1. sayfa
Bundan daha cahilce bir analiz olamaz. Marks'ın Yahudi olması ne alaka? Marks siyasi sürgünlerde yokluk çekip finansman kaynağı bulamıyordu, Engels bu nedenle fabrika çalıştırmak zorundaydı. Buna rağmen lükse düşmeyerek muazzam bir fedakarlık göstermişti. Eğer görüşleri samimi olmasaydı Manchester kapitalistleri gibi bir eli yağda bir eli balda yaşardı. Lend-Lease, ABD, Sovyetlere hayran olduğu için uygulanan bir politika değildi. Naziler, Sovyetler Birliği'ni mağlup etseydi, bu ABD'nin yok oluşuyla sonuçlanabilirdi. Naziler, ABD için öncelikli olan tehditti. Zaten sonrasına Sovyetler Birliği ile ABD arasında yaşanacak olan Soğuk Savaş'ı göreceğiz. Bunun şakası yoktu, Küba Füze Krizi gibi bunalımlar yaşandı. Vietnam Savaşı hakkında söylediğin şeylerin kaynağı yok. Ulan ABD, düşman tanklarının modernizasyonunu niye sağlasın? Adam hayal aleminden ABD ve Sovyetlerin birbiriyle savaşarak dost olduğuna dair hikaye uydurmuş ya. Hey Allahım ya. |
yahudi olmasının ne alaka olduğunu illa şerh mi edeyim. okuduğunu anlıyorsan az kafanı kullan. engels zaten bir eli yağda bir eli balda yaşıyordu. ölünce arkasında milyonlarca dolarlık servet bıraktı. bu servetin büyük kısmını da marxın kızlarına bıraktı. git bu paranın enflasyona göre şimdiki değerini hesapla. almanlar abd için tehdit değildi. sovyetlerin yenilmesi nasıl abd nin yok olmasına yol açacak. sovyetler kaybedince abd de mi kaybetmiş sayılacaktı. abd kendi kendini bile isteye savaşa sokmuştur. abd ile almanya arasında eşşek kadar okyanus var. bu adamlar nasıl abd için tehdit oluyor. şimdi git almanların 2. dünya savaşı sonrası için almayı düşündükleri toprakların harita planlarına bak abd var mı. soğuk savaş hikaye insanları nükleer felakat olacak diye korkutup durdular hiçbir halt olmadı. vietnam savaşıyla ilgili kaynak yine abd belgeleri. belli bir zaman sonra gizliliği kaldırılan belgeler yayınlanıyor. bu bilgiler orda yer alıyor. git ara bul bak ordan. hayal dünyası değil bunlar. lise 4 kitabındaki bilgilerle gelme buraya. |
katılıyorum hocam. güzel yazı. konuyla ilgili uyumlu olabileceğini düşündüğüm bir video bırakayım. https://www.youtube.com/watch?v=gWN9zX3-XOA |
sağolun hocam videoyu ilk fırsatta izleyeceğim katkı yaptığınız için teşekkürler |
Tamamen talihsiz bir analiz olmuş. Marx'ın yahudi olması veya Engels'in fabrikatör bir burjuvanın oğlu olması, onların kapitalist üretim biçimine yönelik eleştirilerine neden engel olsun anlamadım? Ayrıca kapitalizmin ve komünizmin aynı madalyonun iki yüzü olduğuna dair tamamen komplo teorisinden ibaret bir varsayım türetiyorsunuz. Bu da çok enteresan. Bir komplo teorisyenisiniz çünkü sizin de mensubu olduğunuz birçok komplo teorisyeni, mevcut ekonomik düzenin detaylı bir analizini yapmak yerine "yahudiler dünyayı yönetiyor, dolayısıyla bu sistemin en büyük savunucularıdır ve bu sistemin çarkı onların elindedir." minvalinde tamamen fanteziden ibaret yorumlarda bulunmaktalar. Dolayısıyla Marx'ın bir yahudi olarak kapitalizmi eleştirmesi size tuhaf geliyor; bunu anlamak zor değil. Ancak küresel kapitalist ekonomik düzenin milyarderleri arasında çok sayıda yahudi olması, bir yahudinin bu düzene muhalif olamayacağı sonucunu doğurmaz. Üstelik Marx zaten oldukça düşük maddi kaynağı olan görece yoksul biriydi. Kapitalist üretim ilişkilerinde egemen sınıfların veya proleteryanın belli başlı milliyetler üzerinden tasnif edilmesi büyük bir yanılgı maalesef. Engels'e gelecek olursak, evet Engels zengin bir ailenin çocuğuydu ancak babasının fabrikalarındaki kötü çalışma koşullarına tanık olmasıyla birlikte 19.yüzyıl kapitalizminin muazzam derecedeki sömürü koşullarına yakından aşina olmuş biri. Marx'la beraber kapitalizme karşı geliştirdiği teorilerin ve sosyalist olarak yaşamış olmasının tohumunu ekmiştir bu aşinalık. Size göre bir insan, ailesinin zengin olması sebebiyle kapitalizme karşı olamaz mı? Böyle bir yasak mı var? Aksine Engels, ezber bozmuş ve zengin bir fabrikatörün oğlu olarak yaşasa da işçi sınıfıyla dayanışma cesaretini ortaya koymuş bir adam. Yani Engels'in, diyelim ki bir burjuva olması, onun kapitalist üretim biçiminin yarattığı tahribatı ve sosyalist düzenin neden hayata geçirilmesi gerektiğine dair teorilerini değersiz kılmıyor. Son olarak ABD'nin İkinci Dünya Savaşı esnasında SSCB ile ittifak hâlinde bulunması, hem liberal Batı'nın hem de sosyalist sovyetler'in üzerinde büyük bir tehdit unsuru olarak algılanan faşizmi tamamen yok etme hedefinden kaynaklanıyordu. Bu durum, Lenin'in veya Marx'ın teorileriyle ve sosyalist ilkelerle çelişmiyor.Birçok marksist teorisyen de dünya halklarının kurtuluşunu hedefleyen ulusal kurtuluş mücadeleleri esnasında gerekirse başka politik eksendeki veya sınıftaki unsurlarla ittifak yapılabileceğini söylemiştir. Bir de çok mantıklı bir şey yazmış gibi paylaşmışsınız. Akıl alır gibi değil. |
Hem liberal hem Marksist hem de muhafazakar cenahlardan gelen ve güya birbirlerinden çok farklı olması beklenecek belirli kesimlerin bir kapitalizm - komünizm polaritesi inşa edip entelektüel iklimi buna hapsetmeye yeltendiği ve bunda bir yere kadar başarılı oldukları doğru ama bu konuda bunu ispatlamak için öne sürülenler çok gelişigüzel seçilip çok sığ bir tarzda yorumlanmışlar. En basitinden Yahudi birisi ateist olabilir ya da reel politik çerçevesinde farklı ideolojiye mensup rakip aktörler konjonktüre göre ittifak kurabilir veya birbirlerini destekleyebilir. "Küçük bir uluslararası grup" insanları bölmüyor. İnsanlar - zaten kendi kendilerine geliştirdikleri - bu ideolojilere inanıp bölünüyorlar. Asırlardır farklı dinlere, toplum ve devletlere bölündükleri gibi. Sosyal olguları her zaman böl ve yönet ile veya belirli bir uluslararası komplo grubuyla açıklayamazsınız. Caesar her zaman böl ve yönet (divide et impera) yapmıyordu; hakikaten onun zamanında Roma toplumu bölünmüş haldeydi ve kendisini taraflardan birisi olma haricinde şansı yoktu. Ki öyle oldu. Ana düşmanlarını alt ederek muzzafer çıktığı İç Savaş'tan sonra bile devam eden bölünmüşlük hali kendisinin canına maloldu. Suikaste kurban gitti. Sonra suikastçileri de hayatlarından oldular. Bu bir kanlı döngü, bir sosyal serpilme ve öylece dünyayı kontrol etme planını icra eden birisi veya birilerinin komplo teorilerine indirgenemez. Kısaca böl ve yönet her zaman geçerli değildir. Komünizm - kapitalizm polaritesi çoğu zaman ve çoğu örnekte bu mantıkla işletilmemiştir. Öbürünün farklılığını gördükleri ya da öbürünü beğenmedikleri için - bu ilgili negatif algıyı bu ideolojiler de şekillendirip beslemişlerdir - şüphe veya husumetle belirli bir kutuplaşma bina etmişlerdir. Özellikle polariteyi besleyen malum "alternatifsizlikten" dem vurarak kendi sistem inançlarını pekiştirmek, dünya görüşlerini "kötü görüş" karşısında biricik kılmak istemişlerdir. Burada geçerli olan daha çok bir "öteki" psikolojisidir. Bir böl ve yönet komplosu veya kapitalizm-komünizm ortak köken / homolojisi varsayımı değildir. Esasında söylemek gerekirse, kapitalizm ve komünizm oldukça farklı ideolojilerdir. Varsayımlarından tutun uygulamalarına kurucu babalarının tarz ve arka planlarına kadar çok farklıdır. Seçim yanılgısı olmaksızın gayet de insanlar karşılarına çıkan ideolojiler ve barındırdıkları kutuplaştırıcı algılar arasında bilişsel düzlemde bilinçli bir tercih yapmışlardır. Hangisinin daha iyi olduğuna dair zekalarıyla bir karar vermişlerdir. |
bayadır foruma bakamıyordum gecenlerde foruma girince bu konuya yanıt geldiğini gördüm yukarıdaki son iki yoruma cevabı sırayla yazacagım @Schwartzenius un mesajına cevap... marx ve engels kapitalizmi eleştirebilir burda bir sorun yok benim buna karşı çıktıgımda yok. benim sözünü ettiğim konu bu eleştiri tamamen danısıklı dövüş mantıgındadır. bu adamlar kapital sisteme eleştiri gelecegini biliyor bu yüzden ileride gelecek eleştiriyi kendileri yapıyor yani kapital sistemin muhalifi yine kapital sistem tarafından oluşturuluyor ticarette bilirsiniz bazı markalar vardır adam yüksek segment ürün üretir daha sonra alt segment pazarını başkasına kaptırmamak için yan marka çıkarır o markaya da alt segment ürün ürettirir. yani hem alt segmentin hem üst segmentin sahibi aynı kişidir. misal bir beyaz eşya markası vardır belli bir segmente ürün üretiyordur sonra alt segmenti kaptırmamak için yan marka çıkarır sonra ihracat için başka yan marka çıkarır vb. işte komunizmin kapitalizmi eleştirme sekli bu sekildedir. marx kapitalizmin merkezi ingilterede yaşamıştır ama bir kere bile bir fabrikayı ziyaret etmemiştir.
diye mesajda yazmışsınız bak adamlar filistinde birçok kötü şey yaptı kimse sesini çıkarıyor mu ab nerde? abd nerde? bm nerde ?çark onların elinde değilde kimde? aynısını sen yapmaya çalış öyle sessiz kalırlar mı? hülasa bu adamların yaptıgı şey sisteme gelecek eleştirileri yine sistem içinde oluşturup kanalize etmek hakikat bilmeyene küfür gibi gelir |
@Nat Alianovna un yorumuna cevap... evet konuyu yüzeysel olarak açıkladım detaylı açıklama gibi bir planım veya misyonum bulunmuyor. her zaman her konuyu detaylı uzun uzun açıklayacak kadar zaman veya kaynak da olmayabilir. bazen sadece ilk tuğlayı koymak gerekir gerisi kendiliğinden gelecektir.
bazı bölmeler bilinçlidir. her şey planlanmıştır detaylı detaylı teoriler ideolojiler ilgili kaynaklar ortaya konmuştur. çünkü bilinçli yapılan bir eylemin dayanak noktalarına ihtiyaç vardır. kapitalizm ve komunizimde durum budur. marx ve engels burdaki dayanak noktalarını kuran kişiler. o küçük grubun alet cantasındaki 2 nesne bunlar. böl-yönet her zaman geçerli olmayabilir ama burdaki durumda böl-yönet taktiği bilinçli olarak yapılmıştır. ww1 den sonra nasıl nasıl bazı imparatorluklar bilinçli olarak ulus devletlere bölündüyse ww2 den sonra da dünya bilinçli olarak 2 kutba bölünde. görünüşte zıt gerçekte aynı tacirin kontrol ettiği iki dükkan. tacir iki tarafı kışkırttı dikkati kendi üstünden attı. insanlar hangi dükkanı tercih ederse etsin tacir her durumda kazandı. kumardaki gibi kasa her zaman kazanır. |
Komünizmin - ya da kapitalizmin - felsefi kurucuları ile siyasi icracıları bir takım dışsal elitin kuklasıydılar veya aracıydılar tezinizi destekleyen tatmin edici bir kanıt hala getiremiyorsunuz. Esasında kökleri Sovyetlerin kuruluşuna kadar götürülebilecek Soğuk Savaş döneminde kendi idari ekonomik askeri elitlerine sahip iki ayrı sistem veya blok ortaya çıktı. Bu gelişme insanın dünya görüşlerinden ve tercih ettikleri uygulamalardan başlayarak kabileci kalıplarda ayrışan doğasının ürünü. Bu rakip sistemlerin elitleri arasındaki ilişkiler her zaman da karmaşıktı. Elbette sadece antagonistik de değildi. Soğuk Savaş sonunda bloklardan birisi nasyonal elitlerin ve bazı yerlerde halk kitlelerinin liberal demokrasi ve kapitalizm yanlısı devrimleriyle çöktü ama dünyanın içinden geçtiği bu özel - genelde bipolar/çift kutuplu olarak tarif edilen - kutuplu yapı dünyaya belirli bir iz ve miras bıraktı. Tekrardan çok kutuplulaşacak neoliberal küreselleşmeyle beraber sonrasının temelini oluşturdu. Şu anki çok kutupluluğun klasik Soğuk Savaş bipolaritesinden farkı burada yatıyor. Şu anki çok kutupluluk aynı küresel kapitalist düzeni paylaşıyor ve bu düzen içerisinde kendi kamplarının veya kendilerinin menfaat algıları uyarınca uzlaşamayan elitlerinin ve çıkar gruplarının tercihleriyle kutuplaşıyor. İşte ABD ile Çin'in retorik, politik ekonomik nüfuz ve ticaret savaşı gibi. Buna karşın Soğuk Savaş devrinde kutuplar bir takım ticari/ekonomik ve siyasi/diplomatik ilişkilere sahip olsalar da birbirlerinden çok daha izoleydiler. Yapısal olarak tamamen farklı ve üçüncü dünya ülkeleriyle ilişkileri yanında kendi içlerinde dönen iki ayrı sistemdiler. Bu iki sistemi de yönetmiş güçte birileri hiçbir zaman varolmadı. Zaten olamazdı. Komplo teorisyenleri veya kendi kampları haricinde herkesi kukla olarak görmek isteyen basit kabile adamları sefil derecede yetersiz zekalarıyla aksine inanmak isteseler de öyle. Gerçeklik bir komplodan daha karmaşıktır. |
bu ifadeyi tercih etmiyorum bu tarz ifade ediş olayı karışıklaştırıyor ben basit şekilde diyorumki kapitalizm ve komünizmin kaynağı aynıdır. bak ne güzel basit şekilde yazdım. güzel yazıyorsunuz ama bu şekilde karmaşık cümlelere 3 satır sürecek cümlelere gerek var mı. adamın biri tuğla gibi kitap yazmış yunus emre demiş bu kadar yazmaya ne gerek var. ete kemiğe büründüm yunus diye göründüm. bitti gitti. cümlerinizini okurken duraksamak başını sonunu takip etmek yoruyor. şimdik gelelim konuya. dediğim gibi benim detaylı şekilde yazmak gibi bir amacım görevim yok. beyinlerde kıpırdanma olacak kadar kanıt yazdıgımı düşünüyorum. ha beklentiniz "komünizm kapitalizmin yan markasıdır imza: marx- engels" tarzı bir kanıtsa örtülü işlerde bu şekilde kanıt olmaz zaten. parçaları siz birleştirirsiniz. karşınıza resim çıkar. konuyla alakalı ilginç bir şey yazayım lenini rusyaya götüren mühürlü trenin finansmanını ve bolşevik devrimine mali yardım eden isim yine bir yahudi olan aleksandr parvus bu bilinen adı. gerçek adı israil gelfand. gerçek adını niye kullanmadıgı az çok anlaşılır belki. bak bu yazdıgım bir kanıt. yahudinin biri (marx) teorisini kuruyor diğeri (parvus) eyleme geçiyor.
umarım burada gönderme yapılan ben değilimdir :D |
aşagıdaki postere iyi bakın. poster almanların 1945te yenilmesinden sonra sovyetler birliği tarafından hazırlanmış. bazen bin kelimeyle anlatılacak şey tek resimle anlatılır. posterde danışıklı dövüş yapan 3 kardeş var. nasreddin hocanın yorgan gitti kavga bitti fıkrasını bi okuyun. bu 3 devlet aynı kişiler tarafından güdülüyor. ayrıca bir noktaya daha dikkatinizi çekmek istiyorum. yeri geldiğinde farklı kıtalarda çeşitli grupların özgürlüğünü savunan bu devletler ne hikmetse söz konusu kendileri oldugunda tam tersini yapıyor. bünyelerine katabildikleri kadar devlet katıyorlar. bu durum isimlerinden de belli oluyor amerika "birleşik" devletleri "birleşik" krallık sovyetler "birliği" abd sürüyle devleti içerisinde barındıran bir devlet sovyetler birliği de aynı şekilde birleşik krallık da aynı şekilde. daha detaylı yazılabilir ama konuyu çok fazla dagıtmak istemiyorum. postere tekrar dönecek olursak kısaca posterde 3 kardeş yanyana. size zıt olarak gösterilen kapitalizm komünizm aynı kökten beslenen kardeşlerdir. < Resime gitmek için tıklayın > |
1. sayfa
sana eli uzatan adam senin dikkatini dağıtmak için seni başka şeylerle oyalıyor. bugün sosyolojinin ortaya koyduğu gibi 2 tarafın kavgasından 3.kişi kazançlı çıkar. tarihte çok örneği var. selçuklularla harzemşahlar arasındaki yassı çimen savaşından sonra moğollar anadoluya rahatlıkla girmiştir. bu doğu dünyasından bir örnekti. bir de batı dünyasından örnek vereyim. york ve lancester hanedanı arasındaki çifte gül savaşından sonra tahta tudor hanedanı geçmiştir. ilk örnekte 3. kişi moğollar ikinci örnekte 3. kişi tudorlar oluyor.
şimdi gelelim kapitalizm ve komünizmi sinsice seçenek olarak ortaya koyup insanlar birbirini kırarken bundan fayda sağlayan 3. kişinin kim olduğuna. burda 3. kişi küçük bir grup bunlar sayısı çok az ama maddi olarak çok güçlü bir azınlık. yaptıkları şey insanları birbirine kırdırıp bundan çok büyük maddi kazançlar sağlamak.
biraz komünizmi inceleyelim. modern anlamda komünizmin iki babası marx ve engelstir. ilki bir yahudi ikincisi bir fabrikatörün oğlu. komünizm ateizm işçi hakları diyen adamlar ironik şekilde yahudi ve fabrikatör çocuğu. fıkra burda bitmiyor. 2. dünya savaşı sırasında almanlara karşı savaşsın diye sovyetlere inanılmaz bir silah cephane askeri araç yardımı yapan ülke abd. yani kapitalizmin babası abd komünizmin babası sosyetlere inanılmaz bir askeri yardım yapmıştır. yersen bunlar iki zıt kutup. fıkra burda bitiyor mu? bitmiyor. vietnam savaşı sırasında sovyetlerin yardım olarak vietnama gönderdiği tankları abd tankları karşısında çaresiz kalınca abd den bir ekip sscb ye tankların modernizasyonu için gönderiliyor. bunu da gizliliği kaldırılan abd kaynaklı belgelerden öğreniyoruz. kısaca bunlar iki zıt kutup değil bunlar danışıklı dövüş yapan iki kardeş. bunlar 3. adamın size kendini göstermeden sunduğu iki seçenek.
özetle senin zıt sandığın iki kutbun kaynağı aynı yerden geliyor. ortada iki zıt kutup yok. ortada insanları seçim yanılgısına düşürüp birbirine kırdıran küçük bir uluslararası grup var. dün kapitalizm-komünizm diye insanları ayrıştırıp birbirine kırdırıyorlardı. bugün başka adlar altında insanları birbirine kırdırıyorlar.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sessizbirdüşünce -- 21 Şubat 2024; 22:18:4 >