Merhabalar dostlar, Bugün biraz gezelim diye dışarı çıktık, başımıza garip bir şey geldi. Araç ilk çalıştığında bir şeyler olduğu sinyalini verdi zaten. Biraz sarsıntılı ve dalgalanmalı çalıştı ama biraz sonra normale döndü. Yaklaşık 3-4km gittikten sonra birden motor arıza ışığı ve hill holder/asr/esp devre dışı diye ikaz verdi. Araç 3000 devirdi geçmiyor. Elm327 ile temizledim birkaç kez ama bir türlü düzelmedi. Ustamı aradım, gaz kelebeği temizliği mi gerek dedim. Temizlik ile hallolmaz o iş, değişim gerek dedi. Bu ay ceza da ödedik, ağır bakımlar da geldi. Sizce ne yapılmalı? Daha önce bir kez daha böyle oldu ama kod silince düzeldi. Araç 1.4 t-jet linea. |
Dostlar, Bugün hiç beklemediğim bir ceza geldi. Şöyle ki; 16.03.2022 tarihinde Manyas - Gönen yolunda seyretmekte iken karşıma birden radar levhası çıktı. Zaten orada radarla karşılaşma ihtimalim olduğu için 110-120km/h ile seyretmekte idim. Radar levhası ile hızımı aşağı yukarı 90-95km/h civarına düşürdüm. İlçeler arası tek gidiş-geliş olan yolların hız sınırı otomobil için 90km/h olduğu için içim rahat şekilde geçtim. O sırada benim bu hızım ne trafiğe bir etkide bulundu, ne de o sırada orada herhangi bir yoğunluk vardı. Fakat bugün evime 51/2c maddesinden %50 hız aşımı sebebiyle 1823tl ceza geldi. Şimdi ben bu cezaya itiraz edeceğim. Radarın bulunduğu yerdeki hız limitinin 30km/h olduğunu tahmin ediyorum ama şehirler arası bölünmemiş yollarda böyle bir hız limiti uygulamak makul mu? İtiraz edeceğim zaman nasıl bir itiraz yöntemi kullanmalıyım? Ek olarak görüntü de alınmış, bunun benim aleyhimde bir etkisi olur mu? Bilgisi olanlar yardımcı olursa çok sevinirim. Not: Böylesine mali yönden sıkıntılı dönemlerde cebimizdeki paraya bu şekilde haince göz dikenlere lanet olsun! |
Evet, aynen başlıkta geçtiği gibi. Fena derecede kafam karışık. Elimdeki araç 1.4 t-jet linea. Km artık 197k'yı devirdi ve hedef 200k'ya göz dikti. Çok şükür arabadan memnunum ama artık değiştirmem gerektiğini düşünüyorum. Az borçla ne çok yeni ne çok eski bir araba almaya kalksam, fiyatların halini görünce vazgeçiyorum. İkinci el riski desen cabası. Direkt sıfır bir şeye gireyim diyorum, hem borca gireceğim hem de araba kıtlığı sebebiyle istediğimi değil de bulduğumu almak zorunda kalacağım. Üstelik sıfır araba bozuk köy yollarında üç günde haşat olup çıkacak, yazık olacak. Bir yandan da diyorum ki; "yav geç eski model az yakan, ustası bulunan, piyasası hareketli bir araca, rahat et. Hem kalan parayı da başka şekilde değerlendirir, ufak da olsa geleceğe yatırım yapmaya başlamış olursun" diyorum. 2. Çocuktan sonra sw harici paklamaz beni diye düşündüm ve ilk olarak aklıma palio sw geldi. Hem bozuk köy yollarında eski modellerden iyisi kullanılmaz. (Bu noktada eski model, az yakan, ustası/parçası kolay bulunan ve mutlaka hidrolik direksiyon ile kliması olan araç tavsiyelerinize açığım.) Yani iş resmen arap saçına döndü. Ben de buradaki büyüklerimden, konu hakkında tecrübesi veya en azından fikri olan dostlarımdan yardım almak istedim. Siz olsanız, ne yapardınız? |
Merhabalar dostlar; Ağustos ayında arkadan ufak bir dokunma sebebiyle tamponumuz boyandı. Karşı taraf %100 kusurlu olduğunu kabul ettiği için tamamen onun sigortasından karşılandı. O günden beridir ekspertiz uzmanları tarafından aranıp "hasar tazminatınız için her evrak tam. Parayı almak için kimliğinizle en yakın notere gidip bizi bu numaradan arayabilirsiniz" diyorlar. Şimdi, buradan bana ciddi kötü kokular geliyor. Ama cidden "acaba var mı böyle bir şey" diye de sormadan edemiyorum. Boyanan parça (plastik) değer kaybına girmediği o zaten olmuyor ama bu hasar tazminatı ne iştir anlayamadım. |
Herkese hayırlı günler dostlar, Yarın nasip olursa İstanbul'dan yola çıkıp evime, Manyas'a gideceğim. Körfezden doğru gideceğim ve duruma bağlı olarak Yalova - Bursa ya da Karacabey arası otoyol kullanmayı düşünüyorum. Son 1-2 gün içinde bu yolu kullanan var mıdır acaba? Yollar, hava durumu vs hakkında bilgi verebilir misiniz? |
< Resime gitmek için tıklayın > Görüntü biraz garip çıkmış olabilir ama bugün girdiğim istasyonda pompacı arkadaş "lpg katkısı var abi, alır mısın" diye sordu. Doğrusu ben ilk kez duydum. Var mıdır bilgisi olan birisi? Tankı temizler, tasarruf sağlar ve daha bir sürü şey diye tanıtımını yaptı. Var mıdır aslı astarı bu işin? |
Merhabalar, herkese hayırlı hafta sonları dilerim. Bir arkadaşım beni aradı ve 4 ay önce başına gelen olayı bana anlattı. Benden yol göstermemi istedi ama ben de bu konu hakkında çok da bilgili olmadığım için şuanlık sadece hafta başında savcılığa gitmesini söyledim. Olay şöyle gerçekleşiyor ; Arkadaş 2 sene önce aldığı opel astra 1.4 2000 model aracı, aldığı sahibindeki linea ile takas yoluyla değiştirmek istiyor. Tam anlaşmak üzereyken aracın kmsinin mile çevrildiğini fark ediyor ve vazgeçiyor. Araç sahibi de "Milletin önünde anlaştık, laf çıkmasın. Sen şimdi arabayı al, daha sonra getirirsin gerekirse." diyor. Tabi takas olacağı için öncesinde bu arkadaş karşı tarafa vekalet bile vermiş. Arkadaş takasla alacağı aracın devrini almadan alıp gitmiş ama öbür adam aracı bu sırada başkasına satmış bile. Netice itibariyle; arkadaşın elinde devrini almadığı bir linea var, karşıdaki şahıs ise vekaletine sahip olduğu bir aracı var. Araç başkasına satılmış, sonra alan kişi de bu süre zarfında başkasına satmış. Fakat hala vekaleti verdiği kişi arabanın parasını arkadaşa vermemiş. Yaklaşık olarak 74.000tl alacağı parayı bugün-yarın diye diye bir türlü vermiyor. Arkadaş bir avukata gidiyor ve avukatın verdiği akıl şu; buradaki büyüklerden (yani civardaki ağalar ve sözü geçenler) yardım al, aracı olsunlar. Devletten daha fazla sözleri geçer burada(!) Biraz da bu avukatın sözüne binaen hala daha işi uzlaşma ve sulh ile çözmeyi düşünüyor arkadaş. Kendisine savcıya gitmesini tavsiye ettim fakat başta da belirttiğim gibi, konuya dair çok da bilgim yok. Biraz uzun yazdım, kusura bakmayın. Sürç-ü lisan ettiysem affola. Arkadaş biraz saf kalpli olduğu için başına bunlar geliyor. Düştüğü duruma gerçekten üzüldüm. Konuya dair bilgisi, fikri olanlar varsa yardımcı olurlarsa sevinirim. Sabırla okuduğunuz için teşekkürler. |
Merhabalar, herkesin geçmiş bayramı mübarek olsun. Çoğumuz gibi ben de bu bayramda tatile gittim, salimen geri döndüm. (Çok şükür.) Normalde bayramlarda evden çıkmam. Kalabalık, trafik, keşmekeş sevdiğim şeyler değil. Ama bütün aile memlekette toplanınca, ben de gidip biraz kafa dinleyeyim dedim. Gelelim esas mevzuya. Memleketteki yolları hesaba katmazsak, toplam 1600km yol yaptım. Yollarda öyle şeyler gördüm ki... Gerçekten insan hayret ediyor. Birçok kişi konu açmış, milletin kural tanımazlığından falan bahsetmişler. Keşke o kadarıyla bitse. Arabasına üç kuruşluk bakımı yaptırmadan yola çıkan, "senede bir kere uzun yol yapıyoruz, ne gerek var" diyip lastik değiştirmeyen, uzun yol tecrübesi olmayan tonla insanla aynı trafiği paylaşıyoruz. Mesela; gidiş yolunda iken, Düzce civarında seyir halinde bir aracın sağ arka lastiğinde duman gördüm. Muhtemelen yarılmıştı lastik. Sürücü fark etti mi bilmiyorum. İçeride çocuklar da vardı. Ben onu geçip gittim ama dikizde bir de ne göreyim; araba önce bariyerlere vurdu, sonra yolun ortasına savruldu. Resmen psikolojim bozuldu, 2-3 gün kendime gelemedim. Ne olup, ne bittiğini bilmiyorum. Aklım hep o çocuklar... Daha gidene kadar bi dünya örnek vardı. Lastiği patlayan, motoru alev alan, hararet yapan... Dönüşte trafik var diye belki kaza bela olmaz dedim, yine yanıldım. O sıkışık trafikte bile bir yolunu bulup millet kaza yapıyor. Ya tırın altında kalıyor, ya da dereye uçuyor. Şimdi isyan kısmı başlıyor; Ne olur, yılda bir kez uzun yola gidecekseniz o arabaların bakımını iyice yaptırıp öyle çıkın. Ne olur, lastikleri her molada kontrol edin. Ne olur, arabanızın hararetini devamlı kontrol edin. İki adım da gidecek olsanız yorgun yola çıkmayın. Aç, susuz yola çıkmayın. Bunları yapamayacaksanız da hiç yola çıkmayın. Binin otobüse, uçağa. En azından kaza-bela yaşama riskiniz düşer. Herkese kazasız-belasız sürüşler dilerim. Kendinize ve arabanıza iyi bakın. Kalın sağlıcakla. |
Merhabalar, cümleten hayırlı geceler. Normalde bir standart vardır; yıllık 10k km ve altına benzinli, 10-15k km arasına lpg, 15+k km için ise dizel tavsiye edilir. Son gelinen yakıt fiyatlarına göre bu standart hala geçerli midir? Bulunduğum yerde motorin 7.65, benzin 7.89 olması gerek, lpg de 4.86 gibi bir şey. Bu km aralıkları artık değişti mi, ya da değişmeli mi? Tekrar üzerine basmakta fayda var; bu km aralıkları genel kanıya göre. Kişisel tercihlerde elbette farklılıklar ortaya çıkabilir. Genelleme yapmak gerekirse durum ne olmalı, bunu merak ediyorum. |
Yarın nasip olursa yazlık lastik alacağım. İnternet ortamına pek güvenmediğim için bayiden alacağım. Fiyatı makul gelen iki model var; Petlas PT525 ve Falken ZE310. Aralarında sadece 100₺ fiyat farkı var.
Yaşadığım yer köy yeri. Bazı yerler taşlı yollara sahip, genel olarak ise eski tip mıcır üstüne zift dökülerek yapılan yollar var. Kullanılacak araç Citroen C-elysee. 205/55/R16 ebatlar alınacak. Marmara bölgesinde yaşıyorum, hava sıcaklığı durumunu da böylece göz önünde bulundurabiliriz sanırım.
Şimdiden teşekkürler.
Not: Bu iki model dışında başka model düşünmüyorum. Yorumlarımızı bu iki model üzerinden yapalım. Teşekkürler.