| her şeyi başlatan adam |
her şeyi başlatan adam < Resime gitmek için tıklayın > |
| Hay senin film zevkine ne diyim ben blok! |
| Yani dublajla birlikte anam ve babamla tekrar izledim bugün. Bir film uzun olacaksa bi tempo sıkıntısı olmamalı öncelikle. Bu film bu şartı sağlıyor mu? Evet sağlıyor. Mantık hataları, yok a... |
|
Yani dublajla birlikte anam ve babamla tekrar izledim bugün. Bir film uzun olacaksa bi tempo sıkıntısı olmamalı öncelikle. Bu film bu şartı sağlıyor mu? Evet sağlıyor. Mantık hataları, yok artık dediğimiz türden saçmalıklar var mı? Evet, var. İzlenir mi, evet izlenir çünkü filmin problemleri filmin izlenmesini engellemiyor. Film akıp gidiyor. Dublajı beğenmedim bu arada, izleyecekseniz mutlaka orjinal diliyle beraber altyazılı izleyin. Filme puanım: 8.5/10 |
| Hay senin film zevkine ne diyim ben blok! |
|
Yani dublajla birlikte anam ve babamla tekrar izledim bugün. Bir film uzun olacaksa bi tempo sıkıntısı olmamalı öncelikle. Bu film bu şartı sağlıyor mu? Evet sağlıyor. Mantık hataları, yok artık dediğimiz türden saçmalıklar var mı? Evet, var. İzlenir mi, evet izlenir çünkü filmin problemleri filmin izlenmesini engellemiyor. Film akıp gidiyor. Dublajı beğenmedim bu arada, izleyecekseniz mutlaka orjinal diliyle beraber altyazılı izleyin. Filme puanım: 8.5/10 |
| Hiçbir şeyin tadı yok ki insanlar sinemayı bu kadar sıkı takip etsin. Ben her sene 100'den aşağı film izlemezken bu aya kadar 30 film izlemedim. 500-600 bölüm dizi izlerken 150 bile değil şimdiye kadar. Hayattan aldığımız zevk zaten yoktu iyice içine sıçtılar. |
| Renkler ve zevkler tartışılmaz lakin bu filmi ait olduğu türe göre izlersek hakkını vermek gerek. Aksiyonun dozu çok iyi. Dövüş sahnelerine harcanan emek bile takdiri hakediyor. Diğer dövüş filmlerinde bir dövüş sahnesi 50 kere kesiliyor. Wick serisinde sahneler neredeyse hiç kesilmiyor. bu da olağanüstü bir akıcılık filme katıyor. Wick ten sonra başka filmlerdeki dövüş sahneleri amatör yapım kalıyor. Zaten imdb puanı da filmin hakkını vermiş. |
| Forumun bu bölümü dijital platformların yaygınlaştığı dönemde öldü, torrent dönemi buranın en en yaygın bölümüydü. Çok güzel günlerdi. |
| Hayret bu filmin konusu daha önceden açıldı diye hatırlıyordum, hiç açılmamış. Eskiden böyle filmlerin nereden baksanız 5 sene öncesinden konusu parsellenirdi. Şimdi sadece Marvel-DC filmleri olunca parsellenip konuşuluyor. Forum çok sağlam gebermiş ya da forum kültürü gebermiş. Her ikisi de olabilir. |
|
Bugüne kadar izlediğim en iyi aksiyon filmiydi Bu sahneyi tekrar izlemek için üzerine para bile veririm < Resime gitmek için tıklayın > |
Bu arada millet hep o tepe kamera aksiyonunu sevmiş, güzeldi ama bence o meydandaki o trafikteki kapışmalar daha bir efsaneydi sanki. Ben o kısımlarda daha bir coştum. |
| subscene'ye bak. Artık alt yazı sitelerine ihtar çekip o sayfaları kaldırtıyorlar dağıtım firmaları. |
Konuyu açtığımı bile unutmuşum Sinemaya gitmeyeli uzun zaman oldu bahaneyle gideyim diyorum ama üşengeçlik hat safha da |
|
Keanu Reeves'in 3 saatlik 'John Wick 4' filminde sadece 380 kelime konuştuğu ortaya çıktı Wall Street Journal (WSJ) gazetesinin haberine göre 22 Mart'ta vizyona giren 'John Wick 4' filminin başrolü Keanu Reeves, 2 saat 49 dakikalık filmde yalnızca 380 kelime konuştu. Haberde şu ifadelere yer verildi: "John Wick filmleri süre bakımından uzadıkça, ana karakterin diyalogları konusunda gittikçe daha fazla cimrileştiler. Serinin 101 dakikalık ilk filminde Reeves'in 484 kelimelik diyaloğu vardı. 169 dakikalık dördüncü film üç saatlik süreyi zorlasa da Reeves sadece 380 kelime konuşuyor." Yine habere göre, filmin 2.5 dakikalık fragmanında Wick, filmin ilk 25 dakikasında olduğundan daha fazla konuşuyor. Yönetmen Chad Stahelski, WSJ'ye verdiği demeçte söz konusu durumun sebebini açıkladı. Stahelski'ye göre diyalogları yarı yarıya azaltan, 58 yaşındaki oyuncu Reeves'in kendisiydi. Filmde Reeves'in en fazla konuştuğu sahne, Osaka'daki Continental Oteli'nin müdürü Shimazu Koji'yi canlandıran Hiroyuki Sanada ile yaptığı diyalog oldu. Sahnede Wick, "Sen ve ben, güzel bir hayatı ardımızda bırakalı çok uzun zaman oldu, dostum" ifadelerini kullanıyor. |
Ne güzel işte, adam lafla peynir gemisi yürütmeye çalışmıyor; az laf, çok iş yapıyor. |
|
Aksiyon filmi kategorisinde zirve bi yapım , sinemada izlenir , sahne geçişleri seçilen müzikler etkileyiciydi tepeden çekim sahne efsaneydi, John wick e veda filmi asla unutulmaz olmuş |
|
Kuş bakışı çekilen sahneyi tekrar tekrar izlemem lazım. Müthişti. |
| Muhteşem bir seriyi her seferinde daha üst seviyeye çekip güzrl bir finalle bitirmişler. Bana göre en iyi bölümlerden biri belkide en iyisi john wick 4 olmuş. Tekrar tekrar seyredilebilecek bir seri oldu. Fps oyunu havası veren çekimler olsun müzikleri olsun sanatsal dövüş sekansları olsun her anı özenilmiş detayları ve mekanları olsun zevkle izledik. Ne diyelim john wick e keanu reeves çok yakıştı bu rol için doğmuş sanki. |
| Firma avukatları nasıl saldırıyorsa türkçe altyazı sitesinde ki sayfasını bile sildirmişler. Altyazı bulabilen var mı arkadaşlar. |
|
Hikayeye dair bir spoiler yok. Okuyabilirsiniz. Açıkçası zaten filmde bir "hikaye" de yok desem yeridir. Ki bence filmin en temel sorunu da bu. Buyrun: İlk filmi çok sevmiştim. Amerika için çok yeni fikirler ve Holivud'un bugüne kadar yapamadığı detayda (Matrix hariç) bir aksiyona özen gösterme vardı. Filmi yapan kadro zaten eski dublörler ve aksiyon sineması emekçileriydi ve tam "aksiyon sinemasına saygı duruşu" niteliğinde bir filmdi. Bildiğim kadarı ikinci filmi çekeceklerini bile zannetmiyorlarmış. Tabi gişe geliri beklentileri aşınca yapım şirketi hemen devam filmini istiyor. Onu da yaptılar. Yine karakterin yaratıcısı olan Derek Kolstad yazdı. ikinci de gayet iyiydi. İlk filmden çok daha yüksek bir bütçeye sahip olunca daha fazla para harcayabildiler ve kalite biraz daha arttı. Üçüncü film için de yeşil ışık yanınca onu da sanırım yalvar yakar yine Kolstad'a (bu sefer tek başına değil) yazdırdılar. Üçüncü filmde artık "yapmadığımız ne kaldı" diye düşündüler ve at üstünde, motor üstünde, arabada, uçarken, kaçarken vs. her şekilde adam öldüren John Wick efendiden "kabak tadı" yavaştan gelmeye başlamıştı. Malesef bu bir gerçek. Bence üçüncü de bitmeliydi bu seri. Ama tabi tavuk sürekli altın yumurtlayınca öldürene kadar beslerler, Holivud'un olayı budur malesef. Şimdi geldik dördüncü filme (keşke gelmeseymişiz). Artık bazı sahnelerde sahiden de "bitse de gitsek" diyorsunuz. Valla ben dedim. Keanu artık gerçekten de fazla yaşlı ve yaşını belli ediyor. Bu dediğimi sadece "gerçek" aksiyon fanları anlayacaktır. Keanu fanları için bir anlam ifade etmeyebilir. Donnie Yen gibi bir efsaneyi tam anlamı ile kullanamamışlar. Evet hemen hemen aynı yaştalar ama Donnie ile Keanu arasında büyük bir tecrübe ve kondisyon farkı var. Röportajlarda kendileri de söyledi zaten. Donnie Yen istese bir Ip Man daha yapar. Öyle efsane bir adamdır. Neyse konudan sapmayalım; Aslında dört ve beşi birlikte çekme kararı almışlardı ama sonradan vazgeçtiler ve dördüncü filme yoğunlaştılar. Beşinci filmi sanırım şimdilik rafa kaldırdılar. Fakat bence malesef onu da çekecekler. Çünkü bu film sanırım bu senenin en çok izlenen filmlerinden oldu. Hayır filmi yapan insanlara saygım büyük, bütün bu başarıyı hak ediyorlar. Adamlar senelerdir hayatlarını tehlikeye atan, sinemanın ismi bilinmeyen gerçek emekçileri. Keanu'nun da bu adamlara/kadınlara olan saygısı ve sevgisi takdire şayandır. O yüzden zaten adamı Holivud'da herkes seviyor. Adam çünkü gerçekten de hak edene hakkını veren bir adam. "Do you do your own stunts?" gibi salak sorulara, "I am not a stunt man so i do not" diye dürüstçe cevap verip gerçek dublörlere hakkını her zaman verdi. Sırf bu yüzden bu dördüncü filmi de "affediyorum". Bazı yerleri hiç de fena değildi. Ama ortada 2 saat 40 dakikalık bir film olunca "bazı sahneler" malesef yeterli olmuyor. Kolstad olmayınca hikayede ve karakterlerin "amaçlarında" da çok fena aksaklıklar vardı malesef. Buna da değinmek lazım. John Wick karakterinin "soğukluğuna" (karısı hariç) tamam biz alıştık ama, tam da "kral"ı gördüğü sahnede birden karakterinin dışına çıkması çok anlamsızdı. Gerçekten de buna hiç dikkat edilmedi mi? Hiç kimse "abi ne yapıyosun" demedi mi? Japon Continental'in sahibi kimdi? Aralarındaki ilişki neydi??? Bilmiyoruz. Donnie Yen'in karakteri de malesef boşlukta kaldı. Kafada sadece soru işaretleri. Hikayede bir sürü boşluk var. Öyle boşluklar ki, artık John Wick bu işi uzattıkça etrafında onu seven herkese zarar verdiği sonucuna varmak çok kolay oluyor ve bu da malesef izleyici olarak ana karakterle olan bağınızı koparan bir unsur. John Wick'in amacı ne, hala neden yaşıyor, yaptıklarını neden yapıyor, bu dördüncü filmde artık bu sorulara verecek bir cevap malesef yok. Köpeğin intikamı çoktan alındı zaten. Arabanın da öyle. Ortada ödenmemiş bir "kan yemini" de kalmadı. E nedir abi bu adamın derdi diye sormaya başlıyorsunuz artık. "Serseri mayına" çevirdiler güzelim karakteri. Şimdi beşinci filmi keşke yapmasalar diyeceğim ama malesef "para" tatlı gelecek. Ve yapacaklar. Yapsınlar. Bu insanlar da (aksiyon emekçileri, dublörler) ünlü aktörler gibi para kazanmayı sonuna kadar hak ediyorlar. Ama ben artık üzülerek "iyi" bir şey beklemiyorum. Bu inekten artık süt gelmiyor, kan geliyor artık. Hayvanı gömün gitsin. Beşinci filmi lütfen yapmayın. Yan karakterlere yoğunlaşılsın artık. Zaten evren yaratıldı. Keanu abiyi (dedeyi) bi salın artık. Özet: Keşke bu kadar uzatmasalardı. NOT: Filmde eski meşur filmlerin meşur sahnelerine bazı göndermeler var. Dikkatli sinema severler bu sahneleri yakalayacaklardır. Ben bi kaç tane yakaladım, ama eminim benden kaçan sahneler de vardır. Sürpriz yumurtalara dikkat. NOT2: Scott Adkins muhteşem bi adam/oyuncu. Yutub kanalını da izlemeye alın. Eski ünlü aksiyon oyuncuları ile röportajları var. Kendisi çocukken fanı olduğu sektörün içerisinde ve çok düzgün çok saygıdeğer bi adam. Aşağıdaki videoyu sadece filmi izleyenler izlesin. Bahsettiğim "sürpriz yumurtalar"ı çok güzel tespit etmişler. https://www.youtube.com/watch?v=RPJBP-c1oi8 |
|
JW evreni her ne kadar içinde sürreal bir abartı olsa da en azından aksiyon anlamında seyirciye istediğini veren bir seri. Hukuk ve polislerden tamamen izole, suikastçilerin kol gezdiği ve farklı tebaadaki kişileri ortak potada eriten de bir iş aynı zamanda. Serinin dördüncü ayağının süresi çok uzun. Böylesi bir aksiyon filmi için süre uzun olunca haliyle senaryo anlamında bazı kıvraklıklar bekliyor insan. Bu gerçekleşmediğinden dolayı, özellikle yaratıcı sahnelerin de olmamasıyla konu Fransa'ya taşınıncaya kadar pek ekrana kilitlenemedim doğrusu. Ne önceki serilerden farklı olarak bir şey sundu ne de dövüş, çatışma koreografileri olarak göz alıcı bir performansı vardı. Fakat filmin başarılı olarak yaptığı en önemli şey Gramont ve Killa Hakan gibi net kötücülleri karşısına koyarak Wick'in davasının sertliğini ortaya koymasıdır. Donnie Yen'in canlandırdığı Caine karakteri gibi seyircide sıkıca dilemma uyandıran çetrefilli figürler de olunca haliyle filmin tadı yukarı çıktı. İzci gibi köpeğiyle varolan bir adamın da özellikle John Wick'in köpeğiyle olan bağını bildiğimiz için seyirciye daha da geçen karakter bütünleri ortaya koyuyordu. Fransa'da zafer takının merkeze alındığı sahneler güzel olmakla birlikte çatışmalar son derece iyiydi. Yine yer yer oyun havası veren yerleri bolca fazla elbette. İlk iki filminin üzerine hiçbir şey koyamasalar da en azından üçüncü filmden daha derli toplu işlenişi olduğunu söyleyebilirim. Serinin ne vermek istediği zaten belli. |
< Resime gitmek için tıklayın >