1. sayfa
Aynı şekilde bende katılıyorum herzaman mutsuzluklar daha etkileyici our hayattı mutlu oılan anlar yaşanır ve geçer |
İnsan bir şeyin değerini kaybedince hisseder.İnsan nankördür,zayıftır. |
İnsan zaten aptal bir yaratık,belirli şeyleri kavradığında ona zeki diyoruz. Mutluluğu kavrayana da kıskançlıkla bakıyoruz, biz mutsuzken herkesin mutsuz olmasını istemek, en doğal mizaçlarımızdan |
Oturup düşünürken veya yatmadan önce şöyle bi düşüneyim dediğimde aklıma hep eski ve istemediğim anılar geliyor ki bu herkeste de böyledir muhtemelen. Geçmişim sanki sadece saçma anılarımla doluymuş gibi. Aslında bu anılar sayesinde geleceğimi güçlendiriyorum. Aynı hataları bir kez daha yapmamak gibi şeylerle. |
Mutsuzluğu yaşamayan mutlu olmayı anlayamaz. İnsan bir olayı nasıl başında yaşadıklarıyla ortasında yaşadıklarıyla ve en önemlisi nasıl bitirdiyse öyle hatırlıyor aradaki olaylar gidiyor genellikle. |
Dediğiniz gibi mutsuzluğu tetikleyen anılardır,geçmiştir.Bunlardan kurtulmanın yolu geçmişten kurtulmak da değil pek daha fazlası.Mutluluktan ve mutsuzluktan bile sıyrılmak gerek ki arasındaki yolda savrulup durmasın insan. |
Mutsuz olduğum zamanı daha mutsuz olduğum zaman hatırladığımda o zamanki mutluluğumu anlıyorum. O an olmayan mutluluk daha mutsuz olduğumda meydana çıkıyor. |
selamun aleykum mut lu olmak mut suz olmak demek ki aranan şey aslında mut denen şey. o öyle bir şey olmalı ki başına u gelse artık beklenebilir bir hale çevrilmeli. u mut olmalı. mut temel anlamı ile kainatın yaratıldığı öz olarak beyan edilen su denen yapıdaki fikir birlikteliğini aramak ve bu fikir birlikteliğinin üstünde bir geminin yüzdüğünü farzetsek o gemideki kimseleri gözetleyen olarak işaretlenmek demektir. deniz fırtınasız ve sakin ve varsa dalgası amaca götüren insana şen veren, o halde iken geminin içindekiler sakin ve insana haz veren. işte bu hali seyretmek mut denen şeye sahip olmak gibidir. gözetçilik yani sorumlu kılınmış bir kimsenin sahip olduğu ve sahip olunmadığı halde ise endişe veren bir fırtına ile anılan hal mut luluğun anlamlarındandır. fırtına esbab olarak gözükünce insan mut un önüne u koyar ve umut etmeye başlar. u ise bir dua, bir kadın, imkansız bir talep gibidir. acziyet insanı talepçi kılar ve dua anlamını bulur. işte bu fırtına neden oldu diye sorunca ilham edilen hal gereği bir kadının ruh halini anlar. biz insanları deneyecek kadar küçüldük mü ya da onlar mı büyüdü ki denizi sakin bir yere fırtına gönderip de insanı deneyenlerden olduk. hayır biz kullarımıza bir kadının duası nedir diye bilin diye o sakin hali huzur olan günde fırtınayı gönderenlerdeniz. insanın mutluluk ile olan münasebeti bir kadının en içten duaları ile anlamlıdır. kadın huzursuz olunca sanki kainatın başına bir şeyi musallat eder de insana kendi halini(bir kadının en içten duasını) anlatır. bu açıdan mutlu olmak isteyen kimse bir kadının en içten dualarını anlayan gibidir. o öyle bir haldir ki mutlak bir felaketle bitecek bir fırtınayı dindirir veya en güzeli hiç bir zaman o fırtınayı husule getirtmez. mut ile mut suz hal başına bir u aratır ve u mut etmeye döner. insana bu dünyada neşe adına ne yaşadın diye sorulsaydı o, bir kadının(fırtına dinsin diye) kendisine(anlatılana) bir kadına ait en içten duaları öğrettiği andır derdi. |
Hocam farklı bir bakış açısı, beğendim görüşünüzü. |
Hocam farklı bir bakış açısı, beğendim görüşünüzü. teşekkürler. |
1. sayfa
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye Ol Şimdi DeğilÜye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >