Geçen gün senin yanında aklıma ölümüm geldi Sensizlik bir mızrak gibi saplandı kalbime O son anı hatırladım, o seni koyup gidişimi İlk defa bu kadar üzüldüm dünyaya geldiğime
Ölüm! Kaçınılmaz sonuç, o soğuk kelime Bir gün ucuz bir fahişe gibi koynuma girecek Yüzümde gezinecek pis ve iğrenç elleri Korkudan büyümüş gözlerimde hayaller can verecek
Biliyorum, üzüleceksin, ama ölüm bir gerçek Bir yerde sevişmek gibi, bir yerde yaşamak gibi Ne hazin sıcaklığımızın bizi terketmesi Ve yüzümüze birbiri ardınca kapanan kapılar
Er geç uzanır bir el, son kampanayı çalar Anlarız kaçınılmaz anın geldiğini Şehre bir bomba düşmüş gibi aynalar, camlar kırılır İnsan arar da bir türlü bulamaz güzelliğini
Kimse benim kadar bilemez ölümün rezilliğini Seni koyup gitmenin hüznünü ben anlarım Çünkü ben sende buldum kendimi, sende sevdim Senin yanında seninle değerlendi zamanlarım
Ne acı gün kadehlerin boş kalması, şarkıların yarım Mevsimlerin birbiri ardınca bir anda bitivermesi Ansızın toprakla dolması gözlerimizin Kanımıza o çirkin böceklerin girmesi
Kimbilir ölüm bir çilenin sona ermesi Belki güzeldir, şu sefil dünyaya boş gözlerle bakmak Ne çare ki sen varsın, o dünyada sen varsın Benim korkum ölüm değil, seni yalnız bırakmak
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
----------------------------------------------
DENİZE KAVUŞAN NEHİR
Sen üzerinde nice şafakların söktüğü Sevgi denizlerime akan büyük nehir Sen biraz ışık, biraz tılsım, biraz büyü Sen yıllardır yazıp bitiremediğim şiir
Durmadan bir gül açar ellerinde pembe Sen nefes alışı en bakir güzelliğin Gözlerin midir parlayan gökyüzünde Bir güneş doğarcasına geceleyin
Ne zaman seni düşünsem yaşamak güzel Bir bahar bahçesi olur güz bahçeleri En karanlıklarda bile uzanır bir el Kendiliğinden açar sabaha perdeleri
Sen varsan dallarda kuşlar memnun Tüm çiçeklerin rengi değişik, kokusu başka Öylesine gerçek ki var olduğun Çarpar güzelliğin kıyılarıma dalga dalga
Tutsam ellerini içim ürperir hazdan Başım döner gözlerin gözlerime değse Kalan tek hatıradır gülüşün bir yazdan Yokluğun da odur senin ölmek neyse
Sen bastığın yerde çiçeklerin büyüdüğü Her zaman en güzel, her yerde eşsiz Sen yaprak, sen köpük, sen kuş tüyü Sen sevgi nehirlerimin aktığı büyük deniz..
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 'Death' -- 29 Kasım 2012; 23:32:00 >
Değişir rüzgarın yönü Solar ansızın yapraklar; Şaşırır yolunu denizde gemi Boşuna bir liman arar; Gülüşü bir yabancının Çalmıştır senden sevdiğini; İçinde biriken zehir Sadece kendini öldürecektir; Ölümdür yaşanan tek başına Aşk iki kişiliktir.
Bir anı bile kalmamıştır Geceler boyu sevişmelerden; Binlerce yıl uzaklardadır Binlerce kez dokunduğun ten; Yazabileceğin şiirler Çoktan yazılıp bitmiştir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir.
Avutamaz olur artık Seni bildiğin şarkılar; Boşanır keder zincirlerinden Sular tersin tersin akar; Bir hançer gibi çeksen de sevgini Onu ancak öldürmeye yarar: Uçarı kuşu sevdanın Alıp başını gitmiştir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir.
Yitik bir ezgisin sadece, Tüketilmiş ve düşmüş, gözden. Düşlerinde bir çocuk hıçkırır Gece camlara sürtünürken; Çünkü hiç bir kelebek Tek başına yaşayamaz sevdasını, Severken hiçbir böcek Hiç bir kuş yalnız değildir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir.
Geçen gün senin yanında aklıma ölümüm geldi
Sensizlik bir mızrak gibi saplandı kalbime
O son anı hatırladım, o seni koyup gidişimi
İlk defa bu kadar üzüldüm dünyaya geldiğime
Ölüm! Kaçınılmaz sonuç, o soğuk kelime
Bir gün ucuz bir fahişe gibi koynuma girecek
Yüzümde gezinecek pis ve iğrenç elleri
Korkudan büyümüş gözlerimde hayaller can verecek
Biliyorum, üzüleceksin, ama ölüm bir gerçek
Bir yerde sevişmek gibi, bir yerde yaşamak gibi
Ne hazin sıcaklığımızın bizi terketmesi
Ve yüzümüze birbiri ardınca kapanan kapılar
Er geç uzanır bir el, son kampanayı çalar
Anlarız kaçınılmaz anın geldiğini
Şehre bir bomba düşmüş gibi aynalar, camlar kırılır
İnsan arar da bir türlü bulamaz güzelliğini
Kimse benim kadar bilemez ölümün rezilliğini
Seni koyup gitmenin hüznünü ben anlarım
Çünkü ben sende buldum kendimi, sende sevdim
Senin yanında seninle değerlendi zamanlarım
Ne acı gün kadehlerin boş kalması, şarkıların yarım
Mevsimlerin birbiri ardınca bir anda bitivermesi
Ansızın toprakla dolması gözlerimizin
Kanımıza o çirkin böceklerin girmesi
Kimbilir ölüm bir çilenin sona ermesi
Belki güzeldir, şu sefil dünyaya boş gözlerle bakmak
Ne çare ki sen varsın, o dünyada sen varsın
Benim korkum ölüm değil, seni yalnız bırakmak
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
----------------------------------------------
DENİZE KAVUŞAN NEHİR
Sen üzerinde nice şafakların söktüğü
Sevgi denizlerime akan büyük nehir
Sen biraz ışık, biraz tılsım, biraz büyü
Sen yıllardır yazıp bitiremediğim şiir
Durmadan bir gül açar ellerinde pembe
Sen nefes alışı en bakir güzelliğin
Gözlerin midir parlayan gökyüzünde
Bir güneş doğarcasına geceleyin
Ne zaman seni düşünsem yaşamak güzel
Bir bahar bahçesi olur güz bahçeleri
En karanlıklarda bile uzanır bir el
Kendiliğinden açar sabaha perdeleri
Sen varsan dallarda kuşlar memnun
Tüm çiçeklerin rengi değişik, kokusu başka
Öylesine gerçek ki var olduğun
Çarpar güzelliğin kıyılarıma dalga dalga
Tutsam ellerini içim ürperir hazdan
Başım döner gözlerin gözlerime değse
Kalan tek hatıradır gülüşün bir yazdan
Yokluğun da odur senin ölmek neyse
Sen bastığın yerde çiçeklerin büyüdüğü
Her zaman en güzel, her yerde eşsiz
Sen yaprak, sen köpük, sen kuş tüyü
Sen sevgi nehirlerimin aktığı büyük deniz..
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 'Death' -- 29 Kasım 2012; 23:32:00 >