Evet. Ben de konuyu sürekli takip ederim. Ama hiç mesaj yazamamışım.. ![]() |
ilk mesajınız hayırlı olsun o zaman. Highhocam tiguan sonrası yokluğunu hissediyoruz. Gecenlerde Ortaköyde V40 cross country tanıtımı vardı. Şahsen arabayı incelerken bana cok mantıklı geldi. Bagaj ihtiyacı karşılayabilecek durumda, yerden yüksekliği gayet iyi ve kasanın hatları cok yenilikçi. Bir kaç sene içerisinde düşünebileceğim bir konsept. İncelemenizi tavsiye ederim. |
Alıcı gözle değil ama incelemiştim hocam bayide. Ben V40'ı beğeniyorum. İçiyle dışıyla malzeme kalitesiyle özel olduğu her halinden belli. Arka koltuk kısmı dar ve basık gelmişti bir tek. Bu tip eksi yanlarını yine de görmezden gelebilirim. Örneğin "Ya ne olacak kırk yılda bir, iki çocuk koltuğunun arasına biri binmesi gerekecek de boşveerrr..." veya "kırk yılda bir uzun yola gideceğim de bagaj lazım olacak, buluruz bir çaresini..." diyebilirim, diyebilirdim. Gel gelelim diyemiyorum ![]() Algının da etkisi vardır tabii bunda. Maddi kazançtaki bozulmalar herkesi kendin gibi görme yanlış algısına sürüklüyor zamanla. Veya belki normal olan bir fiyatlandırma aşırı yüksek gelebiliyor vs. Bakma sen ben Tiguan'ı 54 bine aldım; hazırdan yedik. ![]() ![]() Ayrıca endum hocama ben de hoşgeldin diyeyim. ![]() |
Volvo üstadları merhaba, Sonunda tekrar bir Volvo sahibi olabildim ama öncekine benzemiyor, 2005 s60 2.0t aracımı tanımaya çalışıyorum, sanırım sorularımla sizleri biraz rahatsız edicem şimdiden kusura bakmayın. aracımı dün aldım şimdi kitaba çalışıyorum, ama bugün farkettim araç çalışır durumda değilken içinde otururken bir ses geliyor orta konsoldan sanki cd çalıyormuş gibi, bu ses beni meraklandırdı , belki çok sıradan birşeydir ama bilmeyince merak ettim. aydınlatabilirseniz çok sevinirim ve bu arada tavsiyelerinize ve deneyimlerinizi paylaşmak isterseniz çok sevinirim iyi akşamlar... |
Teşekkür ederim arkadaşlar.![]() ![]() |
Her Dünyalı ömründe bir kez olsun s60 kullanmalı mümkünse sahip olmalı... ![]() |
Kullanmıştım. O koltuklar neydi yav. ![]() |
Hoşgeldin hocam, Allah kaza bela vermesin... Orta konsoldaki ses benimkinde vardı. Aynı cd ilk hareketini yapıyormuş gibi ciyıkk ciyukk edip kesiyor, bir süre sonra tekrar yapıyordu. Yalnız benimki farklı olarak araba çalışırken veya en azından kontak açıkken yapıyordu. Bir iki defa servise gittiğimde sorma teşebbüsünde bulundum ama o sıra daha önemli sorunlar olduğundan ustanın da "hepsinde var, fanla ilgili, önemli değil" gibi cümleler kurması sebebiyle hiç ciddi olarak üzerine düşmedim. |
High hocam wv polo dizel otomatik 47 civari. Jetta comfortline dizel otomatik 72 bin . Bu fiyatlara nasil satiliyor sasmamak elde degil. Bir kac sene sonra v40 50 binlere duser. O zaman bakariz. |
Nasip diyelim hocam. 4. Arabamı kullanıyorum. Planlı programlı olmasa bile hep yaklaşık 5 senede bir değişmişim. Bakalım tiguan'la da bu tesadüfi durum devam edecek mi? Polo deyince bir arkadaş 45 civarında iken fiyatı, aldı. Geçen gün bir bakayım şuna dedim. Dsg denen şey bizim s60'lardaki tork konvektörlüden çok farklıymış onu anladım. Kalkış yapacağım baktım araba geri kayıyor. (Polo da Hill holder opsiyonelmiş) Ayağını frenden çekiyorsun stop edecek gibi oluyor. Bir iki sn sonra kendi kendine gaz veriyor. Bir garip geldi. Kısa bir deneyim olmasına rağmen bende oluşan düşünce gerçek otomatik tork konvertörlülerdir şeklinde oldu. |
Madem aramızda bir VWci var ve madem Eylül ayındayız ben de bir paylaşımda bulunayım: 1999 yılı Eylül ayı, VW Golf IV piyasayı sallıyor. Minimum bekleme süresi 3 ay. Bu süreyi düşürebilmek için İst'da ne kadar VW bayii varsa geziyorum. Havada bir Eylül kokusu var; yazın sonu sonbaharın habercisi. Sonunda uzun mücadeleler sonrası Aralık ayında 2000 model gümüş renk Golf IVüme kavuşuyorum. Arada geçen sürede Eylüllerin çoğunda yurtdışında oldum ama ne zaman İst'da Eylül havası solusam beynim VW bayii gezilerini hatırlar hep. Bu yıl da öyle oldu. İlk aklıma gelen de hep Altunizade'deki Rekor oluyor. Her araç yine gümrüğe gelmemiş haberinden sonra yandaki AVM'de sinemaya gidiyordum. Bu ara, o yıllar İst'da trafik yok dense yeridir; 10-15dk'da karşı yakaya geçip başka bir bayi ziyareti yapmak mümkündü. İki Volvomu da, ilki 2006 yılında, Haziran ayında aldım, ama Haziranlar geldiğinde beynim nedense bu ayın önemini algılamıyor :) Ama Volvolarımı da çok sevmiştim oysa :) |
İlklerin yeri hep farklı oluyor galiba hocam. Ben golf-3 le başladım. 97 modeldi. O zamanlar golfü bilen yok doğru dürüst. Astra vardı revaçta. O zamana kadar golf 1.8 90 bg lik bir motorla geliyordu ama jantlarda kapak bile yok. 97 modeller sport diye geçiyordu. 1.6 100 bg, Çelik cant, klima, beyaz göstergeler tam full o günlere göre. :) Doğuş da şimdiki doğuş değil. Golf ilanı gazetelerde siyah beyaz şeklinde ufacık bir ilandı. "Golf sporlar geldi..." Şeklinde başlığı vardı. :) İşte onu aldığımızda beklemek ne demek, gidip galerinin garajından kendin seçiyordun. Not; telefonun pili bitiyor. Belki sonra devam ederim. |
O golfü 2 milyon 324 bin tl ya almıştık. Sonra 2001 yılında s60'ı kendisinden aldığım bankacı abim krizin etkisiyle tam 10 bin dolara 2001 golf 4 comfortline aldı sıfır. 2003'de bana sattı. Golf 4 iyi bir arabaydı aslında ama bir türlü tam sevemedim. Yine de 5 sene bindim. 2008'de özellikle bu konuda hesheit hocamında ittirmesiyle golf'ten s60'a geçen abimin s60'ını aldım. :) S60 bana masraflar çıkardı ama onu çok sevdim. Unutulmaz bir araba olarak hafızamdaki yerini aldı. S60'ı aldığımda yağmurlu bir kış günüydü. Akşam trafiğinde ataşehir'den yenibosna'ya gelmiştim. Golf'ten sonra dev gibi gelmişti. Otomatik vitese de yabancıydım. Korka korka ama tatlı bir heyecanla ilk sürüş deneyimimi yaşamıştım. |
Bende yazayım bari. Focus'umu aldığımda soğuk bir kış günüydü. Etraf bembeyazdı. Daha acemi olduğumdan eve korka korka 40'ı geçmeden gelmiştim. İlk defa karda araba sürüyordum çünkü. Daha doğrusu gerçek manada ilk defa araba kullanıyordum. Karanlık çökmeye başlayınca iyice korkuyordum. Halen daha eve nasıl sağ salim vardım bilemiyorum. Birde Mercedes C280 var. Onu da başka zamana anlatırım inşallah. ![]() |
İlk Volvoyu alışımla devam edeyim. 2006 Mayıs sonu İsveç'den kısmi dönüş yaptım. Orada günübirlik gözümün önünden geçen Volvo sayısını düşünün artık. Zaten çocukluğumdan beri sevdiğim bir marka idi. Ancak internete girince "Aman Allahım, deliliğin alasını yapmaya kalkmışım" diye düşünmemek elde değil. Şehir efsanelerinin tümü Volvo almamam yönünde idi. Giderken Golf'ü satmış, faize yatırmıştım. Dönüşte faiziyle bana çok rahat bir ikinci el iki yaşında bir S40 I veya Bora alabiiyor. Bu seferki bagajlı olsun diye Bora bakarken yolum o zamanki adı Çırağan olan Zeytinburnu sahildeki Volvo bayiinin ikinci el bölümüne düştü. Dışarıda bir S40 vardı, 1.6 benzinli, dışı gümüş renk, içi siyah, 75binde. Yetkili kapısını açtı, içine daha binmeden içinden bir ilaç kokusu geldi. Önceki sahibi doktormuş, ona XC90 vermişler, o da aracını bayiye bırakmış. Artık aracı ilk yardım aracı olarak mı kullanmışlar bilemiyorum, güneşinde altında kalınca ilaç kokusu iyice belirgindi. Aracı biri daha bakıyordu. Ben sıcak bakmadım. Bir tane daha var ama onu sattık, sahibi kredisinin çıkmasını bekliyor, çıkmazsa size haber verebiliriz dediler. Okay deyip ayrıldım. İki saat sonra aradılar. Diğerini gelip görebilirsiniz dediler. Gittim. Araç alttaki garajda idi. Dışı siyah, içi bej kumaş, 33binde. Araca yaklaşırken parlayan siyah boyasına vuruldum. İçine bindim, kabin yeni kokuyor, ben bu aracı istiyorum dedim kendi kendime. Bagaj hiç kullanılmamış. Ön kaputun rengi bana biraz garip geldi. Hemen yetkili ile atlayıp Evo'ya gittik. Ön kaputun boyalı olduğunu tespit ettiler. Oradan da tanıdık bir boya-kaporta ustasına gittik. O da ön kaputun boyalı olduğunu, aracın normal renginin içinde yeşil olan bir siyah olduğunu, oysa kaputta içinde mor olan bir siyah olduğunu söyledi. Fiyatta sanırım bin tl düşüşle aracı aldım ve 2012 Temmuzuna kadar dere tepe kullanıp 165 binde sattım. Araçtan çok çok memnundum. Bana ek masraflar çıkarmadı. Bakımlarını vaktinden önce yaptırdım. Harcadığım her kuruşun karşılığını fazlası ile verdi. Helal olsun. Bugün geriye dönüp düşündüğümde "güzel araçmış" diyebiliyorum. Ek: Golf IV'ü 9600tl'ye almıştık. 2004 yılında 23500'e sattım. S40'ı 26 ya da 26500'e aldım, 6 yıl sonra 21300'e sattım. |
ne maceralar yaşanmış biz daha yolun başındayız cömeziz desenize :) |
forum çok sakin bu günlerde. benim aracın sol arka teker tarafından bazen cukurlarda ve bozuk yollarda tık tık sesler geliyordu. biri amasör dedi biri takoz dedi bu arada ben znt ankarayı aradım onlardan bir tane 2002 model 2.4 t awd arac için arko sol amasör isttedim bana verdikleri fiyat 2 gün içinde istersen 1650 tl beklerseniz 15 gün o zaman fiyatımız 1450 tl. g.antep parlar yetkili servisi aradım onlarda bana verdikleri fiyat 1 tane amasör için 1630 tl. anlaşılır gibi değil 1 amasör bu kadar pahalımı olur. AWD olmasından kaynaklanıyormuş. parlar yetkili servise pazartesi gideceğim 2.3 parça siparişte vermiştim yedek anahtar ve yağ müşürü. onları alacağım . ve amasörü kontrol ettirip patlaksa eğer değiştireceğim değilse o ses nerden yapıyor takozmu bilyemı belli olacak hayrlısı ile.![]() |
bu arada g.antep yetkili servis benim şaşe noyum ve kaput içindeki noyu aldı öyle fiyat verdi 1650 tl yi. asıl sorum şu benim. volkan d hocamın bilgisi olabilir. yetkili servisin bana dediği. sizin arac A.R yani özel üretilmiş. nasıl anladınız dediğimde ise . şase no ve kaput içi nosu bilgisayara bağlanınca gösteriyor A.R OLDUĞUNU. volkan d hocam böyle bişi varmı ilk defa A.R duydum doğrumudur. |
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sinan9 -- 20 Eylül 2013; 11:54:36 >
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle