Her geçen gün gelişmekte olan kripto para piyasaları hakkında ülkemiz halen yeterli bilgi sahibi değil. spotfinans.com sizlere en güncel haberleri ulaştırarak piyasa hakkında bilgi sahibi olmanızı ve güncel makalelerimiz ile kendinizi geliştirebileceğinize inanıyoruz. Tamamen bilgi verme amaçlı kurulmuş olan sitemizi siz de ziyaret edip piyasa hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Kripto paraların dünya ekonomisinde ciddi bir kapsam alanı var ve bizde bu ciddiyetle sizlere hizmet için çalışıyoruz. |
< Resime gitmek için tıklayın > "Sevda Mutlu Akar". Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Öğretim Görevlisi. Sınav kağıtlarının okunmadan not verileceğini beyan ediyor. Eğitimin geldiği nokta... Edit: Bu ifadeden sonra aklıma iki şey geliyor; Biri öğrencilerin isimlerine bakıp beğendiğine yüksek beğenmediğine düşük not vereceği, diğeri ise öğrencileri düşük zekalı gördüğü için sınav kağıtlarının okunmasını gerektirecek değer göremediğidir. |
Merhaba.Benim adım Bahman Nirumand. İranlı bir gazeteci-yazarım.Şah’ın devrilmesinde aktif rol oynayanlardanım.Ve aynı zamanda mollaların, demokrasi ve özgürlük getireceğine inanan milyonlarca solcu, demokrat, liberal ve milliyetçi insandan biriyim.Evet, Humeyni yeryüzünde cenneti vaat etti bize.Demokrasi gelecek, kimse fikirleri ve siyasal görüşleri yüzünden tutuklanmayacak, işkence yapılmayacak, kadınlara eşit haklar verilecek, giyim serbest olacaktı.Şah’ı devirdikten sonra mollaların camiye geri döneceklerinden emindik. Devleti yönetecek durumda olduklarına inanmıyorduk. Yanıldık. Kitaplardan ezberlediğimiz cümleleri, içi boş kavramları birbirimize söyleyip duruyorduk.ÜZERİNDE DURMADIKHer şey 14 Ocak 1979 tarihinde değişti.Şah, İran’ı terk etti.Ardından İran tarihinin en büyük yürüyüşü Tahran’da yapıldı.Sansür, yasak yoktu, istediğimiz gibi bağırıyorduk.Fakat mitingde ilk dikkatimi çeken, kim liberal Musaddık ya da solcu şehitlerin resimlerini taşıyor ise mollalarca dövülüyordu.Pek üzerinde durmadık bu olayın, "Hele bir kurtlarını döksünler, sonra sakinleşirler" diye düşündük.Ertesi gün gazetede, bir hırsızın genç mollalar tarafından yakalanıp, adına "İslam Mahkemesi"denilen bir mahalli heyet tarafından 35 kamçı cezasına çaptırıldığı haberini okuduk.Haberi ciddiye almadık; "Üç beş sapsızın işi" dedik.Bu arada bira-şarap fabrikalarının yakılması, sinemaların tahrip edilip filmlerin sokaklara atılması gibi olayların üzerinde hiç durmadık."Ufak tefek şeylerin" toplumun demokrasi ve ulusal bağımsızlık yolundaki çabaları etkilemesini istemiyorduk.Biz bunları söylerken, mollalar tarafından, kadın ve erkeklerin yan yana yüzemeyecekleri; okullarda aynı sınıflarda olamayacakları; birlikte spor yapamayacakları gibi gerici kararlar ardı ardına alınmaya başlandı."Müslüman kadınların yanında orospuların yeri yoktur" denilerek kadınlara örtünme zorunluluğu getirildi.Özellikle üniversitelerde bu yüzden çatışmalar çıktı. Bu çatışmalardan rahatsız olduk; kadın sorununun güncelleşip ön plana geçmesini istemiyorduk! "Asıl mücadele, emperyalizme ve kapitalizme karşı verilmelidir" diyorduk. Kadın sorunu bir yan çelişkiydi, ana çelişki sömürüydü. Kadının giyim sorunu, emperyalizme karşı verilen mücadeleyi baltalamamalıydı!Peçesiz, başörtüsüz sokağa çıkan kadınlar artık açıkça, gözümüzün önünde dövülüyordu. Bazı kadınların yüzüne kezzap atılıyordu.Biz ise hala büyük laflar ediyorduk; bu tür olayları devrimin kaçınılmaz sancıları olarak görüp umursamıyorduk!GEÇİŞ SANCILARI SANDIKHumeyni, "Bütün sorunlarımızın sebebi, cemiyetimizdeki ahlaksızlıklardır. Bunların kökünü kazımalıyız" diyor; genç mollalar terör estiriyordu. Kitabevleri yağmalanıyor; gazete bayileri ateşe veriliyordu.Şiraz’da "İslam Mahkemesi" eşcinsel ve fahişe olduğu gerekçesiyle dört kişiyi idam ediyordu. Benzer olay Tahran’da da gerçekleşiyor, üç fahişe ve üç eşcinsel kurşuna diziliyordu.Sesleri ve görüntüleriyle erkekleri tahrik ettikleri için kadın spikerler televizyondan kovuluyor; uyuşturucu olarak görülen müzik yasaklanıyordu. Alkol içen, kırbaç cezasına çaptırılıyordu.Şimdi düşünüyorum da,insan zamanla her türlü aşağılanmaya alışıyor galiba.Hiçbirini görmüyorduk; basmakalıp analizlerimizin doğru olduğuna o kadar inanıyorduk ki!Oysa toplum hızla dincileştiriliyordu. Alınan her kararda "Tamam bu sonuncusu" diyorduk. Ama arkası hep geliyordu.Kızların evlenme yaşı 18’den 13’e düşürüldü.Parfüm, ruj, saç boyası, mücevher gibi kadın malzemelerinin yurda girişi yasaklandı.Kadın çamaşırı satan mağazaların vitrinlerine sutyen, kombinezon vs. koymasına bile izin yoktu.Kamu dairelerinde kadın memurlara tesettüre girme emri çıkarıldı.Aslında birçok aydın kadının üye olduğu kadın dernekleri vardı. Onlar kendi küçük çevrelerinde "hamilelik tatilinin uzatılması", "eşit işe eşit ücret" gibi talepleri tartışıyorlardı.Biz aydınlar hep aynı düşüncedeydik: Demokrasi ve özgürlüğe geçiş sancılarıydı bu tür vakalar! Abartmaya gerek yoktu.Hepimiz "ana çelişki" üzerinde duruyorduk; öncelikle dışa bağımlılık ve ekonomik krizden kurtulmalıydık.REFERANDUM OYUNUÜç ay önce Humeyni, Paris’te komünistler de dahil olmak üzere her görüşün rahatça örgütleneceği bir demokrasiden, özgürlükten bahsederken, şimdi tüm solcu, milliyetçi ve liberalleri İslam düşmanı ilan etmişti.Bu sözler üzerine ilk protestomuzu yaptık. Mitingimize bir milyonu aşkın insan geldi.Mollaların en iyi siyasi stratejileriydi; işlerine gelmediği zaman hemen gündemi değiştiriyorlardı.Referandum meselesini gündeme getirdiler. Halka soracaklardı: "İslam Cumhuriyeti’ni istiyor musunuz, istemiyor musunuz?"Kuşkusuz bu bir oyundu; halkın % 65’ inin okuryazar olmadığı bir ülkede kim ne anlardı cumhuriyetten?Yapılan propaganda belliydi; dediler ki: "İslam’a evet mi, hayır mı diyorsunuz?"Biz bu oyunu biliyorduk ama şöyle düşünüyorduk: "Önemli olan cumhuriyettir; serbest seçimlerdir; demokratik haklardır; özgürlüklerdir. İslam Cumhuriyeti bunu sağlayacaksa neden karşı çıkalım?"Ancak bazı küçük kesimler bu oyuna gelmemek için referandumu boykot ettiler. Sonuçta, "evet" diyen 20 milyon, "hayır" diyen ise sadece 140 bindi.Mollalar referandum sonucunu çok iyi kullandılar. Güya tüm ülke yaptıklarını onaylıyordu. Artık televizyondan sonra basın da ellerine geçmişti. Sanki tüm muhalifler 140 bin kişiydi. Halbuki 20 milyon içinde bizim oyumuzda vardı. Ama artık bizim sesimizin çıkmasına izin yoktu.HALKI ANLAYAMADIKMollalar güçlendikçe saldırganlaştılar.Örneğin, tirajı bir milyon olan liberal"Ayendegan" Gazetesi’ni kapattırdılar. Sıra sonra"Keyhan" Gazetesi’ne geldi; muhalif yazarların işten çıkarılmasını sağladılar.Tüm bu olanları protesto etmek için mitingler düzenlemeye başladık. Ama iş işten geçmişti artık; insanlar yılmıştı, korkuyordu. Özgürlük, demokrasi ve bağımsızlık için ayaklanan halkın, bu kadar kısa sürede değişeceğini düşünememiştik.Sanmıştık ki, mollaların gerici yasalarına/kurallarına halk karşı çıkacak. Halbuki tersi oldu; mollalar yasak, sansür getirdikçe arkalarından gidenlerin sayısı arttı.Örtünmek moda oldu!Tüm bunlara "gelip geçici bir fırtına" diye bakmak ne büyük yanılgıydı.omünistlerden, solculardan, demokratlardan, milliyetçilerden sonra liberal İslamcılar da zamanla mollaların hedefi oldu. Şah döneminden daha çok insan cezaevlerine konuldu; idam edildi.Milyonlarca insan canını kurtarmak için yurtdışına kaçtı.Kaçanlardan biri de bendim.Umarım bizim hatalarımızdan birileri ders çıkarır. (Not: Bu metin, Bahman Nirumand’ın "İran" kitabından derlenmiştir.)Türkiye’nin İran benzerliği çok şaşırtıcıDiyorlar ki, "Türkiye, İran’a benzemez!" |
2014 yılında aldığım Corsair RM750 marka güç kaynağım var. Şuan sistemi yeniledim ve Asus x570-f marka anakart aldım. Bildiğiniz gibi bu anakart 8+4 CPU güç bağlantısı istiyor. Ancak güç kaynağımın sadece 8 pin bağlantı kablosu var. Şuan sadece 8 pin bağlantı yaparak sistemi kurdum. Şimdilik herhangi bir sorun görünmüyor. İnternetten araştırdığım kadarıyla 8+4 pin psu kablosu satan yok. Güç kaynağımı yenilemem gerekir mi ? Bu ileride bana sorun çıkarır mı ? |
Merhabalar, ASUS Z97 Pro Gamer anakartıma takılı bulunan GSkill marka (2x4 GB - 2400 MHz - CL10) RAM'lerin yanına bugün Corsair marka (2x4 GB - 2400 MHz - CL11) RAM aldım. Anakart slotlarına her iki markaya ait RAM'ler yan yana olacak şekilde taktım. Ancak BIOS ekranında Corsair marka RAM'ler 1333 MHz, Gskill marka RAM'ler ise 1600 MHz olarak görünmekte. DRAM Frequency değerini 2400 MHz olarak O.C. yaptığımda ise bilgisayarım açılmıyor. DRAM Frequency ayarını Auto yaptığımda ise bilgisayarım açılıyor. Corsair Marka RAM'e ait görsel. < Resime gitmek için tıklayın > Gskill Marka RAM'e ait görsel. < Resime gitmek için tıklayın > Her iki RAM'de 2400 MHZ olmasına rağmen neden bu şekilde görünüyor? 2400 MHz olarak nasıl kullanabilirim? |
Arkadaşlar merhaba, Aşağıda bilgilerini vermiş olduğum sisteme sahibim, ancak CSGO, GTA5 ve benzeri oyunlarda bir süre sonra donmalar ve masaüstüne atmalar oluyor. Bu sorun olduğunda işlemci sıcaklık değeri 50 derece civarı, ekran kartı sıcaklık değeri ise 60 derece civarı olduğunu görüyorum. Sorunun neden kaynaklandığını çözemedim. Forumda gördüğüm kadarıyla bu sıcaklık değerleri normalmiş, ancak bende oyun içerisinde donmalara sebep oluyor. Bilgisayarda sadece RAM MHZ değerini yükseltmek için biostan 1600 olan MHZ değerini 2400 yaptım. Başka herhangi bir overclock yapmadım. Yardımcı olursanız sevinirim. Kasa : Corsair 780t Anakart : Asus Z97 ProGamer İşlemci : İntel İ7 4790K, 4GHZ (Soğutucu: Cooler Master Hyper T4) RAM : (2x4GB) 8GB Gskill 2400 MHZ, CL10 Ekran Kartı: Sapphire R9 290 Tri-x 4GB, 512Bit |
Dünyadaki ekonomik gelişmeler, kripto para gelişmeleri, ekonomik ve finansal terimler ile eğitici makaleler hakkında bilgi sahibi olmak için sitemize göz atmanızda fayda var :)
Sitemizin kurulma amacı tamamen ülke vatandaşlarımızı bilgilendirmektir. Haberlerimiz süzgeçten geçirilip doğruluğu test edildikten sonra yayımlanmaktadır.
Herkese iyi forumlar, sağlıklı günler...