|
< Resime gitmek için tıklayın > Bugün tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 2026 Yılı Cumhurbaşkanı Yıllık Programı'nda bütçe yönetimine ilişkin planlara yer verilirken, kamuoyunda tartışmalara neden olan 'Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi' (TES) için de 2026 yılında uygulamaya başlanacağı açıklandı. Söz konusu düzenleme, yıllardır uygulanan Bireysel Emeklilik Sistemi'nden (BES) farklı olarak milyonlarca çalışanın zorunlu katılımını öngörürken, düzenleme kapsamında her ay net maaşlardan yüzde 3 oranında kesintiye gidilecek. Çalışandan yapılacak kesintiye ek olarak işverenden de yüzde 1 oranında ilave katkı ödemesi alınacak. Toplanan prime devlet tarafından yüzde 30 destek verilecek ve söz konusu tutar ilerleyen yıllarda kullanılmak üzere vatandaşların emeklilik havuzunda işletilecek. Söz konusu sistem tamamen Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan (SGK) bağımsız şekilde yürürlükte olacak. Çalışanların TES kapsamında biriken primlerini kullanabilmeleri için en az 10 yıl boyunca sistemde olmaları şartı koşulacak. TES aracılığıyla emekli olmak içinse kadınlarda 58 erkeklerde 60 yaş şartı aranacak. TES uygulamasından emekli olan vatandaşlar, söz konusu tarihe kadar ödedikleri TES primi dikkate alınarak aylığa bağlanacak. Söz konusu gelir, SGK'dan alınacak temel emekli maaşından daha düşük ve 'destekleyici' nitelikte olacak. Düzenlemeye getirilecek istisnalar ile doğum, hac ibadeti ya da askerlik gibi özel durumlarda belirli oranlarda sistemden para çekme hakkı tanınacak. https://gazeteoksijen.com/turkiye/maaslardan-yuzde-3-kesinti-yapacak-duzenleme-resmi-gazetede-255549 |
|
https://x.com/etkiIihaberr1/status/1944299295324373125 Zaten bu açılımın sebebinin Dem partisini iktidarın yanına çekmek için olduğunu biliyorduk. Burada asıl etkili olacak olan Milliyetçilerin oyu olacak. |
|
Burada AK Partili kimseyi istemiyorum. O kadar asker şehit verildi. Nedir derdiniz? https://x.com/halktvcomtr/status/1942591755905556720 |
|
< Resime gitmek için tıklayın > "Mutlak Butlan" Nedir? Mutlak butlan, Türk Medeni Hukuku'nda ve dernekler/hukukunda geçersizliğin en ağır halidir. Bir işlemin baştan itibaren hukuken yok sayılması anlamına gelir. Siyasi partiler hukuki olarak "dernek benzeri" yapılar oldukları için bu kavram partiler için de geçerlidir. Kılıçdaroğlu Parti'den İhraç Edilirse Ne Olur? Eğer Kemal Kılıçdaroğlu CHP'den kesin ihraç edilirse, fiilen ve hukuken parti üyeliği sona ermiş olur. CHP tüzüğüne göre parti üyesi olmayan biri genel başkan olamaz. Dolayısıyla:
Sonuç olarak, eğer Kılıçdaroğlu parti üyesi değilse, mutlak butlan kararı çıksa bile otomatik olarak CHP Genel Başkanlığı'na geri dönemez. Önce yeniden üyelik kazanması gerekir. |
|
CHP’li Levent Gök, hukukun arkasından dolanılarak izin verilen Beştepe’deki sarayla ilgili davayı Danıştay’ın en yüksek organı olan kurula taşımıştı, karar çıktı: Hukuksuz. < Resime gitmek için tıklayın > Danıştay, birinci derece sit alanı olan Atatürk Orman Çiftliği arazisi üzerine yapılan Cumhurbaşkanlığı Sarayı’yla ilgili “kaçak yapı” kararı verdi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi 2012 yılında yapılmaya başlandı ve 2014 yılında da açıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu “ilke kararı” alarak sit alanına “zorunlu altyapı uygulamaları ve bu uygulamalar kapsamında yapılacak resmi kurum yapıları” diyerek izin vermişti. < Resime gitmek için tıklayın > TEMYİZE GÖTÜRMÜŞTÜ TBMM eski Başkanvekili olan CHP Ankara eski milletvekili Levent Gök, kurul kararını Danıştay’a taşımıştı. Ancak 4. Daire, kurul kararını yerinde bulmuştu. Bunun üzerine Gök, kararı temyiz ederek Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na taşıdı. 13 kişilik Kurul, 9’a karşı 4 oyla kararı bozdu. Kurulun verdiği karar kesin. SÖZCÜ’ye kararı değerlendiren CHP’li Levent Gök, şöyle konuştu: < Resime gitmek için tıklayın > KELİME OYUNLARI “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu, ‘kamu kurumu’ diye ifade ettiği sözcüğü ‘resmi kurum’ olarak değiştirmişti. Yine ilke kararı içinde geçen ‘zorunlu altyapı uygulamaları ve bu uygulamalar kapsamında yapılacak resmi kurum yapıları’ olanak tanıyan bir karar almışlardı. Oysa ‘zorunlu altyapıdan’ kasıt elektrik, su, doğalgaz gibi yatırımlardır. ‘Resmi kurum’ kavramına girmediği için tekrar Danıştay’da dava açtık. Danıştay, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın kaçak olduğunu tescil etmiştir.” < Resime gitmek için tıklayın > Ata’nın mirasına yapılanların hesabı bir gün mutlaka sorulur “Danıştay’ın en yüksek organı olan kurulun kararı şu anlama geliyor: Atatürk Orman Çiftliği arazisi üzerinde inşa edilmiş olan saray hiçbir yasal dayanağı olmadan yapılmış bir yapıdır. Kaçak olarak yapıldığını Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu karara bağlamıştır. Danıştay, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın kaçak olduğunu tescil etmiştir. Kurulun verdiği karar kesindir. Atatürk’ün mirası AOÇ arazisine yapılan kaçak sarayın hesabı sorulacaktır.” SÖZCÜ |
|
< Resime gitmek için tıklayın > Allah rahmet eylesin, ailesine sabırlar ihsan etsin, mekanı cennet olsun |
|
İktidarın ‘Sosyal konut projesi’ olarak reklamını yaptığı Kanal İstanbul güzergahındaki TOKİ inşaatı Havza Koruma Yönetmeliği’ne aykırılığı sebebiyle İstanbul Su Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) tarafından ‘kaçak yapılaşma’ statüsüne alındı. İSKİ, şantiyeye tebligat göndererek “25 Mayıs 2025’e kadar yapılaşmayı kaldırmazsanız yıkım kararı uygulanacak, yıkım ücreti de sizden tahsil edilecektir” ifadelerini kullandı. < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > Tebligatın sabahında ise İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa gözaltına alındı. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ise şunları söyledi ; "KANAL İSTANBUL İÇİN HAREKETE GEÇTİLER" -Daha üç gün önce büyük bir depremle sarsıldık. İşi gücü bırakıp başkanını zindana attıkları İBB’yi karalamaya kalkıştılar. Bir yandan İstanbul’a ihanet projesi olan Kanal İstanbul için harekete geçtiler. "BUGÜNKÜ OPERASYON TESADÜF DEĞİL" -Bugün yapılan operasyon bir tesadüf değildir. İSKİ, Kanal İstanbul hattındaki Sazlıdere Barajı havzasına dikilen TOKİ konutları için dün kaçak yapı ve yıkım kararı verdi. Operasyon geldi. "KANAL İSTANBUL İHANETİNE KARŞI ÇIKANLAR ŞU ANDA VATAN EMNİYET'TE" -İhanete karşı çıkan İBB çalışanları şu anda Vatan Emniyet’te. İktidarın ne yapmak istediği açık. Akıl dışı ve zorbalığa dayanan “şok propagandalarını” derinleştirmek. Milletin iradesini bu sayede kırmak. İkincisi İstanbul Büyükşehir Belediyemize yönelik bir hamasi tutumu adım öteye taşıyarak, açıkça İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kapısına kilit vurmak. "KAYYUM ATAMAYA GÜÇLERİ YETMEDİ, İBB'Yİ ÇALIŞAMAZ HALE GETİRMEK İSTİYORLAR" -Kayyum atamaya güçleri yetmedi. Şimdi İstanbul Büyükşehir Belediyemizi çalışamaz hale getirmek istiyorlar. Buna müsaade etmeyeceğiz. Arkadaşlarımızı da alacağız. Bu kadim kenti size yağmalatmayacağız. Sözcü |
|
Tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu sosyal medya hesabından Kanal İstanbul projesine dair iktidarın attığı adımları açıkladı. İmamoğlu, "Yokluğumu fırsat bilip "Kanal İstanbul" denen rant ve talan projesi uğruna Avrupa Yakası’nın en önemli su kaynaklarından biri olan Sazlıdere Barajı’nın etrafında 24 bin konutun inşaatını başlattılar." dedi < Resime gitmek için tıklayın > "HEMEN TOKİ'Yİ DEVREYE SOKMUŞLAR" "Aziz milletim, sizden istirhamımdır. Lütfen bunları görün ve paylaşın. Yokluğumu fırsat bilip "Kanal İstanbul" denen rant ve talan projesi uğruna Avrupa Yakası’nın en önemli su kaynaklarından biri olan Sazlıdere Barajı’nın etrafında 24 bin konutun inşaatını başlattılar. Bu kez alelacele TOKİ'yi devreye almışlar. Dozer ve iş makinelerini mutlak koruma alanının içine, suyun dibine kadar sokmuşlar. İBB’nin ve İSKİ’nin resmi uyarılarını dikkate almadıkları gibi Cumhurbaşkanlığı kararıyla Sazlıdere Barajı’nın içme suyu kullanım oranını %100’den %0’a indirmişler. Bunu hiç utanmadan kamuoyundan saklayıp, İSKİ’ye bile bildirmemişler. Şunu herkes anlasın ki, bizim gözbebeğimiz İstanbulumuz’da feda edilecek bir tek damla su kaynağımız yok. Bu haksız, hukuksuz ve fırsatçı yaklaşımla mücadeleyi asla bırakmayacağız. Sizin iklim değişikliği ve çevre koruma konusunda zerre kadar samimiyetiniz olsaydı, İstanbul’un su kaynaklarına böylesine saldırmazdınız. https://x.com/ekrem_imamoglu/status/1912941267891191822 "HEMEN VAZGEÇİN BU RANT PROJESİNDEN" Hukuka, ekonomiye, demokrasiye verdiğiniz zararın yanına çevreye, İstanbul'un su kaynaklarına verdiğiniz zararı ekliyorsunuz. Tüm dünyanın cebelleştiği, yeni yol ve yöntemler aradığı iklim krizine bir kriz de siz ekliyorsunuz. Hemen vazgeçin bu rant ve talan projesinden. Millet sizi zaten gönderecek bari gitmeden toprağa, suya, havaya daha fazla zarar vermeyin." |
|
SÖZCÜ’nün dün kamuoyuna duyurduğu İnceleme Raporu’na dayanılarak diplomaları iptal edilen Ekrem İmamoğlu ve diğer 27 kişiye henüz tebligat yapılmadı. 8 sayfalık raporda yapılan hatalar tek tek gün yüzüne çıkmaya devam ederken, İdare Hukuku Profesörü Metin Günday, 8 sayfalık raporu inceledi ve 7 ayrı hata tespit etti. Prof. Metin Günday’a göre hatalar şöyle: < Resime gitmek için tıklayın > 1- DÖNEMİN MEVZUATI ESAS ALINMADI 1982 yılında bir yönetmelik var. 1990 yılındaki bazı düzenlemeler yapıldı. Her iki yönetmelik bu yatay geçişten önce olan düzenlemeler ve dolayısıyla o yatay geçiş kararı hukuka uygun mudur değil midir bu kararın o tarihteki mevzuat hükümlerine göre yapılması gerekir. O tarihteki mevzuat hükümlerine bakıldığında da yetki fakülte yönetim kuruluna verilmiş. Dönemin mevzuatına göre YÖK’ün dahli yok. 2-ÜNİVERSİTELERİN AYNI DÜZEYDE OLMASININ TESPİTİ GEREKİR İDDİASI Bu yatay geçiş kararı hukuka uygun. Yönetim kurulu bu kararı almadan önce yatay geçiş yapacağı okul ile aynı düzeyde olmasının tespit edilmesini istemiş. Bu durumda tespit edilmiş. 3-YETERLİ ARAŞTIRMA YAPILMADI KUSURU Yeterli araştırma yapılmadı diyerek, yönetim kurulu üyelerini kusurlandırıyor. YÖK’ten bu konu da bir görüş almadınız diyor. Ama mevzuatta böyle bir düzenleme kusurluluk yok. Koşulları da yerine getirdiği için İmamoğlu’nun geçişi hukuka uygun. 4- GAZETE İLANINDAKİ TARİH 12 Eylül 1990’da bu karar alınmış. Oysa Milliyet Gazetesi’nde çıkan üniversite ilanında 14 Eylül 1990’a kadar olması gerektiği belirtilmiş. Oysa siz 14 Eylül’ü beklemeden 12 Eylül’de bu geçişleri kararlara bağladınız diyor. Bu İmamoğlu’nu ve öteki başvuranları bağlamaz. 5- KONTENJAN ARTIRILDI Kontenjan arttırıldı tamam. Ama bu kontenjan arttırılmasıyla Ekrem İmamoğlu’na farklı bir muamele yapılmıyor ki. O zaten gerekli koşulları taşıyor. Kontenjan ilk ilan edildiği biçimde de kalsaydı geçiş için koşulları taşıdığından fark olmayacaktı. 6-FAKÜLTE YÖNETİM KURULU KARARLARI O tarihte fakülte yönetim kurulu art arda iki karar alıyor. Birincisi 24, ikincisi 25 sayılı karar. Yurt dışı geçiş ile ilgili olan karar 24 sayılı karar. Bu karar, imzaların hepsi tamamlanmış, herkes imza atmış. Raporda da deniyor ki ’25 sayılı kararda, bir kaç kişinin imzası yok’ Dolayısıyla karar oluşmadı denilmek isteniyor. Ama 25 sayılı karar yurt içi yatay geçiş ile ilgili alınan kararlar. 7-ÖĞRENCİ KÜTÜĞÜ HATASI İmamoğlu’nun, Doğu Akdeniz Üniversitesi’nden geçiş yaptığı belirtilmiş. Öğrenci işlerindeki kütükte İmamoğlu’nun Girne Amerikan Üniversitesi’nden geldiği açıkça yazıyor. Nerede Doğu Akdeniz yazıyor biliyor musunuz? Üniversitenin öğrenci işleri bölümü var rektörlüğün. Rektörlükte yazım hatası yapılmış. Bu yazım hatası İmamoğlu’na yüklenebilir mi? İmamoğlu’nun diploma iptaline ilişkin karara tepkiler sürerken, eski Ağır Ceza Hakimi Avukat Levent Dağdeviren, yaptığı araştırmalar sonucunda aslına ulaştığı 30 Temmuz 1990 tarihli Milliyet gazetesinde yer alan ilanı paylaşarak İmamoğlu’nun ilandaki koşulları sağladığını söyledi. https://streamable.com/dqb7nj |
Elektrikli devlet desteğine ilişkin yeni düzenleme 1 Ocak'ta yürürlüğe girecek. 984 lira üstü faturalarda artış yaşanacak. Şirketler tüketicilere mesaj göndermeye başladı.
Aylık elektrik tüketimi 333 kilovatsaati yani 984 lirayı geçen abonelere elektrik dağıtım şirketlerinden mesajlar gelmeye başladı.
2025 yılı genelinde toplamda 4 bin kilovatsaati aşan tüketiciler artık devlet desteğinden yararlanamayacak. 2026 yılı boyunca son kaynak tedarik tarifesi üzerinden faturası düzenlenecek
Daha önce yapılan düzenlemeyle yıllık 5 bin kilovat saati aşan seviyede elektrik tüketimi yapanlar devlet desteğinden yararlanamıyordu.
Yeni yapılan düzenlemeyle söz konusu tüketim limiti 4 bin kilovat saate düşürüldü. Böylece, yıllık tüketimi 4 bin kilovat saat ya da aylık 333 kilovat saati aşan aboneler devlet desteğinden yararlanamayacak.
Yeni limitle birlikte faturası yaklaşık 984 TL ve üzerinde gelen aboneler devlet desteğinden faydalanamayacak.
Ekim ayı itibarıyla tüketimde sınırı aşan tüketiciler, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren destekten yararlanamayacak ve gerçek bedeli ödeyecekler.
Şirketlerden tüketicilere gönderilen mesajda, “Tüketiminiz son kaynak tedarik tarife limitinin üzerine çıkmıştır. Bu konuda serbest tüketici hakkınızdan faydalanmak isterseniz EPDK internet sitesinde yer alan tedarik şirketleri ile ikili anlaşma imzalayabilirsiniz.” bilgisi yer aldı.
Yeni uygulama abonelerin yaklaşık yüzde 6'sını yani yaklaşık 2.5 milyon aboneyi etkileyecek.
1 KW/S ELEKTRİK NE KADAR?
İstanbul'da 1 kW/saat elektriğin birim fiyatı 2,33 lira seviyesinde bulunuyor. Elektrik faturalarının alt kısmında geçmiş yıla göre toplamda ne kadar elektrik harcandığı yazıyor. Bu faturalara bakarak devlet desteğinden yararlanılıp yararlanılmayacağı anlaşılabiliyor.
Örnekle ilerlemek gerekirse 3 kW güce sahip bir ütüyü 1 saat çalıştırdığınız zaman 6,99 liralık harcama yapılmış oluyor.
ELEKTRİKLİ OTOMOBİLİNİ EVDE ŞARJ EDENLERİ İLGİLENDİRİYOR
Elektrikli otomobilini evde şarj edenler büyük oranda limiti aşacağı için yüksek tarifeden elektrik kullanacak. Bir elektrikli otomobilin bataryası ortalama 50-54 kW kapasiteye sahip. 50 kW'lık batarya KDV dahil olarak 139,8 liraya doluyordu. Başka bir deyişle aylık 333 kW'yı aşan elektrikli otomobili olan elektrik abonesi yüksek fatura ödeyecek.
Söz konusu limit, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren geçerli olacak.
NTV