ekliyorum hoşgeldin. |
|
Strateji oyun tutkunları... şu konuya göz atmanızı dilerim... http://forum.donanimhaber.com/m_13525586/mpage_10/tm.htm bukadar strateji tutkunun nasıl gözünden kaçmış diye düşünüyorum :) malesef |
Kardeşim zevk meselesi. Ben mesela teknolojik gerçek zamanlı strateji oyunlarından hiç haz almıyorum. Uçak, tank filan kesmiyor beni. Beni tüfek, top, süvari, kılıç gibi şeyler kesiyor. Benim en sevdiğim dönem bu mesela. Buradaki birçok kişide demekki World in Conflict'ten daha güzel olduğunu düşündüğü oyunlar oynamış, onları beğenmiş ve gönül vermiş. Kimse birşey diyemez. Sana "karışma milletin zevkine" demiyorum karışmıyorsun zaten ama kafandaki "lan bu kadar strateji tutkunları böyle güzel bi oyunu nasıl kaçırdı?" sorusunu yok etmeye çalışıyorum. Yanlış anlama. |
Farkındaysan gözden kaçmış demişim.yani oynayıpta sevmemiş değil :) Bende oyunu tanıttım tekrar çünkü forumda aralarda kaynamış gibime geldi ana konusu... yani mesela red alert 2 yi örnek alsaydık ve ben bunu deseydim dediğin doğru olabilirdi çünkü herkes red alert 2 yi bilir hatta oynamıştır.yoruma ve ya başka birşeye gerek yoktur... ama bu oyun yukarıda deidğim gibi gözden kaçmış gibime geldi yani zevk meselesiyle alakası yok, ve yine bu tezimide ihtimale dayalı olarak sunuyorum şuan:) umarım böyledir... teşekkürler |
Hoşgeldin ekliyorum. Favorine COH yazacağım. @borealatis Ben yanlış anlamışım kusura bakma. Fazla tanınmış bir oyun değil. Ama şöyle birşey var: Bu oyun favorinse, bu oyunun tanınmış olmaması(piyasa olmaması) senin işine gelir biraz. Çünki piyasa olmamış çok zevk aldığın oyunların tadı bir farklı oluyor. Hani "bu oyunu öyle herkes bilmez" havaları esiyor, çaktın? Mesela o türden benim de klasiğim: Desperados'tur. Ayrıca Ballance adlı platformvari tür oyunu da pek piyasa olmayan çok zevkli bir oyundur. Bunların tadı bir ayrı. |
Online Strateji SehirLer ARASI SAWAŞ ..! ![]() |
:D ama bu baya bi tanınmamış adam bile zor buluyorum türkiyeden oynayacak:) işin o kısmı farklı tabi:) |
Ekledim hoşgeldin. @borealatis |
baya bi strateji oynarım aslında ama bi gruba üye olmak istemedim hiçbir zaman:) benim gönlüm sizinle bir gün fikrim değiştirirsem yazarım:) |
Aslında bunu söylemen, "Beni kat Red Alert,COH,AEO,EE2,Kosaks" demenden daha güzel. Buraya üye olsan bu kadar sevinmezdim yani. Teşekkür ederim, zaten senin gibiler sayesinde burası açıldıktan 2 gün sonra kapanmadı. ![]() |
Rica ederim. beni de bu nazik tutumunuz sevindirdi:) bende teşekkür ederim |
|
DESPERADOS: WANTED DEAD OR ALIVE Evet arkadaşlar, uzun bir aradan sonra yeniden incelemelerle beraberiz. Bu seferki oyunumuz yine nostaljik havalar estirecek, çıkmış senesine göre çok gelişmiş bir oyun olan: Desperados: Wanted Dead or Alive. < Resime gitmek için tıklayın > 2001 yılında çıkmış oyunumuz raflarda kendine göre bir yer edindi ve bir takım kimselerin klasikleri arasına girdi. O zamanlar desperados türünden olarak bir tek commandos serisi vardı. Desperados, commandos'un tahtını sallamasa da, oynayanların beğenisini kazandı ve gerek kendine göre tarzıyla gerek vahşi batı temasıyla oyuncuların cd koleksiyonlarında özel bir yer tuttu. Hemen oyunun konusuna geçelim. Oyunumuz: adalet düşkünü bir ödül avcısı olan John Cooper isimli birisinin başından geçen bir macerayı konu alıyor. Geçmiş hayatında şeriflik yapmış fakat sonra istifa edip ödül avcısı olmaya karar kılmıştır. Bu arada bütün Meksika'ya korku salmış gizemli bir çete tren soygunculuğu yapmaktadır. Kahramanımız Cooper, bu fırsatı hiç kaçırmaz ve kasabanın polis müdürü kılıklı şişko bir amcama gider ve bu tren soyguncularının resmi olduğu kağıdı masaya atıp cool bir sesle "i wanna solve your problem."(Problemine çözüm getirmek istiyorum) der. Ve gidip eski iş arkadaşlarını toplamak için kolları sıvar. Oyunda Cooper'ın toplayacağı ekip: John'un eski bir arkadaşı olan, zengin birinin pamuk tarlasında işçi olarak çalışan Samuel Williams, gençlik yıllarında tanıştığı Arthur McCoy isimli bir doktor, ve kızın babası vasıtasıyla tanıştığı sevgilisi Kate O'Hara. Tabi bu ayrıntılı bilgiler oyunda verilmiyor, oyunun 2.'sinin resmi sitesinden öğrenebilirsiniz. Ayrıca ekibimize katılacak iki sürpriz isim olacak. Onlardan hiç söz etmeyeceğim, sürpsizi kaçmasın. Oyunun başındaki bölümler takımımızı kurmakla alakalı. Kimi adamımız darağacında şeytanın nefesini ensesinde hissettiği bir zamanda kurtarıyoruz, kimisini belaya bulaşmış bir şekilde. İki sürpriz adamımız bize öykünün gidişinde katılacak. Hepsinin kendine göre özellikleri var. Bunlardan kabaca bahsedeceğim, çünki kendiniz bu özellikleri öğrenmeniz daha zevkli olacaktır. Mesela: Sam bir patlayıcı uzmanı, dinamitlerle arası çok iyi. McCoy bir doktor ve bir keskin nişancı(biliyorum birbirine uzak iki meslek, ne alaka yani? ). Kate bir kumarbaz ayrıca isminden de anlaşılacağı üzere bir kadın. Bu özelliklerinin de oyunda büyük faydası olacak. John'u sona sakladım, assolist hesabı. John bir kovboy diyebiliriz. Çok iyi silah kullanır, bıçak atar. Ayrıca şimşek gibi refleksleri vardır amcamın. Grubun en işe yarayan adamı ve grubun lideri. Bölümlerde stratejiyi genelde o belirler. Şimdi de biraz oyun neye benziyor ona bir bakalım. Oyun tam anlamıyla Commandos'un amcaoğlu arkadaşlar. İzometrik kamera ile oynanıyor ve adamlarımız, düşmanlarımız, kısaca herkes küçük adamlar halinde. Bir adamımıza silah çektirdiğimizde(herkesin sınırsız kurşunlu bir silahı var) fare işaretçiği nişangah oluyor ve bir adama getirdiğimizde adamın etrafında kırmızı bir çizgi çıkıyor(böylece onu nişan aldğımızı biliyoruz) ve "dıkşın!" . Oyunda "Quick Action" diye birşey var arkadaşlar. Sanıyorumki bu olayı oyun dünyasına ilk Desperados getirdi. Oyunda daha önceden ayarladığımız iş(ler)i bir tek space tuşuna basarak yapabiliyoruz. Bu olay John'da üç action olarak, diğerlerinin hepsinde birer tane. Yani John'a üç iş verebiliyoruz ve space'ye bastığımızda bunları hızlı bir şekilde yerine getiriyor. Bir örnek vereyimde daha iyi anlayalım: mesela John'un önünde üç tane adam var(üçününde arkası dönük). Bunları öldürmenin en sessiz yolu: teker teker bir kenara çekip bıçaklamaktır. Fakat en kolay yolu "Quick Action"dur. Sliah çekip elimizle teker teker öldürürken reflekslerimizi çok iyi kullanmalıyız ve çok hızlı olmalıyız. Böyle olmazsa, daha ikinci adama nişan alıcam derken John'u ölmüş buluruz. Quick Action sayesinde nişan almanın verdiği büyük zaman kaybının önüne geçmiş oluyoruz. Yani sonuçta John'un refleksleri bizden daha iyi, bırakın o yapsın ![]() . Hemen q'ya basıyoruz sonra silaha basıp o üç adama tıklıyoruz. Sonra gerektiği kadar yaklaşıp(Cooper'ın kurşunları çok uzaktan öldüremez) space'ye basıyoruz ve kolumuzu bağlayıp "silahşov"u izliyoruz. Bu Quick Action olayı çeşitli işlerde kullanılabiliyor. Bir yere gitme, bıçak atma, kısaca her türlü işlerde. Fakat John'da farklı türde işleri yapamıyoruz QA ile. Mesela: "şuraya git, şuna bıçak at ve silahla şuna ateş et" gibisinden. Oyunun grafik, ses gibi özelliklerine bakalım. Oyunumuzun grafikleri çok güzel arkadaşlar. Evet, 2001 senesine göre filan demeyeceğim, tek diyeceğim: "çok güzel". 2002-03-04-05 senelerinde çıkmış gerek FPS gerek TPS oyunlarındaki berbat grafikler bu oyunda yok. Bunun, oyunun izometrik olmasıyla çok alakası var. Bu tür oyunlarda(bkz. Age of II, Commandos) grafikler çok güzel/şirin olur. Ayrıca renderlanmış filmlere söylenecek birşey yok. Gayet güzel yapılmış. Sesler çok güzel. Gerek "ahh!" sesleri, gerek kahramanlarımızın seslendirilmeleri çok profesyonelce. Mesela Sam bir zenci ve zenci ağzıyla konuşuyor(onu seslendiren de bir beyaz dikkat buyrun) John'un çok cool bir sesi var, Doktorun olsun, Kate'nin olsun, diğer karakterlerin olsun, özellikle ingilizcenin ikinci dil olduğunu vurgulamada önplana çıkmış sesler olsun hepsi gayet oturaklı, güzel ve profesyonelce. Müzikler gayet güzel ve dikkat çekici. Düşman sizi fark ettiğinde heyecanlı bir müzik çalıyor ve zaten telaşlı bir vaziyetteyken daha da telaşa geliyorsunuz. Ortalık yatışınca hemen yavaş müzik geri dönüyor. Buralardaki geçiş gayet kesintisiz ve oturaklı. Oynanabilirlik harika. Oyun sizi bağlıyor, gittikçe merak cezbeden konusuyla "ayyy bitirsem şunu sonunda nolcak acaba" dedirttiren bir oyun. Kontrollere alışınca çok rahat geliyor. Yapay zeka süper. Özellikle zeki düşmanların yaptıklarını görünce kafayı yiyecek ve "2001 senesinde bu teknoloji varmıydı lan" diyeceksiniz. Bir örnek vermeden geçemeyeceğim: mesela bir düşmanı yanınıza çekip hakladınız. Onun yakınında dolaşan başka bir düşman gelip onu yerinde göremeyince "nerde lan bu, bi dakka önce buradaydı!?!" deyip panik yapacak ve etrafta koşuşturacak. Sanırım Desperados: Wanted Dead or Alive için denilebilecek bunlar. Oyunun tek ekisi: oyun bitince sondaki renderlanmış filmden sonra kahramanlarımızın ödül parasıyla naptıklarını felan göremememiz. Boss'u öldürüyoruz ve öyle sap gibi bitiyor. Bu olay çok kötü. Bunun dışında herşey çok güzel. Bu oyunu size -eğer oynamadıysanız- tüm kalbimle öneriyorum. Gerçekten çok güzel bir klasik. Bazı yerlerde zorlanacaksınız ama öyle olunca benim gibi tam çözüme başvurmak yerine(birkaç kerecik baktıydım < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > |
| ''Jansay'' çok güzel bir inceleme yapmışsın ayrıca ilk bölümü çözene kadar ne çekmiştim Sam i kurtarıp da ayıltma olayını çözememiştim ilk başlarda 2001 de oynadım tabi yaş ufak ozaman Mükemmel Derecede İngilizce de bilmiyordum okuyordum ama denen yere götürüp bıraktığımda hiç birşey olmuyordu şans eseri biraz ileri bırakıyım dedim kafasını soktu suyun içine kendine getirdi Sam i Bizim Cooper. Commandosun uzun süre sonra oyun çıkarması da bu oyuna yönlendirmişti açıkcası beni Ama Commandos un yeri çok başkadır bende Özellikle 2. oyun olan ''Men Of Courage'' hastayım zamanım oldukça tekrar tekrar bitiriyorum. |
Buraya bende üyeyim değil mi? Hamachi den çoğu oyunu oynayabilirim, isteyen varsa normal-pro arası atarız birşeyler World in Conflict ilk tercihtir tabiki benim için... Edit:uhh Sayfa Başı |
e hiç yoksun ki oynayalım:) akşamları oynamak için adam arıyorum :) |
ben baya bir önce bitirmiştim 1.oyunu.
2. oyunun da 1 bölümünü oynamıştım oyun öyle kötü gibi değil gerekli yerlerde Tab tuşu ile FPS ye geçiliyordu diye hatırlıyorum ama bi ara bakıcam oyun günün şartlarına göre geliştirildiği için belkide milletin pek hoşuna gitmedi.
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle