Sn;Killer Loop Hiç canını sıkma yazılarından adam gibi adam olduğun anlaşılıyor. Saygılarımla. ![]() |
Can istesin ben ona logoları orjinal gibi yaparım,bu aralar başı çok kalabalık umarım yüzünün akıyla çıkar. ![]() Umut pilli bebeği begendinmi. ![]() |
Selam akbaba4511, teşekkür ederim teveccüğün.. Yazdıklarımı anlamakta ayrı bir meziyettir.. :) Saygılar... |
1/24 ölçek polyester veya rezin satatik model. |
Anadol un bu şekilde bir maketi olduğunu hiç görmedim. Gerçekten süper olur.. tek kelime ile mütiş bir proje.. destekliyorum ![]() |
Merhabalar, Tersten başlayacağım cevabıma, hatta diğer mesajlara da cevap niteliğinde tek bir gönderim olacak. Öncelikle maşallah diyorum, Anadolunuz gerçekten çok orijinal ve temiz görünüyor. İlk sahibi olmanın da önemli bir avantajı olmalı. Forumda paylaştığınız fotoğraflar için de ayrıca teşekkür ediyorum. Sağladığınız ayrıcalık buraların daha çok şenlenmesini, ve belki de başka Anadol sevdalılarının bize katılmalarını sağlayacaktır. Aracınızın iç mekanından da fotoğraflar paylaşabilirseniz memnun olurum, en azından orijinal Anadol'da olup, bende olmayan ayrıntıları yakalama fırsatım olur. Gerçi Akdeniz ve SL arasında çok fark var iç kısımda, ama ufak detaylar yakalayabilirim belki. Maalesef Anadol ile ilgili anılarım sizinki kadar fazla ve derin değil, ama ilk sayfada belirttiğim gibi, amcamın sahip olduğu A1 beni çok etkilemişti. Satma, hurdaya verme, kestirip kamyonete çevirme gibi düşüncelerin sizi çok rahatsız ettiğini tahmin ediyorum, ben de baba yadigarı bir araç için asla böyle birşeyi düşünemezdim. Her ne kadar ilk sahibi olmasam da, eğer uzun yıllar sonra bu aracı oğluma bırakabilirsem, onun da aynı düşüncelere sahip olmasını dilerim. Ben aracımı oturduğum sitenin otoparkında tutuyorum, komşular da dahil bir çok insandan olumlu tepkiler aldım, herhangi bir zarar verme girişimine uğramadık, ama yine de kışın soğuğundan korumak adına, birkaç ay kapalı otoparka koymayı düşünüyorum, kasım ayında falan. Anadol ile ilgili birçok olumsuz fikirle ben de karşılaştım, yok eşekler yiyormuş(ki bunu söyleyene verilecek en uygun cevabın : "Umarım aç değilsindir" olduğunu düşünüyorum), yok kopan vantilatör kayışı yerine don lastiği bağladım oldu vs. Zerre kadar ilgilenmiyorum, "Bu konuyu dilersen senin aracın 37 yaşına geldiğinde konuşalım" diyorum, etkili oluyor da, aklınızda bulunsun. Geçen hafta içinde birkaç kez yolda kaldık, öylece stop etti motor, çalıştırdık 300m sonra bir daha. Bu kadar parça değişiminden sonra açıkçası canımız sıkıldı. Sorunun gevşeyen "tırıvırı" kablosu olduğunu görünce yaşadığımız mutluluğu ve Anadol'a kızdığımız için duyduğumuz pişmanlığı anlatamam. Dediğiniz doğrudur, kötü Anadol yoktur, kötü parça ve dikkatsiz usta vardır. Sormak istediğim bir soru olacak : Aracınızı yeniden boyatırken karoser ve şasiyi ayırıp, şasi üzerinde pas temizliği ve boya yaptırdınız mı? Malumunuz, Anadol'un metal aksamları sadece şasi, kapı direkleri ve menteşeler, biz de şu sıralar bu pas konusunda biraz dertliyiz. Şaside yüzeysel paslanma var, ha keza menteşeler ve kapı direklerinde de. Direkleri bu hafta halledeceğiz inşallah ama, şasiyi toparlamak için, karoseri ayırma düşüncesi beni çok rahatsız ediyor. Bir sökülen bir daha doğru yerine takılmazsa gibi paranoyakça bir düşünce hasıl oldu. Bu sebepten hiç ellemeden alttan bir temizlik(tel fırça ve Mob ile) yaptırıp, ulaşabileceğimiz her yere zift, pütür vs uygulatmayı düşünüyorum, tabi maliyeti de diğerine göre onda bir, bunu da unutmamak lazım. Usta konusunda her türlü yardımı kabul edebilirim, bana iletişim bilgilerinizi özelden gönderebilirseniz sizinle de kontak kurmak isterim. Eminim Mehmet Abi de sizinle tanışmak isteyecektir. Kulüp konusunda olumlu veya olumsuz düşüncelere sahip değilim, ama Anadol'un en az VW kaplumbağa kadar özel olduğunu ve ciddi bir kulüp organizasyonunu hak ettiğini düşünüyorum, kim bilir belki bir gün gerçekleşir. Ben şu sıralar bu yıl içerisinde buluşma olacak mı diye takipteyim, eğer olursa kesinlikle orada olacağım. Modeli 1:24 ölçekli yapacağız, ilk sayfada verdiğim linke göz atabilirsiniz, Korkut Varol Bey tarafından uzun uğraşlar sonucu ortaya çıkarılmış bir model mevcut. Biz burada farklı bir yol izleyip, hazır bir modelin alt yapısını kullanmak yerine, kendimiz sıfırdan kalıp çıkartmaya çalışacağız. Dolayısı ile elimizde metre kumpas vs, Anadolu ölçeceğiz, umarım başarılı oluruz. Bu konuda da yardımlarınızı alabiliriz, Mehmet Abinin dediği gibi, işlerim had safhada yoğun, ölçüm yapmak için zaman ayırmak oldukça güç. Uğur, Mehmet Abi, logoları yeniden yapma fikri gerçekten ilgi çekici, ama zaman sorunu olduğundan(bu mesajı bile iki saattir yazmaya çalışıyorum, bir o geliyor, bir bu, bir telefon, bir mail) dün karar verdim ve siparişlerini geçtim, umarım kısa sürede elimde olurlar. Tabi bir de etrafındaki parlak halka kısımları da epey uğraştıracaktı bizi. Sözlerime şimdilik son verirken, açtığım bu başlıkta yalnız kalmadığımı ve Anadol dostları ile tanışmanın beni çok mutlu ettiğini söylemek istiyorum. Umarım en kısa zamanda burası iyice dolar ve seviyeli sohbetlere dalarız. Sevgi ve saygılarımla, Can Ve Mehmet Abi, Pilli Bebek'i beğendim. ![]() |
Selam wkwwlwig, Öncelikle her paragrafına atlamadan yanıt vermek isterim. Teşekkür ederim. Orjinal halini koruması için herşeyi yaptım. Şimdi buraya yazdıkça bazı yerlerinin orjinalliğinin gittiğini hatırlıyorum. Zaman içerisinde bahsederim. Bunlardan biri aracın içi. Aslında koltuklar deri kaplıydı. Ben çok küçüktüm, babam yazları çılgın sıcak oluyor diye kumaş kaplatmıştı. Araç 2-3 yaşındaydı muhtemelen o zamanlar. Bende hatırlıyorum, arabaya binemezdik yazın. koltuğa kumaş atar öyle otururduk. ayıptır söylemesi kıçımız yanardı. Ellerimiz kavrulurdu. O sebeple deri koltuk arabaları daha değerli gibi nasıl satarlar ben anlamış değilim :) Bir tane iç resim var onu yollarım. Sizin iç resimler benimkinden çok farklı. Katiyen daha yeni ve temiz görünüyor. Elden geçmiş belliki. Benimki babamın yaptırdığından sonra bir kere daha 97 de döşemesi değişti. Üstüne kılıf koyduk ki çok zarar görmesin diye.. Malum bekledikçe çabuk yıpranıyor, zaman Anadol için çabuk geçip gidiyor.. :) zaman içerisinde bi ki resim daha koymaya çalışırım.. < Resime gitmek için tıklayın >
Evet benim babamda bir ara satmayı düşündü.. bir müşteri çıktı. mobilyacı. yıl 1990 felan. abi kesmicem söz dedi.. babam inanmadı.. kesersin dedi.. kestirmesen satim, yoksa inandırıcı değil demişti :) Satmadı.. umarım oğlunuz bu konuda çok meraklı olur. bende benimkini öyle olması için yetiştirmeye çalışacağım.. Benim araç babadan kalma ilk evimizde saldırıya uğradı. yıllarca bazı komşular zarar vermeye çalıştı.. üst derisini kesti, çizdi, taşladı.. Babam kimseye kötülük yapan biride deildi. Hadı kaldıki öyle, yıl 2005, babadan kalma evden taşınıp 15 bloklu yeni bir siteye yerleştim. İnanırmısınız, otopark ı geniş olan, Anadolu koyabileceğim bir site aradım. Daire sahiplerinin 2 aracı olmasına laf etmeyen bir site.. buldum. aracımı koydum. Kimseyi tanımam. 2-3 ay sonra çizdiler. üzerine sigara izmariti attılar.. üzerine bir sürü kötü sözler yazdılar.. Hem bu sebepler, hemde ailevi sebepler birleşince satıp ordan da taşındım.. şimdi oturduğum yerde de bi iki kişi uğraşmaya başladı. nedendir bilinmez, belki bana kızıp hınçların ıarabadan çıkarmaya çalıştılar bilemiyorum. Aracı güvenli bir otopark a çektim, 15 senedir koruduğum, ceylan derisi olan üstünde bir delik açıldı. nasıl oldu bilemiyorum.. belki bir taş, belki bir ağaç dalı.. soğuklarda anadolu en iyi koruma yolu örtüdür. Yıllarca örtü ile muhafaza ettim başarılı olduğumu düşünüyorum. Son taşındığım sitede kapalı otopark olmasına özen gösterdim ama hayat şartları işte.. olmadı..
Eşek yeme konusunda çok üzgüm. Doğruluk payı var :) İtiraf eteliyim ki yıl 1984 felan. O zamanlar oturduğumuz evin karşısında mandıra vardı.. inek ve atlar.. binamızın yanında boş arazide atlarını ve ineklerini otlatırdı mandıra sahibi. Açıkçası ben görmedim. Binadaki gören komşular yemin ettiler, atlardan biri gelmiş, sağ arkada ızgaranın üstündeki deriyi dişlemiş.. sonradan babam çıkmış dışarı kovalamış atları. 97 senesine kadar derideki o yara duruyordu. üçgen şeklinde 3 kesik oluşmuştu deride.. Ama ne için hayvan dişlerdi, tesadüfmüdür nedir bilemicem.. Ama böyle bir şey yaşandı :) Verdiğiniz yanıtlar zaten bende klasik oldu :) millette yanıt var, 3 senede bir araç değiştiririm manyakmıyım 37 sene tutim.. bende de yanıt kesin, ben manyağım sen manyakla manyak olma emi :) aldırmıyorum artık. alışkanlık yaptı :) Aynen katılıyorum. Anadol' un suçu yok, parça ve tamirciler hatalı :) Anadolda ford fındık motoru vardır. Bu motor şişmez. uzunyol motorudur. akmaz kokmaz. ozamanlar kuş serisi motorları şişerdi hep. Anadolda olmaz bu. Motorunu çok severim. Basit, sade, tamir edilebilir :)
Aracımı 2 kere boyattım. 97 de izmir de askerken, gerçekten iyi bir ustaya denk geldim. Orjinal rengini tutturdu. 2010 a kadar götürdü. Yine boyatmazdım ama sitede bir komşu gelip çarpınca arabama, bahane oldu. Bu sefer rengini beğenmedim. Boyada kötü oldu ama şimdilik yapacak bişi yok.. Her iki boyatmada da katiyen şasiden ayırtmadım.. Zira bu çok riskli. Fiber bir yapı, söküldüğünde birdaha eskisi gibi takılamaz.. bu konuda haklısnız. şasideki paslanma dert değil. Çürüme olmasın. aracı yukarı kaldırtıp, paslı yerleri temizletip, pütürletmek en iyisi. bütür heryere ulaştığı için paslanmayı ve çürümeyi durdurur.. Şasiden ayırmak son çare olmalı.. şaside derin çürükler varsa.. yoksa değmez.. ben bir kere ön tarafını ayırttım. azıcık. çok çürük vardı, onardılar. başka yok. izinde vermem şimdilik.. onun dışında boyatırken kapı kollarını bile söktürmedim. hiç birşeyi söktürmem boyatırken. 97 deki boyatmada sökülmüştü mecburen. döşemelerde. O zaman bile işin ehli usta takarken bi kaç vidanın yalama olmasına sebep oldu.. Sonra uğraştırıyor insanı.. sonuç olarak tavsiye etmem..
ben özelden mesaj atamıyorum. bana e postanızı yollayın size bilgi vereyim..
çok başarılı bir proje bence.. yardımcı olmaya çalışrıım.. belki teknik çizimlerini bulabilirim anadolun :)
aynen.. sabahtan beri anca kzaman buldum. şimdide mesai bitiyor, çıkmam lazım :)
Ben çok fazla gelen giden olacağını sanmıyorum.. benimki tamamen tesadüf. ama umarım gelen olur.. Mevcut klübe de katılmaya niyetim yok. Saygılar.. |
Sayın Killer Loop, Öncelikle geciken cevabım için özür diliyorum, mesajınızı aynı akşam görmüş olmama rağmen, maalesef ancak şimdi cevap yazacak boşluğu bulabildim. Sırasıyla cevaplamışsınız, çok bilgilendirici, vakit ayırdığınız için teşekkür ederim. Ben de dilim(elim) döndüğünce bir şeyler karalayacağım. Deri(vinleks) döşeme hakkında söylediklerinize aynen katılıyorum. Benim aracımın orijinal döşemesi hala kahverenginin altında imiş, bana söylendiği kadarı ile. Yılların getirisi(götürüsü) olarak epey yıpranma varmış, ve dediğiniz gibi, henüz geçen yıl komple elden geçirilmiş. Ben ilk aldığımda renk konusunda biraz sıkıntım vardı, yeniletmek için fiyat araştırdım, inanın hiç ucuz değil, ortalama 1000TL fiyatlar karşıma çıktı, ben de biraz mecburiyetten, biraz da renge ısındığımdan olduğu gibi bırakmaya karar verdim. Satma konusuna gelince, düşmez kalkmaz bir Allah, ileride maddi açıdan durumum kötüleşirse elden çıkartmayı düşünebilirim, ama şu anki pozisyonumu koruduğum sürece sözümün arkasındayım. Anadol, oğluma mirasım olacak. Şimdilik adını söylemeyi öğretiyorum, ileride büyüdüğü zaman 70-80lerden kalma teyp kasetlerini takıp, tekli ön koltukta manitasının omzuna kolunu atıp, pır pır gezmesi hayalim, ama bakarsınız "BU NE YA!" deyip yüzüne bile bakmaz, o zaman üzülürüm işte. Artık araçları kesip kamyonete çevirmek, evrak işi ve bürokrasi olarak mümkün değil diye biliyorum, kesmek isteyenler, zamanında kamyonete çevrilmiş olanlarla ilgilensinler bence. Sigara izmariti atma olayı benim de başıma geldi, kötü niyetli yapıldığına inanmak istemiyorum, belki ailesinden gizli balkonda içen gençlerden biri salladı sigarasını, rüzgar da onu Anadol'un üzerine getirdi, zira onun dışında herhangi bir yerine zarar verme girişimi yok. Ama çizme, yazı yazma gibi bir durumla karşılaşır ve sorumlusunu bulursam ben de onu çizer ve sırtına güzel yazılar döşenirim, 2011 model aracım için bunu yapmam belki ama Anadol olursa gözüm döner. Örtü konusunda biraz ön yargılıyım, bayağı insandan duyduğum kadarı ile, örtü, nemi içine hapsederek, metal aksamların daha erken paslanmasına, rüzgarla dalgalandıkça da karosere sürterek çizilmelere yol açıyormuş, bu sebepten sanırım kullanmayacağım, eğer fiyatta anlaşabilirsem kış aylarını kapalı garajda geçirmesini sağlayacağım aracımın. Dişleme konusunda gerçeklik payı olabilir ama dediğiniz gibi deri içindir belki de, yoksa kokusu iğrenç, yapıştırıcı ve cam elyafından yapılma bir malzemeyi hangi hayvan neden yer anlamam, ama adı üzerinde hayvan işte. Henüz uzun yol yapma şansım olmadı açıkçası, ama şehir içi kullanımlarda veya E5-sahil yolu gibi nispeten akıcı yerlerde giderken dikkatimi çeken bir şey oldu : 4. viteste 70-80km/h hızlarda motor bir rahat, bir sessiz, hararet düşük, çok takdir ettim bu durumu, nedense. Boya konusunda gidilecek yol belli oldu, hiçbir yeri söktürmüyorum, şasiyi pütürle kaplatıyorum, orijinalliğini bozdurmuyorum. Zaten haftaya(bu hafta olacaktı, boyacı doluydu) kapı direklerini pastan temizletip mat siyah renge boyatacağız, onları bile elletmeyeceğim, ama cam ve cam direkleri mecbur sökülecek, inşallah sıkıntı yaşamam. Sonrasında da fitilleri komple değiştireceğiz, hepsini aldık, bagajda bekliyor. Aracımız bakıma girdiğinde lifte kalkmıştı, şasideki pas elle bile temizlenecek kadar, sadece ön tekerleklerin tam arkasına gelen kısım biraz sorunlu, o da yoldan taş, mıcır sıçratıp orayı zayıflatmasından, sonra da yağmur çamurun yol açtığı tahribattanmış, kronikmiş, yaptırsam da en kısa sürede tekrarlarmış, bakalım ne yapabileceğiz. Size mail adresimi yazdım, PM ınızı kontrol edebilirsiniz, Anadol'un teknik çizimlerini bulmanız, proje için inanılmaz faydalı olacaktır, bunun dışında bir araya gelme fırsatı bulabilirsek ölçümlere de yardımcı olabilirsiniz. Logolarım ulaştı, kaba bir fotoğraf da yükleyip yazımızı noktalayalım. Fotoğrafta gördüğünüz siyah lastik parçalar, kapı direkleri ile kapı sacı(polyesteri) arasına takılıp, bir nevi destek ve sızdırmazlık elemanı olarak görev yapıyorlar, direkler boyandıktan sonra onları da takacağız. Sevgi ve saygılarımla, Can < Resime gitmek için tıklayın > |
Selamlar wkwwlwig, Rica ederim ne demek.. Geç olsun güç olmasın.. sorun değil.. Anadol ile ilgili bir konu olunca fena halde dikkatimi çekiyor.. Yie tek tek ayrıntılı yazarım keyifle.. Aşağıda olduğu gibi :) Senin çok kibar ve iyi niyetli biri olduğuna artık emin oldum. ![]() Samimiyetine inancım sonsuz..
Açıkçası çok çok zorda kalmazsam satmayı düşünmem.. bu zaten benim için artık mümkün değil.. Ben evlenirken bile hanıma, önce anadolum, sonra sen, lütfen bunu dikkate al demiştim.. buna dünya malına bağımlılık değil, geçmişe ve hatıralara olan sadakat diyeibliriz.. zira gerçekten ben anadolumu çok sevmiyorum.. derdi çok yoruyor beni.. ama vaz geçemiyorumda.. belki sigara gibi bişidir bu :) ben oğlumu nasıl yetiştirirsem öyle olacağı kanısındayım.. anadolu sevdirebilirsem o da sevecek, babasının belkide hiç görmediği dedesinin hatırası olarak saklayacaktır düşüncesindeyim.. olmadı 50 sene sonra satsın.. o zaman iyi para eder belki, arkamdan dua edebilir, babacım bana büyük bir servet bıraktın zengin oldum saol diye :) bu sebeplerle ben aracımı satamam.. ı ııh.. bunu yapamam sanırım.. kestiren olmaz zaten heralde dediğin gibi.. anadola gelene kadar bir sürü ucuz kamyonet var yollarda
çok iyi niyetlisin :) benim tek arabam anadol değil dolayısıyla.. o sebeple diğerlerinin üzerinde hiç izmarit görmedim yıllarca.. bu anadola yapılan kasıtlı bir hareket bence.. acaba yanacakmı diye kontrol eden densizler olduğunu düşünüyorum.. ![]() Ben bir kere yakaladım.. dönüş yaparken çarptı, o sırada tesadüf camdaydım atladım aşşa.. kardeş burdan dönülürmü akıl var mantık var dedim.. çarğtın çizdin arabayı.. nolcak sankim mercedes mi demez mi. mercedes olsa sesim çıkmaz, bu anadol, parçasnı bulamazsın, üstelik benim arabam sana çizme hakkınız vermedim diye baya bir mnakaşa etmiştim.. Örtü konusunda bi ki püf noktası var. öncelikle her hafta havalandıracaksın. sonra, anadol asla çürümez :) metal kısımları devamlı kapalı garajda kalmazsa zaten çürür engel olamazsın. karasore sürterek çizdiği doğrudur ama ihmal edilebilir.. çünkü zaten 2 sene sonra boya üzerinde çatlaklar oluşacak.. bunu engellemen mümkün değil.. fiberglass ın esneme payı %5 civarı derler.. buda üzerinde boya dayanmadığını gösterir.. çizikler ve çatlaklar için her sene pasta cila yapıp, çok önemsiyorsan 5 senede bir, önemsemiyorsan 10 senede bi boyatacaksın mecburen.. tabii.. dediğim gibi, bu motor aslında dünyanın en sessiz ve süper motoru.. çünkü fındık motor. anadol gibi ses yalıtımı sıfır olan bir arabada bile çok ses yapmıyor.. bu motoru 78 model orjinal arabası olan ford escord da kullandım ben yıllarca.. aynen anadol motorudur.. birebir.. ama ford escord a bindiğinde tık yoktur.. hayatımda gördüğüm en sessiz arabadır.. sonra anadolun vites geçişleri ve debriyaj yumuşaklığı başka arabada yoktur.. bu arada debriyaj demişken debriyaj teli taşı muhakkak yedekte.. sık sık kopabilir :) değiştirmeyide öğrenmende fayda var.. olduda öğrenemedin, işte şimdi açıklıyorum, kimsenin bilmediği bir sır, anadolu debriyaj olmadan kullanabilirsin. sıfırdan kaldırıp, tamirciye kadar götürmen mümkün ![]() bu başka arabada olmaz.. ![]()
Boya konusu evet.. kesinlikle ve kesinlikle mümkün olduğunca hiç bir yeri söktürme.. pütür en iyisi.. birde motora bor katkısı koymanda fayda var.. motor silk olanından.. ön tekerin arkasını bir levha kaynatarak korutabilirsin.. bu arada anadolun motoru şasiden kayar.. o senelerde herkes güçlendirirdi.. seninkide güçlendirilmiştir umarım.. adresi gördüm.. en kısa zamanda iletişime geçeceğim.. logoları yaptırdın mı cidden? çok hoş olmuş.. lastikleri anladım evet.. benimkiler de yıprandı biraz.. ama çok umrumda değil şimdilik.. dediğim gibi, böyle ayrıntılara pek aldırmıyorum artık :) tabiki görüşmek isterim.. senin aracını, kapıları, bagajı ve hareketli kısımlarını incelemek, motor sesini dinlemek isterim.. Saygılar.. |
Merhabalar, Uzun zamandır ilgilenemedim forumla, özür diliyorum. Bu arada Anadolumuzun Kapı direklerini pastan arındırdık ve mat siyaha boyattık, tüm cam ve kapı fitillerini de değiştirdik. Fotoğrafları paylaşacağım en kısa sürede. Aracımızı alalı 2 ay oldu tam, epey de masraf ettim doğrusu. Küçük küçük ödeyince insanın gözüne gelmiyor ama yekunda bayağı artıyor. Olsun istediğim gibi oldu ya sonunda, artık masraflar da azalır. Bir tek şasiyi temizletip, pütür atma işi kaldı, onu da yaz bitmeden hallederim herhalde. Bu arada yeni vergilendirme sistemi ne zaman yürürlüğe girecek biliyor musunuz? Artık emisyona göre vergilendirme yapılacakmış ve eski model araçların vergileri çok yükselecekmiş. Bence çevre ve trafik adına olması gereken buydu ama biz eski araçlarımızı klasik olarak bulundurmaya karar vermiş insanlar ne kadar vergi ödeyeceğiz? Yorumlarınızı beklerim. Sevgi ve saygılarımla, Can |
Selam wkwwlwig, Geç olsun güç olmasın derler.. ![]() Ben anadoluma yaptığım masrafları toplasam bir mercedes alırdım rahat.. ![]() Anadol' un varsa artık, masrafların asla azalmaz. Eğer canlı ve sağlam tutmak istiyorsan. Her marşa bastığında birşey çıkarır Anadol. Dediğim gibi, sonradan üretilen yansanayi ve usta kalitesizliğindendir hep sorunlar.. Pütür atınca yerden içeri giren ses ve tıkırtılarda azalacaktır. Ziftten daha dayanıklı olduğu için uzun yıllar koruma sağlar. ![]() Vergilendirme için net bir tarih duymadım ben. Ne zaman olur kimbilir? Ama orada ilginç bir durum var.. Markaların fabrika çıkış değerlerine göremi vergi alınacak, yoksa egsoz emisyonu veren yetkili servislerin cihazlarından çıkan değerlere göremi alınacak hiç birşey belli değil.. Ben Anadol' umun motoruna güveniyorum. Bor katkısından sonra çok daha temiz çalışmaya başladı. Hem de egsoz emisyonundan bir seferde geçti. Tavsiye ederim. Sonuçta bu değerler nasıl belirlenecek o çok önemli.. Belki aynı markanın aynı modeli için iki farklı vergi bile ödenebilir.. her sene vergi değişir.. vs.. vs..? Klasik araçlar için özel birşeyler yaparlar mı bilmem.. Bir zamanalr klasik araç yap, vergi ödeme diye birşey duymuştum, bizzat pendik trafik şubeye gidip sordum yok öyle birşey dediler? O sebeple çok net bilgi yok aslında. Edinmekte zor.. Devletin amacı eski değerleri korumak değil, eskileri bir an evvel hurdaya çıkarmak gibi geliyor bana.. bekleyip göreceğiz.. saygılar.. |
Merhaba, Anlayışınız için çok teşekkür ediyorum, ama bu sıralar hep geç oluyor, sıkılıyorum. Şu sıralar üzmüyor bizi, gerçi şu ana kadar hiç de üzmedi ama genelde şehir içinde, kısa mesafelerde kullanıyoruz. Açıkçası uzun yola çıkıp, herhangi bir terslik sonucu çoluk çocuk rezillik yaşama riskini alamıyorum, Önümüzdeki hafta sonu kısmet olursa şöyle bir Sapanca-Maşukiye yapayım diyorum, böylece çok uzun olmasa da 250-300km gibi bir uzun yol tecrübesi de yaşamış olurum. Pütür konusunda haklısınız, zaten polyester kaporta bir nevi davul etkisi yaratıp, en küçük sesi bile içeri kocaman yansıtıyor, fitillerin değişmesi sonucunda bile seste azalma oldu, kapılar daha tok kapanıyor ve arada boşluk olmadığı için de tıkırtılar gitti. Kendimi biraz toparlayabilirsem (madden), önce alt kısmını halledeceğim(250TL), sonra sıra jant kapaklarına(120TL), yan aynalarına(140TL) ve son olarak da far çerçevelerine(100TL) gelecek. Orijinal Akdeniz ön panjuru konusunda biraz kararsızım(200TL, teli ile birlikte, boyasız), hem görüntüsü çok hoşuma gitmiyor, hem de fiyatı yüksek. Bor katkısı konusunu biraz açarsanız sevinirim, bazı ürünlerin üzerinde 100.000km dayanır diyor, malumunuz fiyatı biraz yüksek olduğu için her yağ değişiminde koymak epey pahalı olacaktır. Siz hangi aralıkla tekrarlıyorsunuz? Bir de herhalde onu koyduğunuz zaman yağı ve filtreyi de değiştirmek gerekiyor, ben bunları daha 500km önce değiştirdim, nasıl yapmalıyım? Vergi ne olur bilemiyorum ben de, egzostta sıkıntı yok ama nasıl bir ölçüm yapacaklar merak ediyorum. Üretildiği yıllarda bu tür bir emisyon testi olduğunu sanmıyorum, klasik araç kategorisine bizim araçlarımızı sokmama ihtimalleri de yüksek. Eninde sonunda birşeyler hesaplayacaklar, biz de mecbur kabul edeceğiz, bu sebepten böyle kötü düşüncelere kapılmak istemiyorum, önümüzdeki ay 2011/2 banrolümü ödeyeyim, 25TL falan olsa gerek. Hurda deyince aklıma geldi, diğer bir aracımız olan 1974 VW 1303S aracımızı ayağa kaldıracağım bu sıralar. Birkaç yıldır kullanılmadığı için muayenesi yok, boyasında ufak tefek işler var, biraz elektrik işi, kırık bir far vs. Yarın umuyorum hem Anadol'un son halini, hem de VW nin güncel halini fotoğraflayıp ekleyeceğim. Sevgi ve saygılarımla, Can |
Sultanbeyli tarafına bit pazarı kuruluyor sana iyi malzeme çıkar.(sancaktepe oto pazarının yanı) ![]() |
Birde bu araç ve sahibi var.![]() < Resime gitmek için tıklayın > |
Selam wkwwlwig, Rica ederim lafımı olur.. Normal şartlarda anadol için 1000 km leblebi gibidir.. yani kütür kütür gider üzmeden. Ama, aması var işte, öncelikle seninkinden meksefe ve platin var. yedek taşıman lazım. her an sorun çıkarabilir. Eğer değiştidiysen sorun yok ama değiştirmediysen tüm benzin hortumlarını değiştirip, benzin pompasından önce ve sonraya ve karbüratöre girmeden önceye 3 adet olmak üzere benzin filtresi koymanda fayda var. Sonra, benzin depondan eminmisin? pas felan varmı? Bence vardır. Depoyu krom yaptırman lazım.. Sonra, pütür için 250 çok. 15 kutu gidiyor. 7-8 tl civarı olması lazım. 50 tl ye attıracak birini bulman yeterli. Diğer parçalarda pahalı geldi bana.. sana parçacı telefonu vereyim.. özelden yollarım.. Kayışdağında bir yerde. (Sancaktepe deki hurdalığıa gitmene gerek kalmaz ![]() Bor motor katkısı bir motor yağı katkısı değildir. Adı üstünde, motor katkısıdır. her 150 binde bir konur. Ben ilk koyduğumdan bu yana 100 bin bile yapmadım ama benim usta, (Yunus Usta) 2001 den beri kullandığını sorun olmadığını söyler hep.. yap değişimi akaibnde koyabilirsin.. sonra 3000 km kullanman gerekir ki motorun içine işlesin.. sonrasında yağ değiştirebilirsin.. yani zamanı geldiğinde dğeiştir yağı tabi.. kullandığın yağ ne olursa olsun, anadol için 3000, en fazla 5000 km de bir yağ değiştirmelisin. Uzun yol öncesi ön takmı yaptırmalısın. Rot çuya gidip kontrol ettir. Onlar bilir. liste verir sana. En ufak sorun dahi olsa tüm rot kollarını, tıkırtı burcu, fiber conta ne varsa hepsini değiştirmelisin. Yoksa yolda bırakabilir.. vergi layına gelince, hiç bir aracını muayneye sokmadın mı allaşkına? Muayne öncesi egsoz emisyon ölçüm istasyonları vardır. Onlara gidip ölçüm yaptırıp ölçüm kartı alman gerekir.. O zaman ortaya çıkar emisyon değerleri. 30-40 sene önce bu değerleri fabrika bile bilmiyordur eminim ki :) Sonuç olarak hep dediğim gibi, Anadol ilgi isteer.. ilgi verirsen sevi sever, mutlu eder.. narindir benim Anadolum, çok narin ![]() |
Merhabalar, Anadolumuzun kapı direklerini siyaha boyatıp, ön panjur ve direksiyon armalarını değiştirdikten sonra bir kaç resim eklemek hoş olur diye düşündüm, ilgilerinize. Sevgi ve saygılarımla, Can < Resime gitmek için tıklayın > |
Diğer fotoğrafları almadı, onları da şimdi ekliyorum. < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > |
Ya ihtiyar, kelimi çıkartmışsın ortaya, delikanlıyı bozdun!! ![]() Ama Allahtan kafam vücudumdan büyük değil, ona da şükür. |
Şimdi daha güzel görüntü ama kelebek camıyla açılan cam kısmı arasında olan nikelajda siyah olsa daha güzel durmazmı?? |
Motorda silecek cam su deposu ve motoru, elektronik distribitör, ateşleme bobini, su devirdayım pompası, bujileri dışındaki herşeyi orjinaldir..
bunlarıda değiştirmek zorunda kaldım çünkü distribitör hariç diğerleri bozuldu ve değiştirmek zorunda kaldım..
Aküsü bile orjinal boyutundadır.. dikdörtgen aküdür ve kolay bulunmaz.. bujileri 3 tırnak buji dir.. elektronik ateşlemeye geçtikten sonra tek tırnak buji yetmemeye başlayınca 3 tırnak buji kullandım düzeldi
< Resime gitmek için tıklayın >
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Killer Loop -- 24 Mayıs 2011; 15:28:16 >
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle