Arama butonu
Bu konudaki kullanıcılar: 1 misafir
34
Cevap
1553
Tıklama
1
Öne Çıkarma
KAR İLE İLGİLİ HINCAL ULUÇ'UN KÖŞE YAZISI
A
9 yıl
Yüzbaşı
Konu Sahibi

A
9 yıl
Yarbay

arada sırada mantıklı konuşuyor



B
9 yıl
Yarbay

doğru



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >

S
9 yıl
Yarbay

Tıklamaya üşenenler için. Yazıya sonuna kadar Katılıyorum...



1987 yılı ocak ayının son günleri.. Amerika Birleşik Devletleri'nin başkenti Washington'da, otelin lobisinde kıstırılmış, oturuyoruz.. Sakıp Ağam (Sabancı) birlikte daha birkaç Türk gazetecisi ve, zamanın Kültür Bakanı Mesut Yılmaz..
Sabancı Holding'in sponsor olduğu Muhteşem Süleyman Sergisi'nin açılışı için ordayız.
Bizi kıstıran da kar..
O gün program boş. Washington'da yaşayan arkadaşım Çetin, otele geldi. Beni alacak, birlikte onların, kent banliyösündeki evlerine gidecektik. Eşi Sevgili Jetta özel yemekler hazırlamış, benim için..
Çetin, tam biz kahvaltı ederken geldi. "Sen de otur" dedim. "Kahvemizi içer gideriz."
Kahvemizi içtik, ama gidemedik. Çünkü çıkınca Çetin'in arabasını bulamadık. Ben böyle bir kar görmedim. Bir saat içinde gök boşalmıştı sanki. Çetin o gece bizim otelde kaldı. Çıkması mümkün değildi. Metro bile durmuştu..
Gün boyu radyo ve televizyonlar durmadan, duyurular, bildiriler yayınladı, dakka başı.. Sadece okullar değil, tüm iş yerleri tatil edildi. İnsanlardan mecbur kalmadıkça sokağa çıkmamaları istendi. Açılabilen yollarda sadece acil yardım araçlarının gitmesine izin verildi.
Kar durunca ertesi gün sabahtan itibaren durum düzelmeye başladı. Akşam Washington Belediye Başkanı'nı Türk kafilesi onuruna verdiği kokteylde yakaladım. "Dünyanın bir numaralı ülkesinin başkentine, kara teslim olmak yakışıyor mu" dedim..
Güldü..
"Bu karı kısa sürede temizleyecek araç parkı ve insan gücüne sahip olmak, bizim için zor değil" dedi... "Ama on yılda bir gelecek böyle bir kar için, böylesi bir araç parkını bekletmek ve insan gücünü hazır tutmanın maliyeti milyonları aşar. Oysa, dün yaptığımız gibi tüm iş yerlerini kapatmanın ekonomik kaybı, bu maliyetin onda biri etmez. Amerikan vergi veren insanının parasını boşu boşuna harcayamam.."
İstanbul'un kara teslim olması, salı akşamı başladı. Gazeteden eve, her gün 15 dakikada aldığım yolu, 1.5 saatte gidebildik. Ercan ve Muhammed, saat yedi buçukta evlerine gitmek üzere yola çıktılar. Bana "Vardık" diye mesaj attıklarında, saat onbire yaklaşıyordu.
Sabah kalktığımda bahçemdeki karın yüksekliği 20 santimi aşmıştı. Televizyonu açtım. İnsanlar yürüyerek, genelde de toplu taşım araçlarını kullanarak işlerine gitmeye çalışıyorlardı. Okullar tatil edilince, Belediye, rahatlayan TEM ve E-5'te akışı sağlamıştı.
Dokuz buçukta Ercan ve Muhammed geldiler.. "Otoyollar açık, ama ara sokaklar felaket" dediler.
İstanbul'un ara sokaklarını da açacak gücün mevcut olmadığını, 1987'deki tecrübemden biliyordum. Gerek de olmadığını biliyordum.
Ama bir şeyi daha biliyordum.. Ara sokakların felaket hali yüzünden yüz binlerce insanın lapa lapa yağan kar altında yollarda yürüyerek perişan olduğunu..
Niye perişan oldu o yüz binlerce insan?.
Çünkü İstanbul'da, Washington Belediye Başkanının yetkilerine sahip vali, okulları tatil ederken, ayni kararı özel, resmi iş yerleri için almadı. Belki almayı aklından bile geçirmedi.. Bu ülke, vatandaşın sürünmesine alışıktır. Sürünsün, ne yapalım..
Efendim, toplu taşıma araçlarıyla, mesela metrobüsle gitsin.. Gitsin de, normal günlerde ihtiyaca karşılık veremeyen metrobüs, şimdi kar yüzünden aracını çıkarmayanların da eklenmesiyle, iki misli artan yolcuları nasıl taşıyacak, balık istifi mi?.
Bu kar, sürpriz olarak gelmedi. Bir haftadır hepimiz biliyorduk, ne zaman başlayıp, ne zaman biteceğini.. Bir kriz masası oluşturulmaz, alınacak önlemler önceden belirlenmez ve gerektiği anda yürürlüğe konmaz mıydı?. Bunun için yöneticilik dehası olmak mı gerekiyordu?.
Arabaya bindik.. On metre gittik, İstanbul'un niye perişan olmasının ikinci sebebini de gördük. Bizim evin 20 metre ötesinde hafif bir rampa vardır. İki araba, bu rampayı çıkamıyordu. Alkent'in aslan gibi bahçıvanları, güvenlik ve temizlik görevlileri var. Bu iki arabayı beşer, altışar iterek rampayı çıkardılar ve yolu açtılar.. Tamam da, bu iki arabanın gidecekleri, akşam dönecekleri ara yollarda rampalar yok mu?. O yollarda da, bizim babayiğit Alkent elemanları hazır bekleyecek mi?. O yollarda trafik Alkent yolları gibi, on dakikada bir araba geçen türden mi?.
Ayni rampayı biz çok rahat çıktık. Neden?. Çünkü arabamızda kış lastikleri vardı. Kabak değil, sağlam kış lastikleri..
İstanbul'un ara yollarını asıl tıkayanlar, normal ve de kabak lastikleri ile sokağa çıkanlar. Kayan onlar.. Patinaj yapan onlar.. Kazaya sebep olup yolu kilitleyen, rampa çıkamayıp yolu tıkayanlar onlar.. Trafiği asıl felç eden onlar.
Vatandaş sorumluluğunu bilmez, o zavallı lastiklerle yola çıkarsa, karın altında don var, zincir bulundurmazsa, hangi devletin gücü yeter, yolları açık tutmaya..
Ve de hep söylerim.. Alkent, bu ülkenin eğitim ortalaması en yüksek yerlerinden biri.. Hani bu işleri eğitimle çözeceğimizi hayal edenler var ya..
Şimdi.
Madde 1.. Böyle bir doğal afette, İstanbul Belediye'sinin gücü tüm yolları açık tutmaya yetmez. Yetmesine de gerek yoktur. Böyle kar, 20 yılda bir falan olur.
Madde 2.. Bu karın böyle geleceği en az bir haftadır belliyken, İstanbul Valiliği en ufak önlem planı yapmadan beklemiş, salı gecesi yoğun yağış başlayınca, okulları tatil etmekle yetinmiş, vatandaşların geri kalanını kaderleri ile baş başa bırakmıştır. Vatandaşa gerekli duyuru ve uyarıları tekrar tekrar yapmamıştır.
Çarşamba günü işe gidemedikleri için, işleri dahil maddi kayıpları olan asgari ücretli insanları düşünüyorum. Üşütme, düşüp yaralanmalar dahil sağlıklarını kaybedenleri düşünüyorum. "Keşke bunları önceden düşünmeyi akıl eden bir valimiz olsaydı" diye düşünüyorum.
Madde 3.. Devlete, yerel yönetime düşen görevler var. Peki biz İstanbul halkının görevleri yok mu? Karın ve donun yolları ne hale getirdiğini pencereden bakınca görür, her radyo ve televizyon yayınında canlı canlı izlerken, hala, yaz lastikleri, hala kabak tekerlekler, hala zincirsiz yola çıkan ve trafiği katledip, durduran, kazalara yol açan binlerce sürücü de, yollarda perişan olan yüz binlerce insandan sorumludur.
Madde 4.. Bu satırları okuduktan sonra, mümkünse bir kaç gazete daha alın.. Ya da internette bulup okuyun..
Bir dünya kenti İstanbul'un nasıl kara teslim olduğunu, meşreplerine göre, kimleri itham ederek nasıl yazıyorlar, görün..
Madde 5. Gelecek karda yeniden sürünmeye, perişan olmaya, hazır olun





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sadri.abi -- 19 Şubat 2015; 10:14:28 >

< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 2 cevap geldi.
M
9 yıl
Yarbay

Tiklamaya üsenenen okumayada üsenir.



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 4 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @sadri.abi
S
9 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: mumenu

Tiklamaya üsenenen okumayada üsenir.

Haklısın vallahi. Okumakta tembel bir toplumuz.

Ama bir çırpıda okudum ben.



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >

M
9 yıl
Binbaşı

tıkladım okudum vesselam

İnsan faktörü, doğa faktöründen ağır basıyor! Ülkemiz de bu her konu da aynı olmuştur.


Bu mesaja 2 cevap geldi.
S
9 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: matgab

tıkladım okudum vesselam

İnsan faktörü, doğa faktöründen ağır basıyor! Ülkemiz de bu her konu da aynı olmuştur.

O kadar yapıştırdık. Buradan okuyaydın ya. Boşuna mı uğraştık o kadar




< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
J
9 yıl
Yüzbaşı

20 yılda gelen kar gibi, bir kere doğru konuşmuş.



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >

B
9 yıl
Yarbay

Bence de çok doğru yazmış.

Valinin yetkilerinde var mı bilmiyorum, ama bir gün için devlet daireleri ile özel işletmeleri de tatil etseydi, bu karışıklık yaşanmazdı. Zaten insanlar sabah işlerine gidemediler, akşam da evlerine dönemediler. Sanki o gün verimli çalışılabildi. Hangi yönetici böyle koşullarda geç gelen veya gelemeyen çalışanına kızabilir ki? Yapacak bir şey yok. Durum ortada. Ekstrem bir gün yaşanıyor. Küçük esnaf isterse açsın, ona müşteri gelebiliyorsa işini yapsın.

Eğer aracına kış lastiği alamadıysan, böyle bir günde de kullanmayacaksın. Bu kadar basit.

Bundan 17-18 yıl kadar önce arkadaşım Ankara'da Uno'suna çivili lastik almıştı. Evi çok pis bir yokuştaydı. Buzlu havalarda Uno'yu kullanıyordu. Halinden çok memnundu, tek derdi çarpışan otolar gibi gelen geçenin ona çarpmasıydı. O duruyordu, arkasından gelen yaslanıp durabiliyordu. Şimdi en azından kış lastiği kullanımı arttı.



M
9 yıl
Binbaşı

quote:

Orijinalden alıntı: sadri.abi


quote:

Orijinalden alıntı: matgab

tıkladım okudum vesselam

İnsan faktörü, doğa faktöründen ağır basıyor! Ülkemiz de bu her konu da aynı olmuştur.

O kadar yapıştırdık. Buradan okuyaydın ya. Boşuna mı uğraştık o kadar



Ben konuya girer girmez tıkladım okudum sonra yorumlara geçtim, bu yüzden fark edemedim hizmetinizi.
Kusuruma kalmayın.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
S
9 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: matgab

quote:

Orijinalden alıntı: sadri.abi


quote:

Orijinalden alıntı: matgab

tıkladım okudum vesselam

İnsan faktörü, doğa faktöründen ağır basıyor! Ülkemiz de bu her konu da aynı olmuştur.

O kadar yapıştırdık. Buradan okuyaydın ya. Boşuna mı uğraştık o kadar



Ben konuya girer girmez tıkladım okudum sonra yorumlara geçtim, bu yüzden fark edemedim hizmetinizi.
Kusuruma kalmayın.

Sizler için Varız.



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >

M
9 yıl
Yarbay

ALDIĞIN PARANIN DÜDÜĞÜNÜ ÇALARSIN,,, Hıncal uluç...

Vay be suçlu istanbulda yaşayan halk... bu yazı gayet normal geldi aslında, hıncal ne yazacaktı ki, nerde bu belediye nerde bu devlet diyecek hali yoktu ya. 1850 lerdeki ingilteredeki iş kazaları örneği gibi, 1980 lerdeki amerikaya odaklanması doğal. aldığı paranın hakkını veriyor adam sadece. İstanbullu başına gökten taş yağmadığına dua etsin, ne yani bide karda kışta, yollarda rahatça ilerliyecekmiydi. suçlu vatandaş. metrobüslere fazala fazla binmeseydi bozulmayacaktı o güzelim otobüsler. üstelik arabasını da kullanmasını bilmiyor eğitimsiz(!) halkımız hıncala göre, haklı tabi. onlar hıncal gibi amerikayı avrupayı gezmemişler ki, ne bilsin halkalıdaki, zeytinburnundaki, esenlerdeki halk, vefa semtinde kokan ahşap evlerde yaşayan fakir vatandaş, kumpkapıda kalan siyah afrikalı kaçak işçiler ne bilsinler zincir takılması gerektiğini..

Yiğit BULUT türk telekomda yönetim kurulu üyesi, TRT de derin analiz, Başbakan baş danışmanı, yıllık geliri 400.000-TL nin üzerinde bu jölelinin. hıncal geç bile kaldı yalakalıkta, Atı alan üsküdarı geçti. bu işler derin analiz yeteneğinin daha kuvvetli olmasıyla olur. öyle bi kış yazısıyla hükümeti korumakla olmaz, kafi değil hıncal...

bence yeni bir yasa çıkarılmalı, torba diye başlamalı. karda yolları tıkayan trafik terörünü arttıran vatandaşlara para cezası kesilmeli. ayrıca haklarında soruşturma açılmalı, halkı kin ve düşmanlığa teşvik ettikleri için. belediyeleri suçlu göstermeye çalıştıkları için.

hıncal diyor ki ey siz İstanbul halkı, kar ın keyfini çıkarın, bizler de kazanacağımız karların keyfini çıkaralım. hıncal yaşı genç olsa karı çok sevdiğini de söyleyecek ama yaşlı


Bu mesaja 3 cevap geldi.
O
9 yıl
Binbaşı

Sorsan forumda bile kar/kış lastiği gereksiz derler İstanbul için. Ama karlı havada araba lazım olunca "şöförlük"lerine güvenip atlarlar yola. Ondan sonra da vay efendim yolda kaldık bilmem ne, hadi sen yolda kal umrumda deil de senin yüzünden kar lastiği aldığım için keriz yerine koyduğun ben de yolda kalıyorum.
Toplu taşıma karlı yağmurlu havalarda özendirilecek bişe deil, yazarın dediği gibi zaten zar zor yetiyor.

Bu arada arkadaşının karısının adının Jetta olması da gözlerden kaçmadı. Subliminal bir mesaj var..


Bu mesaja 2 cevap geldi.
S
9 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: manisa_tr

ALDIĞIN PARANIN DÜDÜĞÜNÜ ÇALARSIN,,, Hıncal uluç...

Vay be suçlu istanbulda yaşayan halk... bu yazı gayet normal geldi aslında, hıncal ne yazacaktı ki, nerde bu belediye nerde bu devlet diyecek hali yoktu ya. 1850 lerdeki ingilteredeki iş kazaları örneği gibi, 1980 lerdeki amerikaya odaklanması doğal. aldığı paranın hakkını veriyor adam sadece. İstanbullu başına gökten taş yağmadığına dua etsin, ne yani bide karda kışta, yollarda rahatça ilerliyecekmiydi. suçlu vatandaş. metrobüslere fazala fazla binmeseydi bozulmayacaktı o güzelim otobüsler. üstelik arabasını da kullanmasını bilmiyor eğitimsiz(!) halkımız hıncala göre, haklı tabi. onlar hıncal gibi amerikayı avrupayı gezmemişler ki, ne bilsin halkalıdaki, zeytinburnundaki, esenlerdeki halk, vefa semtinde kokan ahşap evlerde yaşayan fakir vatandaş, kumpkapıda kalan siyah afrikalı kaçak işçiler ne bilsinler zincir takılması gerektiğini..

Yiğit BULUT türk telekomda yönetim kurulu üyesi, TRT de derin analiz, Başbakan baş danışmanı, yıllık geliri 400.000-TL nin üzerinde bu jölelinin. hıncal geç bile kaldı yalakalıkta, Atı alan üsküdarı geçti. bu işler derin analiz yeteneğinin daha kuvvetli olmasıyla olur. öyle bi kış yazısıyla hükümeti korumakla olmaz, kafi değil hıncal...

bence yeni bir yasa çıkarılmalı, torba diye başlamalı. karda yolları tıkayan trafik terörünü arttıran vatandaşlara para cezası kesilmeli. ayrıca haklarında soruşturma açılmalı, halkı kin ve düşmanlığa teşvik ettikleri için. belediyeleri suçlu göstermeye çalıştıkları için.

hıncal diyor ki ey siz İstanbul halkı, kar ın keyfini çıkarın, bizler de kazanacağımız karların keyfini çıkaralım. hıncal yaşı genç olsa karı çok sevdiğini de söyleyecek ama yaşlı


Adam zincir takmayıp , kışlık lastik kullanmayanların trafiği tıkadığını ve bu Yüzden suçlu Olduğunu Yazmış, sen halk suçlu diye buraya yorum yazıyorsun.
Senin anladığın bu. Adam'ı günahım kadar sevmem, hatta nefret uyandıran yazıları da olmuştur. Ama bu yazdıklarında hele hele son maddelerde bir yanlış yok.

Muhtemelen yazıya değil yazara bakarak yorum yazanlardansın.



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 2 cevap geldi.
S
9 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: otosarrafı

Sorsan forumda bile kar/kış lastiği gereksiz derler İstanbul için. Ama karlı havada araba lazım olunca "şöförlük"lerine güvenip atlarlar yola. Ondan sonra da vay efendim yolda kaldık bilmem ne, hadi sen yolda kal umrumda deil de senin yüzünden kar lastiği aldığım için keriz yerine koyduğun ben de yolda kalıyorum.
Toplu taşıma karlı yağmurlu havalarda özendirilecek bişe deil, yazarın dediği gibi zaten zar zor yetiyor.

Bu arada arkadaşının karısının adının Jetta olması da gözlerden kaçmadı. Subliminal bir mesaj var..

Aynen.
İlgili alanı Bold Yaptım,



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
A
9 yıl
Yarbay

O değilde bu adam mı gazeteci?

Ben bu adamın yazdıklarını burada 2 gün önce de yazdım.

Vallah bu haberi paylaşmanın amacı ne?

Bu adamın dediğini biz kaç gündür bağıra bağıra söylüyoruz.

Belki bundan 1 ay önce açılan konularda Abilerim dile getirdi.

Bu adamı gazeteci yapan ne? Bir şey mi araştırmış?

Gazeteci demek? Adam İBB'nin savunmasını yapmış.Bunu da Kadir Topbaş'ta yapabiliyor.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
O
9 yıl
Binbaşı

A
9 yıl
Yarbay

vay anasını sabah gazetesinde mantıklı ve doğru bir şey okudum. hoş bunu daha önce yandaş olmadan önce de yazmıştı.

yalnız toplu taşımanın yürümemesi skandalını örtemezler böyle bir yazı ile. hele o metrobüs rezaletini hiç örtemezler.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
S
9 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: amadeus99

vay anasını sabah gazetesinde mantıklı ve doğru bir şey okudum. hoş bunu daha önce yandaş olmadan önce de yazmıştı.

yalnız toplu taşımanın yürümemesi skandalını örtemezler böyle bir yazı ile. hele o metrobüs rezaletini hiç örtemezler.

Katıldığım noktalardan birisi zaten yazıda toplu taşımanın yürümemesiyle alakalı kısmı. Yazıyı bir daha okursan üstü falan örtülmüyor. Balık istifi ile alakalı yerde yazıyor.



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi.