Efsaneler bazen denizden, Bazen aşktan ve ateşten gelirler. Aşktan ve ateşten ve denizden gelenler, Bazen ışık olurlar ve bütün zamanı aydınlatırlar… Efsane kurmak kadar, efsaneyi yazmak da efsaneye dâhildir. Bir çağı haritalarda bulamazsınız. Derine, insana ve tarihin denizlerine açılmak gerekir. Girdaplarda yüksek idealler saklanabilir.
Bu kitapta İstanbul, Gırnata, Madrid, Roma ve Akdeniz; aşk diliyle kuşatıldı. Akdeniz, aşk kaleminin haritasıyla yeniden çizildi. Kılıç kılıca, cevher çeliğe çarptı, varlık da yokluğa. Ve hep bir yol vardı kalplerden denizlere. Derin denizler, büyük aşklar için atlas olup dokundu. İskender Pala, bir çağı ve o çağın efsanelerini dile döktü. Barbaros Hayreddin Paşa’yı... Sonra, bir gül sepeti getirdi. Isırılmış üç elmayı anlattı.
Beyler kuzenim yılbaşı hediyesi olarak I.Palanın ''Babilde ölüm Istanbulda aşk'' eserini verdi bana.Nasıl bir eser güzel mi? Daha önce Şah ve Sultanı okumuştum çok beğenmiştim
Beyler kuzenim yılbaşı hediyesi olarak I.Palanın ''Babilde ölüm Istanbulda aşk'' eserini verdi bana.Nasıl bir eser güzel mi? Daha önce Şah ve Sultanı okumuştum çok beğenmiştim
Kitabı okumadım bir arkadaşım okumuştu güzel diyordu. İnternetten yapılan yorumlar genelde iyi olduğu üzerine.
Beyler kuzenim yılbaşı hediyesi olarak I.Palanın ''Babilde ölüm Istanbulda aşk'' eserini verdi bana.Nasıl bir eser güzel mi? Daha önce Şah ve Sultanı okumuştum çok beğenmiştim
Biraz Afrikalı Leo biraz Şah&Sultan hop sana Barbaros romanı.Fanları kusura bakmasında Barbarostan hariç her şeyi anlatmış.Gemici terimleri,aynı şeylerin tekrarı,gereksiz bir gizem katma cabaları falan olmamış.Sanırsam bu okuduğum son Pala kitabıydı.
< Resime gitmek için tıklayın >
Efsaneler bazen denizden,
Bazen aşktan ve ateşten gelirler.
Aşktan ve ateşten ve denizden gelenler,
Bazen ışık olurlar ve bütün zamanı aydınlatırlar…
Efsane kurmak kadar, efsaneyi yazmak da efsaneye dâhildir.
Bir çağı haritalarda bulamazsınız.
Derine, insana ve tarihin denizlerine açılmak gerekir.
Girdaplarda yüksek idealler saklanabilir.
Bu kitapta
İstanbul, Gırnata, Madrid, Roma ve Akdeniz; aşk diliyle kuşatıldı.
Akdeniz, aşk kaleminin haritasıyla yeniden çizildi.
Kılıç kılıca, cevher çeliğe çarptı, varlık da yokluğa.
Ve hep bir yol vardı kalplerden denizlere.
Derin denizler, büyük aşklar için atlas olup dokundu.
İskender Pala, bir çağı ve o çağın efsanelerini dile döktü.
Barbaros Hayreddin Paşa’yı...
Sonra, bir gül sepeti getirdi.
Isırılmış üç elmayı anlattı.