Dün Türkçe hutbeye de karşı çıkan senin gibi insanlar bugün Arapça hutbeye dönmek istiyor musunuz ? |
Bİ bitmediniz gitti. Döndür dolaştır aynı konular. Kimsenin Ezan Türkçe olsun diye bir isteği talebi yok. Neden ısıtıp ısıtıp aynı şeyleri buraya getirmeye çalışıyorsanız. ... |
Bİ bitmediniz gitti. Döndür dolaştır aynı konular. Kimsenin Ezan Türkçe olsun diye bir isteği talebi yok. Neden ısıtıp ısıtıp aynı şeyleri buraya getirmeye çalışıyorsanız. Çok mu derdinize İslam veya din ? Ezan Türkçe olsa namaza mı başlayacaksınız ! Yooo ama işte laf olsun torba dolsun derdindesiniz... |
Türkçe ezan ve Türkçe hutbe okutulmaya başlandığı zaman Bursa'da bazı çevreler ezanın tekrar Arapça okutulması için Bursada karışıklık ve olaylar çıkartmışl... |
Türkçe ezan ve Türkçe hutbe okutulmaya başlandığı zaman Bursa'da bazı çevreler ezanın tekrar Arapça okutulması için Bursada karışıklık ve olaylar çıkartmışlardı.Bu durum hükümete bildirilmiş ve hükümette bunu Atatürk'e bildirmişti.Atatürk yaşanılanları öğrenince mevcut durumun iç yüzünü hemen kavramış ve 'Bu bir din meselesi değil,dil meselesidir' demiştir.Günümüze kadar gelen tartışmanın temel noktası da budur.Her ne kadar dinci çevreler ve Araplaşan tipler bu meseleyi 'dil' çerçevesinden çıkartıp dini bir mesele haline getirmeye çalışsalarda tartışmanın temel nedeni 'din' değil 'dil'dir. Belirttiğiniz gibi Türkçe ezan ile Türkçe hutbe okutulması Cumhuriyet rejimi ile resmiyet kazanmıştı ancak bunlardan sadece Türkçe hutbe günümüze kadar gelebilmiştir.Bugün Türkçe hutbenin okutulmasının üstünden 90 küsur yıl geçmiş bulunuyor ve insanlar Türkçe hutbeye alıştıkları için kimse Arapça hutbenin geri gelmesini istemiyor.Eğer ezanın 1950'de tekrar Arapça okunabilmesinin önü açılmamış olsaydı ve günümüze kadar Türkçe ezan okunmaya devam etseydi eminim bugün radikal birkaç çevre dışında kimse ezanın tekrar Arapça okutulmasını istemeyecekti zira insanların kulakları Türkçe ezana alışmış olacaklardı. Ayrıca bugün Türkçe ezan okutulmasının önünde hiçbir kanuni engel yoktur.En azından benim bildiğim bu.Aksi bir durum varsa bilen birisi konuyu aydınlatırsa sevinirim.Yani bugün bir imam görevli olduğu camide ezanı Türkçe okutursa kendisine kanunen hiçbir yaptırım uygulanamaz.Ayrıca kendisine tepki gösteren olursa devlet ve kanunlar imamın yanında yer almak zorundadır zira imam kanun dışı bir iş yapmamıştır.Zaten söylediğim gibi 1950'de yapılan düzenleme sadece ezanın Türkçeden başka Arapça ile de okunabileceği yönünde verilen izin şeklindedir. |
Bİ bitmediniz gitti. Döndür dolaştır aynı konular. Kimsenin Ezan Türkçe olsun diye bir isteği talebi yok. Neden ısıtıp ısıtıp aynı şeyleri buraya getirmeye çalışıyorsanız. Çok mu derdinize İslam veya din ? Ezan Türkçe olsa namaza mı başlayacaksınız ! Yooo ama işte laf olsun torba dolsun derdindesiniz... |
Dün Türkçe hutbeye de karşı çıkan senin gibi insanlar bugün Arapça hutbeye dönmek istiyor musunuz ? |
Türkçe ezan ve Türkçe hutbe okutulmaya başlandığı zaman Bursa'da bazı çevreler ezanın tekrar Arapça okutulması için Bursada karışıklık ve olaylar çıkartmışlardı.Bu durum hükümete bildirilmiş ve hükümette bunu Atatürk'e bildirmişti.Atatürk yaşanılanları öğrenince mevcut durumun iç yüzünü hemen kavramış ve 'Bu bir din meselesi değil,dil meselesidir' demiştir.Günümüze kadar gelen tartışmanın temel noktası da budur.Her ne kadar dinci çevreler ve Araplaşan tipler bu meseleyi 'dil' çerçevesinden çıkartıp dini bir mesele haline getirmeye çalışsalarda tartışmanın temel nedeni 'din' değil 'dil'dir. Belirttiğiniz gibi Türkçe ezan ile Türkçe hutbe okutulması Cumhuriyet rejimi ile resmiyet kazanmıştı ancak bunlardan sadece Türkçe hutbe günümüze kadar gelebilmiştir.Bugün Türkçe hutbenin okutulmasının üstünden 90 küsur yıl geçmiş bulunuyor ve insanlar Türkçe hutbeye alıştıkları için kimse Arapça hutbenin geri gelmesini istemiyor.Eğer ezanın 1950'de tekrar Arapça okunabilmesinin önü açılmamış olsaydı ve günümüze kadar Türkçe ezan okunmaya devam etseydi eminim bugün radikal birkaç çevre dışında kimse ezanın tekrar Arapça okutulmasını istemeyecekti zira insanların kulakları Türkçe ezana alışmış olacaklardı. Ayrıca bugün Türkçe ezan okutulmasının önünde hiçbir kanuni engel yoktur.En azından benim bildiğim bu.Aksi bir durum varsa bilen birisi konuyu aydınlatırsa sevinirim.Yani bugün bir imam görevli olduğu camide ezanı Türkçe okutursa kendisine kanunen hiçbir yaptırım uygulanamaz.Ayrıca kendisine tepki gösteren olursa devlet ve kanunlar imamın yanında yer almak zorundadır zira imam kanun dışı bir iş yapmamıştır.Zaten söylediğim gibi 1950'de yapılan düzenleme sadece ezanın Türkçeden başka Arapça ile de okunabileceği yönünde verilen izin şeklindedir. |
Keşke hiç okunmasa. Teknoloji çağında gereksiz. |
bu da ayrı bir zeka...atatürk evinde ayrıca okutuyordu |
Sanmam. Atatürk yüksek ihtimalle müslüman değildi. Hem okutuyorduysa da okutuyordu bundan bana ne? |
Yaw Türkçe diyenler şunu anlamıyorum dil her zaman Türkçe idi alfabesi Arapça harfler vardı , ayrıca ne dir bu Atatürk en büyük müslüman yapma sevdası , kendisin bir zat ifadeleri ile müslüman olmadığıni gösteren deliller var Sizin konuştuğunuz dil şuan erozyon da dil kökenini in bakalım Günlük hayatta kaç kelime Türkçe konuşuyorsun |
Arapların dilini ve kültürünü araplardan daha çok seviyorlar, şu konuya bile hemen damladı arap aşıkları yukarıda bir tanesi aklı sıra türkçeye laf atmış, eğer islam ilk olarak türklere gelmiş olsa ve ezanın orijinali türkçe olsa bir tane arap devleti türkçe ezan okumazdı, hepsi tüm içerikleri Arapça yapar bizim dili gram sallamazdı |
Boş muhabbetler 2023 gibi insanlığın uzay çağına geçtiği bir devirde bu muhabbetlerin yapıldığı bir ülkede yaşadığım için hayatımdan tiksiniyorum. |
< Resime gitmek için tıklayın > Çok takılıyorsunuz bu konulara arkadaşlar.Yabancılar biz Araptan farksız görüyor nasıl ki sen Ukraynalıları Ruslardan farksız görüyorsan. Ayrıca Türkçe dediğin dil bugün bile Arapça-Farsça mix bir dildir.Yabancıların kulağına da Arapçaya Farsçaya hatta Urducaya benzer bir dil olarak gelir.Gidip de bir Avrupa diline benzemez.Ortadoğu dilleri gibi algılarlar.Şimdi gelir bir Ural Altaycı da neyse.Çok kasmamak lazım özellikle şuan ki toplumla yönetimle zaten ortadoğulunun en hasıyız. |
"Hutbede dünyalık meseleler konuşulmaz" fetvasından dolayı, namaz içi ibadet gibi yapılıyordu. "Arapça okunuyordu" derken bugünkü gibi gündelik konular Arapça konuşulmuyordu. Siyaset, gündem vs hiç konuşulmuyordu yani hutbelerde. Zikir, salavat, ayetler vs okunuyordu. Konuya bakınca sanki gündelik konular Arapça konuşuluyormuş gibi anlaşılıyor. Böyle bi şey yoktu. |
Türkçe ezan istiyoruz. Diyanet her din ve mezhebe açık olmalı. |
O boş olan sözcüklerin hepsinin Öz Türkçe karşılığı var.Yeter'ki kullanılsın,Bugün kullanılmaz,bundan 30 yıl sonra kullanılır.Bunu yapacak siyasi erk yönetime geçsin,Öz Türkçe yaygınlaşır. |
Hutbe Türkçe olmazsa siyasi propaganda nasıl yapacaklar? 20 sene dini bambaşka boyutta kullandılar ve kullanıyorlar. Bunu yaparak zengin olmaması gerekenler fakirken zengin oldu, yeni nesiller dinsiz oldu ![]() |
Cumhuriyet oncesi gazetelerde yazılan makalelere Turkçe oranı yuzde 25 iken Cumhuriyet sonrası 1970 yıllarında bu oranın yuzde 70e çıktığı görülmüş. Cumhuriyet Türkçenin kullanımını özendirmiştir. Emin ol o oranlar devam etseydi bu dil çok yasamazdı. |
Gençliğe Söylev, 1927de yazılmış. Yani Harf Devriminden önce. Hatalı bir örnek verip karşı tezi çürütmeye çalışmak yanlış bir yaklaşımdır. Sanayi devrimi ilk çıkışı ile bugünü karşılaştırırsanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Dil süreç boyunca gelişime açıktır. Kullanılırsa gelişir. Cumhuriyetin ilk yıllarında yalın Türkçeyi en güzel kullanan yazarlara öncelik verilmeye çalışılmıştır. Şimdi ise her alanda Arap oğullarının sömürüsüne açık duruma getirildik. İşgalcilerin hedefi Türkiye Cumhuriyeti, Türk ulusu ve Türk dildir. Takıntı dediğiniz şeyi kulak arkası ettiğimiz için bugün Lübnanlaştık. |
türban ezan bayrak kavga rüşvet kokoin akp aramaları arttığında dolar tl hızlıca yükseliyor.. |
Bu bilgiler ve 1911 ile 1922 yıllarında Türkçe hutbe okunduğu ve 1928 yılında ikinci baskısı yapılan Diyanet İşleri Reisliği’nin hazırladığı “Türkçe Hutbe” isimli kitap göz önüne alınacak olursa bazı kaynaklarda ve özellikle de internette yer aldığı şekliyle “ilk Türkçe hutbenin 5 Şubat 1932’de Süleymaniye Camii’nde okunduğu” bilgisi tam olarak doğru olmamakta. Fakat gazete haberinden de anlaşılacağı gibi bu hutbenin, geçmişteki uygulamaların aksine “Ayet” ,“Hadis-i Şerifler”, “Allah’ı medh ü sena”, “Peygamber’e salat ü selam” ve “Duaları”nın da yani Rıfat Börekçi’nin ifadesiyle “hutbelerin “Zikrullah”, salat ü selam gibi, erkanı müştemil olan ve lisan-ı dini olan Arabi ile eda edilen erkan-ı hutbe” kısmının da bütün olarak Türkçe okunmuş olması açısından ilk olduğunu söylemek mümkün.
Cumhuriyet olmasaydı Ezanı ve Kuranı anlamadığınız gibi hutbeleride anlamadan dinleyeceksiniz. Ama ne güzel sesi var ezgisi var diye anlamadığınız sözleri burada savunacaktiniz...
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 16 Eylül 2023; 13:34:49 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >