Hee Hee Tabi.. Bu Arada Reis Kimmiş Ya.. Reis Olmasa Öyle Olurdu Böyle Olurdu Falan Atmalar Tutmalar.. Rant Sağlamaya Çalışan İnsan Topluluğundan Başka Birşey Değil Ultrakediler.. |
![]() ![]() ![]() |
Beyler yukarıdaki fotoğraf tamamen orjinal.Exif bilgilerine baktığımda aynen duruyor çekim özellikleri![]() |
Gözlerim doldu yemin ederim ![]() |
Yapılıyor, uzun sürede yapılmaya devam edecek. |
Geçen sormuştum Aslan adam videosunu , Youtube a düşmüş buyrun; http://www.youtube.com/watch?v=4vGp_mqokEc |
Hocam exif bilgileri de artık değiştirilebiliyor diye biliyorum. Yani ona da pek güven yok. ![]() Ama bunu değiştirmekle uğraşacaklarını sanmıyorum.
Açılıştan önce başlamışlardı, hatta açılışa da yetişecek demişlerdi ama gördük ki yetişmemiş. Şuan ne durumda ben de bilmiyorum. Ama genel manada açılıştan sonra çalışmalar yavaşladı. |
Bunu görmemiştim güzel olmuş :) |
Aklıma İlker Yasin geldi. ![]() |
Evet gerçekten güzel olmuş eğer yanlış hatırlamıyosam açılışta kısa bi böolümü yayınlanmıştı |
Gözünü sevim hatirlatma ![]() ![]() ![]() ![]() |
çalışmalar başbakana protesto olayından sonra aşırı yavaşlamış![]() |
kendi kaybeder. ![]() |
Ya aslinda Hani derler yaa yukari tükürsek biyik aşagi tükürsek sakal! diye.. Şimdi.....; Bu sivas maçinda basimizinbakanini protesto etseler durum daha kötü olucak.. Zaten tüm basin adamin avucunun içinde Gs'yi iyice kötüleyip iyice batiracaklar olaylarin içine.. Şimdi.....; Şu bi kaç gündür olanlara bitenlere En ufaginda da olsa HİÇ tepki vermezsek TÜM BUNLARİ hazmetmek zorunda kalicaz ve bu Kabul edilir bişiy de degil açikcasi... Hala insanin aklina geldikçe çildiriyo olanlara bitenlere.. Yani şuan ki durumumuz hiç iç acici degil... Şahsen stada gidersem SİRF stad için gidicem çünkü takim takim Degil top mop oynamiyo... |
4-5 ay sonra seçim var birşey yapamazlar. artık yıkama yaglama dönemine girdik. adnan polatın aklı varsa o stadın etrafında ne kadar arazi varsa gece kondu gibi şeyler diksin kulüp adına. tapuyu hemen verirler zaten.![]() ![]() ![]() |
bizim böyle bir stadımız olmacak daha ihaleye çıkacakta yarım kalan inşaat başlayacak bitmez bizim stad bitmezzzzzzzzzzzzzzz ![]() |
verilmişse pardon "Az önce staddan geldim... Bugüne kadar insanların anlattıklarını yorumladım hep... Açılışta da taraftar gibi tribüne girdim çıktım, stada da taraftar gibi baktım. Bugün farklıydı... Tamamen mesleki gözlükle işin ne durumda olduğunu görmeye gittim. 1- İşin geçici kabulü yapılmış. Bir eksik / kusur listesi hazırlanmış, resmi prosedür yerine getirilmiş. Bu durumda Varyap, resmen TOKİ'ye teslim etmiş olmalı stadı. Bu ise, stadın kulübe resmen devri için yasal bir engel kalmamış olması gerektiğini gösteriyor. Lakin belge vs. görmedim, incelemedim elbette. 2- Ancak iş, benim gözümle, geçici kabulün yapılabileceği "en çok % 5 eksiğiyle" tanımına kesinlikle sığacak düzeyde değil. Muhtelif disiplinlere ait en az 500 kişilik bir kadroyla, en az dört aylık iş var stadda. Parke silimleri, alçıpan montajları, boya işleri, birçok yerde tavan montajları vs. yapılması gereken tonla imalat var. Bunlar gözönünde olan bölgelerde ki ben açıkçası hiç değilse buraların tamamlanmış olduğunu umuyordum, Durum öyle değil. Buralarla bağlantılı, bizim "back-of-house" dediğimiz mutfak, depo, ofis vb. arka plan mahallerin pek çoğunda ince işe girilmemiş bile. Aydınlatma, zayıf akım (yangın algılama dahil) tonlarca elektrik eksiği var, soğutma kuleleri, soğutma sistemi vb. çalışır durumda dahi değil, mahal termostatları alınmamış bile, otomasyon hiç yok zaten vs... Şöyle özetleyeyim, loca sahibi olsam, asla girip yerleşmem o locaya ve giremediğim her günün bedelini kulüpten talep etsem, her mahkemede kazanırım... 3- Nitekim, bizim adamlara "Kaç madde eksik çıktı sizde?" diye sorduğumda, "140" cevabını aldım ki, bu cesamette bir işte bu kadar az eksik çıkması için ya iş adam gibi kontrol edilmemiş olmalı, ya da "Soğutma Sistemi bitirilmeli" tarzında aslında imalatın yapılmadığını ifade eden kocaman kapsamlı maddeler konmuş olmalıdır. Geçici kabul eksik listesine, şuranın vidası eksik, buranın boyası çizilmiş, şu alet ses yapıyor vb. detayda görülebilen bütün incik boncuk dahil herşey yazılır çünkü. 4- Esas vahim durum şurada. Bina cesametiyle mukayese edildiğinde şu anki görüntü, tam anlamıyla, terkedilmiş şantiye fotoğrafı. Sağda solda üç beş kişi, loca alanlarında biraz ekip yoğunluğu falan o kadar. Pazartesi sabah itibarıyla, şantiye neredeyse %80 oranında boşaltılmış durumda. Şefler falan yerlerindeler, lakin ortalıkta iş yapan eser miktarda. Açılış günü son dakikaya kadar canla başla yürütülen işlerin tamamı bıçak gibi kesilmiş. Örneğin 350 mevcutla çalışan ve açılıştan önceki Cuma günü, kalan işlerini kısa sürede bitirebilmek için bir iki şantiyeden daha takviye yapması gerektiğini kendisi beyan eden elektrik taşeronu, Pazartesi sabah itibarıyla 300 kişisine çıkış vermiş. Oysa öyle 20, 30, 50 kişiyle falan bitecek gibi değil adamın işi... Bunun talimat üzerine gerçekleşip gerçekleşmediği sorum askıda kaldı haliyle, yorumları aktarmama gerek yok. Bu günleri bilirim, stresli bir açılış gününe kadar bütün enerjisini tüketir şantiye, ardından birkaç gün kendine gelemez, eksiğini gediğini toparlamak, kalan işleri bitirmek zul gelmeye başlar. Benim edindiğim izlenim, bundan öte bir boşlama olduğu doğrultusunda. Evet bir şeklde sopanın ucu gösteriliyor sanki... 5- Yine bu dönemlerde, en önemli unsur, şantiyeyi toparlayacak iradi bir gücün varlığıdır. Yani birileri çıkacak, "Hadiyin lan, tutun şunun ucundan" diyecek, zorlayacak, pohpohlayacak, tehdit edecek, işi bitirttirecek. Kendisi "esas vahim durum" olan görüntüyü hepten vahim kılan ise şu an şantiyede böyle bir iradenin varolmaması. Çalışan ekiplerin neredeyse tamamı kendi başlarına birşeyler yapıyor görünümündeler. "Ne zaman bitirip çıkıyorsunuz?" diye soruyorum. "Yok öyle belli bir tarih" deniyor. "İş programı?" diyorum, "Hiç olmadı ki" diyorlar. "Kimse gelip size bir öncelik, teslimat sırası falan vermiyor mu?" diyorum, "Abi zaten bütün iş boyunca bir Allah'ın kulu gelip yönlendirmedi ki kendi kendimize yaptık kendi işimizi" diyorlar. Özetle neresinden baksanız 500 kişiyle dört ayda bitirilecek koca bir blok işin bitirilmesi için hedeflenmiş bir tarih bile yok. 6- Teslimat, kabul sürecine girmiş bir işte mal sahibi / işletmeci artık kendini hissettirmeye başlar. Hatta bu ilgi, işini bitirip teslim etmeye çalışanların canını sıkacak raddededir. Oraya buraya girişler yasaklanır, temizlik sorun haline gelir, şantiyecinin kendine göre yapmaya çalıştığı öncelik sırasına müdahale edilir. Sistemlerle ilgili zırt pırt sorular sorulur, insanlar taciz edilir falan... Stadda yok bööle bişiy tabii... Galatasaray'ın varlığını hissettirecek ne bir ekip, en bir lider, hiçbişiy yok... Ha, vardır illa ki birileri, ama bu anlamda bu kadar boş bir teslimat dönemi asla görmedim ömrümde. "Kazanı, hidroforu, sistemleri kim çalıştırıyor?" diyorum, "Biz çalıştırıyoruz, kim çalıştıracak?" diye tersleniyor bizim çocuklar... Haa bizim "commissioning" dediğimiz, işletmeye alma / fonksiyon testlerinin yapılıp yapılmadığını sormadım bile bu durumda. Boruyu neyi temizleyip basmışlar çalıştırmışlar, 7- Belki de ilk yazmam gereken maddeyi sona yazmış oldum, bugüne kadar eleştirel takılan arkadaşlara ettiğim bilumum laflar için özür dilerim, ben stadın yarısı kadar bile kalite iddiasında olup da bu kadar boktan bir imalat hayatımda görmedim arkadaş... Hız / maliyet / kalite cendersine çok girdim meslek hayatımda. Ama bugün, her türlü deneyimimden öte bir durum oldu benim için... Seçilen malzemeden, aptalca koordinasyona, her tarafı akan işçiliğe, işi hızlı kaçırmak için yapılan ayaküstü revizyonlara kadar bu kadar mı sakil yapılır bir iş? Ulan şakır şakır akıyor işte döşeme izolasyonları daha ne anlatayım? Allahı var, bir tek soyunma odaları bloğunu ayırmak gerekir, oralara biraz özenilmiş. "İmalat koordinasyonu?" diyorum, "Ne diyon abi, Varyap'ın bir tane, iş bilmeyi geç, koordinasyon lafının anlamını bilen adamı yok ki" diyorlar. "TOKİ?" diyorum, "Şantiyedeki bütün varlığının esprisi işi bir an önce bitirtmek, hızlı olsun diye ne detaylar, ne imalatlar değiştirildi. Ne denetim ne yönlendirme, biraz işten anlayan, sahayı gezen, sesini yükselten adamı pürüz sayıp sepetliyorladı" diyorlar... "E proje müdürü?" diyorum, "Yanına bile çıkamazsın, sahayı korumalarıyla gezer" diyorlar. Galatasaray zaten yok, onu biliyorum... Eksikler tamamlandıktan sonra, sadece yapılanı düzeltmek, boktan olanı söküp tekrar yapmak, atmayayım ama 5 ila 10 civarında bir para yazar kulübe temizinden. 8- Bu arada, üst kapaklar vs. iç dekorasyon hesabı birebir örtüşmemiş. Kapakları takma yükümlülüğümüz olduğu gibi, Varyap'a kalan kısımlar için epey bir para da ödeniyor. Yani kapaklar, 7 milyon, iç dekorasyon 17 milyon, biz 10 milyonluk farkı ödüyoruz gibi. Tam rakamları bilmiyorum. Yukarıda bahsettiğim boktanlığın ne kadarı TOKİ, ne kadarı değiş tokuş, ne kadarı bizim bedelini ödediğimiz kapsamda onu da bilmiyorum. Ama işi bu düzeyde teslim etmeye kalkanla kesin mahkemelik olunur onu biliyorum. Sonuçlar: 1- Adnan Polat doğru söylemiyor. Şu anı bir kenara bırakın, stad bittikten sonra yapılması gereken işler, "Böyle bir tesisi çalıştırmak için çözülmesi gereken zorunlu problemler" kapsamıyla mukayese edilemeyecek kadar çok ve ağır. Tamamı da kalitesizlik ürünü. Tekrar altını çizeyim, burada "kalitesizlik" derken , para / zaman / kalite üçgeniyle açıklanamayacak, umursamazlık ve cahilliği kastediyorum. Bu stadın, projeye uygun kalite seviyesine gelmesi artık mümkün değil. Ancak, böyle varsayılan bir seviyede olabilmesi için kulübün cebinden, bugüne kadar ödenenler, kapaklar falan dahil sanıyorum toplam 30-40 milyon dolar gibi bir para çıkmış olacak toplamda. 2- Bir tane de iyi haber... TOKİ, eğer çok yiyorsa, şu anki haliyle, "Ahanda size söz verdiğimiz stad buydu, kestik işi ne haliniz varsa görün" derse, bi halt olmaz. Girer maçlarımızı yaparız. Cepten 5-10 civarı harcayacağımıza 15-20 civarı harcarız, iş en azından para ile çözülecek aşamaya gelmiş. Çevre yolları vahim tabii... Böyleyken böyle işte..." |
Ses çok boğuk ve anlaşılmazdı. Halbuki bir sürü denemeyi dinledik; biliyoruz ki, aslında hiç öyle değil. Pazartesi günü bu konuşuldu. Sarper bey "organizasyonu yapan şirket -sizde ne var ses sistemi olarak- diye bize birşey sormadı" dedi. Kendi sistemlerini kurmuşlar, bunun yanısıra, stadın sabit hoparlörlerini de kullanmak istemişler. "verdik" dedi Sarper bey. Ama sadece hoparlörleri kullanmışlar kendi amplifikatörleri ile yayın yapmışlar. Sorunun kaynağı buymuş.
Ayrıca tribün ışıklandırmasından şikayetleri okuduğunu, ışıklandırmada bir problem olmadığını, sadece yayıncının isteği üzerine üst tribünlerin karanlık bırakıldığını söyledi.
Asfaltlı yol ışıklandırmasına gelince, açılış günü tüm direklerin takılmış ve çalışır vaziyette olduğunu ekledi. Bunu ben de gördüm. Son gece sabaha karşı tüm lambalar yanıyordu, sadece lambaların yönlendirme ayarlaması yapılacaktı.