Arama butonu
Bu konudaki kullanıcılar: 1 misafir
23
Cevap
4377
Tıklama
0
Öne Çıkarma
Saklanan Türk piramitleri ?
A
8 yıl
Teğmen
Konu Sahibi

Bunun doğruluğu nedir denilene göre mısır piramitlerinden de eskiymişler ve çin hükümeti Türklere ait olduğu için araştırmayı yasaklamış bölgeye girişleri yasaklamış piramitlerin üstünü de toprak doldurarak ağaç dikmiş 50-100 sene gelen geçen biri oraları ağaçlık tepe sanıcak gerçek mi bunlar.



< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Asabi Adam -- 17 Nisan 2016; 14:37:58 >


Bu mesajda bahsedilenler: @Tarihçi
G
8 yıl
Yüzbaşı

B
8 yıl
Yüzbaşı

Oktan Keleş uydurması bir bilgi. Gerçekliği bulunmuyor.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
O
8 yıl
Yarbay

la gocebe bir toplum ne ara piramit yapacak, çin hanedanlıgına ait bunlar, parasını verip tur ile gezebiliyorsunuz.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
A
8 yıl
Teğmen
Konu Sahibi

quote:

Orijinalden alıntı: Onvious

la gocebe bir toplum ne ara piramit yapacak, çin hanedanlıgına ait bunlar, parasını verip tur ile gezebiliyorsunuz.

Uygurlara ait uygurlarda ilk yerleşik hayata geçip şehirler kuran türk boyudur .


Bu mesaja 2 cevap geldi.
O
8 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: Asabi Adam

quote:

Orijinalden alıntı: Onvious

la gocebe bir toplum ne ara piramit yapacak, çin hanedanlıgına ait bunlar, parasını verip tur ile gezebiliyorsunuz.

Uygurlara ait uygurlarda ilk yerleşik hayata geçip şehirler kuran türk boyudur .

panpa, uygurlar ilk yerlesik turkler, sadece o kadar.. ayrıca her yerlesik hayata gecen toplum piramit yapsaydı, piramitler hala bu kadar zamanına gore sıradısı kalmazdı. lutfen herseyi bize (Turkluge) mal etmeyi bırakın..

bu piramitler çin hanedanlıgına ait, tur ile gezebiliryorsun.



B
8 yıl
Yüzbaşı

quote:

Orijinalden alıntı: Asabi Adam

quote:

Orijinalden alıntı: Onvious

la gocebe bir toplum ne ara piramit yapacak, çin hanedanlıgına ait bunlar, parasını verip tur ile gezebiliyorsunuz.

Uygurlara ait uygurlarda ilk yerleşik hayata geçip şehirler kuran türk boyudur .

Söz konusu piramitlerin yapım tarihleri milattan önceye dayanır, Uygur Kağanlığı ise milattan sonra 740'larda kurulmuştur.

Ek olarak, üstleri toprakla kapatılmamıştır. Bu yapılar tamamen topraktan yapılmıştır.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
M
8 yıl
Teğmen

Çin hükümeti o pramidi kaldırmak için niye ağaç diksin ki. Direk ortadan kaldırabilirler isteseler. Ben bu söylentinin uydurma olduğunu düşünüyorum.



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >

W
8 yıl
Binbaşı

Büyük ihtimal uydurma , ama küçük bir ihtimal doğru olabilir galiba , çok da önemli değil , daha önemli sorunlar var.



< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
T
8 yıl
Yarbay

büyük ihtimal uydurma.



T
8 yıl
Yüzbaşı

Eski Türk devletlerinin piramit yapacak kadar mimari bilgisi de matematiği de yoktu. Inanmak istediğinize inanıyorsunuz.



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >

T
8 yıl
Yarbay

Oktan Keleş isminde birisi, buranın Çin hükümeti tarafından gizlendiğini, içeride Türkler'e ait şeyler olduğunu falan söyledi. Böyle bir piramit ya da piramitler yoktur.


Türkler göçebedir ve göçebeler belki 10 yıl sonra uğrayacakları, belki de hiç uğramayacakları yerlere anıt mezar tarzı şeyler yapmazlar. Piramit de genellikle anıt mezarlar için yapılır, atlayacak olanlara şimdiden söyleyelim.

Türkler, Moğollar ya da Tunguzlar; kısacası Altaylılar ve çevresindeki göçebeler, yani Çin'in kuzey komşuları, büyük imparatorları için anıt mezar yapmazlar. Bugün Mete'nin, Attila'nın, Cengiz'in, Hülagü'nün ve diğer tüm Türk-Moğol kağanlarının mezarlarının yerleri belli dahi değildir. Hun-Göktürk-Moğol üçlüsünde de, Çin'e yerleşen Yüanlar hariç mimari eser bırakan bir hükümdar göremezsiniz. Yüanlar da Çin'e Yasak Şehir'i yapmışlardır.


Yani burada bir Türk piramidinden bahsetmek neredeyse olanaksızdır. Bu, tarihin akışına ve Türkler'in gelişim sürecine aykırıdır. Piramit dikecek kadar mimari bilgiye sahip olan bir millet, asla tekrar göçebe hayata dönmez. Tersine evrim asla işe yaramaz ve uygulanmaz bir şeydir.


https://www.travelchinaguide.com/attraction/shaanxi/xian/maoling.htm

Piramit olarak bahsedilen şey, yukarıda sağda üstteki kapı gibi bir objenin arkasındaki yükseltidir. Burası Çin imparatorlarının mezarlarıdır ve Çin hükümeti ile birlikte Çin turist ajansları buralara düzenli olarak geziler düzenlemektedir. İsteyen parasını verdiği taktirde istediği gibi sağını solunu, içini dışını gezebilir.

Ayrıca Ahmet Taşağıl, Ahmet Bican Ercilasun ve her ne kadar Orta Asya Tarihinde otorite olarak kabul edilemeyecek olsa da Erhan Afyoncu ve İlber Ortaylı da buralarda Türk Piramitlerinin olmadığını, bunun bize ait olmadığını söylemiştir. Bunların her birinin videoları var. Bunlar gizli gizli söylenen şeyler de değil, ulusal kanallarda açık açık söylediler.


Tabiki Oğuzlar'ın Çin sınırlarında ve dahi içlerinde hiç olmadıklarını da konuya eklemeye gerek yok. Oğuz budunu Hazar ve çevresinde bulunmuş Batı Türkleri olarak adlandırılan bir boydur ve Çin ile münasebetleri ciddi olamayacak seviyededir. Bunları detaylarıyla anlatmaya da burada gerek yok. İsteyenler Agacanov'un Oğuzlar adlı kitabını ve Faruk Sümer'in Oğuzlar kitabını okuyabilir. Hun ve Göktürk halkının mitolojik öğeleri içinde Oğuz Han ve oğulları yer almamaktadır. Sapla samanı da birbirine karıştırmayalım.

İşin özeti budur.



< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
B
8 yıl
Yüzbaşı

Bu piramitlerin Uygurlar ile ilgisi yok, Uygurlar gocebedir, Kuzey Mogolistan'dan Tang Hanedani zamninda simdiki Turkistan(Taklamakan) dedikleri bolgeye inmislerdir.



_
8 yıl
Yüzbaşı

Eğer bölge gezilebiliyorsa yeni bir gezi yapılmalı parasını verelim gezelim ,
üstü kapatılmamış zaten topraktan yapılmış diyenler var o fidanlar yeni yeni ağaca dönmeye başlamış göz var nizam var.
Askeri bölgede diyorlar askeri bölgede tarım mı yapılır
Türkler göçebe diyorlar, belki değil, belgesi yok ki, belki yerleşikten göçebeye geçmiş





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi _Kozbey -- 19 Nisan 2016; 11:28:27 >

< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 2 cevap geldi.
B
8 yıl
Yüzbaşı

quote:

Orijinalden alıntı: _Kozbey

Eğer bölge gezilebiliyorsa yeni bir gezi yapılmalı parasını verelim gezelim ,
üstü kapatılmamış zaten topraktan yapılmış diyenler var o fidanlar yeni yeni ağaca dönmeye başlamış göz var nizam var.
Askeri bölgede diyorlar askeri bölgede tarım mı yapılır
Türkler göçebe diyorlar, belki değil, belgesi yok ki, belki yerleşikten göçebeye geçmiş


Bu yapıların yığma toprak usulüyle yapıldığı bilinen bir gerçektir. Erozyon dolayısıyla zaman zaman ağaçlandırıldığı hatta yapıldığı dönemde de böyle tedbirler alındığı bilinmektedir. (Bir de nizam değil, izan )

Gezme niyetiniz varsa şuradan bilgi alabilirsiniz: https://www.travelchinaguide.com/attraction/shaanxi/xian/maoling.htm

Ek olarak, göçebe toplumlarda yazılı tarih pek görülmez. Dolayısıyla belge bulamamanız son derece normaldir. Bu yüzden erken Türk tarihinin kaynakları, genellikle başka yerleşik toplumların bırakmış oldukları eserlerdir.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
P
8 yıl
Yarbay

Buna inanan varsa vah haline.



< Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >

_
8 yıl
Yüzbaşı

Araştırmanın yasak olduğu ve kim tarafından yapıldığı bilinmeyen bu yapıların yığma topraktan yapıldığı ve hatta yapıldığı dönemde ağaçlandırma benzeri tedbirler alındığı... kendi içinde anlamsız bilgi oluyor, eski ağaçlar nerede, erezyonunda izleri olması lazım malesef göremedik ki sanırım taşıma su ile tarım yapılıyor, bir buldozer kolayca düzeltir mesela bu arada yasak mı serbest mi, neden araştırılmaya izin verilmiyor. Türkler alakalı olmayabilir belki mısırlılarındır. Oraya benim gitmem veya turist olarak gitmek birşey ifade etmiyor, araştırmacılar giremiyor mesela ben gitsem taşmı görmeye geldim derim

Varmı araştırıldığına dair Akademik belge

Ek olarak ya başka topluluklar bize eksik bilgi veriyorsa? Ben çinli olsam bunlar ata binmeyi bilmiyor öküze biniyor derim





< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >


Bu mesajda bahsedilenler: @Bill Russell
_
8 yıl
Yüzbaşı

Eğer yazılanlar doğruysa ilk Türk devletinden önce Çin'in kuzeyinde kurulmuş bir başka Türk Devletimiz var





Bir blogtan edindiğim bilginin orjinal linki

http://avrasyadan.blogspot.com.tr/2012/11/kurgan-yapm-heredotun-tarfine-goreresim.html?m=1

Kurgan Yapımı (Heredotun tarfine göre)Resim, Tarih ve Doğa Tarihi Müzesi'nde(Kiev)

ÇİN’DEKİ PİRAMİTLER EFSANESİ

Çin de bulunan Türk Piramitleri konusu uzun zamandır insanımızın zihinlerini meşgul etmektedir. Kaynak olarak da genelde Haluk Tarcan gösterilmektedir. Türkler tarafın dan, Mısır Piramidinden 2000 sene önce ve ondan daha yüksek (300 m.) piramitlerin in şa edildiği, ancak bu piramitlerin saklandığı, bu alana bırakın turisti insanın bile girmesine izin verilmediği ileri sürülmektedir. II. Dünya savaşı esnasında Amerikalı bir pilotun (James Gaussman 1945 yılında) büyük beyaz piramidin resmini çekebildi ği, Alman bilim adamı Hartwig Hausdof ‘a 1994 yılında bir araştırma yapılmasına izin verildiği, Housdof’un da bir kaç fotoğraf dışında kimseye fotoğrafları göstermediği iddia edilmektedir.
Rusça sitelerde ve forumlar da da Çin’ deki piramitler, özellikle de beyaz piramit tartışılmakta, bölgeye girişin yasak olduğu, Çin yetkililerinin piramitlerin üzerine ağaç dikerek sakladığı konuları konuşulmaktadır. Bölgeye girişin yasak olma sı da ufolar ve gökcisimleri ile açıklanmaya çalışılmaktadır. İngilizce forumlarda da benzer bilgiler bulunmaktadır. Google Earth programında buradaki piramitleri gör mek mümkündür. Anlatılan gibi irili ufaklı onlarca piramidin bulunduğu piramitler vadisi Xi’an (Şian okunur) şehrinin 30-40 km kadar kuzeyinde bulunmaktadır. Araştır maya kaynak olarak gösterilen Haluk Tarcan’ın kitabından başlamakta fayda var;
Haluk Tarcan’ın eserinin 130. sahifesinde piramitlerin M.Ö. 3000’ lerde öntürkler tarafından yapılmış olabileceği bildirilmektedir.(1)
Alman bilim adamı diye lanse edilen Hartwig Hausdof ‘un bir bilim adamı değil tur düzenleyicisi olduğu bilgisine İngilizce sitelerden ulaşma imkânı var. Burada bir abartı söz konusu.
Bu alana kimsenin sokulmadığı hususunun da abartılı bir değerlendirme olduğunu belirtelim. En azından 1990 yılından sonrası için. Okçuluk araştırmalarım esnasında Novosibirsk Üniversitesinden Prof. Hudyakov’un bu alana Unesco tarafından 1990 yıllarda düzenlenen bir araştırma gezisine katıldığını Kumandan Qo Tsubin mezarında bulunan “Hunluyu Çiğneyen Çin atı” üzerine yazdığı bir makalesi dolayısı ile öğrenmiştim. Makale içersinde bu heykel üzerinde araştırmaların 1936 yılında yapıldığı ve yayınlandığı da bildirilmektedir.(2)

Orta Asya ve eski Türk tarihi konusunda ciddi ve genel kabul görmüş tarih kitapla rında Çin’de piramitlerin olduğuna dair bir bilgi bulmak mümkün değildir. Konunun şu ana kadar aydınlığa kavuşturulamamasının sebebi de bu olmalı. Ancak piramide benzer bir yapı olabileceğini düşündüğümüz kurgan(tümülüs)la ilgili bazı bilgiler bulmak mümkün. Önce bilmeyenler için Kurganın ne olduğu açıklamaya çalışalım;

Kurgan kısaca ölü odasının üzerine toprak yığılarak yapılan tepecik demektir. Dili mizdeki karşılığı “tümülüs” tür. Kurgan kelimesi aslında Türkçe bir kelimedir. M.Ö. III binlerde Asya steplerinde ortaya çıkan bu defin şekli Orta Asya başta olmak üze re Avrasya kıtasında yaygındır. Afonesova Kültürü ile irtibatlandıranlar olduğu gibi Hazar denizi ile Karadeniz arasındaki steplerde oluşan Yama Kültürüne bağlayan bilim adamları da var. Kesin olan, bir bozkır kültürü olduğudur. İskitlerde ve Kimmerler de de bulunan bu kültür ağırlıklı olarak Türkî halklar tarafından kullanılmıştır. İskandinavlarda ve Ruslarda da bulunmaktadır.
Oktay Belli’nin kitabında kurgan hakkında şu bilgiler bulunmaktadır;
“Eserini 10. Yüzyılın ortalarına doğru yazdığı anlaşılan Arap tarihçi Ebu Zeyd El-Belhi, Türk dilinde mezara tepe denildiğini belirtmektedir.”(3)
Aynı kitabın 17. Sahifesinde E.Chavannes’den alıntıyla Hiong-nu(Hun)'larda Asena Şö-ül öldüğünde kendisine yapılan kurganın Kaşgar’daki dağ kadar görkemli olduğu, İbn-i Fadlan’dan alıntıyla Oğuzlarda da bu şekilde kurganların yapıldığı bilgileri yer almaktadır. Aynı eserde bu kurganların bazen piramide benzer şekilde yapıldığı bilgisine ulaşmak ta mümkün;
“ 1253 yılında Fransa Kralı tarafından Orta Asya Karakurum’daki Moğol ordusuna gönderilen bir heyette bulunan rahip Guillaume de Rubrouck da şunları anlatmaktadır.; “… Kumanlar mezarlarının üzerine büyük bir kurgan yaparlar.. Eğer ölen kişi zengin ise onun mezarı üstündeki kurgana piramit biçimli bir şekil verirler.” Belli.s.18
Piramitlerin bulunduğu alan Çin’de kurulan devletlerin kadim başkenti Ch’ang-an dır. Liu Mau Tsei nin kitabında sayfa 203 de piramitlerin bulunduğu alanda defnedilen Bir Türk Tigin’i (prens) ile ilgili malumat bulunmaktadır. (A-şi-na) Sse-mo Hie-li (Kağan’ın) sülalesindendi. Çin imparatoru ile birlikte Liao-Tung’a düzenlenen seferde bir okla yaralanır. İmparator bizzat kanını emse de kısa bir süre sonra başkentte ölür. Devamını s.207 den takip ediyoruz
“ Çao-Ling’in mezarının yanına gömüldü ve mezar Po-tao Dağı’nın şekli örnek alınarak inşa edildi.” (4) . Bu bilgiye göre piramit lerin bulunduğu alanda bir Türk Tigin (prens)’in bulunduğunu söyleyebiliriz

Piramitlerin Türklerle bir ilgisi var mı?
Yaptığımız alıntılarla aradığımız şeyin ne olabileceği konusu biraz aydınlatılmış oldu. Ancak bunlar daha yakın tarihe ait bilgiler. Çin’deki Piramitlerin yapıldığı tarih daha eski, o nedenle bu dönemi araştıran diğer kaynaklardaki bilgilerle konuyu biraz daha açmakta fayda var:
Eberhard’da bu konu ile ilgili olarak Chou sülalesi başlığı altında (M.Ö. 1050- M.Ö.247) aşağıdaki bilgiler bulunmaktadır.
“Gerçi Chou’lar kültürlerinin malı olan çuha ve yünlü kumaşları beraberlerin de getirmişlerdir, fakat elbiseler yine değişmemiş olacaktır. Esaslı olarak yalnız mezarların şekilleri değişmektedir; Shang devrin de toprak altında ev şeklinde mezarlar yap mışlardır; şimdi ise, büyük bozkır sakinle rinin tercih ettikleri gibi, büyük Tümülüs-mezarlar yapıyorlardı.” (5)

“Chou hükümdarlarının mezarları ise, Orta Asya’dakilerin şekillerine çok ben zeyen büyük tepeler halinde idi.” Eberhard s. 69
Aslında kurgan kültürü Gök tanrı inancı ile ilintilidir. Gök tanrı inancı Choulardan önceki kültür olan Shang döneminde Çin’de görülmeye başlamışken kurgan kültürü Choularla birlikte gelmiştir. Chou’ların kimliği konusunda Eberhard şu açıklamayı getirmektedir;
“Bugünkü bilgimize nazaran Chou’lar aslen bir Türk kabilesi idi; ufak olan devletleri, bilhassa Türklerle Tibetliler’den müteşekkil idi.” demektedir. Eberhard.s.33
Chou’ların Türk asıllı oldukları bilgisi Zeki Velidi Togan’ın kitabında da bulunmak tadır.(6) Ancak bu bilgilere bakarak Chou devletini oluşturan halkın tamamının Türk olduğu sonucuna varamayız. Aralarında Tibetliler olduğu gibi asıl teba Çinlilerden oluşmuş olmalıdır. Çünkü Çin o tarihlerde de çok büyük bir nüfusa sahipti. Ama Chou devletini kuranların ağırlıklı olarak Türk olduklarını söyleyebiliriz. Ayrıca bu Chou devleti Çin’in kuzeyinde kurulan bir devlettir. O tarihte Çin’de başka devlet ler de vardı.
Kurgan Kültürü Chou’larla birlikte M.Ö 1050 yılından sonra Kuzey Çin’de görülmeyebaşlamıştır. Bu arada Xi’an şehrinin bulunduğu Shensi(Shaanxi de okunur) eyaletinin, Gansu eyaleti ile birlikte kuzey Çin’deki kadim Türk yerleşkelerinden birisi olduğunu hatırlatmakta fayda var. M.Ö III. binyılın ortalarından itibaren bu bölgede görüldüğünü söylediği Proto-Türk kültürü hakkında Eberhard’da şu bilgiler bulunmaktadır. “ Çin kaynaklarından öğrenildiğine göre, bu kültürün merkezi bugünkü Shensi ve Kansu eyaletleridir.” Eberhard s.17
Eberhard bu bölgenin gelişim düzeyi ile ilgili bir kıyaslama da yapmaktadır; “ ..tarihi raporlara göre, Mançurya’da ve Doğu Moğolistan’da henüz taş aletler bulunurken, Batı Moğolistan’da ve Kuzey Çin’de maden biliniyor ve kullanılıyordu.Fakat şimdiye kadar Batı ve Güney Çin’de Kabataş devrine ait aletlerin bulunmamış olması mühimdir. Herhalde bu bölgelerde taş kültürü yerine bir tahta yahut daha doğrusu bugün bile Hindiçini’nin iptidai kabilelerinde bulunan Bambu kültürünün mevcut olduğunu kabul etmek icap edecektir.” Eberhard s.14
Xi’an (Şian) şehri, yani inceleme konusu olan piramitlerin bulunduğu alan Shensi eyaletinin güney kısmındadır. Xi’an şehri ile ilgili araştırmaya başlamadan önce Çin’de bu alandan başka yerde kurgan olup olmadığı hususunu araştırmakta fayda olduğu kanaatin deyiz. Pekin yakınlarında Ming hanedanı mezarları bulunmaktadır. Buradaki mezarlara bir göz attığımızda kurgan şeklinde değil mozole olarak yapıldı ğını müşahede etmekteyiz. Başka yerde böyle bir gelenek yoktur da denilebilir, sonra ki dönemlerde bu defin şekli terk edilmiş de olabilir. Elimizde başka araştırma imkâ nı olmadığı için maalesef bu yüzeysel araştırma ile yetinmek zorunda kalıyoruz.
Fransız arkeolog Corinne Debaine- Francfort’a ait arkeoloji kitapçığı nın 16. ve 20. sahifelerinde, Şair Viktor Segalen’in Tarihçi Chavannes’in keşfettiği eserleri ararken ünlülerin tümülüslerinden bir tanesinin yerini tespit ettiği bilgisi yer almaktadır. Segalen’in keşfettiği şey, tümülüsün hemen yanında bir Çin atının Hunluyu çiğnerken betimlendiği heykel ile birlikte, M.Ö.117 de ölmüş ve Hunlulara karşı başarılı savaşları ile tanınan komutan Huo Qubing’in kurganıdır.(7)
Gene aynı kitapçığın 132, 134 ve 135. sayfalarında kurganlar ile ilgili bilgi mevcuttur. 135. sayfada Sima Qian’in notlarından E. Chavannes çevirisini şöyle bitirmektedir. “ (Mezar) dağ gibi görünsün diye otlar ve ağaçlar dikildi.” Görüldüğü gibi üzerine ağaç dikerek saklama diye bir olay da söz konusu değil. Zaten koca bir tepenin ağaçla saklanabileceğini düşünmek abesle iştigaldir. Bu alıntılar Xi’an şehri yakınında bulunan kurganlar yani araştırma konusu piramitlerle ilgili. Buradaki kurganların oluşumunda Türklerin bir katkısı olmuş olabilir mi?;
Francford’un kitabının 134. Sahifesinde ünlü Ch’in ( Qin de okunur) imparatoru Shi Huangdi hakkında Han hanedanının ünlü tarihçisi Sima Qian’ dan ilginç bir alıntı var. “ Çin kralı burnu çıkık, gözleri iri, göğsü yırtıcı kuşların göğsüne benzeyen bir adamdır; sesi çakal sesidir…” Olumsuz ifadeler devam edip gidiyor. Bir Çin tarihçisinin Çin’in ilk imparatoru sayılan birisi hakkında neden böyle olumsuz ifadeler kullandığının cevabını Eberhard’da buluyoruz.
“..çünkü 221 de bütün geri kalan sülaleler bertaraf edilerek Ch’in( Qin) yalnız başına bütün Çin’e hakim olmuştu” Çin’de gerçek manada ilk imparatorluğun Qin’ler tarafından kurulmuş olduğunu söyleyebiliriz.
“Başlangıçtan beri ahalinin ekserisinin saf Çinli olmadığına, Türkler ve Tibetli’lerle çok karışmış olduğuna şüphe yoktur. Saf Çinliler bu devletten daima yarı “barbar devleti” diye bahsederler.” Eberhard s.75
“221’den itibaren bütün Çin’e hakim olan Shih-huang-ti hakkında hükümler muhteliftir: Resmi Çin tarihi onu tanımaz.” Eberhard s.79
Sima Qian’in tavrı şimdi daha net anlaşılabilmektedir. Barbar diye tanımladıkları halkların yönetimindeki bu devlete karşı ciddi bir önyargı içindedirler, hatta resmi tarihçe bu ilk imparator kabullenilememektedir. Frankfort da Çin’in belirgin bir biçim de geçmişin çeşitliliğinden korktuğunun altını çizmektedir.1949-1990 yılları arasında Çin’deki hiçbir arkeolojik alana yabancı arkeologların sokulmadığını söylemektedir. Devamında; “Ama 1950’li yılların Çin’i, geçmişin çeşitliliğinden korkmakta, bu geçmişe özgü bazı kültürel akrabalıkların üstünü örtmekte çabuk davranmaktadır.”demektedir Francford s.34
Qin imparatorluğunun, Çin medeniyetine ve tarihine ne gibi katkılarda bulunmuş olabi leceğini de araştırmamızda fayda bulunmaktadır.
“Çin seddinin ilk bölümleri, yani sıkıştırılmış topraktan basit surlar o dönemde yapı lır… Görkemli bir başkent isteyen ilk imparator Shaanxi’de, bugünkü Xi’an’ın yakınındaki Xianyang’a yerleştirmiştir.
Sima Qian’e göre imparator burada birçok konut ve harika saraylar inşa ettirdi. Me zarı gibi bu yapılar da ne yazık ki imparatorun ölümünden kısa bir süre sonra, geçici hane dan yıkılırken yakılıp yıkıldı. ”Francford s.90
Anlaşılan piramitlerin bulunduğu vadide ilk başkent Shih-huang-ti tarafından kurulmuş. Buradaki kurganlarda ancak M.Ö. 221 den itibaren yapılmaya başlanmış olabilir. Çin seddinin inşasına Qin’ler tarafından başlanması da ilginç. Kendileri de bozkırlı olmalarına rağmen başarılarını ve zenginliklerini koruma altına alma ihtiyacı duymuş olmalılar. Çok kısa ömürlü olan bu imparatorluk Sima Qian’ın bildi ğinden çok daha fazla eserler bırakmıştı. Ama onlar yerin altındaydılar ve Sima Qian’ın onları görme şansı elbette yoktu. Bu nedenle onlardan tek satır bile bahsetmemişti.
İmparatorunun bıraktığı eserler tamamen tahrip edilmiş olduğundan kurganında da başlangıçta ciddi bir kazı yapılmamıştı. Ama 1974 yılında tesadüfen açılan bir kuyu nedeniyle ünlü terra cotta askerlerinin bulunduğu galeriye ulaşılmıştır. Toplam olarak 6000 pişmiş top raktan asker heykeli bu galerilerden çıkartılır. Alan müze haline getirilir ve dünyanın dört bir tarafında gelen ziyaretçileri ile Çinin tanıtımında en büyük katkıya sahip mekânlardan birisi olur. İnsanın bile girmesi yasak denilen mekânları her gün binlerce turist ziyaret etmektedir. İlginç olan Çin başlangıçta burun kıvırdığı Qin devletinin eserlerini bugün gururla sergilemek tedir.

Beyaz piramit efsanesi

Qin imparatoru Shih-huang-ti, bütün Çini birleştirerek çok büyük bir ekonomik güce kavuşmuştu. Ancak iktidarından on yıl sonra ölüm onu yakalamıştı. Yeraltındaki galerilerinde savaş arabaları ile birlikte 6000 pişmiş topraktan heykelin bulunduğu kurgan oldukça büyük inşa edilmiş olmalıydı.
“ kürek mahkûmu 700.000.’i aşkın insan, imparator tahta çıkar çıkmaz inşasına başlanan mozolesinin yapımında çalıştırıldı. ” Frankford. s.93
Rakamların oldukça abartılı olması kadim Çin tarihçiliğinde neredeyse bir gelenektir. Bunu sayılamayacak kadar çok insan şeklinde anlamakta fayda var. Yoksa ne kadar büyük olursa olsun bir tepe üzerinde 700.000. kişi çalışması mümkün değildir.
“ Höyük iyice görülebilmektedir. İmparatorun isteği doğrultusunda, Mısırın en büyük piramidini hacim açısından geride bıra kan bir dağa benzemektedir”. Frankford. s.94.

Yazıda tarif edildiği kadarı ile Qin imparatorunun kurganı (höyük) beyaz piramidin tanımına çok benzemektedir. Ancak yukarıda zikredildiği gibi ilk imparator tarafından yapılan eserlerin tamamı yıkılmış olduğu için kurganının da günümüze ilk yapıldığı şekliyle kalmamış olması muhtemeldir. Alanda başka büyük piramitler de vardır. Çünkü kurgan geleneği M.Ö. 206 yılında kurulan Han hanedanı tarafından da devam ettirilmiştir. Hanlar Mete han ile savaşan Çin hanedanı idi. Beyaz piramit konusunda da tam bir netlik olmamakla beraber Qin imparatorununkinin dışında iki ayrı piramit üzerinde dikkatler yoğunlaşmaktadır. Bir tanesi Çinlilerin beyanına göre İmparatoriçe Wu’nun piramidi. Piramitten çok dağa benzeyen bu kurganın aslında bir dağ olduğu, daha sonra çukur yerlerine toprak doldurularak dış görünüşünün piramide benzetildiği, zamanla bu killerin aşınması ile bugünkü görünümüne kavuştuğu ve yabancılar tarafından anlaşılamadığı söylenilmektedir. İkinci görüş de mevcut piramitler içerisinde en geniş alana yayılmış bulunan Çinlilerin isimlendirmesiyle Mao Ling piramididir. Bir ölçüde efsane haline gelmiş bulunan beyaz piramit Shi- huangdi nin, İmparatoriçe Wu’ nun veya Mao Ling’in piramidi olabilir. Mao ling piramidi’nin geniş alana yayılmış olması yüksek olması manasına gelmez. Shi huangdi nin kurganının da ölümünden hemen sonra tahrip edilmesi nedeniyle yapıldığı zamanki heybetini muhafaza edememiş olduğunu düşünmekteyiz. Amerikalı pilotun ikinci dünya savaşı yıl larında fotoğrafladığı piramide benzer nesnenin yani beyaz piramidin, İmparatoriçe Wu’nun piramidi olduğu kanaatini taşımaktayız. Bazı kısımları aşınmakla artık piramide benzemese de buradaki en yüksek piramit imparatoriçe Wu’nun piramidir. Zaten Amerikalı pilotun çektiği fotoğrafta da aşınma izleri rahatlıkla görülebilmektedir.
Özetle söylersek Öntürkler tarafından Çin’de inşa edildiği ve şu ana kadar saklandığı iddia edilen piramitler, kayadan yapılmış olmayıp yeraltında gömülü mezar odasının üzerini örten yığma topraktan ibaret tümülüslerdir. Kadim başkentte oturan lar aristokrat oldukları için kendi kurganlarını piramide benzer şekilde inşa ettir mişlerdir. Kuzey Çin’deki ilk Türk devleti olan Chuou'lar tarafından Çin’e getiril miş, hâkim sınıfı Türkler ve Tibetliler olan Qin imparatorluğu tarafından devam ettirilmiş Kurgan geleneğinden başka bir şey değildir.
Sonsöz
Yazı içersindeki fotoğraflar Çinli arkadaşların yardımıyla elde edilmiştir. Fotoğrafların çoğu Mao Ling piramidinin etrafındaki eserlerden alınmıştır. Kazı fotoğrafları da Yang ling piramidinin fotoğraflarıdır. En son fotoğraf olan Çin’ce yazıt fotoğrafının biraz kafa karışıklığına sebebiyet verdiğini söylemeden geçemeyeceğiz. Genelde bu tür yazıtların dört tarafı açık olur. Oysa bu yazıtın sadece bir yüzü açıkta. Sanki etrafındaki duvar yeni yapılmış gibi duruyor. Yazıtın diğer yüzlerinde yazı olma ihtimali var. Komplo teorisi üretmeden duramıyoruz galiba. Ama bu araştırma bizim boyumuzu aşar.
Mustafa Adnan Mehel Eylül 2009
Kaynakça:
1-Tarcan Haluk, Tarihin Başladığı Ön Türk Uygarlığı, Töre yayınları İstanbul 2006

2-Hudyakov Y.S , Skulpturnoe İzobrajenie Poverjennogo Hunna Na Mogile Qo Tsubina..(G.Novosibirsk)
3-Belli Oktay, Kırgızistan’da Taş Balbal ve İnsan Biçimli Heykeller, Arkeoloji ve
sanat Yay. İstanbul 2003 s.12
4-Liu Mau-Tsai .Çin Kaynaklarına Göre Doğu Türkleri, Selenge Yayınları. 2006
5-Eberhard Dr. Wolfram, Çin Tarihi, Türk tarih Kurumu yayınevi, Ankara 2007, s. 36
6-Togan A. Zeki Velidi, Umumi Türk Tarihi’ne Giriş, İ.Ü. Edebiyat Fak. Yay. İstanbul, 1981 s.13
7-Francfort, Corinne Debaine , Eski Çin’in Yeniden Keşfi ,Çev. Elif Gökteke, Yapı Kredi yay. İstanbul 2008



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >

T
8 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: _Kozbey

Eğer bölge gezilebiliyorsa yeni bir gezi yapılmalı parasını verelim gezelim ,
üstü kapatılmamış zaten topraktan yapılmış diyenler var o fidanlar yeni yeni ağaca dönmeye başlamış göz var nizam var.
Askeri bölgede diyorlar askeri bölgede tarım mı yapılır
Türkler göçebe diyorlar, belki değil, belgesi yok ki, belki yerleşikten göçebeye geçmiş


Yerleşiklikten göçebeliğe geçilmez.



< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
T
7 yıl
Çavuş

quote:

Orijinalden alıntı: Tarihçi


quote:

Orijinalden alıntı: _Kozbey

Eğer bölge gezilebiliyorsa yeni bir gezi yapılmalı parasını verelim gezelim ,
üstü kapatılmamış zaten topraktan yapılmış diyenler var o fidanlar yeni yeni ağaca dönmeye başlamış göz var nizam var.
Askeri bölgede diyorlar askeri bölgede tarım mı yapılır
Türkler göçebe diyorlar, belki değil, belgesi yok ki, belki yerleşikten göçebeye geçmiş


Yerleşiklikten göçebeliğe geçilmez.

Piramitlerdeki sırlar ortaya çıkarsa Türklerin tarihi yeni baştan ele alınabilir,
Eski Türklerin hepsi göçebe değildiki zaten,diğer Türklerden çok daha erken hatta milat öncelerinde yerleşik hayata geçip mimari alanda gelişme göstermiş Türk tplumları da olmuş ola bilir, başka birisi de Uygurların Milattan sonra 740lı yıllarda yerleşik hayata geçtiğini söylemiş,
Yerleşik hayata geçen ilk Türk boyunun Uygurlar olduğu bilinse de o piramitteki sırlar ortaya çıkarsa belki Uygurlardan bile çok daha erken yerleşik hayata geçmiş ve Mimarisi gelişmiş Türk toplumları ortaya çıkacak?


Belki o Piramitlerde hem Türklere hem Çinlilere ait ortak eserleri vardır? o beyaz piramitlerin hepsinin Türklere ait olması bana da bartı gelyor ama belki de Türklerle Çinlilerin ortak ürünleridir onlar? Çinliler,n o piramitleri tamamen yok etmek yerine saklaması kamufle etmesi yasaklaması da bu yüzdendir belki?





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tuzla tersanesi -- 25 Ekim 2017; 19:26:16 >
Bu mesaja 1 cevap geldi.