Hayatını kaybeden DEM Partili TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder'in ismi Hakkari Yüksekova'da bulunan Şehit Cengiz Topel Caddesine verildi. Bu isim değişikliği haberi sosyal medyada tepki ile karşılandı < Resime gitmek için tıklayın > Hakkari Yüksekova Belediyesi'nin aldığı karar özellikle sosyal medyada belli kesimlerce tepki ile karşılandı. Yüksekova Belediye Meclisinin mayıs ayı toplantısında alınan karar oy birliği ile çıktı. Karar belediyenin sosyal medya hesabından paylaşıldı. Belediyenin resmi X hesabından yapılan paylaşımda şu ifadeler kullanıldı: "Belediyemizin Mayıs Ayı Meclis Toplantısında Sırrı Süreyya Önder Anıldı ve isminin kent merkezinde yaşatılması kararı alındı. Belediyemizin Mayıs ayı Meclis toplantısı, Belediye Eş Başkanları Şadiye Kırmızıgül ve Şoreş Diri başkanlığında Belediye Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıya belediye meclis üyeleri katıldı. Toplantı, TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sayın Sırrı Süreyya Önder’in anısıyla başladı. Salonda Sayın Önder’in bir fotoğrafı önüne yerleştirilen karanfillerle anma düzenlendi. Önder’in mücadeleci kimliğine ve siyasete kattığı değerlere vurgu yapıldı. Daha sonra Toplantıda belediyenin gündem maddeleri görüşüldü. Sosyal belediyecilik çalışmaları, ilçedeki altyapı projeleri ve kültürel etkinlikler ele alındıktan sonra, ilçenin Cengiz Topel Caddesi'ne de Sırrı Süreyya Önder ismi verildi. Eş Başkanlar Kırmızıgül ve Diri, toplantının sonunda yaptıkları ortak açıklamada, “Sırrı Süreyya Önder, halkların kardeşliğini savunan, barış dilini siyasete taşıyan önemli bir isimdir. Onu saygı ve özlemle anıyoruz,” ifadelerini kullandılar." < Resime gitmek için tıklayın > YENİ SÜREÇ ELEŞTİRİSİ Kıbrıs Şehidi Cengiz Topel'in ismini taşıyan caddeden o ismin kaldırılmasını bazı kullanıcılar PKK ile yürütülen yeni sürece dair bir jest olduğunu değerlendirerek tepki gösterdi. ŞEHİT CENGİZ TOPEL KİMDİR? Babasının görevli olduğu İzmit'te 2 Eylül 1934 tarihinde doğdu. Annesi Mebuse Hanım’dır. Ailede dört kardeşin üçüncüsüdür. İlkokula Bandırma II. İlkokulu'nda başladı, babasının Gönen, Balıkesir’e tayini ile Ömer Seyfettin İlkokulu’nda öğrenimine devam etti. Babasını kaybettikten sonra ailesi Kadıköy, İstanbul'a yerleşti. Kadıköy Yeldeğirmeni Okulu’nda ilk ve orta öğrenimini tamamladı. Lise öğrenimine, Haydarpaşa Lisesi'nde başlayıp Kuleli Askeri Lisesi’ne devam ederek 1953 yılında bitirdi. 1955 yılında Kara Harp Okulu’nu bitirip asteğmen olarak ordu saflarına katıldı. Küçük yaşlardan beri havacılığa olan merakı sonucu hava sınıfına ayrıldı. Pilotaj eğitimi için Kanada’ya gönderildi. Kanada’daki eğitimini başarıyla tamamlayarak 1957 yılında yurda dönüp Merzifon 5. Ana Jet Üs Komutanlığı'nda göreve başladı. 1961 yılında Eskişehir 1. Hava Ana Jet Üssü’ne atandı. 1963 yılında yüzbaşılığa terfi etti. 8 Ağustos 1964 tarihinde Kıbrıs Harekatı sırasında Eskişehir’den Kıbrıs’a, dörtlü kol komutanı olarak gönderildi. F-100 uçağıyla uçuş esnasında uçağı yerden isabet alarak düşürüldü. Paraşütle atlamayı başardı, fakat Rumlar tarafından esir alındı. Uluslararası savaş hukukunun esirleri kapsayan maddelerine aykırı olarak yapılan işkenceler sonucu öldüğü iddia edilir. Kıbrıs'taki ilk Türk hava harp kaybı olan Cengiz Topel'in hastanede öldüğü açıklandı, ancak naaşı ısrarlı girişimler sonucu 12 Ağustos 1964 tarihinde Rumlar’dan alınabildi. Kıbrıs'ta, Adana'da, Ankara ve İstanbul'da yapılan törenlerden sonra 14 Ağustos 1964 tarihinde Edirnekapı'daki Sakızağacı Hava Şehitliği'nde toprağa verildi. < Resime gitmek için tıklayın > https://www.sozcu.com.tr/yuksekova-daki-caddeden-sehit-cengiz-topel-in-ismi-kaldirildi-sirri-sureyya-onder-adi-verildi-p174968 |
Ankara Valisi Vasip Şahin, kentte sahte içki nedeniyle 33 kişinin hayatını kaybettiğini, 20 kişinin yoğun bakımda tedavi altında olduğunu söyledi. Orhan Onur Gemici, Utku Şimşek |07.02.2025 - Güncelleme : 07.02.2025 < Resime gitmek için tıklayın > Ankara Vali Şahin, Anafartalar Şehit Kamil Arslan Polis Merkezi Amirliğinin açılışında yaptığı konuşmada, son günlerde Ankara'da sahte içkiye bağlı ciddi ölüm olaylarının görüldüğünü belirterek, bu durumun kendilerini derinden üzdüğünü ve daha fazla teyakkuz haline geçirdiğini dile getirdi. Sahte alkollü içecek üreterek vatandaşların hayatına kasteden kişilerle mücadelede kolluk kuvvetlerinin gece gündüz çalıştığını ve denetimlerini sürdürdüğünü kaydeden Şahin, bu kontrollere gıda denetim birimlerinin de katıldığını bildirdi. Bu çalışmalar sonucu yaklaşık 102 ton etil ve metil alkolün ele geçirildiği bilgisini veren Şahin, bunun 62 tonunun süren operasyonlar bağlamında Düzce ve Konya'dan elde edildiğini, yaklaşık 40 tonunun da il sınırları içinde ele geçirildiğini anlattı. Şahin, şu ifadeleri kullandı: "Bizim için burada dikkat çekici ve çok üzücü olan şey ise maalesef bu sahte alkol kullanımına bağlı olarak 33 vatandaşımız vefat etmiştir. Şu anda halihazırda 20 kişi de hastanelerimizde yoğun bakımda tedavi altındadır. Bu konuyla ilgili olarak hem kaçak alkol üretimi hem de satımı yapan 32 şahsa yönelik işlem yapılmış ve bunların 13'ü tutuklanmış, 17'si ise tutuklama talebiyle sevk edildikleri adli birimlerce adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştır." Vatandaşlara alkolden uzak durmaları çağrısında bulunan Şahin, "Alkol hem sağlığımız hem geleceğimiz açısından uygun olmayan zararlı bir madde. Hele sahte alkol, hayata kasteden bir madde. Dolayısıyla alkol kullanılmamasını ama kullanılacaksa da mutlaka yetkili satıcılardan ve bilinen yerlerden alınması, aksi takdirde üzücü manzaralarla karşılaşmış oluyoruz." diye konuştu. Şahin, vatandaşlardan sahte alkollü içecek satan kişileri ihbar etmelerini isteyerek bu konuda verecekleri desteğin çok kıymetli olacağını sözlerine ekledi. https://www.aa.com.tr/tr/gundem/ankara-valisi-sahin-kentte-sahte-ickiden-33-kisinin-hayatini-kaybettigini-acikladi/3474645 |
1 Ocak 2025'te İstanbul'un Galata Köprüsü'nde, İsrail'in Gazze'deki saldırılarına karşı düzenlenecek büyük bir yürüyüş planlanıyor. Yüzlerce sivil toplum kuruluşunun desteklediği etkinlikte katılımcılar, "Dün Ayasofya, bugün Emevi, yarın Aksa... Bir güneş doğuyor" temasıyla bir araya gelecek. < Resime gitmek için tıklayın > İsrail, Gazze'deki katliamına devam ederken, can kaybı sayısının 50 bine yaklaştığı bildiriliyor. Yüzlerce sivil toplum kuruluşunun desteklediği Milli İrade Platformu, 2025'in ilk gününde İstanbul'da büyük bir yürüyüş düzenliyor. Galata Köprüsü'nde gerçekleştirilecek yürüyüş, "Dün Ayasofya, bugün Emevi, yarın Aksa... Bir güneş doğuyor" temasıyla yapılacak. TÜGVA Genel Merkezi'nde yapılan lansmanda konuşan TÜGVA Başkanı İbrahim Beşinci, "Duman rengine mahkum edilmiş, is kokmuş bu dünyaya iz bırakmak için Galata’da baş kaldırıyoruz. Bu medeniyet coğrafyasının, bu zengin toprakların yoksul çocukları olmayı kabul etmiyoruz," dedi. Beşinci, Ayasofya ve diğer camilerden sabah namazı sonrası şehitler için dualarla Galata Köprüsü’ne yürüyeceklerini belirtti ve tüm vatandaşları eyleme davet etti. Geçen yıl düzenlenen yürüyüşe on binlerce kişi katılmıştı; bu yıl ise katılımın daha da yüksek olması bekleniyor. İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan da, 1 Ocak'tan itibaren sabah namazlarının ardından ailecek Galata Köprüsü'nde toplanacaklarını ve zulme karşı seslerini yükseltmeye devam edeceklerini ifade etti. "Unutturulmaya çalışılsa da gündemden düşse de biz bu meseleyi gündemde tutmaya devam edeceğiz," dedi. https://www.haberhurriyeti.com/haber/22892285/1-ocakta-galatada-gazze-yuruyusu |
< Resime gitmek için tıklayın > Yargıtay, 45 kişinin öldüğü İstanbul Havalimani katliamı davasında 46'şar kez ağırlaştırılmış müebbet ve 2 bin 604 yıl hapis cezasına çarptırılan 6 sanığı, cezalarını bozarak tahliye etti. KAYNAK: ALİCAN ULUDAĞ - NOW HABER 28 Haziran 2016'da terör örgütü DEAŞ üyesi üç canlı bomba, Atatürk Havalimanı'na saldırı düzenlemişti. < Resime gitmek için tıklayın > 45 kişinin ölümüne neden olan saldırıya ilişkin davada, 6 sanık 46'şar kez ağırlaştırılmış müebbet ve toplam 2 bin 604 yıl hapis cezası almıştı. < Resime gitmek için tıklayın > NOW Haber'den Alican Uludağ, tahliye kararı çıktığını duyurdu. < Resime gitmek için tıklayın > Uludağ'ın sosyal medya hesabından yaptığı açıklama 👇 < Resime gitmek için tıklayın > NOW Haber'in haberi 👇https://x.com/alicanuludag/status/1869417925695967295?s=46 https://amp.onedio.com/haber/ataturk-havalimani-nda-45-kisinin-oldugu-teror-saldirisi-davasinda-tahliye-karari-1265124 Ne kadar küfretsek az… Edit: < Resime gitmek için tıklayın > |
YSK paylaşımı nedeniyle hakkında soruşturma başlatılan eski AKUT Başkanı Nasuh Mahruki tutuklandı. Hakkında başlatılan soruşturma kapsamında adliyeye gelerek savcılıkta ifade veren eski AKUT Başkanı Nasuh Mahruki tutuklandı. Mahruki hakkında YSK paylaşımı nedeniyle soruşturma başlatılmıştı. Nasuh Mahruki, X hesabından "Dün Savcı belli oldu, bu sabah Savcılığa geldim ve ifade verdim. Gayet iyi geçti görüşme ancak tutuklanmaya sevk edildim. Hakimin karşısına çıkmayı bekliyorum. Hukukun Üstünlüğü Endeksinde 173 ülke arasında 148. ülke, 45 Avrupa ülkesi içindeyse sondan ikinci ülke ve Seçim Dürüstlüğü Endeksinde 165 ülke arasında 123. ülke seviyesine düşürülen canım Türkiyem’den hukuk manzaraları." paylaşımını yaptı. "NE İLE SUÇLANDIĞIMI BİLMİYORUM" Nasuh Mahruki'nin ifadesi ortaya çıktı. Mesleğinin 'motivasyon konuşmacısı' olduğunu ve aylık gelirinin 100 bin lira olarak beyan eden Mahruki ifadesinde, "Ben savcılıkta ifade vermiştim, o ifademi aynen tekrar ederim. O ifademde de belirttiğim üzere; neyle suçlandığımı bilmiyorum, savcılıkta ifademi verdim. Gayet güzel savunmamı yaptım, savcılık aşamasında suçluymuşum gibi bir izlenimde olmadım. Ne ile suçlandığımı bilmiyorum. Benim paylaşmış olduğum bilgiler gazeteciler ve siyasetçilerin yazmış olduğu yazı ve kupürleridir. Hiçbirisini yanıltıcı bir bilgi olarak yayımlamadım, hepsinin belgesi elimdedir. Bir şekilde kamuoyunun ve mahkemenin algısını yanıltmak için kötü niyetli kişiler tarafından, yüzlerce kişi tarafından paylaşılmıştır. Tamamen bir algı oluşturulmuştur. Bana ne ile suçlandığıma dair soru sorulur ise savunmamı bu doğrultuda yapabilirim. Söz konusu yayımlar benim uydurduğum şeyler değildir, bu paylaşımların hangisinin yanlış olduğunu dahi bilmiyorum. Suçsuzum, serbest bırakılmamı talep ederim" dedi. https://www.sozcu.com.tr/amp/nasuh-mahruki-ye-tutuklama-talebi-p106081 |
”6 şubat depremlerinde, henüz 7 aylık evli olduğum eşim meral ile hatay/antakyadaki evimizin enkazı altında kaldık. binamız henüz 4 yıllıktı ve depremin ilk saniyelerinde yerle bir oldu. binanın yıkılacağını anladığım an meralin üzerine kapaklandım ve birbirimize sarılır bir halde, büyük bir keyifle kurduğumuz evimizin betonlarının altında bulduk. sıkışmıştık ve küçük bir yaşam üçgeni oluşmuştu. ikimiz de yaşadığımızdan emin olduktan sonra yardım istemeye başladık. yardımın gelmeyeceğini anladığımızdaysa vedalaştık. muhtemelen iç kanamadan (ateşi çok yüksekti, sürekli midesinin bulandığını söylüyordu ve bir süre sonra sayıklayarak bilincini yitirdi.) 4 saat kadar sonra meral kollarımda son nefesini verdi. son nefesini verdikten 8 saat sonra da depremin 12. saatinde enkazdan yaralı olarak çıkartıldım. ben çıkartıldıktan sonra izmirden gelen bir arama kurtarma ekibi tarafından eşimin cansız bedeni çıkartılıyor ve üst komşumuz tarafından teşhis edilip ambulansa veriliyor. o günün üzerinden tam 555 gün geçti. ve halen karımın mezarını bulamadım. dna testi alınmadan, parmak izi alınmadan ve fotoğraf çekilmeden defin işleminin yapılmadığını söyleyen savcılık, bir türlü meralin gömüldüğü yeri bulamadı. depremden sonra eşimin evlatlık olduğunu öğrendim. evlat alan ailesi tarafından bile bile ve oldukça geç verilen bir dna örneği ile öğrendiğimiz bu durum sonrasında, meralin saçı çok fazla döküldüğü ve biz de depremden henüz 7-8 saat önce yolculuktan gelmişken, arabada saç örneği kalabileceğini düşündük. elimize bir koli bandı alıp koli bandına yapışan saç örneklerini savcılığa teslim ettik. yapılan analiz sonucunda herhangi bir eşleşme sağlanmadı. örneğin merale ait olduğunun teyit edilmesi için bizden farklı bir örnek bulmamız istendi(her yer yıkılmışken nasıl bulacağız?) evlatlık alan aile, henüz meral 14 yaşındayken saçlarını kestirmiş ve bir fotoğraf albümünün arasına koymuş. ailesinin de evi yıkıldı. ve bu durum üzerine babası kendi imkanlarıyla fotoğraf albümüne ulaşıp saç örneklerini tekrar savcılığa teslim etti. artık arabadan çıkan saç örnekleri ile 14 yaşındaki saç örnekleri uyuşursa dna testi alınmadan gömüldüğünü varsayıp fethi kabir için başvuru yapacaktık. fakat, ne yazık ki; savcılık kanalına teslim edilen bu örnek kaybedildi. bir pençe saç, merali bulmak için son umudumuz kaybedildi. meralin evlat edinim süreçlerinde çok ciddi usulsüzlükler var. bu usulsüzlükler yüzünden meralin hiç bir geçmişine ulaşamıyoruz. çocuk esirgeme kurumunda herhangi bir kayıt yok. nüfus kayıtlarında bir hane ve cilt numarası var fakat defalarca savcılığa belirtmemiz ve cimere başvurmamıza rağmen bilgiyi benimle paylaşmıyorlar. bunun dışında hiç bir şey yok. ne bir tc, ne bir isim. hiç bir şey. meralin gerçek anne babası kim bilmiyorum. belki hayattalar belki değiller. meral halen kayıtlarda sağ gözüküyor. savcılık ve idare 555 gündür kayda değer hiç bir şey yapmadı. siyasilerin kapısına dayandım seçim öncesi, kimi oralı bile olmadı; kimi de merak etme yardımcı olacağız deyip ortadan kayboldu. eğer anne babasını bulursam dna örneği alabilir belki de meralin mezarını bulabilirim. bunun için avazım çıktığı kadar bağırmaya karar verdim. meral, henüz daha göbek bağı üzerindeyken bu hayat denilen şeyle mücadele etmeye başladı. evlat edinildiği aile, belki de onun en büyük şansıydı. her ne kadar gözümün içine baka baka sırf biraz daha zaman kazanabilmek için dna testi verseler de merale çok iyi bakımverenlik yaptıklarını gözümle gördüm. meralin bu durumu bildiği ve konuşmamayı tercih ettiği söyleniyor. zannediyorum ki, o aileye olan sevgisinden dolayı gerçekleri öğrenemeden gözlerini yumdu. tüm bunlara rağmen,en azından bir mezarı olmasını inanın bana en çok meral hak ediyor. elimizdeki bilgiler; mart 1993 iskenderun demir çelik fabrikasının camisine henüz göbek bağı üzerindeyken bırakıldığı. zaten nüfus kayıdındaki hane ve cilt numarasının siteler mahallesinden geldiği yazıyor. o yüzden bu bilginin doğruluğuna güveniyorum. aileye yakın kişilerden biri gerçek anne babasının almanyada olabileceğini söylemişti. teyite muhtaç bilgi. bunların dışında hiç bir şey yok elimde. bir de çocukluk fotoğrafını paylaşabilirim. belki annesi ya da babası o şekilde tanır diye. o dönemde o camide görev yapan müezzine ulaştık bir aracı sayesinde. pazar günü görüşeceklerini söylemişti ama henüz ondan da bir haber çıkmadı. bekliyorum. belki ordan bir ipucu çıkar... enkaz altındayken duymadınız, bari şimdi duyun sesimizi... meralin mezarını bulmama yardım edin. edit 1 : bir yazar sosyal medyadan hesap açmanın yararlı olabileceğinden bahsetti. instagram - @meralinmezariniariyorum burdan da sesimi duyurmaya çalışacağım edit 2 : adres; odabaşı mh. atatürk 10 caddesi, no 53 hasan turunç apartmanı. eski macrocenterin hemen yanı, defne çerçevenin üstü. edit 3 : twitter - x @meralnerede edit 4 : meralin ailesine olan sevgisine saygımdan aileye nefretim ne kadar büyük olsa da zan altında bırakacak şeyler yazmaktan kaçınmıştım fakat girilen entryler sonrasında açıklama yapma gereği duydum. babasının instagram hesabında önce bir mezardan paylaşım yapıyor "kendi ellerimle buldum, tırnağımla kazıdım" diye. sonrasında da beni ve ailemi zan altında bırakacak babamın taziye mesajını paylaşarak bizi hedef gösteriyor. üstelik bununla ilgili suç duyurusunda da bulundu. meralin eşi olarak şüpheli sıfatıyla gidip ifade verdim. çelişkili ifadeler mevcut. edit 5 : yerel ve ulusal haber kanallarından ulaşmaya başladılar. beklediğimden çok fazla destek geliyor. destek veren herkese minnettarım...” -Ekşi Sözlük’ten alıntıdır.- Edit: kaybedilen saç örneği < Resime gitmek için tıklayın > Edit 2: saç örneklerinin teslim edildiğine dair evrak < Resime gitmek için tıklayın > |
1- Lenovo HF160 2- Philips SHE3555 3- Pioneer SE-CL712T 4- Pioneer SE-CL502 5- Lenovo HF130 (50 lira) 6- Lenovo QF320 (Turkcell pasajda 150/50 indirim var) Bunlardan herhangi birini almayı düşünüyorum. |
Milli Savunma Bakanlığı'nca, Pençe-Yıldırım Harekatı bölgesinde teröristler tarafından yerleştirilen el yapımı patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu 3 askerin şehit olduğu, 2 askerin yaralandığı açıklandı. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, "Pençe-Yıldırım Harekatı bölgesinde 15 Ağustos 2021 tarihinde teröristler tarafından yerleştirilen el yapımı patlayıcının patlaması sonucunda 3 kahraman silah arkadaşımız şehit olmuş, 2 kahraman silah arkadaşımız da yaralanmış ve derhal hastaneye kaldırılarak tedavilerine başlanmıştır. Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu olayda hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah´tan rahmet, kederli ailesine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile asil milletimize başsağlığı ve sabır, yaralılarımıza da acil şifalar dileriz" denildi. Milli Savunma Bakanlığı'nca, Pençe-Yıldırım Harekatı bölgesinde teröristler tarafından yerleştirilen el yapımı patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu 3 askerin şehit olduğu, 2 askerin yaralandığı açıklandı. https://www.haberturk.com/son-dakika-haberi-pence-yildirim-bolgesinde-3-asker-sehit-oldu-3163745 |
< Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın >
Sözcü Gazetesi’nden Özgür Cebe’nin haberine göre polislere bombalı tuzak kuran PKK’lı terörist Yakup Akkan, 4 kez ağırlaştırılmış müebbet ceza aldı. Yargıtay kararı bozdu. Hain, ‘barış süreci’ için Bahçeli’ye teşekkür etti. Hakim ‘beraat’ dedi.
ÇUKUR HENDEK OPERASYONUNDAN DÖNEN ZIRHLI ARACA BOMBALI SALDIRI DÜZENLEDİ
İstanbul’da sahte kimlikle yakalanan PKK’lı terörist Yakup Akkan’ın yargılandığı davadan karar çıktı. Akkan, 15 Aralık 2015’te Diyarbakır Silvan’da çukur hendek operasyonundan dönen zırhlı araca uzaktan kumandalı bombayla saldırı düzenledi. Hain tuzakta Özel Harekat şube müdürü Ahmet Kabukçu, polisler Mustafa Nohut ile Nuri Yazanel şehit oldu. Yine Silvan’da askeri araca uzaktan kumandalı bombalı saldırı gerçekleştirdi, 21 asker yaralandı.
ŞOKE EDEN SAVUNMA: TSK’YA YARDIM ETTİM
Terörist Akkan, Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı, 4 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 353 yıl hapisle cezalandırıldı. Yargıtay 3. Ceza Dairesi kararı esastan bozdu. Yeniden hakim karşısına çıkan teröristin yaptığı savunma ise şoke etti. Süleyman Şah Türbesi’nin taşınmasında TSK’ya yardım ettiğini öne süren PKK’lı terörist, şunları söyledi:
“OLUŞAN BARIŞ İKLİMİNDEN MEMNUNUM”
“Emniyet Müdürü ile 2 polisin öldüğü bombayı hazırladım, ancak ben yerleştirmedim. Parmak izlerim de bombada pil bloğu üzerindedir. Sayın Cumhurbaşkanı ve Bahçeli’nin başlattığı süreç barış yolunda yapılmıştır. Oluşan barış ikliminden duyduğum memnuniyeti belirtmek istiyorum.” Terörist savunmasını ‘beraat’ talebiyle tamamladı.
CEZASI KALDIRILDI
Mahkeme, terörist Akkan’a daha önce verilen 4 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 353 yıl hapis cezasını kaldırdı. Emniyet Müdürü ile 2 polisi şehit etmek, 21 askeri yaralamak suçlarından ayrı ayrı beraat kararı verildi. Terör örgütü üyeliğinden 15 yıl hapisle cezalandırıldı. 9 yıldır tutuklu olan teröristin cezasının onanması halinde tahliye olacağı bildirildi.
TÜRKİYE’DE PKK’LI, IRAK’TA YBŞ’Lİ, SURİYE’DE YPG’Lİ
PKK’lı hain savunmasında şunları söyledi: “Irak’ın Sincar bölgesine YBŞ’li (Şengal Direniş Birlikleri) olarak gittim. Peşmergenin desteğiyle IŞİD’le çatışmalara katıldım. Sonra Kobani’ye geçip bu kez YPG’li oldum. IŞİD’in geri püskürtülmesinden sonra da TSK’nın bölgeye operasyonları oldu. Çok yorulmuştum, evime dönmeye karar verdim. PKK’lılar beni çağırdı. İstifa sürecimin henüz kabul edilmediğini söylediler. Bomba eğitimi aldığım için kendilerine yardım etmemi istediler.”
7 ÇOCUĞUN BABASININ KATİLİ!
Şehit Emniyet Müdürü Ahmet Kabukçu, Ankara Kocatepe Camii’nde son yolculuğuna uğurlandı. Törene Devlet Bahçeli de katıldı. Şehit Kabukçu’nun, Mesude, Şevval ve Zeynep adında üç çocuğu vardı. Polis memuru Nohut’un kızları Emine ve Fatma, Yazanel’in çocukları Yusuf ile Dilek yetim kaldı.
< Resime gitmek için tıklayın >
https://www.haberhurriyeti.com/haber/25072287/3-polisimizin-katiliydi-353-yil-hapis-yatacak-terorist-beraat-etti