Otomasyonun her geçen gün daha da geliştiği, akıllı trafik ışıklarınıın üzerinde çalışıldığı bir zamanda yola tebeşirle çizgi çizer gibi yaya geçidi yapmak ilkelliktir. Trafiğe kayıtlı araç sayısının 30 milyona dayandığı bir ülkede bu ilkel metodla yaya önceliği hayata geçirilmeye çalışılıyorsa o ancak ülke Türkiye olabilir |
Güncelleme: Cezaya yaptığım itiraz bugün sonuçlandı. Burası Türkiye dedirten bir sonuç çıktı. Hakim EGM'den itirazıma yönelik savunma istemişti. EGM özetle ellerinde suçuma dair herhangi bir kanıt bulunmadığını ve polisin yazdığı ceza için delil veya teknik ölçüm gerekmediğini savundu. Bu savunma haklı bulundu arkadaşlar. Sokak arasında asgari hız sınırının altında seyrettiğim ve yavaş gittiğim için trafik cezası aldım. Bu arada cezayı yazan kişi tutanakta adı ve sicil numarası geçen kişi değil. Sözde ihlali tespit eden polis memuru başka. Bunu EGM'nin verdiği savunma yazısından öğrendim. Sözde tespit başka bir memura intikal ediyor ve tutanağı o memur tutuyor. O yüzden hepimiz ceza tutanaklarında aynı isim ve sicil numaralı memuru görüyoruz. Sonuç olarak vatandaşı baskı altına alan art niyetli bazı polis memurları ve geri kalan diğer her şeye karşı önlem almak adına araçlarımıza trafik kamerası taktırmamız gerekiyor. Ben bu olayda haklı olduğumu biliyorum. Sivil polisin şeridimde beni sıkıştırdığını ve camını açıp bana sözlü sataştığını biliyorum. Fakat malesef kanıtlayamıyorum. CİMER'e konu hakkında şikayet kaydı açtım. Muhtemelen bir şey çıkmayacak. Kimi kime şikayet ediyoruz zaten? Yine de kendi adıma vicdanım rahat. Kamu düzenini bozan veya trafik kurallarını ihlal eden bir hareketim olmadı. Öyle bir düzen var ki suçsuzluğumuzu biz kendimiz kanıtlamak mecburiyetindeyiz ve bu konuda hepimiz yalnızız. En azından bu gerçeği bir kez daha hatırlamış oldum ve en yakın zamanda aracıma ön/arka kamera taktırıyor olacağım. |
Bazen hatalı ya da haksız cezayla karşılaşılabiliyor. Yaklaşık 2 yıl önce pamukkalede jandarma tarafından yazılan "görüntü kaydı vardır notuyla yazılan kaldırıma park" cezasını kendi araç kamera görüntümle kaldırıma parketmedigimi ve yol üzerinde de herhangi bir park veya duraklama yasak levhası olmadığına dair fotoğraflı videolu kayıtla birlikte, tutanakta yazılı olan görüntü kaydının izlenmesi vs gerekçeyle mahkemeye gidip itirazda bulundum ve tutanağı iptal ettirmiştim. İlk işim cezaya dair bildirim gelince tutanağı yazan uzm.jnd.trafikciyi bulup hesap sormaktı ama bulamamıştım. Çünkü ihlal yapmadığıma adım kadar emindim.... |
Aynı sebepten bana da aynı sizde oldupu gibi yayata yol vermeme cezası yazıldı. Kolluk kuvvetlerının şahit oldukları olayı tutanakla ilgili birime iletme hakları varmıs. Benım cezada tutatağı aracımın arkasında seyreden olay yerı ınceleme ekıbı tutup trafık polısıne gondermıs. Cezayı o tutanakla beraber trafık polısı kesıyor. Olay yerının hakkımda tutanak tutma sebebı de arac gecmenın yasak olmadıgı yerde kendısını sollamam🙂 Neyseki aracımda araç kamerası vardı. Goruntulerle beraber itiraz ettim. 2bucuk ay sonunda cezam iptal oldu |
Yol verildiği halde aylak aylak rahat tavırla geçen yayayada ceza kesilmeli |
İtirazınıza gelen yanıtın en sonunda karara itiraz edebileceğiniz yer ve zaman bilgisi yazar. Avukat ile görüşüp itirazınızı yapabilirsiniz bu gibi konularda bireysel hareket etmeyin. |
Bu aşamadan sonra sürece maddi yükler eklenmeye başlıyor. Cezanın iptali uğruna bu yükün altına girmeyi anlamlı görmüyorum. Tavsiye için teşekkürler. |
Bugün maddiyat gözeterek hakkından feragat ediyorsan gelecekte de neden haksızlığa uğradım deme hocam. Geçim zor evet herkesin durumu iyi değil ama sen bugün haklı olduguna inandıgın bir meselede geri adım attığında yarın yeniden haksızlığa uğradığında yeniden geri adım atacaksın demektir ve bu iyi bir şey değil. Şöyle düşünün mesela belki de sizin meseleniz bir kıvılcım yakacak belki de baştan aşağı bazı şeylerin değişmesine neden olacak. Böyle şeyler çoktur hayatta. Bu sebeple eğer haklı oldugunuza inanıyorsanız geri adım atmayın. Yok geri adım atıyorsanız bu durumda ya haksızsınız ya da bir şeyleri bahane ederek haklılığınızdan vazgeçmeye razısınız. Yine söylüyorum maddi durumunuz iyi değildir bu gibi meselelere ayıracak paranız yoktur hepsine saygım sonsuz. Ben genel anlamıyla söylüyorum. |
Geri adım atmış değilim. Cezanın iptal edilmesi adına hukuken yapabileceğim başka bir şey yok. Haklı olduğumu düşünmek ve süreci mahkemeye taşımak fayda etmiyor. Zira süreç düşünüldüğü gibi basit işlemiyor. Bu konuda sağlıklı yorum yapabilmek için sürece iyi hakim olmak gerekir. Öbür türlü yapılan yorum ‘haklıysan pes etme, mutlaka kazanırsın’dan öteye gitmez, ki sizin yorumunuz da bu minvalde aslında. 🙂 Benzer durumla karşılaşırsanız aynı hassasiyeti göstermeniz dileğiyle. Bu arada ceza iptali için değil ama cezayı yazan kolluk kuvveti polis memuru için görevi kötüye kullanmaktan ilgili ilçe emniyet müdürlüğüne gittim ve müşteki sıfatıyla ifade verdim. Burada haklı bulunursam ceza iptal olmuyor. Ama ilgili polis memuruna yaptırım uygulanıyor. Henüz somut bir gelişme olmadığı için buraya yazmamıştım. Gelişme olursa buradan bilgi veriyor olurum. |
Hocam forumumuzda bir sürü avukat var. Siz sadece yazıyorsunuz kişisel yerleri silin ekleyin belgeleri. Avukat hocalarımız mutlaka tavsiye verirler. Bana red verildi polisin ifadesine inanıldı diyorsunuz o kararın en sonunda şu tarihe kadar şuraya şuraya itiraz edebilirsiniz yazıyor. İşte bu kısım için burada devreye maddiyat giriyor diyorsunuz. Buraya kadar tamamız değil mi? Bahsettiğiniz diğer her şey, her biri ayrı ayrı konular ve ayrı ayrı ele alınması gerekir. Siz birden fazla konuyu tek mesaja indirgediğiniz için gözünüzde büyüyor. Oysa bu süreçler sandığınız kadar karmaşık değil. Ayrıca benim bahsettiğim şey "asla pes etme" minvalinde bir şey değil. Vatandaşa yazılan cezalara nasıl itiraz edilebileceği zaten belli. Siz ilk aşamayı yapıp buradan red alıp pes ediyorsunuz oysa onun daha devamı var. İşte o devamı için "maddi konular giriyor" diyorsunuz. Açıkça deyin ki benim maddi durumum el vermiyor o yüzden sürece devam edemeyeceğim ama durumu olan sürece devam etsin sonuna kadar götürsün. Böyle bir hava da yok mesajlarınızda. Öyle bir şey ki mesela diyelim karakola gittiniz size kötü muamele edildi, ilgilenilmedi. Diyebilir misiniz ki tüm polisler böyledir? Ya da adliye sürecinde yaşadığınız bir olumsuz deneyimi genele yayabilir misiniz? Şunu da belirtmeden edemeyeceğim. Bazı insanlar vardır ortada bir mesele vardır bu mesele A olsun. Bu A yı anlatmak için önce Z ye uğrar sırasıyla A ya gelir. İşte yaptığınız o tamamen. Aslında mesele çok basit, sadece komplike göstermek istiyorsunuz veya bu şekilde düşünerek kendinizi sakinleştiriyorsunuz. Ancak toplum adına veya burası kamuoyuna açık bir yer olduğu için şöyle ifade etmeliyim, kamuoyuna yönelik olarak yazılan bir platformda iyi bir örnek teşkil etmiyorsunuz. Bakın ben yine sözümü şöyle bitireceğim. Değerli arkadaşlar Haklı olduğunuz bir meselede bahanelerin ardına sığınarak haklılığınızdan vazgeçerseniz yarın yeniden haksızlığa uğradığınızda "şimdi niye böyle oldu ki" demeyin. Hatta öyle olaylar var ki belki de sizin girişiminiz bir kıvılcım yakacak ve bir şeylerin değişmesine neden olacak belki de kurallar, düzenlemeler yeniden yapılacak. Bunu hayalcilik olarak görmeyin bunun örnekleri çoktur dünyada ve ülkemizde de çoktur. Bir Cimer başvurusu ile dahi neler neler olabiliyor pozitif anlamda. Bu sebeple pozitif olmakta fayda var. Bugün yerel mahkemede yargılanıyorsunuz diyelim hakim sizi mahkum ediyor ama itiraz ediyorsunuz üst mahkeme kararı bozabiliyor örneğin. Ya da tam tersi de olabiliyor. Yani tüm hukuki süreci tamamlamadan burada oturup şöyleydi böyleydi demeyi çok luzumsuz bir sızlanma olarak görüyorum kimse kusura bakmasın. Ayrıca müşteki kelimesini kullanmayı bilecek kadar terminolojiye hakimsiniz diyelim, bu hakimliğinizi boşa çıkarmayıp hakkınızı son noktasına kadar aramaya devam edin ki iyi bir örnek teşkil edin. Yoksa yaptığınız ben haklıyım ama haksızlığa uğradımdan ziyade ben sadece sızlanmayı seviyorum anlamı taşıyor. Ha deyin ki arkadaşlar maddi durumum el vermiyor devam edemiyorum sürece. Saygım sonsuzdur. Utanıp sıkılacak bir şey yok bunda. Kişisel görüşlerimdir |
yoo... kesilmemeli. Yayalar, takılmaları veya düşmeleri enegellemek için özellikle rahat tavırla yürümeliler. 80'lerde 'yürüyüş hızınızı arttırmayın, asla koşmayın' diye uyarı geçilirdi tarfik eğitimlerinde, sonraları bu uyarıyı ihmal etmeye başladılar. Yayayken acele ederlerse araç sürerken de aynı aceleciliklee araba kullanmaya devam ediyorlar. Ayrıca her yaya acele edemez, protezi vardır, hastalığı vardır... bilinemez, hukuken de kamunun bilmeye hakkı yok. |
Yaya önceliği mantığını ana yol tali yol ayırımına uygularsak tali yoldan gelene öncelik verilmesi gerekir.