Bir Raspberry Pi Zero ve İnatçı USB Wi-Fi Adaptörünün Hikayesi Her şey basit bir hedefle başladı: Elimdeki dahili Wi-Fi'ı olmayan Raspberry Pi Zero WH modeline, harici bir USB Wi-Fi adaptörü ile kablosuz internet özelliği kazandırmak. Kağıt üzerinde her şey kolay görünüyordu: SD karta imajı at, adaptörü tak ve internete bağlan. Ancak bu basit görev, beni Linux'un derinliklerine çeken, sabrımı sınayan ve sonunda paha biçilmez dersler öğreten bir maceraya dönüştü. Bölüm 1: İlk Hayal Kırıklıkları ve Yanlış Yollar Yapay zekanın tavsiyesiyle, hafif ve hızlı olmasıyla bilinen DietPi işletim sistemini kurmaya karar verdim. "Ne kadar zor olabilir ki?" diye düşündüm. Ancak daha en başından itibaren DietPi'nin USB Wi-Fi adaptörümü görmediğini fark ettim. İlk şüpheli her zaman olduğu gibi güçtü. Ancak USB multimetremle yaptığım ölçümler, sorunun güçle alakalı olmadığını gösterdi. Bu süreçte iki bozuk OTG adaptörüyle boğuştuğumu, beklenmedik elektrik ve internet kesintileri yüzünden defalarca SD karta yeniden imaj yazdığımı saymıyorum bile. Bölüm 2: Dedektiflik Başlıyor ve SSH'ın Büyüsü Nihayet DietPi terminaline ulaştığımda, dietpi-config menüsünden Wi-Fi'ı tarattım ama sonuç hüsrandı: "Hiçbir ağ bulunamadı." Bu noktada, tahmin yürütmeyi bırakıp sisteme doğru soruları sormam gerektiğini anladım. lsusb komutuyla adaptörümün bir Ralink yonga setine sahip olduğunu öğrendim. Ardından, sistemin başlangıç kayıtlarını döken dmesg komutuyla hatayı tam kalbinden vurdum: "failed request firmware". Yani, sistem adaptörü tanıyor ama onu nasıl çalıştıracağını anlatan o kritik "kullanım kılavuzu" (firmware) dosyası eksikti. Yapay zeka, firmware-misc-nonfree paketinin bu dosyayı içerdiğini, ancak sistemimde zaten kurulu olduğunu söyledi. Bir çelişki vardı. Çözüm, eksik olan rt2870.bin dosyasını wget komutuyla manuel olarak internetten indirip /lib/firmware klasörüne koymaktı. Ancak burada yeni bir sorun baş gösterdi: Raspberry Pi Zero, o kadar yavaştı ki, ben uzun wget komutunu mini klavyemle yazmaya çalışırken sistem sürekli meşgul moda girip yazdıklarımı kesiyordu. Tam pes etmek üzereyken, yapay zekadan hayatımı değiştiren bir tavsiye geldi: SSH. SSH ile bilgisayarımdan Pi'ye uzaktan bağlanmak, resmen bir aydınlanma anıydı. Artık rahat klavyemle, uzun komutları hatasız bir şekilde kopyala-yapıştır yapabiliyordum. O inatçı wget komutunu saniyeler içinde çalıştırdım ve firmware dosyasını ait olduğu yere koydum. Yeniden başlattığımda ise ilk zaferimi kazandım: Wi-Fi adaptörüm sonunda ağları görüyor ve internete bağlanıyordu! Bölüm 3: Son Engel: DNS ve Kontrolü Ele Almak Tam "başardım" derken, internetin hala tam çalışmadığını fark ettim. ping google.com komutu, "Temporary failure in name resolution" hatası veriyordu. Yani, ağa bağlıydım ama "https://www.google.com/url?sa=E&source=gmail&q=google.com nerede?" diye soracağım bir telefon rehberim (DNS sunucusu) yoktu. Yapay zeka beni yine dietpi-config menülerinde dolaştırdı, hatta statik IP'ye geçmemi önerdi. Ancak ben statik IP'nin getireceği ekstra modem ayarlarıyla uğraşmak istemiyordum. Bir şeyin ayarı varsa, o ayarın bir yapılandırma dosyasında tutulması gerektiğini biliyordum. Madem sistem bir DNS adresi kullanmaya çalışıyordu, bu emri bir yerden almalıydı. İçinde DNS adreslerinin yazdığı tüm dosyaları arattım ve karşıma /etc/network/interfaces dosyası çıktı. sudo nano ile dosyayı açtığımda, en tepede "DİKKAT: BU DOSYAYI ELLE DEĞİŞTİRMEYİN, dietpi-config KULLANIN" yazan bir uyarı vardı. İşte o an, doğru yerde olduğumu anladım. wlan0 (Wi-Fi arayüzü) bloğunun altına basit bir satır ekledim: dns-nameservers 8.8.8.8 Bu, Pi'ye "Modem sana ne derse desin, sen adres sormak için her zaman Google'ın sunucusunu kullan" demekti. Ctrl+X ve Y ile dosyayı kaydettiğim an, SSH bağlantım koptu. Çünkü ağ ayarlarını değiştirmiştim. Kısa bir panik anından sonra, bunun aslında işlemin başarılı olduğu anlamına geldiğini fark ettim. Raspberry Pi'yi yeniden başlattım, komut satırına ping google.com yazdım ve... Başarıyla pinglendi! Sonuç Basit bir Wi-Fi kurulumu olarak başlayan bu yolculuk, bana Linux'un temel çalışma mantığı, donanım-sürücü ilişkisi, SSH'ın gücü ve en önemlisi, bazen en iyi çözümün hazır menüleri bırakıp sorunun kaynağına inmek olduğunu öğretti. Uzun sürdü, zorladı ama sonunda o küçük cihaza istediğimi yaptırmanın verdiği tatmin paha biçilmezdi.
yazımı tabiki yapay zekaya özetlettim :D
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
Her şey basit bir hedefle başladı: Elimdeki dahili Wi-Fi'ı olmayan Raspberry Pi Zero WH modeline, harici bir USB Wi-Fi adaptörü ile kablosuz internet özelliği kazandırmak. Kağıt üzerinde her şey kolay görünüyordu: SD karta imajı at, adaptörü tak ve internete bağlan. Ancak bu basit görev, beni Linux'un derinliklerine çeken, sabrımı sınayan ve sonunda paha biçilmez dersler öğreten bir maceraya dönüştü.
Bölüm 1: İlk Hayal Kırıklıkları ve Yanlış Yollar
Yapay zekanın tavsiyesiyle, hafif ve hızlı olmasıyla bilinen DietPi işletim sistemini kurmaya karar verdim. "Ne kadar zor olabilir ki?" diye düşündüm. Ancak daha en başından itibaren DietPi'nin USB Wi-Fi adaptörümü görmediğini fark ettim. İlk şüpheli her zaman olduğu gibi güçtü. Ancak USB multimetremle yaptığım ölçümler, sorunun güçle alakalı olmadığını gösterdi. Bu süreçte iki bozuk OTG adaptörüyle boğuştuğumu, beklenmedik elektrik ve internet kesintileri yüzünden defalarca SD karta yeniden imaj yazdığımı saymıyorum bile.
Bölüm 2: Dedektiflik Başlıyor ve SSH'ın Büyüsü
Nihayet DietPi terminaline ulaştığımda, dietpi-config menüsünden Wi-Fi'ı tarattım ama sonuç hüsrandı: "Hiçbir ağ bulunamadı." Bu noktada, tahmin yürütmeyi bırakıp sisteme doğru soruları sormam gerektiğini anladım.
lsusb komutuyla adaptörümün bir Ralink yonga setine sahip olduğunu öğrendim. Ardından, sistemin başlangıç kayıtlarını döken dmesg komutuyla hatayı tam kalbinden vurdum: "failed request firmware". Yani, sistem adaptörü tanıyor ama onu nasıl çalıştıracağını anlatan o kritik "kullanım kılavuzu" (firmware) dosyası eksikti.
Yapay zeka, firmware-misc-nonfree paketinin bu dosyayı içerdiğini, ancak sistemimde zaten kurulu olduğunu söyledi. Bir çelişki vardı. Çözüm, eksik olan rt2870.bin dosyasını wget komutuyla manuel olarak internetten indirip /lib/firmware klasörüne koymaktı.
Ancak burada yeni bir sorun baş gösterdi: Raspberry Pi Zero, o kadar yavaştı ki, ben uzun wget komutunu mini klavyemle yazmaya çalışırken sistem sürekli meşgul moda girip yazdıklarımı kesiyordu. Tam pes etmek üzereyken, yapay zekadan hayatımı değiştiren bir tavsiye geldi: SSH.
SSH ile bilgisayarımdan Pi'ye uzaktan bağlanmak, resmen bir aydınlanma anıydı. Artık rahat klavyemle, uzun komutları hatasız bir şekilde kopyala-yapıştır yapabiliyordum. O inatçı wget komutunu saniyeler içinde çalıştırdım ve firmware dosyasını ait olduğu yere koydum. Yeniden başlattığımda ise ilk zaferimi kazandım: Wi-Fi adaptörüm sonunda ağları görüyor ve internete bağlanıyordu!
Bölüm 3: Son Engel: DNS ve Kontrolü Ele Almak
Tam "başardım" derken, internetin hala tam çalışmadığını fark ettim. ping google.com komutu, "Temporary failure in name resolution" hatası veriyordu. Yani, ağa bağlıydım ama "https://www.google.com/url?sa=E&source=gmail&q=google.com nerede?" diye soracağım bir telefon rehberim (DNS sunucusu) yoktu.
Yapay zeka beni yine dietpi-config menülerinde dolaştırdı, hatta statik IP'ye geçmemi önerdi. Ancak ben statik IP'nin getireceği ekstra modem ayarlarıyla uğraşmak istemiyordum. Bir şeyin ayarı varsa, o ayarın bir yapılandırma dosyasında tutulması gerektiğini biliyordum. Madem sistem bir DNS adresi kullanmaya çalışıyordu, bu emri bir yerden almalıydı.
İçinde DNS adreslerinin yazdığı tüm dosyaları arattım ve karşıma /etc/network/interfaces dosyası çıktı. sudo nano ile dosyayı açtığımda, en tepede "DİKKAT: BU DOSYAYI ELLE DEĞİŞTİRMEYİN, dietpi-config KULLANIN" yazan bir uyarı vardı. İşte o an, doğru yerde olduğumu anladım.
wlan0 (Wi-Fi arayüzü) bloğunun altına basit bir satır ekledim:
dns-nameservers 8.8.8.8
Bu, Pi'ye "Modem sana ne derse desin, sen adres sormak için her zaman Google'ın sunucusunu kullan" demekti. Ctrl+X ve Y ile dosyayı kaydettiğim an, SSH bağlantım koptu. Çünkü ağ ayarlarını değiştirmiştim. Kısa bir panik anından sonra, bunun aslında işlemin başarılı olduğu anlamına geldiğini fark ettim.
Raspberry Pi'yi yeniden başlattım, komut satırına ping google.com yazdım ve... Başarıyla pinglendi!
Sonuç
Basit bir Wi-Fi kurulumu olarak başlayan bu yolculuk, bana Linux'un temel çalışma mantığı, donanım-sürücü ilişkisi, SSH'ın gücü ve en önemlisi, bazen en iyi çözümün hazır menüleri bırakıp sorunun kaynağına inmek olduğunu öğretti. Uzun sürdü, zorladı ama sonunda o küçük cihaza istediğimi yaptırmanın verdiği tatmin paha biçilmezdi.
yazımı tabiki yapay zekaya özetlettim :D
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye Ol Şimdi DeğilÜye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı >