Deep Purple (derin mor) müzik grubunun meşhur eseri "Smoke on the water" 'ı hemen herkes duymuştur. Eğer duymadıysanız malum video sitesinden mutlaka aratınız ve dinleyiniz.
İngilizce öğrenen arkadaşlardan mutlaka şarkının sözlerinin Türkçe çevirisini arayan çıkacaktır. İnternette birkaç çeviri var ama hoşuma gitmedi. Buyurun açıklamalı çeviriye:
Copyleft ile lisanslıdır, KAYNAK GÖSTERMEK ŞARTIYLA alıntı yapmak serbesttir.
We all came out to Montreux / Hep beraber (İsviçre'nin) Montrö şehrine geldik, On the Lake Geneva shoreline / Cenova Gölü'nün kıyısına, To make records with a mobile, yeah / Mobil'de (mobil stüdyo'da) kayıt almayaaa, yeaaa We didn't have much time now/ Pek vaktimiz de yoktu.
Frank Zappa and the Mothers / (Şarkıcı) Frank Zappa ve Mothers (müzik grubuyla beraber) Were at the best place around / Etraftaki en kıyak mekandaydık But some stupid with a flare gun / Amma ve lakin aptalın teki (elindeki) işaret fişeğiyle (fişeği binanın içinde ateşleyip yangın çıkararak) Burned the place to the ground / Yaktı, yıktı mekanı
Smoke on the water, a fire in the sky / Suyun (gölün) üstünde duman, gökyüzünde bir ateş/yangın Smoke on the water, a fire in the sky / Suyun (gölün) üstünde duman, gökyüzünde bir ateş/yangın
They burned down the g*mbl*ng house / Gazinoyu yakıp kül ettiler It died with an awful sound / Korkunç bir sesle yerle bir oldu bina Funky Claude was running in and out / Matrak Claude (organizatör Claude Nobs) bir içeri bir dışarı koşup duruyordu He was pulling kids out the ground now / (dumandan fenalaşan ve yere yığılan) çocukları/gençleri (bir bir) sürüye sürüye çekip çıkarıyordu
When it all was over / (Nihayet) her şey bitince Find another place / Başka bir mekan bulduk Swiss time was running out / İşviçre'deki vaktimiz de azalıyordu It seemed that we would lose the race / Görünüşe göre (zamana karşı) yarışı kaybedecektik
Smoke on the water, a fire in the sky / Suyun (gölün) üstünde duman, gökyüzünde bir ateş/yangın Smoke on the water, a fire in the sky / Suyun (gölün) üstünde duman, gökyüzünde bir ateş/yangın Burn it down / Yakıp kül ettiler mekanı
We ended up at the Grand Hotel / (Dönüp dolaştık ve) Sonunda Büyük Otel'e geldik It was empty, cold and bare / Bomboş, buz gibi ve hiçbir numarası olmayan/cascavlak (bir oteldi) The Rolling truck Stones thing just outside / Rolling Stones ("yuvarlanan taşlar" müzik grubunun "yuvarlanan") kamyon zımbırtısı hemen dışarıdaydı Huh, making our music there now / Heyhat, müziğimizi orada (o kamyon zımbırtısında) icra edecektik
With a few red lights and a few old beds / Birkaç kırmızı lamba ve birkaç eski yatak ile, We made a place to sweat / Kendimize (şıpır şıpır) terleyecek (hamam gibi) bir yer yapmıştık (işte) No matter what we get out of this / Bu (hikayeden) ne anladık bilmem ama I know, I know we'll never forget / Eminim, (hem de çok) eminim ki bu (hikayeyi) hiç unutmayacağız.
Smoke on the water, a fire in the sky / Suyun (gölün) üstünde duman, gökyüzünde bir ateş/yangın Smoke on the water, a fire in the sky / Suyun (gölün) üstünde duman, gökyüzünde bir ateş/yangın
I can't hear anything / Hiçbir şey duymuyorum (lan) one more time / bir kez daha
Smoke on the water, hey! / Suyun (gölün) üstünde duman, hey!
Edit: Çeviri düzeltildi
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi arda4 -- 2 Şubat 2023; 14:39:3 >
İngilizce öğrenen arkadaşlardan mutlaka şarkının sözlerinin Türkçe çevirisini arayan çıkacaktır. İnternette birkaç çeviri var ama hoşuma gitmedi. Buyurun açıklamalı çeviriye:
Copyleft ile lisanslıdır, KAYNAK GÖSTERMEK ŞARTIYLA alıntı yapmak serbesttir.
We all came out to Montreux / Hep beraber (İsviçre'nin) Montrö şehrine geldik,
On the Lake Geneva shoreline / Cenova Gölü'nün kıyısına,
To make records with a mobile, yeah / Mobil'de (mobil stüdyo'da) kayıt almayaaa, yeaaa
We didn't have much time now/ Pek vaktimiz de yoktu.
Frank Zappa and the Mothers / (Şarkıcı) Frank Zappa ve Mothers (müzik grubuyla beraber)
Were at the best place around / Etraftaki en kıyak mekandaydık
But some stupid with a flare gun / Amma ve lakin aptalın teki (elindeki) işaret fişeğiyle (fişeği binanın içinde ateşleyip yangın çıkararak)
Burned the place to the ground / Yaktı, yıktı mekanı
Smoke on the water, a fire in the sky / Suyun (gölün) üstünde duman, gökyüzünde bir ateş/yangın
Smoke on the water, a fire in the sky / Suyun (gölün) üstünde duman, gökyüzünde bir ateş/yangın
They burned down the g*mbl*ng house / Gazinoyu yakıp kül ettiler
It died with an awful sound / Korkunç bir sesle yerle bir oldu bina
Funky Claude was running in and out / Matrak Claude (organizatör Claude Nobs) bir içeri bir dışarı koşup duruyordu
He was pulling kids out the ground now / (dumandan fenalaşan ve yere yığılan) çocukları/gençleri (bir bir) sürüye sürüye çekip çıkarıyordu
When it all was over / (Nihayet) her şey bitince
Find another place / Başka bir mekan bulduk
Swiss time was running out / İşviçre'deki vaktimiz de azalıyordu
It seemed that we would lose the race / Görünüşe göre (zamana karşı) yarışı kaybedecektik
Smoke on the water, a fire in the sky / Suyun (gölün) üstünde duman, gökyüzünde bir ateş/yangın
Smoke on the water, a fire in the sky / Suyun (gölün) üstünde duman, gökyüzünde bir ateş/yangın
Burn it down / Yakıp kül ettiler mekanı
We ended up at the Grand Hotel / (Dönüp dolaştık ve) Sonunda Büyük Otel'e geldik
It was empty, cold and bare / Bomboş, buz gibi ve hiçbir numarası olmayan/cascavlak (bir oteldi)
The Rolling truck Stones thing just outside / Rolling Stones ("yuvarlanan taşlar" müzik grubunun "yuvarlanan") kamyon zımbırtısı hemen dışarıdaydı
Huh, making our music there now / Heyhat, müziğimizi orada (o kamyon zımbırtısında) icra edecektik
With a few red lights and a few old beds / Birkaç kırmızı lamba ve birkaç eski yatak ile,
We made a place to sweat / Kendimize (şıpır şıpır) terleyecek (hamam gibi) bir yer yapmıştık (işte)
No matter what we get out of this / Bu (hikayeden) ne anladık bilmem ama
I know, I know we'll never forget / Eminim, (hem de çok) eminim ki bu (hikayeyi) hiç unutmayacağız.
Smoke on the water, a fire in the sky / Suyun (gölün) üstünde duman, gökyüzünde bir ateş/yangın
Smoke on the water, a fire in the sky / Suyun (gölün) üstünde duman, gökyüzünde bir ateş/yangın
I can't hear anything / Hiçbir şey duymuyorum (lan)
one more time / bir kez daha
Smoke on the water, hey! / Suyun (gölün) üstünde duman, hey!
Edit: Çeviri düzeltildi
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi arda4 -- 2 Şubat 2023; 14:39:3 >