| Donanım Genel:http://forum.donanimhaber.com/fb.asp?m=3397513 |
|
HDTV Nedir ? Esas olarak bir TV cihazında çözünürlük deyince ekrandaki satır sayısı aklımıza gelmektedir. Bu aslında düşey çözünürlük, yani en üstten aşağı doğru sayıldığında kaç tane satır olduğudur. Analog bir televizyonda görüntüyü oluşturan ve saniyede birçok defa yenilenen bu satırlar en eski televizyonlarda 405 tane idi. Bu sayının seçilmesi aslında çok karışık bazı teknik nedenlere dayanmaktadır. Bilmemiz gereken bunda esas nedenlerin eskiden en fazla 2.3-3MHz maksimum bant genişliğinin kullanılabilmesi, ve resim tüpünün kalite özelliklerinin de 3, 5, 7 gibi tek katsayıları elverişli kılması gibi şeyler olduğudur. İngiltere'de başlanan dünyanın ilk muntazam televizyon yayınında 50Hz şebeke gerilimi, ve 10.125Hz(o zamanlar cps denirdi) düşey tarama frekansı geçerli idi. Bu durumda 50*3*3*3*3*5 = 20.250 olmaktadır. Bunu ikiye böldüğümüzde 10.125 sayısına ulaşırız. Şehir şebeke gerilimlerinin 50 veya 60Hz frekansı nedeniyle örüntülü (interlaced) resmin saniyede 25 veya 30(şebeke frekansına göre) kareden oluşması gerkiyordu. Yani ingilterede yapılan ilk televizyon yayınlarında 405 satırlık görüntü karelerinden saniyede 25 tane gönderilmektedir. Daha sonra bazı ülkelerde 3*3*7*7 (441 satır), 3*3*3*3*7(567) ve 5*5*5*5 (625 satır) sayıları kullanılmıştır. İlk ingiliz standardı 405 satır siyah/beyaz olmasına karşın oldukça iyi idi ve hatta şimdiki 625 satırlı televizyonlardan daha kaliteli görüntü vermekte idi. Bu seri üretilen tüplerdeki görüntü eleman noktalarının kayması ve görüntü kaybına neden olması, ancak bunun renk syesinde telafi edilmesidir. 1940 öncesinde 405 satırlı sistem ingiltere, irlanda, hong kong gibi birkaç ülkede kullanılmasına karşın Almanya, Rusya, ABD gibi çoğu ülkede 441 satır, Fransa'da ise 455 satırlık sistem benimsenmişti. 1940 yılında ABD 525 satırdan oluşan NTSC diye bir sisteme geçti. Fransa ise 819 satırlı bir başka sistem seçti. Bu seçim sonunda Fransaya epey pahalıya patladı. Sonunda tüm bunlardan kalan 50Hz 625 satırlı PAL ve SECAM sisteminin tüm avrupada 60Hz 525 satırlı NTSC sisteminin ise tüm amerikada geçerli hale gelmesidir.. Bu arada genişlik/yükseklik(aspect) oranı 4:3 standart olarak tüm televizyonlarda geçerli idi. Daha sonra yüksek çözünürlük (HDTV) tercihlerinin ortaya çıkmasıyla daha yeni sorunlarla karşılaşıldı. Japonya daha 1968 yılından HDTV deneme yayınlarına başlamıştı. NHK(Nippon Hoso Kyotai) isimli bu sistem 60Hz ve 1.125 satırlı. 1986 yılında ABD de bu standardı benimsedi, ancak bazı TV şirketleri (dönüşüm sorunları nedeniyle) buna itiraz ettiler. Mevcut NTSC'nin iki katı olan 1.050 satırı tercih edeceklerini söylediler. Birkaç ay sonra Avrupa da kendi standardı EU95 ile buna karşılk verdi. Bu sistem 2*625 (1.250 satır) ve 50Hz(saniyede 50 alan) ve geriye doğru uyumlu. Digital Television (DTV) ve piksel nedir genişlik/yükseklik(aspect) oranı 4:3 olan standart CRT resim tüplü tv ile 16:9 olan widescreen(geniş ekran) bir plasma tv yanyana görülüyor Önce "Digital Television"(DTV) terimini açıklamalıyız. Bu yayınlarda ses ve görüntü sinyalleri analogdan digitale dönüştürülerek elde edilir sıkıştırılarak paketlenir, alındığı yerde tersine işlemlerle açılarak ilk haline getirilir. 95-96 yıllarında avrupada digital uydu yayınlarının devreye girmesi ile ülkemizde de kullanılmaya başlamış olan bu yayınların görüntüleri çok daha net, sesleri çok daha berraktır. Karlanma olmaz, hayalet gölgeler, ve dalgalanma olmaz. Yayın maliyetinin de daha düşük olması sonucu tüm uydu yayınları hızla digitale geçmeye başlamış, geçen kısa süre içinde ortada neredeyse hiç analog uydu yayını kalmamıştır. Yersel(terrestrial) yayınlar ve kablo tv yayınları da belirli bir süre içinde digital teknolojiye geçince analog teknoloji muhtemelen tümüyle piyasadan kalkacaktır. Yayınların digitale geçmesi sonucu tüm yayın ortamlarındaki maliyetlerde düşüş, kullanılabilir bant genişliklerinde bir artış, ve bir kapasite fazlasının ortaya çıkmaya başlaması üzerine teknolojisi çok önceden hazır durumda olan "yüksek çözünürlük" konusu gündeme geldi. Bu sayede televizyon görüntülerinin ve seslerinin kalitesi çok arttırılarak, görüntü çok daha ayrıntılı, ses daha derin hale getirilmektedir. Digital görüntü televizyon ekranında "piksel" adı verilen farklı renk ve ışıklılıktaki noktalardan oluşmaktadır. Görüntünün çözünürlük(resolution) olarak ifade edilen kalitesi bu noktaların en ve boy için olan sayılarının çarpımı demek olan toplam sayısından ibarettir. Bu sayı ne kadar yüksek olursa görüntünün tanımlılığı(definition) o kadar yüksek olur. Digital televizyonda 16:9 bir genişlik/yükseklik(aspect) kullanımı yaygınlaşmaya başladı. Geniş ekran(widescreen) denilen bu ekran görüntüsü yüksek çözünürlüklü bir televizyonda 1920 pixel x 1080 satır veya 1280 pixel x 720 satır olabilir. Bu görüntüde çözünürlük standart bir DVD veya analog TV görüntüsüne göre en az 6 kat daha yüksek detaya sahiptir. Codec olarak genellikle MPEG-2 kullanılmaktadır. Analog televizyonda eskiden beri kullanılmakta olan örüntüleme(interlace) bunda da kullanılabilmektedir. Tanımda bu özellik satır sayısının arkasına eklenen bir küçük "i" harfi ile örneğin "1080i" şeklinde ifade edilmektedir. Örneğin 1080i/60 şeklinde yazıldığında saniyede 60 alan örüntülü 1080 satırlık bir ekran görüntüsü akla gelmektedir. Geleneksel olarak avrupa ve türkiye gibi PAL 50Hz kullanılan yerlerde bu yayın 1080i/50 şeklindedir. Interlaced(örüntülü) tarama yerine alternatif olarak "progressive scan"(progresif tarama) getirilmiştir. Non-interlaced de denilebilen bu taramada resim karesi örülü iki yarım kare yerine her seferinde yeniden taranan bir tam kareden oluşur. Avrupa için esas olarak tercih edilmiş olan standart budur. Bu da satır sayısının ardına konulan (720p şeklinde) bir küçük ""p"" harfi ile ifade edilir. 1280 x 720 formatı örneğin pratikte daima progresif taramalıdır. Bu yayınlarla ilgili olarak kullanılan ses kodlaması da Dolby Digital yani Dolby Laboratories'e ait AC-3 ses kodlama sistemidir. Bu algılamasal kodlama prensiplerini kulanan kayıplı bir ses sıkıştırmasıdır. Ana uygulama alanı çok kanallı ses olmakla birlikte 1.0 kanal(mono) yayından 5.1 kanal(full surround) yayına ve çift kanallı stereo (1+1) yayına kadar çoğu sistemi destekler. Genellikle ""Ev Tiyatrosu (Home Theater) de denilen sistemle kullanılmaktadır. En çok kullanılanı ""5.1 surround"" ses sisteminde herbiri (10 Hz-22 kHz) band genişliğine sahip (sol, sağ, orta, sol arka, sağ arka) olmak üzere 5 ses kanalı bulunmaktadır. Buradaki "".1"" ifadesi band aralığı (10 Hz-120 Hz) olan Low Frequency Effect (LFE) bas özel kanalı içindir. Bu kanal "subwoofer" denilen derin bas seslere ait kanalı destekler. EBU Teknik Komitesi HDTV yayınlara ilişkin emisyon standardının “progressive scanning” tekniğine dayalı olması gerektiği, ve halen optimum çözümün: 720p/50 olduğunu, ancak uzun vadede 1080p/50 seçeneğinin de cazip göründüğünü açıkladı. Halen yapılacak yayınlarda progresif taramayı avantajlı gösteren birçok teknik görüş bulunmasına karşın EBU Teknik Komitesi bazı yayıncıların elde bulunan 1080i formatındaki program materyallerini değerlendirmek isteyebileceklerini de kabul ediyor. Tüketicilerin kullanacakları cihazlar(setüstü kutular ve ekranlar) hem 720p hem de 1080i formatlarını kabul eder durumda olduğundan yayıncılar bu iki formattan istediğini seçebilir. Hatta aynı kanaldaki programlardan biri bir formatta diğeri öbür formatta bile olabilir. Prodüksiyon(üretim) ve emisyon(yayın) standartlarının tam aynı olması da gerekmez. Ayrıca zaten EBU tarafından avrupadaki HDTV prodüksiyon Standartları konusunda yapılan çalışmalar sürdürülmektedir. Bu çalışmada HDTV prodüksiyonlarında tek standarda gidilmesi sonucunu sağlama amacı güdülmemiştir. 2004 yılı avrupada ilk iki HDTV kanalının yılın ilk gününde açılması ile başlamıştı. O zamandan bu yana olan tecrübeler yüksek bant genişliği gereksinimiyle bu uygulamanın atıl durumdaki birçok transponderi harekete geçirerek sektörün kurtuluşunu sağlayabileceği ümitlerini arttırdı. Gerçi 2004 yılında hükümet ve askeri kuruluşların uydu kapasitesi taleplerindeki tırmanma da söz konusuydu. Bunlar da sektöre olan gelir akışını güçlendiren şeyler. 2004 yılında Sektörün gündemine darbesini vuran belki de en önemli konu da en büyük dört uydu işletmecisinden üçü olan IntelSat, PanAmsat, ve NewSkies şirketlerinin el değiştirmesi idi. Şu ana kadar sektördeki bu eğilim British Telecom’un da $700 milyon değerindeki Eutelsat hisselerini satmasıyla devam etmektedir. Bu büyük uydu şirketlerinin el değiştirmelerinin etkileri eskiye göre daha muhafazakar tavır sergilemeleriyle şimdiden gözlenmeye başlamıştır. Hisseleri satın almış olan özel yatırım şirketleri bazı gözlemcilerin işaret ettikleri gibi yeni maceralara girişmekte daha çekingen davranmakta, onun yerine yatırımlarının kısa sürede geri dönüşünü görmek istemekteler. Eski yöneticiler ise geri dönüşü uzun vadeli olan kapital yoğun yatırımlara girişmekten çekinmezlerdi. Sektörden en önemli 10 kuruluşun CEO’larının 2004, 2005 konularındaki görüşlerinin ortak noktası 2004 yılının 2003’den daha iyi bir yıl olarak geçtiği, 2005 yılının ise çok daha iyi olacağı ümidini sergiliyor. 2005 yılında beklenen birçok olumlu gelişme söz konusu. En başta da genişbant uydu hizmetlerinin yaygınlaşması beklentisi ağırlık taşıyor |
|
Doğruluk derecesi tartışılır ama ben sizlerle paylaşmak istedim... Angelina Jolie ve Brad Pitt'in isimlerinin kullanıldığı bilgisayar virüsleri, e-mail aracılığıyla yayılıyor. Yazılım ve ağ güvenliği şirketi Sophos, ilgi çeken ünlülerin adları ile yayılan virüslerin son örneğinin Angelina Jolie ve Brad Pitt virüsü olduğunu açıkladı. Sophos yetkilileri, 'W32/Ahker-F' olarak da bilinen virüs dosyasının, internet kullanıcılarına 'Angelina Jolie ve Brad Pitt'in seks klibi' başlığı ile gönderildiğini belirtti. Sophos Teknoloji Başdanışmanı Graham Cluley, gönderilen e-maillere 'clip.zip' olarak iliştirilen dosyanın açılmasıyla, 'Angelina Jolie ve Brad Pitt virüsü'nün listedeki tüm e-mail adreslerine yollandığını söyledi. Virüs ayrıca güvenlik içerikli yazılımları etkisiz hale getirebiliyor ve anti-virüs sitelerine girişi de engelleyebiliyor. |
|
Doğruluk derecesi tartışılır ama ben sizlerle paylaşmak istedim... Angelina Jolie ve Brad Pitt'in isimlerinin kullanıldığı bilgisayar virüsleri, e-mail aracılığıyla yayılıyor. Yazılım ve ağ güvenliği şirketi Sophos, ilgi çeken ünlülerin adları ile yayılan virüslerin son örneğinin Angelina Jolie ve Brad Pitt virüsü olduğunu açıkladı. Sophos yetkilileri, 'W32/Ahker-F' olarak da bilinen virüs dosyasının, internet kullanıcılarına 'Angelina Jolie ve Brad Pitt'in seks klibi' başlığı ile gönderildiğini belirtti. Sophos Teknoloji Başdanışmanı Graham Cluley, gönderilen e-maillere 'clip.zip' olarak iliştirilen dosyanın açılmasıyla, 'Angelina Jolie ve Brad Pitt virüsü'nün listedeki tüm e-mail adreslerine yollandığını söyledi. Virüs ayrıca güvenlik içerikli yazılımları etkisiz hale getirebiliyor ve anti-virüs sitelerine girişi de engelleyebiliyor. |
|
dahaönce verildiyse kusura bakmayın arkadaşlar.http://mobilust.net/web/ http://www.mp3kutum.com/sms/sms.asp http://www.mircturk.com/sms.html http://www.kralorhangencebay.com/sms.html http://www.sitetanitimi.com denendi onaylandı ama bazen ony kodunu vermeyebiliyor güle güle kullanın
|
|
1. Kagit mendili kumas mendil gibi günlerce burusuk sekilde cebinde tasir. 2. Rüzgarli havalarda küller uçmasin diye küllüge su koyar. 3. Serçe parmagini kulagina sokup iyice sallayarak karistirir. 4. Ancak bir Türk gazete bulmacasini hep baskalarina sora sora çözebilme becerisini gösterip, kendisi çözdü diye sevindirik olabilir. 5. Sakal trasi olduktan sonra kanayan yerlerine küçük kagitlar yapistirir. 6. Evdeki yaslilar da kullanabilsin diye tv kumandasi, telefon gibi aletlerin üzerindeki tuslarin Türkçesini tercüme edip yapistirir. (on-aç ; off-kapa ; redial-tekrar ara ; volume-ses vb...) 7. Çayi sogumasin diye çay tabaginin içine sicak su koyarak sogumasini önler. 8. Soba borusu aktiginda yogurt kaplarini telle soba borusuna baglar. 9. Nezle olunca tuvalet kagidini uzun bir serit yaparak kullanir. 10. Dis firçasiyla disini firçalamayip da saçini boyamak için kullanan birini görürseniz, o saçini seven bakimli bir Türk'tür. 11. Konusma yetenegi olan hayvanlara ilk olarak küfüretmesini ögretir. 12. Sahilde mayosunu kabinde giymek yerine arkadaslarina havlu tutturarak giymeye çalisip bir de arkadaslarina "bakmayin lan" diye çikisir. 13. Denize girip güneslendikten sonra asiri derecede yanan sirtina yogurt sürerek iyilestirebilir. 14. Dolmusta veya otobüste bozuk paralari avucunda toplayip sikir sikir çevirip ses çikartir. 15. Herhangi bir yere hesap öderken arkasina dönüp gizli gizli para sayar. 16. Denizde "suyun altinda nefessiz ne kadar kalabiliyorum" diyedeneme yapip bogulma tehlikesi geçirir. 17. Beton döktükten sonra bir sanat eserini bitirmisçesine beton kurumadan tarih ve imza eder. 18. Çorabinin kirlenip kirlenmedigini burnuna götürerek kisa süreli koklayarak anlayan kisi temizligine düskün bir Türk'tür. 19. Simit yedikten sonra, masaya dökülen susamlari parmaginin ucunu islatarak toplayip yutar. 20. Daha birinci telefon zili çaldiginda telefonun basina dikilen ama açmak için ikinci kez çalmasini bekler. 21. Yeni yapilmis bir binanin yeni takilmis camina beyaz boyayla S harfi yazar. 22. Bir dükkana girip, onun bunun fiyatini sorduktan sonra "abi araba bes dakka dursun, ben hemen gelicem" deyip, 2 saat sonra gelir. 23. Okul yilliginda kendisi hakkinda; okulu kiriyordu, kopya uzmaniydi gibiyazilari arkadaslarina gösterip bununla övünür. 24. Gazete bayiinin önünde durup da asili olan gazeteleri ayak üstü okur. 25. Cebinden çikardigi paralarin içinde en eskisini özenle arayip bulduktan sonra para üstü verir. 26. Günlük gazeteyi alip evinin bir kösesinde biriktirir ve kus kafesinin altina sermek için, kisin sobayi tutusturmak için, bardak çanak sarmak için kullanir. 27. Trafikte ambulansin pesinen takilarak sikisikliktan kurtulup, uyaniklik yaptigini zanneder. 28. Kagit paralarin üzerine not alir ve parayi harcadigi için notu kaybeder veya elden ele dolasacagini bildiginden komik yazilar yazar.(Paranin ön yüzüne tehlike aninda arkayi çeviriniz yazip aninda çevirince de simdi degil salak tehlike aninda yazanlardan bahsediyoruz) 29. Gece asiri nem ve sicak olmasina ragmen, üzerine örtmese de yanina yorgan alip yatar. 30. Çocugu yanlislikla elini kestigi veya düstügü için agladiginda elini kesti veya düstü diye çocugunu döver. 31. Taksi tuttugunda taksicinin yanina oturur. Eger üç dört kisi taksi tutuyorsa, taksi parasini veren kisi ön koltuga oturur. 32. Kredi kartinin islevsel kismi zarar görmesin diye selobant yapistirir. 33. Kaldirimda yürümeyip de cadde ortasinda yürür ve yanindan hizla geçen arabaya da "çarpsaydin bari" diye tepki gösterir. 34. Bir turiste adres tarif ederken bagira bagira Türkçe konusur. 35. Bes genci yazin ögle sicaginda, beyaz renkli Sahin marka bir otomobilin içinde, atletli olarak sokaklari turladiklarini görürseniz bilin ki onlar Türk'tür. 36. Alisveris merkezlerindeki güvenlik kameralarinda saç tarar. 37. Birini çagirmak için kapi zilini çalmak yerine evin camina tas atarak amacina ulasmaya çalisir. 38. Kürdanla disini karistirip önce çikarip bakar, sonra tekrar agzina koyar. 39. Ütü fisi, teyp fisi veya televizyon fisi kablosunun bakir teli disari çikmis ise çocuklari elektrik çarpmasin diye bakir teli selobantla yapistirir. 40. Yemegini yedikten sonra tatli yiyecekse, bulasik çikarmamak için çatalini veya kasigini iyice yaladiktan sonra tatlisini yer. 41. Ailece televizyon izlenen bir evde kumanda babanin elindeyse ve o ne izlerse digerleri de onu izlemek zorunda kalir. 42. Ceket giyecekse gözükmez diye gömlegini ütülemez, kazaginin altina giyecekse sadece gömlegin yakasini ütüler. 43. Çantasinin içinde yeni tanistigi birisine bile çekinmeden göstermek üzere en güzel fotograflarini ve aile albümünü tasiyan birisini görürseniz hemen boynuna sarilmayin yoksa çantayi kafaniza yiyebilirsiniz, çünkü o kisi bir Türk kizidir. 44. Bir Türk esnafi, müsterisinden aldigi parayi önce iki ucundan tutup iki defa gerginlestirir daha sonra da günese dogru tutup bakarak ahte olup olmadigini anlar. 45. Fayton, at arabasi ve el tazgahina bisiklet kornasi takma fikrinin patenti yüzde yüz bir Türk'e aittir. 46. Evin bir odasinin ampülü patladigi zaman yenisini almayip da fazla kullanmadigi bir odanin ampülünü onun yerine takar. 47. Evinde bulunan saksilarin dibini kültablasi olarak kullanir. 48. Dislerini gazoz açacagi, findik ve ceviz kiracagi olarak kullanir. 49. Isinde iyi olan birisini överken hakaretle iltifat eden bir Türk'ten baskasi olamaz. (Serefsizin oglu ne is yapmis be kardesim, helal olsun) 50. Aracin sinyal lâmbalari dururken kolunu çikararak "dönüyorum" hareketi yapar. 51. Yemegin etini en sona birakir. 52. Trafik isiklari kirmizidan yesile döndügünde önündeki herkesi salak sanarak kornaya basar. 53. Dingildeyen bir masanin ayagina kagit sikistirma fikri bir Türk'ündür. 54. Dillerinin arasindan "viij viij" diye ses çikarir. 55. Tv'de film seyrederken filmin oyunculariyla muhatap olan (dur oraya gitme öldürecekler seni) Türk sinema severlerdir. 56. Kulagini kalem ya da örgü sisiyle karistirabilir. 57. Arabasina öküz, köpek, horoz sesli korna taktirma fikrinin patenti bir Türk'e aittir. 58. Gazete kagidini en iyi sekilde kullanir.(Cam silme bezi, külah, mendil, sofra bezi) 59. Ancak bir Türk kadini, denize dikkat çekmemek için elbiseleriyle girip, bütün dikkatleri üzerine çekebilir. 60. Plastik yogurt kabini saksi yapar. 61. Arabasinin arkasina yazi yazar. (Rahmetli de sollardi, tek rakibim THY, kroyum ama para bende) 62. Uçakta bulunan tanidiklarina uçak havalandiktan sonra görmeyecegini bildigi halde el sallar. 63. Çignedigi sakizi daha sonra çignemek üzere kafasindaki tülbende yapistiran bir Türk kadinindan baskasi degildir. 64. Tek abdestle bes vakit namaz kilmak için iki büklüm kivranir. 65.Desenlerini çok begenerek aldigi yeni bir mobilyanin üstünü baska bir örtü örterek kullanir. 66. Çayi, çay tabagina döküp içer. 67. Geçirdigi bir trafik kazasindan sonra kanlar içinde çikip, çarpilmis arabasina üzülür. 68. Tüp kaçiriyor mu, kaçirmiyor mu diye kibrit yakip kontrol eder. 69. Yemekte eti biçakla degil, çatalin yaniyla kesmeye çalisir. 70. Kirmizi isikta durdugunuz için size ancak bir Türk bagirabilir. 71. Otoyolda, otomobilin gaz pedalina tugla koyup, yorulmadan kullanma fikri bir Türk'ündür. 72. Cola'yi çalkalayip fiskirtarak asitsiz içmeyi akil edebilir. 73. Elektronik hesap makinesini, uzaktan kumandasini naylona sarmis, üzerine de ambalaj lastigi geçirmis birini görürseniz Türk'tür. 74. On yillik bir otomobilin koltuk ambalaj naylonlarini çikarmadan kullanma becerisini gösterir NOT:bu yazı biz TÜRK''leri kötülemek için yazılmamıştır, bende bir TÜRK''üm ve mutluyum...
|
Slm arkadaşlar, artık piyasada yeni yazılım,emu, vs, vs, gerektirmeyen uydu alıcılarıvar. örneğin akşam evinizde açtınız ce...5 i veya dahafarklı kanalı izliyorsunuz diyelim, aniden şifreler değişti izlediğiniz proğram yarıda kaldı, eğer evinizde yeterli (pc,RS232 veya yükleme cihazı) ekipmanlarınız yoksa artık sabahı beklemekten başka yapacağınız hiçbişiy yok. Ama artık busorun ortadan kalktı ve yeni keyleri 3saniyede uydudan yükleyen cihazlar piyasaya çıktı işte markalarını veriyorum. ORİENT ve FOCUS markalar yalnız bunların ORİENT markalı olanlarında bitakım teknik sorunlar olduğu ortıya çıktı FOCUS markalarda şuan bi sorun yoktur bilgilerinize sunarım artık taktir sizden arkadaşlar. Bu bilgiyi sizlerle sadece paylaşmak istedim. |
|
Sigaraninda faydasi mi olurmus, demeyin. Iste o kadar kötülenen her firsatta iftiralara magruz kalan sigaranin faydalar : Sigara içeni köpek isirmaz; çünkü yaninda baston tasir. Evine hirsiz girmez; çünkü sabahlara kadar öksürür. Üzerine sinek konmaz; çünkü buram buram nikotin kokar. Fazla yorulmaz; çünkü yorulunca tikanacagini bilir. Yürümek için zorlanmaz; çünkü tekerlekli iskemlede gezdirilir. Ihtiyarlamaz; çünkü genç yaslarda sevdiklerine kavusur. Yüzlerine renk gelir; çünkü disleri ve biyiklari sapsari olur. Vücutlari bir kus gibi hafifler; çünkü ileri dönemdeki dolasim bozuklugundan ötürü önce parmaklari, sonra da el ve ayaklari kesilir. Iste sigaranin faydalari, tiryakilere afiyet olsun... |
|
-------------------------------------------------------------------------------- arkadaşlar anlatıyım normal birşekilde hotmail line gir ondan sonra adres yazma yeri varya haniwww.bilmemne.com diye yazdığın bi adres çubuğu varya hah işte o yerde yazanları sil yerine http://by19fd.bay19.hotmail.msn.com/cgi-bin/tos?ac=yes&unified=done&li=1&curmbox=F000000001&a=3a95b41e8ad40fe2a362bee4827517dc&_lang=tr bunu yaz.yani kopyala (sağ tıklayınca kısayolu kopyala)diye bir seçenek var ondan sonrada kopyaladığını hani biraz önce sil dediğim adres çubuğuna yapıştır enter a bas sonrada kabul ediyorum de en alta gel devam de bitti "the bitti" (Aslında bu konu dahaönce açılmıştı ama bazı yapamayan arkadaşlariçin çokdaha kolay olacak, hadi kolay gelsin.) |