Herkes ne anlama geldiklerini biliyor, neden kavramları zorlama ihtiyacı hissediyoruz? Veya neden bilinenleri sorgulamak yerine bilinmeyenleri sorgulamıyoruz?
Bilinen diye birşey yoktur Sn Kant. Bilinmeyen vardır, Bilinmeyenler vardır ve hep olacaktır.
Herkes ne anlama geldiklerini biliyor, neden kavramları zorlama ihtiyacı hissediyoruz? Veya neden bilinenleri sorgulamak yerine bilinmeyenleri sorgulamıyoruz?
Bilinen diye birşey yoktur Sn Kant. Bilinmeyen vardır, Bilinmeyenler vardır ve hep olacaktır.
Vardır sayın S2000...
Hepimiz görmenin "objeden gelen ışınların gözümüze ulaşmasıyla sinirlerin onu beyne iletip yorumlaması" şeklinde tanımlanan bir kavram olduğunu biliyoruz. Bakmanın da "objeyi görmek amacıyla (görmeden önce) gerçekleşen objeye yöneliş hareketi" olduğunu... Burada durduk yere tartışırsak hiç bir şey elde edemeyiz, zaman kaybederiz. Ama dediğiniz bilinmeyenleri tartışmak bizim için daha faydalı olacaktır.
Herkes ne anlama geldiklerini biliyor, neden kavramları zorlama ihtiyacı hissediyoruz? Veya neden bilinenleri sorgulamak yerine bilinmeyenleri sorgulamıyoruz?
Bilinen diye birşey yoktur Sn Kant. Bilinmeyen vardır, Bilinmeyenler vardır ve hep olacaktır.
Vardır sayın S2000...
Hepimiz görmenin "objeden gelen ışınların gözümüze ulaşmasıyla sinirlerin onu beyne iletip yorumlaması" şeklinde tanımlanan bir kavram olduğunu biliyoruz. Bakmanın da "objeyi görmek amacıyla (görmeden önce) gerçekleşen objeye yöneliş hareketi" olduğunu... Burada durduk yere tartışırsak hiç bir şey elde edemeyiz, zaman kaybederiz. Ama dediğiniz bilinmeyenleri tartışmak bizim için daha faydalı olacaktır.
Umarım anlatabilmişimdir...
sorunun soruluş biçimine göre doğru yaklaşım. sorunun soruluşundaki amaca (sanırım amacı farklı) göre ise biraz eksik.
eksikliği şurada: arkadaşımız sanırım, "bakan kişi" ile "bakılan şey" arasındaki ilişkiyi sorgulamak istemiş. "bakan kişi"nin "bakılan şey" karşısında algıladıklarını ya da algılayamadan göz ardı etmek zorunda kaldıklarını ise "görmek ile bakmak" şeklinde ayrılmaştırma yoluna gitmiş. ancak, orada da hata var bence...
Görmek ise algılamaya dayanır. Anlamlandırmaya ve de kısa süreli belleğe iletilmeye dayanır. Orada kodlanarak gerekli görülürse uzun süreli belleğe gönderilir.
Bir de gören gönüller vardır ki onların belleğe ihtiyacı yoktur.
Herkes ne anlama geldiklerini biliyor, neden kavramları zorlama ihtiyacı hissediyoruz? Veya neden bilinenleri sorgulamak yerine bilinmeyenleri sorgulamıyoruz?
Bilinen diye birşey yoktur Sn Kant. Bilinmeyen vardır, Bilinmeyenler vardır ve hep olacaktır.
Vardır sayın S2000...
Hepimiz görmenin "objeden gelen ışınların gözümüze ulaşmasıyla sinirlerin onu beyne iletip yorumlaması" şeklinde tanımlanan bir kavram olduğunu biliyoruz. Bakmanın da "objeyi görmek amacıyla (görmeden önce) gerçekleşen objeye yöneliş hareketi" olduğunu... Burada durduk yere tartışırsak hiç bir şey elde edemeyiz, zaman kaybederiz. Ama dediğiniz bilinmeyenleri tartışmak bizim için daha faydalı olacaktır.
sorunun soruluş biçimine göre doğru yaklaşım. sorunun soruluşundaki amaca (sanırım amacı farklı) göre ise biraz eksik.
eksikliği şurada: arkadaşımız sanırım, "bakan kişi" ile "bakılan şey" arasındaki ilişkiyi sorgulamak istemiş. "bakan kişi"nin "bakılan şey" karşısında algıladıklarını ya da algılayamadan göz ardı etmek zorunda kaldıklarını ise "görmek ile bakmak" şeklinde ayrılmaştırma yoluna gitmiş. ancak, orada da hata var bence...
soruları yöneltirken biraz dikkatli olmalı...
Kişi zamirlerini azaltıp nickname'lere veya daha iyi tasvir edici ifadelere yönelseniz daha güzel bir anlatım yakalayabilirsiniz... Açıkçası anlamakta zorlandım.
Gerçi ben sorudaki amacı iyi kavradım ya, neyse...
sorunun soruluş biçimine göre doğru yaklaşım. sorunun soruluşundaki amaca (sanırım amacı farklı) göre ise biraz eksik.
eksikliği şurada: arkadaşımız sanırım, "bakan kişi" ile "bakılan şey" arasındaki ilişkiyi sorgulamak istemiş. "bakan kişi"nin "bakılan şey" karşısında algıladıklarını ya da algılayamadan göz ardı etmek zorunda kaldıklarını ise "görmek ile bakmak" şeklinde ayrılmaştırma yoluna gitmiş. ancak, orada da hata var bence...
soruları yöneltirken biraz dikkatli olmalı...
Kişi zamirlerini azaltıp nickname'lere veya daha iyi tasvir edici ifadelere yönelseniz daha güzel bir anlatım yakalayabilirsiniz... Açıkçası anlamakta zorlandım.
Gerçi ben sorudaki amacı iyi kavradım ya, neyse...
Bilinen diye birşey yoktur Sn Kant.
Bilinmeyen vardır, Bilinmeyenler vardır ve hep olacaktır.
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle