Venus haric hepsi saat yonu tersi diye biliyorum. Dunya aksi istikamette donerse neler olur orasini bende kestiremedim ama ruzgarlarin esiş yonlerine kadar herseyi etkileyecegi icin ulkelerde yasanan mevsimlere kadar bi cok sey farklilasacaktir muhtemelen |
Neden saat yonunun tersine? Neden gelisi guzel degilde venus hsric hepsi ayni istikamette donuyor? Saat yonunde donse idi, neler olacakti veya olmayacakti cok merak ediyorum. Mantikende biryere varamiyorum cunku saat yonunun tersine donmesinin getirilerinide bilmiyorum. :/ |
Venus ve Merkur digerlerinin aksi yonde donuyormus. Venus un donusu ise orantisiz. Gunesin etrafindaki turunu farkli gun sayilariyla tamamliyor. Yinede aradigim cevabi bulamadim. Neden hemen hepsi ayni istikametde donuyor? Milyonlarca yil sapmadan , degismeden. Akil alir gibi degil. |
Aslında biri tarafından yaratılıp yaratılınmadığımızın cevabıda su hesabı yapabilmeye bağlı sanırım, insanın yeterli materyal ile zaman içinde oluşma olasılığı/ bu yeterli malzemenin bulunduğu ortamın yaşı Eğer Evren minicik bir olasılığı oluşturabilmek icin yeterince yaşlı ve malzeme dolu ise belkide bir yaratıcıya ihtiyaç yoktur. Ancak bunun hesabı lazım ciddi ciddi, yoksa bu olasılık çok çok ufak bizler birer mucizeyiz. |
Mucizevi olasiliklar gibi bir fikir ortaya cikiyor o zaman. Mucizede zaten doga ustu bir terimdir. Bilimin (insan aklinin) tikandigi noktalarda ilahi varsayimlar ortaya atiliyor. Enistein ninda boyle bir sozu var sanirim. Bu kadar olasiliksiz olasiliktan sonra durup dusunmek yetmiyor. Bugunku bilim, elde edilen bilgiler yeterli degil. Evrenin genisledigini bile yeni ogreniyoruz. Yarin , hayir genislemiyormus da diyebiliriz. Binlerce yil sonra bizden magara adamlari diye bahsedecekler, ona yanarim :) |
İnsanın olusma olasılıgı icin ne gerektiginide bilmemiz gerekiyor. Kac yol ayrimindan sag cikmis gunumuz insani. Kac katrilyon milyar insansı bu ugurda yok olmus vesaire. Ve mucize dediginiz sey tabi ki vardir. En azindan aciklanana kadar. Sadece benim basima gelen varsayımdan öte aciklamasî olmayan onlarca "mucize" var. |
Peki mucize kelimesinin anlamı nedir? Uydurma mı? |
Burada şimdi din ile bilimi çatışıyor gibi göstermek çok yersizce bence. Her bilinmeyeni kutsala bağlamak maalesef islam dünyasına 12.yy'da Gazali taraftarları ile girmiş bir şeydir(aklemeyi akletmemeye üstün tutan bir anlayıştan bahsediyorum). Din ile bilim çatışmaz her şey doğal olarak oluşmuş olabilir bir şeyin evrim ile oluşması o şeyi tanrı yaratmadığı anlamına gelmez. Evrim teorisini ateizm ve natüralizm ile evlendirseniz baya yanlış sonuçlar çıkar. Saygılar.. |
Bilimsel olarak güzel açıklamışsınız ama felsefi çıkarımınızın yanlış olduğunu düşünüyorum. Tanrı tarafından yapıldığının kabul edilmesi fizik kurallarını aradan kaldırmak anlamına gelmiyor. Bu küçük aralıklı değişimlerin hala keşfedemediğimiz milyonlarca canlıyı barındıran bir gezegenin oluşmasına ortam sağlaması ve gözlemlediğimiz kadarıyla evrendeki diğer gezegenlerin çoğunun da yaşama elverişli olmaması ve elverişli olanlarda da bu oranda canlılığın çeşitlenmiş olmasının düşük bir olasılık olması Dünya'nın ayrıcalıklı olduğu izlenimini veriyor. |
Mesajımı herhangi bir başlığa bağlı kalarak yazmadım. Bahsettiğiniz konuları biliyorum ve o tür haberleri de defalarca okudum. Yaşama elverişli olduğu ''düşünülen'' gezegenler de yaşam olmama ihtimali de vardır yada tek hücreli canlılar düzeyinde olabilir. Aşağıdaki makalede yazdığı gibi bir gezegenin canlılığa elverişli olması o gezegende canlılığın ortaya çıkmış olduğuna delil değildir : http://khosann.com/herkes-nerede-2-fermi-paradoksu-dunya-disi-uygarliklar-varsa-bizi-coktan-ziyaret-etmis-olmalari-gerekirdi/ Dünya dışında yaşam olmama ihtimali de mümkündür. Eğer varsa da benim için herhangi bir sorun teşkil etmiyor. |
gezegen hareketlerinde herkesin düştüğü en büyük yanılgı milyarlarca yıl öncede aynı gezegenlerin aynı şekilde hareket ettiğini zannetmektir 3,7 milyar yıl önce satürün güneşe jüpiterden daha yakındı 2,7 milyar yıl önce uranüs dönüş ekseni ekvatoruna paralel değildi gaz devlerinin yörüngelerindeki değişikliği kaynağı güneş sistemi dışından gelen etkilerdir neden gaz devleri etkileniyorda kayalık gezegenler etkilenmiyor basit bir deney bir yüzey üzerine minik bilyalar dökelim ve bunların yanınada köpük çubuğu ile birkaç sabun köpüğü bırakalım bu yüzeye hafif bir şekilde üflediğimizde köpükler uçuşurken bilyalar yerinden kımıldamaz yukarıdaki deneyde bilyalar kayalık gezegenleri köpükler gaz devlerini ve üflemek ise güneş sistemi dışından gelen etkiyi simgeler gaz devlerinin yoğunlukları az olduğu için dış etkilerden daha fazla etkilenip yöringesel haretketleri çabuk değişmektedir şu an bile büyük bir yörüngesel değişimin içindeyiz jüpiter güneşe doğru itiliyor belirli bir yakınlığa erişince önce marsı muazzam çekimi ile parçalayacak süreç aynı şekilde devam ederse sıra dünyaya gelecek tabi bu süreç yeni bir etkiyle durdurulmazsa |
Evet, bilgi eksikliğimiz var. Diğer gezegenleri doğrudan gözlemleme konusunda yeterli değiliz. Canlıların gelişmesini desteklemek için birçok etkenin yardımcı olması gerekir. Çok hücreli canlıların ortaya çıkması da basit ve kısa bir süreç değildir. Eğer bildiğimiz tüm gezegenlerin içinde milyonlarca gelişmiş canlıya sahip olan bir gezegen varsa o gezegenin diğerlerine göre mahiyeti farklıdır. Yüz milyarlarca gezegenin arasında küçük soluk bir mavi nokta olması onu değersiz kılmıyor. Dünya gibi gezegenler olabilir ama bunların sayısının çok düşük olduğunu düşünüyorum. Bu da o gezegenlerin nadir olduğu anlamına gelir. Evrende sadece Dünya'da canlılık olduğunu savunmuyorum. Belki de diğer gezegenlerde de vardır ama gelişmiş canlılara sahip olan zengin bir gezegenin olma olasılığı yüksek değil. Fermi konusunda dediklerine katılıyorum fakat Fermi de ''Büyük Filtre'' adını verdiği eleme yöntemiyle bunun olmasının zor olduğunu söylüyor. Bu yüzden yazıda da denildiği gibi evrendeki ilk gelişmiş uygarlık olabiliriz. Diğer canlılar var ise bile henüz yeterince gelişmemiş olabilirler. |
Konu nereye gitmis... Ben sadece, gezegenlerin yorunge hareketlerinin nedenini ve nasil sureklilik sagladigini merak etmistim. Birde muslumanlarin hac ibadetindeki , kabe yi tavaf ederken, gunesin etrefinda donen gezegenler gibi donuslerinin kaynagi ve yorumunu sormustum. Evreni kim yaratti yada yaratmadi degil. Herkesin inanci kendine. Zaten boyle bir sorunun cevabinida forumlarda, internetde arayacak degilim. Birinci sorunun bilimsel, ikinci sorununda felsefi cevabini ariyordum. :/ |
Konuları farklı olan şeyleri çakıştırmak sizce ne kadar mantıklı? Din neden e cevap verir bilim nasıl a cevap verir. Zaten bilimin her şeye cevap vermesi mümkün olmadiği için din orada devreye girer ve insanın anlam arayışında yardımcı olur. Dine bakarak bilimi yok sayamıyacağımız gibi, bilime bakarak dini de yok sayamayız diye düşünüyorum. Saygilar.. cevaplar için teşekkur ederim |
O kadar güzel yazmışsın ki sonuna kadar akıcı bir şekilde okudum.Herşey çok güzeldi.Hatta sonuç bölümüne gelince bu gezegen insanlar için düzenlen..... kısmında bağlamayı çok güzel yapıştıracağını beklerken şok oldum.Hatta bir iki kere okudum.Yanlış mı okuyorum diye ama malesef doğruymuş.Bütün bunlardan o çıkarımı yaptın ya helal olsun. Devamını da ben anlatayım.Dünya ilk zamanlarında çok sıcak ve atmosferi aşırı derecede karbondioksitle doluydu.Oksijen oranı da çok azdı.Yani o atmosferde 1 dakika bile soluyamazdın ve boğulurdun.Ama yanardağ ağızlarında algea bakteri denen bir tür ortaya çıktı.Bunlar havadaki karbondioksidi emip atmosfere salan , fotosentez yapan bakterilerdi.Arkasından yine fotosentez yapan bitkiler geldi ve milyonlarca yıl boyunca atmosferi karbondioksitten arındırıp , oksijenle zenginleştirdiler.Havadaki karbondioksidin karbonunu bünyelerinde hapsedip , oksijeni atmosfere saldılar.Bu bitkiler milyonlarca yılda ölüp yerine yenileri geldi.Ölen bitkiler batındırdıkları karbonla birlikte toprağa gömüldü.Yani zehirli atnosferimizdeki zehirin sebebi olan karbon bu şekilde milyonlarca yıl boyunca toprağın altına hapsolup , şimdi bizim çıkardığımız petrole dönüştü.İşte bu dünya , insanın gelişi için böyle hazırlandı. |
Benim teorime göre gezegenlerin kendi ekseni etrafındaki donuşunun temelinde yatan şey kendilerine bir uydu oluşturma isteği. Kendi ekseni etrafında donerek bir anafor meydana getirip bu çekime uygun uzaklıkta başka bir uydu eklemek istiyorlar. Bunun amacı denge merkezini dışarıda oluşturmak merkezkaç etkisini azaltıp yorunge dışına sapmamak için yapıyorlar diyebiliriz. Yıldızlardaki yorunge hareketini anlamak daha zor olmakta. Yıldızlar yani güneş gibi enerji kaynakları yorunge hareketlerini nükleer donulumde soğutma reaktorunu çalıştırmak için yapıyor olmalı. Bu nedenle güneşin iç yapısında soğutma işlemini yapan şeyin kendi ekseni etrafında döndüğünü düşünüyorum. Yıldızların ve gezegenlerin yorunge hareketlerini toplu olarak değerlendirirsek derli toplu olarak kainatı soğutmak için yorunge hareketleri yaptıklarını soyleyebiliriz. |
kutsal kitaplarda evrenin ve dünyanın 6 günde yaratıldıği geçiyor.peki ondan sonraki dönemde milyarlarca yıl gecmesi garip degil mi ? |
Aslında günümüzde ilme meraklı insanların bir kısmında olaylara mantıksal olarak dar ve sınırlandırılmış bir çerçeveden bakma sorunu var.Herhangi bit bilimsel veriyi ele alalım.Mesela su 100 derecede kaynar bunu herkes söylüyor.Tanecikler vs birçok sayılan sebepte sonra bundan dolayı su 100 derecede kaynar denir.Ve konu kapanmış gibi düşünülür.Ancak eksik bir bakış açısına sahip biri burada durur.Halbuki şunu sormak gerekir:Ne oluyorda filan şartlar filan sonuçları doğuruyor doğuruyor.Yani o şartlar oluştu diye o olayın gerçekleşmesinin sebebi nedir? İşte bunu soran kafa bilim ve din iliskisini dogru anlar.Diğeri ise kuru bilgi ve biraz da ezber bilgidir.Din ve bilim çelişmez sadece bilime doğru bakamamak çelişki varmış gibi görmeye sebep olur. |
"Bilim ise , somut gözlemlenebilir şeylerle uğraşır" Arkadaşım siz 80 yıl öncesinin biliminden bir adım ileri gidemiyecek misiniz?Modern bilim diyor ki evrenin sadece %5'i gözlemlenebilir maddeden oluşmaktadır.%35'i , içimizden geçtiği halde , dokunamadığımız , hissedemediğimiz , hiçbir maddeyle etkileşime girmeyen karanlık maddeden oluşmaktadır.Bu karanlık maddeyi bulabilmek için yerin 800 metre altındaki bir madene düzenek kurmuşlar.Bu düzeneği 2 yılda bir açıyolar ve karanlık maddenin düzeneğin içinden geçmesini bekliyolar.Evrenin geri kalanı %60 oranında karanlık enerjiden ibaret.Sen diyorsun ki bilim gözle görülür şeylerle uğraşır.Daha geçenler de Cern'de graviton parçacığını diğer boyuta geçirdiklerini ilan ettiler , ve kütle çekiminin diğer temel kuvvetlerden daha zayıf olmasının sebebinin , kütle çekiminden sorumlu parçacık olan graviton'un diğer boyutlara da yayıldığı gerçeğini ispatladılar. Sen hala 80 yıl öncesinin maddeci biliminde kalmışsın ve bilim gözle görülmeyenle uğraşmaz diyosun.Adamlar diğer boyutlarla uğraşıyo.Farklı boyutlara sıçrayan parçacıklarla uğraşıyo.Diğer boyutları gözle göremiyosun , adamlar kuantum alanlarıyla uğraşıyo ve şu an kuantum alanı denilen şey tamamen hayali bir ortam.Adamlar bir ayağı birinci boyutta , diğer ayağı sekizinci boyutta olan sicimlerle uğraşıyo.Sen neler diyosun?Biraz kendinizi geliştirin Allah aşkına.Bu ne bilgisizlik yahu? "Nereden biliyosunuz bilimin herşeye cevap veremiyeceğini" demişsin.Şu an bütün evrenin sırrını ortaya çıkaracak olan kuantum bilimi sicim teorisine kadar ilerlemiş ve tıkanmıştır.Çünkü tüm maddenin temel yapıtaşı olarak kabul edilen sicimlerin varolduğu boyutlar o kadar küçüktür ki , o boyutlarda işlem yapmamız mümkün değildir.Çoğu bilim adamının ortak görüşü kuantum ölçeğindeki boyutlara inebilmek asla mümkün değildir.Bilim herşeyi açıklayacak diye fazla ümide kapılmamak yanında bilimden de vazgeçecek değiliz.Ama santimetrenin 10 üzeri milyon kere milyar kere katrilyon kerede biri gibi ufak boyutlarıdaki , kendi içinde kıvrılıp diğer boyutları oluşturan uzayın yapısını da çözebileceğimizi düşünmek biraz fazla abartı olur.Biz daha , basit bir mikrobun zarını dahi geremiyorken , o zarı oluşturan katrilyonlarca atomun katrilyonlarca küçük ölçeğini görmeyi ve çözmeyi asla başaramıyabiliriz.Bu bilim adamlarının ortak görüşüdür. İnsanı oluşturan trilyon tane hücreyi oluşturan trilyonlarca atom , bir yıldızın çekirdeğinde milyarlarca yılda pişerek oluşuyo.Sonra bu yıldız patlayıp bizim yapıtaşlarımızı uzaya saçıp , dünya gezegeninde toplanıyo.Sonra insanın soluyabileceği bir atmosferi oluşturabilmek için birden ortaya önce bakteriler ve sonra bitkiler çıkıp , hadi arkadaşlar fotosentez yapalım da bu dünya cehennem yeri gibi berbat bi yer olmaktan çıksın , yemyeşil ve ılıman bir iklime sahip olsun da insanlar ve hayvanlar cıvıl cıvıl bu dünyada koştursunlar diye milyonlarca yıl fotosentez mi yapıyolar?.Akılsız taştan topraktan böyle bir güzellik nasıl ortaya çıkar?Milyonlarca çeşit canlı nasıl ortaya çıkar?Sizin bu evrim dediğiniz tanrınız baya bi akıllı tanrıymış arkadaş.Laf da söyletmiyonuz.Yıkın artık şu dogmalarınızı.Biz diğer boyutlarla , diğer alemlerle irtibatın yollarını ararken siz 80 yıl öncesinin gözünle görmediğime inanmam dogmasıyla köşeye sıkışıp kalmışınız.Aşın kendinizi biraz. |
Diger gezegenlerde hem kendi etrafinda, hemde gunesin etrafinda donerken bu istikametdemi donmektedirler?
Oyle ise sebebi nedir?
Bir arkadasim, muslumanlarin kabe etrafinda saat yonunun aksine donmesini dunyanin gunesin etrafinda donmesine benzetmisti.
Islam dini bu ibadet seklini gokyuzunden, astronomidenmi almistir? Bu inanisin, ibadet seklinin gezegenler ve gunesle bir alakasi varmidir?
Son olarak, dunyamiz diger istikametde donse idi ne olurdu, bugunku durumun aksine, gunes batidan yukselir ve dogudan batardi fakat baska ne gibi degisiklikler olurdu?
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye Ol Şimdi DeğilÜye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mahmudhudavendi -- 23 Haziran 2015; 2:08:58 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >