Adam mı bu...işlerine geldimi onlardan demokratı yok ama işlerine gelmedi mi diktatörleri aratırlar...doğan grubunun topu inşallah uzan gibi olur bir gün de kurtuluruz bu kan emicilerden... |
SELAM MÜMİNLERİN ÜZERİNE OLSUN..... BUNLARINKİ İSTEMEM YAN CEBİMİ KOY HİKAYESİ.... MADEM İLAN SİZE TERS NİYE İLANI GAZETENİZDE YAYINLIYORSUNUZ...MADEM YAYINLADINIZ NIYE KIVIRIYORSUNUZ.......... ADAMLARIN İLAN PARASINI ALIRKEN İYİYDİ....HEM SUÇLU HEM GÜÇLU.... SİZ HİÇ MUHAFAZAKAR Bİ GAZETEDE EVRİM YAYINLARININ REKLAMINI GÖRDÜNÜZ MÜ? |
yaw benim anlamadığım adamların gazeteleri neden bu kadar çok satıyor,halkımızı öyle bi hale getirdilerki ellerinde evrip çevirip bozuyorlar... Bu sitede bile atesitler, evrimcilerin çokluğunu görünce ne kadarda başarılı olduklarını anlıyorum... |
yazıyı sonuna kadar okumanızı tabvsiye ederim. |
Biraz daha zor olur ama mutlaka onlarda olacaktır.Gücü yetse Koç u bile dağıtırlar ama o yemez Yukardaki yazı ise tam bir saçmalık.Birde tarafsız habercilikten söz ederler |
BİR KÖŞE YAZISI: İsmet Berkan, izinde olduğu sırada, "yaradılış" ile ilgili kitap ilanlarının gazetesinde yer almasına fena içerlemiş. İzinden döner dönmez kaleme aldığı ilk yazıda okurlarından özür diledi İsmet Berkan'la dertleşme vaktidir Ah İsmetçim ah!.. Bunlar böyledir, sızarlar. bazı gazetelerde de çıkıyor ilanları. Yaradılış falan diyorlar, evrim teorisini yerden yere vuruyorlar. Bir de o kitapları okusan, neler görürsün neler! İlan metni bile tepeni attırmaya yetmiş, kazara okuyacak olsan en az seksen, doksan. Şaka bir yana, inan ki o kitapların hepsi "yaradılış" inancı üzerine kurulu. Evrimle dalga geçiyor adamlar yahu! İnsanın atasının maymun olduğuna inanmıyorlar da görmedikleri Tanrı'ya inanıyorlar. Tövbe tövbe! Zürafaların uzun boylu oluşlarını bile başka türlü izah ediyorlar, sevgili kardeşim. Bilimi milimi taktıkları yok. Darvin adlı kişiyle kafa buluyorlar azizim. Şarlatan marlatan diyorlar da maymunun pardon insanın tüylerini diken diken ediyorlar. Bunlar var ya bunlar, nasıl desem, yani şu yeni TCK devreye girmemiş olsaydı, şimdi tam burada ne diyeceğimi biliyordum ya, neyse. Sen anlarsın. Fanatik bunlar fanatik! Hepsi "Nuh" diyor, yetmezmiş gibi arkasından bir de "Peygamber" diyorlar. Yine de yine de, bak ben iki 'yine de'yi peş peşe kullandım; senin gibi arada başka kelimeler sarf etme gereği duymadım... Ve bu arada ne diyeceğimi unuttum. Yahu sen bunu da anlarsın be! Diyeceğim, adamlar güçlü ve çok kararlı. Kafalarına koyduklarını yapıyorlar. Güçlerini görmedikleri Tanrı'dan ve kutsal kitaptan aldıklarını iddia ediyorlar. İnanmazsın, bunlar günde beş vakit namaz kılıp, Ramazan geldiğinde bütün gün aç acına akşamı ediyorlar. Sayıları da az değil ha! Hani sana telefon eden, fakslar yağdıran, elektronik posta gönderen okurların var ya, işte o mümtaz şahsiyetler, toplam okurlarının içinde çoğunluk değildirler, kesinlikle inan buna. O ilanı verenler gibi düşünen okurlarının sayısı, emin ol ki daha fazladır. Uzun lafın kısası, daha çok çalışman, daha çok mücadele etmen gerekiyor. Allah korusun, bunlar gazeteye sızmakla kalmaz, yönetimi bile ele geçirebilirler günün birinde. Aman dikkat! Not: Bir yardımım dokunacaksa, hemen haber et, elimden geleni esirgemem. Öptüm. |
işinize gelen yazılar çok güzel, işinize gelmeyenler batsın yok olsun... |
SİZ NE DİYORSUNUZ HARUN YAHYA ZIRVASI..İŞİNİZE GELMEDİMİ? |
sen ne diyorsun işine gelmeyen yazılar için...övüyor musun... |
onu demek istemedim. başka fikirlere tahamülünüz yok. |
ismet berkan çok mu tahammüllü de, tahammül bekliyorsunuz bizden... |
ne diyeyim sen de haklısın. |
Beyler sadece tek cümle kuracağım , bakın kuruyorum: Mustafa Akyol: süper bir insan, kendini çok fazla geliştirmiş, dünyada Türkiye'de tanındığından daha çok tanınan, Darwin mahkemesindeki tek Türk üye, sanırsam zaman gazetesinde yazıyor, evrim karşıtı yani akıllı tasarımı savunuyor (hatta Adnan oktar kendisine sataşmış vede cevabını almıştır bknz: mustafa akyolun şahsi sitesi adını unutum googledan türkçe sayfalarda aratın) ayrıca bunu yaparkende işin içine dini hiç katmıyor vede kendisi Ahmet Akyol'un oğlu. |
Mustafa Akyol, Taha Akyol'un oğlu bu arada. Ayrıca bilimsel meseleler gazetecilere kaldıysa yandık demektir. |
bence böylesi daha iyi adam kendi bölümünü bırakıyor. Geliyor bunu araştırıyor öğreniyor. Hiç birşey yapmadan bu işten para kazananlar gibi değil direk bir maddi çıkarı olmadan öğreniyor. Gazeteci mi bilmiyorumda en azından daha çok kişiye ulaşıyor. Yani adamı bir tartışmada izlesen dinlesen anlarsın demek istediğimi : Tam Donanımlı, ben o adama hayranlık duyuyorum |
Kendi bölümünü bırakıp şu hava ortamında fotonlara şekil verme olayına da bi el atsın, hologram olayı yaygınlaşsın artık.. Adam gazateci işte bilimi bilim adamları yapsın, gazeteciler de kendi işlerini baksın. Ceviz Kabuğunda izlemiştim adamı. Bu iş konuşarak olmaz. Diyologla teori çökertildiği nerde görülmüş. Bir iki kağıt, 3-5 grafik gösteriyor, sonra da "aha çökerttim galiba" diye heyecan yapıyor. |
adamın hologram geliştirmekle işi yokki adam bununla uğraşıor. Ayrıca aynı programı izlemişiz gayet tatmin edici cevaplar verdi zaten ben o programdan sonra tam anlamıyla taraf oldum. Diyalogla olmaz oda biliyor o yüzden zaten darwin mahkemesinde . Ama diyaloğuda hiç fena değil çok sıkıcı bir program olmuştu karşı görüşten insanlar birsüre sonra programı aramamaya başladığı için... |
Radikal Gazetesi geçen hafta Adnan Oktar’ın Evrim teorisini çürüten kitaplarının reklamını yayınladı. Ardından Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan, bu ilanın yayınlanmasının büyük bir hata olduğunu anlatan ve Evrim teorisini savunan iki yazı yazdı. İsmet Berkan’ın ilk yazısı 25 Haziran’da “Yaratılış masalları Radikal’e de sızmayı başardı” başlığıyla yayınlandı. Berkan bu yazısında, önce “İlan, Harun Yahya takma adını kullanan ve kamuoyunda daha çok ‘Adnan Hoca’ diye bilinen Adnan Oktar adlı kişinin yazdığı birtakım kitapların tanıtımı için verilmişti” diyerek olaydan ciddi bir şekilde rahatsız olduğuna dikkat çekti.
Ardından Adnan Oktar’ın kitaplarının bilimsellikten uzak olduğunu ileri sürdü ve kendi çapında dalga geçmeye çalıştıktan sonra, hızını alamadı ve aynı sütunlarda yaratılışa inananları doğmatiklikle suçladı ve Darwin’in teorisini savunmaya çalıştı. Zaman zaman köşesinde özgürlükten, bağımsızlıktan bahseden İsmet Berkan, gazetesinde Darwin’in Evrim Teorisi’ni çürütmeye çalışan bir yazarın kitaplarının ilanının yayınlandığını görünce, bir anda otoriter bir havaya giriyor. Yaratılışa inananlarla her yerde savaşmaya hazır olduğunu açıkça ilan ederek, Evrim Teorisi’nin Donkişot’u olmaya soyunan ve kılıcını çeken İsmet Berkan bakın neler diyor yazısında: “Semavi dinlerin fanatiklerini bir araya getiren yegâne ortak nokta bu: İnsanlar ve evrendeki diğer canlılar evrim yoluyla bugün oldukları hale gelmediler, onlar Tanrı tarafından bugün oldukları gibi yaratıldılar!
Bendeniz, çoğu kişi öyle olmadığımı düşünse bile, aslında laiklik konusunda çok ama çok hassas bir kişiyim. Başkalarından veya Türkiye’deki laikçilerden farkım, Türkiye’de laikliğin başörtüsüne veya Kur’an kurslarına serbestlik tanınmasıyla değil, dinsel dogmaların bilimin yerine geçirilmesiyle tehlikeye düşeceğini biliyorum.
Evrim Teorisi’nin yerine yaradılışı okul kitaplarına sokmaya çalışmak, dinsel dogmaların eğitime sızmasına izin vermek demektir…Birilerinin Evrim Teorisi’ni yerden yere vurmasına bir itirazım yok, ben onlarla mücadelemi aynı zeminde, yani yazı yazarak ve tartışarak sürdürürüm ve onların görüşlerinin eğitim sistemine sızmaması için elimden geleni yaparım.
Bu arada o görüşlerin Radikal’e sızmaması için de elimden geleni yaparım. Yaradılışı savunan makalelerin gazetemde yayımlanmasına izin vermem; o makaleleri başka gazeteler isterlerse yayımlayabilirler; ben o fikirlerin yayılmasına aracılık edemem, etmem. Aynı şekilde, normal şartlarda Adnan Hoca’nın kitaplarının ilanlarını da basmam, basamam. Ama önceki gün ne olduysa olmuş, bu ilan bir biçimde Radikal’e sızmış.
İşte bu sebeple okuyucularımıza, özellikle de dün hassasiyet gösterip bize telefon ve fakslar yağdıran, elektronik posta kutularımızı dolduran okuyucularımıza özür borçluyum. Bu ilanı basmamalıydık.”
İKİNCİ YAZI TAM BİR SAVUNMA..............
Bu satırların yazarı 26 Haziran’da da “Bilimsel teori ile doğma arasındaki temel fark” başlıklı ikinci yazısını yayınladı. Berkan bu yazıda önce bilim ile imanı karşılaştırmış ve sözü yine Evrim teorisine getirerek, “…Charles Darwin, Evrim Teorisi’ni ortaya attığında başına gelebilecekleri de tahmin ediyordu. Teori, çok kısa zaman içinde ‘dine küfür’ olarak algılandı İngiltere’de ve Batı Avrupa’da. Darwin’in teorisi dinamik bir modeldi. Türlerin gelişimi hakkında yeni bir bakış açısını ortaya atıyordu. Bugün hâlâ elimizdeki en iyi bakış açısı bu. Türlerin ortaya çıkışını, gelişimini veya ortadan kalkışını bugün hâlâ Darwin’in ortaya attığı teori ile açıklıyoruz. Hoş, aradan geçen zamanda teori çok sayıda değişikliğe uğradı ama yine de işin özü değişmedi; daha doğrusu işin özünü değiştirecek bir bilimsel kanıt ortaya konmadı. Bilimsel teori ile dogma arasındaki temel fark da budur işte. Bilimsel teori, dinamik bir modeldir. Her gün yeniden test edilir, eğer yanlışsa hemen değiştirilir” diyor ve bir takım örneklerle iddialarını savunmaya çalışıyor yani Darwin Teorisi’nin bilimsel ve dinamik bir teori olduğunu söylüyor ve bu zamana kadar onu yanlışlayacak yeni bir teori üretilmediğini ileri sürerek, yaratılışa inananlarla da, “yaratılış masalları” ifadesini kullanarak saygısızca dalga geçiyor. Radikal’i İsmet Berkan’ın yazıları kesmedi ve İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Haluk Ertan da Darwin’i göklere çıkaran bir yazı kaleme aldı.
İSMET BERKANIN YAZISINA BİLİMSEL VR DİNİ TEPKİ...............
Radikal’in bu tavrına en güzel yanıt Zaman Gazetesi’nin Yorum sayfasında yayınlanan Mustafa Akyol imzalı bilimsel yazıda geldi. Mustafa Akyol bu yazısında, Darwinizm’e yönelik çağdaş itirazların “din temelli” değil, “bilim temelli” olduğunu ve bugün çok sayıda bilim adamının Darwin’in tezlerine inanmadığına dikkat çekti. Akyol bilimsel kaynaklarla desteklediği yazısında şu ifadelere yer verdi: “ Türkiye’de konuyu ele alan pek çok insanın zihninde “bilimsel bir teoriye bağnazca tepki gösteren dinciler” tablosu var. Oysa durum o kadar basit değil. Öncelikle, Darwin karşıtlarının çoğundaki “dindarlığı” görürken, Darwin taraftarlarının çoğundaki “din karşıtlığını” da görmek gerekiyor.
Darwin, din konusunda bir yorum yapmamış, örneğin “Tanrı yoktur” dememişti; ama bunu demeyi mümkün kılan teorisi ilk günden itibaren ateistlerin baş tacı oldu. Çünkü, günümüzün önde gelen evrimcilerinden Oxford zooloğu Richard Dawkins’e göre, Darwin ateistlere “entelektüel yönden tam tutarlı ateistler olma şansı sağladı”. Dolayısıyla “tarafgirlik”, her iki tarafta da vardır. Nitekim Prof. Ertan da, Radikal’deki makalesinde, “din”, “öbür dünya” ve “safsata” kavramlarını üstüne basa basa aynı dizi içinde kullanarak, dine karşı gayet açık bir “taraf” sergiliyor. Ama bu da o kadar önemli değil... Asıl önemli olan, Darwinizm’e yönelik çağdaş itirazların “din temelli” değil, “bilim temelli” oluşu. Elbette bazı insanlar, “Darwinizm’e karşıyım; çünkü inancıma aykırı” diyor; ama bugün bilim dünyasında tartışılan, bu değil. Tartışılan, Darwinizm’in bilimsel açmazları. İlk hücre nasıl var oldu? Canlı bedenlerindeki karmaşık biyokimyasal makineler nasıl ortaya çıktı? Genetik bilginin kökeni nedir? Neden bilinen tüm temel hayvan grupları (filumlar) aynı jeolojik dönemde (Kambriyen devirde) aniden, kendilerine benzer ataları olmadan ortaya çıktılar? Bu gibi sorulara Darwinistlerin verebildikleri doyurucu yanıtlar yok. Ve işin ilginç yanı, bilim ilerledikçe Darwinizm’in yanıtları değil, soruları, daha doğrusu sorunları artıyor. Darwinistler “bilim elbette bunlara yanıt bulmamızı sağlayacak” diyorlar; ama bu durumda teori eldeki kanıtlara değil geleceğe yönelik bir umuda (yani inanca) dayalı hale geliyor...
Peki Darwinizm yaşamın kökenini açıklayamıyorsa, onu nasıl açıklamak gerek? Son yıllarda ABD’de gelişen “Akıllı Dizayn” (Intelligent Design) teorisi, işte bu soruya cevap getiriyor. Darwinizm, canlılığı doğa kanunlarının ve rastlantıların eseri olarak yorumlarken, bu teori üçüncü bir etken daha öne sürüyor: Dizayn! Dizayn teorisi, “yaratılışçılık” değil. Çünkü Dizayn bilimsel kanıtlara, Yaratılışçılık ise dinî kaynaklara dayanıyor. Dizayn’ın dayanağı, Kitab-ı Mukaddes veya Kur’an değil; canlılardaki kompleks sistemler. Nemrut Dağı’nın tepesindeki heykelleri görünce, bunların “doğal etkilerle” oluşmadığını, dizayn edildiğini nasıl anlıyorsak, canlılığın dizayn edildiğini de öyle anlıyoruz. (Tabii bu akıl yürütmenin belirli bir metodolojisi de var, Baylor Üniversitesi matematikçisi Prof. William Dembski tarafından kurulan.[1]) “Canlıları kim dizayn etti?” sorusuna ise bilimin verebileceği bir cevap yok. Buna insanlar inançları ve felsefeleri doğrultusunda kişisel cevaplar verebilirler; ama bunlar bilimin alanı dışında. Bu nedenle Dizayn teorisi, dinlere uygun; ama dinî olmayan bir düşünce.
GENOM PROJESİ NEYİ KANITLADI?
Ve bu teori ABD’de giderek güçleniyor. Teorinin bilimsel merkezi durumundaki Discovery Insitute tarafından yayımlanan “Darwinizm’e Kuşkulu Bakış” deklarasyonunu imzalayan bilim adamı sayısı 400’ü aştı. Georgia, New Mexico, Ohio gibi eyaletlerde, Dizayn teorisinin bazı argümanları, Darwinizm’e alternatif olarak ders kitaplarına girdi. Kansas’taki durum ise önümüzdeki haftalarda belli olacak. Türkiye’deki Darwinistler ise tüm bu bilimsel muhalefete “dincilik” diye dudak büküp, sonra da Darwinizm’in aslında her şeyi gümbür gümbür açıkladığını ileri sürüyorlar. Örneğin Prof. Ertan, “insan genom projesi”nin evrime ilişkin çok güçlü bilgiler ortaya koyduğunu ileri sürmüş. Oysa söz konusu proje hiç de öyle bir sonuç vermedi. Aksine, denebilir ki, canlılığın kompleksliğini biraz daha açığa vurarak, Dizayn tezine destek sağladı. Projeyi yürüten Celera Genomics şirketinin bilim adamlarından Gene Myers’ın şu sözleri, medyada hayli yankı bulmuştu: “Beni şaşırtan, yaşamın mimarisi. Sistem olağanüstü derecede kompleks. Tasarlanmış gibi.”
Bu kadarcık bir yazı, bu konudaki bilimsel kanıtları tartışmak için yeterli değil elbette. Ama hemen belirteyim ki, Darwinizm’i savunan herkesle, her yerde ve her şartta tartışmaya hazırım; çok da iyi olur. Burada asıl olarak meselenin özüne dair bir şey söylemek lazım. Onu da aslında Sayın Berkan zaten söylemiş. Şu ifadesine katılmamak elde değil: “Bilimin temeli kuşkuculuktur; dinin ise iman. Bilimde imanın yeri yoktur.”
Çok doğru. Ancak elbette buradaki iman kavramından, Teistik dinlere iman kadar, ateizme ve materyalizme imanı da anlamak lazım. Darwinizm’i ısrarla savunanların bazıları, söz konusu “izm”lere imanları nedeniyle öyle yapıyor gibi duruyorlar; çünkü kanıtları tartışmak yerine itirazları diskalifiye etmeye çalışıyorlar. Dizayn teorisini savunan bilim adamlarının çağrısı ise çok daha objektif: “Gelin kanıtları izleyelim; bizi hangi sonuca götürüyorlarsa götürsünler...”
Biz, Radikal Gazetesi’nin Evrim Terosi’ni çürüten kitapların ilanını yayınlayarak bu affedilemez hatayı nasıl yaptığını İsmet Berkan’dan daha çok merak ediyoruz ve bu yönde yeni yazılar bekliyoruz. Bu hatayı 3 tane yazı kurtarmaz süreç devam etmeli…
BU NASIL İŞTİR.HEM GAZETENİN GENEL YAYIN YÖNETMENİ OLACAKSIN VE GAZETENDE SENDEN HABERSİZ SENİNDE ELEŞTİRECEĞIN KİTAP İLANI YAYIMLANACAK....
NE DEMİŞLER PARANIN YUZU SICAKTIR .........................
BİLİNÇLİ DİZAYN
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi BİLİNÇLİ DİZAYN -- 30 Haziran 2005, 13:12:10 >