Öğretilen ders hep aynı, x yasasının 1.maddesini en kötü üniversitede de öğretseler gene aynı madde, ezberliyorsunuz sonuçta demek hukuk metodolojisine çok aykırı bir yaklaşımdır. Her üniversite, her hoca özelinde konuşmak gerekirse öğrencisine katacağı vizyon, hukuk bilimine bakış açısı, olayları muhakeme etme yeteneği kazandırma tarzı vb. çok şey fark edecektir. Bu yüzdendir ki köklü okullar artık birer ekol haline gelmiştir. Eğer dediğiniz bir durum olsa idi yığınla hukuk kitabı okuyup ders dahi dinlemeden hukukçu olma becerisi kazanabilirdiniz. Hukukun sadece maddeleri, kitapları ezberlemekten ibaret olmadığını düşünüyorum.
Atatürk üniv de ikinci sınıftayım. 30 yaşındayım. Devlet memuruyum. Hali hazırda üçüncü üniversitemi okuyorum. Yakın dört hukuk mezunu arkadaşım var biri hakim üçü serbest avukat. Biri Selçuk üçü İstanbul mezunu. Hem 30 binlerde olan bir üniversiteyi tecrübe ettiğim hem de bu dört arkadaşın en yakın arkadaşlarımdan olması sebebiyle öğrencilere nazaran daha berrak bir kıyas yapabilirim sanıyorum. İstanbul Ankara gibi üniversiteler size vizyon katar. Atatürk Erzincan gibi fakülteler de bir vizyon katar fakat İstanbul’un Ankara’nın hukuk havasını solumak keşfedilecek başka şeyler olduğunu hissettirir size. Erzurum’da Erzincan’da keşfedilecek birşeyler var hissini yaşayamaz dolayısıyla çevrenizde sizin gibi olan bir avuç hayalleri nispeten küçük gençle yarışırsınız. Fakat rakipleriniz büyüdükçe ve çeşitlendikçe sizde gelişme ihtiyacı hisseder, moda girer ve Erzincan’a kıyasla muhakkak daha fazla efor sarfedersiniz. Arkadaşlarımın aldığı eğitimle kendi eğitimimi kıyaslayabilirim zira üniversitede yakın bir ev arkadaşınız olduğunda nerdeyse aynı bölümde okur gibi birbirinizin hayatına dahil olduğunuzu göreceksiniz. Aynı şeyleri öğreniyoruz, aynı sayıda kitap okuyoruz, aynı konulara muhatap oluyoruz. Fakat İstanbul Ankara gibi hukuklar öğrenciyi Atatürk’e nazaran daha fazla yorup hırpalıyor. Soruları, pratikleri, hocaları (iyi hocalar olunca kibirden de biraz nasipleniyorsunuz) sizi terbiye ediyor. Hukuk terbiyesi bu yorulmanın üzülmenin arkasından daha erken ve net bir şekilde sizde oluşuyor. Fakat şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki takip ettiği yayınlar, gittiği konferanslar seminerler açık oturumlar, takip ettiği programlar, iletişim kurduğu (dünya artık kocaman bir köy) hocalar vasıtasıyla Atatürk öğrencisi İstanbul ve Ankara öğrencisiyle rahatça aşık atabilir. Fakat Ankara’da okuyan ve derslerine çalışan birine bahsettiğim çabalar otomatik olarak yüklenirken Atatürk öğrencisi bunlar için tek başına mücadele etmek zorundadır. İstanbul öğrencisi disiplinli bir diyetisyene giden şişmanken Atatürk öğrencisi diyetisyene gitmeyen ama zayıflamak için tüm alet edevata isterse ulaşabilecek bir şişmandır. Vizyon sahibi bir genç iseniz yahut meraklı ve araştırmayı seven biriyseniz Çankırı Karatekin hukukta da okusanız Ankaralıyı geride bırakırsınız. Ha şu da var . İstanbul mezunu serbest avukatlardan biri resmen sürünüyor şu anki maaşı beş ya var ya yok. Altı yıllık avukat. Kendini geliştirmezsen ne mezunu olursan ol o vizyonu kimse tutup kafanın içine sokamıyor.
Milletin ne dediğine bakmaksızın yazın derim eğer istiyorsanız. Yok “hukuk fakültesi çokmuş”, yok “hukukçu çokmuş” sanarsınız diğer bölümlerin mezun sayısı çok az da bir hukuk çok. Tıp hariç hiçbir bölümün iş garantisi yok. Hukukta en azından çok geniş bir iş imkanı yelpazesine sahip oluyorsunuz.
elbette proflardan ders almak ayrıcalık ama mesela deü hukuk ile erzincan hukuk(sıralaması geri diye örnekledim çok takılmayın)mezunu arasında çok fark olur mu çünkü deü hukukta evet bir sürü prof var ama derse girenler çok azmış.soru kısaca iühf aühf olmadıkça 9k daki üni ile 30k daki üni arasında fark olur mu
bu arada baz alacağınız öğrenci çalışkan bi öğrenci olsun iki okul içinde.
Soru bana sorulmamış ama 2. sınıf öğrencisi olarak ben de düşüncemi belirteyim. iş hayatı açısından pek fark olmaz. Sizi bir büroya alırken veya avukatlık mesleğinizi icra ederken hukuk teorisi bilginizin, muhakeme yeteneğinizin ya da doktrinsel şeylerin önemi olmuyor. Bir büroya alınırken ingilizce bilgisi, tecrübe(belki en önemlisi) ve ustalık (çoğunlukla yüksek lisans) ve bazen aühf, iühf gibi seçkin hukuk fakültelerinden mezun olup olmadığınıza bakılır.
İyi kişilerden eğitim almak güzel bir şey ancak size vizyon katmak dışında bir getirisi olmuyor. Sonuç olarak tavsiyem devlette aühf ya da iühf gelmiyorsa içinize sineni yazın çok fazla bir şey kaybedeceğinizi düşünmüyorum. Hemen hemen hepsi aynı Evet. Yazdıklarıma göre dokuz eylül ve erzurum arasında pek fark yok. Saçma gelebilir ama ben böyle düşünüyorum şehir avantajı dışında pek olayı yok ikisinden mezun olanlar da aynı süreçlerden geçecek, neredeyse aynı maaşı alacaklar. Bu yazdıklarım ileride hukuk meslek sınavı geleceği için değişebilir. Mevcut durum için konuşuyorum ben. Birçok şey etkili, sadece İyi bir eğitim almak ve çok fazla bilmek karın doyurmuyor.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-5CA6AEEDC -- 30 Temmuz 2021; 0:29:24 >
Vize ve finallere son iki hafta çalışsam yetiştirir miyim? Herkes iühf’nin çok zor olduğunu söyler. Marmara hukukla kıyas yaptığımızda hangisi daha zor ve yoksa zorluk konusunda bir balon mu söz konusu?
@Benbeberuhi devam zorunluluğu yok. Zor oluyor fakat ben devlet memuruyum ve rahat bir işim var. Molalarımda ders çalışıyorum düzenli çalışınca sıkışmıyorum. Ben çok kitap okurum ama bu kadar kısa zamanda bu kadar çok şey okumamıştım yakın zamanda. Tek mesele bu
Bu mesajda bahsedilenler: @Ulpro