< Resime gitmek için tıklayın > Allah rahmet eylesin, ailesine sabırlar ihsan etsin, mekanı cennet olsun ![]() |
İktidarın ‘Sosyal konut projesi’ olarak reklamını yaptığı Kanal İstanbul güzergahındaki TOKİ inşaatı Havza Koruma Yönetmeliği’ne aykırılığı sebebiyle İstanbul Su Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) tarafından ‘kaçak yapılaşma’ statüsüne alındı. İSKİ, şantiyeye tebligat göndererek “25 Mayıs 2025’e kadar yapılaşmayı kaldırmazsanız yıkım kararı uygulanacak, yıkım ücreti de sizden tahsil edilecektir” ifadelerini kullandı. < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > Tebligatın sabahında ise İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa gözaltına alındı. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ise şunları söyledi ; "KANAL İSTANBUL İÇİN HAREKETE GEÇTİLER" -Daha üç gün önce büyük bir depremle sarsıldık. İşi gücü bırakıp başkanını zindana attıkları İBB’yi karalamaya kalkıştılar. Bir yandan İstanbul’a ihanet projesi olan Kanal İstanbul için harekete geçtiler. "BUGÜNKÜ OPERASYON TESADÜF DEĞİL" -Bugün yapılan operasyon bir tesadüf değildir. İSKİ, Kanal İstanbul hattındaki Sazlıdere Barajı havzasına dikilen TOKİ konutları için dün kaçak yapı ve yıkım kararı verdi. Operasyon geldi. "KANAL İSTANBUL İHANETİNE KARŞI ÇIKANLAR ŞU ANDA VATAN EMNİYET'TE" -İhanete karşı çıkan İBB çalışanları şu anda Vatan Emniyet’te. İktidarın ne yapmak istediği açık. Akıl dışı ve zorbalığa dayanan “şok propagandalarını” derinleştirmek. Milletin iradesini bu sayede kırmak. İkincisi İstanbul Büyükşehir Belediyemize yönelik bir hamasi tutumu adım öteye taşıyarak, açıkça İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kapısına kilit vurmak. "KAYYUM ATAMAYA GÜÇLERİ YETMEDİ, İBB'Yİ ÇALIŞAMAZ HALE GETİRMEK İSTİYORLAR" -Kayyum atamaya güçleri yetmedi. Şimdi İstanbul Büyükşehir Belediyemizi çalışamaz hale getirmek istiyorlar. Buna müsaade etmeyeceğiz. Arkadaşlarımızı da alacağız. Bu kadim kenti size yağmalatmayacağız. Sözcü |
Tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu sosyal medya hesabından Kanal İstanbul projesine dair iktidarın attığı adımları açıkladı. İmamoğlu, "Yokluğumu fırsat bilip "Kanal İstanbul" denen rant ve talan projesi uğruna Avrupa Yakası’nın en önemli su kaynaklarından biri olan Sazlıdere Barajı’nın etrafında 24 bin konutun inşaatını başlattılar." dedi < Resime gitmek için tıklayın > "HEMEN TOKİ'Yİ DEVREYE SOKMUŞLAR" "Aziz milletim, sizden istirhamımdır. Lütfen bunları görün ve paylaşın. Yokluğumu fırsat bilip "Kanal İstanbul" denen rant ve talan projesi uğruna Avrupa Yakası’nın en önemli su kaynaklarından biri olan Sazlıdere Barajı’nın etrafında 24 bin konutun inşaatını başlattılar. Bu kez alelacele TOKİ'yi devreye almışlar. Dozer ve iş makinelerini mutlak koruma alanının içine, suyun dibine kadar sokmuşlar. İBB’nin ve İSKİ’nin resmi uyarılarını dikkate almadıkları gibi Cumhurbaşkanlığı kararıyla Sazlıdere Barajı’nın içme suyu kullanım oranını %100’den %0’a indirmişler. Bunu hiç utanmadan kamuoyundan saklayıp, İSKİ’ye bile bildirmemişler. Şunu herkes anlasın ki, bizim gözbebeğimiz İstanbulumuz’da feda edilecek bir tek damla su kaynağımız yok. Bu haksız, hukuksuz ve fırsatçı yaklaşımla mücadeleyi asla bırakmayacağız. Sizin iklim değişikliği ve çevre koruma konusunda zerre kadar samimiyetiniz olsaydı, İstanbul’un su kaynaklarına böylesine saldırmazdınız. https://x.com/ekrem_imamoglu/status/1912941267891191822 "HEMEN VAZGEÇİN BU RANT PROJESİNDEN" Hukuka, ekonomiye, demokrasiye verdiğiniz zararın yanına çevreye, İstanbul'un su kaynaklarına verdiğiniz zararı ekliyorsunuz. Tüm dünyanın cebelleştiği, yeni yol ve yöntemler aradığı iklim krizine bir kriz de siz ekliyorsunuz. Hemen vazgeçin bu rant ve talan projesinden. Millet sizi zaten gönderecek bari gitmeden toprağa, suya, havaya daha fazla zarar vermeyin." |
SÖZCÜ’nün dün kamuoyuna duyurduğu İnceleme Raporu’na dayanılarak diplomaları iptal edilen Ekrem İmamoğlu ve diğer 27 kişiye henüz tebligat yapılmadı. 8 sayfalık raporda yapılan hatalar tek tek gün yüzüne çıkmaya devam ederken, İdare Hukuku Profesörü Metin Günday, 8 sayfalık raporu inceledi ve 7 ayrı hata tespit etti. Prof. Metin Günday’a göre hatalar şöyle: < Resime gitmek için tıklayın > 1- DÖNEMİN MEVZUATI ESAS ALINMADI 1982 yılında bir yönetmelik var. 1990 yılındaki bazı düzenlemeler yapıldı. Her iki yönetmelik bu yatay geçişten önce olan düzenlemeler ve dolayısıyla o yatay geçiş kararı hukuka uygun mudur değil midir bu kararın o tarihteki mevzuat hükümlerine göre yapılması gerekir. O tarihteki mevzuat hükümlerine bakıldığında da yetki fakülte yönetim kuruluna verilmiş. Dönemin mevzuatına göre YÖK’ün dahli yok. 2-ÜNİVERSİTELERİN AYNI DÜZEYDE OLMASININ TESPİTİ GEREKİR İDDİASI Bu yatay geçiş kararı hukuka uygun. Yönetim kurulu bu kararı almadan önce yatay geçiş yapacağı okul ile aynı düzeyde olmasının tespit edilmesini istemiş. Bu durumda tespit edilmiş. 3-YETERLİ ARAŞTIRMA YAPILMADI KUSURU Yeterli araştırma yapılmadı diyerek, yönetim kurulu üyelerini kusurlandırıyor. YÖK’ten bu konu da bir görüş almadınız diyor. Ama mevzuatta böyle bir düzenleme kusurluluk yok. Koşulları da yerine getirdiği için İmamoğlu’nun geçişi hukuka uygun. 4- GAZETE İLANINDAKİ TARİH 12 Eylül 1990’da bu karar alınmış. Oysa Milliyet Gazetesi’nde çıkan üniversite ilanında 14 Eylül 1990’a kadar olması gerektiği belirtilmiş. Oysa siz 14 Eylül’ü beklemeden 12 Eylül’de bu geçişleri kararlara bağladınız diyor. Bu İmamoğlu’nu ve öteki başvuranları bağlamaz. 5- KONTENJAN ARTIRILDI Kontenjan arttırıldı tamam. Ama bu kontenjan arttırılmasıyla Ekrem İmamoğlu’na farklı bir muamele yapılmıyor ki. O zaten gerekli koşulları taşıyor. Kontenjan ilk ilan edildiği biçimde de kalsaydı geçiş için koşulları taşıdığından fark olmayacaktı. 6-FAKÜLTE YÖNETİM KURULU KARARLARI O tarihte fakülte yönetim kurulu art arda iki karar alıyor. Birincisi 24, ikincisi 25 sayılı karar. Yurt dışı geçiş ile ilgili olan karar 24 sayılı karar. Bu karar, imzaların hepsi tamamlanmış, herkes imza atmış. Raporda da deniyor ki ’25 sayılı kararda, bir kaç kişinin imzası yok’ Dolayısıyla karar oluşmadı denilmek isteniyor. Ama 25 sayılı karar yurt içi yatay geçiş ile ilgili alınan kararlar. 7-ÖĞRENCİ KÜTÜĞÜ HATASI İmamoğlu’nun, Doğu Akdeniz Üniversitesi’nden geçiş yaptığı belirtilmiş. Öğrenci işlerindeki kütükte İmamoğlu’nun Girne Amerikan Üniversitesi’nden geldiği açıkça yazıyor. Nerede Doğu Akdeniz yazıyor biliyor musunuz? Üniversitenin öğrenci işleri bölümü var rektörlüğün. Rektörlükte yazım hatası yapılmış. Bu yazım hatası İmamoğlu’na yüklenebilir mi? İmamoğlu’nun diploma iptaline ilişkin karara tepkiler sürerken, eski Ağır Ceza Hakimi Avukat Levent Dağdeviren, yaptığı araştırmalar sonucunda aslına ulaştığı 30 Temmuz 1990 tarihli Milliyet gazetesinde yer alan ilanı paylaşarak İmamoğlu’nun ilandaki koşulları sağladığını söyledi. https://streamable.com/dqb7nj |
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından, onun serbest bırakılması ve erken seçim talebiyle ülke genelinde bir imza kampanyası başlattı. Kampanya kapsamında CHP üyeleri mahallelerde ve kent meydanlarında imza toplamaya başladı. İmza kampanyasının yürütüldüğü yerlerden biri de Hatay. Hatay’ın Defne ilçesinde AFAD tarafından kurulan Umut Konteyner Kent’te geçtiğimiz gün CHP üyeleri imza topladı. İmza toplanmasının ardından konteynır kentte yaşayanların bulunduğu WhatsApp grubuna "bir parti için imza verenler ve toplayanlar tespit edilirse çıkışları yapılacaktır" tehdidinde bulunuldu. Konteynır kent sakinleri yazının AFAD’ın izni ile gruba atıldığı ifade etti. Kentten atılma tedirginliği yaşayan yurttaşlar AFAD'a tepkili. < Resime gitmek için tıklayın > https://www.gazetepencere.com/yazarlar/afadin-kurdugu-konteynir-kentte-imamoglu-icin-imza-atanlara-tehdit-656719h |
Doğalgaz faturalarında kademeli faturaya geçiliyor. Yeni dönemde çok yakan daha yüksek fatura ödeyecek. Her şehrin iklim koşullarına göre tarife uygulanacak. < Resime gitmek için tıklayın > Elektrikten sonra doğalgazda da kademeli fatura dönemine geçilmesi planlanıyor. Yeni dönemde doğalgaz faturasında tüketim ve bölgenin iklimi belirleyici olacak. Kışın daha sıcak olan Antalya ile kara kışın yaşandığı Erzurum'da doğalgaz farklı tarifelendirilecek. Milliyet Gazetesi'nde yer alan habere göre Atık Yönetimi ve Atıktan Enerji Üreticileri Derneği (TAYED) Başkanı Ali Rıza Öner, Türkiye’de doğalgazı en fazla Hakkari ve Erzurum, en az ise Adana ve Osmaniye’nin tükettiğini anlattı. Öner, bakanlığın her il için ayrı bir kademe belirleyerek vatandaşları mağdur etmemeyi ve soğuk-sıcak iklime sahip illerin ayrımını yapmayı hedeflediğini belirtti. EN ÇOK DOĞALGAZ TÜKETEN İLLER Öner, en fazla ve az doğalgaz tüketimi yapılan illeri de açıkladı. 2023 verilerine göre hane başı ortalama en fazla doğalgaz tüketimi yapılan il, 1401 metreküp ile Hakkari oldu. Onu 1348 ile Erzurum, 1317 ile Ardahan, 1311 ile Muş ve 1224 metreküp ile Ağrı izledi. En az tüketim 521 metreküp ile Adana, 527 ile Osmaniye, 531 ile Mersin ve 566 metreküp ile Antalya’da gerçekleşti. İstanbul’da ise haneler bir yılda ortalama 869, Ankara’da 1067, İzmir’de 736 metreküp gaz tüketti. GERÇEK MALİYET YANSITILACAK Öner, faturalarda ortalama tüketimin belirleyeceği olacağına dikkat çekti. Bu tüketimin altında kalanların destekleneceğini ifade eden Öner, ortalamayı aşanların faturalarına gerçek maliyetlerin yansıtılacağını kaydetti. ELEKTRİKTE ÇOK TÜKETEN ÇOK ÖDÜYOR Elektrik faturasında yeni dönem 1 Şubat itibarıyla başladı. Buna göre, aylık elektrik tüketimi 417 kilovatsaat ve üstü olanlara gerçek maliyetler yansıtıldı. Düzenlemeden 1 milyon 200 bin abonenin etkileneceği açıklanmıştı. Ortalamanın üzerindeki elektrik kullananların faturalarında yüzde 100'e yakın artış yaşanmıştı. NTV |
Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan'ın tutuklanmasının ardından kayyum olarak atanan Şişli Kaymakamı Cevdet Ertürkmen, Şişli'deki kent lokantalarını kapattı. Ertürkmen'in gezici kent lokantası olarak kullanılan TIR'ı da belediye garajına çektirdiği öğrenildi. < Resime gitmek için tıklayın > https://x.com/meraldanyildiz/status/1904492915830702389 İçişleri Bakanlığı, tutuklanan Şişli Belediye Başkanı CHP'li Resul Emrah Şahan’ın yerine, Şişli Kaymakamı Cevdet Ertürkmen’i kayyum olarak atadı. Ertürkmen'in, göreve başladıktan sonra ilk icraatı da ortaya çıktı. Ertürkmen, CHP'li Şahan döneminde açılan iki kent lokantasını da kapattı. Sözcü’nün edindiği bilgiye göre; Şişli Kayyumu, Şişli’deki Kent Lokantasını kapattı. Kayyum Ertürkmen, yazılı bir belge göndermedi ama sözlü olarak Kent Lokantaları’nın kapatılacağını belirtti. CHP Şişli İlçe Örgütü, kapanan Mahmut Şevket Paşa Kent Lokantası önünde saat 15.00’de açıklama yapacak Şişli Belediyesi’nin kent lokantalarında, dört öğün yemek 40 TL’ye satılmakta ve bu lokantalar dar gelirli vatandaşlara uygun fiyatlarla yemek hizmeti sunuyordu. Sözcü NOT : İletişim Başkanlığından konu ile ilgili yalanlama gelmesine rağmen, Şişli Belediyesine kayyum atanmasının ardından 2 gündür Şişli Kent Lokantalarının kapalı olduğu gözüküyor. Muhtemelen tepkilerden çekinip kararı geri aldılar. < Resime gitmek için tıklayın > Şişli Belediyesi'ne ait 2 kent lokantasının 2 gündür kapalı olduğu, gezici kent lokantasının ise bugün Şişli Cami önünde hizmet vermesi gerekirken aracın garaja çekildiği görüldü. < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > CHP Şişli İlçe Başkanı Tamer Özcanlı: "Kent lokantamız en son pazar akşamına kadar açıktı, iftar verdik. Kent lokantası personeli belediyeye çağrılıp, bundan sonra hizmet verilmeyeceğinin sözlü olarak bildirildiğini biliyoruz." https://x.com/etkiIihaber/status/1904513857554669799 |
< Resime gitmek için tıklayın >
Danıştay, birinci derece sit alanı olan Atatürk Orman Çiftliği arazisi üzerine yapılan Cumhurbaşkanlığı Sarayı’yla ilgili “kaçak yapı” kararı verdi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi 2012 yılında yapılmaya başlandı ve 2014 yılında da açıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu “ilke kararı” alarak sit alanına “zorunlu altyapı uygulamaları ve bu uygulamalar kapsamında yapılacak resmi kurum yapıları” diyerek izin vermişti.
< Resime gitmek için tıklayın >
TEMYİZE GÖTÜRMÜŞTÜ
TBMM eski Başkanvekili olan CHP Ankara eski milletvekili Levent Gök, kurul kararını Danıştay’a taşımıştı. Ancak 4. Daire, kurul kararını yerinde bulmuştu. Bunun üzerine Gök, kararı temyiz ederek Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na taşıdı. 13 kişilik Kurul, 9’a karşı 4 oyla kararı bozdu. Kurulun verdiği karar kesin.
SÖZCÜ’ye kararı değerlendiren CHP’li Levent Gök, şöyle konuştu:
< Resime gitmek için tıklayın >
KELİME OYUNLARI
“Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu, ‘kamu kurumu’ diye ifade ettiği sözcüğü ‘resmi kurum’ olarak değiştirmişti. Yine ilke kararı içinde geçen ‘zorunlu altyapı uygulamaları ve bu uygulamalar kapsamında yapılacak resmi kurum yapıları’ olanak tanıyan bir karar almışlardı. Oysa ‘zorunlu altyapıdan’ kasıt elektrik, su, doğalgaz gibi yatırımlardır. ‘Resmi kurum’ kavramına girmediği için tekrar Danıştay’da dava açtık. Danıştay, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın kaçak olduğunu tescil etmiştir.”
< Resime gitmek için tıklayın >
Ata’nın mirasına yapılanların hesabı bir gün mutlaka sorulur
“Danıştay’ın en yüksek organı olan kurulun kararı şu anlama geliyor: Atatürk Orman Çiftliği arazisi üzerinde inşa edilmiş olan saray hiçbir yasal dayanağı olmadan yapılmış bir yapıdır. Kaçak olarak yapıldığını Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu karara bağlamıştır. Danıştay, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın kaçak olduğunu tescil etmiştir. Kurulun verdiği karar kesindir. Atatürk’ün mirası AOÇ arazisine yapılan kaçak sarayın hesabı sorulacaktır.”
SÖZCÜ