Arama butonu
Bu konudaki kullanıcılar: 1 misafir
29
Cevap
3106
Tıklama
0
Öne Çıkarma
El yapımı motor :)
I
11 yıl
Yüzbaşı
Konu Sahibi

Beyler bi tornacı da yapılamaz mı bunlardan. Yani piston falan torna tezgahında bir demire şekil verilerek yapsak. Silindir,krank,piston kolu falan. İmkanım olursa yazın yapmaya çalışacağım. Şans dileyin.

DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.

Üye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.

Üye Ol Şimdi Değil



S
11 yıl
Binbaşı

Yapabilirsen fotoğraflarla, videolarla kaydedip güzel bir kolaj oluşturabilirsin.. Ama işin çok zor


Bu mesaja 1 cevap geldi.
I
11 yıl
Yüzbaşı
Konu Sahibi

quote:

Orijinalden alıntı: saveyourself

Yapabilirsen fotoğraflarla, videolarla kaydedip güzel bir kolaj oluşturabilirsin.. Ama işin çok zor

Biliyorum hocam hepsini tek tek hesapladım en çok sıkıntılı yer, ateşleme,karbüratör sistemi ve yağlama ama yağlı benzin kullanılarak yağlanabilir orda pek sıkıntı yok Segmansız olcak pistonlar rc arabalardaki gibi Yapabilirsem(imkanı bulabilsem o kadar zor değil aslında ) fotoğraflarını, videolarını, yapım aşamasını tek tek atarım. Birde jeneratör falan yapıp fabrikasını açsam süper olur



G
11 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: oNuR ŞaHiN

Beyler bi tornacı da yapılamaz mı bunlardan. Yani piston falan torna tezgahında bir demire şekil verilerek yapsak. Silindir,krank,piston kolu falan. İmkanım olursa yazın yapmaya çalışacağım. Şans dileyin.

Videoyu izlemek için tıklayınız


Videoyu izlemek için tıklayınız


Fikir vermesi açısından,daha çok video bulunabilir.Gerçek motor parçalarını oranlayarak parça boyutları hakkında fikir edinebilirsiniz sanırsam,kolay gelsin


Bu mesaja 1 cevap geldi.
I
11 yıl
Yüzbaşı
Konu Sahibi

quote:

Orijinalden alıntı: Gökhan G.

quote:

Orijinalden alıntı: oNuR ŞaHiN

Beyler bi tornacı da yapılamaz mı bunlardan. Yani piston falan torna tezgahında bir demire şekil verilerek yapsak. Silindir,krank,piston kolu falan. İmkanım olursa yazın yapmaya çalışacağım. Şans dileyin.

Videoyu izlemek için tıklayınız


Videoyu izlemek için tıklayınız


Fikir vermesi açısından,daha çok video bulunabilir.Gerçek motor parçalarını oranlayarak parça boyutları hakkında fikir edinebilirsiniz sanırsam,kolay gelsin

Yabancılar bu kadar karışık bi şeyi evlerinin garajlarında yapıyorsa biz neden bunun tek silindirli basit versiyonunu yapamayalım. Ben bu işe kafayı taktım bunun araba fabrikasına kadar yolu var ama devrim bile 1.5 milyon lirayla yapıldıysa en büyük engel para


Bu mesaja 2 cevap geldi.
S
11 yıl
Binbaşı

Zaten yapmak mesele değil yapıp satmak mesele.. Döküm işi falan başınıza bayağı masraf çıkarabilir..
İlerde fabrika falan açarsanız bizi de işe alırsınız artık


Bu mesaja 1 cevap geldi.
I
11 yıl
Yüzbaşı
Konu Sahibi

N
11 yıl
Yüzbaşı

Döküm parçalar felan halledilebilecek şeyler ama işin önemli yanı elektronik aksam diye biliyorum.Biliyorsunuz ki yeni nesiller artık beyinli oldu :)

Yazılım kısmı halledilebilirse motor yapmak basit iş.

Yoksa piyasada gırla motor çeşidi var.Basit bir motor yaptın diyelim ama verimli olmadıktan sonra rekabet şansın yok zaten...


Bu mesaja 3 cevap geldi.
I
11 yıl
Yüzbaşı
Konu Sahibi

quote:

Orijinalden alıntı: need8$(mousegg

Döküm parçalar felan halledilebilecek şeyler ama işin önemli yanı elektronik aksam diye biliyorum.Biliyorsunuz ki yeni nesiller artık beyinli oldu :)

Yazılım kısmı halledilebilirse motor yapmak basit iş.

Yoksa piyasada gırla motor çeşidi var.Basit bir motor yaptın diyelim ama verimli olmadıktan sonra rekabet şansın yok zaten...

Hocam bende bunu düşünüyorum zaten eskiden olsaydı 50'li yıllarda bi motor döksek yeterdi verim falan çünkü o zaman bütün motorlar verimsizdi. Ama şimdi çook üzerinde çalışmak ve geliştirmek lazım çünkü piyasadaki onca motor/arabanın yanında bizimki çok dandik kalır. Beyin işine hiç girmeyeceğim çünkü nasıl olsa türkiyede beyin üretilmediği için dışardan alacağız ama ben %100 türk olmasını istiyorum. Karbüratörlü,platin ateşlemeli birşey yapsak yıllarca geliştirsek verimliliğini yükseltsek fabrika açabiliriz ama para yok devlet kaç para verir ki?


Bu mesaja 1 cevap geldi.
N
11 yıl
Yüzbaşı

Beyin dışarıda üretiliyo diyorsunda onuda sen üreteceksin ki bişeye benzesin.İşin espriside orda ya zaten.O kadar yazılım uzmanı var onuda yerli üretebilmen lazım.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
I
11 yıl
Yüzbaşı
Konu Sahibi

quote:

Orijinalden alıntı: need8$(mousegg

Beyin dışarıda üretiliyo diyorsunda onuda sen üreteceksin ki bişeye benzesin.İşin espriside orda ya zaten.O kadar yazılım uzmanı var onuda yerli üretebilmen lazım.

Hocam yazılım işi kolay ama o "beyin" denen elektronik devre çok zor. Beni aşar ama bu işin uzmanlarıyla mühendisleriyle yapılabilir belki

Edit: Dh elektronik ve dh motor(araba) ekibi biraraya gelerek olabilir





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Interceptor_0000 -- 6 Haziran 2013; 20:45:07 >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
P
11 yıl
Teğmen

Motor lazımsa 500 liraya 0km hiç kullanılmamış, 97 cc cub motorlar var, 4 vites yarı otomatik zincirle aktarım. İlla kendim yapacam hobi olsun diyosan, kafası çalışan senin işine zaman ayıracak, dökümcü, tornacı ve frezeci ustalarıyla ahbap olman lazım. Motora beyin falan yapmana gerek yok, küçük motorların ateşleme sistemini komple uydurursun.





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi panda34 -- 6 Haziran 2013; 21:43:23 >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
E
11 yıl
Yarbay

tavsiye ölçüleri orijinal motor parça ölçülerinden çalarak yap yaptıkların yine senin ürünün olsun ama ölçüler daha önceden hesaplı olacağı için kafan ağrımaz


Bu mesaja 1 cevap geldi.
G
11 yıl
Yarbay

Pek kolay olacağını düşünmüyorum.

Her şeyden önce motorunuzun nasıl soğutulacağını en baştan belirlemeniz gerekiyor. Su ile soğutacak iseniz su kanalları, hava ile soğutacak iseniz daha fazla yüzey vaat eden petekli bir kalıp hazırlamalısınız.
Kalıp hazırlamak çok zor bir şey değil. Kimyasal karıştırılmış un gibi ince bir kum ile hazırlanıyor ama döküm işlemlerini bir dökümhanede yaptırmanız gerekiyor. Ev imkanları döküm yapmaya pek müsait olmayacak.
Motor gövdesini en baştan her şeyi ile belirlemeniz gerekiyor. Çünkü her türlü parçayı değiştirebilirsiniz ama gövde biraz daha sıkıntılı. Yani yeni bir piston, biyel kolu, supap gibi parçaları tekrar tekrar farklı ölçülerde döküp yeniden deneyebilirsiniz ama gövde biraz zor. Yine de elinizdeki gövdeye göre farklı ölçülerde gövde döktürebilir siniz.
Ancak gövdeyi hangi malzemeden yapacağınız da önemli. Hafif ama ısıya dayanım konusunda çok daha zayıf olan Alüminyum ya da ağır ama çok sağlam olan Çelik. Ya da başka herhangi bir malzeme.
Sonra işin içerisine o kadar çok parça ve değişken giriyor ki, gerçekten çok uzun ve geniş bir AR-GE programı gerekiyor. Sayısız varyasyon var.
Sadece pistonların hareketi için, pistonun uzunluğu, kafa şekli, malzemesi, biyel kollarının uzunluğu, malzemesi, krank milinin çapı, krank milinin dönme çapı gibi sayısız varyasyon var.
Yanma odası hacminin idealini bulmak, kurs çapını uzatıp kısaltmak, yanma odasının en ideal biçimini bulmak (Ön yanma odası kullanmak, türbülans yaratmak v.b) gibi bir sürü varyasyon da burada var.
Sonra malzemenin doğru karışımını bulmak var. Yanlış bilmiyorsam demire çok az bir miktar karbon katarak çelik, ona da çok az krom katarak paslanmaz çelik elde ediliyor. Ancak hangi malzemeyi hangi sıcaklıkta hangi oranda ve hangi teknikte karıştıralım ki en sağlam ve dayanıklı malzemeyi inşa edelim?
Daha yakıt besleme, (karbüratörlü mü olacak enjeksiyonlu mu olacak, yakıt pompası nereden güç alacak, motor beyni elektronik mi olacak regülatör şeklinde mi olacak v.b) yağlama, (Ki seçtiğiniz malzemeye göre yağ basıncı temin etmelisiniz. Az olursa film yeterince güçlü olmaz, aşınma gerçekleşir, malzemeye göre çok basınç olursa malzemeyi yıpratır, pul pul döker (Bunu da bir ustam söylemişti zamanında, aşırı yağ basıncı malzemeyi yıpratır, pul pul dökülür demişti. Hiç görmedim malzemenin aşırı basınçlı yağlamadan ötürü döküldüğünü onu da belirteyim)) parça ölçüleri (Ki bu da, parçaların genleşmesini de hesaba katmanız gerektiği gerçeğini karşımıza çıkarıyor. Çelik ile alüminyumun genleşmesi de farklı olacağı için aynı parçayı farklı malzemeden dökerken ölçü de dolayısı ile kalıpta değişmeli) ve daha bir çok etmen giriyor işin içine.
Zaten otomobil motorlarının AR-GE programları genel olarak bu gibi şeylerin üzerine kurulu. Sayısız varyasyon içinden en verimlisini bulmaya çalışıyorlar. İhtiyaçlara en iyi cevabı en ucuza verecek kombinasyonu inşa etmeye çalışıyorlar.
En verimli malzemeyi nasıl dökeriz, nasıl en verimli yanma tekniğini yakalarız?
AR-GE bunlara cevap aramaktır. 50 farklı malzeme karışımından (Yani, sayısız demir, karbon ve krom (paslanmaz çelik) karışımı dökerler, farklı sıcaklıkta, farklı oranlarda, farklı tekniklerle, farklı yoğunluklarla v.b) 250 farklı biyel kolu dökülür mesela. Sonra bunlar denenir. En yüksek güce hangisi dayandı? Hangisi en ucuza mal edildi? Hangisi en uzun süre dayanabilecek? Hangisi en hafifi oldu?
Sadece biyel kolu ile bitse yine iyi. Belki yine 50 farklı malzeme karışımından 250 tane kam mili dökülüyor. Tabi ki söylediğim rakamlar farazi ve 250 tane parça ile kurtarabileceklerini de sanmıyorum.

Daha işin içerisine burada sayamayacağım o kadar çok etken ve etmen giriyor ki, aklınız şaşar. Bunu hakaret, aşağılama ya da heves kırma olarak algılamayın lütfen.
Ama "Koca firmalar milyonlarca dolar döküyorlar AR-GE'ye" dediğimiz zaman, kast ettiğimiz AR-GE budur. Bu yüzden bu kadar masraflıdır ve bu kadar zaman ister. Bu yüzden de bütün AR-GE'ler gizli yapılır. Çünkü birisi sizin çok fazla para ve zaman harcayarak elde ettiğiniz verimli formülü öğrenir ve sizden önce tescil ettirirse, bedavadan kaymağını yerken siz eliniz boş kalabilirsiniz.

Ayrıca bu saydıklarım "Neden biz motor yapamıyoruz çok mu zor?" sorusunun bir cevabı niteliğinde.
Elbette yapabiliriz. Motor yapacak imkanımız var ama bugün motoru yapmak ve onu verimli, az yakan, uzun ömürlü ve güçlü bir motor haline getirmek çok maliyetli bir işlemdir ve çok zaman alır. Hem para hem zaman ikisi bir araya çok sık ve kolay gelemez maalesef. Sonra ortaya çıkardığınız motorun bir referansı olacak ki satmaya çalıştığınızda elinizde patlamasın.

Şimdi sırf sabah kahvaltısında 3 yumurta yemek için 20.000 tavuklu çiftlik işletilir mi? Hiç bir yumurtaya müşteri bulamayıp evinizde günde 3 yumurta yemek için?

Hocam yanlış anlamayın heves kırmak için yazmadım. Elbette kendi imkanlarınız ile motor yapabilirsiniz ama giriştiğiniz işin ne kadar zor olduğuna değinmek istedim sadece.

Gene yanlışım varsa bilen ağabeylerim düzeltsinler.





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi goodorevil -- 7 Haziran 2013; 7:56:05 >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
I
11 yıl
Yüzbaşı
Konu Sahibi

quote:

Orijinalden alıntı: goodorevil

Pek kolay olacağını düşünmüyorum.

Her şeyden önce motorunuzun nasıl soğutulacağını en baştan belirlemeniz gerekiyor. Su ile soğutacak iseniz su kanalları, hava ile soğutacak iseniz daha fazla yüzey vaat eden petekli bir kalıp hazırlamalısınız.
Kalıp hazırlamak çok zor bir şey değil. Kimyasal karıştırılmış un gibi ince bir kum ile hazırlanıyor ama döküm işlemlerini bir dökümhanede yaptırmanız gerekiyor. Ev imkanları döküm yapmaya pek müsait olmayacak.
Motor gövdesini en baştan her şeyi ile belirlemeniz gerekiyor. Çünkü her türlü parçayı değiştirebilirsiniz ama gövde biraz daha sıkıntılı. Yani yeni bir piston, biyel kolu, supap gibi parçaları tekrar tekrar farklı ölçülerde döküp yeniden deneyebilirsiniz ama gövde biraz zor. Yine de elinizdeki gövdeye göre farklı ölçülerde gövde döktürebilir siniz.
Ancak gövdeyi hangi malzemeden yapacağınız da önemli. Hafif ama ısıya dayanım konusunda çok daha zayıf olan Alüminyum ya da ağır ama çok sağlam olan Çelik. Ya da başka herhangi bir malzeme.
Sonra işin içerisine o kadar çok parça ve değişken giriyor ki, gerçekten çok uzun ve geniş bir AR-GE programı gerekiyor. Sayısız varyasyon var.
Sadece pistonların hareketi için, pistonun uzunluğu, kafa şekli, malzemesi, biyel kollarının uzunluğu, malzemesi, krank milinin çapı, krank milinin dönme çapı gibi sayısız varyasyon var.
Yanma odası hacminin idealini bulmak, kurs çapını uzatıp kısaltmak, yanma odasının en ideal biçimini bulmak (Ön yanma odası kullanmak, türbülans yaratmak v.b) gibi bir sürü varyasyon da burada var.
Sonra malzemenin doğru karışımını bulmak var. Yanlış bilmiyorsam demire çok az bir miktar karbon katarak çelik, ona da çok az krom katarak paslanmaz çelik elde ediliyor. Ancak hangi malzemeyi hangi sıcaklıkta hangi oranda ve hangi teknikte karıştıralım ki en sağlam ve dayanıklı malzemeyi inşa edelim?
Daha yakıt besleme, (karbüratörlü mü olacak enjeksiyonlu mu olacak, yakıt pompası nereden güç alacak, motor beyni elektronik mi olacak regülatör şeklinde mi olacak v.b) yağlama, (Ki seçtiğiniz malzemeye göre yağ basıncı temin etmelisiniz. Az olursa film yeterince güçlü olmaz, aşınma gerçekleşir, malzemeye göre çok basınç olursa malzemeyi yıpratır, pul pul döker (Bunu da bir ustam söylemişti zamanında, aşırı yağ basıncı malzemeyi yıpratır, pul pul dökülür demişti. Hiç görmedim malzemenin aşırı basınçlı yağlamadan ötürü döküldüğünü onu da belirteyim)) parça ölçüleri (Ki bu da, parçaların genleşmesini de hesaba katmanız gerektiği gerçeğini karşımıza çıkarıyor. Çelik ile alüminyumun genleşmesi de farklı olacağı için aynı parçayı farklı malzemeden dökerken ölçü de dolayısı ile kalıpta değişmeli) ve daha bir çok etmen giriyor işin içine.
Zaten otomobil motorlarının AR-GE programları genel olarak bu gibi şeylerin üzerine kurulu. Sayısız varyasyon içinden en verimlisini bulmaya çalışıyorlar. İhtiyaçlara en iyi cevabı en ucuza verecek kombinasyonu inşa etmeye çalışıyorlar.
En verimli malzemeyi nasıl dökeriz, nasıl en verimli yanma tekniğini yakalarız?
AR-GE bunlara cevap aramaktır. 50 farklı malzeme karışımından (Yani, sayısız demir, karbon ve krom (paslanmaz çelik) karışımı dökerler, farklı sıcaklıkta, farklı oranlarda, farklı tekniklerle, farklı yoğunluklarla v.b) 250 farklı biyel kolu dökülür mesela. Sonra bunlar denenir. En yüksek güce hangisi dayandı? Hangisi en ucuza mal edildi? Hangisi en uzun süre dayanabilecek? Hangisi en hafifi oldu?
Sadece biyel kolu ile bitse yine iyi. Belki yine 50 farklı malzeme karışımından 250 tane kam mili dökülüyor. Tabi ki söylediğim rakamlar farazi ve 250 tane parça ile kurtarabileceklerini de sanmıyorum.

Daha işin içerisine burada sayamayacağım o kadar çok etken ve etmen giriyor ki, aklınız şaşar. Bunu hakaret, aşağılama ya da heves kırma olarak algılamayın lütfen.
Ama "Koca firmalar milyonlarca dolar döküyorlar AR-GE'ye" dediğimiz zaman, kast ettiğimiz AR-GE budur. Bu yüzden bu kadar masraflıdır ve bu kadar zaman ister. Bu yüzden de bütün AR-GE'ler gizli yapılır. Çünkü birisi sizin çok fazla para ve zaman harcayarak elde ettiğiniz verimli formülü öğrenir ve sizden önce tescil ettirirse, bedavadan kaymağını yerken siz eliniz boş kalabilirsiniz.

Ayrıca bu saydıklarım "Neden biz motor yapamıyoruz çok mu zor?" sorusunun bir cevabı niteliğinde.
Elbette yapabiliriz. Motor yapacak imkanımız var ama bugün motoru yapmak ve onu verimli, az yakan, uzun ömürlü ve güçlü bir motor haline getirmek çok maliyetli bir işlemdir ve çok zaman alır. Hem para hem zaman ikisi bir araya çok sık ve kolay gelemez maalesef. Sonra ortaya çıkardığınız motorun bir referansı olacak ki satmaya çalıştığınızda elinizde patlamasın.

Şimdi sırf sabah kahvaltısında 3 yumurta yemek için 20.000 tavuklu çiftlik işletilir mi? Hiç bir yumurtaya müşteri bulamayıp evinizde günde 3 yumurta yemek için?

Hocam yanlış anlamayın heves kırmak için yazmadım. Elbette kendi imkanlarınız ile motor yapabilirsiniz ama giriştiğiniz işin ne kadar zor olduğuna değinmek istedim sadece.

Gene yanlışım varsa bilen ağabeylerim düzeltsinler.

Hocam bu kadar yazıyı emek edip yazmışsın. Allah razı olsun. Heves kırmak gibi algılamıyorum zaten bu işin zorluklarını göstermiş oldun. Bu ar-ge işini mühendislerle yapabiliriz ama büyük miktarda para lazım. Diğer bir konu da Türkiye neden araba üretemiyor? Hocam biz bu konuda çok geri kaldık çünkü diğer araba üreticileri çok geliştiler. Biz artık üretsekte satmaz zaten.

Devrimle ilgili bir yazı(gerçi siz daha iyi biliyorsunuzdur):

Tarihçe

Türkiyenin kendi otomobilini üretebileceği konusunda ilk fikri Cemal Gürsel'in konuyu dikkate almasıyla, ordunun binek otomobil ihtiyacını karşılamak amacı da güden, ilk yerli ve seri üretim hedefiyle başlanan otomobil projesi, dönemin rakamlarıyla 1.400.000 TL ödenekle 4.5 ay gibi kısa bir süre içinde tamamlanmıştır.
Otomobil dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'i Cumhuriyet bayramına götürerek hem tanıtımını hem ilk vazifesini gerçekleştirecekken benzinin bitmesi nedeniyle sadece 200 metre gidebilmiştir. Cemal Gürsel tarafından "Garp kafasıyla araba yaptık, şark kafasıyla benzin koymayı unuttuk" mizahi tabirine de konu olmuştur.
Otomobilin yolda kalmasının sebebi ise trende oluşabilecek bir tehlikede zarar görmemeleri düşüncesiyle Eskişehir'den Ankara'ya taşınan devrim otomobillerine benzin konulmamasıdır(O zaman hale Türkiye'de trenler kömürle çalıştığından lokomotiften sıçrayacak kıvılcamlar benzinin alev almasına neden olacağından benzin az konulmuştur.). Otomobillerin ihtiyacı olan benzinin de Ankara'da konvoy yolunun üzerinde bulunan bir benzin istasyonundan alınmasına karar verilmiştir. Ayrıca benzin istasyonuna kadar olan kısa mesafedeki gerekli benzinin mühendisler tarafından tren ile taşınması, mühendislerin hatayı en aza indirgemek için bütün detayları düşündüklerini gösterir.Ancak Cumhurbaşkanının Meclis önünde beklediği haberi alınınca yakıt ikmaline ,fırsat olmadan hemen meclise gidilir.Bu konvoyda iki Devrim otomobili vardır biri bej,diğeri siyah renklidir.(Trende gelirken siyah renkli Devrim lokomotife daha yakın konduğu için ona az benzin konulmuştur.) Cumhurbaşkanı siyah renkli arabayı daha çok beğenir ona biner ama araba 200 m sonra öksürerek durur,çünkü arabanın benzini bitmiştir.Cumhurbaşkanı gezisini benzini olan bej arabayla sürdürür. Anıtkabir'e ve tören alanına gider.Bu olaydan sonra basın sanki bilerek, bu olayı yanlış manşetlerle yalan haberlerle açıklamıştır.Manşetlerde devletin parasını boş yere gömdünüz,araç 200m gitti durdu ,bu muydu araba gibi bir sürü yalan haber yapılmıştır. Maalesef milli otomobil yapılmasını engelleyemeyen güç, seri üretime geçmesini engellemiştir. Bir zamanlar dünyada esamesi dahi okunmayan pek çok otomobil firmasından önce başlanan bir girişim de böylece doğmadan öldürülmüş oldu.



Teknik Ekip

Makina Yüksek Mühendisi Devlet Demiryolları Fabrikaları Genel Müdür Yardımcısı Emin Bozoğlu başkanlığında, Devlet Demiryolları Fabrikaları ve Cer Dairelerinin yönetici ve mühendislerinden oluşan bir teknik ekip ve çalışma mekanı olarak da Eskişehir Demiryol Fabrikaları'nda dökümhane olarak yapılıp kullanılmayan bir bina seçilmiştir.



Tasarım ve yapım

Devrim'in özellikleri
modeli eski bir 6 silindir Chevrolet motorundan değiştirilmiştir. İki silindiri kesilip dört silindire indirilmiş, daha sonrada bundan kalıp yapılarak, üretilen yerli yapım diğer arabalara monte edilmiştir.
İki farklı renk otomobil götürülmüştür. Bej renk Devrim ve Siyah (Makam Aracı modeli) Devrim. Siyah olana Cemal Gürsel bindirilmiş ve 200 metre gidebilmiştir. Geçen sürede bej renkli olanın benzin ihtiyacı karşılanıp, Cemal Gürsel siyahtan indirilerek bej renkliye bindirilmiş ve o gün belirlenen tüm güzergahları ve izleyen günlerdeki makam otosu görevlerini başarıyla tamamlamışlardır.
Devrimin o dönemde makine mühendisliği ve yerli ağır üretim endüstrisi alanında Türkiye için gerçekten bir devrim başlangıç unsuru olabileceği düşünülüp adı bu yüzden Devrim konulmuştur. Projenin, bağımsız ulusal ordu kara taşıma, hava ve zırhlı savaş araç kademeli üretim sanayilerine kıvılcım olabileceği hususunda başarılı bir yetenek ispatı aşamasından hemen sonra neden aniden rafa kaldırıldığı halen açıklık kazanmamıştır. Eğer Devrim dört arabayla kalmasaydı, şu anda Türkiye'nin dünyanın en büyük makine sanayilerinden birini kurmuş olabileceği yönünde fikirler mevcuttur.

Hocam nereden başlasam bilemiyorum:

1- "Beş yıl sonra, 1966 da Anadol, Ford ve Koç Holding ortaklığı Otosan tarafından üretilerek pazara sürülmüştür." Bu cümleden ne anlıyorsunuz hocam? Devrim basında kötülenip, 5 yıl sonra yerli araba diye ford motorlu anadolun piyasaya çıkması arasında bir bit yeniği olabilir mi?

2- Bu basın denen lanet şeye, bu "100 metre gitti bozuldu" gibi manşetleri kim attırdı?

3- Şu anda 2013 yılındayız. teknoloji gelişti, bilim gelişti. artık kalifiye işçimiz de var beyin gücümüzde var. ama izleyin reklamları. TÜRK MALI FORD CONNECT TRANSİT AMERİKA'DA diyor. Ford aslen nerenin markası AMERİKA. peki bu aracın neresi bizim? hiçbir yeri.

4- Yapım yılına bakarsak devrim oldukça iyi bir araç. Ne olurdu şimdi kendi arabamıza biniyor olsaydık? Hava tünelleri bile varmış.

5- Hocam bu daha böyle gider şimdi araba üretme çalışmaları başlatsak kesin biri gelir engeller. Aynı elektrikli araba yapmaya çalışınca petrol şirketlerinin dava açması gibi.

6- "modeli eski bir 6 silindir Chevrolet motorundan değiştirilmiştir. İki silindiri kesilip dört silindire indirilmiş, daha sonrada bundan kalıp yapılarak, üretilen yerli yapım diğer arabalara monte edilmiştir." Hocam böyle bir şey yapabiliriz.


Daha yazılacak çok şey var ama aklımdakileri ve gerçekleri kağıda dökmek o kadar kolay değil



Edit: düzetme





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Interceptor_0000 -- 7 Haziran 2013; 10:44:54 >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
G
11 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: oNuR ŞaHiN

quote:

Orijinalden alıntı: goodorevil

Pek kolay olacağını düşünmüyorum.

Her şeyden önce motorunuzun nasıl soğutulacağını en baştan belirlemeniz gerekiyor. Su ile soğutacak iseniz su kanalları, hava ile soğutacak iseniz daha fazla yüzey vaat eden petekli bir kalıp hazırlamalısınız.
Kalıp hazırlamak çok zor bir şey değil. Kimyasal karıştırılmış un gibi ince bir kum ile hazırlanıyor ama döküm işlemlerini bir dökümhanede yaptırmanız gerekiyor. Ev imkanları döküm yapmaya pek müsait olmayacak.
Motor gövdesini en baştan her şeyi ile belirlemeniz gerekiyor. Çünkü her türlü parçayı değiştirebilirsiniz ama gövde biraz daha sıkıntılı. Yani yeni bir piston, biyel kolu, supap gibi parçaları tekrar tekrar farklı ölçülerde döküp yeniden deneyebilirsiniz ama gövde biraz zor. Yine de elinizdeki gövdeye göre farklı ölçülerde gövde döktürebilir siniz.
Ancak gövdeyi hangi malzemeden yapacağınız da önemli. Hafif ama ısıya dayanım konusunda çok daha zayıf olan Alüminyum ya da ağır ama çok sağlam olan Çelik. Ya da başka herhangi bir malzeme.
Sonra işin içerisine o kadar çok parça ve değişken giriyor ki, gerçekten çok uzun ve geniş bir AR-GE programı gerekiyor. Sayısız varyasyon var.
Sadece pistonların hareketi için, pistonun uzunluğu, kafa şekli, malzemesi, biyel kollarının uzunluğu, malzemesi, krank milinin çapı, krank milinin dönme çapı gibi sayısız varyasyon var.
Yanma odası hacminin idealini bulmak, kurs çapını uzatıp kısaltmak, yanma odasının en ideal biçimini bulmak (Ön yanma odası kullanmak, türbülans yaratmak v.b) gibi bir sürü varyasyon da burada var.
Sonra malzemenin doğru karışımını bulmak var. Yanlış bilmiyorsam demire çok az bir miktar karbon katarak çelik, ona da çok az krom katarak paslanmaz çelik elde ediliyor. Ancak hangi malzemeyi hangi sıcaklıkta hangi oranda ve hangi teknikte karıştıralım ki en sağlam ve dayanıklı malzemeyi inşa edelim?
Daha yakıt besleme, (karbüratörlü mü olacak enjeksiyonlu mu olacak, yakıt pompası nereden güç alacak, motor beyni elektronik mi olacak regülatör şeklinde mi olacak v.b) yağlama, (Ki seçtiğiniz malzemeye göre yağ basıncı temin etmelisiniz. Az olursa film yeterince güçlü olmaz, aşınma gerçekleşir, malzemeye göre çok basınç olursa malzemeyi yıpratır, pul pul döker (Bunu da bir ustam söylemişti zamanında, aşırı yağ basıncı malzemeyi yıpratır, pul pul dökülür demişti. Hiç görmedim malzemenin aşırı basınçlı yağlamadan ötürü döküldüğünü onu da belirteyim)) parça ölçüleri (Ki bu da, parçaların genleşmesini de hesaba katmanız gerektiği gerçeğini karşımıza çıkarıyor. Çelik ile alüminyumun genleşmesi de farklı olacağı için aynı parçayı farklı malzemeden dökerken ölçü de dolayısı ile kalıpta değişmeli) ve daha bir çok etmen giriyor işin içine.
Zaten otomobil motorlarının AR-GE programları genel olarak bu gibi şeylerin üzerine kurulu. Sayısız varyasyon içinden en verimlisini bulmaya çalışıyorlar. İhtiyaçlara en iyi cevabı en ucuza verecek kombinasyonu inşa etmeye çalışıyorlar.
En verimli malzemeyi nasıl dökeriz, nasıl en verimli yanma tekniğini yakalarız?
AR-GE bunlara cevap aramaktır. 50 farklı malzeme karışımından (Yani, sayısız demir, karbon ve krom (paslanmaz çelik) karışımı dökerler, farklı sıcaklıkta, farklı oranlarda, farklı tekniklerle, farklı yoğunluklarla v.b) 250 farklı biyel kolu dökülür mesela. Sonra bunlar denenir. En yüksek güce hangisi dayandı? Hangisi en ucuza mal edildi? Hangisi en uzun süre dayanabilecek? Hangisi en hafifi oldu?
Sadece biyel kolu ile bitse yine iyi. Belki yine 50 farklı malzeme karışımından 250 tane kam mili dökülüyor. Tabi ki söylediğim rakamlar farazi ve 250 tane parça ile kurtarabileceklerini de sanmıyorum.

Daha işin içerisine burada sayamayacağım o kadar çok etken ve etmen giriyor ki, aklınız şaşar. Bunu hakaret, aşağılama ya da heves kırma olarak algılamayın lütfen.
Ama "Koca firmalar milyonlarca dolar döküyorlar AR-GE'ye" dediğimiz zaman, kast ettiğimiz AR-GE budur. Bu yüzden bu kadar masraflıdır ve bu kadar zaman ister. Bu yüzden de bütün AR-GE'ler gizli yapılır. Çünkü birisi sizin çok fazla para ve zaman harcayarak elde ettiğiniz verimli formülü öğrenir ve sizden önce tescil ettirirse, bedavadan kaymağını yerken siz eliniz boş kalabilirsiniz.

Ayrıca bu saydıklarım "Neden biz motor yapamıyoruz çok mu zor?" sorusunun bir cevabı niteliğinde.
Elbette yapabiliriz. Motor yapacak imkanımız var ama bugün motoru yapmak ve onu verimli, az yakan, uzun ömürlü ve güçlü bir motor haline getirmek çok maliyetli bir işlemdir ve çok zaman alır. Hem para hem zaman ikisi bir araya çok sık ve kolay gelemez maalesef. Sonra ortaya çıkardığınız motorun bir referansı olacak ki satmaya çalıştığınızda elinizde patlamasın.

Şimdi sırf sabah kahvaltısında 3 yumurta yemek için 20.000 tavuklu çiftlik işletilir mi? Hiç bir yumurtaya müşteri bulamayıp evinizde günde 3 yumurta yemek için?

Hocam yanlış anlamayın heves kırmak için yazmadım. Elbette kendi imkanlarınız ile motor yapabilirsiniz ama giriştiğiniz işin ne kadar zor olduğuna değinmek istedim sadece.

Gene yanlışım varsa bilen ağabeylerim düzeltsinler.

Hocam bu kadar yazıyı emek edip yazmışsın. Allah razı olsun. Heves kırmak gibi algılamıyorum zaten bu işin zorluklarını göstermiş oldun. Bu ar-ge işini mühendislerle yapabiliriz ama büyük miktarda para lazım. Diğer bir konu da Türkiye neden araba üretemiyor? Hocam biz bu konuda çok geri kaldık çünkü diğer araba üreticileri çok geliştiler. Biz artık üretsekte satmaz zaten.

Devrimle ilgili bir yazı(gerçi siz daha iyi biliyorsunuzdur):

Tarihçe

Türkiyenin kendi otomobilini üretebileceği konusunda ilk fikri Cemal Gürsel'in konuyu dikkate almasıyla, ordunun binek otomobil ihtiyacını karşılamak amacı da güden, ilk yerli ve seri üretim hedefiyle başlanan otomobil projesi, dönemin rakamlarıyla 1.400.000 TL ödenekle 4.5 ay gibi kısa bir süre içinde tamamlanmıştır.
Otomobil dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'i Cumhuriyet bayramına götürerek hem tanıtımını hem ilk vazifesini gerçekleştirecekken benzinin bitmesi nedeniyle sadece 200 metre gidebilmiştir. Cemal Gürsel tarafından "Garp kafasıyla araba yaptık, şark kafasıyla benzin koymayı unuttuk" mizahi tabirine de konu olmuştur.
Otomobilin yolda kalmasının sebebi ise trende oluşabilecek bir tehlikede zarar görmemeleri düşüncesiyle Eskişehir'den Ankara'ya taşınan devrim otomobillerine benzin konulmamasıdır(O zaman hale Türkiye'de trenler kömürle çalıştığından lokomotiften sıçrayacak kıvılcamlar benzinin alev almasına neden olacağından benzin az konulmuştur.). Otomobillerin ihtiyacı olan benzinin de Ankara'da konvoy yolunun üzerinde bulunan bir benzin istasyonundan alınmasına karar verilmiştir. Ayrıca benzin istasyonuna kadar olan kısa mesafedeki gerekli benzinin mühendisler tarafından tren ile taşınması, mühendislerin hatayı en aza indirgemek için bütün detayları düşündüklerini gösterir.Ancak Cumhurbaşkanının Meclis önünde beklediği haberi alınınca yakıt ikmaline ,fırsat olmadan hemen meclise gidilir.Bu konvoyda iki Devrim otomobili vardır biri bej,diğeri siyah renklidir.(Trende gelirken siyah renkli Devrim lokomotife daha yakın konduğu için ona az benzin konulmuştur.) Cumhurbaşkanı siyah renkli arabayı daha çok beğenir ona biner ama araba 200 m sonra öksürerek durur,çünkü arabanın benzini bitmiştir.Cumhurbaşkanı gezisini benzini olan bej arabayla sürdürür. Anıtkabir'e ve tören alanına gider.Bu olaydan sonra basın sanki bilerek, bu olayı yanlış manşetlerle yalan haberlerle açıklamıştır.Manşetlerde devletin parasını boş yere gömdünüz,araç 200m gitti durdu ,bu muydu araba gibi bir sürü yalan haber yapılmıştır. Maalesef milli otomobil yapılmasını engelleyemeyen güç, seri üretime geçmesini engellemiştir. Bir zamanlar dünyada esamesi dahi okunmayan pek çok otomobil firmasından önce başlanan bir girişim de böylece doğmadan öldürülmüş oldu.



Teknik Ekip

Makina Yüksek Mühendisi Devlet Demiryolları Fabrikaları Genel Müdür Yardımcısı Emin Bozoğlu başkanlığında, Devlet Demiryolları Fabrikaları ve Cer Dairelerinin yönetici ve mühendislerinden oluşan bir teknik ekip ve çalışma mekanı olarak da Eskişehir Demiryol Fabrikaları'nda dökümhane olarak yapılıp kullanılmayan bir bina seçilmiştir.



Tasarım ve yapım

Devrim'in özellikleri
modeli eski bir 6 silindir Chevrolet motorundan değiştirilmiştir. İki silindiri kesilip dört silindire indirilmiş, daha sonrada bundan kalıp yapılarak, üretilen yerli yapım diğer arabalara monte edilmiştir.
İki farklı renk otomobil götürülmüştür. Bej renk Devrim ve Siyah (Makam Aracı modeli) Devrim. Siyah olana Cemal Gürsel bindirilmiş ve 200 metre gidebilmiştir. Geçen sürede bej renkli olanın benzin ihtiyacı karşılanıp, Cemal Gürsel siyahtan indirilerek bej renkliye bindirilmiş ve o gün belirlenen tüm güzergahları ve izleyen günlerdeki makam otosu görevlerini başarıyla tamamlamışlardır.
Devrimin o dönemde makine mühendisliği ve yerli ağır üretim endüstrisi alanında Türkiye için gerçekten bir devrim başlangıç unsuru olabileceği düşünülüp adı bu yüzden Devrim konulmuştur. Projenin, bağımsız ulusal ordu kara taşıma, hava ve zırhlı savaş araç kademeli üretim sanayilerine kıvılcım olabileceği hususunda başarılı bir yetenek ispatı aşamasından hemen sonra neden aniden rafa kaldırıldığı halen açıklık kazanmamıştır. Eğer Devrim dört arabayla kalmasaydı, şu anda Türkiye'nin dünyanın en büyük makine sanayilerinden birini kurmuş olabileceği yönünde fikirler mevcuttur.

Hocam nereden başlasam bilemiyorum:

1- "Beş yıl sonra, 1966 da Anadol, Ford ve Koç Holding ortaklığı Otosan tarafından üretilerek pazara sürülmüştür." Bu cümleden ne anlıyorsunuz hocam? Devrim basında kötülenip, 5 yıl sonra yerli araba diye ford motorlu anadolun piyasaya çıkması arasında bir bit yeniği olabilir mi?

2- Bu basın denen lanet şeye, bu "100 metre gitti bozuldu" gibi manşetleri kim attırdı?

3- Şu anda 2010 yılındayız. teknoloji gelişti, bilim gelişti. artık kalifiye işçimiz de var beyin gücümüzde var. ama izleyin reklamları. TÜRK MALI FORD CONNECT TRANSİT AMERİKA'DA diyor. Ford aslen nerenin markası AMERİKA. peki bu aracın neresi bizim? hiçbir yeri.

4- Yapım yılına bakarsak devrim oldukça iyi bir araç. Ne olurdu şimdi kendi arabamıza biniyor olsaydık? Hava tünelleri bile varmış.

5- Hocam bu daha böyle gider şimdi araba üretme çalışmaları başlatsak kesin biri gelir engeller. Aynı elektrikli araba yapmaya çalışınca petrol şirketlerinin dava açması gibi.

6- "modeli eski bir 6 silindir Chevrolet motorundan değiştirilmiştir. İki silindiri kesilip dört silindire indirilmiş, daha sonrada bundan kalıp yapılarak, üretilen yerli yapım diğer arabalara monte edilmiştir." Hocam böyle bir şey yapabiliriz.


Daha yazılacak çok şey var ama aklımdakileri ve gerçekleri kağıda dökmek o kadar kolay değil

Her şeyden önce, benzini konulduğu takdirde çalışan ve yürüyen bir otomobil üretilmiş.
Ufak çaplı AR-GE, daha doğrusu deneme yanılma metodu ile dökülen parçaların en uygunu bulunmuştur. Döküm ustalarının ustalık sırları da bu işe alet olmuştur.
Yani, bana anlatılan böyle.

Ha yıllar içinde o motora AR-GE yapılsaydı, ya da KOÇ Holding bu arabaya sahip çıkmayı tercih etseydi, bu arabanın üstüne düşülseydi belki bugün sözkonusu AR-GE konusunda bir öncü bile olunabilirdi. Bugün Devrim ismi, sayılı otomobil markalarından biri olabilirdi.
Ama maalesef oldurmadılar.

Devrim bugün hala Tülomsaş'ta sergileniyor ve hala yakıtı konulup çalıştırılabiliyor, yürüyebiliyor.
Bakın 53 yaşında ama bugün hala saat gibi çalışıyor...


Bu mesaja 1 cevap geldi.
I
11 yıl
Yüzbaşı
Konu Sahibi

Hocam üstten egzantrik yapcam bu parçaların her birini farklı motorlardan söküp kalıp yapacağım. Kendi çapımda birşey yapacağım sonra belki toplanıp fabrika falan elimizden ne gelirse yaparız.


Bloktan:
< Resime gitmek için tıklayın >


Üstten:
< Resime gitmek için tıklayın >


Her ikiside:
< Resime gitmek için tıklayın >

Fotoğraf attım hem kafanızda canlanır öneride bulunursunuz hemde bazı arkadaşlar bişeyler öğrenebilirler.





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Interceptor_0000 -- 7 Haziran 2013; 11:26:10 >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
P
11 yıl
Yarbay

Dışarıdan görüldüğü gibi basit bir işe benzemiyor, video da amca güzel güzel yapmış motoruda canlandırmış (silindir başına dört subap ayrıca yanlış gördüysem düzeltirler) ama pratikte 1-2 mm hata bile o motoru kilitleyecektir.



T
11 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: oNuR ŞaHiN


Yabancılar bu kadar karışık bi şeyi evlerinin garajlarında yapıyorsa biz neden bunun tek silindirli basit versiyonunu yapamayalım. Ben bu işe kafayı taktım bunun araba fabrikasına kadar yolu var ama devrim bile 1.5 milyon lirayla yapıldıysa en büyük engel para

Devrim bir buçuk milyonla yapılmadı. İnsanlar neden böyle algılıyor. Anlamıyorum. Devrim otomobilin yapılması için kiralanan tesis, parça, malzeme, işçilik cart, curt bir araya gelince bir buçuk milyon lira. Seri üretim yapılsaydı bir buçuk milyon lira olmazdı.

Bir otomobil fabrikası 500 milyon dolar yatırım yapsa, deneme için 10 tane araba imal etse, fiyasko ile sonuçlansa ve seri üretime geçilmese 10 tane araba 500 milyon dolara mal oldu mu diyeceğiz.

Devrim de bunun gibi işte.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
I
11 yıl
Yüzbaşı
Konu Sahibi

quote:

Orijinalden alıntı: topaz42

quote:

Orijinalden alıntı: oNuR ŞaHiN


Yabancılar bu kadar karışık bi şeyi evlerinin garajlarında yapıyorsa biz neden bunun tek silindirli basit versiyonunu yapamayalım. Ben bu işe kafayı taktım bunun araba fabrikasına kadar yolu var ama devrim bile 1.5 milyon lirayla yapıldıysa en büyük engel para

Devrim bir buçuk milyonla yapılmadı. İnsanlar neden böyle algılıyor. Anlamıyorum. Devrim otomobilin yapılması için kiralanan tesis, parça, malzeme, işçilik cart, curt bir araya gelince bir buçuk milyon lira. Seri üretim yapılsaydı bir buçuk milyon lira olmazdı.

Bir otomobil fabrikası 500 milyon dolar yatırım yapsa, deneme için 10 tane araba imal etse, fiyasko ile sonuçlansa ve seri üretime geçilmese 10 tane araba 500 milyon dolara mal oldu mu diyeceğiz.

Devrim de bunun gibi işte.

Anladım hocam, üstadımsın. Ama işte ilk üretim için bu para lazım malzamalar vs.


Bu mesaja 1 cevap geldi.