Olmuyor, olmuyor, olmuyor. Bu fenerin avrupa maçlarında, rakip takımı tutamıyorum. Ne yapsam olmuyor arkadaşlar. Hatta pozisyona girince heyecanladığım bile oluyor. Benim gibi hisseden var mı bilmiyorum. Yalnız yenilirse çok pis dalga geçerim arkadaşlarla, orası ayrı ![]() Bu akşam, kurtlar vadisini seyretsek, napsak? |
Merhaba arkadaşlar. yeni bir ev aldık, ayıptır söylemesi 5+1 küçük bir odayı kütüphane ve sinema odası yapmaya karar verdim. Ama şöyle kaliteli bir perde-projektör sistemi mi kursam yoksa, 55-60-65" 3D Led tv lerden mi alsam bir türlü karar veremiyorum. Siz ne önerirsiniz, özellikle projeksiyon cihazı kullananlar. Bu arada, Oda ölçüleri 2,5x3,5 mt. Teşekkürler şimdiden... |
< Resime gitmek için tıklayın > - < Resime gitmek için tıklayın > - < Resime gitmek için tıklayın > - < Resime gitmek için tıklayın > 4.1 Jelly Bean, 1.6 GHz çift çekirdek A9 işlemci, Mali400 dört çekirdek grafik işlemci, saniyede 30 kare 1080p görüntü, 1GB ram vs. Belki android bir tablet için çok sıra dışı özellikler değil ama, gamepad kısmı çok ilginç geldi bana. Sonradan takılan bir şey mi ya da sökülebilen bir şey mi ayrıntılı bilgi yok. Ama site güvenilir arkadaşlar, ben son iki dizüstünü burdan almıştım. http://www.sadecenotebook.com/Urun/Archos-Gamepad-1-GB-8-GB-7vequot-Tablet-pmu231339.html < Resime gitmek için tıklayın > |
Hemen elimi yüzümü yıkayıp, akşamdan hazırladığım bavulumu da alarak, Tekirdağ dan yola çıktım.
Saat 05.30 civarında Çorlu da, iki mesai arkadaşımı da alarak devam ettik.
06.40 civarı Lüleburgaz daki müşterimiz ile buluşup, hızlı bir kahvaltı yaptıktan sonra tekrar yola koyulduk.
Edirne ye geldiğimizde inanılmaz güzellikte kar yağmaya başladı.
Tabi bu bizi biraz korkutmadı değil. Çünkü daha yolun başındaydık.
Tam saat sekiz civarında, Hamzabeyli hudut kapısına geldik. Ama o da ne,
tam mesai saati değişimi. Uzun bekleyişler, kontroller, aramalar, pul, vergi vs. derken Bulgar tarafına girişimiz saat 9 u geçti bile. Yaklaşık yarım saatlik bir bozuk yolu geçer geçmez, ilk molamızı bir benzinlikte verdik. Depomuzu litresi 3 TL den az bir fiyata :) doldururken kahvelerimizi içtik ve tekrar yola koyulduk.
Ama sırada Yıldız dağları vardı.
Tahmin ettiğiniz üzere, çok dar, ağaçlık, yol kenarında adam boyunu geçen kar ve muhteşem manzara eşliğinde tam 3 saat tırmandık. Sonra Razgrad şehrinde öğlen molamızı da verdikten sonra yolun ikinci yarısına başlamaya hazırdık. Bulgaristan'ın eski, kimsesiz ve fakir görüntüsünün yanında, havanın da sisli ve puslu oluşunun verdiği kasvetle herkesin yorumları, memleket kıyaslama ve kriz analizleriydi haliyle. Sonunda Rusçuk şehrinde ki, boğazdan daha geniş olan Tuna nehrinin üzerindeki köprüden geçip, Romanya nın Giurgiu şehrine giriş yaptık.
Buradaki gümrük daha işlevseldi. Aynı kulübenin içinde bir masada Bulgar polisi, diğerinde Romen polisi oturmuş. Sırayla pasaportları mühürleyip geçin dediler. Çok sevindik bu duruma. Hemen girişteki exchange ofisinde Rumen Levi alarak (1€=4,3 Levi) Bükreş e doğru yöneldik. Romanya Bulgaristan a nazaran daha derli toplu gözüktü gözümüze. Ne var ki yolları ve trafiği çok kötüydü. Özellikle Bükreş etrafından dolaşan 40 km lik bir çevre yolu vardı ki, tırları sollamaktan gına geldi. Bir de işin ilginci, yol 1,5 şeritten üç şeritliydi. En sağ da emniyet şeridinden hallice ama normal bir şeritten daha dar bir şerit var ki, sağdan gitsen arabanın yarısı dışarda kalıyor. Tam şeritten gitsen, yarım şerittekileri sollamak için karşıdan gelen şerite taşmak zorunda kalıyorsun. Neyse ki kazasız belasız Buzau kentine varıyoruz.
Saat 17.30 civarı Şişecam fabrikasına yetişiyoruz ve kısa bir tur atıp, oradakilerle tanıştıktan sonra, ertesi gün buluşmak üzere saat 19.30 gibi otelimize yerleştik.
Hemen chek-in yapıp, kısa bir şehir keşfi ve akşam yemeği yedikten sonra, herkes bitkin, perişan şekilde otelimize çekiliyoruz.
Sıcak bir duş alıp yatmayı aklımdan geçirirken, kapıyı açmak için kullandığım kartı, lambaların yanması için yuvasına taktım ve televizyonda açıldı. Montumu çıkarıp tuvalete girmeyi çalışırken Selçuk İnan gibi bir şey duydum spikerden. O da ne, bir Rumen kanalının spor bülteni GS-Bursa maçının özet görüntüleri üzerinden, tahmin ediyorum ki, zaferimizden bahsediyor. Spiker bir kaç defa Şneyder den bahsederken hemen telefonumu alıp, bu anı ölümsüzleştirmek istedim.
İşte o an inanın bütün yorgunluğum geçti ki, bilgisayarımı açıp, bu anımı siz renkdaşlarım paylaşmak istedim.
Hepinize Romanya dan sevgiler, ben yatıyorum, yarın çok işim var :)
Bu arada "cim bom" yazısı gözden kaçmadı..
< Resime gitmek için tıklayın >
< Resime gitmek için tıklayın >
< Resime gitmek için tıklayın >
< Resime gitmek için tıklayın >
< Resime gitmek için tıklayın >
< Resime gitmek için tıklayın >