Ö

Haber Editörü
13 Nisan 2014
Tarihinde Katıldı
Takip Ettikleri
0 üye
Görüntülenme (?)
909 (Bu ay: 0)
Gönderiler Hakkında
Ö
2 sa.
TCL yeni QLED ve Mini LED TV’lerini Dubai'de tanıttı: 98" TV geliyor



Ülkemizde Bilkom aracılığıyla bulunan TCL Electronics, geçtiğimiz günlerde Dubai'de bir etkinlik düzenledi ve orada yeni televizyonlarını tanıttı. Bizlerin de bulunduğu etkinlikte ev aletlerinden oyuncu televizyonlarına kadar birçok ürünü görme fırsatımız oldu. Etkinliğin şüphesiz en dikkat çeken ürünü 98" boyutundaki televizyon oldu. Ancak TCL'in televizyon pazarında dünya ikincisi olması da günün ilgi çeken haberlerindendi. Bu etkinlikte tanıtılan televizyonlar Haziran 2023 tarihinde Bilkom güvencesiyle ülkemizde satışa sunulacak. Ne yazık ki şu an için net tarih ve fiyat bilinmiyor.


Ö
3 gün
Diablo 4 nasıl olmuş? Yıllardır beklediğimize değdi mi?



Yayıncılığını ve geliştiricliğini Blizzard'ın yaptığı Diablo serisinin yeni oyunu 6 Haziran'da çıkışını yapacak. Biz de oyunu artı ve eksileriyle bu videoda konuştuk. Özellikle direkt olarak inceleme tarzında olmasını istemedik çünkü oyunun geçtiğimiz aylarda birkaç kez betası oyuncuların erişimine açıldı. Bu yüzden daha çok artı ve eksileriyle değerlendirdik. 



Diablo IV Windows®PC, Xbox Series X|S, Xbox One, PlayStation®5 ve PlayStation 4'te üzerinden Türkçe dil desteği ile birlikte oynanabilir olacak. 


Ö
3 gün
VMware Ülke Müdürü: Teknolojiye yatırım yapmak yeterli değil, bulutu da akıllı kullanmak gerekiyor

Kurumsal yazılımın öncü yenilikçi şirketlerinden VMware, şirketlerin bulut içindeki yazılımı kullanarak inovasyonu hızlandırmak üzerine kurulu stratejilerine dair gözlemlerini paylaştı. Sektörlerinde yükselen şirketler bu yaklaşımı benimseyerek pek çok avantaja sahip olabiliyor. Sadece yükselenler de değil, uzun zamandır faaliyet gösteren köklü firmalar da bu alana yatırım yapıyor. Ancak bu şirketlerin pek çoğu, yeterince hızlı ilerlemediklerini düşünüyor.



Sorunları bulutu akıllı kullanan mimarilerle aşmak mümkün



Hızlı ilerleyememelerine sebep sorunları ortadan kaldırmak isteyen şirketler bunu ekiplerinin günümüzün çoklu bulut dünyasının karmaşıklığında bile çalışabilmesine olanak tanıyan "bulutu akıllı kullanan" bir mimari oluşturarak başarabiliyor. Bulutu akıllı kullanan yaklaşım için de farklı tür bulutlarda tutarlı, güvenli ve maliyet açısından verimli bir işletim modelini çalıştırmak çok önemli.



Konuyla ilgili görüşlerini aktaran VMware Türkiye Ülke Müdürü Murat Mediçeler, şunları söyledi: “Makine öğrenimi teknolojisini kullanarak şirketlerine dair önemli içgörü sahibi olabiliyor, otomasyonu üst seviyelere taşıyabiliyor ve çalışanların verimliliğini artırabiliyor. Tabii şirketlerin bu avantajları gerçeğe dönüştürme süresini uzatan bazı faktörler var. Bunlardan birincisi, tüm dünyada gözlemlenen yazılım geliştirmeden bulut operasyonlarına kadar pek çok kritik alandaki beceri eksikliği. İkincisi ise modernleştirmesi ve buluta taşınması çok zor olan mevcut uygulamaların ağırlığı. Üçüncüsü de uygulamaları çoklu bulutta çalıştırma ve koruma süreçlerinin parçalı yapısı. Yaz aylarında VMware olarak gerçekleştirdiğimiz bir ankete göre dünya çapında 5.000’den fazla şirketin yüzde 20’si çoklu bulutun stratejik faydalarının artan maliyetler ve siber güvenlik zafiyetleri gibi zorluklarını geride bıraktığı zirve noktasına ulaşmayı başarmış. Başka bir deyişle her beş şirketten sadece bir tanesi kendisini ‘bulutu akıllı kullanabiliyorum’ diye tanımlayabiliyor.”





Çoklu bulutun karmaşıklığına bulutu akıllı kullanma konsepti yardımcı oluyor



Son birkaç yılda şirketler çoklu bulut ortamlarını kullanmanın kurumsal süreçlerine fayda sağladığını kabul ediyor. Dijital dönüşüm çalışmaları da son yıllarda genel bulutun şirketlere geliştirmeye ihtiyaç duydukları alanlarda ölçeklenme, esneklik ve özgürlük sağlamasıyla birlikte hızlanıyor.



VMware, şirketlerin çoklu bulut yolculuklarında nerede olduklarını anlamak için EMEA’daki yaklaşık 3.000 kurumsal ve BT karar vericisiyle bir anket düzenledi. Araştırmanın öne çıkan bulgularından birisi yine beş şirketten birisinin çoklu bulutta zirve noktasına ulaşması oldu. VMware, diğer önemli bulguları aşağıda sıralıyor: 



Çoklu bulut bir tercih değil, bir şart haline geldi



Ankete katılan şirketlerin çok büyük çoğunluğu (yüzde 95) çoklu bulut yaklaşımının kurumsal başarılarında kritik rol oynadığını, neredeyse yarısı da (yüzde 48) çoklu bulut yaklaşımını benimsemeyen şirketlerin başarısızlıkla karşılaşacağını söylüyor. Çoklu bulutu halihazırda benimseyen şirketler de finansal faydalarını almaya başladı. Ankete katılanların yüzde 90’ı çoklu bulutun gelirlerinde olumlu bir etkisi olduğunu ve yüzde 89’u da kârlılık oranlarında benzer olumlu bir etki gözlemlediklerini belirtiyor. 



Genel bulut kullanımı artıyor ancak fazla her zaman daha iyi anlamına gelmiyor



Günümüzde şirketler ortalama 2,2 tane genel bulut kullanıyor ve önümüzdeki beş yıl içinde bu ortalamanın 2,8’e çıkması bekleniyor. Ancak çoklu bulutun uygun sayısını bulmak da çok önemli çünkü birden fazla bulut ortamını yönetmek de beraberinde karışıklık getiriyor ve yönetilemez hale sokabiliyor.





Şirketler çoklu bulutun potansiyelini açığa çıkartmanın yollarını arıyor



Çoklu bulutu kullanan şirketlerde görev alıp anketi cevaplayanların yüzde 89’u, kendi ortamlarıyla birlikte birden fazla genel bulutta çalışabilecek şekilde geliştirilen uygulamaları kullandıklarını söylüyor. Bu da uygulama geliştirme, DevOps ve/veya BT verimliliğini (yüzde 45) artırmalarını, yüzde 37’si de dayanıklılığını iyileştirmelerine katkı sağlıyor.



Çoklu bulut yaklaşımı şirketlerin verilerini olduğu yerde yönetmesine yardımcı oluyor



Şirketlerin dünyanın dört bir yanındaki müşterilerinden topladığı verilerin miktarı artıyor. Ulusal ve sektörel regülasyonlar da her geçen gün daha karmaşık hale geliyor. Bu da verilerin toplandığı ve saklandığı ülkedeki gizlilik yasalarına tabi olması anlamına gelen veri otonomluğunun önem sıralamasının üst kısımlarında yer almasına neden oluyor. Öyle ki ankete katılanların çok büyük çoğunluğu (yüzde 95) için bu önemli bir konu. Bu noktada çoklu bulut stratejileri şirketlerin bağımsız bulut sağlayıcılarıyla çalışmasına izin vererek, verileri olduğu yerde yönetmeyi ve korumayı kolaylaştırıyor.



Bulutu akıllı kullanan firmalar liderliği üstleniyor



Tüm faydasına rağmen çoklu bulut yolculuğu genellikle birtakım güçlüklerle birlikte geliyor. Bunların arasında siber güvenlik riski, yüzde 35 ile çoklu bulutla bağlantılı bir numaralı engel olarak öne çıkıyor. Bulut sayısı arttıkça daha fazla ve farklı yeteneklere de ihtiyaç oluşuyor. Şirketlerin yüzde 33’ü çoklu bulut stratejisini başarıyla uygulayabilmenin önündeki en büyük engelin şirket içi yetenek eksikliği olduğunu belirtiyor. Öte yandan bulutu akıllı kullandığı kabul edilen ve oranı da yüzde 19’a denk gelen şirketler rekabette öne çıkarak bu sorunları ortadan kaldırıyor ve bu yolculukta ilerleyenlere de yol gösteriyor. Bulutu akıllı kullanan bu şirketler, her uygulama için genel, sınır veya özel bulut arasından en iyi bulutu seçme özgürlüğüne sahip oluyor. Tek bir bulut sağlayıcısına bir yıldan uzun süren kontratlarla bağlı kalmıyor, bunun sonucunda yüksek maliyetlerle karşılaşmıyor ve verilerini kontrol etmelerini sağlayacak güce sahip oluyor.



VMware Kıdemli İş Çözümleri Stratejisti Töre Duman, “Çoklu bulut, günümüzün BT sistemlerinde büyük öneme sahip. Ancak beraberinde birtakım karmaşıklıkları da getiriyor. Şirketlerin ihtiyaçlarını da bulutu proaktif olarak belirliyor ve akıllı kullanma konseptimiz ve otonom bulut gibi yaklaşımlarımızla karmaşıklarının giderilmesine yardımcı oluyoruz. Tüm dünyada benimsediğimiz bu gibi yaklaşımlarımız, elde ettiğimiz gelirlerimize de yansıyor ve Türkiye’de Turkcell ve Hepsiburada gibi öncü şirketlerle gerçekleştirdiğimiz projelerimize de yansıyor” diyor.



Başarılı bir mali yılı geride bıraktıklarını söyleyen VMware Türkiye Ülke Müdürü Murat Mediçeler, konuyla ilgili şunları söyledi: “Geride bıraktığımız mali yılımızda küresel gelirlerimizi yüzde 4 artırarak 13,35 milyar dolara ulaştırdık. Abonelik, SaaS ve lisans gelirlerimizin toplamı da bir önceki mali yıla kıyasla yüzde 8 artarak 6,85 milyar dolara ulaştı. Genel olarak sonuçlardan çok memnunuz. Bu sonuçlar çoklu bulut hizmetlerimizle birlikte şirketlere akıllı bulut yaklaşımıyla yardımcı olma konusundaki yeteneğimizi de yansıtıyor. İlerleyen dönemlerde başarılarımızı çok daha yukarıya taşıyacağız ve müşterilerimizle daha da yakından çalışarak yolculuklarının her adımında yanlarında olmaya devam edeceğiz.”





VMware Sovereign Cloud programına Türkiye’den katılan ilk bulut sağlayıcısı belli oldu



Turkcell’in kurumlara tek noktadan uçtan uca teknolojik çözümler sunduğu Dijital İş Servisleri şirketi, regüle edilen sektörlerde otonom dijital altyapıları sunmayı hedefleyen bulut sağlayıcılarının bir araya geldiği VMware Sovereign Cloud programına katıldı. VMware Sovereign Cloud programı kapsamında finans, sağlık ve kamu gibi sektörlerde faaliyet gösteren kullanıcıların hassas ve regülasyonlara tabi iş yükleri, güvenli ve regülasyonlarla uyumlu bulut çözümlerinde barınacak.



VMware Türkiye Ülke Müdürü Murat Mediçeler, “Veri güvenliği olmadan verinin hakimiyetinden bahsetmek mümkün değil. Bunun için de bulut inovasyonundan taviz verilmemesi gerekiyor. Turkcell gibi VMware Sovereign Cloud programı katılımcıları, müşteri verilerinin değerinin açığa çıkma riskini azaltırken inovasyon yapmasına ve dijital dönüşümlerine devam etmesine yardımcı oluyor” dedi.



Hepsiburada gizli maliyetleri VMware ile ortadan kaldırdı



Son birkaç yılda büyük ölçüde vites artıran dijitalleşmeyle birlikte sanal sistemlerin sayıları da artık yüzler değil, binler seviyesine ulaşmış durumda. Fiziksel sunucular da yerini sanal sunuculara bırakıyor. Fiziksel sunucular, veri depolama üniteleri ve ağ ekipmanları yerini yeni nesil sanallaştırma sistemlerine bıraktı. Hepsiburada’yla gerçekleştirdiğimiz projelerimizde klasik mimarideki ürünlerin yerini yazılım tanımlı ve dağıtık mimarideki çözümler aldı. Devamında organize ettiğimiz eğitimlerle bu dönüşüm başarıyla tamamlandı. 



Hepsiburada VMware ile gerçekleştirdiği proje sayesinde daha hesaplanabilir ve sürdürülebilir kapasite yönetimine sahip oldu ve bu sayede gizli maliyetleri en aza indiriyor. Sanallaştırma ve yazılım tanımlı ürünler için ilk yatırım maliyeti yüksek gibi gözükse de orta-uzun vadeli sahip olma maliyeti, azalan operasyonel maliyetler gibi faydalara da sahip oluyor.


Ö
geçen hafta
Nvidia'nın 4060 Ti için yeni GeForce Game Ready sürücüsü yayınlandı

Game Ready sürücüsü, bugün 9999 TL'den başlayan fiyatlarla satışa sunulan GeForce RTX 4060 Ti'ın tam potansiyelini ortaya koyuyor. GeForce RTX ® 4060 Ti, ışın izleme ve DLSS 3 ile saniyede 100 karede 1080p çözünürlükte ana akım oyuncular ve yaratıcılar için inanılmaz bir performans sunuyor.



NVIDIA ® Ada Lovelace mimarisiyle tasarlanan RTX 4060 Ti, performans ve verimlilikte büyük bir nesiller arası sıçrama yaratırken aynı zamanda oyunlar ve uygulamalar için yeni bir NVIDIA RTX™ nöral render çağını başlatan yapay zeka tabanlı DLSS 3'ü de destekliyor.



Ayrıca Bkz.Samsung yeni premium soundbar serisini tanıttı



DLSS 3, olağanüstü bir görüntü kalitesi ve 4 kata kadar performans artışı oluşturmanın yanı sıra oyunculara kapsamlı bir oyun deneyimi ve hızlı yanıt süresi sunmak için NVIDIA'nın yapay zeka hızlandırmalı süper çözünürlük tekniklerindeki know-how’ını temel alıyor.



Yüzüklerin Efendisi: Gollum™ için Oyuna Hazır



J. R. R. Tolkien'in kitaplarından uyarlanan Yüzüklerin Efendisi: Gollum™ 25 Mayıs'ta piyasaya sürülüyor. GeForce RTX 40 Serisi GPU'lar, DLSS 3, DLAA, Reflex, ışın izleme ve diğer RTX teknolojilerini destekleyen The Lord of the Rings: Gollum™ oyunculara kayda değer bir oyun deneyimi vaat ediyor.



Geliştiriciler İçin Yapay Zeka Optimizasyonları



Microsoft Build konferansında NVIDIA, RTX GPU'lara sahip Windows 11 PC'lerde gelişmiş yapay zekayı eğitmeyi ve dağıtmayı daha kolay ve daha hızlı hale getirecek geliştiriciler için yeni araçlarını tanıttı.



Oyuna Hazır Diğer Ürünler ve İyileştirmeler



·Yeni Game Ready Sürücüsü, aşağıdakiler de dahil olmak üzere 2 yeni G - SYNC Uyumlu ekranı da destekliyor:




  • I/O Data GC253U

  • I/O Data GD271UAX



Yeni Game Ready sürücüsü, GeForce Experience'ın aşağıdakiler oyunlar için tek tıklamayla en uygun ayarlarını ekliyor:




  • Age of Wonders 4

  • Boundary

  • Crime Boss: Rockay City

  • Honkai: Star Rail

  • Redfall

  • STAR WARS JEDI: Survivor

  • Stranded: Alien Dawn


Ö
2 hafta
Oyunculara müjde! Diablo 4 Türkçe dil desteğiyle çıkış yapacak!

Yayıncılığını ve geliştiricliğini Blizzard'ın yaptığı Diablo serisinin son oyunu Diablo 4'ten müthiş bir haber geldi. 



Ayrıca Bkz.Apple'ın karma gerçeklik başlığının maliyeti ortaya çıktı: Kaça üretilecek, kaça satılacak?



Diablo 4 Türkçe Dil Desteği ile Geliyor!



Geçtiğimiz saatlerde yapılan resmi açıklamaya göre serinin merakla beklenen yeni oyunu Diablo 4, Türkçe dil desteği ile çıkış yapacak. Diablo Genel Müdürü Rod Fergusson, Türkiye'deki ve dünyadaki Türk Diablo oyuncularına, hayranlarına ve topluluğuna yönelik bir video mesajıyla duyurdu: "Diablo IV'te Türkçe dil desteğini sağlayacağımızı duyurmaktan mutluluk duyuyorum. Korunak’ta görüşmek üzere!" 



Diablo 4 Çıkış Fragmanı





Diablo IV Windows®PC, Xbox Series X|S, Xbox One, PlayStation®5 ve PlayStation 4'te üzerinden oynanabilir olacak. Bununla birlikte tüm platformlar için çapraz oynanabilme ve çapraz ilerleme mevcut olacak. Konsollarda dört oyuncuya kadar aynı ekrandan co-op imkânı da oyunculara sunulacak.



Diablo IV, Diablo serisinde yeni bir bölüm dönem haziran ayında dünya çapında piyasaya sürülecek. Korunak’ın kaderi ellerindeyken oyuncular, 120'den fazla zindan ve yan görevi keşfedebilecek, bölüm sonu canavarlarını yenmek için diğer oyuncularla takım kurabilecek, kaleleri özgürleştirebilecek ve sınıf seçimi ile eksiksiz karakter gelişimini deneyimleyebilecekler. Heyecan verici sezon güncellemeleriyle Diablo IV, yeni içerikleri, sezon yolculuğunu, savaş bileti ödüllerini, yeni özellikleri, uzun dönemli geliştirme planlarını ve daha birçok içeriği de lansman sonrasında oyunculara sunacak.


Ö
2 hafta
Sangal Esports, Kaspersky’nin Fearless Gaming ailesine katıldı

Dünyanın önde gelen siber güvenlik ve dijital gizlilik şirketi Kaspersky, bu ortaklığın bir parçası olarak Sangal ekosistemine dahil olacak. Ortaklık, özel etkinlikleri, çok kanallı dijital içerik serilerini içeriyor ve Sangal Esports takımlarının formasında Kaspersky markasını öne çıkarıyor.



Sangal ve Kaspersky, 2020'den beri espor sektöründe iş birliği yapıyor ve şimdi Fearless Gaming ailesi ile birlikte bu iş birliği daha da genişleyecek. Fearless Gaming'in bir parçası olarak Sangal taraftarları, Kaspersky'nin güçlü ve güvenilir siber güvenlik teknolojisini, hem oyun içinde hem de çevrimiçi yaşamları sırasında karşılaştıkları çeşitli siber tehditlere karşı mutlak çözüm olarak görecekler. Dijital içerik serileri sayesinde oyuncular, pahalı bilgisayarlarını, oyun içi varlıklarını, gizli verilerini ve daha fazlasını herhangi bir performans kaybı veya kesinti olmadan güvence altına almak için Kaspersky ürünlerinin etkisini profesyonellerden öğrenecek.



Ayrıca Bkz.iOS 16.5 yükleyenler can sıkıcı bir hata ile karşı karşıya



Espor Tutkularına Güvenli Oyun Deneyimi



Bu iş birliği doğrultusunda üretilen içerik ve etkinlikler, özel projeler, çok kanallı dijital içerik serileri ve daha birçok aktivasyon dahil olmak üzere Sangal dijital kanallarında espor izleyicisiyle buluşacak.



Sangal Gaming Group CEO'su Hamza Sönmez Kaspersky’nin Sangal’ın hikayesine çok uzun süredir bizimle birlikte inanan güçlü bir marka olduğunu belirterek “Fearless Gaming projesinde yer almak ve Kaspersky ürünlerinin kalitesini kitlesine göstermek bizim için bir zevk. Amacımız, dünyanın dört bir yanındaki oyunculara siber güvenlik okuryazarlığının ve veri korumanın önemini açıklamaya devam etmek olacak” dedi.



Kaspersky Türkiye Genel Müdürü İlkem Özar iş birliğine ilişkin olarak yaptığı açıklamada "Sangal Esports'un yurtdışındaki başarılarından ilham alıyoruz - ekibin genç bir ruhu, yüksek istikrarı ve cesareti var. Bunlar özellikle Kaspersky'e yakın olan nitelikler. Amacımız performans kaybı olmadan oyuncular için maksimum güvenlik sağlamak ve bu iş birliğinin Türkiye'deki espor tutkunları ve espor topluluğu için güvenli bir oyun deneyimi sağlanmasına katkıda bulunmak" dedi. 


Ö
2 hafta
Convergence: A League of Legends Story inceleme: Riot Games'ten tek kişilik yeni oyun

Riot Forge’un bu sefer bizlere sunduğu oyun aksiyon platform türünde. Metroidvania ve roguelite esintileri de taşıyan Convergence, League of Legends’ın sevilen karakterlerinden biri olan Ekko’yu kontrolümüze sunuyor. Hem karakter hem de tür olarak benim diğer Riot Forge oyunlarına göre daha çok ilgimi çeken bir oyun oldu ilk başta ve oyuna girdiğim andan itibaren de büyük bir keyifle oynadığımı söyleyebilirim. Dilerseniz incelemeye oynanış ile başlayalım.



Ayrıca Bkz.GeForce Now'a eklenecek Xbox oyunları belli oldu: Gears 5 ve daha fazlası



Oynanış tarafında daha oyunun hemen başında zorluk seçme ekranında, bana meydan okuyan bir oyunla karşılaşacağımı düşündüm çünkü klasik zorluk seçme ekranının hemen ardından oyun, Ekko’nun canının ne kadar olacağını ve zamanı geri sarma yeteneğinin ne kadar olacağını seçmemi istedi. Zorluk kısmında ayrıca düşmanların ne kadar saldırgan olacağı gibi seçenekler mevcut. Bu da farklı zorluk tarzı isteyenler için güzel bir özelleştirme diyebilirim. 





Eğer bilmeyenleriniz varsa Ekko, zamanı manipüle edebilen bir karakter ve League of Legends’ta da olduğu gibi bu oyunda da zamanı geri sarabiliyor. Bu oyunun temeli de aslında bu özellik üstüne ancak keyif verdiği kısımlar kadar tat kaçıran kısımları da var. Dövüş kısmı klasik aksiyon platform oyunları gibi. Bölüm bölüm üzerimize gelen düşman dalgasını yok ediyoruz ve önümüze bakıyoruz. Düşman çeşitliliği konusunda da çok tatmin olduğumu söyleyemeyeceğim ancak yeterli seviyede diyebilirim. Düşmanlarla savaşmak için klasik saldırımız, ultimiz ve uzak mesafe silahımız bulunuyor. Ancak oyunda bulunan yeteneklerle birlikte bu saldırı tarzlarını şekillendirebiliyoruz ve oyun, düşmanlara sadece dümdüz tuşa basarak vurma deneyiminin ötesine geçiyor. Bu kısımda saldırılardan kaçma gibi klasik özellikler olduğu için ve karakterimiz atik bir karakter olduğu için dövüş kısımları daha da keyifli hale geliyor. Üzerinize gelen düşmanların hepsi farklı tarzlarda saldırdığı için bodoslama girmek her zaman işe yaramıyor ve Ekko’nun özelliklerini kullanmak zorunda kalıyorsunuz. Oyunda hasar almak çok kolay bu yüzden dikkat etmeniz gerekiyor ancak zamanı geri sarma yeteneği sayesinde benim gibi yaklaşık 6 saati hiç ölmeden geçirebiliyorsunuz. Belki bu kısımda benim gibi inat etmeyip zorluğu yükseltmeniz gerekiyor diyebilirim. Ancak şunu da belirtmekte fayda var, zorlu geçmesini beklediğim boss savaşlarında bile zorlanmadım. Zorluk olarak da kolayda oynamadığıma ve yeteri kadar zorlaştırdığıma eminim ancak belki de daha fazlası gerekiyordu. Yetenekler dışında araç gereçlerinize yaptığınız yükseltmeler ile birlikte silahlarınıza da yeni güçler ekleyebiliyorsunuz. Örneğin uzak mesafe silahını daha oyunun başlarında geliştiriyorsunuz ve silahı kullandığınızda değdiği düşmanları size çekiyor. Bunun gibi çok diyemeyeceğim ancak yeterli sayıda geliştirme bulunuyor. Kısaca oynanıştaki dövüş kısmı gayet keyifli olmuş, yeteneklerle birlikte oyun sizi sürekli yeni şeyleri deneme öğrenme yoluna itiyor.





Oynanış kısmı sadece dövüş kısmıyla değil tabii parkur mekanikleriyle de güzel bir deneyim sunuyor. Parkur kısmı da yine dövüş kısmı gibi kazandığınız yeni yetenek ve araçlarla çok daha komplike ve keyifli hale geliyor. Hatta zaman zaman ciddi bir şekilde zorluyor diyebilirim. Özellikle parkur konusunda zorlayan oyunlardan daha da keyif aldığımı söylemem gerek ve bu oyun da bunu başarıyor. Özellikle oyunda zaman zaman karşınıza çıkan bir robotu yakalamak için kısa ve zorlu parkuru hızlıca geçmeniz gereken bir meydan okuma kısmı var ve o kısımlardan büyük keyif aldığımı söylemem lazım. Geliştirdiğiniz araç gereçleriniz birlikte haritanın farklı bölgelerine erişim sağlayabiliyorsunuz ve böylece haritayı keşfetmek hem keyifli bir hale geliyor hem de daha uzun bir oynanış süresine sahip oluyorsunuz. Oyunun savaş ve parkur kısımlarının sunduğu eğlence ve farklı zorluk seviyelerini düşünerek aslında bu oyunun muazzam bir el konsolu oyunu olduğunu söylemeliyim.



Oyunun, oynanış kısmındaki tek eksiği bence bulmacaydı. Bulmaca diyebileceğimiz bölümler zaman zaman karşımıza çıkıyor ancak bulmaca demek çok da doğru olmaz aslında.





Gelelim grafiklere ve atmosfere. Dediğim gibi oyunun haritasını sürekli yeni araçlarla keşfetme durumunda kalıyorsunuz ve atmosfer güzel olduğu için bu durum sıkmanın aksine keyif veriyor. Ayrıca oyunun sanat tarzı ve evrenin teması birbiri ile güzel bir uyum yakalamış. Bu yüzden güzel bir görsellik ile de başbaşa kalıyorsunuz diyebilirim. Özellikle evreni de seviyorsanız sizin için daha da keyifli hale gelecektir.



Aslında evrenden bahsetmişken hikayeden de kısaca bahsedelim. Bu tarz oyunlarda hikaye aslında çok ön planda olmaz ancak Katana Zero gibi yapımlar da elbette var ve deneyimi çok daha üst seviyeye çıkarıyor. Bu oyunun da güzel ve merak uyandıran bir hikayeye sahip olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Spoiler olmaması adına detay vermiyorum ancak hikaye oyuna öylesine konulmamış, önemli detaylardan birisi olarak yer alıyor. Ayrıca League of Legends oyuncularını anlayacağı birçok güzel gönderme de mevcut.





Son olarak ses ve müziklerden bahsetmek istiyorum. Aynı League of Legends’ta olduğu gibi bu oyunda da Türkçe dublaj mevcut ve oyuna gerçekten güzel bir ava katmış. Seslendirmelerin gayet başarılı olduğunu söylememe gerek yoktur sanırım, League of Legends’takinin aynısı. Seslere geldiğimizdeyse yine güzel bir ses tasarımı mevcut. Özellikle dövüş kısımlarında zamanı geri sarma yeteneğinin kullanımı esnasında tebessüm bırakan sesler duyabiliyorsunuz. 



Bu kısımdaki eleştirim ise müzikler olacak. Ekko gibi yüksek tempolu bir karakterin ve bu tarz yüksek tempolu bir oyunun daha hareketli akılda kalıcı şarkılara sahip olmasını beklerdim. Ancak nedense League of Legends markası altında çıkan içeriklerin çoğu bu konuda sınıfta kalıyor bana göre. Ama ilginç bir şekilde sinematik videolarındaki şarkılar da muazzam oluyor. Bu oyunda da birçok kez kendi şarkımı kendim açıp kendimiz gaza getirme durumunda kaldım. 





Sonuç olarak Riot Forge ve Double Stallion güzel bir iş çıkartmış. Dediğim gibi el konsolunuz varsa mutlaka deneyin derim. Onun haricinde de güzel deneyim sunan bir oyun. Eğer bu tarz aksiyon platform oyunlarını seviyorsanız güzel bir örneği sizleri bekliyor. Eğer League of Legends evrenini seviyorsanız zaten mutlaka satın alın ki bu tarz oyunların devamı gelsin.


Ö
3 hafta
Hızlı ve Öfkeli 10 ön gösterim davetiyesi sonuçları belli oldu

Geçtiğimiz hafta bildiğiniz gibi Hızlı ve Öfkeli 10'un ön gösterimi için sizlere 10 adet çift kişilik davetiye vereceğimizi söylemiştik. Davetiyelerin kimlere verileceği de belli oldu. Eğer kazanamadıysanız üzülmeyin önümüzdeki haftalarda farklı filmler için hediyelerimiz devam edecek.



Hızlı ve Öfkeli 10 Ön Gösterim Davetiyesi Kazananlar




  1. İnterest

  2. pegasus_2

  3. robot216

  4. rachelca

  5. aslandadas2540

  6. Survivalist

  7. erdemsalih53

  8. mrtkaya.1905

  9. farkli88

  10. esmerbuyucu



Kazanan isimlere forum üzerinden detayları yazdık. Bu akşam 23:59'a kadar mesajımıza dönmeyi unutmayın. Dönmediğiniz durumda biletiniz yedek isimlere geçecektir.



Ön Gösterim Nerede ve Ne Zaman?



Ön gösterim 17 Mayıs Çarşamba günü saat 20.00’de İstanbul City’s Cinewam lokasyonunda gerçekleşecektir. 


Ö
3 hafta
Nvidia RTX 40 serisi ekran kartı alanlara Diablo 4 hediye

NVIDIA, 6 Haziran'da piyasaya sürülecek Diablo IV'ü kutlamak için, 13 Haziran tarihine kadar erişilebilecek olan  Diablo IV GeForce RTX 40 Serisi Bundle Paketini başlattı. Belirli satıcılardan GeForce RTX 4070, 4070 Ti, 4080 ve 4090 ekran kartı ve masaüstü bilgisayar alacak olanlar, bir Battle.net Diablo IV kopyasına da sahip olabilecek. Ayrıca, oyuncular aşağıdaki özelliklere de erişebilecek:




  • Light-Bearer Mount and Caparison of Faith Zırhı

  • Diablo ® III Inarius Wings ve Inarius Murloc Pet

  • World of Warcraft ® Amalgam Rage Mount

  • Diablo Immortal ® Umber Winged Darkness Cosmetics Set



DLSS Destekli Diğer Oyunlar




  • Fobia - St. Dinfna Otel (DLSS 2 erişilebiliyor)

  • No One Survived (DLSS 2 erişilebiliyor)

  • Someday You'll Return: Director's Cut (DLSS 2 erişilebiliyor)



Ayrıca Bkz.Advance Wars 1+2: Re-Boot Camp - inceleme



Ayrıca Blizzard, Diablo IV Server Slam Beta'yı oyucuların erişimine açıyor bu sayede oyuncular DLSS 3'ün oyunda yarattığı farka ilk elden şahit olabilecek. 6 Haziran'da Diablo IV'ün gelişini kutlamak için NVIDIA, Diablo IV GeForce RTX 40 Serisi Bundle paketine kullanıcıların erişimine açıyor. 



GeForce RTX ve Diablo IV Uyumu



Blizzard ve NVIDIA oyunun kurallarını değiştiren teknolojileri Diablo ® IV'e getirmek için iş birliği yaparak GeForce oyuncularına eksiksiz bir deneyim vaat ediyor. Oyuncular NVIDIA DLSS 3 ile kare hızlarını artırırken NVIDIA Reflex desteğiyle oyunu daha da akıcı hale getirebiliyor. Bu da yetmezmiş gibi oyuncular, lansmandan sonra kullanıma sunulduğunda Diablo IV'te ışın izleme özelliğiyle cehennemin kapılarını ardına kadar aralayabilecekler.



Oyuncular, Diablo IV'ün DLSS 3 ile geliştirilmiş Server Slam Beta'sı bu hafta erişime açıldığında oyunda  olacakların tadına varabilecek! Başarılı DLSS 2 - Enhanced Açık Beta'nın ardından Blizzard, oyunları 12 -14 Mayıs tarihleri arasında Diablo IV Server Slam'da sunucularını test etmeye davet ediyor. NVIDIA DLSS 3'ü desteğiyle Server Slam,  GeForce RTX 40 Serisi oyuncularının kötülüğün güçlerini mutlak en yüksek kare hızlarında parçalamasına olanak tanıyor. 


Ö
3 hafta
Advance Wars 1+2: Re-Boot Camp - inceleme

Sıra tabanlı strateji oyunları ne yazık ki oyun dünyasında hiçbir zaman en popüler türlerden biri olmadı. Ancak son dönemde az olan popülerliğini de tamamen kaybetti diyebiliriz. Geçtiğimiz yıl çıkış yapan Marvel’s Midnight Suns ile birlikte aslında ne kadar özlediğimi fark etsem de bu tarz oyunlar daha fazla vakit istediği için günlük hayat temposunda bakmak çok zor geliyor. Aynı şekilde bu tempo yüzünden geçtiğimiz haftalarda çıkan ve bu türün önemli yapımlarından biri olan Advance Wars’un yenilenmiş hali olan Advance Wars 1+2: Re-Boot Camp’e fırsat bulup bir türlü bakamamıştım. Ancak bir iş seyahati esnasında Switch ile birlikte yola çıkınca o aralarda geçen bomboş bekleme sürelerini Advance Wars 1+2: Re-Boot Camp ile geçirdim ve her anlamda güzel bir seyahat oldu benim için. Ne yazık ki Advance Wars’un orijinalinin çıktığı yıllarda, yani 2001 ve 2003 yıllarında ben henüz 7 yaşında olduğum için daha “basit” oyunlardan sıra gelip de deneyimleme fırsatım olmamıştı. Bu yüzden aslında ekstra bir merakım da vardı ve Nintendo’nun son dönemde muazzam remake/remastered oyunları bu oyun için iyice heyecanlanmamı sağladı. Dilerseniz artık incelememize geçelim ve bu yeni pakette bizleri neler bekliyor bakalım. 



Ayrıca Bkz.Steam Deck 2 rakibi AOKZOE A1 Pro tanıtıldı: İşte özellikleri ve fiyatı



Orijinali oynamadığım için ne yazık ki oynanış tarafındaki farklılıklardan çok da bahsedemeyeceğim. Ancak görsel tarafa baktığımızda zaten direkt olarak farklar kendini belli ediyor. Tasarımlar geliştirilmiş, günümüz animasyona kalitesine geçilmiş ve elbette çözünürlük arttırılmış. Ayrıca bazı önemli anlar için seslendirme eklenmiş. Şöyle bir baktığınızda evet günümüzün sıra tabanlı strateji oyunlarının grafik kalitesinde veya animasyon kalitesinde bir oyun değil ancak orijinali ile kıyaslandığında hakkını veren bir remake olduğunu söyleyebilirim. Yani eski oyunlara bakmazsanız bu oyun size ilk bakışta dandik mobil oyun havası verebilir görsel anlamda. Aslında bu durum genel olarak oyun için de geçerli.





Oyunda amacınız kendi birliklerinizi kontrol ederek bölge bölge düşmanla savaşıp savaşı ileriye götürmek. Kare kare tasarlanan harita üzerinde birlikleriniz konumlanıyor, aynı şekilde düşman birlikleri de öyle ve sıra sıra birliklerinizi yönlendirerek ya düşmanı tamamen yok etmeye ya da ana base’i ele geçirmeye çalışıyorsunuz. Burada sizin oynanışınızı etkileyen birçok faktör var elbette. Öncelikle askerlerden, savaş araçlarına kadar birçok birliğe sahip olabiliyorsunuz ve her farklı birliğin farklı bir tarzı var. Saldırı yapacağınız zaman veya birliklerinizi bir yere konumlandıracağınız zaman hem defanslarına hem de saldırı güçlerine bakıp bir yandan da haritayı ve düşman güçlerini iyi yorumlamanız gerekiyor. Birlikler dışında savaş alanına da dikkat etmeniz gerekiyor çünkü harita düz bir araziden oluşmuyor. Dağlı bölgeler, düşmanların pusu kurabileceği bölgeler ve suyun olduğu bölgelerden oluşuyor. Bu yüzden satranç oynar gibi rotanızı da sürekli kontrol etmeniz gerekiyor. Son olarak düşmanınızın aynı sizde de olduğu gibi savaş içerisinde zaman zaman dolan bir gücü de bulunuyor. Örneğin ilk bölümlerde düşmanınız tüm haritayı buza çevirebiliyor ve hareket alanınız daralıyor. Yani bu tarz ekstra durumlara da dikkat etmekte fayda var.



Oynanış tarafı aslında dediğim gibi ilk bakışta çok basit, küçük kardeşlerimizin oynayabileceği bir oyun gibi duruyor. Oyunu öğrenmesi de aslında oldukça basit ve zaten bu basitlik de daha oyunun ilk saatlerinde sizi bunu düşünmeye itiyor. Ancak oyun gerçek anlamda başladığında her hamlenizi, haritanın hem karesini ve her birliği doğru bir şekilde yorumlamanız gerektiğini fark ediyorsunuz. Kısaca oyun basit gibi dursa da gerçekten zor. 





Şu ana kadar bahsettiğim kısım daha çok oyunun campaign moduyla ilgili. Aynı zamanda arkadaşlarınızla birlikte ister tek konsol üzerinden ister farklı konsollar üzerinden oynayabileceğiniz bir mod da bulunuyor. Bu sayede de arkadaşlarınıza karşı kısa maçlara girip kozlarınızı paylaşabilirsiniz. Bu mod da gayet keyifli olmuş. Bu mod dışında da yine birkaç farklı mod bulunuyor. O tarafta da gayet keyifli vakit geçirebilirsiniz ancak bence odak noktası ve en çok keyif alacağınız modlar bahsettiğim ilk iki mod.



Son olarak bir de müziklerden bahsetmek istiyorum. Parçalar 2000 başındaki bir oyun için aslında gayet güzel döneme uygun tarzda ancak günümüz için oyunun o basit oyun havasını daha da pekiştiren bir yapıya sahip. Çoğu zaman müziklerden sıkılıp kısmak zorunda kaldım çünkü bir yerden sonra başımı şişirmeye başladı. Burada nasıl bir değişikliğe gidilebilirdi bilmiyorum ama birkaç şarkı hariç genel olarak günümüze uygun bulmadığımı söylemem lazım.





Toparlamak gerekirse Advance Wars 1+2: Re-Boot Camp, kesinlikle güzel bir yapım olmuş. Özellikle sıra tabanlı strateji oyunu sevenler için keyifli bir deneyim sunuyor. Nintendo Switch gibi el konsolu olarak kullanılabilen ve daha çok düşünme üzerine kurulu bir deneyim sunduğu için istediğiniz yerde oynayabiliyorsunuz ve bu şekilde hem erişim daha kolay oluyor hem de en sıkıcı yerlerde bile keyifli vakit geçirebiliyorsunuz. Son cümle olarak şunu söyleyeyim; eğer Switch’i el konsolu olarak kullanıyor ve yolculuklarınızda kullanabiliyorsanız size eşlik edecek güzel bir oyun. Ancak evde oturup da saatlerinizi harcayacağınız bir oyun olmaktan uzak, evde aklınızı başka oyunlar çelebilir.


DH Mobil uygulaması ile devam edin. Mobil tarayıcınız ile mümkün olanların yanı sıra, birçok yeni ve faydalı özelliğe erişin. Gizle ve güncelleme çıkana kadar tekrar gösterme.