Zeitgeist de de bahsedildiği üzere, eski dönemde dolar altına çevrilebilen bir paraydı.Hatta üzerinde de ibare vardı.(1912 ye kadardı sanırım,yanılıyor olabilirim) Şuan ABD de Federal rezerv kanunu ve benzer yasalar gereği; devlet parayı yahudilerin (rockefeller ailesi başta) Federal bankından talep edip bastırıyor.Karşılığında devlet tahvili vererek, her 1 dolar için belli bir miktar faiz ödemek koşuluyla (merkez bankası) parayı alıyor.Bu faizi de gelir vergisi oalrak halka yansıtıyor.Yani her 1 dolar alınca tekrar faiziyle borçlanmış oluyorsun.Hatta bununla ilgili halkın beyan formu doldurduğundan bahsedilmekte.
O halde bunun tersini uygulasınlar.. Piyasadan paranın bir kısmını çeksinler, paranın değeri artar..
Konuya hakim değilim ancak yukarıda bir arkadaş bunu Japonya örneği ile açıklamış. Bu sefer de deflasyon oluyormuş. Ürettiğin mallar yurtdışında çok pahalı olduğu için satılamayıp, elinde kalıyormuş. Yani o da kurtarmıyor. Tek çözüm kendi yağımızda kavrulmak gibi gözüküyor.
Benim babam Matbaacı ama öyle para basmak gibi bir şey asla olamaz çok büyük cezacı var belkide hayatının sonuna kadar hapis yatabilirsin çok tehlikeli .
Merkez bankasının para basması o kadar da kolay değil...Zaten krizdeki ülkeler para basıyorlar...Türkiye de para basıyor bazı giderler hazine tarafından karşılanıyor...Fakat gerekli olan para o kadar büyük ki para basmak bile krizi önleyemiyor...1 lira 10 lira 100 lira değil 1.000.000 lira eski para katrilyon...Sıradan bir kağıt bir mürekkep kullanılmıyor basarkene bunlarında maliyeti var...bu katar parayı basmak için tonlarca kağıt ve mürekkep gerekli bedava değil bunlarda parayla...Sıradan bir işlem uygulanmıyor...Zaman gerekli...Onun için bu kadar zahmete girmekten ise Dünya bankasından IMF den borç para alınıyor hazır para geliyor...
Paranin degeri azalir. Peki biz bu parayi ulkede tutmasak? Yani gece parayi basip sabah ilk ucakla abd'ye ve avrupaya gidip orada dovize çevirsek ne olur? O zamanda yurtdisindaki tl miktari artar, dolar ve avro miktari duser, ve yine tl'nin degeri asagiya iner
Para değer kaybeder ve talep artar. Enflasyon olur. Bir sakızı 25 kuruşa alıyorsan duruma göre 10 liraya 50 liraya alırsın. O yüzden dolaşımdaki para miktarı ile mal ve fiyatlar dengede olmalıdır. Kafamıza göre para basamayız.
ekonomiyi kurtarmanin yolu uretmek ve enerji ithalat vb. harcamalari minimum masrafla kapatmak. parayi cok bassan degeri duser. maasin 2000 den 5000 e cikar ama ekmegi 1 lira yerine 2.5 liraya alirsin. totalde pek bir sey degismez hatta zararina olur belki.
Paranın bir savaş aracı olarak kullanıldığını düşünmek lazım. Paranın değer ifade ettiği ulkelerle para tarafından satın alınan ülkeler farklı ekonomilere tabidir.
Para kağıt şeklinde olanı emre muharrer senet hukmunde. Kişi bu parayı basan hukumetten değeri karşılığında uluslararası piyasada iş yapabilecek metayı talep edebilir. Genelde bu altındır. Ancak şimdi benzin elektrik doğalgaz gibi değerlerde piyasada iş yapıyor.
Uyuşturucu ve kadın ticareti de bu minval üzere. Bazı güney Amerika ve uzak doğu ulkelerinde bu bir ekonomi.
Önemli olan kişinin hukumetiyle olan mubadelesi ve bunun karşılığının bulunması. Ne kadar para basarsanız elinde olan kişiler o kadar baskı unsuru oluşturur bu nedenle paranın tek elde toplanması amaçlanır. Bu kişilerde şirketleşerek aynı şeyi isteyen söyleyen bir suru alter egoya donuşur. Her bir ltd aslında en buyuğunun bir kolu olarak piyasa kavramını oluşturur.
Devlet parayı niye basar? İç borçlarıyla baş etmek için. Mesela memurlara verecek para bulamaz ve para bastı diyelim. Sonuçları ne olacaktır?
Memurun alım gücü artacak fakat ülkenin geri kalan kısmı anı kalacaktır. Memur alım gücü arttığı için bakkala manava kasaba daha fazla gider fazla fazla mal tüketmeye başlar. Kasap memura zam yapıldığını bilir ve talebi dengelemek için etin fiyatına zam yapar. Böylece kasabında gelir seviyesi artmış olur. Gelir seviyesi artan kasap yanında eleman çalıştırmaya başlar. falan filan.
Bu zaman içerisinde ülkenin geneline yayılmaya başlar.
Fakat bu durum sonucunda bir bakmışsınız 10 lira olan etin kilosu bir süre sonra 20 lira olmuş.
İşte bunun adı enflasyondur. Kısa vadede belki sınırlı bir kesim için günü kurtarsa da uzun vadede değişen hiç birşey olmayacaktır. Aksine paranın değeri azalır.
Bunu dış piyasaya uyarlayacak olursak 10 TL olan et dışarıda 10 dolar olduğunu farzedelim. 1 dolar = 1 TL ülke içinde etin fiyatı TL bazlı arttıkça, tüketiciler eti içeriden değil 10 dolar yani 10 TL olan dışarıdan almak isteyeceklerdir. buda dolara olan talebi arttıracaktır. biz dışarıdan ürün almaya başladıkça yerel üretici birer birer dükkan kapatacak, doların değeri hızla artacak, TL dolar karşısında da değer kaybedecektir.
Sonuç olarak dışa bağımlı bir toplum, ülkede et fiyatı 50 TL (%500 enflasyon) dışarıda 10 $ dolan et 1$=5TL kurundan ülkeye girişi 50 TL olacağından aslında ilk günden bi farkı olmayacaktır.
demek ki kasap şerefsizlik yapıp zam yapmasa sıkıntı olmayacak. hep açgözlülükten çekememezlikten oluyo bunlar
Şimdi bütün suç o kasapta mı yani. Nerde bu herifin dükkanı.
Bakınız Çin bugün ülke olarak nasıl güçlenmiştir sorusuna cevap olarak kendi parasının değerini sürekli devalüe etmiştir.yani düşürmüştür.
Böylece kendi ihraç ettiği mallar peynir ekmek gibi satılmıştır ve Çin devleti çok büyük döviz rezervlerine kavuşmuştur, bu şekilde Çin dünyadaki para dengelerini ve Abd'yi istese sallar ve parasını yerle bir edebilir.
Ama mesele şu ki bir tüccar en büyük müşterisini yani alacaklısını batırır mı meselesi var..Batırmaz..
Türkiye'de halkın alım gücünün korunurken ihracatının artması için Çin modeli uygulaması gereklidir.
Enerji konusunda dışa bağımlı olmayacaksınız, temel hammaddeyi kendi topraklarınızdan sağlayacaksınız ondan sonra paranızı devalüe edip dışardan ithalatı zorlaştıracaksınız bu şekilde Türkiye üretim ve fabrika ülkesi olur.
Ama bugünkü iktidar onun yerine piyasayı serbest bıraktı yada çok ufak müdahalelerle dövizi kontrol altında tutmaya çalıştı.
İthalatı frenlemek adına fazla bir şey yapmayan mevcut hükümet Türkiye'de ki üretim tesislerini ve fabrikaların rekabet şansını çok düşürdü, ve bir çok fabrika kapanıp başka ülkelere gitti.
Türkiye inşaat + avm + rezidans + arazi rantına bırakıldı.
Bunun dışında milyonlarca Suriye 'li ortadoğulu göçmen ile işçilik tam bir vahşi serbest piyasa kapitalizminin eline teslim edildi.
Halkın alım gücü bir yandan aşırı ithalat sonucunda düşerken bir yandan da sermaye sahiplerinin kölesi haline getirildi.
Halkın geneli sadakaya neden mahkum kaldığını yada kalacağını göremediği sürece böyle sürer bu düzen.
Dünyada USD kullanılıyorsa amerikanın sınırsız parası var demektir. Amerika bassın parayı ama devletin içinde kullanmasın. Yurt dışından başka ülkelerden mal ithal etsin. Bastığı parayı da ithal mallara karşılık versin. Peki bunu amerika neden yapmıyor? Yapsaydı ülkeleri bile satın alabilirdi. ???
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > Bu mesaja 2 cevap geldi. Cevapları Gizle
Şuan ABD de Federal rezerv kanunu ve benzer yasalar gereği; devlet parayı yahudilerin (rockefeller ailesi başta) Federal bankından talep edip bastırıyor.Karşılığında devlet tahvili vererek, her 1 dolar için belli bir miktar faiz ödemek koşuluyla (merkez bankası) parayı alıyor.Bu faizi de gelir vergisi oalrak halka yansıtıyor.Yani her 1 dolar alınca tekrar faiziyle borçlanmış oluyorsun.Hatta bununla ilgili halkın beyan formu doldurduğundan bahsedilmekte.
Konuya hakim değilim ancak yukarıda bir arkadaş bunu Japonya örneği ile açıklamış. Bu sefer de deflasyon oluyormuş. Ürettiğin mallar yurtdışında çok pahalı olduğu için satılamayıp, elinde kalıyormuş. Yani o da kurtarmıyor.
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Yani gece parayi basip sabah ilk ucakla abd'ye ve avrupaya gidip orada dovize çevirsek ne olur?
O zamanda yurtdisindaki tl miktari artar, dolar ve avro miktari duser, ve yine tl'nin degeri asagiya iner
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesajda bahsedilenler: @E.Gunes
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
parayi cok bassan degeri duser. maasin 2000 den 5000 e cikar ama ekmegi 1 lira yerine 2.5 liraya alirsin. totalde pek bir sey degismez hatta zararina olur belki.
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
Para kağıt şeklinde olanı emre muharrer senet hukmunde. Kişi bu parayı basan hukumetten değeri karşılığında uluslararası piyasada iş yapabilecek metayı talep edebilir. Genelde bu altındır. Ancak şimdi benzin elektrik doğalgaz gibi değerlerde piyasada iş yapıyor.
Uyuşturucu ve kadın ticareti de bu minval üzere. Bazı güney Amerika ve uzak doğu ulkelerinde bu bir ekonomi.
Önemli olan kişinin hukumetiyle olan mubadelesi ve bunun karşılığının bulunması. Ne kadar para basarsanız elinde olan kişiler o kadar baskı unsuru oluşturur
bu nedenle paranın tek elde toplanması amaçlanır. Bu kişilerde şirketleşerek aynı şeyi isteyen söyleyen bir suru alter egoya donuşur. Her bir ltd aslında en buyuğunun bir kolu olarak piyasa kavramını oluşturur.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Şimdi bütün suç o kasapta mı yani. Nerde bu herifin dükkanı.
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Böylece kendi ihraç ettiği mallar peynir ekmek gibi satılmıştır ve Çin devleti çok büyük döviz rezervlerine kavuşmuştur, bu şekilde Çin dünyadaki para dengelerini ve Abd'yi istese sallar ve parasını yerle bir edebilir.
Ama mesele şu ki bir tüccar en büyük müşterisini yani alacaklısını batırır mı meselesi var..Batırmaz..
Türkiye'de halkın alım gücünün korunurken ihracatının artması için Çin modeli uygulaması gereklidir.
Enerji konusunda dışa bağımlı olmayacaksınız, temel hammaddeyi kendi topraklarınızdan sağlayacaksınız ondan sonra paranızı devalüe edip dışardan ithalatı zorlaştıracaksınız bu şekilde Türkiye üretim ve fabrika ülkesi olur.
Ama bugünkü iktidar onun yerine piyasayı serbest bıraktı yada çok ufak müdahalelerle dövizi kontrol altında tutmaya çalıştı.
İthalatı frenlemek adına fazla bir şey yapmayan mevcut hükümet Türkiye'de ki üretim tesislerini ve fabrikaların rekabet şansını çok düşürdü, ve bir çok fabrika kapanıp başka ülkelere gitti.
Türkiye inşaat + avm + rezidans + arazi rantına bırakıldı.
Bunun dışında milyonlarca Suriye 'li ortadoğulu göçmen ile işçilik tam bir vahşi serbest piyasa kapitalizminin eline teslim edildi.
Halkın alım gücü bir yandan aşırı ithalat sonucunda düşerken bir yandan da sermaye sahiplerinin kölesi haline getirildi.
Halkın geneli sadakaya neden mahkum kaldığını yada kalacağını göremediği sürece böyle sürer bu düzen.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Bu mesaja 2 cevap geldi. Cevapları Gizle