Şans verilir. |
Amazon, Jonathan Nolan-Lisa Joy çiftinin yapımcılığını üstlendiği The Peripheral adlı dizinin ilk sezonunu onayladığını açıkladı. William Gibson’ın aynı adlı romanından uyarlanacak dizi, Warner Bros. TV çatısı altında Amazon için çekilecek. |
Chloë Grace Moretz başrolde. < Resime gitmek için tıklayın > |
21 Ekim'de geliyor. Nolan ve eşi yapımcıymış sadece ya. Wiki'den gördüğüm kadarıyla Scott B. Smith dizinin asıl kafası. Videoyu izlemek için tıklayınız |
Sağlam geliyor |
İlk iki bölümü yayınlandı. Kalan bölümler cuma günleri gelecek. Beklenti tavan, bakalım. William Gibson nedense Türk yayıncılar tarafından göz ardı ediliyor ancak siberpunk tabirini bulan adam bu. |
İzleyen var mı?Yorumlar? |
8.5 puan var, attım sepete. |
Bunu hatırlattığın iyi oldu. Matrix 4 çıkınca gözüme çarpmıştı sonra unutup gitmiştim. |
Dizi çok iyi başladı bence, izleyin vakit harcamaya değer. 10/8.8 |
Henüz izlemedim diziyi. Yukarıda Johnny Mnemonic örneğini verdim çünkü o film de aynı yazarın kısa öyküsünden uyarlama. Bu arada daha ilginç bişi daha söyliim, hepimizin bildiği Matrix de yine aynı yazarın "Neuromancer" isimli romanından ilham alınarak yazılmış bir senaryodur. Yani bu yazar (Gibson) çok önemli bi yazar. "Siberalem" kelimesinin babası. Ayrıca "matrix" kelimesini 1984 yılında basılan kitabında şu şekilde açıklamış:
Keanu Reeves "bilmeden" bile olsa adamın iki farklı uyarlamasında rol almış denebilir. Mnemonic, 95 yılına ait bir film olduğu için yeni nesiller pek bilmez. Eskiler için kült film statüsündedir. Önemli filmdir. Eğlencelidir de. İleride Matrix'e evrilecek olan konseptlerin o filmde az buçuk başlangıçlarını görmeniz mümkün. Diziye gelirsek, Grace Moretz taş gibi bir hatun, orasına bi lafım yok. Ama iyi bir oyuncu olup olmadığı tartışmalı. Bi de uyarlamanın kaliteli yapılmamış olması halinde ikinci bir rings of power fiyaskosu daha yaşayabiliriz. Hazırlıklı olmak lazım. |
Başlık hatalı bu arada. Ben sevdim ilk iki bölümü. |
Dün akşam Johnny Mnemonic filmini izledim. Sapasağlam cyberpunk filmi yapmış adamlar o tarihte. Şaşkın kaldım. Şu sanal gerçeklik sahnesine baksanıza. https://www.youtube.com/watch?v=UzRjtvMQds4 Ha filmin gelecek öngörüsü genel anlamda bir hayli zayıf. 2021 yılında geçiyor film ve elbette ki bugün için gülünç geliyor ama çok değil on on iki sene önce bile teknolojinin bugünkü evrimini öngörmek mümkün değilken adamların nokta atışı tespitler yapmasını beklemek doğru değil. Dizinin ilk iki bölümünü de bugün izleyeceğim aksilik çıkmazsa. |
Hocam ben çocukken izlediğimde bana muazzam gelmişti. Türkiye'ye internetin yeni yeni girdiği ve dial up olarak internete bağlanılan dönemlerdi. İnternete bağlanmak için telefon numarası çevirirdiniz :) Öyle herkesin evinde bilgisayar filan da yoktu, sadece kaymak kesimde vardı bilgisayar ve eski tip oyun konsolları (Amiga, Atari vs.). Ne günlerdi be. Keanu abiyi o zamandan sevmiştik. Bu arada filmdeki başrol hatun Dina Meyer çok güzel bi hatundu. O güzellikle çok daha başarılı olması lazımdı holivudda, bence harcadılar kadını. Şimdi baktım hala yaşına göre çok güzel valla. Ah ulan gençlik. |
Kadın güzeldi sahi. Hele o siberpunk makyajını silince lokum gibi hatun çıktı altından. O dönemleri pek yaşamadım. Daha doğrusu 2004 gibi internetle tanıştığım için hiç yaşamadım. Herhalde doksanlarda izleyen birisi için bayağı fantastik bir deneyimdir bu film. Şu an için yüzde bir tebessümle keyifli vakit geçirtiyor. Diziyi akşama bıraktım. William Gibson romanları çevrilmiyor kafayı yiyeceğim. İthaki çer çöp çevireceğine şu adamın külliyatına el atsa ya. The Peripheral da yazarın en iyi romanı olarak gösteriliyor. Ustalık eseri diyorlar genel olarak. |
Ulan Göz çıkarma sahnesi neydi öyle. Elim ayağıma dolandı yerimden fırladım. Kalp atışlarım hızlandı kanım çekildi. Dizi bazı yönlerden bana fazla "ergen kafası" geldi bilmiyorum siz ne düşünüyorsunuz. Daha karanlık ve ciddi bir ton beklerken hayal kırıklığına uğradım. Dram kastıkları sahneler olsun, başroldeki kızın çalıştığı yerdeki arkadaşı olsun, sakat eleman olsun fazla çiğ yazılmış bence. İkinci bölümün ortalarına doğru koptum biraz ama elde avuçta fazlaca bu düzeyde bilimkurgu olmadığı için izleyeceğiz. Yalnız Joy ve Nolan ikilisi yaratıcı yapımcı değilmiş, yani dizi onların değilmiş. Yardımcı yapımcı gibi bir şeyler. Bir de dizi bana Assassin's Creed'i hatırlattı gelecekten geçmişe etkileşim kurmak falan. |
Sadece Moretz hatırına ilk bölümü izledim. Ulan Moretz kızı sen ne biçim bişeysin ya. Dizi, "normal olarak" (yazarından mütevellit), Matrix ayarında bir konuyu işliyor. Fakat ilk bölümde bilinç Matrix'deki gibi bir bilgisayarın içine mi gidiyor (sanal alem) yoksa dünyanın başka bir yerindeki sentetik bir insanın içine mi giriyorsun, orasını soru işareti şeklinde bırakmışlar. Moretz olmasa izlemem. Daha fazla moretz göstersinler. Moretz'in'de daha fazlasını göstersinler Dizinin "gelecek" tasviri biraz fazla ucuz malesef. Bütçe sınırlı tabi. Sırıtan çok yer var. Matrix'in ucuz bir dizi versiyonu gibi düşünülebilir. |
Nolanlar sırf PR için afişlerde falan yazıyor bence. Röportajları bile onlarla yapıyorlar. Senaryoya katkıları yok sanırım. |
Westworld'un yaratıcıları Jonatha Nolan ve lLisa Joy, William Gibson'un romanı The Peripheral'i TV'ye uyarlayacak. Kitap yakın bir geleceğin Amerika'sında farklı bir boyut keşfeden bir kadını anlatıyor.
< Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
< Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >