fotokritik ve deviantart gibi sitelerin turkiyede geldigi noktayi elestiren guzel bi yazi.
cansu lisede erkek arkadaşıyla fransızca mektuplaşan bir kızdır. zorlu bir öss dönemi geçirir. sonunda öğrenim görmeyi çok istediği galatasaray üniversitesini kazanır (hangi bölüm olduğu size kalsın). lisede mektuplaştığı sevgilisi niyeti bozar ve olan olur. böylece cansu artık kendini sanata vermiştir. fotoğrafı seçer.
sosyal ağlarda oluşturduğu profille artık tanınmış bir fotografçı olur. okul gereği gidip geldi beşiktaş-ortaköy arasındaki yolda farklı çalışmalarını deviantart, facebook, myspace gibi sitelerde olan hesaplarının galerilerinde yayınlar. arada sırada model olur diğer fotoğrafçılara, bilyorsunuz bu mesleğin erbabları kendi aralarında sürpriz paslaşmalar yaparlar.
cansu’nun her anı artık anlamlıdır, konuludur. ölümsüzleştirdiği her saniye anlatımı ansiklopedilere sığmayacak anlama sahiptir. hala whopper menü yemeye devam etmesine rağmen hamburgerine farklı perspektiflerden bakmaktadır. rüyaları da artık bambaşkadır. asla konusuz sevişemez, partnerinin boxerlı, atkılı fotoğraflarını çeker.(bu olay sadece delikanlılığa bakar aslında). sıradan insanların dışında bir çizgisi vardır, farklı bir bakış açısıyla bakabilmektedir olaylara. çünkü o artık sanatçıdır. zaten az önce bahsettiğim sosyal ağlarda mesleği artist olarak geçmektedir, diğer bütün bilgilerini de yabancı dilde girer. henüz fotoğraf makinası ile vapurla kadıköy’e geçmemiş olmamasına rağmen uluslararası iş tekliflerine açıktır.
cansu böyledir, anası babası paniktedir.
62ytl.com dan alintidir.
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
eleştirmek güzel, heleki hedef kitlenin eleştirilme potansiyeli zirvedeyse dahada güzel..
ama görünen o ki, yazının sahibide 'kendi çapında' farklı bir marjinalite yaratıp eleştirmeye çalışmış ve çok net şekilde eline yüzüne bulaştırmış. ortalama bir liselinin yazabileceği basitlikte cümleler ve katık edilmeye çalıştıkça tat kaçırmış mizahi öğeler..!
öte yandan şekli geçip, içeriğe gelirsek; vermeye çalıştığı kinaye(!) mesajı da zaten cümle alem biliyor! Çıkıp 'deniz suyu tuzludur' demek gibi; 'insanlar oksijenli solunum yapar' demek gibi aslında.
bu tip insanların savunulacak bir noktası yok benim gözümde de! hele hele eline DSLR alanının sanatçı olduğu bir ortamda! ama bu durumu eleştireceksek bari eleştirilerimiz farklı olsun, sanat değeri taşısın!
Bir insanın hobi olarak yaptığı bir uğraştan dolayı çevreyi bu kadar eleştirmesi trajikomik birşey bence. Amatör olarak hobimden keyif dumak isterim, kimin ne yaptığı veya paylaşım sitelerinde dönen dolaplardan hiçbirşey umrumda da olmaz. @NovariX'in de dediği gibi bu cümleleri sarf edenden de mükemmel bir portfolyo beklerim yani. Uçmamak lazım, bunun benzerini de bölümümüzde farklı alanda (teknik seçim) görmeye başladım sanki, artık kılı kırk yaran donanım farkları bile her kullanıcı da standart ölçü olmuş. Keskinlik farkı vs. ihtiraslardan dolayı kişiler belki de gerekenden birkaç misli fiyatlar ödemeye teşvik ediliyor. Ama bu farkları çekimlerinde fark edeceklerini hatta bırakın test edebileceklerini bile sanmam. Hobimle mutluyum, markakoliklerin veya uzman(!)ların görüşlerinden ziyade bu işe aşkla ve amatör ruhla bakanları takip ediyorum. Saygılar...
cansu lisede erkek arkadaşıyla fransızca mektuplaşan bir kızdır. zorlu bir öss dönemi geçirir. sonunda öğrenim görmeyi çok istediği galatasaray üniversitesini kazanır (hangi bölüm olduğu size kalsın). lisede mektuplaştığı sevgilisi niyeti bozar ve olan olur. böylece cansu artık kendini sanata vermiştir. fotoğrafı seçer.
sosyal ağlarda oluşturduğu profille artık tanınmış bir fotografçı olur. okul gereği gidip geldi beşiktaş-ortaköy arasındaki yolda farklı çalışmalarını deviantart, facebook, myspace gibi sitelerde olan hesaplarının galerilerinde yayınlar. arada sırada model olur diğer fotoğrafçılara, bilyorsunuz bu mesleğin erbabları kendi aralarında sürpriz paslaşmalar yaparlar.
cansu’nun her anı artık anlamlıdır, konuludur. ölümsüzleştirdiği her saniye anlatımı ansiklopedilere sığmayacak anlama sahiptir. hala whopper menü yemeye devam etmesine rağmen hamburgerine farklı perspektiflerden bakmaktadır. rüyaları da artık bambaşkadır. asla konusuz sevişemez, partnerinin boxerlı, atkılı fotoğraflarını çeker.(bu olay sadece delikanlılığa bakar aslında). sıradan insanların dışında bir çizgisi vardır, farklı bir bakış açısıyla bakabilmektedir olaylara. çünkü o artık sanatçıdır. zaten az önce bahsettiğim sosyal ağlarda mesleği artist olarak geçmektedir, diğer bütün bilgilerini de yabancı dilde girer. henüz fotoğraf makinası ile vapurla kadıköy’e geçmemiş olmamasına rağmen uluslararası iş tekliflerine açıktır.
cansu böyledir, anası babası paniktedir.
62ytl.com dan alintidir.
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye Ol Şimdi DeğilÜye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.