quote:

Orijinalden alıntı: Breivik

bir okula damacanayla su servisi yapan elemanlar, yine sabahın köründe işlerini yapmaktadırlar. kan ter içinde ikinci damacanaları da yüklenip geçerken orada duran başka bir adamı görmezler dahi. suları içeri bırakıp üçüncü seferi yapmaya gelen elemanlar, uzun boylu bir adamın 19 litrelik damacanayı yüklenip içeri doğru taşımasını şaşkınlıkla izlerler. uzun boylu adam damacanayı içeri bıraktıktan sonra, gülümseyerek iyi dileklerini iletir ve oradan gider. adamların şaşkınlığı odur ki; uzun boylu adam, her sabah çocuğunu okula bırakan johan elmander‘dir.

quote:

Orijinalden alıntı: Sokollu Mehmed Paşa

quote: Orijinalden alıntı: Breivik bir okula damacanayla su servisi yapan elemanlar, yine sabahın köründe işlerini yapmaktadırlar. kan ter içinde ikinci damacanaları da yüklenip geçerken orada duran başka bir adamı görmezler dahi. suları içeri bırakıp üçüncü seferi yapmaya gelen elemanlar, uzun boylu bir adamın 19 litrelik damacanayı yüklenip içeri doğru taşımasını şaşkınlıkla izlerler. uzun boylu adam damacanayı içeri bıraktıktan sonra, gülümseyerek iyi dileklerini iletir ve oradan gider. adamların şaşkınlığı odur ki; uzun boylu adam, her sabah çocuğunu okula bırakan johan elmander‘dir.

Cool story

quote:

Orijinalden alıntı: Breivik

bir okula damacanayla su servisi yapan elemanlar, yine sabahın köründe işlerini yapmaktadırlar. kan ter içinde ikinci damacanaları da yüklenip geçerken orada duran başka bir adamı görmezler dahi. suları içeri bırakıp üçüncü seferi yapmaya gelen elemanlar, uzun boylu bir adamın 19 litrelik damacanayı yüklenip içeri doğru taşımasını şaşkınlıkla izlerler. uzun boylu adam damacanayı içeri bıraktıktan sonra, gülümseyerek iyi dileklerini iletir ve oradan gider. adamların şaşkınlığı odur ki; uzun boylu adam, her sabah çocuğunu okula bırakan johan elmander‘dir.

quote:

Orijinalden alıntı: Breivik

bir okula damacanayla su servisi yapan elemanlar, yine sabahın köründe işlerini yapmaktadırlar. kan ter içinde ikinci damacanaları da yüklenip geçerken orada duran başka bir adamı görmezler dahi. suları içeri bırakıp üçüncü seferi yapmaya gelen elemanlar, uzun boylu bir adamın 19 litrelik damacanayı yüklenip içeri doğru taşımasını şaşkınlıkla izlerler. uzun boylu adam damacanayı içeri bıraktıktan sonra, gülümseyerek iyi dileklerini iletir ve oradan gider. adamların şaşkınlığı odur ki; uzun boylu adam, her sabah çocuğunu okula bırakan johan elmander‘dir.

quote:

Orijinalden alıntı: AlphaScramble

eger dogru ise

ADAMSIN ELMANDER

cok onurlu bir davranis

quote:

Orijinalden alıntı: jamez

Bir ırmağın kenarında çok yüksek bir duvar vardı, o duvarın üstünde susuz bir adam duruyordu. Suya yetişmesine duvar mani oluyordu. Zavallı adam su için, sudan çıkmış balık gibi çırpınıp duruyordu.

Birden aklına geldi duvardan bir kerpiç kopararak suya attı. Suyun sesi kulağına çok tatlı ve hoş geldi. Suyun tatlı sesi adamın kulağına bir sevgili sesi gibi tatlı geldi, adamı sarhoş etti. Bunun üzerine adam duvardan taşlar, kerpiçler kopararak suya atmaya başladı. Bunun üzerine su adama seslendi.

"- Ey adam bana niçin taş atıyorsun, bundan sana ne fayda var?" dedi.

Adam yanık bir sesle cevap verdi.

- "Ey su bu işin bana iki faydası var, onun için bu işten vazgeçmem. Birinci faydası suyun sesi susuzun kulağına en güzel bir musiki gibi gelir, ikincisi de kopardığım her taş, her kerpiç duvarı biraz daha alçaltıp, beni suya yaklaştırıyor." dedi.

evet tahmin ettiğiniz gibi bu adam elmander'di.

quote:

Orijinalden alıntı: hlldmr

geçen televizyon bozuldu teknik servis çağırdık televizyonu götüreceklerdi elmander geldi ''ben taşırım abi'' dedi,kamyona kadar taşıdı.

quote:

Orijinalden alıntı: Glόin

İskandinavya'da halkın dilinde gezen anonim bir hikaye vardır.
İsveç'in tarihi güney kenti Hedemora'da 1849 yılında büyük bir yangın çıkar. İnsanlar perişan evler yanıyor çocuklar yanıyor. Bütün kent ateşler içerisinde cehennemden farkı yok.
Kentin önde gelen insanları toplanır ve ne yapsak diye düşünürler tartışırlar. Ama zaman tükenmektedir. Kızgın ateş kısa sürede kenti yok edecek güçtedir. İnsanlar kentin dışına boş bir araziye çadırlar kurmuştur. Evlerinin büyüdükleri kentin yanışını göz yaşlarıyla izlemektedirler. Artık yapacak birşey yoktur. Ne yazık ki onca emek ve alın teri ile inşaa edilen kent yanmaktadır. Tam o sırada çadırların kurulu olduğu açıklığın ufkundan sarışın uzun boylu güçlü bir adam görülür. Yaklaşık 19 litrelik bir damacana taşımaktadır. İnsanların ve çadırların arasından geçer ve kente varır. Damacananın kapağını açar ve suyu etrafa saçar. Yaklaşık 9 dakikada yangını kontrol altına alır ve söndürür. Damacanasını yere bırakır ve çadırların arasından geldiği yola doğru yürür. ''Kimsin sen?'' diye bağırır kentli. Adam arkasını döner ve ''Fucking fire is extinguished'' der. Yıllar sonra o kişinin Alingsas'lı Calvin Peter Elmander olduğu anlaşılır.Güçlü vikingin hikayesi bu şekilde dilden dile gezerek destansı bir hal almıştır. İskandinav edebiyatında halen bu hikaye okutulmaktadır.

Evet yanlış düşünmüyorsunuz. Elmander'in büyük büyük büyük büyük büyük büyük dedesidir Peter Elmander.

True Stoy