1. sayfa
Bu video gerçekten izlenmeli. Amerikalı ekonomist ve yazar olan John Perkins’in 2004 yılında yazdığı “Bir Ekonomi Tetikçisinin İtirafları Kendi otomobilini üretemeyen ... |
Bu video gerçekten izlenmeli. Amerikalı ekonomist ve yazar olan John Perkins’in 2004 yılında yazdığı “Bir Ekonomi Tetikçisinin İtirafları Kendi otomobilini üretemeyen ülkelere borç para verip otobanlar ve yollar yaptırırız. Sonra onlara araba satarız, sonra bankalarını satın alırız, o bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız. Ayarlanan kredi asla o ülkenin hazinesine değil, bizim şirketlerin kasasına gider. Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, kanallar, dev hava alanları yapılır. Aslında insanların işine yaramayan bir yığın beton. Sonunda bizim şirketlerimiz kazanır. Tabi ki, o ülkedeki birileri de nemalandırılır. Toplum bu düzenekten bir şey kazanmaz. Ama o ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. Bu o kadar büyük borçtur ki, ödenmesi imkansızdır. İşte plan böyle işler. Sonunda ekonomik danışmanlar/tetikçiler olarak gider ve onlara deriz ki: Bize büyük borcunuz var. Ödeyemiyorsunuz! O zaman petrolünüzü satın, doğal gazınızı bize verin, askeri üslerimize yer gösterin! Askerlerinizi birliklerimize destek olmak için savaştığımız bölgelere gönderin. Birleşmiş Milletler’de bizim için oy verin! Elektrik, su, kanalizasyon sistemlerinizi özelleştirin! Onları Amerikan şirketlerine ya da çok uluslu şirketlere satın! Sosyal hizmetleri, eğitim kurumlarını, sağlık kurumlarını hatta adli sistemleri bile ele geçiririz.” TETİKÇİ BAŞARILI OLAMAZSA? Sanırım bu anlatılanlar size hiç yabancı gelmedi. Bir yerlerden hatırlıyor gibisiniz değil mi? Ne yazık ki, bu yöntemleri ülkemizde çokça vizyona koydular ve hala koymaktalar. Ekonomi danışmanlarının yani tetikçilerinin görevi, bir ülke yöneticilerini hazırladıkları raporlarla kalkınmak için neye gereksinimleri olduğuna inandırmaktır. Yöneticiler raporlara inanınca ihaleler açılır, krediler alınıp verilir ve ihalelerde tetikçinin bağlantılı olduğu şirketler kazanır. Ekonomi tetikçisi başarılı olamaz ise, devreye CIA ve benzerleri devreye girer. Rüşvet, baskı, hükümet değişikliği, darbe ve suikastlar diğer ikna yöntemleridir. Bunların üstüne bir de şu haber: https://odatv.com/ekonomi-mckinsey-sirketine-emanet-27091810.html |
Macalari yese de bu serefsizlikleri çine rusyaya yapmayı bir deneseler Galiba komünist ulkeler hakliydi kapitalist olan ülkelerin hemen hepsi (ing frans alm dahil) amerikanin yari yariya eyaleti gibi ne derse yapiyor |
Bu video gerçekten izlenmeli. Amerikalı ekonomist ve yazar olan John Perkins’in 2004 yılında yazdığı “Bir Ekonomi Tetikçisinin İtirafları Kendi otomobilini üretemeyen ülkelere borç para verip otobanlar ve yollar yaptırırız. Sonra onlara araba satarız, sonra bankalarını satın alırız, o bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız. Ayarlanan kredi asla o ülkenin hazinesine değil, bizim şirketlerin kasasına gider. Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, kanallar, dev hava alanları yapılır. Aslında insanların işine yaramayan bir yığın beton. Sonunda bizim şirketlerimiz kazanır. Tabi ki, o ülkedeki birileri de nemalandırılır. Toplum bu düzenekten bir şey kazanmaz. Ama o ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. Bu o kadar büyük borçtur ki, ödenmesi imkansızdır. İşte plan böyle işler. Sonunda ekonomik danışmanlar/tetikçiler olarak gider ve onlara deriz ki: Bize büyük borcunuz var. Ödeyemiyorsunuz! O zaman petrolünüzü satın, doğal gazınızı bize verin, askeri üslerimize yer gösterin! Askerlerinizi birliklerimize destek olmak için savaştığımız bölgelere gönderin. Birleşmiş Milletler’de bizim için oy verin! Elektrik, su, kanalizasyon sistemlerinizi özelleştirin! Onları Amerikan şirketlerine ya da çok uluslu şirketlere satın! Sosyal hizmetleri, eğitim kurumlarını, sağlık kurumlarını hatta adli sistemleri bile ele geçiririz.” TETİKÇİ BAŞARILI OLAMAZSA? Sanırım bu anlatılanlar size hiç yabancı gelmedi. Bir yerlerden hatırlıyor gibisiniz değil mi? Ne yazık ki, bu yöntemleri ülkemizde çokça vizyona koydular ve hala koymaktalar. Ekonomi danışmanlarının yani tetikçilerinin görevi, bir ülke yöneticilerini hazırladıkları raporlarla kalkınmak için neye gereksinimleri olduğuna inandırmaktır. Yöneticiler raporlara inanınca ihaleler açılır, krediler alınıp verilir ve ihalelerde tetikçinin bağlantılı olduğu şirketler kazanır. Ekonomi tetikçisi başarılı olamaz ise, devreye CIA ve benzerleri devreye girer. Rüşvet, baskı, hükümet değişikliği, darbe ve suikastlar diğer ikna yöntemleridir. Bunların üstüne bir de şu haber: https://odatv.com/ekonomi-mckinsey-sirketine-emanet-27091810.html |
Bir de bu ekonomik tetikçilerin yaptırdıkları projeler varya yoldan havalimanına kadar, Kanal İstanbul da bunların bir çeşidi “Kanal İstanbul”un resmi rakamlara göre, 10 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor. Bağımsız tahmincilere göre bunun en az dört misli, yani 40 miyar dolarlık bir finansman ihtiyacı var. Böyle bir projeye ihtiyacımız var mı? Kesinlikle yok! Ama tetikçiler pardon “danışmanlar”, kalkınmamız için çok yararlı olacağına ikna etmişler bile! Yunanistan da böyle iflas ettirildi. Altından kalkamayacağı projeler yapması konusunda ikna edildi, projeler yapıldı ve hep deftere yazıldı. Bir gün bir baktılar ki, borçların ödenecek durumu yok. O zaman, Avrupa Birliği’nin lideri Almanya ne isterse yapmak zorunda kaldılar. Adalarını bile satmasını istediler! Kanal İstanbul'un daha farklı bir amacı da var Esas amacı; Montrö Sözleşmesinin diplomasi masasına gelmesi için doğal şartları hazırlamak ve bu Sözleşme’nin Karadeniz’e kıyıdaş olmayan devletlerin savaş gemilerine getirdiği kısıtlamaları kaldırmaktır. Ayrıca Karadeniz, dünyada ABD'nin kontrol etmediği tek deniz. Bizimkilerin ise daha küçük hesapları var; boğazdaki yalılar gibi bunun da çevresine benzerleri yapılıp zengin ettikleri yandaşlara satacaklar. Amerikalı stratejist ve gölge CIA (Central Intelligence Agency) olarak adlandırılan düşünce kuruluşu olan STRATFOR’un sahibi George Friedman; “Amerikan gücünün temeli okyanuslardır. Okyanuslara egemen olması diğer devletlerin ABD’ye saldırmasını önlüyor, gerektiğinde ABD’nin müdahale etmesine imkân tanıyor ve ABD’ye uluslararası ticaretin kontrolünü veriyor. ABD’nin bu gücü kullanmasına gerek yok ama başka birinin kullanmasına da izin vermemeli. ABD tüm okyanusları kontrol etmelidir. Tarihte hiçbir güç bunu yapamamıştır. Bu kontrol sadece ABD’nin güvenliğini değil aynı zamanda uluslararası sisteme şekil verme gücünün temelini oluşturur. Eğer ABD onay vermez ise hiç kimse denizlerde hiçbir yere gidemez. Denizlerde kontrolü sürdürmek ABD için en önemli jeopolitik hedeftir” diyor. BU FİKİR YENİ DEĞİL! Karadeniz ve Marmara’yı yapay bir suyolu ile bir birine bağlama fikri yeni olmayıp, 16. yüzyıldan itibaren 6 kez gündeme gelmiştir. Bunlardan birinde; Karadeniz’in, Sakarya Nehri ve Sapanca Gölü üzerinden Marmara’ya bağlanması düşünülmüştür. Bu plana göre, bağlanma iki aşamada olacaktı. Birinci aşama; Sapanca Gölü’nün doğusundan geçerek kuzeye akan ve Karadeniz’e dökülen Sakarya Nehri ile Sapanca Gölü arasına kanal açmak, ikinci aşama ise; Sapanca Gölü’nün batısında bulunan Marmara’nın en doğu uzantısı olan İzmit Körfezi ile arasına kanal açmaktı. Açılan bu kanallarla Karadeniz ve Marmara, Sakarya Nehri ve Sapanca Gölü üzerinden birleştirilmiş olacaktı. Fakat, zamanın zorlukları ve savaşlar nedeniyle bu plan gerçekleştirilemedi. Yani emperyalizm unutmuyor 100 yıl 200 yıl 300 yıl çalışıyor aynı proje üstünde,çeşitli projeler yapıyor bazılarını uyguluyor,bazılarını uygulamıyor bu kanal sadece bir örnekti başka bir örnek de Hatay olabilir eminim yine 100 yıllık bir çalışma vardır. Not: 2 mesajı da yazarken odatv'den faydalandım. |
Vay, demek Önce Yol köprü yaptırıp Araba sattırıyorlar. Yol? köprü? Hımmmmmm |
![]() Proje Partisi AKP |
AKP'nin devlet kültürü yoktur, 783 bin km2'yi koca bir belediye olarak görmektedir ve ona göre yönetmektedir... |
Kesinlikle kitabini okuyun harika anlatmis |
Bizden bahsetmiyor çünkü biz dünyanın en büyük devletlerinden biriyiz |
belgeselin uzun versiyonu:https://www.youtube.com/watch?v=e1K-BMkHJPs |
1. sayfa
Videoyu izlemek için tıklayınız
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye Ol Şimdi DeğilÜye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.