T

Çavuş
29 Aralık 2006
Tarihinde Katıldı
Takip Ettikleri
0 üye
Görüntülenme (?)
11 (Bu ay: 0)
Gönderiler Hakkında
T
15 yıl
Yazıklar olsun üçledik! Artık yeter....
Evet sonunda kriz mi vurdu serseri takımını nedir bilmem ama ben kesin kriz ötesiyim artık. Serserilere çalışıyorum resmen. Moralim gerçekten çok bozuk. Arabamdan soğudum yav (: . Aracımın lastiklerini üçüncü defa kestiler. Böylece üç yıldır her yıl 1 kez olmak üzere lastiklerim kesilmiş oldu. Çizilmeleri saymıyorum. Ben de evimi satıp başka semte taşınıyorum. Otopark sorunu olmayan bir yerlere.

Olay yeri inceleme ekibi biz yakalıyoruz bunları mahkeme salıyor diyor. Ayrıca şöyle ilginç bir bilgi de aldım bu lastik kesme olayı en çok Samsun'da yaşanıyormuş. Bu konuda diğer illerden arkadaşlar da yaşadıklarını yazarlarsa memnun olurum.






< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >
T
16 yıl
Bu da ayrı bir dünya rekoru!..
Toplam verginin üçte biri taşıtı olanlardan alınıyor


BU DA ayrı bir dünya rekoru!.. 2007 yılında, Türkiye’de değişik adlar altında 153 milyar YTL vergi toplandı. Bu 153 milyar YTL’nin, yaklaşık üçte biri, taşıtı olanlardan alındı.

AKARYAKITTAN 30 MİLYAR YTL

Dün ayrıntılı olarak açıkladığımız gibi, benzinde rafineri çıkış fiyatının yüzde 180’i oranında vergi alınıyor. Bu yönüyle, dünya vergi rekortmeni Türkiye!.. Bugün itibariyle Türkiye’de 2,91 ABD Doları olan benzin fiyatı, diğer ülkelerin çok üzerinde. Akaryakıttan; hem KDV hem de ÖTV alınıyor. Bu yetmiyormuş gibi bir de ÖTV’nin yüzde 18’i kadar KDV alınıyor. Buna göre, 2007 yılında;

1- Akaryakıttan alınan ÖTV 22 milyar YTL.

2- Akaryakıttan alınan KDV 8 milyar YTL

(4 milyar YTL’si ÖTV’nin KDV’si)

TOPLAM 30 YTL

Buna göre, tek başına akaryakıttan alınan vergiler, toplam vergi gelirlerinin yaklaşık yüzde 20’sini oluşturuyor (Bkz.www.muhasebat.gov.tr <http://www.muhasebat.gov.tr;www.petder.org.tr).

MTV, ÖTV VE KDV

2007 yılında, taşıtı olanlardan değişik adlar altında toplanan, milyarlarca YTL verginin bir kısmı da aşağıdaki gibi:

1- Motorlu Taşıtlar Vergisi: 3.5 milyar YTL

2- Motorlu Taşıtların ÖTV’si: 4.3 milyar YTL

3- M.Taşıtlar ÖTV’sinin KDV’si: 0.8 milyar YTL

4- Satılan Taşıtların KDV’si: 3.9 milyar YTL

5- Diğer Vergiler (gümrük vd.): 1.0 milyar YTL

TOPLAM : 13.5 milyar YTL

Not : İlk üç rakam, Maliye’nin muhasebat sitesinde bulabileceğiniz resmi verileridir. 4 No.lu rakam 26.6 milyar YTL yerli üretimden, 20.7 milyar dolar ihracat düşüldükten sonra, 16.1 milyar YTL taşıt ithalatı tutarı eklenerek tarafımızca hesaplanmıştır.

DİĞER VERGİLER

Taşıtı olanlardan alınan vergiler; akaryakıt ÖTV ve KDV’si ile Motorlu Taşıtlar Vergisi, KDV’si, ÖTV’si ve Gümrük Vergisi olan 43 milyar YTL ile sınırlı değil. Liste uzayıp gidiyor. Örneğin:

- Motorlu taşıt satanların ödedikleri gelir ya da kurumlar vergileri,

- Motorlu taşıt satanların, yanlarında çalışanlar nedeniyle, sorumlu sıfatıyla ödedikleri vergiler,

- İşletmelerin, aktifte kayıtlı taşıtları elden çıkarmalarından sağlanan kazancın vergisi ve KDV’si,

- Motorlu taşıtlarıyla (kamyon, otobüs, minibüs, taksi vs) nakliyecilik yapanların ödedikleri vergiler.

Bunları da göz önüne alıp, yukarıdaki vergilerin tutarına eklediğimizde, taşıtların alımı, akaryakıtı, yıllık vergisi ve satılan taşıtların kurumlar veya gelir vergisi ile KDV’si olarak, Türkiye’de toplanan vergilerin yaklaşık üçte birinin, taşıtı olanlardan, çeşitli adlar altında tahsil edildiği fark ediliyor.

Tabloya bakınca, Türkiye’de toplanan vergilerin üçte birinin, taşıtı olanlardan tahsil edildiğini çoğunuz belki de ilk kez fark etti.

Jean Baptiste Colbert "Vergileme sanatı, kazı bağırtmadan, ondan mümkün olduğu kadar fazla tüy almaktır" demiş.

İşin doğrusu, taşıtı olanlarda, ödenecek ilave vergi bakımından başka tüy kalmadı.


Şükrü KIZILOT - Hürriyet
T
16 yıl
Yavaş gittiği için virajın ucunu görünce gaza yüklenip geçtim ama....
Öncelikle resim kalitesi resim ve çizim için özür dilerim. Resim olayın geçtiği yer olup Google'dan alınmıştır (Sinop-Samsun yolu). Haftasonu yaşadığım bir olayı canlandırmak istedim. Aslında böyle bir olay mutlaka sizlerin de başına gelmiştir. Resimdeki virajda doğal olarak sollamak yasaktır.

Öndeki kırmızı uzun araç (TIR) olup tomruk yüklüdür ve rampa çok dik olduğu için neredeyse durur gibi ilerlemektedir. Hemen arkasındaki lacivert araç benim, arkamdaki pembe de beni takip eden bir şirket aracıdır. Sollamak yasak ama TIR çok yavaş gittiği için virajın ucunu hafiften görünce ben hızlı biçimde gaza yüklenip TIR'ı geçtim. Ama o sırada arkamdaki şirket aracı TIR'ı yolun dışındaki toprak alandan sağlamış. Tabi ben bunu görmedim ve TIR'ı sollar sollamaz kendimi şeridime attım. O sırada şirket aracı da sağ yanımda belirdi. Hafiften arkamda ama zorla kendi şeridime girdim. Kazayı son anda kılpayı atlattık. Şimdi burada hatalı kim diye sormaya gerek bile yok sanırım. Ama sonradan düşündüm de eğer orada çarpışsa idik trafik suçun dağılımını nasıl yapardı acaba. Çünkü ben de sollama yasağı olan yerde sollamıştım ve bu da hata idi. Sağlayan araç ise yolun dışına çıkmıştı sonuçta. Yani trafiğin dışında sayılmasa da kendini yola çıkış yapan bir araç gibi de gösterebilirdi.

Bu konuda görüşlerinizi bekliyorum.

< Resime gitmek için tıklayın >
T
16 yıl
Trafikte özgürlüğümüz nereye kadar?
Arabalarımız bizleri gerçekten özgür kılıyor. Ancak bu özgürlüğün bedeli de gittikçe ağırlaşıyor. Kapının önünde duran arabalarımız bir taraftan da bizi kendilerine bağımlı kılıyorlar. Aklımız hep arabamızda kalıyor. Sonra arabanın getirdiği bir sürü maddi yükümlülükler var. Bunları hepimiz biliyoruz.

Ancak son zamanlarda buna bir de takip edilme durumu eklenmeye başladı ki artık özgürce dolaşmak pek mümkün değil. Her yer de kameralar var ve bir marifetmiş gibi bizleri kayıt edip duruyorlar. Kredi kartımız, cep telefonumuz bile bizim yerimizi takip ediyor. Sanki yirmi dört saat gözetim altında tutulan mahkumlar gibiyiz. Üstelik bu teknolojik sistemler onları kullananlarca suistimal edilmeye de açık gibi duruyor. Trafik düzeni ve güvenliği açısından bu tip sistemler tabiki yararlı. Ama sistemin arkasında bir insan var ve bu da durumun güvenlik açığıdır. Ben hırsız değilsem, suçlu değilsem niçin başka birisi tarafından kamerayla izleneyim ki? Benim gittiğim yer kimi ilgilendirir.

Kısaca ben gelişen sistemler ile birlikte her alanda olduğu gibi trafikte de potansiyel suçlular gibi hissetmeye başladım. Hız sınırını aşmamaya özen gösteririm ama bazen de kısa süreli de olsa aşmak gerebilir. Hiç aşmıyorum diyenin doğru söylediği tartışılır. Ya da kırmızı da hiç geçmem ama bazen de o kadar müsait bir durum vardır geçersin. Her an gereksiz bir ceza yenebilir böyle bir durumda. İstisnai durumlarda insanlar bu tip özgürlüklere sahip olmalıdırlar bence. Trafik sonuçta kontrollü bir alandır ve kontrolünü kaybetmemiş insanlar olduğumuz sürece güvenlidir. Gittikçe gelişen teknoloji ise insan faktörünü gözardı etmektedir.

Belki düşüncem ve bakış açım yanlıştır bilemiyorum. Trafikte özgürlük konusu hassas. Belki de trafikte özgür olunmamalı. Ama kamera ile çekim işinin gittikçe yaygınlaşması, radarların çoğalması nedeniyle trafikte kendini daha az özgür hissetmeye başlayan, her an tetikte gitmenin, izlenmenin verdiği rahatsızlığı duyan arkadaşlar görüşlerini paylaşabilirler.
DH Mobil uygulaması ile devam edin. Mobil tarayıcınız ile mümkün olanların yanı sıra, birçok yeni ve faydalı özelliğe erişin. Gizle ve güncelleme çıkana kadar tekrar gösterme.