Ellerine emeğine sağlık dost,ibretlik güzel bir yazı olmuş.Daha nice nice +100binlere mutlu sürüşler diliyorum. |
bu şekilde bakılıp bakımı yapıldıktan sonra torunlara bile kalır bu araba |
Arabana iyi bak hocam yoksa arabasız kalırsın benden demesi. Şuan Şahin, digan 15ila 20 arasi sen düşün |
Ellerine emeğine sağlık dost,ibretlik güzel bir yazı olmuş.Daha nice nice +100binlere mutlu sürüşler diliyorum. |
bu şekilde bakılıp bakımı yapıldıktan sonra torunlara bile kalır bu araba |
Benimki 244 binde daha, 80 bin kadar sırf bende LPG'de yol yaptı, ben de yeri gelir Redline görürüm ama bakımını da eksik etmem. Ben size göre biraz daha fazla harcadım. Ama dediğiniz gibi neyi değiştirdiysem fabrikanın taktığı parça çıktı. Daha önce değişmiş hiç bir parçayı değiştirmedim henüz. Geçenlerde boş ve düz bir yolda 0-100 denemeleri yaptım. Öncelikle araç LPG ile onca yol yapmış, LPG sisteminin ağırlığı, gaz dolu benzin dolu, bagajda yük var. Yaptığım denemeler 10.1 ile 10.7 saniye aralığındaydı. Fabrika verisi 136'lık motor için 9.7 saniye. Aslında kompresyon testi yapmak istiyorum, yanaşan usta yok. Bende de kompresyon testi yapacak malzeme yok. |
Arabana iyi bak hocam yoksa arabasız kalırsın benden demesi. Şuan Şahin, digan 15ila 20 arasi sen düşün |
sanırım bu kasa d sınıfıydı ve öyle bir izlenim veriyor, sonra batırdılar. |
Hatta bu kasada arka iki koltuk 18-36 kilogram çocuklar için çocuk koltuğu olarak kullanılabiliyor. Şu resimdeki koltukların birebir aynısı benim S40'ta var. < Resime gitmek için tıklayın > Hatta, S40'taki koltuklar da bunlar, emniyet kemeri koltuk minderinin altında ayrı bir bölgeden geçip, çocuğu tam olarak sarıyor: < Resime gitmek için tıklayın > |
Gercekten mk1 s40 s60 icin 300 bin km yuksek bir km degil psa uretimi tdci ile kiyaslayinca aradaki muhendislik farki ortaya cikiyor benim suanki s40 imda sahip oldugum dizel unite torslanda uretimi bazi parcalari standart tdci ve hdi uniteden farkli olsada uzun omurluluk ve sorunsuzlukta orjinal volvo uretimi modelleri aratiyor |
Hocam ileride satmayı düşünürsen alıcı aramana gerek yok. Bir motor ne kadar gider dersen kronik bir sorunu yoksa kullanıcısına bağlı derim. Orjinal parça kullanımının yarattığı farkı yazmışsın. Bende 2002'de sıfır aldığımız Doblo için diyebilirim ki bakılan her araç uzun yıllar sorunsuz hizmet eder. Yeterki orjinal parça kullanılsın, sarf malzemeleri km/yıl hangisi önce dolarsa değiştirilsin ve usta haşat etmesin. Gerisi kullanana kalmış. Motoruna bakarsan o da sana bakar |
Mk2 s40 icin focusla ayni platform olmasi c segmentinde tartismalarini hakli gostersede isin asli ve teknik boyutu boyle degil kullanilan burclar tablalar viraj denge cubuklarinin dayanimi suspansiyon yay ve amortisor kuleleri epey farkli kaldiki doneminde hicbir c segmenti arac 5 silindir dizel benzinli 4 tekerden cekis gibi opsiyonlar sunmuyordu focusta dahil Bu araclar carpisma testlerine d segmenti standartlarinda puanlar verildi ve basarili oldular o sebeple ben s40 lari c segmentine konumlandiramiyorum haksizlik olur bu araclara |
Hocam ilk fotoğrafa baktımda sanki boyası solmuş. Bence baharda 300.000'i kutlamak için şöyle kaliteli bi fırın boya yakışır, rengide iyice ortaya çıkar |
Kalite apayrı bir şey. Ancak dediğim gibi, S40'ın rakipleri bir sonraki kasada cüsseyi büyütürken S40 kasası çok tazeydi. O yüzden S60 geldi D sınıfına. S40 ise C sınıfına kaydırıldı. Ancak arabanın alt yapısı, kalitesi, tasarımı D sınıfına göre olduğu için kaliteli bir C sınıfı oldu. Yeni kasa ise kalitesi ve sunduklarına rağmen C sınıfıydı. Çünkü S60 vardı D sınıfında. Ayrıca V40 da C sınıfı bir HB arabaydı. S60/V60 ise D sınıfının temsilcileriydi ve 3 serisinin rakibiydi. S80 ise E sınıfı olarak BMW 5 serisinin rakibi oluyor. Hatta eski kasa S80 daha çok BMW 7 serisinin rakibi gibi bir, şoförlü kullanılacak bir otomobil havasındayken (En basitinden arka koltuktaki buzdolabı), yeni kasa S80 daha çok aile otomobili tadındaydı. S40 kaliteli bir C segment araba olarak yer edindi. |
Hocam bizde 2001 1.6 vardı 95.000 de aldım 150.000 de sattık, araba bir kere mi arıza yapmaz ya? Sadece bir kere bobini patladı o da doğal, sadece rutin bakım yaptık. Sonra onu satıp 200.000 de 2008 1.6d aldık 330.000 km’de suan. Açıkcası yeni kasa her anlamda daha üstün ama motoru üzüyor, benzinli atmosferik motora bakılırsa ömrü sizden uzun olur. |
Öncelikle kazasız belasız sürüşler dilerim hocam. Ne yazı ki ülkemizde otomobillerin kötü durumda olmasının iki sebebi var. 1- Bilgisiz sürücüler (bakımları aksatma, motoru ısınmadan zorlama, özensiz kullanım v.b) 2- Kasap oto tamircileri. Bu ikisinden biri ya da ikisi bir araya gelince ne yazık ki çok düşük km lerde bile arızalar kaçınılmaz oluyor. Ama kaliteli bir araç, iyi bir kullanıcının elinde, iyi ustalarının gözetiminde yüz binlerce km kullanılabiliniyor. Volvo da kalitesini burada belli etmiş zaten. |
Adam excel tablosu tutmuş yaa yok artık. :) Ama resme bakıyorumda Passat kendini gösteriyor orada bence yanlış bir resim seçilmiş. :) Volvo adı altında viral Volkswagen reklamı var gibi. :) Bu arada bu kadar para bayılacağıma eski sağlam dayanabilecek bir makine olarak bende Volvo 'yu seçerim, neden dersen en birincisi otomatik olması eğer o Passat 'ta otomatik yok ise 250 k 200 k para ise benim için çöptür hem 150 200 k para vereceğim bayılacağım hem de o araçta otomatik olmayacak. |
Bunların 1.8 otomatik olanlarıda var onlar nasıl acaba kronik sorunu falan varmıdır. |
Tersanedeyken 1960 lardan kalma bir detroit diesel motor gördüm amerikada müzede olan motoru biz aktif olarak kullanıyorduk motora iyi bakılması en önemli şey sen o motoru düzgün kullanırsan bakımları olması gerektiği gibi yaparsan parçadan kaçmazsan hesapta sanayi ustalarının abuk subuk şeylerine kanmazsan iyi parçalarla ve iyi işçilikle 1 araba bir ömür dayanır. ben amerikadayken arkadaşımda 250 bin milde 400000 kmde passat vardı sorunsuzdu gerçekten ben inanamadım resmen. bazı taksilerde 500 bin 1 milyon kmleride görüyor ama ülkede bu araçlar km düşürülüyor hatta önceden de düşürülmüştür belki bilemezsin gerçekte motor kaç km yapmış iyi bakılmış mı bazıları annem mesela bakımları bakmaz sadece kullanır babam hep bakım zamanı arabayı alıp yaptırır bazılarıda yağ gibi en önemli şeyin ucuzunu koyar inanılmaz bir şey onbinlerce liralık araca en ucuz yan sanayi parçalrı koyar bakımları geciktiri ama sorsan ben kırk senedir araba kullanıyorum vır vır yapar |
Volvo gerçekten farklı ve kullanışlı arabalar üretiyor. Bence bmw audi yi aratmadığı gibi en az onlar kadar sağlam ve ekstra daha güvenli bi araba tam bir aile arabası |
Büyük ihtimalle fotoğraftan kaynaklı soluk çıkmış biraz. Forum nazarına inandığımdan tek fotoğrafla yetindim, onda da araba yalnız değil zaten. E tabii onca sene güneşin altında doğal olarak eskiyor boya. Ama güzel yanı gerek kaporta olsun gerek alt takım, şaside falan en ufak çürüme yok. Fırın boya biraz aşar şu an, harcamaları minimuma indiriyorum. |
Bu 1.8 otomatik zaten. Kronik sorunu yok ama 10-15 senede bir VVT kasnağı bozulabiliyor. Onunla beraber triger kayısı da değişiyor ve VVT kasnağının fiyatı pahalı. Yani ikisi totalde 1500-1800 lira tutar bugünkü kurlarla. Bunun dışında pek bir şeyi yok. Herşeyden önemlisi arabanın geçmişi, nasıl bakılmış belli değilse uzak durmak lazım. |
< Resime gitmek için tıklayın >
Bıraktığım yerden devam edersem;
-Ön-arka fren disk ve balataları değişti. Önlerde Ferodo arkalarda TRW kullandım.
-4 fren hortumunu da yeniledim. Arkalar standart kauçuk tip, önler ise İngiliz HEL marka çelik örgülü. Hidrolik olarak Motul RBF660 kullandım ki kendisi yarış tipi diye geçen oldukça yüksek kaynama sıcaklığına sahip bir hidrolik.
< Resime gitmek için tıklayın >
-Arka viraj demir lastiklerini ve Z rotları değiştirdim, keyfi bir değişim oldu bu.
-Ön amortisör ve amortisör takozlarını yeniledim. Aynı esnada Z rotlar, rot başları ve geçen hafta itibariyle ön viraj demir lastikleri de değişti. Amortisörlerin artık değişmeleri gerekiyordu çünkü kasislerde vs. belli ediyordu eskidiğini. Hazır girmişken araca bir upgrade olsun diyerek Bilstein B4 aldım. Arka tarafa da aynı şekilde.
-Ön amortisör değişirken takozların monte ediliş şekline ufak bir müdahale ile ön tekerlerin kamberini -0.3 derece daha arttırdık (bu volvo servis kitabında gösterilen bir şey, kasapça bir eylem değil kesinlikle.
Daha sonra araç spor süspansiyon opsiyonuna (viraj demirleri vs. daha kalın, yaylar daha sert oluyor) sahip olmamasına rağmen rot ayarını spor süspansiyona göre yaptırdım.
-Ön düzeni tamamlayıcı olarak bir de kule gergisi taktım. Burada CNR gergi'den bahsetmezsem olmaz. %100 yerli üretim ve gerçekten dünyada meşhur olmuş markalardan geri kalmayan bir kaliteye sahip.
< Resime gitmek için tıklayın >
-Bu yaz başında artık perti çıkmış denebilecek lassa greenways'leri atıp nokian wetproof'a geçtim. Makul fiyata 16'lık orjinal jant denk getirebilseydim 205-215 taban tercih edecektim ama olmadı, 195/60/15 ölçüde şimdilik gayet memnunum.
-Her 60 bin km'de bir otomatik şanzıman yağının değiştirilmesi taraftarıyım. Bu sebeple 58 bin km sonra tekrar bir yağ değişimi yaptım, Motul Multi ATF ile. Burada ufak bir uyarı yapayım. Eski volvolardaki 5 ileri otomatik şanzımanlarda JWS 3309 standardını karşılayan yağ kullanılması şart.
-VVT selenoidinden ufak bir yağ kaçağı vardı. Onu söküp, içini açıp uygun boyutta yeni bir oring takarak tamir ettim. Bu tamirin ardından iki bakım arası yağ eksiltme yarım litre hatta daha da altına düştü. Km 350'ye doğru yaklaşıyor ama yağ tüketimi sanki sıfır motor gibi.
< Resime gitmek için tıklayın >
-Arada geçen süreçte gerçek anlamda yaşadığım tek arıza, daha 1 senesi anca dolmuş oksijen sensörünün tekrar bozulması oldu. Hiç anlam veremedim, orjinal parçaydı. Şansıma aynı sensörü, döviz artmış olmasına rağmen yine 390 tl'ye bulup aldım, bir daha da bozulmadı.
-Ha bir de akü değişti.
-Yazdıktan sonra aklıma geldi, daha yeni ufak bir arıza çıktı. Silecek suyu pompası bozuldu, o da değişti.
Şu an araca yapılması gerekenleri yazarsam;
-Benzin filtresi değişeli 50 bin km oldu, onun vakti geliyor.
-Triger kayışı değişeli 74 bin km oldu. Volvo 120 bin'de değiştir diyor ama 80'i geçmek istemiyorum. Sonraki bakımda onu da aradan çıkarmam lazım.
-Arka amortisör vs. daha yeni olmasına rağmen çukurlarda sol arkadan vuruntu sesi geliyor, detaylı incelenmesi lazım zira görünürde (ve sürüşte) bir problem yok.
-Ön disklerin tornalanması lazım. Niye/nasıl yamuldu bilmiyorum ama ısınınca titreme yapıyorlar.
-Keyfi olarak, eğer bulabilirsem T4'lerin ön-arka viraj demirlerini takacağım. Onlar normal versiyondan daha kalın oluyor.
-Biraz uzak bir ihtimal ama, EVO 3'lerin 2 pistonlu fren kaliperleri bunlara uyuyor, eğer bulabilirsem onu da düşünebilirim.
Ayrıca tekrar bir kompresyon ölçümü yaptım. Soğuk motorda 5 tur marş sonrası sırasıyla 165-163-166-170 psi. 8 defa çevirince 180-178-180-185 psi çıktı. Soğuk motora rağmen bu değerler gösteriyor ki motor kompresyonu hala fabrika verilerine yakın (188-215 psi olmalı).
Ufak bir performans modifikasyonu da gerçekleştirdim. Egzoz egzantriğinin kasnağında ayarlanabilir açı mevcut. Bu bütün volvo motorlarında (whiteblock serisi) olan bir şey. Buradan yaklaşık -3 derece kadar geri aldım zamanlamayı. Bu sayede özellikle 4 bin devir sonrası hissedilir şekilde canlandı. Egzoz sesi de, kabin içerisine pek yansımasa da, homurtulaştı biraz.
Tabii total performans olarak vasat bir araç, 122 beygir sadece. Ama yürüyene yaptığım yatırama bakarak asıl amacın hızlanmak değil dönmek ve durmak olduğu anlaşılmıştır sanırım. Umduğum gibi bir şeye de benzedi açıkçası. Virajlarda ve yüksek hızda düzlüklerde (200+, trafiğin neredeyse hiç olmadığı ortam) gayet dengeli ve en önemlisi kontrol edilebilir davranıyor. Virajda limitlere gelindiğinde istersem gaz hareketiyle arkayı bırakıyor hafiften; fakat istediğim zaman ise ne önü ne arkayı tam bırakıyor (k*çı başı dağıtmıyor yani), 4 tekerden de dengeli şekilde açılıyor. Dönüş esnasındaki yol kusurlarında da çizgisini bozmuyor (bağımsız süspansiyon sağolsun)
Şu an tutuş limitlerini belirleyen şey lastik sadece, kalın yanak ve yumuşak lastik doğal olarak fazla esniyor. Ama konfordan da ödün vermek istemiyorum dolayısıyla böyle devam.
Hep virajlardan bahsettim fakat bu demek değil ki araba hep 120 beygir kalacak, motor performansı konusunda da çılgın fikirlerim var, gerçekleştirebilirsem ayrı konusunu açacağım.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi nacker -- 11 Eylül 2020; 21:1:1 >