Küçüklükten kalma eski sosyal medya hesaplarım (YouTube, Facebook ve Instagram) var ve bu hesapları başka insanların görmesini istemiyorum. Hesapların hepsi benim adıma. Bildiğim kadarıyla bu sosyal medya hesaplarının destek ekipleriyle irtibata geçilirse o eski hesapları kapatabiliyorlarmış. Ben de iletişime geçmek istiyorum; ancak bu üç sosyal medya platformunun destek ekiplerine nereden ve nasıl ulaşacağımı bilmiyorum. Her birinin uygulamalarında "destek", "yardım" vs. bölümleri var ama hangi yardım kategorisini seçeceğimi falan bilmiyorum. Destek ekiplerinin mail adresini bilsem çok güzel olur mesela. Yardımcı olursanız sevinirim. |
Tarih bölümü kazanmak ve Osmanlı tarihi üzerinde yoğunlaşmak istiyorum. Bunun için de mutlaka Arapça ve Farsça öğrenmeliymişim. Bu konuda iki sorum var: 1) Her tarih bölümü olan üniversitede Arapça ve Farsça öğretirler mi? 2) Arapça ve Farsçayı lugat (kelime) olarak mı öğrenmem gerekiyor? Yoksa günümüzdeki Araplarla ve İranlılarla iletişim kuracak kadar mı öğrenmeliyim (mesela B2-C1 gibi mi)? |
Paylaşım yapmasam da her gün giriş yaptığım 4 Twitter (X) hesabıma dünyanın farklı bölgelerinden giriş yapıp şifremi değiştirmişler ve bunların hepsini aynı günde, 3-4 saat aralıklarla yapmışlar. Şifrelerimi veya mail adreslerimi kimseyle paylaşmamıştım. Neyse ki şimdi hepsini geri aldım ama bunun neden olduğunu, nasıl yaptıklarını merak ediyorum. Sizde de aynısı oldu mu? Yoksa Türkiye'den biri hesaplarımı çaldı da VPN mi açtı acaba? |
Şu an Açık Lise öğrencisiyim. Seneye YKS'ye gireceğim inşallah. Matematik başta olmak üzere hiçbir sayısal derste iyi durumda değilim. Hem çalışmak içimden gelmiyor, hem de zaten temelim çok bozuk (o yüzden lütfen 'daha zamanın var, sayısal çalış' tarzı şeyler yazmayın). Şimdi ben bu durumuma rağmen, mesela TYT'de 40 tane matematik sorusundan hem öğrenilmesi kolay, hem de çok kısa sürede çözülen birkaç soru çözsem, TYT fiziğe hiç elimi sürmesem, AYT matematikte de yine en fazla 3-4 net yapsam; ama sözeli baya iyi yapsam; ODTÜ, Boğaziçi, Marmara üniversiteleri falan değil de, onların bir iki tık altı olan üniversitelerdeki (Marmara, Ege, Eskişehir, Akdeniz bölgesindeki tüm üniversiteler kabulümdür) tarih bölümünü kazanabilir miyim? |
Bana tarih bölümünde iyi eğitim veren, hocaları Osmanlı/Atatürk düşmanı olmayan, eğitim dili Türkçe olan ve mümkünse Marmara, Trakya, Ege, Akdeniz ve Ankara-Eskişehir'de yer alan devlet üniversitelerini yazar mısınız? |
Sorularım epey fazla ve uzun olacak. Cevap verecek herkese teşekkürler. Küçüklükten beri tarihe çok ilgiliyim ve hem sayısal konulara hiç yeteneğim ve merakım olmadığı için, hem de ne olursa olsun (işsiz kalırsın muhabbetlerine rağmen) tarih okumak istiyorum. 11. sınıf öğrencisiyim. Seneye YKS'ye gireceğim inşallah. Sorularım şöyle: 1) Hem Atatürk'ü hem de Osmanlı'yı seven biriyim ve asıl uzmanlığımın (tam karar veremesem de) Osmanlı tarihi üzerine olmasını istiyorum. Bu bağlamda, Atatürk ya da Osmanlı düşmanı olan ya da ikisinden birini diğerinden üstün tutan bir eğitim ikliminin olduğu bir üniversitede okumak istemiyorum. Bana hem eğitimi kaliteli olan, hem de tarihi objektif bir şekilde anlatan ve mümkünse eğitimi Türkçe olan devlet üniversiteleri önerir misiniz? (İstanbul'da yaşıyorum ve Ankara-Eskişehir hariç İç Anadolu'da, Karadeniz'de ve Doğu Anadolu'da üniversite okumak istemiyorum. Buralar hariç olsun mümkünse.) 2) Sizce mevcut durumda akademisyen olmam mı, yoksa KPSS'den yüksek puan almaya odaklanıp ve atanma tehlikesine rağmen lise tarih öğretmeni olmaya çalışmam mı daha akıl karı olur? 3) Osmanlıca arşiv belgelerini temel düzeyde okuyabiliyorum (matbu, rika). İngilizce seviyem de B1 muhtemelen. Osmanlıca'mı ve İngilizce'mi ne kadar ilerletmeliyim? İkinci bir yabancı dil öğrenmezsem çok mu kötü olur benim açımdan (özellikle akademisyenlik için soruyorum bu soruyu)? 4) AYT Tarih sorularının en az yarısını yapabildiğimi fark ettim. Edebiyatım da özellikle okuduğunu anlama (paragraf) anlamında fena sayılmaz. Din, Felsefe ve Coğrafya'yı da bir şekilde halledeceğimi düşünüyorum. Bu durumda sınava ciddi ciddi çalışmaya ne zaman başlamalıyım? 5) İyi bir tarih bölümlü üniversite kazanmak için TYT ve AYT'den en az kaç puan almam gerekiyor? 6) TYT'de ve AYT'de sadece çok basit matematik konulardaki soruları çözmek istiyorum (en fazla 6-7 tane). Çünkü matematik temelim berbat. Hangi konulara çalışmalıyım? 7) Ekstra tavsiyelerinizi de bekliyorum (üniversite konusunda her türlü). Sorduğum soruların hepsi benim için hayati öneme sahip. Gerekirse tek kelimelik cevap verin. Tekrar teşekkür ediyorum herkese. |
"Bu kız bana bakmaz" diye sürekli kendime telkinler yapıp kendimi yatıştırmaya çalışmama rağmen, kafam durmadan duygusallığa, depresifliğe kayıyor. Zihnim bana sürekli "haydi bu kız sana bakmadı, e ileride başka bir kıza aşık olsan, o da sana bakmayacak" diyor. Bu da başlıktaki maruzatıma bağlı (başlık size biraz alakasız gözüktüyse özür dilerim). Bunu şöyle açabilirim:
Z kuşağındaki önemli bir kesim gibi; pek fazla arkadaşı olmayan, asosyal, vaktinin çoğunu internette geçiren, maddi durumu ortalama (hatta ortalamanın altında olan) bir gencim. Hem siyasi, hem ekonomik, hem de sosyal ilişki durumlarımdan ötürü gelecekten pek umutlu olamıyorum maalesef. Hayat dolu, neşeli, çok fazla hobisi olan (yani adam akıllı bir "hayat"ı olan) insanları görünce imreniyorum onlara. "Ben bu yaşıma kadar ne biçim yaşamışım? Eğer hayat denen şey buysa, ben nasıl bu yaşıma kadar gelmişim?" diye üzülüp duruyorum; ancak şu saatten sonra dünyanın en hayat dolu insanı bile olsam, en azından, zamanı geri alamayacağımı ve hayatımın en verimli yıllarının "hayatsız bir asosyal" olarak damgalanacağını biliyorum.
Aşık olduğum o kızı hak etmediğimi biliyorum; ama içim içimi kemiriyor. Tut ki bu kız bana bakmadı (ki zaten bakmayacak), başka bir kıza aşık olsam, mesela o kız bana hobilerinden, gezdiği bin bir çeşit yerden, bildiği dillerden falan bahsedecek. Bende ise bunların hiçbiri yok. Çünkü en basitinden tüm bunları yapmama yarayacak kadar param yok. O kızın gözünde "sıkıcı" bir adam olacağım. Çünkü o kızla ortak nokta(ları)mız olmayacak. Daha fazla mahcup olup daha da fazla içime kapanacağım. Zaten pek yakışıklı olduğum da söylenemez. Hal böyleyken, hoşlandığım hiçbir kız bana bakmayacak. -Ne var ki, hep en mükemmellerinden hoşlanıp dururum ben- Hem ne diye baksınlar ki bana? Hangi özelliğimi beğenecekler? Tut ki kız beni beğendi, ailesi o kızı benim gibi bir vasıfsıza verecek mi? Haydi kızlarını verseler, ben o kıza baba evindeki konforu sağlayabilecek miyim?
Bunları düşününce kalan üç kuruşluk neşem de kaybolup gidiyor.
Eminim ki bu forumda da illaki birilerinin kafasından bunlar -ya da bunlara yakın başka kaygılar- geçiyordur. Biz ne yapacağız böyle arkadaşlar? Sonumuz ne olacak böyle? İçinizden ne geçiyorsa yazın. Hepsini okuyacağım.