DonanımHaber Mini sürüm 2 Ocak 2026 tarihi itibariyle kullanımdan kalkacaktır. Bunun yerine daha hızlı bir deneyim için DH Android veya DH iOS uygulamalarını kullanabilirsiniz.
M

Teğmen
26 Mayıs 2013
Tarihinde Katıldı
Takip Ettikleri
1 üye
358829 Gün Cezalı
355765 gün 9 s. 7 dk.
Gönderiler Hakkında
M
8 yıl
IŞID tehdidi sadece 30 Ağustos için var festival için yok mu?
Ankara Valiliği’nin, “IŞİD tehdidi” gerekçesiyle ağustos ayı boyunca konserler de dahil oturma eylemi, anma toplantısı ve benzeri tüm toplu etkinlikleri yasaklamasına tepkiler devam ediyor.


Valiliğin yasak kararında “tüm toplu etkinlikler” ifadesi yer alırken, Ankara'daki 7. Uluslararası Büyük Ankara Festivali ise devam ediyor. CHP Grup Başkanvekili ve Ankara Milletvekili Levent Gök, SÖZCÜ'ye yaptığı açıklamada “30 Ağustos'un yasaklardan etkilenmesi söz konusu dahi olamaz” dedi ve şunları söyledi:

“CUMHURİYET DÜŞMANLIĞI”


“Ciddi kafa karışıklığı var. Hangi kararı uygulayacağı konusunda valilik bile tereddüt içinde… Devletin görevi bayramların kutlanacağı alanları yaratmaktır.” CHP Ankara Milletvekili Murat Emir de “Tüm Ankara'nın güvenlik sorunu var, sadece Gökçek'in organizasyonlarının güvenlik sorunu yok” dedi. Ankara Bağımsız Milletvekili Aylin Nazlıaka ise yasağı Meclis'e taşıdı. Başbakan'ın yanıtlaması istemiyle önerge veren Nazlıaka, “Bu yasak AKP'nin cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığını açıkça ortaya koymuyor mu? 30 Ağustos'u alanlarda kutlayacak olan milyonları nasıl engellemeyi düşünüyorsunuz?” dedi.

Haberin Kaynağı
M
8 yıl
Türkiye’den bir IŞİD’linin gönderdiği patlayıcıyla uçağı düşüreceklerdi
Avustralya polisi, Sydney kentinde Cumartesi günü düzenlenen operasyonlarda yakalanan iki erkek kardeşin, Türkiye'de bulunan bir Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) liderinin gönderdiği patlayıcılarla Birleşik Arap Emirlikleri'nin ulusal havayolu şirketi Etihad'a ait bir yolcu uçağına saldırı düzenlemeyi planlamakla suçlandıklarını açıkladı.

BBC Türkçe’de de yer alan haberde Avustralya Federal Emniyet Müdür Yardımcısı Michael Phelan düzenlediği basın toplantısının detayları da yer alıyor. Phelan, 49 yaşındaki Halid Hayat ve 32 yaşındaki Mahmud Hayat adlı erkek kardeşlerin yolcu uçağının yanı sıra “kalabalık ve kapalı bir mekanda” zehirli kimyasal yayarak ikinci bir saldırı hazırlığında daha olduklarını öne sürdü.

Emniyet Müdür Yardımcısı, bu saldırı hazırlıklarının IŞİD’den “ilham ve talimat alınarak” yapıldığını da sözlerine ekledi. Phelan, bu planları “Avustralya toprakları üzerinde bugüne kadar yapılması düşünülen en karmaşık saldırı girişimlerinden biri” olarak nitelendirdi. Verilen bilgiye göre, Hayat kardeşler bir IŞİD lideri tarafından Türkiye’den kargo uçağıyla Avustralya’ya gönderilen patlayıcıları kullanarak bir bomba hazırladı.

Bomba bavulun içindeki kıyma makinesine saklanmış


Bu bombanın, 15 Temmuz günü Etihad Havayolları’nın Sydney’den Abu Dhabi’ye yapacağı tarifeli sefere bir bavulun içinde sokulmasının planlandığı öne sürüldü. Polis, Hayat kardeşlerin kıyma makinesi içine sakladıkları bombayı başka bir kardeşlerinin bavuluna haber vermeden yerleştirdiğini ve bavulun çok ağır olmasından dolayı check-in sırasında kabin içine alınmaması üzerine saldırının önlendiğini iddia etti.

Bavulu taşıyan kişinin uçağa binerek Abu Dhabi’ye gittiği, kendisiyle havaalanına gelen Halid Hayat’ın ise kabin içine alınmayan bavulla birlikte alandan ayrıldığı bildirildi. Phelan ayrıca Hayat kardeşlerin kalabalık bir yerde zehirli hidrojen sülfür gazını yayacak bir bomba ile ikinci bir saldırı hazırlığında olduğunu da belirtti.

Suriye’de bulunan bir başka IŞİD yöneticisinin Sydney’de saldırı düzenlenebilecek yerler önerdiğini ifade eden Phelan, “Bu saldırıyı da tamamen önlemiş durumdayız. Yalnızca uçağa düzenleneceğini düşündüğümüz bombalı saldırıyı değil, kimyasal bir saldırıyı da önledik” diye konuştu. Sydney’de Cumartesi günü düzenlenen operasyonda dört kişi gözaltına alınmıştı. Bu operasyonda gözaltına alınan Hayat kardeşlerin ömür boyu hapis cezasıyla yargılanması bekleniyor. Gözaltına alınan kişilerden birisi serbest bırakılırken, diğerinin sorgusu devam ediyor.


Haberin Kaynağı
M
8 yıl
Her 5 şirketten biri zarar etti
Ağırlığı küçük ve orta boy işletmelerden oluşan İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’nun 5’te biri zarar ederken, toplam borçları 62 milyar TL’ye ulaştı


Döviz dalgalanmaları ve yüksek borçluluk oranları ile 2016'da kâr etmekte zorlanan orta ve küçük ölçekli sanayi şirketleri, zarar rekoru kırdı. İstanbul Sanayi Odası tarafından açıklanan İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması'na göre, 2016 yılında kâr eden sanayi şirketi sayısı 384'e gerilerken, zarar eden şirket sayısı 116 oldu. Bu rakamlarla her 5 sanayiciden birinin zararla kapattığı 2016 yılında, kâr oranı yüzde 0.3'lük düşüşle yüzde 4.7'ye gerilerken şirketlerin birikmiş zararı ise 7.8 milyar TL'ye yükseldi. 2016 yılında 500 devin toplam faaliyet kârı ise yüzde 17.5 artarak 8.7 milyar TL'ye ulaştı.

LİDER FİRMA İLK 500'DEN

500 sanayi kuruluşunun 2015 yılında 75.6 milyar TL olan üretimden net satışları 2016 yılında yüzde 8.6'lık artış ile 82.2 milyar TL'ye ulaştı. Listenin ilk üç sırasına bakıldığında ise bir önceki yıl ilk 500 dev içinde yer alan Modavizyon Tekstil 242.3 milyon TL ile 2016 yılının zirvesine geçti. Marshall Boya'nın 242.1 milyon TL ile ikinci sırada yer aldığı listede üçüncü ise 241.5 milyon TL ciro ile ile Dardanel Önentaş oldu.
Kârlılığın düştüğü, özellikle döviz borçlarının yükseldiği 2016 yılında şirketler, kredi borçları ile ayakta kaldı. İkinci 500 devin finansman giderlerinin faaliyet kârına oranı 2016'da yüzde 51.1'den yüzde 50.6'ya geriledi.

62 MİLYARLIK KREDİ BORCU

Şirketler 2016 yılında da elde ettikleri kârın yarısını finansman giderlerine ayırmak zorunda kalırken, toplam finansman gideri 4.4 milyar TL oldu . 2015 yılında 53.3 milyar TL olan toplam borçlar yüzde 16'lık artış ile 2016 yılında 62.1 milyar TL'ye ulaştı. Burada en dikkat çeken gelişme ise şirketlerin banka ve piyasa borçlanmalarından oluşan mali borçlarında yaşandı. 2015'te 30.7 milyar TL olan toplam mali borçlar 2016'da yüzde 17.5 artarak 36.1 milyar TL'ye ulaştı. Mali borçların toplam borçlar içindeki payı ise yüzde 57.6 iken, 2016'da yüzde 58.1'e ulaştı.
Düşük büyüme KOBİ'leri vurdu

İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırmasının sonuçlarını değerlendiren İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan, büyüme rakamlarındaki düşüşün araştırmaya konu olan KOBİ ölçeğindeki firmalar üzerinde daha etkili olduğuna dikkat çekti. 2016'da yaşanan darbe girişiminin de ekonomik faaliyetler üzerinde etkili olduğunu anlatan Bahçıvan, “Büyük çaplı yatırımlara ihtiyacı olan ve sermayesi sınırlı olan KOBİ'ler açısından kurlardaki yükseliş ve yüksek faiz ortamı, hiç kuşkusuz, dev şirketlere kıyasla daha zorlayıcı” değerlendirmesini yaptı.


< Resime gitmek için tıklayın >


Tekstilciler ihracata yüklendi

Son 3 yıldır düşüş eğiliminde olan İkinci 500 Büyük Kuruluşun ihracatı 2016'da da yüzde 2.8'lik küçülme ile 7.6 milyar dolara geriledi. Geçen yıl toplam satışlar içinde ihracatın payı ise 0.4 puanlık artış ile yüzde 24.4'e ulaştı. En fazla ihracat yapan ilk 10 şirketin 5'ini tekstil firmaları oluşturdu. 2016'nın ihracat şampiyonu 138 milyon dolarla Pirelli Otomobil Lastikleri oldu.


Haber
M
8 yıl
Patron istemezse işçiye zam yok
11 milyon 153 bin özel sektör çalışanının zam alabilmesi işverenin insafına kaldı. Bakanlık patronun işçilere yol ve yemek ücreti vermeme konusunda da serbest olduğunu açıkladı


Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndan özel sektörde çalışan 11 milyon 153 bin işçiye zam konusunda kötü haber geldi. Çalışma Bakanlığı, özel sektördeki işçilerin maaşına zam yapılıp yapılmaması konusunda tüm yetkinin patronlarda olduğunu bildirdi. Kamuda çalışan memurlarla milyonlarca emeklinin bu yılın ikinci 6 ayında alacağı zam 3 Temmuz'da kesinleşti. Zam haberleri, özel sektörde çalışan işçileri de heyecanlandırdı. Ancak, patronlar işçilerine zam yapmayınca Çalışma Bakanlığı adeta soru yağmuruna tutuldu. Özel sektör çalışanları, patronlarının ücretlere hangi oranlarda zam yapmak zorunda olduklarını Çalışma Bakanlığı'na sordu.

YAPMAK ZORUNDA DEĞİL

Çalışma Bakanlığı, işçilerden gelen bu sorulara resmi internet sitesinden yanıt verdi. İşçi işveren ilişkilerinin iş sözleşmeleri yoluyla belirlendiğini, bu sözleşmelerin de iki taraf arasında ‘serbestçe' hazırlandığını ifade eden Bakanlık, “İşçiye ödenecek ücret konusundaki yasal düzenleme, asgari ücret uygulamasıyla sınırlıdır. Herhangi bir işçiye verilecek ücret, yürürlükte bulunan asgari ücretin altında olamayacaktır. Bunun ötesinde, ücretlerin belirlenmesi, artış zaman ve oranları konusunda herhangi bir yasal çerçeve belirlenmiş durumda değildir. Bu konu iş sözleşmesi hükümleri ile açıklığa kavuşturulabilecektir” bilgisini verdi. Bakanlık, zam almadığı için işten ayrılan işçinin kıdem tazminatı hakkını kaybedeceğine de dikkat çekti.

İşçiler, Çalışma Bakanlığı'na yol ve yemek parası ödenmesi konusunda işverenlerin yükümlülüklerini de sordu. Bakanlık, bu soruya karşılık sözleşmede açıkça yazmayan ücret dışındaki ödemelerde inisiyatifin işverenlerde olduğunu bildirdi. Çalışma Bakanlığı yol ve yemekle ilgili sorulara, “Bir çalışana yol ve yemek parası ödenmesi, servis sağlanması veya işyerinde yemek verilmesi iş sözleşmesi hükümleri ile belirlenmektedir” cevabını verdi.

RAPOR İŞTEN ATMA NEDENİ

Çalışma Bakanlığı'na uzun süreli rapor alan işçilerin bu nedenle işten atılıp atılmayacağı da soruldu. Bakanlık bu soruya, “İş sözleşmesinin işveren tarafından sağlık nedenlerine dayalı devamsızlıklar kapsamında feshi mümkün olabilmektedir” yanıtını verdi. Ancak, uzun süreli rapor dolayısıyla işten atılan işçilere, işveren tarafından kıdem tazminatının ödenmesi gerektiği bildirildi.

< Resime gitmek için tıklayın >


11 MİLYON sendikasız çalışan var


Çalışma Bakanlığı'nın resmi verilerine göre halen ülke genelinde ‘işçi' statüsünde 12 milyon 699 bin 769 kişi çalışıyor. Bu işçilerin sadece 1 milyon 546 bin 565'i bir sendikaya üye olduğu için yıllık ücret zammını alma konusunda sorun yaşamıyor. Geri kalan 11 milyon 153 bin 204 işçi ise sendikasız olmaları nedeniyle ücret zammında patronun vereceği kararı bekliyor. İşsizliğin yaygın olması nedeniyle iş sözleşmeleri genelde patronların hakkını koruyacak şekilde hazırlanıyor, işini kaybetmek istemeyen işçiler ise bu sözleşmeleri imzalamak zorunda kalıyor.



Kaynak
M
8 yıl
Asıllardan sonra 5 yedek yaver de FETÖ’cü çıktı
15 Temmuz’un ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 4 yaverinin FETÖ’cü olduğu ortaya çıkmıştı Savcılık, ‘Yaver aday listesi’nde yer alan 5 askeri ataşenin de FETÖ’yle bağlantılarını tespit etti.


TSK'daki FETÖ'cü askeri ataşelere yönelik soruşturma, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın görevdeki yaverlerinin yanı sıra, yaver adaylarının da FETÖ'cülerden seçildiğini ortaya çıkardı. Savcılıkça, tutuklu 5 askeri ataşe hakkında hazırlanan iddianamelerde, şüpheliler Ahsen Süren, Fethi Fırat, Hüseyin Gürgen, İbrahim Karaduman ve Murat Sekizkardeş'in, ‘Cumhurbaşkanlığı yaver aday listesinde' oldukları belirlendi. Cumhurbaşkanı bu listeden kimi seçse FETÖ'cü çıkacaktı. Nitekim seçilen Başyaver Ali Yazıcı ile Kara, Hava ve Deniz yaverleri kalkışmanın planlayıcıları arasında yer aldı.

< Resime gitmek için tıklayın >

164 ATAŞEYE ÇAĞRI YAPILMIŞTI

Ankara Cumhuriyet Savcısı Mustafa Gökçe, FETÖ'nün TSK'daki yurtdışı yapılanmasına yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında, ABD, Fransa, Almanya, İngiltere, İtalya, Yunanistan, Rusya ve Mısır'ın da aralarında bulunduğu 70 ülkede görevli 264 askeri, deniz, hava ve idari ataşeler ile yardımcılarını incelemeye aldı. FETÖ bağlantısı tespit edilen 164 ataşeye ‘'Yurda dön'' çağrısı yapıldı. Ancak ataşelerin büyük bölümü ülkeye dönmedi. 21 şüpheli ise sorgularının ardından tutuklandı. Savcı Gökçe, tutuklu 21 şüpheliden 15'i hakkında ayrı ayrı iddianameler hazırlayarak dava açtı.

< Resime gitmek için tıklayın >


AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET…

Hazırlanan iddianamelerde ataşelerin, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme – Silahlı terör örgütüne üye olma” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 10 yıla kadar hapsi istendi. İddianameler, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın etrafının FETÖ'cülerle kuşatılmış olduğunu da bir kez daha ortaya çıkardı. Haklarında dava açılan ataşeler Ahsen Süren, Fethi Fırat, Hüseyin Gürgen, İbrahim Karaduman ve Murat Sekizkardeş'in, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaverliği için aday gösterilen isimler arasında yer aldığı anlaşıldı. İddianamelerde, 5 şüphelinin ismi, sözde sıkıyönetim bildirisinde imzası bulunan General, Amiral, eski Şube Müdürü Cemil Turhan'ın bilgisayarındaki Cumhurbaşkanlığı Yaver, aday listesinden çıktı. Darbe girişiminin planlayıcıları arasında yer alan sözde Yurtta Sulh Konseyi üyesi Cumhurbaşkanlığı eski Başyaveri Ali Yazıcı ile Kara Yaver Mete Semercioğlu, Hava Yaver Erkan Kıvrak ve Deniz Yaver Şafak Deliacı, Erdoğan tarafından yaver olarak seçilmese dahi, listeden seçilecek diğer isimlerin de yine FETÖ'cü olacağı ortaya çıktı.


Kaynak
M
8 yıl
Fethullahçıların cezaevindeki 24 saati nasıl geçiyor
Vatan Partisi Ankara Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı Anıl Eren Yıldız, "telefonunda ByLock bulunduğu" gerekçesiyle FETÖ’den tutuklanmıştı.

Yıldız, 66 gün tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilerek tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.

Aydınlık'tan İsmet Özçelik, Yıldız'la bir söyleşi gerçekleştirerek, FETÖ’cülerle geçirdiği 66 günü konuştu.

Özçelik'in Yıldız'la gerçekleştirdiği söyleşi şu şekilde:

-Ne oldu da tutuklandınız? Telefonunuzda ByLock çıktığı söylendi. Olayı bir de senden dinleyelim.

-Kullandığım telefon hattı Ordu’da memur olan ağabeyim adına kayıtlıydı. Bu hatta ByLock olduğu söylendi. Bu nedenle ağabeyim önce açığa alındı, sonra meslekten ihraç edildi. Savcılık aşamasında ben devreye girdim, hattı kendimin kullandığını söyleyince gözaltına alınan ağabeyim serbest bırakıldı, ben tutuklandım. Ordu Perşembe Efirli cezaevine kondum. Telefonuna ByLock yüklendiği iddia edilen tarihte lise son sınıf öğrencisiydim. Gerek GSM, gerekse MİT raporlarında bu programın tespiti konusunda yanlışlar olabileceği ifade edildi. İtiraz ettik, bir yanlışlık olduğunu söyledik. Şahsımla ilgili araştırma yaptılar, itirazlarımı değerlendirdiler. Serbest bıraktılar.

- Hapiste kaç gün kaldın?

-66 gün.

-Koğuştaki herkes FETÖ’den mi tutukluydu?

-Koğuşun tamamına yakını FETÖ’cü suçlamasıyla oradaydı.

-Sen koğuşa gelince ne yaptılar? Senin kim olduğunu nasıl öğrendiler?

-Koğuşa ilk girdiğimde beni Tayyip Erdoğan’ın 7 yıl korumalığını yapan bir polis memuru karşıladı. Beni Ordu ili 5. imamı olan bir öğretmenin yanına götürdü. FETÖ imamı o sırada meşguldü. 5 dakika kadar bekledik. Bana cemaatin hangi bölümünden olduğumu sordu. Ben de cemaatle hiçbir ilgim olmadığımı Vatan Partili olduğumu söyledim. İnanmak istemedi. Ben sert bir şekilde tekrarlayınca tavırları değişti. Sonra beni koğuştaki diğer FETÖ’cülerle tanıştırmak için avluya çıkardı.

-Örgütsel yapı orada da işliyor muydu?

-Tabi. Örgütün il yapılanmasında üst düzey yönetici olan 3-4 kişi koğuşta etkindi.

-Sonra ne oldu?

-Diğer FETÖ’cülere beni ,“Bakın bu Perinçek’in adamıymış” diye tanıttı. Oradakiler şaşkınlıkla birbirlerine baktılar. Arkasından da gülmeye, kendi aralarında gizli gizli konuşmaya başladılar.

-Seni ajan mı sandılar?

-FETÖ’cü olup olmadığımı iyice anlamak için “Dershanemize bile gitmedin mi?” sorusunu yönelttiler. Durumumu anlayınca , benim içerden bilgi almak amacıyla gönderildiğimi öne sürdüler.

-Neler söylediler?

-Bana “Darbeyi Perinçek’in adamları yaptı. Amaç bizi buraya attırmaktı. Avrupa bunu biliyor” dediler.

-Sana kötü davrandılar mı?

-Vatan Partili olduğumu öğrenince soğuk davrandılar. Aramızda sert tartışmalar yaşandı. Koğuş 16 kişilikti. Ama 38 kişi kalıyorduk. Yer sorunu oldu. Yöneticiler bazı özel isimleri benimle kalmaya zorladılar. Ertesi gün birçok gazetede benimle ilgili haberleri görünce tavırları değişti. Birden bir Eren Bey oldum. Peş peşe Ergenekon, Balyoz, Türkiye’nin içinde bulunduğu durum gibi konularda sorular sormaya başladılar. Bu tartışmaları koğuştaki herkes dinliyordu.

"SENİN BURADA OLMAN BİZİM İŞİMİZE YARAR"

-Daha sonra tepkileri değişti mi
?

-Ordu ili polis imamı olduğu söylenen, diğer polislerin de saygı gösterdiği Harun Y. adındaki polis yanıma gelerek şunları söyledi:

“Senin burada olman bizim işimize yarar. Davaların seyrini değiştirir. Senin ByLock’la suçlanman biz toptan kurtarır. ByLock iddiaları çökertir. Bunda alınacak bir şey yok. Belki de Allah katında sen buraya bunun için gönderildin.”

-FETÖ’cülerle bir gününüz nasıl geçiyordu?

-Benim bir günümle onların bir günü arasında fark vardı. Ben kahvaltıdan sonra gazeteleri okur, sabah sporunu yapardım. Sürekli kitap okuyordum. Onlar ise sabah kahvaltıdan sonra toplu tespih çekerek, namaz kılarak , Kur’an okuyarak zaman geçiriyorlardı. Birbirleriyle iletişim kurmaları bile sınırlıydı.

GECE 04.00-06.00 ARASI BEDDUA SEANSI

-Koğuşta “Beddua seansı” da yapıyorlar mıydı?

-Namazları örgütün televizyonu STV’de program da yapan Ömer adındaki kişi kıldırıyordu. Gece “teheccüd namazı” kılarlardı. Bu sırada hapiste direnci arttırmak için birbirlerini motive ediyorlardı. “Allah bizi buraya bilerek gönderdi. Dışarıdaki günahlardan arınıyoruz. Tuttuğumuz her oruç, kıldığımız her namaz dışarıdakinin bin katı değerindedir. Kutlu gün yakında. Siz ibadetten noksan kalmayın. Sebepler dairesinde camianın mükafatı büyük” derledi.

Bunların dışında “Riyazet orucu” tutan yöneticiler vardı. “Hocaefendi tavsiye ederdi” diyerek 3 yönetici 40 gün boyunca “Riyazet orucu” tuttu. Bu süreçte iftarda hiç hayvansal gıda yemedi.

Ayrıca her gece sabah saat 04.00-06.00 arasında “Beddua seansı” yapılırdı. Bu seanslarda özellikle Erdoğan’a “yezit” denilerek, kendilerini hapse atanlara ve onları destekleyenlere beddualar edilirdi. Bir seferinde imamlardan Ömer bana, “Aslında baş yezid Doğu Perinçek’tir. Hizmete bu zulüm Erdoğan’ın aklına gelmez, bir tek onun aklına gelir. Erdoğan’ı nasıl kandırdınız” diye sormuştu.

'EVET' ÇIKARSA SONSUZA KADAR KURTULURUZ

-16 Nisan halk oylamasında FETÖ’cülerle beraberdiniz. Tercihleri nasıl oldu?

-Örgüt imamları 16 Nisan halk oylamasında koğuştaki FETÖ’cüleri “Evet” oyu vermeye zorladılar. Nedenini de şöyle açıklıyorlardı: “Hayır’ın kazanması bizi kısa vadede rahatlatır. Ama uzun vadede ‘Evet’ kazanırsa Yezit ve güruhundan sonsuza dek kurtulacağız."

Ama alt düzeydeki FETÖ tutukluları buna pek itibar etmedi.

NİSAN’DA İÇ KARGAŞA BEKLENTİSİNE GİRDİLER


-16 Nisan referandumu sonrası sokakların karışması ve iç çatışma çıkması beklentisi içine girdiler. Koğuşta çeşitli kaos senaryolarını tartıştılar. Televizyon ve radyo olmadığı için sonuçları zamanında öğrenemedik. İmamlar sonuçları öğrenmek için yoğun çaba gösterdiler. Dışarıdaki araba seslerinden anlamlar çıkardılar. Bir ara dışarıdan 2 el silah sesi geldi, çok mutlu oldular.



Link
M
8 yıl
21 yıl önce Bank Asya\u0027yı açan ekip, 15 Temmuz töreninde yeniden buluştu
< Resime gitmek için tıklayın >


< Resime gitmek için tıklayın >


Kaynak:Birgün gazetesi
Link:http://www.birgun.net/haber-detay/tansu-ciller-de-15-temmuz-toren-protokolundeydi-170073.html


< Resime gitmek için tıklayın >
Mit Müsteşarı Hakan Fidan'da fotoğrafta yer alıyor.
M
9 yıl
Katar\u0027dan Teröre Destek İtirafı
Katar Dışişleri Bakanlığı’ndan Mutlaq al-Qahtani Al Jazeera televizyonunda yaptığı açıklamada, “Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti’nin isteği doğrultusunda bazı grupları topraklarımızda misafir ettik” dedi. Al-Qahtani, ayrıca “Katar’ın açık kapı politikasının bir parçası olarak müzakereleri kolaylaştırmak, arabulucuk yapabilmek ve bölgeye barış getirebilmek için bu gruplara evsahipliği yaptık” açıklamasında bulundu.

Al Jazeera İngilizce'de yer alan habere göre, Al-Qahtani, Katar “Amerika Birleşik Devletleri, Taliban ve Afganistan arasında müzakerelerin sürdürülebilmesi için faaliyetlerde bulunuyordu” dedi.

Al-Qahtani şu an Katar’a yönelik yapılan terörizme destek suçlamaları ile uygulanan ambargonun ise, “Terörizmle mücadele için olmadığını, Katar’ın aktif ve bağımsız dış politikasını değiştirmek için yapıldığını” belirtti.

Taliban Katar’da 2013 yılında “politik büro” açmış, daha sonra bu büro Doha’nın isteğiyle kapatılmıştı. Ancak Taliban, hala Katar topraklarında bulundukları iddiasında bulunuyor.

Birgül Göker Perdisa

Odatv.com

Kaynak:http://www.aljazeera.com/news/2017/06/qatar-hosted-taliban-request-government-170611114833584.html
M
9 yıl
TANJU ÇOLAK ADLİYEYE SEVK EDİLDİ
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla Ankara'da çek senek mafyasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında geçtiğimiz Cumartesi günü İstanbul'da gözaltına alınan ve Başkent'e getirileneski milli futbolcu Tanju Çolak emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.

< Resime gitmek için tıklayın >

Ankara'da çek-senet mafyasına yönelik Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gerçekleştirilen operasyonda, aralarında Galatasaray ve Fenerbahçe gibi takımlarda da forma giymiş olan eski milli futbolcu Tanju Çolak'ın da bulunduğu 32 kişi gözaltına alınmıştı.

< Resime gitmek için tıklayın >

İstanbul'da gözaltına alınan Çolak, bir süre önce Ankara'ya getirilmişti. Çolak ve beraberindeki 7 kişi Ankara Emniyet Müdürlüğünde alınan ifadelerinin ardından Ankara Adliyesine getirildi.

< Resime gitmek için tıklayın >

Tanju Çolak ve beraberindekilerin adliyedeki işlemleri sürüyor.

< Resime gitmek için tıklayın >

İstanbul’da gözaltına alınan ve cumartesi günü Ankara’ya getirilen Tanju Çolak, son olarak Ankara’ya geçtiğimiz Salı günkü AKP grup toplantısına katılmak için gitmişti.

< Resime gitmek için tıklayın >

AKP Samsun milletvekilleriyle aynı sıralara oturan Çolak, Adalet Bakan Bekir Bozdağ’ın hemen arkasında görüntülenmişti.



Haber
M
9 yıl
Avukatın talebi reddedildi, Sarraf ve Atilla\u0027nın karar duruşmaları 30 Ekim\u0027de başlayacak
Rıza Sarraf ve Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın, 'ABD'nin İran'a uyguladığı yaptırımları delme' ve 'bankacılık dolandırıcılığı' iddiasıyla yargılandıkları davada karar duruşmalarının 30 Ekim'de başlayacağı bildirildi.

New York Güney Bölge Mahkemesi Hakimi Richard Berman'ın bugün dosyaya koyduğu ara karar belgesinde, tüm tarafların görüşlerinin alındığı ve yapılan değerlendirmeler sonucunda karar duruşmalarının 30 Ekim'de başlayacağı kaydedildi.

Atilla'nın avukatı Victor J. Rocco, 9 Haziran'da mahkemeye sunduğu dilekçede, savcılığın delil olarak topladığı yüz binlerce e-posta ile binlerce ses kaydının 125 gigabayt büyüklüğünde olduğunu ve bunlara yeni erişim imkanı bulduklarını belirterek daha fazla süreye ihtiyaçları duyduklarını ifade etmişti.

Rocco, söz konusu delillere ilişkin ön inceleme yapıp ne kadar süreye daha ihtiyaçları olacağını 1 Ağustos'a kadar mahkemeye bildirmek için kendilerine izin verilmesini istemişti.

ROCCO'NUN SÜRE TALEBİ REDDEDİLDİ


Hakim Berman'ın bugün dosyaya koyduğu belgede, kamu yararı ve mahkemenin duruşma takvimi nedeniyle Rocco'nun süre talebinin reddedildiği ve karar duruşmalarının 30 Ekim'de başlamasına karar verildiği belirtildi.

Rıza Sarraf geçen yıl mart ayından bu yana New York'ta tutuklu bulunuyor. Atilla ise 27 Mart'ta JFK Havalimanı'ndan Türkiye'ye gitmek üzereyken gözaltına alınmış ve ardından tutuklanmıştı.

Mahkeme geçen yıl Sarraf'ın karar duruşmaları için bu yılın ocak ayını belirlemişti. Ancak Sarraf'ın avukatlarının daha fazla süre talep etmeleri üzerine duruşma ağustos ayına ertelenmişti.

Atilla'nın da davaya dahil olması nedeniyle bu süre 30 Ekim'e alınmış oldu.


Haber
DH Mobil uygulaması ile devam edin. Mobil tarayıcınız ile mümkün olanların yanı sıra, birçok yeni ve faydalı özelliğe erişin. Gizle ve güncelleme çıkana kadar tekrar gösterme.