Kanal tedavisi yapılmış olsa da ağızda kalan kısım sadece 2-3 mm kadarsa yüksek ihtimalle o kırık dişinizin çekilmesi gerekecek. Deep bite için klasik tel tedavisi yerine şeffaf plaklarla dışarıdan tedavi gördüğünüz hiç belli olmadan ve dişlerinize diş etlerinize herhangi bir zarar gelmeden ortodontik tedavi görebilirsiniz.http://wp.me/p2KDMv-dN Muhtemelen çekilmesi gerekecek olan dişiniz için: 1) ortodontik tedavi sonrası implant 2) ortodontik tedavi sonrası boş dişin yanlarındaki 2 dişi içine alan 3 dişli bir köprü - daha estetik bir görüntü için köpek dişleri arasındaki bütün dişlerin kaplanması gerekebilir. Ön dişlerde yapılan kaplamalarda içi metal destekli olan porselenler, diş etinde mor bir yansıma yaptığı için zirkonyum dediğimiz full porselenleri tavsiye ediyoruz. Tek diş eksikliklerinde implant uygulaması zirkon köprüden daha az maliyetli olmaktadır. Böyle durumlarda ben hastalarıma implant uyguluyorum. Eksik diş sayısı az olduğu zaman implant her zaman daha mantıklıdır. Deep bite vakalarında ortodontik tedavi olmadan da kaplama/implant yapılabilmekte ancak kapanış bozukluğunun derecesine bağlıdır. Çürümeye başladığını düşündüğünüz dişe en kısa zamanda kontrol ettirmenizde fayda var. Bütün sağlık konularında olduğu gibi dişlerde de erken teşhis önemlidir. Hem dişinizin hayatı hem cüzdanınız açısından . |
bir an önce diş doktoruna gideyim en iyisi tekrar teşekkür ederim cevaplar için |
Bu yazıya göz atın. Yamukluğun derecesi yüksek ise-Aşağıdaki resimdeki gibi- ortodontik tedavi gerektirir. < Resime gitmek için tıklayın > Bu kadar aşırı bir eğrilik yoksa - tabi ki görmeden, muayene edip kapanışı incelemeden net bir yorum yapamam ancak ilk söylediğim gibi dolgu ile düzeltilme ihtimali olabilir. |
Siz beni ve diğer meslektaşlarımı küçük düşürmeye çalışmadan önce isterseniz kendi bilgilerinizi gözden geçirin. Öncelikle metalik bağ nedir, alaşım nedir, bu tepkimeler sonucu metallerin özellikleri korunur mu değişir mi tekrar okuyun hatırlayın. isterseniz size yardımcı olayım bu konuda: http://tr.wikipedia.org/wiki/Metalik_ba%C4%9F bu metalik bağ http://tr.wikipedia.org/wiki/Ala%C5%9F%C4%B1m bu da alaşım hakkında wikipedia yazısı Sonra diğer konulara geçelim. Hacettepe evet çok iyi bir okuldur, ancak 20 sene kendisini geliştirmeyen bir hekim için oldukça fazla bir süredir. Her alanda olduğu gibi bizim alanımızda da her sene yeni şeyler çıkmaktadır. Bir hekim hangi üniversite mezunu olursa olsun eğer 1 sene hiç makale dergi yayın vs takip etmemişse o diğer meslektaşlarından geri kalmış demektir. Bu sadece o hekimi bağlar diğer meslektaşlarını değil. 1 hekim size kötü bir müdahalede bulundu diye herkesi zan altında tutamazsınız. Bir inşaat çöktü diye bütün inşaat mühendisleri mimarlar müteahhitler cezalandırılmıyor öyle değil mi? Bonding diye bir "tedavi yöntemi" yoktur. Bu sadece TV de çok çıkan bazı meslektaşlarımızın kendince kullandığı bir tabirdir. Bonding aslında sadece yapıştırma demektir. Yapılan asıl tedavi kompozit dolgu uygulamasıdır. Kompozit dolgular da LED yada halojen ışık kullanılarak uygulanan dolgulardır. Porselenler hakkındaki sorunuza gelince;Seramikler camlara benzer, ancak sağladığı estetik açısından. Seramiklerin yapısı camlardan tamamen farklıdır, kristalin bir yapıya sahiptir. Dental uygulamalar için, saf camsı materyaller (ör: titanyum destekli “seramikler”); belli miktarda lösit veya lityum disilikat gibi kristalllerin katıldığı camsı materyaller (ör: Empress I veya Empress II gibi metal destekli “seramikler”) ve saf kristalin seramikler-gerçek seramikler (ör: bu seramiklerin aluminum oksit, zirkonyum oksit ve cam fazı içeren modifikasyonları) (ör:lnCeram-Alumina, InCeram-Zircon) kullanılır. Tüm bu cam, cam seramik ve “gerçek” seramik türleri, diş hekimliğinde genel olarak “seramik” -”porselen” terimi ile tanımlanmaktadır. Günümüzde, seramik restorasyonların yapımı için farklı seramik türleri mevcuttur. Tam seramikler aşağıdaki alt gruplara ayrılabilir: Silikon oksit (Si02) bazlı seramikler Aluminum oksit (Al203) bazlı seramikler Zirkonyum oksit (Zr02) ile güçlendirilmiş aluminum oksit bazlı seramikler Saf aluminum oksit seramikler Saf zirkonyum oksit seramikler. ( Buradan da anlayacağınız üzere aslında zirkon ve full porselen derken aslında çok da yanlış bilgi vermiyordum) Seramikler yapılarına göre sadece dayanıklılık açısından değil, opasite açısından da farklılık gösterirler. Kural olarak, silikon oksit bazlı seramikler daha fazla cam fazı ve sadece az bir kristalin fazı içerdiklerinden en şeffaf seramiklerdir. Dolayısıyla, en iyi estetiği verebilme ve çevrelerinin rengini alabilme özelliğine (bukalemun etkisi) sahiptirler. Özetlemek gerekirse, daha geniş bir kristalin fazı ile seramik materyalinin dayanıklılığı artar, ancak ne yazık ki opasitesi de aynı ölçüde artış gösterir. Bu yüzden, bugünün silikon oksit bazlı seramikleri içerisinde en yüksek güce sahip olan Empress II, yaklaşık %60 oranında lityum disilikat kristalleri içerir. Ne var ki, şeffaflığı geleneksel silikon oksit bazlı seramikler ile karşılaştırıldığında daha azdır. Dental uygulamalar için bilinen en güçlü seramikler, aluminum oksit ve zirkonyum oksit seramiklerdir. %100 oranında kristalindirler ancak aynı zamanda çok opaktırlar. Alüminyum oksit bazlı bir materyal olan Spinell, özel kristalin yapısı sayesinde (spinell yapısı) saf aluminum oksit ile karşılaştırıldığında belirgin biçimde daha uygun bir şeffaflık sağlar. Ancak bu şeffaflık derecesi yine de silikon oksit esaslı seramikler ile elde edilen oranda yüksek değildir. Ne var ki, eğer ileri derecede renklenmiş dişler venerler ile maskelenecek ise, opasite istenen bir karakteristik özellik olabilir. Seramik türüne bağlı olarak değişiklik gösteren uygulama yöntemlerini gözönüne alarak daha detaylı bir sınıflandırma yapabilmek mümkündür. Belirtilmiş olanların dışında, venerlerin yapımında kullanılabilecek sonoerozyon, uçurma (burnout) ve sonradan yapılan sin-terizasyon, vb. gibi diğer teknikler de mevcuttur. Silikon oksit bazlı seramikler, kristaller içeren (ör: tetra silika mika, lösit, lityum disilikat) bir cam fazına sahiptir. Cam fazını asitle pürüzlendirerek yapıyı incelemek mümkündür. Tabakalama tekniği veya presleme tekniğine uygun olarak işlenebilirler. Ancak, tabakalama tekniği bu porselen tipi için artık sıklıkla kullanılmamaktadır. Örnek olarak Optec HSP (Jene-ric/Pentron Inc., ABD), ısıya dayanıklı bir materyal üzerinde işlenen bir seramiktir. Silikon oksit seramiklerin çoğu, özellikle direnç, homojenite ve uyum açısından pek çok avantaja sahip olan presleme tekniklerine göre işlenmektedir.Bu grupta yer alan seramiklerden sıklıkla tanınan ürünler: Empress I Empress II FinesseAII Ceramic Carrara Press Cergo Optec OPC (Jeneric/Pentron Inc., ABD) Silikon oksit seramikler, Cerec Sisteminde (Sirona AG, Almanya, Cerec Blocks: Vita, Almanya) olduğu gibi makineler ile de işlenebilir. Bunun yanı sıra, diğer mekanik sistemler (ör: Ce-lay (Mikrona AG, İsviçre), DCS Precident System (DCS Dental AG, İsviçre) veya DigiDent (Girrbach, Almanya)) de kullanılabilir. İşleme yöntemi olarak dökümü de listelemektedir. 1985 ile 1995 yılları arasında döküm tekniği çok popülerdi ve Dicor (Dentsply International Inc., ABD) ticari adı ile tanınmaktaydı. Dicor, iyi bir estetik sağlayabilen ilk gerçek kabul edilebilir tam seramik sistemidir. Ancak üretimi yirminci yüzyılın son yıllarında durmuştur, zira ürünün yerini daha yüksek dirence sahip, daha gelişmiş işlenme tekniği olan ve daha estetik seramik materyaller almıştır. Günümüzde diş hekimliğinde kullanılan en kuvvetli silikon oksit esaslı seramik malzeme, 300 MPa’dan daha yüksek bükülme direncine sahip olan Empress IP dir. Yüksek dayanıklılığa sahip, silikon oksit bazlı olmayan dental seramikler oldukça opaktır ve dolayısıyla seramik venerlerin yapımı için kullanımları uygun değildir. Günümüzde full seramik-metal desteksiz porselen kaplama yapımında en sık kullanılan seramik çeşidi zirkondur.Burada metal destekli porselenlerdeki metalin yerine zirkonyum materyali kullanılır, üzerine de Empress, IPS Empres gibi sağlamlık ve estetiği bir arada sağlayan seramiklerle diş şekli işlenir. Zirkonyumun üzerine porselen konularak yapılan kuron (kaplama) ve köprüler Ceramic ve Zirkonyum kelimelerinin birleştirilmesinden oluşan CERCON kısa adı ile anılır. 900 Mpa dirence sahip sistem en yüksek fiziksel değerlerin yanında ışık geçirme özelliği -bukalemun etkisi- doku uyumu ve birçok değişik endikasyonu kapsayarak diş hekimliğinde yepyeni bir dönem başlatmıştır. Kronların görüntüsünü pek çok şey etkilese de en önemlisi ışığa verdikleri tepkidir. Doğal dişler ışığı geçirir. Bunun sonucu olarak da dişte derinlik ve canlılık ortaya çıkar. Metal desteksiz porselen kronların doğal dişe yakın ışık geçirme özelliklerinden dolayı, derinlik ve canlılıkları metal destekli kronlara göre daha fazladır böylece doğal dişe en yakın sonuçlar elde edilir. Bu konuda web sitemi ilk açtığım zaman yani aralık 2012 tarihinde yazdığım yazıdan daha ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz: http://wp.me/s2KDMv-zirkon Lamina, zorkon, dolgu vs sonrası çekirdek çitleme kosuna gelince, yazdıklarım adikkat ederseniz ben sağlıklı bir dişte bile sert ve ters basıncın dişe vekemiğe zarar verdiğini kaçınılması gereken bir davranış olduğunu her fırsatta dile getiririm. Lamina veya dolgu sonrası çekirdek çitlemek, bir şeyleri ısırarak yemek bu restorasyonların çok daha çabuk kırılmasına yada düşmesine sebep olur. Zİrkon diğer full porselenler ya da her türlü kaplama için de ömrünü kısaltır. Bir kişi dişine kaplama yaptırdığı zaman ömür boyu gitsin ister. Oysa bir kaplamanın optimum ömrü 10 yıldır. Sert şeyler ısırmamaya çekirdek çitlememeye temizliğe vs dikkat edilirse 10 değil belki 15 20 sene rahat hizmet eder,dikkat edilmezse daha kısa ömürlü olacaktır. Kesinlikle çekirdek çitlemeyin elma ısırmayın vs demiyorum ancak dikkat ederseniz daha uzun ömürlü olur diyorum. Bunun da kendimle çelişmek olduğunu hiç zannetmiyorum. Basamaklı kesime takmış durumdasınız. Evet basamaklı kesim çok daha az zararlı ve avantajları oldukça fazla bir yöntemdir. Ancak bunu uygulayabilmek için mükemmel bir laboratuar ortamı gereklidir. Ve iyi bir teknisyenlik. Bunu sağlayan teknisyenler de normalden 2-3 kat fazla ücret tapel etmekte. Bu durumda hekim de hastasından aynı oranda fazla ücret talep etmek durumda kalır. Ülkemiz şartlarında insanların dişlerine ne kadar önem verdikleri, sağlık söz konusu olduğunda zorunda kalmadıkça para harcamak istemedikleri kimse tarafından inkar edilmeyecektir. Zira siz de devlet hastanesine gitmeyi tercih etmiştiniz. Hekim harcadığı maliyeli eve emeği karşılamıyorsa o işi neden yapsın. Evet sağlık önemli, evet hastalarımız ailemiz ama sonuçta hiç kimse mesleğini zarar etmek için yapmıyor. Herkes bir şekilde yaşamını devam ettirmek zorunda. Bu yüzden ya gerçekten verdiği paraya acımayan hastaların olduğu yerlerde - nişantaşı, bostancı, çankaya vs- çalışan hekimler ya da üniversiye hastanesindeki öğretim üyeleri tam olarak olması gerekeni uygulayabiliyor. Derseniz ki oralarda da uygulamayanlar var, bu da onların tercihi, beni ya da şartları uygun olmadığı için istediği kadar idelist davranamayan hekim arkadaşlarımı bağlamaz. Sonuç olarak;bilgilerime güvenmiyorsanız buraya girip yazdıklarımı okumak zorunda değilsiniz, kimseyi zorla tutmuyorum, sadece merak edip soru soran olursa yardımcı olmaya çalışıyorum. Burada yazdıklarımın tedavi ya da muayene yerine geçmeyeceğini sadece fikir vermek amaçlı olduğunu da her seferinde söylüyorum. Size de tavsiyem biraz rahatlamanız, gereksiz yere kendinizi yormamanız. İyi günler dilerim. |
Tavsiye ederim ancak nispeten daha düşük maliyetli ve çok daha konforlu olan Ecligner yönteminin öneririm. Aşağıdaki yazıya göz atmanızı tavsiye ederim. Ecligner şeffaf plak sistemi |
maliyeti ne kadar ve tedavi kac ay sürüyo |
Tedavi süresi 6 ay ile iki yıl arasında değişiyor. Maliyetleri size özel mesaj olarak atıyorum. |
Efendim iyi günler benim dişlerimde çapraşıklıklar var diş teli veya diğer tedaviler hakkında bilgi ve fiyat konusunda pm atarsanız sevinirim şimdiden teşekkürler |
Öncelikle korkunuzdan başlayalım. Diş hekimi korkusu çoğunlukla bilinmezlikten ya da çocuklukta yaşanan sıkıntılardan kaynaklanıyor. Şu anda teknoloji çok gelişti. Nerede ise hiç acı hissetmeden bütün diş tedavileri tamamlanabiliyor. İğne korkunuz varsa iğne öncesi fısfıs ya da jel şeklinde iğne vurulacak bölgeyi uyuşturan maddeler hatta kullanımı henüz yagınlaşmış olmada da iğne vurulurken acıyı önleyen uçlar var.Zaten iğne vurulup diş uyuştuktan sonra korkmanızı gerektirecek hiç bir şey yok. Sİz sadece ağzınızı açıyorsunuz herşeyi hekim yapıyor. Daha sakin bir seans atlatabilmek için gittiğiniz doktora korkunuz olduğunu mutlaka söyleyin. Yapılacak işlemlerden önce ne olduğunu anlatmak çoğunlukla rahatlamayı sağlıyor.Örneğin; şimdi iğne yapacağım çok az acıyabilir, şimdi çürüğü temizliyorum biraz gıdıklanabilirsiniz ve bolca su gelecek ağzınıza, şimdi dolgunun yapıştırıcısını sürüyorum, dolgunuzu koyuyorum en fazla 15 dakikalık işimiz kaldı, ya da kanal tedavisi için şimdi dişinizin sinirlerini alıyorum am akorkmanıza gerek yok zaten dişinizi uyuştu buraya kadar canınız acıdı mı hayır demekki sıkıntı yok merak etmeyin ( bu kadar konuşurken sinir çıktı bile zaten) vs vs gibi. Ayrıca her şeye rağmen yine de korkunuz devam ediyorsa randevunuzdan yarım saat önce hafif sakinleştirici bitkisel şuruplardan faydalanabilirsiniz. Tabi bunu ilk randevunuzda ve kendi başınıza karar vererek almayın, hafif bile olsa ilaçların doktor kontrolünde alınması gerekir. Dişlerinizdeki çürükler ne kadar derinlikte bilemiyorum. Çok derinlerse kanal tedavisi gerekecektir, sinire uzak bir derinlikte ise dolgu yeterli olacaktır.Masraf bulunduğunuz il, gideceğiniz yerin muayenehane poliklinik ya da hastane olmasına göre değişecektir. Dişlerdeki çürüklerde hani aşamada neler yapılabileceğini anlatan yazım için lütfen tıklayın |
Klasik diş teli tedavisi elbette hala uygulanmaya devam ediyor ancak şeffaf plaklar çok daha yeni ve tartışmasız çok daha konforlu bir tedavi sistemidir. Bu plaklar günde 17 saat özellikle de uykuda iken kullanılır. Yemek yerken, sıcak içecekler içilirken çıkarılır, dişler rahatlıkla fırçalanır. Diş yüzeylerinde sararma yemek artığı birikimi çürük oluşumları önlenmiş olur. Plaklar yumuşak orta sert ve sert plak şeklinde bir geçişle kullanıldığı için hayatı olumsuz etkileyen bir ağrıya sebep olmaz. Ağız içi yaralar oluşmaz. Plaklar ağızda takılı iken bile nerede ise hiç belli olmaz. Bu sistemin tek dezavantaj denebilecek kısmı, maliyeti. Hem kullanılan malzemeler hem de sistem yazılım vs dolayısı ile klasik tel tedavisine göre biraz daha yüksek bir maliyeti var. Ama genel olarak hastalarımın söylediğini size ileteyim " lüksün illaki bir karşılığı olacak, bu sistemle rahatlıkla gülebiliyorsam konuşabiliyorsam acı çekmiyorsam helal olsun verdiğim para".. Klasik tel tedavisi uygulamıyorum o yüzden onun fiyatlarını bilemiyorum ancak ecligner için size pm yazıyorum. |
Şuanda bir sıkıntınız olmaması olmayacağı demek değil maalesef. -Zamanla dişlerinizin diş eti sınırında kırılmalar ve çürükler oluşur. -Çene ekleminizden sesler gelmeye başlar, daha uzun süreli devam ettiği zaman hareket ettirdiğinizde ağrı başlar. -Dişlerinizin çiğneme yüzeylerinde aşınmalar oluşur, bu da çürük oluşmadan sinirlerin açığa çıkması ve kanal tedavisi ihtiyacı ile sonuçlanabilir. Üstelik kendi gıcırdatma kendiniz uyanıyorsanız oldukça şiddetli demektir bu da sıkıntıların görülme zamanını düşürecektir. Sebepleri arasında en çok görülenler -sıkıntı stres -kötü durumdaki dolgu protezler yada diş çürükleridir. Tedavi için öncelikle etkileri azaltmak ve önlemek için gece plağı kullanılır, gerekirse sedatif ilaç desteği alınabilir. Ayrıntılı bilgi için lütfen tıklayınız. |
http://wp.me/p2KDMv-dN Yukarıdaki yazıya bir göz atmanızı tavsiye ederim. |
Kaplama takma diş değil, dişleriniz küçültülüp üstüne porselen kaplama yapılıyor. Tırnak yemeyi bıraktıysanız, yapılacak kaplamalar daha uzun ömürlü olacaktır. MAliyeti değişir, bu konuda size pm yazıyorum. Genel olarak bilgi almak için yazıya bakabilirsiniz :http://wp.me/p2KDMv-2r |
Ağız kokusu nasıl giderilir? http://www.doktorsifa.com/88/agiz-kokusu-nasil-giderilir |
Ağız kokusunun giderilebilmesi için öncelikle sebebinin bulunması gerekir. Ağız kokusu dişlerdeki çürüklerden; diş eti hastalıklarından,tükürük azlığı, uyumsuz protez ve dolgular ya da vücuttaki reflü, akciğer karaciğer sıkıntıları ya da diabet vs gibi diğer hastalıklardan kaynaklanabilir. Ayrıca ağızdan nefes almak da ağız kokusuna sebep olabilir. Dönem dönem geçirilen grip nezle gibi durumlar, açlık, kokulu gıda tüketimi vs de ağız kokusunun sebbei olabilir. Dişlerin günde en az 3 kere fırçalanması, dilin yanakların damakların da fırçalanması gerekir, Diş ipi bir lüks değil gerekliliktir. Her gün en az 1 kere diş ipi kullanılmalıdır. Gargara kullanımı da artık günlük kullanımda yerini almaktadır. Ayrıca bir diş hekimi muayenesi yaptırmakta fayda var. Varlığından haberiniz olmayan diş taşları ve çürükler varsa temizlenmesi, ağızda var olan eski dolgu ve protezlerin kontrolü gereklidir. Ağız kontrolü tamamlandıktan sonra ağız kokusu geçmezse dahiliye kontrolü gerekmektedir. |
Diş macunu, fırçası ve ipi için marka veya özellik önerebilir misiniz? http://www.doktorsifa.com/270/macunu-fircasi-icin-marka-veya-ozellik-onerebilir-misiniz |
Günümüzdeki diş macunlarının hemen hemen hepsi yaklaşık aynı özellşklerde ve benzer içeriklerdedir. Hangi diş macunu, diş fırçası ya da diş ipini kullandığınızdan çok nasıl kullandığınız önemlidir. Örneğin; diş fırçasını daha sert seçmek, dişleri bastırarak fırçalamak ya da macunu reklamlardaki gibi fırça üzerine boylu boyunca sürmek dişlerinizi daha iyi temizlemez. Dişlerinizi fırçalamak için orta sert ya da yumuşak bir diş fırçası kullanmanız gerekir( burada hangisini seçeceğiniz diş ve diş eti yapınıza bağlı olarak değişebileceği için bir diş hekimi muayenesi olmanızda fayda var) .Hangi marka diş fırçası olduğu, manel ya da elektronik olması tercih meselesidir. Diş macununu mercimek/pirinç/nohut tanesi kadar yani oldukça az miktarda kullanmanız gerekir. Dişlerinizi fırçamaladan önce diş fırçanızı ıstalmanız, fırçanın etkinliğini en az yarı yarıya düşüreceği için diş fırçalamaya kuru bir diş fırçası ile başlamalısırnız. Dişlerinizi fırçaladıktan sonra dişlerinizin ara yüz temziliğinin sağlanabilmesi için diş ipi kullanmanız gerekir. Burada da önemli olan diş etinin markası ya da tipinden çok yine nasıl kullandığınızdır. Diş ipi ile diş etinizi baskı yaparsanız hangi diş ipi olursa olursa olsun diş etinizde kanama hasar ve zedelenme oluşturacaktır. Diş ipi kullanırken diş ipini diş yüzeyinde silme hareketi yaparak kullanmalısınız. Diş eti üzerinde ileri geri ya da bastırma hareketi yaparak değil, dişinizin üzerine diş ipini yaslayıp diş etinden çiğneme yüzeyine doğru diş yüzeyini siler/ süpürür gibi temizlik yapmak doğru bir diş ipi kullanımıdır. Tam bir ağız bakımı için, dişlerinizi fırçalayıp diş ipi ile ara yüz temizliğini tamamladıktan sonra, alkolsüz ve flor içeren bir ağız çalkama suyu/gargara ile ağzınızı çalkamanızda fayda vardır. Günde en az 3 kere dişler fırçalanırsa, günde en az 1 kere diş ipi kullanılırsa ve florlu garagara ile ağız çalkalanırsa ; kullanılan ürünlerin markası ne olursa olsun çürükler ve diş taşları oluşma riski azaltılır, daha beyaz dişler ve daha ferak bir nefes elde edilir. |
Kaplamaları görmeden yorumlayamam. Klasik tel tedavisi yerine aşağıdaki tedaviyi öneririm. http://www.dttubakoc.com/pendik-dis/seffaf-dis-teli-ecligner |
İmplantın kemiğe kaynaşması için markaya göre değimekle birlikte en az 2-3 gerekmektedir. Bu süre gördüğünüz diğer ortodontik tedaviden bağımsızdır. Kemikle tam kaynaşma olmadan implant üzerine protez yapılması implant kaybın ayol açabileceği için beklemek gerekir. Tel tedavisi sırasında dişlerde oluşan lekenmelerin bır kısmı teller çıktıktan sonra diş taşı temizliği yapıldğında çıkar; ancak kalanlar diş yapısındaki bozulmalardır. Yani erken dönem çürük başlangıçları. bunlar diş beyazlatma ile düzelmez. İCON tedavisi denilen, diş yapısını düzelten bir yöntenle tedavi edilebilir düzeyde ise düzeltilir, yoksa gerekli ise dolgu yapılır. İCON tedavi yöntemi hakkında bilgi için lütfen tıklayınız. Çürüklerde aşama aşama yapılabilecekler için lütfen tıklayınız. |
Ecligner şeffaf plak sistemi
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle