S

Haber Editörü
12 Şubat 2019
Tarihinde Katıldı
Takip Ettikleri
0 üye
Görüntülenme (?)
86 (Bu ay: 0)
Gönderiler Hakkında
S
2 yıl
Soğuk koşullarda saklanabilen doku mürekkebi geliştirildi



Gelişen teknolojiyle birlikte 3 boyutlu yazıcılar laboratuvar şartlarında da kullanılmaya başlanmış ve birçok kolaylık sağlamış durumda bulunuyor ancak genel olarak 3 boyutlu yazıcılar ile üretilen dokuların ömürleri de kısa oluyor. Şimdi ise bilim insanları üretilen dokuların daha uzun süre dayanmasını sağlayabilecek deneysel biyolojik mürekkep geliştirdi.



Genelde 3 boyutlu yazıcılar ile üretilen organların ve dokuların birkaç saatte implante edilmesi gerekmekle birlikte bilim insanları bu durumun üstesinden gelmek amacıyla bir araya geldi ve donabilen biyolojik mürekkep geliştirdi.



Biyolojik mürekkep





Geliştirilen mürekkep tıpkı diğer geleneksel mürekkepler gibi canlı hücreler ve kriyo prezarvatif bileşenler barındırmakla birlikte soğuk derecelerde de işlev göremeyi sağlayacak dimetil sülfoksit ( DMSO ) ile maltoz şekeri de içeriyor.



Geliştirilen mürekkep ile basılacak dokular direkt olarak -20 C soğuk levhaya püskürtülüyor ve böylece dokular direkt olarak donuyor. Milisaniyeler içerisinde donan dokular böylece başlangıçtaki formlarını koruyor ve uygun koşullarda saklanabiliyor.



Ayrıca Bkz.FDA kurumu presbiyopi damlasını onayladı



Geliştirilen teknoloji laboratuvar testlerinde test edildi ve ilgili dokular -196 C ‘de 3 ay boyunca saklandı. Yapılan çalışmalar neticesinde hücrelerin canlılıklarını koruyabildiği ve dokuların yapılarını muhafaza edebildiği gözlendi.



Yeni araştırma Matter adlı dergide yayımlandı.




Kaynak:https://www.eurekalert.org/news-releases/938288
Kaynak:https://www.cell.com/matter/fulltext/S2590-2385(21)00613-5?utm_source=EA
Kaynak:https://newatlas.com/science/freezable-3d-bioprinting-ink/
S
2 yıl
Omega-3 desteği depresyonu önlemekte yetersiz



Depresyonun organik durumlarla ilişkisi uzun zamandır araştırılmakla ve depresyonla ilgili birçok neden sonuç ilişkisi kurulmasına karşın araştırmalar da hız kesmeden devam ediyor.



Şimdi ise bilim insanları major depresif bozuklukla ( MDD ) balık yağı kullanımını irdeledi.



Araştırma oldukça geniş çaplı ( 18.353 hasta ) yapılmakla birlikte araştırmaya yaşı 50’den büyük olan ve depresyon semptomu göstermeyen kişiler dahil edildi.



Omega 3





Araştırmaya katılan ve retrograd ( geriye dönük ) olarak incelene grubun ortalama olarak 5 ila 7 yıl boyunca takviye balık yağı aldıkları tespit edilmekle birlikte söz konusu araştırma da türünün ilk örneği olma özelliği taşıyor.



Deneklerin yarısına Omacor olarak adlandırılan ve 465 mg eykasopentotenik asit ( EPA ) ile 375 mg dokosaheksaenoik asit ( DHA ) içeren haplar verilmekle birlikte diğer gruba plasebo verildi. Depresyon belirtileri ise 2 farklı test kullanılarak takip edildi.



Yapılan çalışmalar sonucunda depresyon derecesi açısından omega 3 alan ve plasebo alan gruplar arasında bir fark olmamakla birlikte ilginç bir şekilde oldukça küçük ama istatistiksel olarak anlamlı olarak omega 3 alan gruptaki semptomların plasebo alan bireylere oranla daha fazla oranda görüldüğü tespit edildi.



Ayrıca Bkz.FDA kurumu presbiyopi damlasını onayladı



Son olarak ilgili araştırmanın henüz kesinlik kazanmadığını, King’s College of London kurumu araştırmacılarının yürüttüğü bazı araştırmalarda yüksek doz omega-3 yağ asitlerinin ağır depresyonla ilişkili nöroinflamasyonu baskılayarak depresyon üzerinde yayarlı olabileceğinin gösterildiğini ekleyelim.



Yeni araştırma JAMA adlı dergide yayımlandı.




Kaynak:https://jamanetwork.com/journals/jama/article-abstract/2787320
Kaynak:https://www.massgeneral.org/news/press-release/Clinical-trial-reveals-that-omega-3-fish-oil-supplements-do-not-help-prevent-depression
Kaynak:https://newatlas.com/health-wellbeing/omega3-fish-oil-depression-clinical-trial-results/
S
2 yıl
FDA koronavirüs ilacını onayladı



ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA), Pfizer’in antiviral Covid-19 hapı Paxlovid’e acil kullanım izni verdi.



Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Levent Doğancı, Paxlovid için “Bilimselliği kanıtlanmış, objektif çalışma sonuçlarının, güvenilir bilimsel dergilerde yayımlanmasını beklemek gerek” yorumunu yaptı. 



FDA





Pfizer'in yaptığı klinik deneylerde, riskli hastaların ilacı semptomların başlamasının ardından beş gün boyunca 12 saatte bir alması durumunda hastaneye yatma ihtimali ve ölümlerin yaklaşık yüzde 90 oranında azaldığı görüldü. Antiviral nitelikteki ilaç, virüsün hücrelerde çoğalma yeteneğini zayıflatıyor ve böylece hastalığın gelişimi yavaşlıyor. İlaç, HIV hastalarının tedavisinde kullanılan Ritonavir ilacının yeni bir etken madde olan Nirmatrelvir ile kombine edilmesiyle geliştirildi.



Ayrıca Bkz.FDA kurumu presbiyopi damlasını onayladı



Nirmatrelvir, virüsün çoğalmasına neden olan enzimin etkisini bloke ederken Ritonavir de Nirmatrelvir maddesinin parçalanmasını yavaşlatarak vücutta daha uzun süre ve daha yüksek seviyelerde kalmasını sağlıyor. FDA, ilacın yan etkileri arasında tat alma bozukluğu, tansiyonun yükselmesi, ishal ve kas ağrıları olabileceğini işaret etti.




Kaynak:https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/fdadan-pfizerin-koronavirus-hapina-acil-kullanim-onayi-1895046
Kaynak:https://www.dw.com/tr/abdde-yeni-covid-ilac%C4%B1-paxlovide-onay/a-60232576
S
2 yıl
FDA kurumu presbiyopi damlasını onayladı



Günümüzde gelişen teknoloji tıp ve sağlık alanına da yansımakla birlikte FDA kurumunun onayladığı presbiyopi damlası Amerika Birleşik Devletleri’nde satışa sunuldu.



Günümüzde Amerika Birleşik Devletleri’nde 128 milyon insanın presbiyopiden muzdarip olduğu bilinmekle birlikte presbiyopi seniliteye bağlı görme kaybı olarak tanımlanıyor. İnsanlar yaşlandıkça gözde bulunan lens yaşlılığa bağlı bazı reaksiyonlar sebebiyle sertleşiyor ve böylece gözün fokal odağı değişebiliyor.



Presbiyopi





Presbiyopi ( yaşlılığa bağlı görme kaybı ) denilen durum aslında yaşlılığa bağlı fizyolojik bir olay olmakla birlikte yaşlılıkta gözlük kullanım gereksinimini de oluşturuyor.



Vuity adlı yeni ilaçta ‘’Pilocarpin’’ etken maddesi bulunuyor ve bu madde pupil olarak adlandırılan göz bebeğinde myozis yani daralma yapıyor böylece lensin yakına odaklanması mümkün oluyor ve görüş keskinliği artıyor.



Geliştirilen ilaç yaşları 40 ila 55 arasında değişen presbiyopisi olan 750 insan üzerine Faz 3 deneylerinde test edildi ve kişilerin görme keskinlikleri değerlendirildi.



Ayrıca Bkz.Mikro plastiklerin hücreler üzerindeki etkileri incelendi



Deneyler sonucunda hiçbir insanda ciddi yan tesir görülmemekle birlikte geliştirilen damlanın uzak mesafede etkili olmadığını yalnız yakın ve orta görüşte etkili olduğunu ekleyelim.



Yeni araştırma Abbvie / Allergan adlı dergide yayımlandı.





Kaynak:https://news.abbvie.com/news/press-releases/vuity-pilocarpine-hci-ophthalmic-solution-125-first-and-only-fda-approved-eye-drop-to-treat-age-related-blurry-near-vision-presbyopia-is-now-available.htm
Kaynak:https://newatlas.com/medical/vuity-presbyopia-eye-drops/
S
2 yıl
Şarbon toksini kronik ağrı tedavisinde kullanılabilir



Günümüzde ağrı tedavisinde birçok ajan kullanılmakla birlikte Harvard Medical School kurumu araştırmacıları şarbon bakterisinin ürettiği toksinde bulunan bazı bileşenlerin beyinde ağrı sinyallerini ileten nöronların aktivitesini azaltarak ağrının azaltılabileceğini keşfetti.



Anthrax yani şarbon toksinlerinin içerisinde bazı protein yapılı moleküller bulunuyor. Bu moleküllerin her biri aslında toksik karakterde olmamakla birlikte ilgili moleküllerin kombinasyonu letal yani ölümcül bile olabiliyor. Yeni araştırmada ise şarbon toksinlerinin nöronları nasıl etkilediği araştırıldı.



Anthrax





Dorsal kök gangliyonu olarak adlandırılan ve ağrıyı algılayan gangliyonların üzerinde şarbon toksinine oldukça yüksek affinite ( istek ) gösteren bazı spesifik reseptörler bulunuyor.



Şarbonun iki ana toksin bileşeni bulunuyor. Bunlardan birini ödem diğerini ise letal toksin oluşturuyor. İki toksinde de protektif antijen ( PA ) adı verilen ortak bir anahtar protein bulunuyor ve PA tıpkı bir Truva atı gibi davranarak ilgili toksini hücre içerisine sokuyor.



Araştırmacılar yeni araştırmada ödem toksininin dorsal kök gangliyonundaki ağrı sinyali taşıyan sinir hücresini selektif olarak hedef aldığını ve yapılan fare deneylerinde de ilgili toksinin ağrıyı azalttığını tespit etti.



Ayrıca Bkz.Mikro plastiklerin hücreler üzerindeki etkileri incelendi



Yeni araştırma şu an için oldukça erken evrede olmakla birlikte ilgili mekanizmalar daha da geliştirilebilirse yakın gelecekte ağrı ve kronik ağrı tedavilerinde oldukça umut vadedebilir.



Yeni araştırma Nature Neuroscience adlı dergide yayımlandı.




Kaynak:https://hms.harvard.edu/news/can-dangerous-microbe-quell-pain
Kaynak:https://www.nature.com/articles/s41593-021-00973-8
Kaynak:https://newatlas.com/medical/harvard-anthrax-toxin-pain-blocking-therapy/
S
2 yıl
Taşınabilir MRI cihazı geliştirildi



MRI adlı görüntüleme yöntemi tanı aracı olarak yaygın kullanılmakla birlikte makinenin büyüklüğü ve pahalılığı da kullanım alanlarını daraltıyor. Şimdi is University of Hong Kong ( HKU ) araştırmacıları hem ucuz hem de taşınabilir MRI sistemi geliştirdi. Ayrıca geliştirilen sistem göreceli olarak daha küçük manyetik alan kullandığı için kalkan kullanımı da azaltıyor.



MRI adlı görüntüleme yönteminde vücudun yumuşak dokuları incelenebiliyor böylece özellikle beyin dokusu konusunda oldukça yararlı oluyor ve beyin tümörleri, yaralanmaları ve serebrovasküler olaylar tanı alabiliyor. Ayrıca söz konusu yöntemin BT ( tomografi ) ile X-Ray görüntüleme yöntemlerine göre daha az risk barındırdığını da ekleyelim.



MRI





MRI’nın bütün üstün özelliklerine rağmen söz konusu makineler milyonlarca dolar olmakla birlikte makinelerin bakımı ve işlemesi için de her ay onbinlerce dolar harcanması gerekiyor. HKU araştırmacılarının geliştirdiği taşınabilir MRI cihazı yalnızca 0,055 tesla manyetik alan gerektiriyor. Günümüzde kullanılan MRI cihazlarının 3 tesla güç gerektirdiğini ekleyelim. Geliştirilen makinenin 20.000 dolardan daha ucuza mal olacağı öngörülmekle birlikte yalnızca 2metrekarelik bir alan gerektiriyor ve araştırmacılara göre 750 kg olan makinenin kilosu da 500 kilonun altına indirilebilir.



Geliştirilen cihaz 25 insanda ( 13 beyin tümörlü, 8 iskemik inmeli, 4 intraserebral hemorajili ) test edilmekle birlikte yeni sistemin yaygın kullanıma başlanması için FDA onayı gerekiyor.



Ayrıca Bkz.Mikro plastiklerin hücreler üzerindeki etkileri incelendi



Son olarak FDA’nin benzer sisteme sahip bir MRI cihazını da onayladığını belirtelim.



Yeni araştırma Nature Communications adlı dergide yayımlandı




Kaynak:https://www.asiaresearchnews.com/content/neuroscience-inexpensive-mri-scanner-could-improve-access-neuroimaging
Kaynak:https://www.nature.com/articles/s41467-021-27317-1
Kaynak:https://newatlas.com/medical/low-cost-mobile-mri-machine/
S
2 yıl
Mikro plastiklerin hücreler üzerindeki etkileri incelendi



Günümüzde artan plastik tüketimi plastik atıkların artmasına bu durum da mikro plastiklerin; topraktan organizmaların bünyelerine kadar birçok yere karışmasına neden oluyor. Ayrıca okyanuslarda da büyük plastik yığınları bulunuyor.



Şimdi ise Hull York Medical School kurumu araştırmacıları ilk defa yürütülen bir araştırmayla insanların ne kadar plastik tükettiğini ve bu plastiklerin hücrelere olan etkilerini inceledi.



Bilim insanları ilk olarak içme suyunda, deniz mamüllerinhde ve sofra tuzunda bulunan mikro plastik miktarlarını ölçen araştırmaları ele alarak işe başladı ve daha sonra bu maddelerin toksikolojik etkileri incelendi.



Mikro plastikler





Yürütülen araştırma tarihte ilk defa mikroplastik seviyelerinin insan hücreleri üzerindeki etkilerini inceleyen ve bu durumu halihazırda yayımlanmış makalelerden alınan istatiksel analizlerde oluşturan araştırma niteliği taşımakla birlikte yürütülen araştırmalar sonucunda mikroplastiklerin hücre membranlarına ( zar ) etki ettiği ve oksidatif stresi artırdığı tespit edildi. Söz konusu durum sonucunda da hücre ve dolayısıyla da doku hasarı meydana gelebiliyor.



Ayrıca Bkz.Depresyona genetik yatkınlık ile inflamasyon arasında bağlantı olabilir



Son olarak ilginç bir şekilde mikroplastiklerin şekillerinin de önemli olduğunu, irregüler şekle sahip plastiklerin küre biçimindeki yapılara oranla hücre ölümüne daha fazla sebep olabildiği tespit edildi.



Yeni araştırma Journal of Hazardous Materials adlı dergide yayımlandı.




Kaynak:https://www.york.ac.uk/news-and-events/news/2021/research/microplastics-harmful-human-cells/
Kaynak:https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0304389421028302?dgcid=author
Kaynak:https://newatlas.com/medical/first-study-plastic-toxic-effects-human-cells/
S
2 yıl
Depresyona genetik yatkınlık ile inflamasyon arasında bağlantı olabilir



Depresyon ile çeşitli organik durumların arasındaki bağlantıyı inceleyen birçok araştırma bulunmasına karşın depresyonun organik sebepleri/sonuçları tam olarak anlaşılmış değil. Şimdi ise bilim insanları depresyon ile lökosit ( beyaz kan hücresi ) sayısı arasında bir tür bağlantı keşfetti.



Vanderbilt Genetics Institute kurumu araştırmacıları depresyon ile kronik hastıklar üzerine yoğunlaştı ve depresyon ile inflamasyon arasında ilişki kurdu.



Fikir ayrılıkları





Depresyon ile inflamasyon arasındaki kimyasal ve organik bağlantılar uzun yıllardır araştırılmasına ve bu alanla ilgili birçok çalışmasına rağmen söz konusu durum bilim insanlarını da 2 farklı kutba ayırmış durumda. Bazı bilim insanları söz konusu alanda nedensellik bulunduğunu iddia ederken bazı bilim insanları ise herhangi bir nedensellik bulunamayacağını iddia ediyor.



İlgili alana daha yakından eğilen bilim insanları yaklaşık olarak 400.000 hastanın sağlık kayıtlarını inceledi ve depresyona genetik yatkınlık ile kişinin lökosit sayısı arasında korelasyon bulmak için kolları sıvadı.



Bilim insanları birbirinden bağımsız verilerle yaptıkları araştırmalar neticesinde kişilerin poligenetik depresyon skorları ile yükselmiş lökosit sayıları arasında tutarlı bir ilişki bulmakla birlikte söz konusu verilerin akut depresyon semptomlarından bağımsız olduğunu yani verilerin depresyon/genetik yatkınlık açısından anlamlı olduğunu tespit etti.



Ayrıca Bkz.Viagra Alzheimer oranını azaltabilir



Bilim insanları depresyon ile inflamasyon arasındaki ilişkinin iki yönlü olduğunu yani 2 bağımsız değişkenin birbirinin nedeni ve aynı zamanda sonucu olabileceğini belirtmekle birlikte ilgili alandaki veriler de bu ilişkiyi doğruluyor ancak nedenselliğin tam olarak belirlenebilmesi için gelecekte de araştırmaların yapılması gerekiyor.



Yeni araştırma JAMA Psychiatry adlı dergide yayımlandı.




Kaynak:https://jamanetwork.com/journals/jamapsychiatry/fullarticle/2785322
Kaynak:https://news.vumc.org/2021/12/02/study-links-depression-scores-white-blood-cell-count/
Kaynak:https://newatlas.com/health-wellbeing/white-blood-cells-depression-inflammation-genetic-risk/
S
2 yıl
Havadaki nikotin seviyelerini ölçebilecek deri sensörü geliştirildi



Elektronik sigaraların içerisinde bulunan nikotin, organizmaya zarar veren maddelerin başında gelmekle birlikte bilim insanları elektronik sigara kullanmayan bireyleri uyarabilecek havadaki nikotin seviyelerini ölçebilen deri sensörü geliştirdi.



University of Arizona ile Avustralya’da bulunan RMIT University kurumu araştırmacıları bir araya geldi ve deri üzerine uygulanabilen prototip cihaz geliştirdi.



Nikotin





Geliştirilen sensörde NFC ( near-field communication ) çip bulunmakla birlikte aynı zamanda nikotin sensörü de yer alıyor. Söz konusu sensörde poliimid plastik substrat yapıları bulunuyor ve söz konusu yapıların üzerinde de çok ince bir film tabaka halinde vanidyum dioksit ( VO2 ) bulunuyor. Havada aerosol halinde bulunan nikotin molekülleri söz konusu sensörden geçerken ilgili sensördeki elektrik iletkenliğini de değiştiriyor.



Ayrıca Bkz.Viagra Alzheimer oranını azaltabilir



NFC yeteneğine sahip akıllı telefonlar gibi cihazlar söz konusu sensöre kablosuz olarak güç sağlıyor ve VO2 film tabaka üzerinde elektrik akımı oluşmasını sağlıyor. İletkenlikteki değişimler ise yine akıllı telefona aktarılabiliyor ve böylece ilgili veriler analiz edilerek havadaki nikotin seviyeleri tahmin edilebiliyor.



Yeni araştırma ACS Sensors adlı dergide yayımlandı.




Kaynak:https://www.eurekalert.org/news-releases/936794
Kaynak:https://www.acs.org/content/acs/en.html
Kaynak:https://pubs.acs.org/doi/abs/10.1021/acssensors.1c01633
Kaynak:https://newatlas.com/health-wellbeing/skin-worn-sensor-nicotine-electronic-cigarette-vapor/
S
2 yıl
Üzüm çekirdeğinde bulunan flavonoid yaşam ömrünü uzatabilir



Yaşlanma her ne kadar fizyolojik bir olay olmasına ve bünyesinde çok farklı reaksiyonlar barındırmasına rağmen yaşlılıkla ilgili araştırmalar da devam ediyor. Şimdi ise Çinli bilim insanları üzüm çekirdeklerinde bulunan doğal bir flavonoid bileşiğin disfonksiyone hücreleri ( işlev görmeyen ) hedef alabileceğini ve farelerde ortalama yaşam beklentisini %9 oranında artırabileceğini keşfetti.



Yeni keşfedilen bileşik senolitik adı verilen ve yaşlı hücreleri hedef alarak yaşlılık ve yaşlanma karşıtı etkileriyle organizmanın genel yaşam ömrünü uzatan ilaçlar kategorisinde yer almakla birlikte söz konusu ilaçların diyabet, demans gibi durumlar üzerinde de denemeleri bulunuyor.



Senolitik





Çin’de bulunan Shangai Institute of Nutrition and Health kurumu araştırmacıları üzüm çekirdeklerinde bulunan prosiyanidin C1 ( PCC1 ) adlı maddenin yaşlı hücreleri; programlanmış hücre ölümü adı verilen mekanizmayı indükleyerek ( uyarmak ) yaşlı hücreleri apoptozise sürüklediği ve genel olarak sağlıklı hücrelere herhangi bir zarar vermediğini keşfetti.



PCC1 bileşiği yaşlı farelerin çeşitli dokularında ve organlarında test edildi ve PCC1 uygulanan farelerin yaşlı hücrelerinin klinik olarak anlamlı derecede azaldığı tespit edildi.



Ayrıca Bkz.Viagra Alzheimer oranını azaltabilir



24 ila 27 aylık oldukça yaşlı farelerin ( insan hayatına oranlarsak 75 ila 90 yaşında ) beklenen yaşam ömürlerinin %60 oranında, tüm yaşam ömürlerinin ise yaklaşık olarak %9 oranında arttığını da ekeyelim.





Bilim insanları PCC1’in etki mekanizmaları daha yakından anlaşılabilirse ilgili maddenin insanlarda klinik deneylerde de kullanılabileceğini düşünüyür.



Yeni araştırma Nature Metabolism adlı dergide yayımlandı.




Kaynak:http://english.sinh.cas.cn/news/highlights/202112/t20211203_293418.html
Kaynak:https://www.nature.com/articles/s42255-021-00491-8
Kaynak:https://newatlas.com/medical/grape-seed-compound-anti-aging-tired-cells/
DH Mobil uygulaması ile devam edin. Mobil tarayıcınız ile mümkün olanların yanı sıra, birçok yeni ve faydalı özelliğe erişin. Gizle ve güncelleme çıkana kadar tekrar gösterme.