısım endişelerimiz var. İnşallah, tepkiler kendi mecrasında akar. Bu ülkede bir sürü yasa dışı örgüt var. Bu kalabalıkları, bu heyecanları kendi örgütü istikametinde kullanmak isteyenler var.'' Çiçek, Habur Sınır kapısına ilişkin bir başka soruyu yanıtlarken de sınır kapısının kapatılmasının sanıldığı kadar kolay birşey olmadığını, getiri ve götürü hesabını iyi yaptıklarını belirterek, ekonomik anlamda alınan ve alınacak tedbirlerin bulunduğunu söyledi. -''BU MERAKI TATMİN EDEMEM''- ''F-16 savaş uçaklarının, Kuzey Irak'a girdiğini biliyoruz. Karadan girildi. Sınırlı operasyonda ne elde edildi? Uçaklar nereleri vurdu?'' sorusu üzerine Çiçek, ''Bu merakları tatmin edemem, etmemem de gerektiğini düşünüyorum. Biz insanların hayatlarından bahsediyoruz. Bu mücadele insan hayatıyla doğrudan ilgili bir konudur. Böyle bir harekattan ne bekleniyorsa, varılmak istenen nokta orasıdır. Nereyi vurması gerekiyorsa orayı vuracaktır'' dedi. Çiçek, bir başka soruyu yanıtlarken de polisin özel harekat bölümünün kapatılmasının söz konusu olmadığını söyledi. Güneydoğu'da kullanılan birliklerin önemli bir bölümünün profesyonel birlikler olduğunu ifade eden Çiçek, zamanla birliklerin tümüyle profesyonel hale geleceğini söyledi. -''ÖBÜR PARTİ''- Terörü besleyen potansiyelin kurutulması gerektiğini belirten Cemil Çiçek, bu konuda iktidarlarının önemli işler yaptığını söyledi. Göreve geldikten sonra bu konuda başarı sağladıklarını kaydeden Bakan Çiçek, şöyle konuştu: ''Bir teröristle mücadele var, bir de terörle mücadele var. Kaynakların kurutulması lazım. O potansiyelin kurutulması, başka türlü bir konsepttir. Biz göreve geldiğimizden beri bu alanda önemli ölçüde başarı sağladığımızı söyleyebilirim. Bunu bir parti reklamı olarak lütfen kimse anlamasın. Zaten seçim sonuçları da bunu açık gösteriyor. Şu an o bölgede biz varız, bizden sonra da öbür parti var. Keşke öbür partilerimiz de aynen bizim gibi bir çalışmanın, bir gayretin içinde olsa. Bu gelişmeyi daha da ileri noktaya götürsek, o takdirde bunların istismar edeceği bir konu bulamayacaklar. Bunun ilk ayağı, yatırımların hızlandırılmasıdır.'' Bölgede, eğitim ve sağlık alanında önemli hizmetler yapıldığını anlatan Çiçek, sosyal politikalar açısından da ciddi çabalar içinde olduklarını söyledi.Çiçek, Türkiye'nin demokratik açılımlarını da sürdürdüğünü hatırlatarak, terör örgütünün en çok korktuğu şeyin demokratik açılımlar olduğunu dile getirdi. -''70 MİLYON KARDEŞTİR''- Çiçek, Cumhuriyet Bayramı'nı da kutlayarak, ''Cumhuriyet, bizim için fevkalade önemli... Cumhuriyetin kazanımları önemlidir. Vatandaşlarımız devletine güvenmeli. Bir tepki koyarken, aman fırsatçılara, aman provokasyonlara, aman birliğimizi, dirliğimizi bozacak telkinlere, tavsiyelere itimat etmeksizin asil bir duruş sergilemektir. Bu, teröre ve teröristlere verilecek en büyük cevaptır. Onlar şunu bilsinler, 'bu ülkede yaşayan 70 milyon insan kardeştir. Bu ülkenin vatandaşıdır, ayrımız gayrımız yoktur, bu fitneye meydan vermeyelim'' diye konuştu. aa diğer haberlere göre askeri sevkiyat da tamamlanmış. dışişlei bakanı da benzer açıklamalar yapmış. görülen o ki artık ırak`a girmemiz an meselesi. bir sabah haberinde "ordumuz musulda" haberlerini görürsek şaşırmayalım hadi gazamız mübarek olsun.... |
Göreve geldiği 9 yıldan bu yana Fenerbahçe'ye birçok tesis kazandıran Başkan Aziz Yıldırım, yakın zamanda yapımına başlayacakları projeleri olağan Yüksek Divan Kurulu Toplantısı'nda anlattı. Yıldırım, kulübe maddi gelir sağlayacak büyük projeleri anlatırken, Futbol Federasyonu'na da eleştiriler getirdi. Yıldırım, ''F.Bahçe büyümek istiyor ama büyümek isterken de önü kesiliyor. Her söylediğim sözde beni tenkit edenler bir yıl, 6 ay sonra 'Doğru söylüyor' diyorlar. Futbol Federasyonu'nun kurumsal yapıya kavuşması lazım.'' dedi. Yıldırım'ın konuşmasından önce, çalışmaları başlayan projeler için hazırlanan video görüntüleri dev ekrandan üyelere izletildi. Ardından yapılan oylamada, Ankara'da yapılacak tesis, Kadıköy'de inşa edilecek 12 bin kapasiteli basketbol salonu, Dereağzı Tesisleri'ne havuz ve sosyal içerikli tesis, eski kulüp binasının olduğu yere yapmaya planladıkları butik otel projeleri görüşmeye sunularak, onaylandı. Bu arada kulübün 2012 yılına kadar tahakkuku yapılmış 92 milyon 700 bin 162 dolar borcunun olduğu, alacakların toplamının ise 175 milyon 450 bin YTL'yi bulduğu ifade edildi |
günlük kullanım çin hangisini tavsiye edersiniz?
http://www.hepsiburada.com/liste/samsung-wb200f-142-mp-18x-optik-zoom-3-dokunmatik-lcd-ekran-wi-fi-dijital-fotograf-makinesi/productDetails.aspx?productId=ftkompktsamwb200&categoryId=248&SKU=FTKOMPKTSAMWB200-B&propertyname=Renk
http://www.markado.com/elektronik/foto-kamera/compact-fotograf-makinesi/canon-ixus-510hs-wht-fotograf-makinesi.html