Benim deniz canlılarına alerjim var yiyemiyorum fakat canlı canlı ateşe atılması etik durmuyor gibi.
Beyin korteksi olmadığı için acı çekmediği, pişirilirken kabuk altında oluşan gazlar nedeniyle bir takım sesler çıktığı acı çektiğine yorulsa da doğru değilmiş. Fakat, kuyruk bölümünde bazı hassas noktalar bulunmasından dolayı verilen hafif elektrik şokları vb. Kaynar su da belirli süre kaldığı Durumlarda kuyruklarını 20 saniye titrettikleri de saptanmış.
Bilmiyorum ama Eti lezzetli, keyifli oluyor diye de bir hayvanın yaşamına son vermek mantıklı gelmiyor. Kurban bayramı örneği veren olabilir ama insanların yaşamını sürdürmesi için bazı canlılar serbest bırakıldığı düşününce başka anlam yüklemek saçma geliyor.
Ama benim favori vejeteryan sözü olarak hitman oynarken duyduğum, "gözü olan hiçbir canlıyı yemem" diyen karakter idi. Çok orijinal bir söz.
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
Bir rivayete göre Erdi, Mesut ve Gün beyler deniz mahsüller partisi verdiği ve masaya yengeç kıyafeti giydirilmiş dansöz çıkardıkları söylenir. Bu olaya tanık olanların banlandığı ve avatarlarına yengeç koyularak ceza verildiği söylenir. Bu söylenti yayılmasından sonra deniz koyları ve çevresinde kabuklu canlıların çeşitli gösteriler ile tepki gösterdikleri ve hatta Alanya'da tatilde iken bir grup yengecin Mesut çevikin bulunduğu koya gelerek kıskaçları ile tepki gösterdiği ve bunu gören deniz analarının, annelik vazifesi olarak yengeçleri sakinleştirdiği de söylenir.
O günden sonra, dhde yengeç, istakoz ve benzeri avatar kullanımı yasaklanmış, bu canlılara kötü söz söyleyen üyeler sınırsız banlanmış, hatta dizi bölümünde "sünger bob" çizgi filmindeki "bay yengeç" adlı karaktere yöneticilik teklif edildiği ama kendisinin hayali karakter olması nedeniyle temsili bir hesabı olduğu da rivayet edilir.
Karnımızı doyurmak için Bulgaristan`da tatlı su ıstakozu(Kerevit) yakalardık.
Dere kenarındaki ağaç köklerine ellerimizi sokar ıstakozu tutup dışarı çıkartırdık.
Su dolu kovaya koyarmadan önce kuyruk kısmında en ortadaki pulu çevirip çıkartırdık ve içinden ince bir damar gibi bir şey çıkardı. Sonra ölüyor zaten. Akşam 1 kova dolusu ıstakoz ile ziyafet yapardık.
Beyin korteksi olmadığı için acı çekmediği, pişirilirken kabuk altında oluşan gazlar nedeniyle bir takım sesler çıktığı acı çektiğine yorulsa da doğru değilmiş. Fakat, kuyruk bölümünde bazı hassas noktalar bulunmasından dolayı verilen hafif elektrik şokları vb. Kaynar su da belirli süre kaldığı Durumlarda kuyruklarını 20 saniye titrettikleri de saptanmış.
Bilmiyorum ama Eti lezzetli, keyifli oluyor diye de bir hayvanın yaşamına son vermek mantıklı gelmiyor. Kurban bayramı örneği veren olabilir ama insanların yaşamını sürdürmesi için bazı canlılar serbest bırakıldığı düşününce başka anlam yüklemek saçma geliyor.
Ama benim favori vejeteryan sözü olarak hitman oynarken duyduğum, "gözü olan hiçbir canlıyı yemem" diyen karakter idi. Çok orijinal bir söz.
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye Ol Şimdi DeğilÜye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >