Arama butonu
Bu konudaki kullanıcılar: 1 misafir, 1 mobil kullanıcı
89
Cevap
1867
Tıklama
0
Öne Çıkarma
Cevap: KIRIK MIZRAP (4. sayfa)
-
19 yıl
Binbaşı
Konu Sahibi

Yusuf'u Kaybettim



Yusuf; u kaybettim Kenan ilinde
Yusuf bulunur, Kenan bulunmaz
Bu aklı fikr ile Leyla bulunmaz
Bu ne yaredir ki çare bulunmaz

Aşkın pazarında canlar satılır
Satarım canımı alan bulunmaz
Yunus öldüdeyu selan verirler
Ölen beden imiş, aşıklar ölmez

Yunus Emre



-
19 yıl
Binbaşı
Konu Sahibi

Yol



Yar yüreğim yar, gör ki neler var,
Bu halk içinde bize gülen var.

Ko gülen gülsün, Hak bizim olsun,
Gaafil ne bilsin,Hakk'ı seven var.

Bu yol uzaktır menzili çoktur,
Geçidi yoktur derin sular var.

Girdik bu yola aşk ile bile,
Gurbetlik ile, bizi salan var.

Her kim merdane gelsin meydane,
Kalmasın cana kimde hüner var.

Yunus sen bunda meydan isteme,
Meydan içinde merdaneler var.

YunusEmre



-
19 yıl
Binbaşı
Konu Sahibi

Yarab Bu Ne Derttir



Yarab bu ne derttir derman bulunmaz
Yar bu ne yaradır merhem bulunmaz
Benim garip gönlüm aşktan usanmaz
Varıp yare gider hiç geri dönmez..

Aşık olan gönül aşktan usanmaz
Ahiret korkusun bir pula saymaz
Aşk pazarıdır bu canlar satılır
satarsın bu canı hiç kimse almaz..
(dönüpte bakmaz)

Döne döne binbir öğüt verirler
Dünya malı ile gözün boyarlar
Aşık öldü deyu sala verirler
Ölen hayvan olur, Aşıklar ölmez.


Yunus Emre



-
19 yıl
Binbaşı
Konu Sahibi

Felek Vermezsin Dengi Dengine



Felek vermezsin dengi dengine
Yolum düşürdün yine ingine
Kader getirdi Karaman iline
Çimenler mahzun gülleri mahzun

Aşıp dağları seyran eyledim
Garip gönlümü hayran eyledim
Doğdu gönlümden ben de söyledim
Yaylalar mahzun yolları mahzun

Oba yerleri yıkılmış viran
Ceylanlar gitmiş dağılmış şahan
Dedim feleğe işlerin yaman
Konuştum nice dilleri mahzun

Karacaoğlan konayım güllere
Gidelim gönül uzak illere
Selam söyleyin garip yollara
Gördüm ovaları çölleri mahzun


Karacaoğlan



-
19 yıl
Binbaşı
Konu Sahibi

Gamlanma Gönül



Kemler iyi göremez
Gamlanma gönül gamlanma
Bin kaygu bir borç ödemez
Gamlanma gönül gamlanma

Koyun meler kuzu meler
Sular hendeğinde dolar
Ağlayanlar bir gün güler
Gamlanma gönül gamlanma

Yiğit yiğidin yoldaşı
At yiğidin öz kardaşı
Sağlık her şeyin başı
Gamlanma gönül gamlanma

Naçar Karac'oğlan naçar
Pençe urup göğsün açar
Kara gündür gelir geçer
Gamlanma gönül gamlanma


Karacaoğlan



-
19 yıl
Binbaşı
Konu Sahibi

Gel




Bağlandı yollarım, kaldım çaresiz
Gayri dünya bana aralandı gel
Derildi defterim artsız arasız
Üst üste dizildi sıralandı gel

Yâri görse idim haftada ayda
Sevip ayrılmaktan ne buldum fayda
Azrail göğsümde canım hay hayda
Ciğerimin başı yaralandı gel

Karac'oğlan der ki başa yazıldı
Gözüm yaşı ceyhun oldu süzüldü
Kefenim biçildi, kabrim kazıldı
Mezarımın üstü karalandı gel


Karacaoğlan



-
19 yıl
Binbaşı
Konu Sahibi

Gel Güzeli Bolca İle Gidelim



Gönül ne gezersin sarp kayalarda
İniver aşağı yola gidelim
Bir güzel sevmeyle gönül eğlenmez
Gel güzeli bolca ile gidelim

Koyuver gitsin sefil baykuşu
Durmuyor akıyor gözümün yaşı
Kadir kıymat bilmezmiş er kişi
Kadirli kıymatlı ile gidelim

Şahanı koyverin avını alsın
Yarenim yoldaşım yanıma gelsin
Şu garip illerde düşmanım ölsün
Emmili dayılı il'e gidelim

Karac'oglan der ki yiyip içmeden
Muhannat köprüsünden geçmeden
Güzeller usanmaz konup göçmeden
Düşelim de azgın sele gidelim


Karacaoğlan



-
19 yıl
Binbaşı
Konu Sahibi

BATI HAYRANLIĞI




Batı şokunun sarsdığı günler...

Batı hayranlığı sis gibi ruhları sardı,

Tıpkı bir ölüm şoku insanımızın hâli;

Ülkenin geleceği karardıkça karardı,

Kimlerin omuzunda nesillerin vebâli?

Batı illizyonu bitevî ruhları sardı.

Mesâfelere takılmış iddiâlı ruhlar,

Fânus içinde yanan yalancı mumlara denk.

Şerit değiştirip duran bu şaşkın gürûhlar;

Hedefe varamayacaklar ölünceye dek,

Mesâfelere takılmış iddiâlı ruhlar...

Yüce Yaradan’a karşı küstahça bir yarış,

O’nun icraâtına rekâbet sevdâsında..

Kendi işinde alınan yol henüz bir karış,

Zavallı hiç aşılmaz bir yolun cefâsında:

Yüce Yaradan’a karşı küstahça bir yarış...

Fezâda milyonlarca ışık yılı her yana,

Görüp sezdiklerin nedir bu müthiş boşlukta?.

Bildiklerinle Hakk’ı ilân düşüyor sana..

Yoksa boğulacaksın bu ürperten çoklukta..

Fezâda milyonlarca ışık yılı yanyana...

Seni Yaradan’a ulaştırmayan mârifet,

Rûhuna şaşkınlık verir ilimler adına;

Öğrenip ışığa ermektir en büyük hikmet..

Sanmam insanoğlunu erdirsin murâdına,

Onu Yaradan’a ulaştırmayan mârifet...

Gözlerini kapayıp gerçeği görmeyenler,

Asırlarca koştular bir serap arkasında.

Bugün kalplerindeki ışığı söndürenler,

Anlayacaklar dünyânın öbür yakasında,

Gözlerini kapayıp gerçeği görmeyenler.!



-
19 yıl
Binbaşı
Konu Sahibi

BAHAR TÜRKÜSÜ


Mevsim gelince bir bakarsın nevbâhar olur;

“Gül açar, bülbül öter” heryer lâlezâr olur.

Binbir râyiha ile soluklanır çiçekler,

Sermest dolaşır bu iklimde kuşlar, böcekler...

Ağaçlar semâa kalkar, okşar-geçer rüzgâr,

Rüzgâr nağmeleriyle herşey rakseder-oynar.

Ölümün ümîtle gülümsediği bu yerde,

Bahar, Cennet’in çehresinde ince bir perde.

Bu perdeyi aşan rûh Sonsuz’la bütünleşir,

Burada insan bütünüyle uhrevîleşir.

Artık çok sarp görünse de yollar ötelere,

Ne gam! Uçup gitmiş ruhlar için Cennet’lere...

Ufuklar daralsa, dünyâ sıksa da insanı,

Bambaşka genişlikler verir ona îmânı.

Arayanlar bulur burada sonsuz sükûnu,

Anlar ancak inançla gerilen ruhlar bunu...

Bir başka türlü bâdeyle mahmûrlaşan gözler,

Baharı seyreder ve Cennetlerde gezerler.

Ölürken de bunlar tohumlar gibi ölürler..

Sonra öteki baharda birbir dirilirler...



-
19 yıl
Binbaşı
Konu Sahibi

BAŞI TUTAN GAFİLLER



Üç beş şımarığın çılgınca mâcerâsına,

Kurban gitti millet, gitti Batı vebâsına.

İnsanlar doğranıyor, insanlarda sessizlik,

Bu ne hal İlâhî, nedir bu korkunç hissizlik?

Yanıyorken babasının yandığı ateşde,

Yok küçük bir gayret; yok olduğu kadar leşde...

En korkunç ümitsizlikle giderken ölüme,

Her şeyiyle pâymâl, her şeyiyle lime lime...

Meskenet içinde ölüyor önce vicdânı,

Sonra zilletle çıkıp gidiyor murdar canı.

Sanmam ola, insan için daha büyük hüsrân;

Kalmamış zerresi irfânın kör olmuş iz’ân.

Birgün mâzînin o masmâvi semâlarında,

Rengârenk bayraklaşan rüyalarla ard-arda..

Durmadan güvercinler gibi kanat çırparken,

Yollar çığlık oldu inledi, bir sabah erken,

Dertle inledi sîneler, inledi derinden,

Ak kervan artık dönmeyecekti seferinden



-
19 yıl
Binbaşı
Konu Sahibi

BEKLENEN NEVBAHAR



Mevsim döndü birdenbire bahar oldu hazân,

Gül kokularıyla esiyor esince rüzgâr.

Sonsuzluğa doğru akıyor tül pembe zaman,

Az ötede muhteşem günün şehrâyini var...

Pas tutmuş gündüzler artık bir bir çözülüyor;

Kara-buza inat ufukta sımsıcak bir yaz..

Her yörede murat üveykleri süzülüyor,

Rüyâları masmavi, ufukları bembeyaz...

Keşke güneş batmasa, asla gece olmasa!

Yollar eklense uç uca ötelere kadar!.

Karanlık bassa da, zeminin rengi solmasa!

Bir daha yalnız kalmasa asırlık yalnızlar..!

Doğan şu renk renk sabah sürsün asırlar boyu!

Yaşayalım hülyâlarımızı doya doya..

Ve hazır ısınmışken karanlıkların suyu,

Dalmasın irâdeler o öldüren uykuya...

Kızıllık yaslandı gurûba gayri zor işi,

Diyalektik yanıyor içinden mangal gibi..

Devriliyor peş peşe bâtılın dördü beşi,

En son göründü yalancı hülyâların dibi...



-
19 yıl
Binbaşı
Konu Sahibi

BENİM RABB’İM



Benim Rabb’im benim Rabb’im;

Sen’den başka yoktur Rabb’im!

Dostluğunda vefa gördüm;

Sen’in vefan çoktur Rabb’im!

Kapında bendeler Sen’in,

Muradı Sen’sin cümlenin,

Aradan kaldır hicabı,

Görsünler cemâlin Rabb’im.

Ma'rûfsun bilinmez Zât’ın,

Herşeyi kaplamış tahtın;

Görenler görmüştür Sen’i,

Gözsüzlere pinhân Rabb’im!

Bildim diyenler aldandı,

Bilmeyenler nâra yandı;

Gönlümde kenzen bilindin;

Âşıklara sübhân Rabb’im!

Ruhlara ışıktır adın,

Meclislere huzûr yâdın,

Ariflerin son durağı,

Dertlilere derman Rabb’im!

Cürmüm pek çok yok tâatim,

Belki yaklaştı saatim,

Etmezsen inâyet eğer

Kimden ola gufran Rabb’im!



-
19 yıl
Binbaşı
Konu Sahibi

BENİ YALNIZ BIRAKMA



Gönlüm gözüm Sen’in ile açılır,

Geçilmezler Sen’in ile geçilir,

Adın anılınca nurlar saçılır;

Doğ rûhuma beni hasretle yakma!

Hak aşkına kulun yalnız bırakma!

Ben bir kapıkulu, Sen de Sultansın,

Yolda kalmışlara Haktan emansın,

Ben bir cesed isem, Sen onda cansın;

Doğ rhuma beni hasretle yakma!

Dost aşkına kulun yalnız bırakma!

Âşıklar ararlar Sen’i her yerde,

Dudağın şerbeti dermandır derde..

Ben bir dertli isem dermanım nerde?

Doğ rûhuma beni hasretle yakma!

Hak aşkına kulun yalnız bırakma!

Bir yüzü karayım pek çok vebâlim,

Düşe-kalka, kalmadı hiç mecâlim..

Bilmem ki ötede ne olur hâlim..?

Doğ rûhuma beni hasretle yakma!

Hak aşkına kulun yalnız bırakma!

Bir zaman mevsimler bütün bahardı,

Korkarım o günler bir bir karardı..

Merhamet! Yollarım bir sarpa sardı..

Doğ rûhuma beni hasretle yakma!

Dost aşkına kulun yalnız bırakma!



-
19 yıl
Binbaşı
Konu Sahibi

BÜLBÜL ÖTMESİN



Yok artık işim güller, çemenler, lâlelerle,

Aynı görüyorum karanfili yâseminle...

Duyduğumdan beri râyihasını sonsuzun,

Bir dünyâ ki, ölümle sona ermez; upuzun...

Kalmadı gözümde ne renk ne ziyâ sevdâsı,

Yeryüzünün ak zambakları, mor papatyası.

İsterse hiç açmasın tepelerde çiçekler,

Uçuşup, çiçeklerle oynaşmasın böcekler..

Ötmesin hiç bülbüller, uçmasın kelebekler,

Şimdi rûhum renkler ötesi birşeyler bekler.

Gönlümde ağaran o kutlu günün sabâhı,

Gördüğüm, günler arasında günlerin şâhı...



-
19 yıl
Binbaşı
Konu Sahibi

BÜYÜK ÇİLEKEŞ



Kan ter içinde yaşadın kan terdi pazarın;

Yokdu vefâdârın...

Sînelere çarpıp geçiyordu âh u zârın..

Ateşten efkârın...

Mağmâlar gibiydin yalnız kaldığın günlerde..

Derdin perde perde;

Hasretle geçip gitti hicrân dolu anların;

Müthişdi kararın:

Nurlar yağıp karanlıkları boğuncaya dek,

Bu kavga sürecek..!

Aşk rehberin olmuştu, mefkûren de dildârın;

Coşkundu esrârın...

İnleyip dolaştın çöllerde.. çöldü her yöre:

Ova, dağ ve dere...

Bahar müjdelemiştin, tüllenmeden baharın,

Ümitten diyarın..

Göçüp gittin bir gece tan yeri ağarırken..

Ak horoz öterken...

Hep anıp durmuştun, erdin vuslatına Yâr'ın..

Gönüller mezarın...



-
19 yıl
Binbaşı
Konu Sahibi

DELİ SANIR



Dost ile dost olmak gâyem,

Başka şey istemez gönlüm!

Aşk u şevk olsun sermâyem,

Tambur-ney istemez gönlüm.

Tek O’nunla dost olayım,

Kadehler gibi dolayım,

Gül bahçesinde kalayım,

Nam almak istemez gönlüm,

Şöhret ü şandan geçeyim,

Nurlu yolunu seçeyim,

Kulu olup hep sekeyim,

Şah olmak istemez gönlüm.

Hem yazımı hem kışımı,

Bırakayım meâşımı (*)

Koyam yoluna başımı,

Can u ten istemez gönlüm.

Sezmesin dostlar hâlimi,

O'na bağlı âmâlimi,

Duymasınlar melâlimi,

“Sen” ve “Ben” istemez gönlüm.

Zaten bir bahtı karayım

İçi-dışı hep yarayım,

Derdim dildâra varayım,

"Kîl"u "kâl" istemez gönlüm.

Kimi beni deli sanar;

Dertli kalbim O’nu anar ..

Şeker-şerbetlere banar,

Başka bal istemez gönlüm.



-
19 yıl
Binbaşı
Konu Sahibi

]
DEVLET-İ EBED MÜDDET



Battı diyorlar, ama bir gün yine doğacak,

Er-geç ışık gelip karanlıkları boğacak..

Saracak nûr üstüne nûr arzı dörtbir yandan,

Kurtulacak insanlık şu binbir hafakandan;

Göz yaşından rahmet bulutları çelik-çavak,

Her yana inci inci damlalar yağdıracak.

Bütün ölüler dirilip çıkacak mezardan,

Ellerinde bir demet gül bu yeni bahardan..

Sonra bir bir ölüm çukurlarını geçecek,

Varıp Hızır’la o sırlı halvete erecek;

Dudaklarında pırıl pırıl kâseler nurdan,

İçecekler "âb-ı hayat" fışkıran pınardan.

Îmânı, aşkı, ümidiyle tam şahlanarak,

Ve bendine sığmayan sel gibi çağlayarak,

Bir yep yeni dirilişe doğru bütün millet..

Dillerde kudsî türkü "Devlet-i ebed müddet"

Kasvet dolu son bir devreyi daha aşacak

Ruhların beklediği zirveye ulaşacak...

Hiç durma yürü gönlünde nûr, dilde hikmet

Yolun sonuna az kaldı; hele biraz gayret!.

Kıvran daha bir süre düşünce azâbıyla!

Ve rûhunda duyduklarının ızdırâbıyla,

Yüksel Sonsuz’a doğru ve milleti de yükselt!

Yükselt ki, biraz ilerde tarih-i şehâmet...



-
19 yıl
Binbaşı
Konu Sahibi

Yarab Bu Ne Derttir



Yarab bu ne derttir derman bulunmaz
Yar bu ne yaradır merhem bulunmaz
Benim garip gönlüm aşktan usanmaz
Varıp yare gider hiç geri dönmez..

Aşık olan gönül aşktan usanmaz
Ahiret korkusun bir pula saymaz
Aşk pazarıdır bu canlar satılır
satarsın bu canı hiç kimse almaz..
(dönüpte bakmaz)

Döne döne binbir öğüt verirler
Dünya malı ile gözün boyarlar
Aşık öldü deyu sala verirler
Ölen hayvan olur, Aşıklar ölmez.


Yunus Emre



-
19 yıl
Binbaşı
Konu Sahibi

Unutmayalar



Arifler ortasında sofuluk satmayalar
Çün sufiye ihlas oldu aşka riya katmayalar

Ye gel bildiğinden ayıt yahut bilenlerden işit
Teslimin ucunu tutup hiç sözü uzatmayalar

Mumsuz baldır şeriat tortusus yağdır hakıykat
Dost için balı yağa ne için katmayalar

Kıymetin duyar isen neye değer iş bu dem
Erenlerin ma'nisin bilmeze satmayalar

Miskin Adem yanıldı uçmakta buğday yedi
İşi Hak'tan bilenler Şeytan'dan tutmayalar

Şirin hulklar eylegil tatlı sözler söyle gil
Sohbetlerde Yunus'u hergiz unutmayalar.


Yunus Emre



-
19 yıl
Binbaşı
Konu Sahibi

Tövbe



Müslümanlar zemane yatlı oldu
Helal yenmez haram kıymetli oldu

Okuyan kur'ana kulak tutulmaz
Şeytanlar semirdi kuvvetli oldu

Haram ile hamir tuttu cihanı
Fesat işler eden hürmetli oldu

Kime kim Hak'tan haber verirsen
Bakaır başın salar huccetli oldu

Şagrit üstat ile arbede çalar
Oğul ata ile izzetli oldu

Fakirler miskinlikten çekti elin
Gönüller yıkıban hetbetli oldu

Peygamber yerine geçen hocalar
Bu halkın başına zahmetli oldu

Tutulmaz oldu peygamber hadisi
Halayık cümle Hak'tan utlu oldu

Yunus gel aşık isen tövbe eyle
Nasuh'a tövbe ucu kutlu oldu.


Yunus Emre