F

Er
21 Mayıs 2020
Tarihinde Katıldı
Takip Ettikleri
1 üye
Görüntülenme (?)
26 (Bu ay: 0)
Gönderiler Hakkında
F
4 yıl
Her Türlü Kutuplaşmadan Uzak Bir Düzen.. Neden Olmasın?
( umuyorum ki“merhaba, veganım” ses tonu ile okumazsınız)

Ben bir ateistim. Ailem inançlı birer müslüman. Homoseksüel değilim, baya baya Heteroseksüel alelade bir bireyim. Kadın değilim ama sağlam bir feministim. Herhangi bir partiyi desteklemiyorum, partilere gönül verenlere saygı duyuyorum; kim hangi partiye niye oy veriyor sebeplerini dinliyorum ve “her birini” kendi içinde makul buluyorum.
Kürt değilim. Bir Türk’üm ama sırf sorulduğunda söylerim bunu da. Bir millete mensup olmanın verdiği özgüven ve sahiplenme duygusunu kendi adıma gereksiz bulurum ve buna yine “her millet” dahildir.

Bir çalışanım. Benden yukarıda bulunan 6 amirimden 5’i kadın. Bu durum benim için ne iyi ne de kötü. Erkek olan amirimle olan muhabbetimin aynısını kadın amirlerimle de yapıyorum.

Ankara’nın nispeten geri kalmış bir mahallesinde yaşıyorum. Mahallemden tanıdığım insanlar içinde en yüksel tahsile sahip olanı lise mezunu; birçok yüksek lisans mezunundan daha çok keyif aldığım muhabbetleri yapıyorlar. Bazıları akp’ye oy veriyor bazıları mhp’ye, bir iki de iyi partiliye denk geldim. Verdikleri oy değil ama benim inanç durumumu bilmelerine rağmen her muharrem ayının 10’unda aşure getirmeleri gözümde daha kıymetli gelir. (Tek yaşadığımdan olacak ki, sanırsam “bu şimdi yapamaz” diye en tepeleme olanlar bana gelir :) )

Bir Karadenizliyim. Diğer bölgelerle ilgili tek sorunum Kahramanmaraş’ın kendisini Akdenizli sayması. Aynı şeyi amasya ve karadeniz için de düşünüyorum. Ben kendime egeli demiyorum mesela. Onun haricinde herhangi bir problemim yok. (Maraşlılarla Amasyalılar arada kaynadı valla kusura bakmasınlar)

Din adamları ve aldıkları maaşlarla ilgili hiç kafamı yormuyorum ama devletin gereksiz harcama yaptığnı düşündüğüm de o para ile neler yapılabilirdi diye acıyorum.

Fanatik değil sağduyulu insanları seviyorum. Bilmediği konuda biri ahkam kesse bile en azından sonuna “benim bildiğim bu” diye eklemesini seviyorum.

Evimin olduğu cadde başında duran çardakta sabah akşam dedikodu çeviren teyzelerin varlığının yarattığı alışmışlık hissini seviyorum.

Şimdiye kadar katılma şansım olmamış olsa da onur yürüşü görüntülerini izleyip insanların yüzlerindeki mutluluğu görmeyi seviyorum.

Holiganlığa varmayan futbol kültürünü seviyorum. tuttuğu takımın her şeyini bilen insanların konuşmasındaki tatlı heyecanı duymayı seviyorum.

Bir tanıdığımın götürüp tanıştırdığı erzurumlu cağ kebapçısı abinin sohbetini seviyorum.

Çok kültürlü olmayı seviyorum. Benim bilmediğim ama bu coğrafyalarda konuşulan bir dilin(Kürtçe, Arapça, Farsça ..) yanımda çekinilmeden konuşmasını seviyorum.

Kendisinin cebine ekstra beş kuruş para girmediği ve otobüsteki diğer insanlardan laf işiteceğini bildiği halde kış günü üşümeyelim diye durakta duran otobüs şoförünü seviyorum.

...

Velhasıl kelam... Bu ülkede olup sonu güzellikle biten her şeyi seviyorum.

Gidip ne ulusalcıya “niye başörtüsüne karşısın/ karşıydınız ha” diye hesap soracak vaktim var ne de gidip muhafazakara “ne diye inatla bu partiye oy veriyorsunuz ha” diye soracak halim.

60-70, bilemedin 80 yıllık bir ömür...

Sonrasında ahiret var diye inanırsın yok diye inanırsın sana kalmış ama hepimiz de doğum şansı bu ülkeye geldik. Bu ülke evimiz. Ne ingilizce konuşup kendimi rahat hissederim ne de amerikada bir banliyöde... (amerikada banliyö bi cazip geldi hani )

Öyle veya böyle.. şu veya bu şekilde hep birlikte yaşıyoruz. Birlikte yaşayacağımız gün sayısı da kısıtlı. Bu kısıtlı zamanı diyorum ki mutlu mesut mu geçirsek hep birlikte.

İnandığın görüş, din, kurallar veya savunduğun fikirler belki savunmadıklarını tasvip etmiyor olabilir ama sanmıyorum ki biri de çıkıp açık açık öldür veya dışla desin.

Son olarak rica ediyorum: Ne radikal ateistler ne de radikal inançlılar veya diğer radikal x’ler... rica ediyorum... ortamı germeyin.
F
4 yıl
En Kolay İş : Yazılım Öğrenmek
Şimdi önden gelip bilmişlik taslamayacağım. Sadece içimden geçen bir şeyi paylaşmak istedim.

Bu başlığı açmamdaki esas sebep aslında şuradan geliyor: Bir arkadaşımla olan muhabbetimizde bölümünün iş bulmak için uygun olmadığını, benim şanslı olduğumu (bölümümün işini yapmıyorum halbuki) ve Kpss den başka şansının olmadığını söyledi. Ben de ona uzunun kısasından “otur yazılım öğren” dedim.

Bunu da aslında alıp buraya taşımak istedim.

Yazılım, üzerine uzmanlaşmak için herhangi bir ön koşulu bulunmayan yegane alanlardan biri. Yüksek yüksek tepelere algoritma yazıcam demedikten sonra matematik dehası olmana falan da gerek yok. Ne fizik bilmeni bekliyorlar ne de geometri... Bu alanda uzmanlaşmak için tek koşul: oturup çalışmak.

Düzenli çalışma ile iki yılda “ünvan” olarak kazanılabilecek şeylerin listesi:
- Oyun tasarımcısı
- Arayüz Tasarımcısı
- Front-End Tasarımcısı (bu alandaki freelance işlerin haddi hesabı yok)
- Back-End Tasarımcısı
- Gömülü Sistem Tasarımcısı
- Makine/ Derin öğrenme Algoritma Geliştiricisi
- Görüntü İşleme Algoritma Geliştiricisi
- Doğal Dil İşleme Tasarımcısı

Ve daha benin aklıma gelmeyen onca şey...

Öğrenmesi kolay olup; en hızlı şekilde bilene para kazandıran yöntem (benim gördüğüm kadarı ile)

Başka bir arkadaşımdan örnek : Kendisi bir RF Tasarımcısı idi. Zamanla Türkiye’de yazılım geliştirme alanında daha çok maaşların olduğunu görünce hiç bilmediği yazılıma dalıp bir yılda yazılım mühendisliği ünvanını aldı.

Tanımasam da bildiğim bir kişi: Google’ın Veri Analizi alanında sayılı (10 dan fazla değil diye biliyorum )Türkiye temsilcilerinden biri “ingiliz dil edebiyat” mezunu. Hali hazırda bir firması var.

Ek olarak : şu ekonomi halinde bile 2.5-3 bin liralık bir bilgisayarla bile harici hiçbir sermaye gerektirmeden onca katma değerli şey yapılabilir. Gerisi kendini pazarlama... Olmaz deme. Sen yap olsun güzel kardeşim.
F
4 yıl
RTOS’larla ilgili yardım çağrısı vol.1
Merhaba,

Bir süredir yazılımla ilgilenen biriyim. C++ alanında kendimi ilerlettim, syntax okuyacak kadar Python öğrendim, data structures & design patterns derken artık yavaştan bir alan seçmeye geldi.

Birçok seçenek var haliyle. UI/UX tasarımı, ML ve DL , Image Processing , GPU programlama vs. vs. tonla konu. Ben de biraz şimdiye kadarki yatkınlığım gereği gömülü sistemler tarafında mı kalsam diye düşündüm. Burada da gerçek zamanlı işletim sistemleri bilgisi üzerine bir açık olduğunu farkedince biraz da bakıp bu alana yönelebilirim gibi geldi ama tabi daha dış perdesinden bakan biri olarak aklımda çeşitli sorular var. Bunları da sizlere sormak istedim. Bilenler yardımcı olabilirlerse çok sevinirim. Direkt madde madde sorulara geçeyim:

1. Birçok alternatif var; FreeRTOS, VxWorks, Integrity... Sektör genellikle direkt olarak kendi basit işletim sistemini kurmak üzere anladığım kadarı ile ama bu işe yeni başlayacak biri için hangisini kullanmak daha mantıklı olacaktır?

2. Gömülü sistem üzerine kurulmuş bir RTOS da python dilinde yazılmış bir process çağırabilinir mi? Bunu sorma nedenim esasen şu: ilerde ML alanına kayacak olsam bunu C++ yerine Python da yaparım diye düşünüyorum. Örnek olarak görüntü işleyen bir sistemim var ve ortam şartlarına göre parametrelerimi tune etmek istiyorum ama bunu kendi yazdığım bir algoritmayla değil de kurduğum bir neural ağ ile yapmanın daha sağlıklı olacağına inanıyorum.

3. Mevcut dolar kuru düşünülürse hangi development kartını önerirsiniz. STM32 kartı düşünüyorum ama tonla çeşit olduğu için emin olamadım sadece.

4. Genel bir soru aslında... Bu alanda ilerleyen insanların “keşke başlarken şunları bilseydim” dediği şeyler varsa da çok makbule geçecektir.
DH Mobil uygulaması ile devam edin. Mobil tarayıcınız ile mümkün olanların yanı sıra, birçok yeni ve faydalı özelliğe erişin. Gizle ve güncelleme çıkana kadar tekrar gösterme.