H

Binbaşı
27 Ekim 2006
Tarihinde Katıldı
Takip Ettikleri
0 üye
Görüntülenme (?)
57 (Bu ay: 0)
Gönderiler Hakkında
H
14 yıl
Hollanda\u0027ya vize almak...
Arkadaşlar selam, Ağustos'un 2. haftasından sonra Hollanda'ya gidip, oradan Fransa'ya oradan da eurovelo6 üzerinden konaklaya konaklaya Belgrata kadar bisiklet yolculuğu yapmayı planlıyoruz 2 kişi.

Bunun için sanırım en az 30 gün kalma süreli bir Schengen vizesine ihtiyacım var. Gidişimiz 30-40 gün kalmak istiyoruz.

Hollanda'da en az 1 hafta kalmayı düşünüyorum, kalacağım yer de Erasmus'a giden arkadaşımın yanı..

Sonra da oradan konaklaya konaklaya Belgrat'a kadar pedallayacağız.

Yol üstünde davetiye temin edebileceğim kişiler var, acaba direk hiç davetiyeyle uğraşmadan sadece booking.com'dan hotel rezervasyonu yöntemiyle mi işi halletsem? Yoksa davetiyemi götürsem?

Daha önce yurtdışına çıkmadım, birimiz İtu'de birimiz Marmarada öğrenciyiz. Ben aynı zamanda bisiklet magazin dergisinde parttime muhabirlik yapıyorum, zamanında da 3 sene ssklı olarak çalıştım. Maddi olarak belgeleme bakımından sorun çıkmaz.

Tek endişem vizeyi alsak bile " duration of stay " kısmının kısa olması.. Çünkü eğer kısa verirlerse bisikletle yapacağımız hızı artırmamız gerekecek, zamanında yetişmek için.
H
14 yıl
Bir benzin zammı daha - 6 krş..
Doğruymuş...

BP sitesinden teyit ettim..

İstanbul Sarıyer fiyatı 95 oktan 6 kuruş zamlanmış.. 3,88 TL

http://www.bppompafiyatlari.com/Default.aspx
H
16 yıl
Küresel Isınma
Forumda böyle bir konu bulamadım, açayım dedim.. Malum insanlığın en önemli konularından birisi hatta belki de en önemlisi..

Türkiye'de gerek medyada gerek bilim çevrelerinde çok fazla bahsedilmiyor olabilir ama dünyanın bir numaralı konularından biri olduğu gerçek, diğer ülkeler sorun için ayda bir defa toplanıyorlar farklı farklı çatılar altında ve sürekli müzakere yapıyorlar..

Sene sonunda Kopenhag'da şimdiye kadar yapılmış olan toplantıların en önemlisi yapılacak, sanırım tarihe geçicek bir toplantı olucak.. Yani kaderimizi belirleyecek.. Çok önemli bir dönüm noktasında bulunuyoruz.. Bu 6 ay içinde bir ''kırılma'' yaşayacağımız çok yüksek bir olasılık..

2010 başından itibaren yaptırım uygulaması ve icraate geçilmesi, 2012 sonrası ilan edilecek protokolde ise hedefler, mekanizmalar ve yaptırımlar belirlenicek diye düşünüyorum KOPENHAG'da..

http://unfccc.int/2860.php

Türkiye olarak bu sürece gerek devlet yapısı olarak, gerek kamuoyu olarak hiç hazır olmadığımızı düşünüyorum..

İmza attık ama bunun içeriği nedir hiç bilmiyoruz, ne mental olarak ne de fiziksel olarak hazırız...

Yarın öbür gün ''doğalgaz ve petrol çekme hakları'' yaptırımı uygulanması çok yüksek bir ihtimal.. Yani salınımımızı azaltmamız için dünya genelinde oluşturulan konsorsiyum her ülkenin salınımını denetlerken, aynı zamanda aldığı enerjiyi de denetleyerek bir baskı uygulayacak..

Biz ise 1990dan itibaren dünya genelinde en fazla artıran %117lik artışla 1. sıradayız.. Yani yılda 170 milyon ton CO2 salarken, bugün 372 milyon ton salıyoruz...

Dünyanın en fazla salan 20. ülkesiyiz..

Masaya oturduğumuzda mesela karşımızda ABD, Almanya, Fransa, Rusya ve diğer gelişmiş ülkeler var, bunların arasında bir mutabakat olduğunu varsayalım, ki G8 de böyle bir mutabakat zemini oluşabileceğini gösteriyor...

Rusya bize bir doğalgaz sınırlaması dayatıcak ve ''doğalgaz çekme hakları'' ile her sene tükettiğimiz doğalgaz azalmış olucak, diğer ülkeler de G8 tarafında ve UNFCC tarafından kontrol edilecek, dolayısıyla C02 salınımımızı azaltmış olucağız, aynı şekilde petrol ticareti yaptığımız ülkeler ile yapıcağımız anlaşmalara, büyük devletler G8 ''petrol çekme hakları'' koyacaklar, böylece biz de doğal olarak yine CO2 salınımızı azaltıcağız..

Ne petrol, ne doğalgaz üretebiliyoruz, hatta kömürün bile bir kısmını ithal ediyoruz..

Üstelik enerji verimliliği konusunda Avrupanın yarısı kadar oranda verimliyiz, Almanya'nın ise 3te biri orandayız..

Dünyada yıllık ton miktarı bakımından en fazla karbon salan 20. ülkeyiz..

Kağıt üzerinde yaptırım uygulanma potansiyeli mevcut olan ve bu yaptırıma ''gık'' diyemeyecek bir konumda olan ülkelerin başında geliyoruz denebilir..

Yani kısaca ''ENERJİ AMBARGO'' sundan bahsediyorum..

Kopenhag'da bizim yetkililerin karşısına masada uzatılma ihtimalinin çok yüksek bir olasılık olduğunu düşünüyorum..
H
16 yıl
Büyümenin Sınırları Var mıdır?
Bundan 50 yıl önce Türkiye'nin nüfusu 20 milyon kadardı.. Şimdi 70 milyon..

Dünya nüfusu ise yarısı kadardı, 3,5 milyar.. Bir yarım yüzyılda 3 milyar kadar arttı..

Araba sayıları ise çok daha azdı. Şimdi gelişmiş ülkelerde bazı şehirlerde kişi başına 1 araba düşebiliyor.. Türkiye'de her 7 kişiden biri araba sahibi..

Konut sayısı da artıyor.. Herkes artık konut sahibi.. Daha dün köy denilen yerler bugün dev apartmanlarla dolu.. Altından metro geçen köyümüz bile var..

İstanbul'dan uzak bir arazi aldım, ''burası 10 yıl sonraya gelişir, apartman dikersin diye söylüyorlar''

Herkesin bir cep telefonu var.. Bilgisayar girmeyen ev sayısı neredeyse kalmadı çevremde..


Peki soruyorum, bunların bir sınırı var mıdır? Sonsuza kadar büyüyecekmiyiz? 10 yıl sonra apartman dikersin diyenlerin çocukları da kendi çocuklarına aynı şeyleri söyleyecekler mi? Her yer insan mı dolucak..

Bütün projeksiyonlara baktığımda İstanbul'un nüfusu 2023 yılında 18 milyon olucak diye hesap ediliyor.. Peki 2050 yılında 30 milyon mu olucak? 2100 yılında da 70 milyon mu?

Nereye kadar büyüyeceğiz? Ya da ne zaman duracağız? Bizi durduracak olan nedir?

Bu konuyu ''uzun vadeli düşünmeyi becerebilenler'' için açtım, genelde bu tip konulara ilgi çok az olur, 10 yıl sonrasını düşünen sayısı yarını düşünene oranla 100de 1 gibidir.. Bu konuda beyin fırtınası yapmak isteyen varsa buyursun..
DH Mobil uygulaması ile devam edin. Mobil tarayıcınız ile mümkün olanların yanı sıra, birçok yeni ve faydalı özelliğe erişin. Gizle ve güncelleme çıkana kadar tekrar gösterme.