E

Çavuş
06 Ekim 2012
Tarihinde Katıldı
Takip Ettikleri
0 üye
360449 Gün Cezalı
356563 gün 4 s. 11 dk.
Gönderiler Hakkında
E
12 yıl
Monarşiyi kim icat etti?
monarşiyi yani babadan oğula geçen yönetim sistemini kim icat etti? ilk hangi ülkede kullanıldı? neden seçme ve seçilme yerine bir devletin kaderini sadece tek bir aileye bıraktılar?
E
12 yıl
Dünyanın gelmiş geçmiş en uzun yaşayan canlısı
İngiliz bilimadamları dünyanın yaşayan en yaşlı canlısını buldular. Cleveland'ta bir tuz yatağında yaşayan 260 milyon yıllık bakterinin, hem dünyadaki, hem de diğer gezegenlerdeki canlı yaşamına ışık tutması bekleniyor. Bugüne kadar bilinen en yaşlı canlı California'daki bir çam ağacıydı.



BİLİMADAMLARI ‘canlı yaşamın anası’ olarak anılan dünyanın en eski yaşayan canlısını Cleveland'ta bir tuz yatağında buldular. Metabolizmanın faaliyetlerini en aza indirerek zor koşullara rağmen yaşamaya devam eden mikrobun, canlı yaşamın oluşmasına açıklık getireceği söyleniyor.


Eski Ahit'ten yola çıkarak ‘Methuselah Mikrobu’ adı verilen bakteri, Leicester Üniversitesi mikrobiyoloji ve immünoloji profesörü Bill Grant tarafından bulundu. Tayland, Polonya ve İngiltere'deki tuz madenlerinde benzer bakteriler keşfeden Grant, dünyanın en eski bakterisini eski bir deniz yatağı olan tuz madeninde buldu.


Dünyanın en yaşlı canlısı, denizin buharlaşması sonucu deniz dibinde oluşan tuz tabakasının içinde yaşıyor. Tuzun içindeki organik maddelerle beslenen bakteri, yaşamsal faaliyetlerini en aza indirip ortama ayak uydurmuş ve bu sayede hayatta kalmayı başarmış. Bakterinin çok az bir gıdayla yaşayabildiğine işaret eden Prof Grant, ‘Çok fazla beslenme kaynağı bulunmadığından, bakteri metabolizmasının faaliyetini en aza indirmiş olmalı’ diyor.


‘Halobakteri’ grubuna giren bu bakterinin, dünyada canlı yaşamın gelişme sürecine ışık tutabileceği belirtiliyor. 3.5 milyar yaşındaki dünyada, ilk canlı varlıkların 3 milyar yıl önce ortaya çıktığı sanılıyor. Bilimadamları, ‘eğer bir canlı böylesine zor koşullarda hayatta kalabiliyorsa, diğer gezegenlerde de bu tür ekstrem koşullarda yaşayan canlılar olabilir’ yorumunu yapıyor. Bu kadim bakterinin, gezegenlerdeki canlı yaşamın oluşmasını da aydınlatabileceği söyleniyor.


Şimdiye kadar bilinen dünyanın en yaşlı canlısı California'da bulunan bir çam ağacıydı. Bu ağaç da Eski Ahit'e göre en uzun süre yaşayan canlı olan Nuh Peygamber'in büyükbabası Methuselah'ın adıyla anıldı. Efsaneye göre Methuselah öldüğünde 969 yaşındaydı. Çam ağacının ise testlerde 4632 yaşında olduğu anlaşıldı.

http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2000/07/17/223639.asp
E
12 yıl
Çanakkale 1915 hayatımda izlediğim en kötü film
arkadaşlar çanakkale 1915 hayatımda izlediğim en kötü film.nasıl bir mantıkla nasıl bir anlayışla yapmışlar anlamadım.çanakkale savaşında şehit olan askerler bu filmi izleseler kendilerinden utanırlar.savaş sahnesinin zerresi bile yok.bütün savaş sahneleri gösterilmeden atlatılmış.herşeyden önce seyit onbaşının tipine sinir oldum.bir insanın taşıdığı yük ne kadar ağır olursa olsun ağzından burnundan kan gelmez ki ve seyit onbaşı mermileri kaldırdığında tek başınaydı çevresinde kimse yoktu.ayrıca sadece askerlerin çektikleri eziyetleri zorlukları göstererek film yapçaklarını zannetmişler ama yanılmışlar.çanakkalede şehit olan askerlerimiz hep eziyet çekmediler ki neredeyse hergün savaştılar ve askerlerimizin çektikleri zorlukları açlığı susuzluğu ingilizlerde yaşadı.çünkü onlarda savaştılar.asker sayısı olarak çok çok fazla olsalarda onlarda aynısını yaşadı.sakın türk düşmanıyım atatürk düşmanıyım sanmayın şehitlere ve atatürke sevgim ve saygım sonsuz hepsinin mekanı cennet olsun ama gerçekleri söylüyorum bu film ne böyle allah aşkına tam bir rezalet.
E
12 yıl
Osmanlı neden savaşlara devam etmedi?
arkadaşlar yükselme devrinde kanuni sultan süleyman öldükten sonra osmanlı neden fetihlere devam etmedi? 2. selim neden babası gibi savaşmadı? uygun bir vakit viyanayı alıp avrupayı işgal edip bütün padişahların tek hayali olan romayıda fetedebilirdik.osmanlı neden savaşlara devam etmedi?
E
12 yıl
Yüzüklerin efendisinin lego oyunu çıktı mı?
merhabalar ben internetten yüzüklerin efendisinin lego oyununun demosunu indirdim.miğfer dibi savaşını oynadım.çok zevkliydi.bende full sürümünü indirmeye karar verdim.ama internette bir türlü bulamadım.yüzüklerin efendisinin lego oyununun full versiyonunu internetten indirebilirmiyiz? yüzüklerin efendisinin lego oyunu çıktı mı?
E
12 yıl
Beach life da kurduğum binalar arıza yapıyor
merhabalar beach life da inşa ettiğim binalar sürekli arızalanıyor.üstlerinde şimşek şeklinde bir resim oluyor.tamircilere kontrol ettiriyorum geçmiyor sizce bunu nasıl önleyebilirim şimdiden teşekkürler.
E
12 yıl
Yüzüklerin efendisi serisi mi daha güzel avatar mı?
merhabalar sizce yüzüklerin efendisi serisi mi daha güzel daha zevkli yoksa avatar mı? bence kesinlikle yüzüklerin efendisi serisi.
E
12 yıl
Güneş Sistemi
GÜNEŞ:Güneş, Güneş Sistemi'nin merkezinde yer alan yıldız. Orta büyüklükte bir yıldız olan Güneş, tek başına Güneş Sistemi'nin kütlesinin % 99,8'ini oluşturur. Geri kalan kütle Güneş'in çevresinde dönen gezegenler, asteroitler, göktaşları, kuyrukluyıldızlar ve kozmik tozdan oluşur. Günışığı şeklinde Güneş'ten yayılan enerji, fotosentez yoluyla Dünya üzerindeki hayatın hemen hemen tamamının var olmasını sağlar ve Dünya'nın iklimi ile hava durumunun üzerinde önemli etkilerde bulunur.

Samanyolu gökadasında bilinen yaklaşık 200 milyar yıldızdan birisi olan Güneş'in kütlesi sıcak gazlardan oluşur ve çevresine ısı ile ışık yayar. Güneş'in çapı Dünya'nın çapının 109 katı (1.5 milyon km), hacmi 1,3 milyon katı ve ağırlığı 333.000 katı kadardır. Yoğunluğu ise Dünya'nın yoğunluğunun ¼’ü kadardır. Güneş kendi ekseni etrafında saatte 70.000 km hızla döner ve bir tam turunu yaklaşık 25 günde tamamlar. Güneşin yüzey sıcaklığı 5500 °C ve çekirdeğinin sıcaklığıysa 15,6 milyon °C’dir. Güneşten çıkan enerjinin 2 milyonda 1'i yeryüzüne ulaşır. Güneş’in üç günde yaymış olduğu enerji, dünyadaki tüm petrol, ağaç, doğalgaz, vb. yakıta eşdeğerdir. Güneş ışınları 8,44 dakikada yeryüzüne ulaşır. Güneş, Dünya'ya en yakın yıldızdır. Çekim kuvveti Dünya yer çekiminin 28 katıdır.

Güneş yüzeyi kütlesinin %74'ünü ve hacminin %92'sini oluşturan hidrojen, kütlesinin %24-25'ünü[9] ve hacminin %7'sini oluşturan helyum ile Fe, Ni, O, Si, S, Mg, C, Ne, Ca, ve Cr gibi diğer elementlerden oluşur.[10] Güneş'in yıldız sınıfı G2V'dir. G2 Güneş'in yüzey sıcaklığının yaklaşık 5.780 K olduğu, dolayısıyla beyaz renge sahip olduğu anlamına gelir. Günışığının atmosferden geçerken kırılması sonucu sarı gibi görünür. Bu mavi fotonların Rayleigh saçılımının sonucunda yeteri kadar mavi ışığın kırılmasıyla geride sarı olarak algılanan kırmızılığın kalmasıdır.

Tayfı içinde iyonize ve nötr metaller olduğu kadar çok zayıf hidrojen çizgileri de bulunur. V eki (Roma rakamıyla beş) çoğu yıldız gibi Güneş'in de ana dizi üzerinde olduğunu gösterir. Enerjisini hidrojen çekirdeklerinin füzyonla helyuma dönüşmesinden elde eder ve hidrostatik denge içindedir, yani zaman içinde ne genişler ne de küçülür. Saniyede 600 milyon ton hidrojen, helyuma dönüşür. Bu da, Güneş`in her geçen saniye 4,5 milyon ton hafiflemesine yol açar. Güneşteki füzyon olayı sonucunda kızıl kırmızımsı bir alev 15-20 bin km yükselir ve Güneş Fırtınası meydana gelir. Galaksimizde 100 milyondan fazla G2 sınıfı yıldız bulunur. Güneş, galaksimiz içinde bulunan yıldızların % 85'inden daha parlaktır, bu yıldızların çoğu kırmızı cücelerdir.[11]

Güneş Samanyolu merkezinin çevresinde yaklaşık 26.000 ışıkyılı uzaklıkta döner. Galaktik merkez çevresinde bir dönüşünü yaklaşık 225–250 milyon yılda bir tamamlar. Yaklaşık yörünge hızı saniyede 220 kilometredir (+/-20 km/s). Bu da her 1.400 yılda bir, 1 ışıkyılı ve her 8 günde 1 GB'dir. Bu galaktik uzaklık ve hız bilgileri şu anda sahip olduğumuz en doğru bilgilerdir ancak daha fazla öğrendikçe bunlar da gelişebilir.[12]

Güneş günümüzde Samanyolu'nun daha büyük olan Kahraman kolu ve Yay kolu arasında kalan Orion kolu'nun iç kısmında, Yerel Yıldızlararası Bulut içinde yüksek sıcaklıkta dağınık gaz bölgesi olan düşük yoğunluklu Yerel kabarcık içinden geçmektedir. Dünya'ya 17 ışıkyılı uzaklıkta yer alan en yakın 50 yıldız içinde Güneş, mutlak kadir olarak dördüncü sıradadır. (M=4,83)

MERKÜR:Merkür (Utarit), Güneş Sistemi'nin Güneş'e en yakın gezegenidir. Büyüklük açısından 8 gezegen arasından son sırayı alır. Adını Roma mitolojisinde ticaret ve yolculuk tanrısı ve tanrıların habercisi olarak bilinen Merkür'den alır. Çıplak gözle izlenebilen 5 gezegenden biri (diğerleri Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn) olarak eski çağlardan beri insanoğlunun dikkatini çekmiştir. Yer benzeri ya da 'kaya' yapılı gezegenler sınıfına girmektedir. Güneş'e yakınlığı nedeniyle yeryüzünden izlenmesi güçtür ve hakkında bilinenler sınırlıdır. Uydusu bulunmamaktadır.

Merkür, Güneş'e uzaklığı yaklaşık 46 milyon ile 70 milyon kilometre arasında değişen oldukça eliptik bir yörünge izler. Plüton'dan sonra Güneş Sistemi'nin gezegenleri arasında gözlenen en yüksek dışmerkezlik değerine sahip bu yörüngenin milyonlarca yıllık bir çevrim içinde zaman zaman daha da basıklaşarak dışmerkezlik derecesinin günümüzdeki 0,21'den 0,5 düzeyine dek yükselebildiği sanılmaktadır.

VENÜS:Venüs, Güneş Sisteminde, Güneşe uzaklık bakımından ikinci sıradaki gezegen. Ayrıca Zühre, Çolpan veya Çoban Yıldızı olarak da bilinir. Bu gezegen adını Eski Roma tanrıçası Venüs (Eski Yunan Mitolojisi'nde Afrodit)'ten almıştır. Kendi ekseni etrafında, Güneş Sistemindeki diğer tüm gezegenlerin aksi istikamette döner. Güneş etrafındaki dönüşünü 224.7 Dünya gününde tamamlar.[1]

Büyüklüğü açısından Dünya ile benzerlik gösterdiğinden Dünya ile kardeş gezegen olarak da bilinmektedir. Gökyüzünde Güneş'e yakın konumda bulunduğundan ve yörüngesi Dünya'nınkine göre Güneş'e daha yakın olduğundan yeryüzünden sadece Güneş doğmadan önce veya battıktan sonra görülebilir. Bu yüzden Venüs Akşam Yıldızı, Sabah Yıldızı veya Tan Yıldızı olarak da isimlendirilir. Bir diğer adı da 'Çoban yıldızı'dır. Görülebildiği zamanlar, gökyüzündeki en parlak cisim olarak dikkat çeker.

DÜNYA:Dünya (Yer, Yeryüzü), Güneş Sistemi'nin Güneş'e uzaklık açısından üçüncü sıradaki gezegenidir. Üzerinde zeki yaşam formları barındırdığından emin olunan tek gök cismidir. Katı ya da 'kaya' ağırlıklı yapısı nedeniyle üyesi bulunduğu yer benzeri gezegenler grubuna adını vermiştir. Bu gezegen grubunun kütle ve hacim açısından en büyük üyesidir. Büyüklükte, Güneş Sistemi'nin 8 gezegeni arasında gaz devlerinin büyük farkla arkasından gelerek, beşinci sıraya yerleşir. Tek doğal uydusu Ay'dır.

MARS:Mars veya Merih (eski: Sakıt[1]), Güneş Sistemi'nin, Güneş'ten itibaren dördüncü gezegeni. Roma mitolojisindeki savaş ilahı Mars'a ithafen adlandırılmıştır. Yüzeyinde yaygın demiroksitten dolayı kızılımsı bir görünüme sahip olduğu için Kızıl Gezegen de denir.

İnce bir atmosferi olan Mars gerek Ay'daki gibi meteor kraterlerini, gerekse Dünya'daki gibi volkan, vadi, çöl ve kutup bölgelerini içeren çehresiyle bir yerbenzeri gezegendir. Ayrıca rotasyon periyodu ve mevsim dönemleri Dünya’nınkine çok benzer.

Mars’taki Olimpos Dağı (Olympus Mons) adı verilen dağ Güneş Sistemi’nde bilinen en yüksek dağ ve Marineris Vadisi (Valles Marineris) adı verilen kanyon en büyük kanyondur. Ayrıca Haziran 2008’de Nature dergisinde yayımlanan üç makalede açıklandığı gibi, Mars’ın kuzey yarımküresinde 10.600 km. uzunluğunda ve 8.500 km. genişliğindeki dev bir meteor kraterinin varlığı saptanmıştır. Bu krater, bugüne kadar keşfedilmiş en büyük meteor kraterinin (Ay'ın güney kutbu kısmındaki Atkien Havzası) dört misli büyüklüğündedir.[2][3]

Mars, Dünya hariç tutulursa, halen Güneş Sistemi’ndeki gezegenler içinde sıvı su ve yaşam içermesi en muhtemel gezegen olarak görülmektedir.[4] Mars Express ve Mars Reconnaissance Orbiter keşif projelerinin radar verileri gerek kutuplarda (Temmuz 2005)[5] gerekse orta bölgelerde (Kasım 2008)[6] geniş miktarlarda su buzlarının var olduğunu ortaya koymuş bulunmaktadır. 31 Temmuz 2008’de Phoenix Mars Lander adlı robotik uzay gemisi Mars toprağının sığ bölgelerindeki su buzlarından örnekler almayı başarmıştır.[7]

Günümüzde, Mars, yörüngelerine oturmuş üç uzay gemisine evsahipliği yapmaktadır: Mars Odyssey, Mars Express ve Mars Reconnaissance Orbiter. Mars, Dünya hariç tutulursa, Güneş Sistemi’ndeki herhangi bir sıradan gezegenden ibaret değildir. Yüzeyi pek çok uzay aracına evsahipliği yapmıştır. Bu uzay araçlarıyla elde edilen jeolojik veriler şunu ortaya koymuştur ki, Mars önceden su konusunda geniş bir çeşitliliğe sahipti; hatta geçen on yıllık süre sırasında gayzer (kaynaç) türü su fışkırma veya akıntıları meydana gelmişti.[8] NASA’nın Mars Global Surveyor projesi kapsamında sürdürülen incelemeler Mars’ın güney kutbu buz bölgesinin geri çekilmiş olduğunu ortaya koymuştur.[9]

Mars’ın 1877 yılında astronom Asaph Hall tarafından keşfedilen Phobos ve Deimos adları verilmiş, düzensiz biçimli iki küçük uydusu vardır. Mars Dünya’dan çıplak gözle görülebilmektedir. "Görünür kadir"i −2,9’a[10] ulaşır ki bu, çıplak gözle çoğu zaman Jüpiter Mars’tan daha parlak görünmesine karşın, ancak Venüs, Ay ve Güneş’çe aşılabilen bir parlaklıktır.

JÜPİTER:Jüpiter (Erendiz, Müşteri) Güneş Sistemi'nin en büyük gezegeni. Güneşten uzaklığa göre beşinci sırada. Adını Roma tanrılarının en büyüğü Jüpiter'den alır. Büyük ölçüde hidrojen ve helyumdan oluşmakta ve gaz devleri sınıfına girmektedir.Jüpiter gerek çap, gerekse kütle açısından Güneş Sistemi'ndeki en büyük gezegendir. Nispeten düşük olan yoğunluğu (suyun yoğunluğunun 1,33 katı), gezegenin akışkan yapısı ve kendi çevresindeki dönüş hızının yüksekliği nedeniyle, Satürn kadar olmasa da ekvatorda geniş, kutuplarda basık elipsoid görünüme sahiptir. Beyazlık derecesi (albedo) 0,52 olan gezegen, böylece yüzeyine düşen Güneş ışığının yarıdan fazlasını görünür tayfta yansıtmaktadır. Ancak kızılötesi alandaki ışınım ölçüldüğünde, Jüpiter'in Güneş'ten aldığı enerjinin 2,3 katı kadarını dışarı yaydığı görülür. Bu nedenle gezegen, Güneş'e olan uzaklığına göre hesaplanan 106 K'den (-167 °C) çok daha yüksek bir etkin sıcaklığa sahiptir ve 126 K (-147 °C) sıcaklığında bir kara cisim gibi ışır. Jüpiter'in kendi içinde yarattığı bu enerji fazlası, gezegenin yerçekiminin etkisi ile yavaşca kendisi üzerine çökerek küçülmesi sırasında dönüştürülen potansiyel enerji ile açıklanmaktadır. Bu olgu Kelvin-Helmholtz mekanizması olarak adlandırılır.

SATÜRN:Satürn (Sekendiz[1][2], eski adı ile Zühal[3]) Güneş Sisteminin Güneş'e yakınlık sırasına göre 6. gezegenidir. Büyüklük açısından Jüpiter'den sonra ikinci sırada gelir. Adını Roma'nın tarım tanrısı Saturnus'tan alır. Çıplak gözle izlenebilen 5 gezegenden biri (diğerleri, Merkür, Venüs, Mars, ve Jüpiter) olarak eski çağlardan beri insanoğlunun dikkatini çekmiştir. Büyük ölçüde hidrojen ve helyumdan oluşmakta ve gaz devleri sınıfına girmektedir.Satürn, tüm gezegenler arasında yoğunluğu en düşük olanıdır. Su yoğunluğu ile karşılaştırıldığında 0.69 olan bu değer, Yerküre'nin yoğunluğunun % 12'si kadardır. Düşük yoğunluk, gezegenin akışkan yapısı ve kendi çevresindeki dönüş hızının yüksekliği ile birleşerek, Satürn'e ekvatorda geniş, kutuplarda basık elipsoid görüntüsünü vermektedir. Beyazlık derecesi (albedo) 0.47 olan gezegen, böylece yüzeyine düşen güneş ışığının yarıya yakınını görünür tayfta yansıtmaktadır. Ancak kızılötesi alandaki ışınım ölçüldüğünde, Satürn'ün Güneş'ten aldığı enerjinin 3 kat fazlasını dışarı yaydığı görülür. Bu nedenle gezegen, Güneş'e olan uzaklığına göre hesaplanan 71K' den (-202 °C) çok daha yüksek bir etkin sıcaklığa sahiptir ve 95K (-178 °C) sıcaklığında bir kara cisim gibi ışır. Satürn'ün kendi içinde yarattığı bu enerji fazlası, gezegenin yerçekiminin etkisi ile yavaşca kendisi üzerine çökerek küçülmesi sırasında dönüştürülen potansiyel enerji ile açıklanmaktadır. Kelvin-Helmholtz mekanizması olarak adlandırılan ve daha sınırlı ölçüde Jüpiter'de de gözlenen bu olgu Satürn'ün yarattığı ısıl enerji fazlasını tek başına açıklamaya yeterli değildir. Ek bir mekanizma olarak, gezegenin yüzeye yakın katmanlarında hidrojen ile karışım halinde bulunan helyumun ağırlığı nedeniyle merkeze doğru süzülerek göç etmesi sırasında potansiyel enerjisinin bir kısmını açığa çıkarması önerilmektedir.

URANÜS:Uranüs Güneş Sisteminin Güneş'ten yakınlık sırasına göre 7. gezegenidir. Çap açısından Jüpiter ve Satürn'den sonra üçüncü, kütle açısından bu iki gezegen ve Neptün'ün ardından dördüncü sırada gelir. Adını Yunan mitolojisi'ndeki gökyüzü tanrısı Uranos'tan (Yunanca'da Οὐρανός, Latinceleştirilmiş şekli ile Uranus) alır. 1781 yılında William Herschel tarafından bulunmuştur. Buz devleri sınıfına girmektedir.Uranüs, Güneş çevresinde bir devrini 84 yılda tamamlar. Hafifçe eliptik olan yörüngesi boyunca, Güneş'e uzaklığı 18-20 Astronomi birimi (Yaklaşık olarak 2.842.400.000 km'dir.)(ortalama 211-421)arasında değişir.Uranüs’ün kütlesi Yer’inkinin 15 katı, hacmi ise 63 katıdır. Uranüs’ün çevresinde ince, keskin hatlı ve koyu renkli 10 halkanın olduğu tespit edilmiştir. Halkaların tümü, yaklaşık 1 m çapında koyu renkli kaya benzeri parçalardan oluşmaktadır. Bunların yapısı henüz belirlenememiştir. Uranüs, kutbu güneşe bakacak şekilde tekerlek gibi döner. Böylece etrafındaki halkalar da dik olarak onunla birlikte döner.

Uranüs’te,Yer’in ve Satürn’ün çevresindekilerle karşılaştırılabilecek ölçüde manyetik alan vardır. Manyetik alanın ekseni, gezegenin dönme eksenine göre 55o eğiktir ve bu diğer gezegenlere oranla oldukça yüksek bir değerdir. Bu eğiklik manyetik alanın, güneş rüzgarı karşında tirbuşan benzeri uzun bir kuyruk yapmasına neden olur. Gezegenin dönme periyodu yaklaşık olarak 17.5 saattir ve dönme ekseni olağan dışıdır. Uranüs’ün eriyik halde bulunan ağır bir çekirdeği vardır. Çekirdeğin çevresinde ise su, metan ve amonyaktan oluşan birkaç bin oC sıcaklığında ve binlerce km kalınlığında bir manto yer alır. Bu aşırı sıcak mantonun, üzerindeki atmosferin ağırlığından kaynaklanan devasa basıncın etkisiyle kaynayamadığı ve buranın elektriksel olarak iletken olduğu, gezegenin manyetik alanını sınırladığı düşünülmektedir.

NEPTÜN:Neptün, Güneş Sistemi'nin sekizinci ve Güneş'e en uzak gezegenidir. Adını Roma deniz tanrısı Neptunus'ten alan gezegen, çapına göre en büyük dördüncü, kütlesine göre ise en büyük üçüncü gezegendir. Dünya'nın 17 katı kütlesiyle ikizi sayılabilecek Uranüs'ten çok az büyük ve daha yoğundur.[1] Güneş'e olan uzaklığı ortalama 30 Astronomik birimdir (AU).

23 Eylül 1846'da keşfedilen Neptün,[2] deneysel gözlemlerden önce matematiksel tahminlerle bulunan ilk ve tek gezegendir. Alexis Bouvard, Uranüs'ün yörüngesindeki beklenmeyen değişikliklere, bilinmeyen bir gezegenin kütleçekimsel etkisinin sebep olduğunu öngördü. Daha sonra Neptün, Johann Gottfried Galle tarafından Urbain Le Verrier'in tahmin ettiği pozisyonun çok yakınında bir bölgede gözlemlendi. Kısa bir süre sonra da en büyük uydusu Triton keşfedildi. Kalan 12 uydusu ise ancak 20.yy'da keşfedilebildi. Neptün şimdiye kadar sadece Voyager 2 tarafından ziyaret edildi.

Neptün'ün yapısı Uranüs'e çok benzemektedir, bununla beraber bu ikisi, daha büyük gaz devleri olan Jüpiter ve Satürn'ün yapısından biraz farklıdırlar. Neptün'ün atmosferi, Jüpiter ve Satrün'ün atmosferi gibi ağırlıklı olarak hidrojen ve helyum, ve az miktarlarlarda hidrokarbonlar ve azottan oluşmakla beraber, görece yüksek miktarlardaki su, amonyak ve metan buzları ile onlardan ayrılmaktadır. Gök bilimcilerin Uranüs ve Neptün'e bazen buz devleri demesinin nedeni de işte bu farklılığı vurgulamaktır.[3] Neptün'ün iç katmanları, Uranüs'e benzer şekilde ağırlıklı olarak buz ve kayaç malzemelerden oluşmaktadır.[4] Atmosferinin üst katmanlarında bulunan metan, gezegene mavi görüntüsünü vermektedir.[5]

Uranüs'ün durağan atmosferinin aksine Neptün'ün atmosferi hareketli ve göze çarpan hava olayları ile dikkat çekmektedir. Örneğin, 1989'daki Voyager 2 yakın geçişi sırasında gezegenin güney yarım küresinde Jüpiter'deki Büyük Kırmızı Leke'ye benzer bir Büyük koyu leke vardı. Bu atmosfer olayları, 2100km/s'e varan hızlara sahip Güneş Sistemi'ndeki en güçlü rüzgarlar tarafından gerçekleştirilmektedir.[6] Güneş'e olan uzaklığı nedeniyle, Neptün'ün üst atmosfer katmanları, -218°C'ye kadar düşen sıcaklığıyla Güneş Sistemi'ndeki en soğuk yerlerdendir. Bununla birlikte, gezegenin merkezi yaklaşık 5000 °C kadar sıcaktır.[7][8] Neptün, 1960'larda farkedilen ve 1989'da Voyager 2 tarafından kesin olarak onaylanan çok ince ve parçalı bir halka sistemine de sahiptir.[9]
E
12 yıl
Dünyanın gelmiş geçmiş en zehirli canlısı
dünyanın gelmiş geçmiş en zehirli canlısı dort poison frog adlı bir kurbağadır.yavrularının boyu 2 cm yetişkinlerinin boyu ise 5 cm dir.kolombiyada yaşarlar.genelde karıncalarla beslenirler.vücudunda bütün canlıların aksine kan değil zehir vardır.damarlarında kan yerine zehir akar.yani zehir sayesinde yaşarlar.vücudunda zehir olmayan bölge yoktur.zehri 150 insanı ve 30.000 fareyi öldürebilir.bu hayvanın zehri dünyanın gelmiş geçmiş en güçlü en etkili zehiridir.dokunulduğunda ve yutulduğunda 1 dakikada öldürebilir.kendisine timsah kuşlar diğer böcek türleri saldırdığı zaman üstlerine giderek dokunmaya çalışır ve dokunduysa saldırganını hemen öldürür.ama normalde ısırma ve saldırma gibi bir eylemleri yoktur.toplu halde yaşarlar.her çeşit renklere sahiptirler.

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >
E
12 yıl
Yetenek sizsiniz türkiye hayatımda gördüğüm en saçma program
arkadaşlar yetenek sizsiniz türkiye neden kapatılmıyor neden kaldırılmıyor çok saçma bir program neden diyecek olursanız yeteneğin farklı dalları var farklı çeşitleri var her yetenek bir değil ki yetenekli ama hangi konuda yetenekli şarkı söyleme yeteneğiyle dans etme yeteneği bir mi? ilüzyonistlik yeteneğiyle bir köpeğin zeka yeteneği bir mi? taklit yeteneğiyle spor yeteneği bir mi? zeka yeteneğiyle enstürman çalma yeteneği esneklik yeteneği aynı mı? hiçbiri değil ve hiçbiri kıyas edilemez bu yüzden bu programın kaldırılması gerekiyor bugüne kadar bu durumu anlayan tek kişi benmiyim yoksa bana mı öyle geliyor? sizcede doğru söylemiyormuyum?
DH Mobil uygulaması ile devam edin. Mobil tarayıcınız ile mümkün olanların yanı sıra, birçok yeni ve faydalı özelliğe erişin. Gizle ve güncelleme çıkana kadar tekrar gösterme.